CUMHURİYET 19 Ağustos 1937 Kız kaçıranlar!.. Cahid Uçuk Bir yaz öğlesiydi. Güneşin sıcaklığı, yüksek ve sık çamlann gölgelerine sızamıyordu. Açrklarda, ateşli bir yangra havası gibi, vücudü saran riizgâr, kuytularda okşayıcı ve serindi. Çamlann, geniş, titrek dallan altında; ycşil boyah, demir bahçe masasının önünde, karşıhklı sandalyelere oturan, iki yaşlı erkek, tavla oynuyorlardı. Zarlann tlurup başlıyan kiiçük tıkırtıları, pulların kâh öfkeyle, kâh keyifle şaklıyan sesi, öten böceklerin ninnisine karışıyordu. Biraz ilerideki çam dallanna asılı hamakta, denizden yorgun dönen, tunc renlki iki delikanlı yatıyordu. Birisinin, kuvvetli omuzları, kalm genc boynu; gözleri kapalıyken bir çocuk yüzünü andıran kumral saçh ba§ı görünüyordu. Dudağının bir ucu orada "belirsiz bir gülümseme ile hafifçe yukarı kalkmıştı. Güzel birşeyler düşünüyor, tallı bir rüya görüyor gibiydi. Öbür delikanlının, çamlann rengini alan yeşil gözleri dalgın, kirpikleri kıpırtısız, başının içinde neler dolaş tığı belli değldi. Babalarmın, tekerlemcler yuvarlıyan, istemiyerek küfür eden, gülen, üzülen sesleri; zarlann tıkırdayışlan, pullarm yuruşlan; artık, onlara bir gürültü gibi gelmiyor, kendilerini, alıştıklan seslerin içinde rahat, gürültüden uzakta sanıyor lardı. Birdenbire Raikın gözleri aralandı. Tavlanm kapağı, b/yük bir gürültü çıkararak kapanmıştı. Kulağının alıştığı sesler dinince, o, düşüncelerinden sıynhver«nişti. Babasına baktı. Yaşlı adamın yüzünde keyifli bir gülüş vardı. Delikanlı, hamakta yan doğrularak, sol kolunu filenin kenanna dayadı: Baba, yüzün gülüyor, kazandm galiba? Yaşlı adam, oglunun namaktan yükselen sağlam vücudüne gururla baktı: Baban, hayatmda hep kazandı yavrum, hep, amma hep kazandı. Bugün hususî hayatımda, pokerde, briçte, tavlada ve saire oyunlarda kazanıyorum, evimin dışındaki hayatta; işlerim herşeyde kazanmağı bilen kafamın sayesinde, yürüdüğü yolda aksamadan gidiyor. Yaşlı adam, yüzünün hatlarını tatlı laştıran kısıik bir kahkahay|a gülüyor, oğlunun dalgalı kumral başını, çekik biçimli, canlı bakişh gözlerini, bir ucu gülen dudaklarını, sağlam kalm boynunu, yanık göğsünü, kollannı, ayrı ayn süzüyordu: Gencken, senin gibi sağlam, pehli van gibi adaleli, gösterişli bir delikanlı değildim. Bizim zamanımızın modasında, erkeğin tunc değil, pembe beyaz olması lâzımdı. O zaman güneş, bir yaşayış kaynagı diye bilinmez, ondan ürkerdik. Ben, uclan kıvnk ve yukan kalkık kumral bıyıklarım, uzun kirpikli tahrirli elâ gözlerim, beyaz tenim, kızıl dudaklarımla, kendi muhitimi asan bir şö'hrete maliktim. Cuma günleri, meşhur piyasa yprlerine, bir çift beyaz kısrak koşulu faytojıumla çıkınca, sesler durur, bütün kadın bakrçlan beni sarar, kucaklardı. zudur. Aşk, yüreğin yüreğe olan arzu sudur. Kadınm vücudünden ziyade, kalbine sahib olmak istiyen his aşktır yavrum. Halbuki sen, otomobiline