18 Mayıs 1937 CUMHURIYET Mısırda modern bir MusoliniHitler mülâkatı pratika ve vize tiyaho san'atı başlıyor 1 hizarandan itibaren bu esrar perdesine büründü Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti. deniz yolcularma kolaylık olmak üzere. nsemde seyyal çimdik gibi posta vapurlarımızm pratıka ve vize birşey dolaştı ve kulağıma muamelelerinde mühim tadılât yapmıştadsız bir ses ulaştı. Bu, bir ıstır. lıktı, boynuma falsolu bir terane işlı Şimdiki şekle göre, kabotaj hatlarmyordu. Suratırm asmak, biraz da homurda işliyen yolcu vapurlarımız, hangi isdanmak isterken kapı açıldı, elinde [Baştarafı 1 inci sahifede] Bu mehafil, von Blomberg'in Lon keleye giderlerse gitsinler, yolcuların galiba kovadan yeni çıkarılmış iri vapurdan çıkması bazı sıhhî merasime raf olmuş görünüyor. Gerçi, cumartesi drayı ziyaretinin siyasî vaziyet hakkm bir demet salata ve bir kanlı ciğerle günü Berchtesgaden'den bir tren ha da noktai nazar teatisine vesile vermiş tâbidir. Karantina doktoru ve memuru cam azmanı bir adam girdi, yanıma o gemiye gelir, icab eden tetkikat ve kon reket edecekse de, bu trenin, halen İtal olduğunu beyan ve mumaileyhin gö turdu. Şımdi ensemde dolaşan ıslık hatrolu yapar, ondan sonra yolcuların çık yada bulunan zevcesini almağa gidecek rüşmelerine başka bir mana atfedil vası, o ciğer kokusunun yanmda taktir masma müsaade edilir. Bu hal, vapur olan Goering'm seyahatine tahsis edi memesi lâzrnı gelmekte olduğunu ilâve ve ta'tir olunmuş bir seher yeline benetmektedirler. ların saatlerce fazla beklemelerini. do leceği anlaşılmıştır. ziyordu. Berlın, Prusya Başvekilinin bu yeni layısile yolcuların rahatsız olmalarını İngiliz gazetelerine göre Pardösümü salatanın tozlu ıslaklığınintac ediyordu. Her gemide bir doktor seyahatini, bermutad son derece husuLondra 17 (A.A.) Birkaç gazete, sî mahiyette görmektedir. dan ve ciğerin cıvık temasından koru bulunduğuna ve icab eden sıhhî tedbirMareşal von Blomberg'in İngiliz dev Hariciye Nezaretirün bütün bu şayi let adamlarile yaptığı mülâkatlar hak mağa çalışırken ıslık kesildi, bir boğaz ler de almdığına göre. bu pratika ve vize muamelesi lüzumsuz görülmüştür. alar hakkmda ademi malumat beyan et kında tefsırlerde bulunmaktadırlar. Bu temizleme ameliyesi başladı, arkasın Mısırın maruf komedı artistleri: Solda Ruhıye Halid Hanım, sağda 6 hazirandan itibaren tatbik edilecek mesine mukabil, Propaganda Nezareti, gazeteler, havadaki gerginliğin olduk dan okkalı bir tükürme faslı yüzgösteryukarıda Firdevs Hasan Hanım, olan yeni kararla bu pratika ve vize bunları teyid etmekte, yalnız, Hitler ça gevşediğini ve Londra görüşmeleri di. Evet, ıslık çalan adam, tükürüyordu. aşağıda Emine Nureddin Hanım muamelesi kaldırılmıştır. Şımdi, vapur Mussolini mülâkatının bugünlerde ol nin garb paktına ve belki de Almanya Fakat nereye?.. Benim üstüme mi, yesolda Zuzu Hamdi Emin Hanım. lar, bir limana girdıkten sonra karanti mıyacağmı söylemektedir. Salâhiyettar nın Cenevreye yol açmak üzere yakın re mi, havaya mı?.. Bakamıyordum. İyi na doktor ve memurunu beklemiyecek mehafil, bu mülâkatın haziranm son da toplanacak olan konferanslara ha amma gözümü de kapıyamıyorum, dört Paris «Comedie Française» tiyatrosu Bugün, Mısırda, birçok Arab tiyat ve yolcular, gemi süvari ve doktorunun