CUMHURtYET 22 Nisan 1938 Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz Şehirde yaz hazırlıkları Nakil vasıtaları idareleri, mıntakalarında oturan halkın ucuza seyahat edebilmelerini temin eden tenzilâtlı tarifeler hazırlıyorlar yemekleri, gerek tedansan için müşterek biletli kombine biletler ihdası temin edilŞirketi Hayriye, yeni ilkbahar tarife miştir. sini pazar gününden itibaren tatbika kaAkayın araba postaları rar vermiştir. Şırket, yeni tarifede bilhasAkay İdaresi, Şirketi Hayriye ile an sa halkm memnuniyetini celbedecek olan doğru postalara ehemmiyet vermiştir. Bu laşarak araba vapurlarından birisini Yameyanda sabahları Rumeli cihetinden lova hattına tahsıs etmiştir. Usküdar, Ka8,10 da Büyükdereden başlıyarak doğru bataş ve Yalova arasmda yapılacak olan Beykoz ve Paşabahçeye uğrıyarak Köp bu postalar, haziran başında başlıyacak rüye ve akşamları da 19,20 de doğru ve Rumeli ile Anadoluyu en kısa yoldan Paşabahçeye ve oradan Beykoz, Büyük birbirine bağhyacaktır. dere ve Kavaklara kadar postalar tertib Usküdar tramvaylarile anlaşma edilmektedir. Usküdar ve havalisi tramvay şirketile Diğer taraftan Şirketi Hayriye, Bele şirketi Hayriyenin müştereken yaptıklan diyenin imar programına iştirak edebil tenzilâtlı müşterek biletler, çok faydalı mek ve bu programla hemahenk yürümek olmuştur. Bu formülün genişletilmesi de için yeni bir program hazırlamaktadır. düşünülüyor. Verilen malumata göre, şirket, ayın on Avrupa hattında birinde tenzilâtlı olarak çıkardığı aylık Avrupa hattında da Devlet demiryollarî kart abonmanlara ilâveten haziranm idaresi, mühim yaz hazırhklan yapmak I inden itibaren üç aylık abonman kart tadır. Bilhassa Floryanm en seri posta'arları ihdasına karar vermiştir. Bu kartlar, Ia şehre bağlanması mevzuu üzerinde duyüzde kırktan elliye kadar tenzilâtı ihtiva rulmaktadır. Floryaya doğru postalar edecektir. tertibi muvafık görülen tasavvurlar ara IBaştaraJı 1 inci sahifede] Hakem meselesi Yazan; NÜZHET ABBAS Yalniz bizde değil, her yerde futbolun güçlük arzeden mühim safhaianndan biri de hakem işidir. Biz hakem işlerini 1932 de açtığımız kurslarla ve kurduğumuz hakem komitesile başarmıya girişm'ş bnlunuyoruz. Hakem işleri hususundaki îavsiyelerimi serdetmeden evvel beş se nclik faaliyetin kısa bir b;lânçosunu yapmayı faydalı buluyonım. Beş sene evvel açtığımız kurslarda on beş yirmi kadar hevesliyi bir araya toplamış, evvelâ futbol kaideleri üzerin de tereddüd edılen noktalan tesbit etmiş ve birer karara bağlamıştık. İlk nazarda başanlmış işler meyanında sayılması a b«s gibi görünen bu mesele hiç de hasıl ettiği zan gibi değildir. Çünkü kurslarda ismi futbol tarihimize geçtniş nice hakemlerin bile kaideleri yanlış anladıklan ve tatbik ettikleri de meydana çıkmış bulunuyordu. Bu hakikati bugün kurslarla uzak yakın alâkadar olan herkes takdir eder. Demek oluyor ki hakem kurslan eskiler üzerinde faydalı; yeni hevesliler için de kat'î bir ihtiyacdır. İşin nazarî kısmı nı kurslarla, tatbikat kısmını da tecrübe ile