aldığm her kadına, aşağı yukan âşıksın... De ğil mi? îsmail bir kalıkaha kopardı: Yalan değil, bizim aşklar böyle dir. Daha güzeîdir de. îsmailin babası kaşlarını çatarak, oğluna döndü: Sen hele sen, ağzmı açma! Aklın, h'krin, giyinmek, bara gitmek, artistlerle âşıkdaşlık etmek, ağına düşürdüğün genc kızlarla eğlenmek bu kadar. Bir gün başıma bir iş açacağından korkuyorum. Bütün telâkkileriniz zayıf, evlenmek, değil eğlenmek yoluna dalmışımz. Ben de dostum kadar sizlerden şikâyetçiyim. ismail, alaycı kahkahalarla gülüyordu: Baba, tavla partisini kaybettin diye keyfin kaçtı. Bize çatıyorsun. Biz gidelim, sen de yirmi beş yıl önce aşkın dan deli olarak kaçırdığın annemi çağır! Şiirler okuyarak, ona ilânı aşk et! Yaşlı adam, öfkeyle homurdandı: Benim için mukaddes olan şeylerle alay ediyor kerata!.. îsmail, başını öbür yana çevirmiş, babasına belli etmek istemiyerek, gülmekten katılıyordu: Üzülme baba, biz, sizden çekindiğimiz için kendimizi başka türlü gösteriyoruz. Biz de fena halde âşıkız!.. Ve, kimbilir, bir gün ben de senin gibi, sevdiğim, fakat bana verilmiyen kızı kaçı rınm... Yaşlı adam, öfke ile bagırdı: Sakın ha, o haltı yeme!.. Başıma belâ açarsın. Elin gül gîbi kızmı kaçır, beş on gün sonra yakandan at!.. Babalık hakkını halâl etmem!.. r Baba, merak etme, bizim kaçıra cağımız kızlar, senin kaçırdığm gibi züğürt olmıyacak... Biz, zengin birer kız alıp kaçacağız ki, rahat yaşıyahm. îsmail hamaktan sıçnyarak, yere atladı: Haydi kalk Raik, biz de, bizim sevgilileri alıp kaçıralım. Ne olacak, babam gibi, samanlık seyran olur deriz o lur biter.., Hamaktan inen Raikın koluna geçe rek uzaklaşırlarken yaşhlar, başlarını teessüfle sallıyor: Yazık!.. Diyorlardı. *** Akşam, karanlıklar, her yandan göigeleri kaldırdı. Işıklar eriyerek dağıldı. Yaşlılar, inen karanlıklarla beraber, çöken serinlikten üşüyerek, şezlonglara büzülmüşlerdi. îsmailin babası, birer birer lâmbaları yanan köşke bakarak, mınldandı: Nerede kaldı bizim bayan? Ha vaya serinlik çökerken, iki eli kanda olsa bırakır, dizlerime bir örtü getirir.., Yaşlı erkeğin, sözleri henüz bitmişti. Köşkün mermer basamaklannda, topuklu terlik giymiş ayaklann merdivenleri seslendirerek, ağır ağır atışı duyuldu. Ve çam dallanna asılı elektrik ampulü yandı: Işte bizimki, örtü getiriyor!.. Hakikaten gelen kansıydı. Fakat, elinde örtü yoktu. Orta yaşlı kadının yüzünd«, üzüntülü manalar, gözlerinde merakla yanan bakışlar vardı. Erkeklerin yanına gelince durdu. Telâşlı bir ses le: Kuzum, dedi. Çocuklar nerede kaldılar? Bu kadar geç kalmaları beni üzüyor. Saat dokuza geliyor. Yemek vakti... RADYO Ahmed Hâsimin siirleri Bu kitab yeni basılmış değildir, dört yıllıktır. Ben de belki on dört, belki yir mi dört kere gözden geçirmiş, birçok yer lerini ezber etmiş bulunuyorum. Oyleyken bugün şu sütunda onu tahlil mevzuu yapışım, yüreğime elem veren