CUMHURİYET 13 Tenunuz 1937 Millî takımımızın Bel Bulgar millî takımı Alman ve Fransız proDün Sofyada Yugoslav fesörleri karşılıklı esaslar gradda yapacağı maçlar takımmı 4 . 0 yendi koymakta itilâf ettiler Yugoslavya millî takımmı kendi topraklarında mağlub etmek çok kolay olmıyacaktır Millî futbol takımımız ağustosun birinde Yugoslavya millî takımıle dost memleket topraklarında karşılaşacak tır. Bu karşılaşma bir nevi revanş maçı mahiyetmdedır. Geçen sene bugün lerde Berlin Olimpiyadına hazırlanan millî takımımız, hazırlığının derecesini göstermek için Yugoslavya millî takı mile şehrimizde biri millî, diğeri tem silî olmak üzere ik maç yapmış, maç ların ikisi de üç üçe berabere neticelenmişti. Millî takımımızın en hazırlıklı olduğu bir günde ve kendi toprağında ve seyircilerinin önünde aldığı bu de rece, o vakit pek de iyi olarak görül memişti. Millî takımımızın bugün ne vaziyette olduğunu bilmiyoruz. Maç tarihine kadar da hakikî formunu bulup bula mıyacağmı kestirmek gücdür. Çünkü millî takım saflarmda yer alacak oyuncular, millî küme maçları gibi çetin bir musaruadan yeni çıktılar. Bu gencler bugünlerde yeniden kampa girecekler ve bu millî temas için hazırlanacaklardır. İtiraf etmek lâzımdır ki, Yugoslav topraklarında yapacağımız bu müsabaka, ayni takımla memleketimizde yap^ığımız müsabakadan daha zor şartlar içinde olacaktır. Millî takımımızın bu rada berabere kaldığı Yugoslavya millî takımmı, Belgradda mağlub edebilmesi pek az bir ihtimaldir. Bu maçta be raberlik temini ise bizim için bir muvaffakiyet olacaktır. Dost memleket topraklarmda futbolumuzun şerefini koruyabilmek için, oraya göndereceğimiz takımı iyi seç mek, iyi hazırlamak mecburiyetinde bulunuyortız. Bu işte en müşkül ve en karışık olan cihet, takjmm tesbiti keyfiyetidir. Biz, şimdiden bu nokta üze rinde alâkadarlarm nazan dikkatini celbetmeği, sporumuz namına faydalı buluyoruz. yüzme müsabakalan ve vaterpulo maçlan yapılacaktır. Bundan başka, şehrimizde kendilerini tam manasile yüzme sporuna vermiş olanları mükâfatlandırmak üzere gencler iki grupa ayrılarak Anadolu seya hatine çıkarılacaklardır. Birinci grup Anadolunun Karadeniz sahillerine gö türülecek ve Zonguldak, Samsun, Trabzon; ikinci grup da İzmit, Ankara, Mersin ve Antalya gibi şehirlerde gösteriş propaganda yarış ve müsabakaları ya pacaklardır. Sofya 12 (Telefonla) Bugün Sofya stadyomunda 20 bin seyirci önünde Bulgar Yugoslav millî takımları karşılaştılar. Bu maçın hasılatı, ölen Bulgar Spor Federasyonu reisi Dimitri İvanof için dıkılecek abideye tahsis edilecektir. Bu maç için Yugoslavlar Sof yaya en iyi takımlarını göndermişler di. Yugoslav millî takımı şöyle teşkil edilmişti: Glazer Higal, Beloşeviç Boşohiç, Uhr, Yazbinçek Petroviç, Marianoviç, Pleşa. Kokofoviç, Zeçeviç. Bulgar millî takımı da şöyle teşkil edilmişti: Maznikof Nikolof, Balıkçiyef Ko vaçef, Baykuşef, Gabrovsui Angelof, Paçeciyef, Rafailof, Kamenski, Yor danof. Maç, daha