nısfmda vuku bulacağmı söylüyor. zırladığını müttefikan ileri sürmekte yana ıstırab içinde bakınıp duruyorum. O sırada gözüme şu satırlar ilişti: fahrî müdiri umumısi Mösyö Emile Fab ro trupu vardır. Bu truplarda hıristiyan, mes'uliyeti altında derhal çıkarılacak İtalya Kralının, Kont Ciano ile bir dir. 85 inci madde: «Gidiş esnasında bin re, Mısır mıllî tiyatrosu tarafından vak yahudi, müslüman her mezhebden artist lar dir. lıkte 19 mayısta Macaristana gideceğine Daily Express gazetesi, yakında bir mek, atlamak, basamaklarda veya araolan davet üzerine oraya gitmiş ve ıki ay vardır. Bunlann rr.illiyetleri de muhtelifgöre bu tarih hakikate mutabık görün İngiliz Alman itilâfı akdedileceğine mektedir. Budapeşte Belgrad Bükreş ihtimal vermemekle beraber Londra ve banın dış kısımlarmda durmak, arabakadar Mısırda kalmıştır. Mösyö Fabre tir. İçlerinde, Türklere, Suriyelilere, Alar dahilinde sigara içmek, halkı rahatmüsellesi mevzuu bahsolduğuna naza Mısır millî tiyatrosunun kat'î surette te rablara ve Rumlara tesadüf edilir. Bu Berlinin kançlaryeleri vasıtasile dünya sız etmek, zarar vermek ve elbiselerini ran da Duçe ile Hitler'in, Macaristamn iktısad konferansı için iptidaî müzake şekkülü için bir takım direktifler ve gerek truplar Bağdada, Tunusa, Beyruta, mütaleasını öğrenmeden mülâkat yap relerde bulunduklarım kaydetmekte kirletecek eşya ile arabalara binmek, aktörler, gerek modern mizansen husu Tanta'ya, Demenhur'a, Lukror'a gezer pencereden başını ve kolunu çıkarmak, mamaları mantık icabıdır. dir. Bu konferansın sene nihayetinde arabalarm içine ve arabalardan dışarıya sunda teknık malumat vermiştir. M. Fab dururlar. Hatta bazan cenubî Amerikaya Maamafih, buna rağmen, Mussolini veya 1938 senesi ilkbaharmda akdedi re'ın, Fransaya avdetinde, Mısır tiyatro kadar gittikleri olur. tükürmek, sümkürmek veya başka sunin Goering'in trenile Berline gelece leceği söylenmektedir. retle kirletmek ve pisletmek, vatmanla sunun bugünkü vaziyetine dair verdiği izaMillî tiyatroya gelince, hükumetin hiğini iddia edenler çoktur. Muhakkak oNews Chronicle gazetesi, yakında konuşmak, şarkı söylemek, ıslık çalmak hatm şayanı dıkkat bulduğumuz kısımla mayesi altında nisbeten yeni bir tarihtenlan birşey varsa, ttalya ile Almanyamn mühim müzakereler cereyan edeceğini yasaktır.> nnı aşağıya naklediyoruz. M. Fabre ez beri teşekkül etmiş bulunan bu tiyatro elele yürüdükleri keyfiyetidir.» ve bunlann ilk neticesi olarak da Al Eh, söylenmeğe hak kazanmıştım, cümle demiştır ki: oldukça insicamlıdır. Hükumetten tahsi Von Blomberg'in temaslartndan manyanın Fransa ile bir pakt akdetmeği ensemdeki ıslıktan başlıyarak pardösü « Itiraf ederim ki, Mısıra vardığıra satı vardır ve yüksek şahsiyetlerden mükabul edeceğini yazmaktadır. Bu gaze mü tehlikeye düşüren salata demetile çıkarılan manalar zaman Arab tiyatrosu hakkmda pek az rekkeb bir komite tarafından idare edılte, Fransız Sovyet paktımn Almanya ciğer hamulesine ve sonraki tükrüğe Londra 17 (A.A.) Resmî mehafil, malumatım vardı. Bu tiyatro henüz bir mektedir. Bu tiyatroda, SJıiller'in bir piya açık bulunduğunu hatırlatmak için kadar bütün bu münasebetsizlikleri saGeneral von Blomberg'in İngiliz dev ağlebi ihtimal yeni gayretler sarfedilekaç senedenberi mevcuddur. Ve Arab yesile