9 Mart 1938 CUMHUBtYET Serhest Hkirler Abide Jürisi tir. Fakat, kurulması için seneleree (eş ref saati) beklenen bu jürinin resmi yetinden çok daha mühim olan şey, azalarının plâstik san'atlardaki vukuf ve salâhiyetlerinin derecesi idi. Bir heveti sıhhiye kurmak icab ettiği zaman, bir tarihciye, avukata veya tücrara buyurun denmez, dense de kabul ettirilemez. Yeter ki, sıhhive memuru dahi bulunmıvan bir sehirde acele tedbir almak ihtivacı cıVnasm. O zaman teklif bir zaruret, onu kabul de insanlık borcu olur. I âkin. abide jürisi içii mesele bu de^ildir. Azaları istediğimiz ?ibi seçmek icin hem zemin ve hem de zaman müsaiddir. Yoksa tababet ve d?ha birrok meslekler ihtisas işidır de harcı âlem olan plâstik san'atlar mıdır ki, abide jürisini kurarken dokuz aza için iki san'atkâr kabul edivoruz. On lar da tesadüfen ecnebi bulunuyorlar. Hani ya. ecnebilerin millî mefahirimize aid mevzularda muvaffak olamıyacak larını sövlüyorduk. Şimdi ise kendile rinden daha imkânsız bir iş beklivoruz! Yeni jüri, resmî bir jüridir. İçinde doğrudan doğruya temsil edecek aza larm bulunması sarttır. Lâkin devlet temsil edilecek diye jüriye her Vekâ letten ve partiden birer memur koyar veya san'attan anlar zannile aykın meslek erbabmı alır da san'atkâr azaları ekallivette bırakırsak, alacağımız netice, san'at ve tekniğe değil, hislere dayanan bir hüküm olacaktır. Bu takdirde, abide müsabakalarıni, kendi şehirlerine aidiyeti dolavısile daha hassas davra nacak olan vilâyetlere bırakmaktan iyi çare yoktur. Eger, resmî jüri, bir form meselesi değilse, mümessil azalar adedinin üçte bir nisbetini geçmemesi, mütebaki üçte ikisinin de muhakkak surette san'atkâr olması ve bu san'atkârlann kabili vet ve gerekse karakterleri itibarile üstünlüğü temin icin de meslektaşlarma sectirilmeleri şarttır. San'atkârlar bir taraftan müsabaka lara girerken. diğer taraftan da jüri azaları olamazlar gibi bir düşünce varid olabilirse de bu, jürinin vukuf ve salâhiyete dayanması zarurî olan gayesini ihmal ettirecek bir müşkül değildir. Halli icin muhtelif yollar vardır. Yeter ki mesele bir defacık da san'atkârlan mızdan sorulsun. Mahmud Cuda Ingiliz Başvekilinin Meşhur bir Alman nutkunun akisleri tayyarecisi geldi M. Çemberlayn, 4 sene M. Volf Hird bu sabah lik haricî siyasetin mes'uAnkaraya hareket liyetini deruhte ediyor edecek Londra 8 Çemberlayn'in A vam Kamarasmda söylemiş olduğu nu tuk ve bilhassa sırf Maliye Nazırlığı makamını işgal etmiş olmakla beraber dört senelik haricî siyasetin mes'uliyetini deruhde etmekte olduğu hakkındaki f;krası parlamento mehafilinde heyecan uyan dırmıştır. Muhalefet, Çemberlayn'in hatta Baldvin hükumeti zamanında oynamış olduğu faik rolün ifşa edilmesi karşısında biraz endişe hissetmekte ve fırsatUn bilistifade nazırların bilâhare dünkü siyasî beyanatı reddedememeleri için kendisinden yalniz kendi namına değil, bütün kabıne erkânı namına söz söylemiş olduğunu tasrih etmesini taleb etmeğe mütemayil görünmektedirler. Meşhur Alman tayyarecilerinden ve birçok plânör tipi yapmış olan Volf Hird dün şehrimize gelmiştir. Alman tayyareci dün refakatinde Türkkuşu kumandanı Zeki ve Türkkusu İstanbul başkan: Savmi olduğu