pişinnek meselesi üzerinde hepimizin ittifak edeceğimiz de tabiidir. Hakem komitesinin, hakem yetîşrir mek, onlan kontrol etmek ve memleket hakemlerinin başmı bir mercie bağlamak bakımından lüzum ve faydası ilk açıldığı zamanla bugün arasmda sekteye uğnyan faaliyet devresi olmasayd: elbette ki spor efkân umumiyesi tarafmdan daha büyük takdirle karşılanmış olurdu. JjC 3J! rj! Yunanlı bir güreşçi Tekirdağlı Hüseyni güreşe davet ediyor Bir kehanet rökorıı Bugünlerde 200 İngiliz heyetsinasi, Harrogat'ta bir toplantı yaparak, yıl dızlarm, insanlar üzerindeki tesirah etrafmda müzakere lerde bulunacaklar dır. Bu müzakereler dört gün sürecek ve hah cereyan edecektir. Bu gizliliğin sebebi, efkân umumiyenin, bu vadideki tetkikata lâyık oldukları kıymet ve ehemmiyeti vermemesi ve heyetşinaslann sözlerini, falcı uydurmasından farklı karşılamamasıdır. 200 heyetşinasın akdedeceği bu kongrenin azası meyanında, diğer mesleklere mensub birçok kimseler, ezcümle kadmlar da vardır. Kongre müzakerelerinm hafi yapıl ması kararlaşmış olmakla beraber, aza dan bazılan, müzakeratm mahiyeti hakkında ufacık bir fikir vermekten büsbütün çekinmemişlerdir. Meselâ, heyetşi naslardan biri şöyle demiştir: «Yeryüzündeki heyet âlimlerinin cümIesi, Avrupa işlerinin ancak Yirminci asrm rub'unda nazik bir safhaya gireceğini ifadede müttefiktirler. Yani Avrupa, 1970 senesile 2000 senesi arasmda müşkül zamanlar yaşıyacaktır. O zamana kadar korku yok!» Bu sözü işittikten sonra, Avrupa ahvaline şöyle bir göz atarsanız, heyetşi naslar kongresinin, dört günlük toplan tısmda ne faydalı işler göreceğini anlarsımz! lara şunu söyliyeceğim: En sevdiğiniz spor olan futbol sizin de teşriki mesaınızle kalkınacaktır. Yann; (hayır, bunu artık son maçlardaki sırf oyun mehareti bakımından düşen futbol seviyemizi gözönünde tutarak) bugün şeklinde de yazabiliriz; size seyir zevki vermiyen futbolun düşüklüğü herkesten ziyade sizi müteessir edecektir. Bunda doğrudan doğruya hakem meselesinin sun' ve taksiri olmasa bile, dolayısile alâka mevcud olduğu inkâr olunamaz. Şu halde hepi mizin alâkadar olmamız vazife olan bir işte bir kısım arkadaşlann çekingen dur malarile işi aksatmak bir kayıbdır. Bu kaybı tela.fi ise teşkilâttan evvel bize de düşen vazifedir. Diğer taraftan hakem işlerinde Fede rasyona düşen vazifelerden en mühimı Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakımn Türk Spor Kurumuna inkılâb edişinden sonra kurumun umumî yasasma ilâve e deceği futbol müsabaka nizamnamesinin daha şümullü ve üzerinde en ince tefer ruatına kadar işlenmiş şeklinde bir ayak evvel vücude getirilmesidir. Biraz daha tavzih edelim. Eldeki talimatnamede bugün için hakem işlerini aksatan çok mühim bir madde vardır. Müsabaka hakemlerinin kulüb murahhaslannın rey ittifakına bırakılmış olması. Belki on beş belki de yirmi beş senelik bir tecrübe ile sabittir ki hakem işlerinde bu seçim tarzile hiçbir zaman istikrarlı bir muvaffakiyet elde edilmiş değildir. Bir kulübün maksad ve gayesinin yüzde doksan dokuzu