fazla Bulgar millî takımının hakimiyeti altında geçti ve Bulgar millî takımı çok güzel bir oyunla maçı 4 0 kazandı. İlk golu Bulgar sağaçığı Angelof 15 inci dakikada attı. İkinci golü sola çık Yordanof 41 inci dakikada bir kafa vunışile yaptı ve birinci devre bu su retle 2 0 la Bulgarların lehine bitti. îkinci devre başlar başlamaz Bulgar takımı gene hücuma geçti ve güzel bir oyundan sonra 28 inci dakikada merkez muhacim Rafailof üçüncü golü yaptı ve oyunun hitamma bir dakika kala sağaçık Angelof takımma 4 üncü golü ka zandırdı. Maçı, Budapeşteden getirilen Macar hakem Pero idare etmiştir. Avrupa vaziyetinin, Fransa ile Al manya arasındaki münasebata bağlı olduğunu gören ve bunda, asırlann biriktirdiği kinlerin, gayzlann, an'anelerin büyük bir tesir icra ettiğini düşünen Al man ve Fransız tarih profesörleri, sulh namına fevkalâde büyük ve şükran değer bir hizmet sayılabilecek bir teşebbüse girişmişlerdir. Bu tarih profesörleri bir komisyon halinde toplanmışlar, Alman ve Fransız mekteblerinde okutulan tarih kitablannı tetkik etmişler, içlerinde tarihî hakikatlere aykırı veya mubalâğa ile ifade edilmiş, yahud şüpheli gördükleri kısımlan çıkarıp yerlerine, tarihî hâdiseleri mutedıl bir lisanla ve vakayiin asıllanna uygun şekilde geçirmeği kararlaş tırmışlardır. Millî vicdandan tarihî kinleri söküp atmak için Kulağınıza küpe olsun! Istanbulsporun haftalık spor bayramı Her hafta mesiresi ve spor sahası olan bir yere seyahatler tertib edip hem hoş vakit geçiren, hem de spor yapan İstanbulsporlular, pazar günü de kalabalık bir hafıle halinde Bakırköye git mişlerdir. Öğleye kadar, beraberlerinde götürdükleri caz takımile eğlenen, denizde ve ihtiyarlar arasında güreşler yapan sarı siyahlılar öğleden sonra da Bakırköy tstiklâl Idman Yurdunun iki takımile futbol maçı yapmışlardır. Genc ve bi rinci takımlar arasında olmak üzere yapılan bu maçlarm ikisini de îstan bulsporlular 3 1 kazanmışlardır. Mudurnuda bir futbol maçî Mudurnu (Hususî) Halkevimiz spor bayramma tesadüf eden pazar günü Göynük Halkevi sporcularını davet ederek bir maç yapmıştır. Bolu ve hatta Izmitten gelenlerle iki bin kadar seyircinin önünde oynanan maçı Mudurnulular 3 1 kazanmışlardır. Bekir ay sonuna geliyor Ankara 12 (Telefonla) Verilen habere göre meşhur futbolcu Bekir bu ay sonuna doğru Ankaraya gelerek Ankara Gücü takımmda antrenör olarak çalışmağa başlıyacaktır. Bunu kendisi de bir mektubla kulübe bildirmîştir. Denizcilik Federasyonunun güzel kararları Denizcilik Federasyonu su sporlarmda Avrupa temasile Anadoluda propa ganda müsabakaları için de yeni kararlar vermiştir. Bu cümleden olmak üze re Macarlarm Budai spor kulübünün yuzücü ve vaterpulocu takımları önümüzdeki aym ortalarmda İstanbula getırılecek ve Moda yüzme havuzlarında Cim Londos, Kanada şampî,yonile güreşecek Atina 12 (Hususî) Yunanlı güreş şampiyonu Cim Londos gelecek pazar günü Kanada şampiyonu Çak Kabel'le Patras'ta