halde İstanbul Hava kurumunu, Beşiktaşta müteahhid Nurinin yapmakta olduğu tay yare fabrikasını, müteakıben de şehrin şayanı temaşa mahallerini gezmiştir. Misafir tayyareci şerefine dün akşam Park otelinde bir ziyafet verilmiştir. Alman tayyareci bu sabah saat 9,5 ta tayyaresile Ankaraya hareket edecek ve kendisine Yüzbaşı Zeki ile Savmi ayn bir tayyare ile refakat edecektir. Volf Hird Ankarada karşılanacak, izaz ve ikram edilecek, bilâhare de Ankarada ve İstanbulda birer konferans verecektir. Volf Hird, Hird nammdaki bir tayyare motörünün de mucididir. Kendisi şimalî Afrikaya seyahat etmektedir. Alman tayyareci Ankaraya giderken yolda Inönü kampmda inecek, ve Türkku?u talebelerini e;Örecekrir. Ziraî bahisler Bugüne kadar, yurdumuzda birçok abideler dikildi. Bir kısmını Kanonika. Kripel, Torak gibi ecnebi, mütebakisi ni de Kenan, Xejad, Hadi, Ratib, Nus ret gibi yerli artistler yaptılar. Fakat, ne yaptılar; nasıl yaptılar; muvaffaki yet dereceleri nedir? Maalesef, bu sanatta vukufu olanlardan birisi çıkıp da teknik ve estetik bakımdan bir tahlil ve tenkid yazmadı. Her biri ayrı bir san'at hareketi olarak tebarüz ettirilmesi, halkm alâkalsndırılması icab eden bu hâdiseler tam bir sükut içinde geçti, gitti. Yalniz, aŞızdan a§za dolasan. bazan da matbuata akseden üç fikir cereyanı vardır: Millî his ve heyecanlara aid mev zularda ecnebilerin muvaffak eser veremiyecekleri; dolavısile yerli san'at kârları calı^tırmanın iki taraflı bir zaruret olduŞu yerde, abide yaptırmak icin seoilen san'atkârlarm esaslı ve haklı terc'h şartlarmı haiz olmayışı. Evet, millî mevzularda ecnebi artistlerin muvaffak olamiyacakları fikri bir hakikat ise de hiç bir zaman umumiyet ve kat'iyet ifade edemez. Bourdelie. Maillol. Despiau gibi bazı müstesnalar vardır ki, onlar için yabancılık mevzuu bahsolamaz. Yalniz kendilerini tam mak, hiç değilse tanıyanlarm tanıya nım tanımak lâzımdır. Yerli san'atkârlara gelince: Bir mil letin yüksek san'ata sahib olması ve cerefine bir kat daha ilâve edebilmesi H n falı<=tınlmaları ilk ve ebedî bir sarttır. Milliyet duygusu taşıvan kafalara bunun kadar uvgun gelecek bir fikir d?hq belki de mevcud değildir. Millivet aransm veya aranmasın, abide işlerinin en ehemmiyetli ve güç ta^afı, müsabakaiara giren eserleri tefrik ve bilhassa siuariş verilecek artLsti in+ihab edebilmektir. San'at dünvasının en salâhiyetli şahıslarile kurulmus jürilerin hükümleri dahi her zaman itiraz ve tenkidlere vol acrms, ha+ta haksız çıkarıldığı da ol mustur. San'at kültürü yeni baslıyan yurdumuzda ise her hangi bir vilâvet veya müessese tarafından kurulan lâaTettavin iürilerin hükümleri itiraz ve tenkidlerden maada bir sürü dedikodu'ra da yol açacak kadar isabetsiz ola bilirler. Nitekim. en yeni olarak Akademide vapılan Erzurum abidesi müsabakası r>m birircisini Frzurum Vilâyeti; Ma n ; sa ab'r'e^inin birincisini de yeni te ^ekkül eden abide jürisi rökoze etmiş lerdir. Bir abidenin doŞrudan doğruya blr artiste sinaris edilmestne nazaran mü fabaka aomak fikri hic süphesiz ki daha makul bir şekildir. Fakat, bu da, secimin tam veva vakın bir isabet temin edebilmesi icin kâfi değildir. Ancak, r^üsabakava bakacak olan jürinin