bir tesadüf yüzündendir. Müsaade ederlerse aziz o kuyuculanma ilkin o tesadüfü anlatayım Seyh Galibin: Bir meclisi ünse mahrem oldum 01 cennet içinde âdem oldum Meclisi, veli gülşen muhabbet Bülbülleri yekser ehli üljet Herbirisi şairi suhan seni Gencineler elde cümlesi genc Ulfetlen şi'rü fazlu irfan Sohbetleri nazmü nesrü elhan Beyitlerile tarif ettiği şiir meclisîerin • den birinde bulunuyordum. Meclis* bilgilerilc ışık veren genclerden biri Ahmed Haşimden bahis açtı: Onun, dedi, güzel koşmalan da vardır. Fakat basılı değildir. îsterseniz bir tanesini okuyayım. Salonda bulunanlar belki gelişigüzel dinliyorlardı. Lâkin ben tepeden tırnağa kadar kulak kesilmiştim. Çünkü Haşi min koşma yazdığını görmediğim gibi duymamıştım da. O sebeble henüz adını işitip yüzünü gördüğüm şu şair gencin ağzma gözümü dikerek, sesine can ku lağımı vererek bekliyordum. Sair genc, bizi çok bekletmedi ve okudu: Gönül dürri meknun getirir dile Aşkın deryastna daldığt zaman Gözlerimin yaşın döndürür sele yâr bizi ferdaya saldığı zaman Kaçmma canını dosta fedadan Boyle haber aldtk bâyü gedadan Bize cevredenler bulur hüdadan Herkes ittiğinl bulduğu zaman! Ahmed Haşimin diye okunan bu koşmayı yazmağa değil, bir daha tekrar ettirmeğe lüzum görmeden hafızama g« çirmiştim. Lâkin bu, bendeki hafıza kuvvetinden ileri gelen bir belleyiş olmayıp koşmalann Kâtibî adlı bir saz jairine aid olmasından ve çoktanberi kafamda ya zılı bulunmasındandı! Işte bu acıklı müşahede üzerinedir ki Ahmed Haşimin Şürleri adını taşıyan eseri hatırladım, okuyuculanma da ha tırlatmak istedim. Zavallı Haşimin ce • sedi çoktan çörüdü, iskeleti dahi kalmadı. Fakat san'atı, hassasiyeti, zarafeti ve ölüme uğramaktan masun olan yüksek şahsiyeti bu kitabda yaşıyor. Haşimin mezannı bulamıyanlar, bizzat k«ndisini ?u eserin içinde bulacaklar ve onun hem zarif, hem kudretli s€sini gene bu eserden duyacaklardır. (Ahmed Haşimin Siirleri) Sühulet kitabhanesi tarafından basıldığı zaman ben, hafızalarda menkuş olan bu şiirlerin kitab haline konulmasını bugünden ziyade yanna aid bir hizmet saymıştım. Ah med Haşime şunun bunun şiirlerini mal edenler bulunduğunu görünce hükmümü değistirdim, o hizmetin bugüne de şamil olduğuna iman getirdim. Haşimi, îstanbulun sütleri ve yagları gibi tağşiş etmek istiyenler var. Onların şerrinden zevklerini korumak istiyenlere bu eseri tavsiye ederim. Dünyamn en çevik adamı Fred Astaire^in en büyük merakı eski papuç kolleksiyonu yapmaktır P.