maçı kazan makbr. Bu gayeye erişmek hususunda kulüb için her yol şayanı tetkiktir. Teşkilât için ise mesele bunun tam aksidir. Kulüblerin hakemi seçmek hususunda hiçbir reyleri olmasın taraftan da deği lim. Ancak eldeki hakem adedine göre bu seçimin bir günde yapılıp bütün bir devre için muteber addedilmesine mübrem ve mutlak bir ihtiyac olduğuna kaniim. Mevsım başında ve ikinci devre başlangıcmda kulüb murahhaslan hakem komite ve futbol ajanhğınm iştirak edecekleri bir toplanbya davet olunur, ve hakem tayin ışleri de bu toplantıda hal ve faslolunur ve fikstürle birlikte ilân olunursa hakem işinin mühim bir safhası kolaylıkla halledılmiş olur. Bu şeklin hakemlere, teşkilâta ve nihayet kulüblere boşuna ve ekse riya menfî netice ile sarfolunan beyhude emeklerin ekonomisi, spor disiplini ve işlerin selâmetle yürümesi bakımmdan temin edeceği faydalar o kadar boldur ki Şirketihayriyenin hazırlıkları Jorj Vassel Dün Atinadan Jorj Vasil imzalı bir mektubla kulaklarının karnabahar göbe ğme dönmesmden mmderle bir hayli ülfet peyda ettiği anlaşılan bir pehlivan resmi aldık. Bugünkü vaziyet ise şudur: Futbol Federasyonu böigelerde tesis etmekte olduğu ve edeceği hakem komitelerine yu karıdaki vazifeleri vermektedir. Hakem işlerini yoluna koymak hususunda esasen başka yapılacak bir işi de yoktur. Yalniz bu komiteleri Iâfzı murad bir şekilde kurup bırakmak ve faaliyetlcrinden bihakkın istifade edememek meselesi de akla gelen bir ihtimal olduğunu unutmamak lâzımdır. İşte biz bu yazımızda bu cihetler üzerindeki dü§üncelerimizi mevzuu bah sedeceğiz. Amatör bir teşkilât olduğumuza nazaran bu işte muvazzaf kimselerin kullanılması mevzuu bahsolamıyacağından sar fmazar bu işin muvazzaf kimselerle de mutlak yürüyeceğine kanı değiliz. Hatta Daha ileri giderek muvazzaflarla olur, amatörlerle de olur bir i§ olduğunu söy liyebilirim. Elverir ki evvelâ eski sporcularımız ve sonra da spor efkân umumi yemiz bu işin bir lüzum olduğuna ve işi lâyık olduğu ehemmiyett; telâkki etmezsek hakem derdınin sürüp gideceğine ve nihayet el ve iş birliğile çalışmanın mübrem bir ihtiyac olduğu üzerinde birleşmiş bulunalım. Unutmamalıyız ki Federasyon azamî fedakârhkla çalışmaktadır. Yerli antre nör yetiştirmek için üstad bir adam getirilmiştir. Paraca fedakârlıklardan da hiç çekinilmemektedir ve söziın kısası mesele bugünkü şeklinde Federasyonla futbol teşekküllerimizm ve kulüblerimizin teşriki mesaisine bağlı bulunmak mevkiindedir. Hakem komitelerinin verimli iş görebil meleri için ilk plânda her bakımdan bu işin ayrı kimselere tevdi olunması lâzımdır. Fakat gayet açık ve samimî olarak söyliyebiliriz ki son zamanlarda eski arkadaşlarda bir bıkkınhk ve bezginlik sezinlemekteyim. Sadece bir hasbihal mahiyetinde ve hiçbir tenkid kasdı olmaküzın bu arkadaş Jorj Vasil aslan Yunanlı olduğunu, 1910 senesindenberi Amerikada yerle şerek oranın tabiiyetini aldığmı, şimdiye kadar profesyonel serbest güreşçi olarak Cenubî ve Şiinalî Amenkalarda, Avustralya, Avrupa ve cenubî Afrikada tak