plâstık san'atlara vukufu olan sahislardan m"ıte«ekkil ve resmî olması lâzımdır. Devlet. bu nivetle dokuz azadan mürekkeb resmî bir iüri kurdu. Jüri de faalivete başladı. îlk iş olarak, Giresun pbidesinin müsabakasına istirak eden bes makete baktı ve hepsini rökoze etti. Bu maketler arasmda, Erzurum abJr'esirde birinci olan maketin yanlarm dan birer figür eksiği ile bir avni varrh. Bir müsabakada birinci gelen bir piaket diğer bir müsabakada nasıl olur da rökoze edilir? Erzurum abidesine bakan jüri üç aza ilâvesile yeni jürinin avni, keza Manisa abide<dnin birincilik h^kkını kaldıran veni jüri de üc aza eks^ile birincilik hükmünü veren eski jünnm avnidir. İsmi değisen jüride üc aza fazlalıçı iMe bir nisbetinde olduğuna göre eskisUe arasmdaki hüküm tezadım nasıl tevil etmelidir? Resmî bir abide jürisi, abideler u§ runda sarfedilecek paranın tam verini bulması irin oldugu kadar, san'atkârlanmızm haklarım korumak için de büvük bir ihtiyacdı. Birçok zarar, bir o kadar da inkisarla dolu senelerden sonra nihayet teşekkül edebildi. Bundan sonra yaptırılacak olan bütün abideler mnhakkak surette bu iüriden gececek Zeytinyağı fabrikaları disipline tâbi olmalıdır Yemeklik iyi kalite yağ istihsali, artık ancak bu suretle mümkün olabilir Son beş senelik istihsal vasatilerine nazaran memleketimizde senede 24 bin ton raddesinde zeytinyağ istihsal edil mektedir. Bu yağların Tö 20 25 İ 0,54 asidli kokusuz ve tortusuz sıhhî şeraiti haiz yemeklik evsafındadır. Bir kısmı 5 8 asidli «Lampant» namı altmda iç ve dıs, memleketler tasfiyehanelerinde yenmeğe salih bir hale «etirilmektedir. Mühim bir ki3mı da sabun yapmakta ve mümasil sanayide istihlâk edilmektedir. İstatistik rakamlarına nazaran millî zeytinyağ istihsalâtmın ^ 27 si memleket dahilinde yemeklik olarak sarfedilmekte ve % 35,1 i sabun ve diğer sanayide istihlâk edilmekte, % 37,9 u da ihrac edilmektedir. Ihrac edilen bu yağların % 23 ü yemeklik olarak (15 asidli) ve mütebakisi de (5 asidden yukarı) Lampant nev'indendir, veya sanayide kullanılır. Zeytin rekolte ve yağ istihsal vasatilerine göre zeytinyağ randımanlanmızın umumî vasatisi sekiz buçukta biri ancak bulmaktadır. Sıkılan zeytinlerin küspe sinde (pirina) kalan zeytinyağı miktan ise % 8 15 tir. Normal ahvalde zeytinin mensub olduğu nevi, bulunduğu iklim ve toprak şartlarınm değişen tesirlerile zeytinyağ kaliteleri meydana gelir. Ayni nevi, bir iklim ve benzer topraklarda bulunan zeytinlerin verdikleri yağ bir kalite halindedir. Kalitelerin iyi evsafmı bozan sebebleri şu şekilde tasnif etmek lâzımdır: 1 * Zeytin sinegi ve güvesi gibi bÖceklerin tesiri. 2 Uygunsuz zaman ve »ekilde hasad, zeytinlerin fena sartlarda bekletil mesi. 3 • Fena s.ekilde istihsal sistemi ve yağların muhafazasındaki kusurlar. Zeytin müstahsillerinin zeytinin kurtlanması şeklinde tanıdıkları 2eytin sineği ve yeşil tane dökümüne sebeb olan zeytin güvesi gibi haseratın yağ kalitesini tağyir hususundaki tesirlerinin izalesi için hususî şahsî ve müşterek mücadele imkânı nadiren bulunmaktadır. Ziraat mahsullerine ziyan veren hastalık ve haşeratla mücadelenin idaresini üzerine alan Ziraat Vekâletinin zeytin sineği ve zeytin güvesi umumî