ı program J ISTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 havadis 13,05 muhtellf plâk neşriyatı 14 son» 18,30 plâkla d a n s musikisi 19,30 spor m u sahabeleri: Esref Şefik tarafından 20 Sadi ve arkadaşları tarafından Türk m u sikisi ve halk şarkıları 20.30 Ömer Rıza tarafından arabca söylev 20.45 Safiye ve arkadaşları t a r a f ı n d a n Türk musikisi ve halk sarkılan, s a a t ayarı 21,15 orkestra 22 15 ajans ve borsa haberleri ve ertesi günün programı 23 son. VİYANA: 18.30 ŞARKILAR, PİYANO KONSERİ 19 05 karışık yayın 20.30 OPEUET PAR ÇALARI 23,15 muhtelif habeıler 23,25 DANS MUSİKİSİ. BERLİN: 18.05 MUSİKİ 18,35 konupma 19,05 OPERA PARCALARI 20,05 günün akls leri 20 20 PİYANO KONSERİ 21.05 h a berler 21,15 ESKİ MUSIKİ, istirahat zam a n l a n n d a karışık yayın. PESTE* 18,05 PİYANO KONSERİ 18,35 konfer a n s 19,05 DINÎ MUSİKİ 20,25 konfe r a n s 20.55 KONSER 21,25 piyes 22.40 hava, haberler 23,05 ÇİNGENE ORKESTRASI. BÜKRE?: 19,05 ORKESTRA KONSERİ 20.35 konferans 20.55 muslkl 21,30 gramofon 23 50 haberler. BELGRAD: 18.05 Salzburg'dan naklen «Nürenberg'in başşarkıcısı» operasmın nakli. LONDRA: 19.05 PİYANO MUSİKİSİ 19.30 OR KESTRA KONSERİ 20,25 kanşık yayın 21.C5 MUSİKİ 21,45 ORKESTRA KONSERİ 22.20 piyes 23,35 DANS ORKES TRASI 24 35 haberler, hava ve saire. PARİS TPT.T.]: 18 15 ŞARKILAR, konuşma, gramofon 19,05 ŞARKILAR, PİYANO KONSERİ, gramofon, ŞARKILAR 20,05 haberler, eğlence 21 35 ŞARKILAR, BALET MU SİKLSİ 23,05 gramoîon, haberler ve saire. ROMA: 18,20 ODA MUSİKİSİ 18.55 karısık yayın 21,45 KARIŞIK MUSİKİ 22.05 ORKESTRA KONSERİ 23,20 ŞARKILAR, sonra DANS MUSİKİSİ, istirahat zaman larında haberler. Fred Astaire ve birçok filimlerindeki partöneri Ginger Rogers «Karyoka», «Top Hat», «Fıloyu ta oldu ve 1931 senesınde Adele Lord kib edelim!» filimlerinin kahramanı Fred Charles Cavendish'le evlenerek kardeşi Astaire'i kim tanımaz ve onun aşağı yu ve san'at arkadaşı Fred'den ayrıldı. Tek kan cihanın en meşhur danseur'ü oldu başına kalan genc adam artık sahneden, ğunu kim bilmez.. Fakat onlann bilme musichol ve kabarelerdeki numaralar dikleri bir nokta vardır ki o da Fred'in dan fazla birşey beklememek lâzım gelsahne hayatına 8 yaşında başlamış oldu diğine kanaat hasıl etti ve kendisine tekğudur. O zamana kadar Fred, yalnız lıf olunan işe girişti. Joan Cravvford'un meşhur dansöz Adele Astaire'b kardeşi basrolü oynadığı «Dans çılgınlıkları» ndaki bir danseur rolünü, sonra da «Karolarak biliniyordu. Erkek ve kız, iki kardeş de Omaha yoka» daki daha ehemmiyetlice vazifeyi dans mektebinde tahsil ve terbiye gör kabul etti. «Neşeli talâk» da ise başrol müşler, lâkin sade Adele nazarı dikkati kendisine verildi ve bunun arkasından celbebniş ve kendisini beğendirmişti. «Roberta», «Top Hat», «Filoyu takib Epey müddet sonradır ki Fred, kız kar edelim!» ve saire geldi. Fred Astaire budeşinin partöneri olarak meydana çıktı günlerd* «Mabnazellerin ıstırabı» isminve bilhassa Nevyorktaki numaralarile de bir kordelâ yapmaktadır. Partöneri maatteessüf Ginger Rogers değildir. şöhret kazandı. Fred Astaire bir arahk kız kardeşi Adele'Ie birlikte Birleşik Amerika Devletleri arazisind* büyük bir turneye çıktı. O zaman iki kardeş haftada ancak 200 dolar kazanıyorlardı. Fakat çok çabuk