riben 230 maç yaptığını ve Atinada bir ay kadar kaldıktan sonra angajmanlannı yerine getirmek üzere tekrar Avustralya Yugoslavyada seyyahlara ve cenubî Afrikaya gideceğini anlattık gösterilecek yeni kolayhklar tan sonra sadade gelmekte ve iki maç Belgrad 21 Ticaret ve Sanayi Nayapmak üzere Tekirdağh Hüseyin pehzın, Yugoslavyayı ziyaret edecek olan livanı Atinaya davet ettiğini bildirmek turistlere yeni müsaadekârlıklarda buluntedir. mağa karar vermiştir. Meselâ YugoslavHüseyin peMivanm bu bir ay içinde ya sahillerine Yugoslav gemilerile gelen Atinada kendisile güreşmeği kabul ettiği ecnebi seyyahların pasaportlan meccanî takdirde şartlarını Atinada, George Vas olarak ve üç ay için muteber olmak üzesel Patissia, Rue Parnilhos 206 numa re vize edilecektir. Ecnebi gemilerile ge raya yazması rica edilmektedir. len seyyahlar, ayni müddet için yalniz on dinar tediye edeceklerdir. Serbest güreş müsabakaları Pazar günü Taksim stadyomundaki serbest güreş müsabakalannın yapılması hemen hemen kat'iyet kesbetmiştir. Eski Türkiye başpehlivaru Kara AH dün tekrar matbaamıza gelmiş ve Bahkesir îdmanyurdunun, Tekirdağl Hüseyinle güreşmek üzere vaki olan davetini kabul etmediğini, burada kalarak pazar günü Taksim stadyomunda Tekirdağlı ile kapısmak üzere beklediğini söylemiştir. Bu yazı Boğaziçinde geçirmek istiyen ailelerin mekteblere devam eden çocuk lan, sayfiyede temmuz başından eylul sonuna kadar kalacaklan için üç aylık başka bir abonman kartı ihdas edilecektir. Bu abonman kartlarıle Anadolu cihetinde Usküdardan ve Rumeli cihetinde Rumelihisarmdan başlıyan yüzde kırk ten zilât, Yeniköy ve Paşabahçeden sonra yüzde elliye kadar çıkacak, bu suretle Boğaziçi halkı en ucuz tarifeye kavuşa caktır. Bir taraftan da Şirketi Hayriye yaz mevsiminde temmuz ve ağustos aylanna münhasır olmak üzere, cumartesi günleri öğleden sonra Boğaz tenezzühleri ter tib etmeğe hazırlanmaktadır. Bu tenez zühler, 71 ve 74 numaralarla yapılacak ve vapurlarda alat' a musiki san'atkârlarmdan mürekkeb saz, orkestra ve caz bulunacaktır. Akşam saat 20,5 a kadar devam edecek olan bu postalarda büfe de olacaktır. Şirket temmuz ve ağustos aylannda mehtab seferleri yapmağa ve bu meyanda mehtabda Tarabyada gardenparti tertibine karar vermiştir. Aynca Balık lokantasile Tokatliyan anlaşarak gerek öğle sındadır. Bir Yugoslav gazetesile bir Fransız gazetesi arasmdaki münakaşa Belgrad 21 Samuprava gazetesi, «Viyana mektebinin Parise nakli» başlığı altında Örop Nuvel adındaki Fransız gazetesinde intişar eden ve Yugoslavya aleyhinde bir takım tenkidleri ihtiva eyliyen makaleyi mevzuu bahsetmektedir. Örop Nuvel, Cornale Ditalya'nın 8 mart tarihli bir makalesini iktibas etmiş olduğunu iddia etmektedir. Samuprava, şöyle diyor: «Cornale Ditalya'nın bütün nüshalannı gözden geçirdik, açıkça böyle birşeyi istihdaf eden yazıya tesadüf edemedik.» Esasen Örop Nuvel'in bu yazısını Jurnale Ditalya, infialli bir lisanla tekzib etmişti. Samuprava ilâve ediyor: «Viyana, bilhassa Sırblar için yaînız Mozar'ın