mücadelesi için büyük bir teskilât ve masrafa bütçesi gayrimü saiddir. îyi zeytinyağ kalitelerini tağyir eden ve yağ randıman nisbetlerini düşüren büyük sebebleri daha ziyade uygun mevsim ve sekillerde yapılmıyan hasadla zeytinlerin fena şartlar dahilinde bekletilme sinde, fena istihsal sisteminde aramak lâzımdır. Zeytin değirmen, mengene ve yağ fabrikalarında kurulması zarurî olan teknik disipline vaktinde yapılacak ha sadı müteakıb zeytinlerin taze olarak naklini teminle başlamak lâzımdır. Zeytinlerin hasaddan sonra yağları çıkarı lıncıya kadar bekletilecek zamanın kısa ve zeytinin taze olarak işlenmesi icab eder. Cenub ve bir kısım Ege mıntaka Iarında olduğu gibi zeytini kuyularda, tokat tabir edilen üstü açık veya kapah bolmelerde, çuvallar içinde istif edili veya yığın halinde haftalarca ve aylarca bekletmek, yağı tatlı olur diye taze zeytini fırınlarda kavurmak gibi sebebler iyi kalitede yemeklik yağ istihsalini imkânsız kılan fena adetlerdir. Bu usulleri ortadan kaldırmak ve yerine hasad edilen zeytini nihayet beş altı gün taze olarak muhafaza etmek suretile taze zeytinden yağ çıkarmak mecburiyetinin ihdasını en kısa zamanda tahakkuk ettiımek kat'î bir ihtiyacdır. Zeytinin sıkılarak yağ çıkarıldığı tâsir daireleri içinde bulunan ve yağlara fena kokular geçiren ahır, domuzluk ve dağar navuzları, petrol ve mazut mo törlerile buhar makineleri gibi fena koku ve taaffün membalarının bu daire lerden tecrid edilmesi taze zeytin işlemek kadar iyi yağ istihsal bakımından mühim bir zarurettir. Yağ fabrikalarımızm birinci ve ikinci pression yağlarının istihsali esnasında sıcak su kullanmıyarak bunları ayrı ayn elde etmeleri muvafık olur. Açıkta pa muk süzgeçli filitreler yerine bez veya kâğıd süzgeçli tazyikli filitrelerin kullanılmasını yağ fabrikalarımızda umumi leştirmek iyi kalitede yağ istihsaline yarar. Rasyonel fabrikasyonla soğukta ve çelik kahblarda tazyik sistemile zeytinyağ istihsal usulünün memleketimiz sanayiinde yer bulması lâzımdır. Bu suretle günün teknik ve ik^sadî ihtiyacları temin edilmiş olur. Fransız îngiliz münasebatında değişiklik yok Paris 8 Çemberlayn'in dün ak<amki nutkunu mevzuu bahseden gazeteler, İtalyan Ingiliz ve Alman Ingiliz müzakerelerinin başlamıj olduğu bu sırada Fransız Ingiliz münasebetlerinde bir değişiklik olmadığını ve iki memleket ara sındaki anlaşmanın sulh garantisini teşkil eylemekte bulunduğunu yazıyorlar. «Epok» diyor ki: Büyük Britanya hükumeti dünyanm öte kısımlanna alâkasızhk göstermiyor. Kuvvete müracaat edilecek yerde sulh yollarile müzakerelerde bulunulması için İngiltere arasıra sesini yükseltmek aznıindedir. Bu, Almanyanın Avusturya ve Çekoslovakyaya yaptığı tehdidlere açık bir telmihtir. İngiltere nekadar kuvvetli olursa, barış yolundaki rolünii de o kadar kolaylıkla yapabilir. Bu rol daha bugünden öyledir. Fakat giriştiği müzakereler akim kalırsa, bunun daha müessir olmasına çalıjacaktır. Milletler Cemiyeti parlak bir idealdir. Fakat ona bugün güvenilemez. Çünkü kolsuz ve bacaksızdır. Bu mütalealar ve ihtarlar çok yerindeydi. îngiltere bir mağlub ruhile müzake relere girişmiş bulunmuyor. Eğer günün birinde Hitler de îkinci Vilhelm'in yolunu takib