güreşecektir. Bu güreşin hasılatı Patras'ta yapılacak stadyoma aıd bulunacaktır. Rizede futbol şampiyonası bitti Rıze (Hususî) Vüâyetımızde ge çen sene ihdas edilen spor bölgesi, genclik arasmda hummalı bir faaliyet uyandırmıştır. Hararetli bir şekilde devam edegelmekte olan futbol birincilik müsabakaları nihayetlenmiş ve 11 puvan la Halkspor birinci, 9 puvanla Şarspor ikinci, 4 puvanla da Pazarspor üçüncülüğü almışlardır. Gönderdiğim resim şampiyon Halk spor birinci takım oyuncularını bir a rada göstermektedir. Bu tetkikler ve tadiller, Fransızlann Alman mekteb kitablannı Almanlann da Fransız mekteb kitablannı incelemeleri suretile yapılmış ve Pariste akdedilen bir içtimada her iki memleket profesörleri, mesaileri neticesini müfredat halinde tesbit etmişlerdir. Her iki tarafın, tam bir hüsnüniyet dahilinde hareket ettiğini gösteren bu müfredat metninde Alsace Lorraine meselesine de yer ayrılmıştır. Fransa ile Almanya arasında bitmez tükenmez bir münazaa mevzuu teşkil eden Alsace'ın Alman ders kitablarında «münhasıran Alman» olarak gösterilmemesi, buna mukabil Fransızlann kendi ders kitabKonyada yapılan profesyo larında, Almanlann, 1871 de Alsace'ı ilhak etmeği hangi sebeblerle meşru tenel güreşler lâkki ettiklerini sarahatle göstermeleri Konya 12 (Hususî) Şehrimizde tertib edilen güreşlerin ikincisinde Gö takarrür etmişrir. nenli Hamdi, Babaeskili İbrahimle berabere kaldı. Afyonlu Süleyman Bulgar Kiro'yu, Dınarlı Mehmed Tuna şampiyonu IBapnakaleden devam] Conc'u, Tekirdağlı Hüseyin, Karadağlı Dimo'yu yendi. Geçen güreşte Dinarlı şeklinde olacak ve bu havuza açılmış deya bir saat dayanan ve Dinarlıyı çok lıklerden deniz suyu girip çıkacaktır. Dehırpalıyan Dimo bu sefer Tekirdağlıya niz suyu burada çok temiz olmakla bera14 dakikada yenildi. ber denizin kendisi çok akınnlıdır. Bu Müfide akıntı mahzurunun önüne geçmek için su havuzlatılmahdır. Bu, tstanbul için büyük bir ihtiyaca cevab veren bir ziynet 1 Evvelki gece saat 23 te Maçka olacaktır. Gene Istanbulda ikinci bir deniz hadan Beşiktaşa doğru motosikletle giden inzıbat yüzbaşısı Niyaziye şoför İzzetin mamı yerini de biz yanık Çırağan saraidaresindeki 2228 numaralı otomobil ymın önünde görüyoruz. Bu sarayı ne çarpmıştır. zaman olsa büyük bir otel kazino haline Bu çarpmada motosiklet hasara uğ getirmeğe mecbur olacağız gibi görünüramış, yüzbaşı Niyazi de yaralanmıştır. yor. Onun geniş ön tarafı ise Istanbul Tahkıkata başlanmıştır. halkının nisbetle kolay gidip gelebileceği büyük bir deniz hamamı yeridir. Belki 2 Şoför Cemilin idaresindeki 2186 burada hamamı doğrudan doğruya deniz numaralı otomobil, dün sabah Köprü üstünden geçerken Dimitri admda bir içinde, sığlıklan tahta dubalarla temin etmek suretile, cüvude getirmek doğru adama çapmıştır. Ağır surette yaralanan Dimitri Cer olur. Işte bu hamamda dahi mevsiminde rahpaşa hastanesine kaldırılmış ve tah hergün üç beş bin Istanbullu deniz banyosu alabilir, ve