vatanı olmakla kalmamış, belki yüksek bir entrika mektebi ve bizim millî hürriyetimize düşman bir yılanlar yuvası olmuştur.» Prenses Elizabet 12 yaşında Londra 21 Prenses Elizabet, bu gün doğumunun on ikinci yılönümünü tes'id etmektedir. Prenses, Vindsor şatosunun kendisine aid olan apartımanında Kral ve Kraliçeye, Valide Kraliçeye, Prenses Margerit Roz ve halihazırda Kral ve Krahçenin misafiri olan zevata bir çay ziyafeti verecektir. şiktaş stadmda hazır bulunmalan tebliğ olunur. Beykozdan: Safa, Bahadır, Kemal, Sadeddin, Şahab, Turhdn, Mehmed, Kâzım. Vefadan: Muhteşem, Hüseyin. Istanbulspordan: Samih, Hasan, En Uçak modelcilik kursu kapandı İsveçli pehlivan Negrm'in pazara kadar yetişemiyeceği anlaşıldığından bu haftaki müsabakalar Türk pehlivanlan bunlan bu yazıda saymak dahi lüzum arasmda yapılacak demektir. Tekirdağlı dur. Hakem seçimini kulüblerin gönlü Hüseyinle Kara Ali, Mülâyimle de hoş, teşkilâtın otorite ve murakabe hak Himmet pehlivanlar tutuşacaklardır. lan sıyanet edilmek şartile bu şeklin haBu iki mühim müsabakadan başka proricinde aramak beyhude bir zahmettir. fesyonel olmamakta ısrar eden ve 18 yaHer hafta, hatta haftada üç dört defa şında bulunmasına rağmen 1,86 boylu ve teşkilâtı, kulübleri, sporculan, ve spor ef 96 kiloluk Nazmi de Şileli Rami ile bir kân umumiyesini beyhude işgal eden gösteriş müsabakası yapacaktır. hakem tayini işi bu şekilde hallolunduğu takdirde tekrar yoltuzluklar olursa; biz bu yoldaki anlayışsızhğımızı, hatta Futbol ajanlığmdan cehlimizi en evvel kendimiz itiraf etmeğe 24/4/1938 pazar günü Şeref stadyohazırız. munda yapılacak maçlar : Bu haftaki maçlar Süleymaniyeden: Muvaffak, Ruhi, Daniş, Ibrahim. Topkapıdan: Sabahaddin, Haydar, Salâhaddin, Yunus. Hilâldan: Rauf, Suphi, Hakkı, Ilhan, Zeynel. ver. NÜZHET ABBAS Voleybol müsabakaları tehir edildi Galatasarau spor kulübünden: Galatasaray spor kulübünün salonun da tertib edilmiş bulunan voleybol turnuvası maçlannın 23 nisan bayramma tesadüf eden kısmı ılân edilecek başka bir güne tehir edilmiştir. Maarif Müdiirü Tevfik ve modelcilik muallimi Celâl bir model tetkik ediyorlar Kurstan mezun muallimler grup halinde Mükâfat tevzii merasimi Askerî liselerimiz arasmda büyük ve füzuli teşkilâtlara lüzum görülmeden intizamla devam ettirilerek neticeleri alınan spor şubelermin birincilik veya şampiyonluk kazanan ferd ve takımlanna mükâfat tevzii merasimi 23 nisan bayramına tesa düf eden cumartesi günü Taksim stadyomunda yapılacaktır. Altı kulüb muhteliti Beşiktaş saat 15 Altıkulüb muhteliti Galatasaray saat 16,30. Birinci maçın hakemi Tank, yan ha kemleri Şevki ve Fahri. İkinci maçın hakemi Ahmed Adera, yan hakemleri Hayri ve Rıfkı. Altı kulüb muhtelitini teşkil etmek üzere aşağıda esamisi yazılı futbolculann levazımlarile birlikte saat 14,30 da Be Yanıbaşında, yusyuvarlak, kıpkızıl saçlı, çok boyalı bir kadın, büzülmüş oturuyordu. Arkasında, sırtlan bana dönük iki erkek vardı. Bu erkeklerden birinin kocam olduğunu gördüm. Öteki, kocamın, birçok defa