edecek olursa, bu sefer de, înRİltereyi jçene Fransanın yanında bula cağını artık bilmektedir. Gorülüyor ki Çemberlay'in dün ak$amki nutku boş bir sözden ibaret değildir. (a.a.) Gorki'nin nasıl öldüğü tahkik edilecek Ribbentrop dün Londraya gitti IBajtarafı 1 tnci sahifede] îngiltere Mısıra teminat verdi Kahire 8 Mısır hükumeti, bir tebliğ neşretmis.tir. Bu tebliğde Büyük Bntanyanın İngiltere Mısır muahedena mcsi ahkâmı mucibince Ingiliz Italyan müzakerelerinde Mısırın menafiini nıü teessir edecek hiçbir şeye muvafakat etmiyeceği ve Mısıra müteallik hususatta evvelâ Mısır hükumetile istişarede bulunacağı hakkında Mısıra teminat vermiş oldusu beyan edilmektedir. Ingiliz komümstlerinin nümayışı Londra 8 Ingiliz komünist fırkası, Ribbentrop'un Londrayı ziyaretini pro testo etmek üzere bu akşam bir nümayiş tertib etmeğe karar vermiştir. Nümayişçiler, saat 22,30 da Pika delli Sirküs'de toplanacaklardır. Necaşi'ye dair tekzibler Roma 8 îstefani ajansının bir tebliğinde İtalya hükumetinin Necaşi'yi Habeş tahtına yeniden oturbmak için ken disine tekliflerde bulunmuş olduğuna dair olan şayialar kat'î surette tekzib edilmektedir. Roma 8 îstefani ajansı, «ltalyan hükumetinin sabık Negüs'e bazı teklif lerde bulunduğu hakkında bazı Fransız gazetelerinin başka gazetelerden alarak neşrettiği haberleri» kat'î surette yalan lamaktadır. Romaya giden Alman polisleri Roma 8 Alman polis heyeti burava gelmistir. (a.a.) Ask kahramanı Nesim Pasa öldü Habeşistan ilhakını Polonya dün resmen tanıdı [Baştaratı 1 tna sahifedt} Âdet veçhile, muhakemenin saat 15 ten 18 e kadar tatilinden sonra, yeniden Buharin'in isticvabına devam olunmuş tur, Buharin, Lenin'i katletmek niyetin de bulunduğunu reddetmiş ve Brestli tovsk muahedesinin akdini müteakıb Almanyanın Moskova büyük elçisi Mir bah'ı katleden sosyal ihtilâlci grupile fikir beraberliğinde bulunduğunu da kabul etmemiştir. * Şahid sıfatile dinlenen sol sosyal ihtilâlci grupu merkezî komitesi sabık mü him azasından Kamkov sol cenah ko münistlerinin ve Buharin'in ihtilâl ve Lenin'in katli projelerinden haberdar bu lunduklarını söylemiştir. Bundan sonra dinlenen Mantzev 1918 de Lenin'i tabanca ile yaralıyan ve bilâhare idam edilen Fanni Kaplan'ın yalniz sosyal ihtilâlci partisinin merkez servislerinın değil fakat ayni zamanda sol cenah komünistlerile Bunarin'in talimah üzerine hareket etmiş bulunduğunu bil dirmiştir. Mantzev, ayni zamanda, bir anarşist tarafından komünist partisi Moskova mıntaka komiserinin Leontievski (Baj tarafı 1 ind sahtfeâe) sokağmdaki binasına atılan bombanın, îngiliz gazetelerinin verdiği ancak tesadüfen orada bulunan Buharitafsilât ve mütalea n'e karşı atılmış olmadığını da ilâve et Londra 8 Ingiliz matbuatı, Franmiştir. Mantzev bu suretle Buharin'in, ko'ya aid Balear kruvazörünün hüku tethişçi suikasd faillerile işbirliği yapma metçiler tarafından torpillenerek batınl dığı bilâkis onların bu suikasd teşebbüs ması hâdisesile çok meşgul olmaktadır. lerinin hedeflerinden birini de kendisinin Taymis'in mütaleasına göre, cumhu teşkil eylediği tarzındaki ifadelerini cerriyetçi filo artık asi filosuna kafa tutacak hetmiş bulunmaktadır. bir vaziyete gelmiştir