müessese ayni zamanda kikata başlanmıştır. Istanbulu süsliyen bir eser olur. Brezilya'dan Frankfurt'a İyi bir tetkikle kütle îstanbu] şehrinin başka taraflannda da halk için belki da41 saatte Berlin 12 (A.A.) Hanse hava ha ufak mikyasta deniz hamamlan yerlekumpanyası bir rekor kırmıştır. Son Bre ri bulunabilir. Fakat arzettiğimiz şu iki zilya postası Frankfurt'a 41 saat 20 oa nokta fikrimizce İstanbul şehrinin denizden kolayca istifade etmek istiyecek halkı kikada gelmiştir. için ideal banyo yerleridir. Italyan gazetelerinin İstanbul şehrinin plânı üzerinde ugrasahifeleri tahdid edildi şan velud zekâ ve bilginize naçiz bir tetRoma 12 (A.A.) Resmî bir teb kik mevzuu olmak üzere bu fikir kırıntıliğe, 11 temmuzdan itibaren yeni iş'ara lannı irfan huzurunuza çıkarmak cesarekadar, îtalyan gazetelerinin en çok sekiz tinde bulunduk. Bu vesile ile memlekesahife olarak çıkabileceğini bildirmekte timize ilâve edeceğiniz güzelliklerden dir. Dünya piyasasında sellüloz buhranı dolayı size şimdiden en samimî şükranve ham madde fiatlannın yükselmesi, lanmızı en hakikî saygılarımızla arzedibu tedbire sebeb gösterilmektedir. yomz. YUNUS NADÎ Dişlerinizi lâalettayin bir macunla fırçalamakla kazanacağınız hiç birşey yoktur; bilâkis dişlerin minele rini aşındırmış, etlerini yıprandırmış olursunuz. Kimyevî bir şaheser olan «Radyolin» in formülü ise mineleri temizleyip parlatan, diş köklerine kuvvet veren, etleri mikroblardan temizlıyen bir iksirdir ve bunu on binlerce DAİMA RADYOLİN kişi tecrübe etmiştir, etmektedir. «Radyolin» bu hassalarile beraber daima taze ve rekabet edilemiyecek kadar ucuz oluşile yerli, yabancı bü* tün emsaline tefevvuk etmiştir. Dişlerinizi sabah ve akşam günde iki defa «Radyolin» le fırçalayınız. Bu kadar güzel ve sağlam dişleriniz olduğuna siz de hayret edeceksiniz. Yiiksek Mühendis Mektebi Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan: Mösyö Prost'a açık mektub Mektebin 1937 malî senesi sonuna kadar ihtiyacı olan «6500» kilo sade yağ kapalı zarf usulile eksiltmiye konulmuştur. Beher kilosunun muham • men bedeli «82» kuruş ve ilk teminatı «400» liradır. Eksiltmesi 15/7/1937 tarihine raslıyan perşembe günü saat 15 te Gümüşsuyunda mekteb binası dahilüıdeki Komisyonda yapılacaktır. İsteklilerin 1937 malî senesine aid Ticaret Odası vesikalarile 2490 sayılı kanunun emrettiği diğer vesaiki havi teklif mektublanm muayyen saatten bir saat evveline kadar Komisyona makbuz mukabilinde vermeleri ilân olunur. / (3704) Otomobil kazaları iele Çiftlik, Süthane ve bütün köylülerin dikkat nazarlanna: "Krema makinaları,, geldi İELE Bu makinalar dünyanın her yerinde sütçülük âleminde büyük şöhret kazanmış ve en verimli makina olarak tanınmıştır. Son sistem yeni modellerimiz gelmiştir. Türkiye umum satış deposu Fahtakalede POKER Tıraş bıçaklan deposudur. Taşra satış yerleri Erzurum: Türbe civan No. 29 Şükrü Hasan Güral Konyada: Mehmed Kaşıkçı ve biraderleri. Eskişehir: Hasan Alanya. Dörtyol Şarbaylığmdan: Dörtyol kasabası için su ile müteharrik elektrik tesisatının projesi yaptırılacağmdan talib olanların bonservislerile birlikte Dörtyol Belediyesine müracaatleri. (4083) KOHİNOR Diş Macunudur. Bunu bir kere kullananlar arük aynlamazlar. kutlanmamış olanlar bir denesinler. Tzmir satış şubesi : Bay Ahmed Buldanloğlu tık hiçbir şey dinlemek istemiyor, yalnız hahralan, derdlerile başbaşa kalmak istiyor gibi yüzünü duvara çevirdi; sus tu... Uzun dakikalar onun bir baygın gibi yatışı Leylâyı sıktı. Fakat sesini çıkarmağa cesaret edemiyordu; sabretti. Yerinden kımıldamadı. Put gibi oturduğu kanapede bu tombul, beyaz saçh kadının mütenasib kollarını, profilinin narin çizgilerini tetkik etti. Fakat onu seviyordum ve ona ihanet etmedim... Kadm hıçkırmamak için dudaklanni ısırdı. Sonra birdenbire bahsi değiştirmeyi tercih ederek: Şimdi; dedi. Sen bu evde kalacaksın. Benim sana hem maddeten, hem manen ihtiyacım var. Çünkü ben yalnızım. Vakıâ emektar bir hizmetçim, bir de çok zeki, fatin, namuslu, kibar bir vekilharcım var. Amma bunlar ne de olsa benim yabancımdır. Sen onlann ve bu evin âmiri, hanımı olacaksın. Benim servetim ve idarem senin eline bırakılacaktır. Mektebini bitirdin mi kızım? Hayır, babam öldükten sonra imkân bulamadım. Kaç senen kaldı? Bir senem kalmışb. İstersen devam edersîn; lüzum görüyorsan... Fakat bence evde hususî muallimlerle tahsilini artırman muvafıktır. Leylâ hiç cevab vermedi. Birdenbire hayatınm değişivermesi, bu ev, bu hazin kadm, bu esrarengiz muhit onu şaşırtıyordu {Aı'kan var) Diş macunlarının incisi HACI RAŞİD «Cumhuriyet» in milli Fıtnat Hanımm başmı çevirişi, cevab vermeyişi Leylâda bu şüpheyi kuvvetlendirdi. Zaten Leylâ biraz da bu kadının kim olduğunu, babasına karabetinin mahiyetini merak ederek gelmişti. İşte... Ka» dın adeta onu tanımak istememiş, başını çevirmişti. Birden inkisara uğnyarak gözleri kararan, son ümidini kaybeden Leylâ a ,yaklarının ucuna basarak geri çekildi. Münevverin de yüzüne bakmadan çıkıp gitmek üzere kapıyı açtı. Fakat kendisine kim olduğunu soran ayni sönük, hafif ses: Leylâ, dedi, nereye gidiyorsun?.. Leylâ geriye döndü. Boynunu eğerek karyolanın başucunda durdu. Fıtnat Hanım ellerini tutarak bütün kuvvetile Leylâyı çekti: • Sen artık bana sormadan bir yere . gidemezsin!.. Ben senin annenim... Titriyen bu sesin sahibine Leylâ gözlerini dikti. Karşısındaki bu lâciverd gözler ya§ içindeydi. Belli ki büyük bir gay dinize evlâd edineceğinizi yazıyor. îlk sözünüzden anhyorum ki babam aldan mamış... Fıtnat Hanım gene hıçkırdı. tçini çe kerek gözyaşlannı zapta çalıştı. sergiizeşt romanı : 4 8 Hayır, dedi. Baban beni benden ret sarfediyor, kendisini tutmağa çalışı iyi bilirdi. Ben de onu kendisinden iyi biyordu. Leylâ bilâihtiyar: Evet, dedi, ben de zaten gitmek Biraz durdu. Halsizlik, dermansızlık için gelmedim. Fakat cevab vennediğinisöz söylemesine mâni oluyordu. zi