uzaktan gördüğüm bir arkadaşı idi. Onun da beni herhalde tanıdığını zannediyordum. Bu iki çiftin, üzerimde yaptığı tesiri imkâm yok anlatamam. Kocam, aktrisin arkasında oturmuş, elini, lâübali bir tavırla onun oturduğu koltuğun arkasma dayamıştı. Arasıra, pürtebessüm ona doğru eğiliyordu; ba zan da, bizzat aktris, başmı arkasma çeviriyor, ona birşeyler söylüyor, yahud gülümsüyordu. Onları, daha evvel de, yanyana görmüştüm. Fakat, bu, Kahireye ilk geldiğim günlerdeydi ve o zaman, Yusuf Haddad bana soğuk görünüyordu ve kendisine koca nazarile bakmıyordum. Halbuki, o tarihten bugüne kadar ara dan çok zaman geçmişti. İtiraf edeyim ki, o gün duyduğum his, ilk günlerdekine hiç benzemiyordu. Daha dün, şu adam, etrafmıda pervane gibi dolasıyordu; elleri, ellerimi tutmağa, belimi kavramağa çalışıyor, gözleri, gözle l r Çocukları fenalıklardan korumak her insanın vazifesidir. ' tstanbul Erkek San'at mektebinde iki buçuk aydanberi devam etmekte olan uçak modelcilıği kursu, dün öğleden sonra kapanmıştır. Son derste Maarif müdürü Tevfik de bulunmuş, dersi müteakib Sultanahmed meydanmda uçak kemanlardan çıkan lâhutî nağmeyi dinliyordum. Bir arahk, garib bir kuvvet, gözlerimi açmağa, başımı sağdaki locaya çevirmeğe beni adeta zorladı ve oraya baktığım zaman, birden ürperdim. Locada iki kadm ve iki erkek vardı; bu erkeklerden birisi de, Özbekiye bahçesindeki yabancı adamdı. Gözlerini bana dikmiş, tıpkı bahçedeki gibi, ısrarlı nazarlarla ba kıyordu. Kendisine döndüğümü görünce başı nı eğerek selâm verdi. Gayriihtiyarî, se lâmına mukabele ettim ve gene öteye döndiim. İki saniye süren bu ufacık hâdise keyfimi kaçırmıştı. Fakat, o sırada birinci perde kapandı; seyircilerden bir kısmı sigara salonuna geçmek üzere yerlerinden kalktılar; salonu dolduran gürültü ve hareket arasmda bu geçici can sıkmtısmı unuttum. Şimdi, aktrisin locasına yabancı kim selerin girip çıkmağa başladığını görüyordum. Kocam ve arkadaşı locadan ayrıl mışlardı. Bir aralık, güzcl aktrisin kar şısında hulus çakmakla meşgul erkekler den birinin, onun kulağına eğilerek bir şeyler söylediğini Maud Assy'nin de dönüp bana baktığmı gördüm. Beni görür görmez, şaşınr gibi oldu; modellerinin uçuş tecrübeleri yapılmıştır. Uçak modelcilik kursuna iştirak eden muallimlerin sayısı yirmi beştir. Uçak modelciliği derslerini İstanbul Kız Muallim mektebi resim, iş muallimi Celâl Koçura vermiştir. bu şaşkınlığı, onun beni tanıdığını anlatmağa kâfi gelmişti. Maud Assy, kocamın locaya girmesî akabinde onu elile geriye, locanın karanlık kısmma doğru itti, ayni zamanda kulağına da gizli bir şeyler söyledi. Aktrisin sözleri, Yusuf Haddadın ü< zerinde bir elektrik cereyanı tesiri yap mıştı. Hiç düşünmeden, anî bir hareketle ileri doğru uzandı, bemm Iocama doğru ve hayretten apaçık gözlerle bana baktı. Bütün bu sahneyi, yan kapalı kirpiklerimin arasından seyre'miştim. Kocamın, yüzüne karşı metresinin b mini ilk defa söylediğim günkü gibi sarardığını ve bana takılıp kalan gözlerinde ayni dehşet ve nevmidi