ve muharibük hakBuharin, bundan sonra, 1918 de Lelannın tanmması, asilere cumhuriyetçi linin'in tevkif plânlannı ilk olarak Troç manlarını filî bir tarzda abluka altma alki'nin ileri atmış bulunduğunu bildirmiş mak imkânını vereceği nazariyesini or tir. tadan kaldırmıştır. Celsenin sonunda müddeiumumî, sa Sol cenah matbuatı ise, bittabi hüku bık dahiliye halk komiseri Yagoda'nın metçilerin zaferinden memnun olmakta ve fakat deniz kuvvetleri arasındaki mu teşvikile doktor Pletnev, Levin, Kaza vazenenin muhariblik haklarınm tanm kov ve Vinogradov tarafından Gorki, masma karşı yükseltilen itirazları orta oğlu Peşkov, sabık dahiliye komiseri dan kaldırdığmı söylemekte pek istical Menjinski ve sabık devlet plânı dairesi reisi Kuybişev'in tababet yoluyla katlegöstermektedir. dilmelerini tetkik eyliyecek olan beş eks«Niyüz Kronikl» diyor ki: Çemberlayn, Ispanya meselesinin ta per doktora sarulacak sualleri okumuş mamile italyan îngiliz anlaşmasma it tur. Bu eksperler, Gorki, Menjinski ve hal olunacağını vadetti. Fakat bu mesele Kuybişev hakkında tatbik olunan tedavi nin ne tarzda bu anlaşmaya konulacağı usulünün ölüme sebeb olup olamıyacağıkeyfiyeti meselenin halli kadar mühim nı ve yahud ölümü çabuklaştınp çabuk dir. Meselâ bu mesele, Londra komite laştıramıyacağım tetkik edeceklerdir. Celseye gece saat 11 de nihayet verilsine havale edilmemelidir. Çünkü ilânihaye uzayıp gidecektir. îtalya, Ispanya miştir. * * * daki kuvvetlerini geri çekmek ve Franko'ya harb levazımı göndermek suretile Bulgar avukatlar birliğinin telgrafı iyi niyetini ispat eylemelidir. Sofyadan bildirildiğine göre, Bul^ar Franko'nun affettiği komünistler Avukatlar Birliâi, Sofvadaki Sovyet elSen Sebastiyen 8 General Frankc, cisine bir telgraf çekerek, Rakovskı ve Asturyada esir edilen ölüme mahkum o Kazakof isminde iki Bulgarın da dahil lan elli komünist liderini affetmiştir (a.a.) bulunduğu son siyasî dava maznunîarına kendilerini müdafaa hususunda serbesti verilmesi temennisinin Moskovaya bildi rilmesini rica etmiştir. Bulgar avukatlar, bu iki Bulgann ö(Bctf tarafı 1 tnci sahifede) lüm cezasına çarpıîmamasmı da istemekhem Romaya, Moskova orta «lçisi Lö telye Parise, Moskova işgüderi Handrik tedirler. tspanyada son deniz harbi Zeytind Edirnede yapılan göçmen mahallesi : u • , ; GÖçmen mahallesinden bir görünüş Edirne (Hususî muhablrimizden) Profesör Egli, Edirne şehir plânı üzerinde çahşmalarmâ devam ediyor. 1/ 1000 mikyasındaki harita röperti ta yin edeceğinden İş ve Ziraat Bankalarile Posta ve Telgraf ve înhisarlar başmüdürlük binaları münakasaya kona caktır. Lüleburgaz Edirne Hudud arasmdaki beton asfalt yolun da münakasaya konması gün işidir. Edirne Valisi Niyazi Mergen, Edirne Vilâyetinde her sahada olduğu gibi bilhassa baymdırlık sahasında büyük bir faalivet eöstermekte, yaptırılmakta olan köprüleri, volları, kazalardaki hü kumet koraŞı, Inhisarlar daireleri, stadyom ve Halkevleri gibi inşaatı durmadan dolaşarak yerlerinde teftiş etmek tedir. Bu cümleden olmak üzere son aylarda Valinin himmetile hususî muha sebe tarafından inşasma basîanan Edirnede Meric köprüsü başmda 300 kişilik büyük bir gazino binasile 30 senedenberi bir