muvaffakiyete erdiler ve tabiatile ka zanclan artrı. Amerikadan sonra iki kardesin marifet gösterme sahası îngiltere Fred evlidir ve bir oğlu vardır. Dünyanın en meşhur danseurü olduğu kadar Amerikamn en iyi giyinen adamıdır da.. Fred'in bütün meşhur adamlar gibi garib meraklan vardır. Bunlardan biri de eski pabuç kolleksiyonu yapmasıdır. Fred iyi bir musikişinastır da.. Güzel besteler vücude Retirmektedir. NÖBETrt FC7ANELER C Bir iki satırla Birçok filknlerin mümessili, dünyaca meşhur, vakıâ seyircilerle doğrudan doğruya temas etmemiş olmakla beraber herhalde şimdiye kadar lüzumsuz bir mahcubiyct hissi göstermemiş olan Danielle Darieux geçen gün Paris sergisinde tertib edilen merasim esnasında kendisine yapılan bir teklif üzerine beş on kelime söylemek üzere mikrofon başına geçmiş, fakat dakikalarca orada kaldıgı halde hiçbir söz bulup söyliyememiş ve nihayet mürhiş bir sinir buhranı geçirerek ağlamağa başlamıştır. Bunun üzerine etraftan yetişenler yıldızı teskin etmişler ve bu hizmetlerine mukabil de biraz sonra kendi sinden imzalı fotoğraflar almışlardır. Madelaine Carrol bir Akde Danielle Darieux'nün başına gelenler niz gezintisi yapacak Öbür hamakta yatan İsmail, başını yan çevirmiş, meraklı bir filim seyreder gibi, Raikin babasına bakıyor, omı din liyordu. Yaşlı adam, eski günlerinin îçme dalmış gibi gülümsüyordu: Bizim zamanımızm her jeyi başkaydı. Size bakıyorum da acıyorum. Heyecansız, kuru bir ömür sürüyorsunuz. Aşk nedir bilmiyorsunuz. Kalbiniz, an cak, vücudünüz için çarpıyor; yürek, gönül heyecanlanna, özlemelerin başı tutuşturan, insanı hasta eden çarpıntılanna, nekadar yabancısmız! Acıyorum çocuklar; sizin neslin sağlamlığma, gürbüzlü Raikın babası, yerinde doğruldu: ğüne inandıgım kadar, aşksızlığınıza a Yok canım... Saat dokuz oldu cryorum. Askın yükselten, kuvvetlendi mu? Biz konusarak vaktin nasıl geçtiğini ren hamlelerinden uzaksmız... Bizim anlamıyoruz. Başlarına bir kaza gelmezamanımızda, duyarak, okuyarak, derin sin! Altlarında otomobil var. den derine zevk alarak, heyecanlanarak Susun allah aşkına... yaşamak vardı. Ben, babamla karşı karîsmailin babası, sesini çıkarmıyordu. şıya geçmce saatlerce, hayattan, felsefeBaşının içinde bir düşünce dolaşıyordu: den, içtimaiyattan; sonra aşktan, kadın Yahu!.. Bizim oğlanlar giderken dan, güzelden, şiirden, gülden, bülbül kızgındılar. Sakın kızlan kaçırmasınlar... lerden konuşurduk. Halbuki, bak seninBu sözler öbürlerini korkuya düşürdü. le, hiç konuşamıyoruz. Gencler, ağız birBiraz sonra, aşağı, ayni üzüntü ile inen, lıği yapmışlar sanki, karşıma aldığım her genc; kotra, deniz, motör, otomobil, Raikın annesinin ısrarile, erkekler bir o benzin, kilometro, vites, kadın, • amma tomobile atlıyarak yola çıktılar. Bulunaşkla düşünülmiyen kadın kelimelerinin dukları sayfiye köyile şehir arasında kibir araya toplanarak, mevzu