bulutunun dolaştığını gördüm. Locasında onu metresüe beraber gördüğüm dakikalann acısıru çıkarmıştım. Kendi kendime düşünüyor, Yusuf Haddadın vaziyetini tahlile çalışıyordum. Bir yanda, hiç kimsenin tan^madığı karısı, öte yanda kâinatın bildiği metresi vardı. Kocam, bu iki ateşin arasında kalmıştı. Hangisini tercih etse ötekini feda etmesi lâzımgelecekti ve feda edilen, kansı da olsa metresi de olsa. onun bu çirkin hareketini kat'iyyen affetmiyecekti. (Arkası var) Aşk ve macera romam : 5 2 Nakleden: düşüne gerilen sinirlerimi, ancak, kocama bu suretle meydan okumakla teskin edebilecektim. Yaptığım işin delice birşey olduğunu, kadmlık gururumun bu ise mâni teşkil etmesi lâzım geldiğini, iyi bir aile kadını nın yeri, kocası tarafından aldatılsa bile, aile yuvası olduğunu düşünmüyor değildim. Fakat, ne korku, ne muhakeme, bütün teferruatmı uzun uzun hazırladığım bu teşebbüsü yerine getirmekten beni alıkoyamıyordu. Hamdi Varoğlu Maud Assy'yi haftalardanberi düşüne dolduran bütün başlar XXVI On iki numaralı locaya girdiğim zaman, ışıklardan gözüm kamaştı. İlkönce, bol ziyadan, siyahlı beyazlı kıyafetler den mürekkeb bu müthis kalabalığm içinde, hiçbir şekil seçemedim. Yerime oturdum. Aradan çok geçmeden, tiyatroyu benden tarafa döndü. Bir kişilik yer bulmak için avuç dolusu para verilen bu yerde, benim, tek başıma bütün bir locayı işgal edişim nazarı dık kati celbetmiş olsa gerekti. Nereye baksam, bana çevrilmiş gözlerle karşılaşıyordum. Başka bir zaman olsa, bütün bir tiyatro halkının tecessüsüne hedef olmak beni mutlaka çok sıkardı. Halbuki, o dakikada, buna ehemmiyet bile vermiyor dum. Çünkü, Iocama girer ginnez, benden pek pek üç metre uzakta bulunan aktrisin locası derhal gözüme ilişmişti. Maud Assy oradaydı. Pırıl pml pullarla yanan, siyah tülden bir rob giymişti, ve bu koyu rengin albndan, kendi teninin rengi, harikulâde bir güzellikle gözlere çarpıyordu. rimin içinde erimek ister gibi görünüyordu. Aramızda, muhabbetli hiçbir söz teati edilmemiş olmasma rağmen, aşk, ruhlanmızı birleştirmiş denilebilirdi. Ve şimdi, herkesin tanıdığı ve metresi olduğunu bildiği bu aktrisle, âlemin gözü önünde oturan, gene bu adamdı. Kalbim, şiddetli bir acı ile burkuldu; fakat, dudaklanm gülümsemeğe devam ediyordu. Gözlerimi, bu uğursuz çiftten ayırarak, başka taraflarda dolaştırdım. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, o esnada, beni bu tiyatroya sevkeden di vanece kararı verdiğime nadim olmuş tum. Kendime bu ıstırabı ne diye reva görmüştüm sanki? Onların saadetini kendi gözlerimle görmeğe niçin kalkışmıştım? Lâkin, bu zâftan çabuk sıynldım. Buraya gelmekten maksadım, kocama açıktan açığa meydan okumak ve yeryüzünde, kendi adını taşıyan bir kadının mevcud bulunduğunu ona hatırlatmaktı. Dudağımm kenannda beliren ve o dakikaya kadar güçlükle zaptedebildiğim ıstırab kıvnntısı, yerini, müstehzi bir üı tikam tebessümüne bıraktı. Orkestra başlamıştı. Ben başunı av cuma dayamış, gözlerim yan kapalı, dirseğim locanın kadife kaplı kenanna yaslı,