türlü yaptırılamıvan Havza Uzunköprü arasında büyük bir kör> rü, beton ve demirden yapılmıştır. Bu büyük köprüye umumî meclis kararile General Dirik köorüsü adı verilmek suretile Müfettişi Umuminin kıymetli çalışmaları iltifat ve cemile kazanmıştır. Meriç kazinosu ise, Edirnenin en büyük bir ihtiyacmı kaşılamıştır. Mayıs başmda merasimle açılacak ve gecesi Tayyare cemiyeti menfaatine bir kır balosu verilecektir. Bunlardan başka, gene son aylar zarfmda Edirnenin Kıyık mahallesinde 65 evlik güzel ve plânlı bir göçmen ma hallesi yapılmıştır. Romanya göçmen leri, kadın, erkek ve çocuklarile bahçelerini ağaclamağa başlamışlardır. Vali ve Müfettişi Umumî burasını sık sıkj ziyaret etmektedirler. Vali, göçmenle re binlerce meyvalı ve meyvasız fidattj vermiştir. Şimdi de 15 bin akasya fida« nı dağıtmaktadır. Bu yeni göçmen mahallesi Edirnenin;] en yüksek ve göze görünür bir yeri olarii Kıyığın derhal çehresini değiştirmiştir, Cezayirdeki hâdiseler Paris 8 Dahiliye Nazın M. Saro,j matbuat mümessillerine beyanatta bulu • î • narak Cezayirdeki belediye reislerinin j istifası keyfiyetinin muhik olmadığını vei önümüzdeki çarşamba günü intihabat en] cümeninde Viyolet Blum projesini ge| niş mikyasta tefsir edilmesine muhalefetj edeceğini beyan etmiştir. Bir Fransız gazetesi satılık Paris 8 Hanri dö Kerilli, EpoE 1 gazetesinde, Eko dö Pari gazetesinin likidasyona tâbi tutulduğunu ve kendi gat zetesinin müzayede günü Eko dö Pari'yîj satın almak niyetinde bulunduğunu bil dirmektedir. Moskova elçiliğine tayin olunacaklar Metaksasa çekilen dır. telgraflar Belçikanın yeni Roma büyük elçisi Atina 8 (Hususî) Başvekil MeDenterghem, itimadnamesini «İtalya taksas buraya döndüğündenberi YunanisKralı ve Habeşistan împaratoru» na taktanın bütün vilâyetlerinden telgraflar aldim edecektir. makta ve bu telgraflarda Ankara ziya M. Bek ve karısını hükümdarlar retinden muvaffakiyetle avdeti vesilesile kabul etti kendilerine karşı olan bağlılık ve minnetRoma 8 Kral bu sabah Bek'i, KraNesim Paşanın, Kahirede nişanlısını istikbal ederken alınmış tarlıklar teyid edilmektedir. bir resmi, köşede Nesim Paşa liçe de Madam ve Matmazel Bek'i kaTevfik Nesim Paşanın, bundan birkaç bul etmislerdir. Kahire 8 İki defa Başvekillik et M. Eden, Fransaya gitti miş olan Tevfik Nesim Paşa, dün öğle zaman evvel, 17 yaşında bir Avusturyalı Londra 8 Eden, tatil devresini geZiyaretten sonra İtalyan hükümdar den sonra, 63 yaşında olduğu halde kalb ile nişanlanmış olduğu hakkında bazı ha Iarı misafirlerini öğle yemeğine alıkoy çirmek üzere Fransanın cenubuna git miştir. berler geldiği hatırlardadır. (a.a.) scktesinden vefat etmiştir. muşlardır. (a.a.) Yugoslavyada nafıa faaliyeti] Belgrad 8 Nafıa Nazırı Stoçoviç,! nafıa bütçesinin müzakeresi esnasmdaj parlamentoya izahat vermiş ve nafıa işlerine tahsis edilen para ile 1 kâmmusani 1938 tarihine kadar 540 kilometrelik yol yapıldığını ve 445 kilometrelikj yol insaatma da devam edildiğini beyan] etmiştir. Nazır, diğer cihetten memleketin herl tarafında elektrik tesisatı yapılması ? için hükumetin bir kanun hazırladığını ] söylemiş ve Yugoslavyanm da beyazj kömürü çok olan memleketlerden bir olduğunu ilâve etmiştir.