görünce tereddüd etmiştim. Leylâ, dedi, sana benden hiç bahYastığınm altmdan çıkardığı mendille gözlerini silerken Fıtnat Hanım yanmda setmedi mi? Beni yalnız defterinden mi ki hizmetçi kadına işaret etti ve Münev işittin? Evet, yalnız defterinden..n, ver dışarı çıktı. Fıtnat Hanım gene durdu. Düşünü Fıtnat Hanım Leylâyı yanmdaki ka napeye oturttu. Şayanı hayret bir hamle yordu. Kimbilir neler düşünüyor, ne he ile doğruldu; oturdu. Leylâ ona arkasın yecanlar geçiriyordu: daki yastığı verdi. Demek ki ölürken bana birşey söyBir müddet sessiz, hareketsiz kaldılar. Iemedi. Demek ki hiçbir haber gönder İkisi de düşünüyordu. Genc kız bu be medi; öyle mi? yaz saçh, fakat hâlâ güzel ve hâlâ ca Leylâ kadının nasıl bir ihtiyacla bu suzibeli kadının birçok şeyler söylemek is ali sorduğunu seziyordu. Bir saniye dü tediği halde heyecandan ve zâftan sıkıl şündü. Cevab veremedi. Fakat aklına dığını sezerek onu açmak için: müphem, silik bir takım sözler, işaretler Babamm bir defteri elime geçti. geldi. Bu defterde sizden bahsediyor. Benim Ölümünden bir akşam evvel ben yalnız kalınca size müracaat edebileceği babamm yanında değildim. Mektebdeymi, bunu düşünerek müsterih oldugunu, dim, onun yanmda hizmetçimiz Adile sizin beni nasıl olsa iyi karşılıyarak ken kadın vardı. Babam o gece bir buhran geçirmiş. Geceyansı uyanarak beni iste miş. Beni geceyansı mektebden aldınnalan kabil mi? Ancak ertesi sabah yanına gittiğim zaman bana bir takım şeyler söyledi: Dün akşam yazıhanemin gözünden aldığm kâğıdlar nerede? Dedi. Onlara çok ehemmiyet veriyordu. Almadım, dedim. İnanmadı, beni payladı. Son deminde o kadar müthiş bir asabiyete tutuldu ki..^ , Fıtnat Hanım başını salladı: Bunlardan bana ne? Beni sormadı mı? Benden bahsetmedi mi? Dedi. Leylâ bu sert sualden biraz cam sıkılarak: Hayır..^ Amma anlıyordum ki o sırada bana tevdi etmek istediği büyük bir sır vardı. Siz vardınız, fakat vakit bulamadı. Daha doğrusu bu sırn bana bir akşam evvel geçirdiğim kâbus sırasında tevdi ettiğini, benim gizlediğimi, hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi hareket ettiğimi sanarak kızdı, kızdı... Neden sonra ağır ağır kirpiklerini kaldırarak başını çeviren Fıtnat Hanım Leylâya uzun uzun bakarak: Kızım, diye tekrar etti. Sen artık benim hakikî kızımsın. Sana çok şeyler anlatacağım. Fakat şimdi halim yok. Yalnız bil ki baban sen dünyaya gelmeden evvel benim her şeyimdi. Ben o zaman fakir bir genc kızdım; ilk defa onu tanıdım, sevdim. Sonra onun bir hali, benim asabiyetim bu münasebetin yanda kalmasma ve onun senin annenle izdivacına sebeb oldu. Kısmet... Bil ki annenle evlendikten sonra ben bir daha onu görmek istemedim. Gördümse bile artık Sonra? ****** benim yalnız hayalimde yaşıyan bir sev Sonra kendini kaybetti ve bir gili olduğu için bu görüşler tamamile koma içinde gitti... dostane, arkadaşça idi. Hele senelerden Fıtnat Hanım, gözlerini kapadı. Ar beri hiç görmedim, görmekten kaçmdım.