olduğu şey lometrolarca yol vardı. Çocukları yollarlerden bahsediyor. Ben, kendi yaşımın da bulamazlarsa, kızları kaçırdıklarına eşleri birer birer öldükçe, sözümü anlı inanacaklardı. Fakat köyden ayrılalı henüz çeyrek yan bir tek kişf bulamamaktan, yalnız saat olmuştu. Uzakta Raikın otomobili lıktan boğulacağım. nin kırmızı lâmbasını gördüler. Yaşlılar, Raik, gözlerini kısarak, dudağınm u korku ve heyecan içinde, delikanlılann cunu hafifçe kaldıran gülümsemesile ba yanına yaklaşınca, duraladılar. Kısa bir şını salladı: zaman için, oğullarının aşkı bildiğine, ve Amma yaphn baba... Bizi kuru sevdiği kızlan kaçıracak kadar çılgın cahil ettin ortaya çıkardın... Sonra, bi duygulara kapıldıklarına inanarak, on zim zamanrmız, belki genc yaşadığm se lan kendilerine yakın bulmusjardı. Fa nelerden daha güzeldir. Bizim yüreği kat, gördükleri manzara, yüreklerindeki mizde aşk yok mu sanıyorsun? heyecanı söndürüvermişti. Yaşlı adam, oğluna acır gibi bakı Raikın otomobilinde, iki genc kız o turuyor, delikanlılar, kızlarm tazeliğini, Dans ederken, vücudüne değen gülen yüzlerini, ve belki de yanıbaşla kadına karşı duyulan his aşk değil, ar nnda duran aşkı, görmiyerek; tamir et M. TURHAN TAN Yanarak öldü Eyüb civarında Kısırmandırada otu ran 70 yaşlarında Osman oğlu Ahmed dün saat 18 sıralarında bahçesini te mizlemek maksadile fazla çalıları tu tuşturmuş ve bu sırada ateş elbiselerine de sirayet etmiştir. Ahmed fazla ihtiyar olduğundan bu tehlıkeden kendisini kurtaramamış ve yanarak ölmüştür. Misafir heyetlerin fotoğrafları Şehrimize gelmiş olan dost Irak, Rumen ve Yugoslav erkânıharb heyetleri. dün ayrı ayrı Foto Süreyyaya giderek muhtelıf resımlerini çektirmişlerdir. ı^l ••»• Yoksul çocuklar balosu Beşiktaş Halkevinden: Istanbul ilk okullar yoksul çocuklarına yardım birliği Beşiktaş idare kurulu tarafından 21 ağustos 1937 cumartesi günü akşamı Bebek bahçesinde tertib edilen balonun her türlü hazırlıklan ikmal edilmiştir. İstanbulun birçok tanınMetresini vuran Ibrahim Çivili geçidlerin haricinden mış ve sevilmiş san'atkârlannın da bayakalandı geçenler lomuza iştirakleri temin olunmuştur. Beş gün evvel Fenerde metresi FatBu arada kıymetli san'atkâr Zozo DalDün, Köprü üzerindeki çivili yollann mas'la san'atkâr arkadaşları da eğlen mayı kıskançhk saikasile vurarak firar haricinden bir taraftan diğer yana geeden Hacı İbrahim, dün yakalanarak celere istirak edeceklerdir. çen 67 kişi yakalanmış ve para cezası dördüncü sorgu hâkimliğine getirilmiş almmıştır. ve sorgusu yapılarak tevkif edilmiştir. tikleri lâstiği, uflıya puflıya, çişiriyorlarHALK OPERETÎ Yunanistanla yeni bir ticaret dı. Bu alcşam muahedesi akdediliyor Yaşlılar oğullannı sağlam buldukla Taksim Bahçesinde Memleketimizle Yunanistan arasında nna sevinerek, içlerine kısa bir zaman Festival gecesi ticarî münasebetleri daha ziyade inkiiçin dolan heyecanın söndüğüne üzgün; Zozo Dalmas'm iştirakile şaf ettirecek yeni bir ticaret anlaşması çocuklarını ve arkadaşlanm önlerine ka akdine karar verilmiştir. Bu anlaşma HALİME tarak, köyc döndüler... 20 ağustos cuma akşamı Üsküdar nın akdi için bir heyetimiz yakında ASalacak bahçesinde ENAYİLER ÇAH1D UÇUK tinaya hareket edecektir. «Ben bir casustum!» filminin kahra manı sevimli yıldız Madelaine Carroll Aidenizde bir seyahat yapmak üzere Fransaya gelmiştir. Birkaç güne kadar Paristen Marsüyaya gidecek ve oradan kocasile yatına binerek Akdenizde bir cevelâna çıkacak ve Akdenizin meşhur limanlanna uğnyacaktır. On beş gün sürecek bu gezinti esnasında yıldızın İstanbula gelmesi de pek muhtemeldir. *jç Robert Taylor îngilterede «Ox ford Universitesinde bir Amerikalı genc» isminde bir filim çevirecektir. + M. G. M. şirketinin İngiliz stüd yolannda çevirtmekte olduğu bazı fi limler vardır ki bunlardan bir tanesi «Mekteb bitince!.», digeri de «Victoria işte böyle!» dir. Bir üçüncü daha vardır ki o da «Allaha ısmarladık Mister Chips!» dir. Sonuncuda başrolleri, çoktanberi beyaz perdede göremediğimiz Helen Hayes'le James Hilton oynamaktadırlar. ^C «Bir gecenin aşkı» filminin kah ramanı Grace Moore, Coîumbia şirketi namına «Bir ask macerası geçirmek istiyorum!» isminde bir filim çevirmektedir. Grace bu kordelâda «Faust», «Ga votte», «Manon», «Andre Chenier», «Madam Butterfly», «Traviata» ve «Martha» operalarından parçalar söyliyecektir. "A" «Brodeaway Melody» ler krali çesi Eleonor Powel'le Nelson Ldd> «Rosalie» isminde bir filim çevireceklerdir. Güzel sesli Nelson bu kordelâda yüz kişilik bir orkestra ile güzel şarkılar söyliyecektir. •^ Ronald Colman artık facia oyna maktan bıkmıştır. Onun için yakında «Bazan hayat öyle gülüncdür ki!.» is minde bir komedi çevirecektir. ^t James Gleason ile Zasu Pitts yeni bir filim yapacaklardır. Bu kordelânın ismi «Kırk Yaramaz Kız» olacaktır. •jt Wallace Beery yakında «Bris tone'un fena adamı» isminde bir filim çevirecektir. Bu, Birleşik Amerika Dev letlerinin «Viva Villa!» sı olacaktır. Bu akşam şehrin muhtelif semtlerinde nöbetci olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihettndekiler: Eminönünde fSalih Necati), Beyazıdda (Asador), Küçükpazarda (Necati Ahmed), Eyübde (Hikmet Atlamaz), Şehreminlnde (Hamdi), Karagümrükte (Arif), Samatyada (Rıdvan), Şehzadebaşında (Hamdi), Aksarayda (Şeref). Beyoğlu crhetindekller: İstiklâl caddesinde (Kanzuk), Yenlçehir Mangasar caddesinde (Parunakyan), Bostanbaşı caddesinde (İtimad), Galatada Mumhane caddesinde (İsmet), Taksimde (Nizameddln), Şlşli Kurtulu? caddesinde (Necdet), Kasımpaşada (Müeyyed), Haa köyde (Nesim Aseo), Beşiktaşta (Ali Rıza), Sarıyerde (Osman). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda İskelede (Merkez), Kadıköyde Modada (Nejad Sezer), Altıyolağzında (Merkez), Büyükadada (Şinasi Rıza), Heybelide (Halk). Dün İstanbula 240 ton buğday, 30 ton çavdar, 30 ton arpa, 5 1/2 ton yapagı, 55 1/2 ton un, 100 ton yulaf, 15 ton mısrr, 4 ton nohud, 7 1/2 ton tiftik ve 15 ton da kepek gelmiştir. Lstanbuldan harice 96 1/2 •Jc Robert Montgomery ve Rosalind ton razmol ve 14 1/2 ton da yapagı gön derilmiştir. Russell «Aşk, hayat ve kültür» isminde Dün istanbul borsasında şu fiatlerde sabir filim çevirecektir. Bu kordelâda Ro tışlar olmuştur: Buğday yumuşak ekstra bert zengin bir adamm kızı ile evlenmiş 6,22 kuruştan 6,26 kuruşa kadar, 15 çavbir ressam rolünü oynıyacaktır. Rosalind, darlı 6.175 kuruştan 6,18 kuruşa kadar, 615 çavdarlı 6,7 1/2 kuruştan 6,10 kuruşa diğer taraftan «İki başlı heyecan» ve kadar, sert 615 çavdarlı 5,275 kuruş, kı «Gecenin gelmesi yakındır!» kordelâla zılca 6,10 kuruş, mahlut 5,225 kuruş, arpa 4,6 kuruştan 4,7 1/2 kuruşa kadar, bakla rını yapacaktır. 4 kuruş, çavdar 4,3^ kuruştan 4,35 kuruşa •Jt Coîumbia şirketile kontratı bulunan kadar. beyaz mısir 5,2 kuruş, san mısır Cary Grant diğer taraftan Radio kum 4,35 kuruş, yulaf 4,2 1/2 kurustan 4,5 ku panyasile de bir mukavele yapmıştır. ruşa kadar, kuşyeml 8 31 kuruştan 8,37 kuruşa kadar. ketentohumu 9,14 kuruştan 10 Ginger Rogers ile biriikte «Irene» ve bir kuruşa kadar, nohud 5,30 kuruştan 5,32 1/2 kac sene evvel çocuk rollerine çıkarken kuruşa kadar. Dun yabancı borsalarda şu fiatlere a şimdi büyümüş olan Mitzi Green ile livre satışlar olmuştur: Buğday 5,24 ku «Sevgi soğuk dinlemez!» filimlerini ya rustan 6 kuruşa kadar, arpa 5,03 kuruş, pacaktır. mısır 3,83 kuruş, ketentohumu 8,22 kuruj, •JT Warner şirketinin filimlerinde se iç fmdığı 94,69 kuruş. nelerdenberi polis hafiyesi rolünü oyna ÖLÜM makta olan \Varren \Villiam, M. G. M. Rize Valiliğinden şirketile bir kontrat akdetmiştir. «Ateş Cevdet böceği» ve «Madam X» isminde çevire mütekaid Ertuğrul. pazartesi ceği iki filimde kibar ve siyasî adam tipgünü kalb sekte lerinde görünecektir. sinden vefat etmiş•^ Her zaman hain insanlar tipini tir. Cenazesi ev temsil etmekte olan Basil Rathbone bu velki gün Kadı defa da Gary Cooper'in «Marko Polo köy Bahariye cadnun maceraları» kordelâsında Ahmed is desinde 22 numa mindeki muzır insanı temsil edecektir. ralı evden kaldırıFakat kendi rivayetine bakılırsa Basil larak Karacaah meddeki aile kabbundan sonra fena şahsiyetleri yaratmakristamna defnedilmiştir. tan vazerececektir. Zahire Borsasındaki vaziyet istanbul avcılar ve atıcılar birliğinden: Çakmaktarla ve Avcılar köyü «Ambarlı> mer'alannı Birliğimiz bıldırcın avı için kiralamıştır. Hududları bir taraftan Küçükçekme ce Silivri asfalt şosesi, diğer taraftan Haramidere ve deniz olan bu alanda avlanacak arkadaşların ikişer fotoğrafla kartlarmı almak üzere hergün saat 12,30 dan 14 e kadar Birliğimizin Bahçekapı A gobyan hanındaki merkezine müracaatleri rica olunur.