Mısırh müelliflerin iki piyesini, yarak birşeyler söylemek istedim, ha let adamlarile yapmış olduğu görüşmeceğini ilâve eylemektedir. edebiyatının çok zengin olmasına rağmen, Memnu meyva, Sapho gibi piyesleri seyraretli cümleler hazırladım, biletçiyi alerinin Berlinle Londra arasmda yakındramatik eserler, Mısırda ancak Ondo rettim. General Goering dönüyor radım. O, sahanlıkta bir sigara tüttür da müzakerelerde bulunulmasını der kuzuncu asrın sonuna doğru yazılabilmişMısır Millî tiyatrosu artistleri, hareketpiş etmeğe medar olacak mahiyette buBerchtesgaden 17 (A.A.) General müştü, dumanlarını savura savura ve tir. lunduğuna dair olan haberleri tekzib ijoering'le refikası tayyare ile Vene harıl harıl vatmanla konuşuyordu!.. lerine hakkile sahib, jestleri yerinde aretmektedir. M. TURHAN TAN Mısırda facia muharrirlıği doyurucu tistlerdir. Arab tiyatrosu deyince bir Padik'ten buraya gelmişlerdir. H: bir meslek değildır. Mısırlı veya ecnebi risli veya bir Londralının aklına gelen Sinobda Bay M Demire: herhangi tiyatro müellifi hasılattan hiçbir karmakarışık manzaradan burada ese Meşhur Adamlar Ansıklopedisinde görhisse almaz. yoktur. Yalnız kadın artistler biraz müteduğunüz isim doğrudur. Arkadaşlanm Abi[Baştarafı 1 inci sahifede] Vekâletince tanzim olunacak talimatna din Daverin soy adı Dav'er, İsmail HablDığer taraftan, tiyatro müellifleri li reddid, biraz acemi davranıyorlar ki, bu Devlet demiryollarının atölyeleri bu hü meye göre vilâyet kültür direktörlerinin binki Sevük. Peyamininki Safadır ve bu san serbestisine de sahib değillerdir. Bu da on üç asırlık esaretin tesiri olsa gerekadlar usulü dairesinde tesçil dahi edilmişhususta kuvvetle yer etmiş dinî ve içti tir. tertibi ve valinin t^şdıkile müessese sa tir. kümden müstesnadır. maî engeller vardır. 2 Bütün sene devamlı surette fa hibleri tarafından intıhab ve tayin olunur. Fakat, henüz yakm bir maziye gelirpMısırda, asırlarca müddet komedi ar ciye kadar tiyatrodan mahrum olan Mıaliyette bulunmayıp altı aydan az çalışan Askerî fabrikalara aid bu işler Millî Mütisti yetişmemişti; elli sene kadar evvel, sırda, bin türlü müşkülâtla yepyeni bff ve mevsime bağlı mahsul işliyen fabrika dafaa Vekilliğince yapılacak ayn bir takatolik Suriyeliler Mısır sahnesinde rol san'at yaratan bu adamlann himmetin lar ve bunlann mamulâtının ambalâjların lımatname ile görülür. almışlardır. Bunlardan cesaret bulan takdir etmemek kabil değildir. Lâyihanın dığer hükümlerine göre hazırlıyan müesseseler bu kanun hükmüne Bundan sekiz on gün evvel, bir makimüslüman artistler yetişmiş, onları takıtâbi değildirler. Fakat bu müesseselerin kurslara devam mecburidir ve lâyiha ka nistin yirmi beş yaşlarmda Ruth Barkor Herhalde, gördüğüm şeylere kıyas edeben de müslüman kadınlar sahneye ç:kdiğer aylarda çahştırdıkları işçilerin ye nunlaşınca bir eylul 1937 den 1942 sene ismindeki güzel kızı, Harrogathe ş,ehrinrek diyebilirim ki, bir gün gelecek, büyük, m;slardır. kunu da nazarı dikkate alınmak şartile si eylulüne kadar tatbik edilecektir. de, John Lionnel Dihnji adlı esmer, yaçok büyük Arab artistleri vetisecektir.» Bugün Meclise verilmiş olan küçük kışıklı bir delikanh ile evlenmişti. senelik işçilerinin gündelik tutarı yüz olsan'atlar kanun lâyihası da küçük san'atduğu takdirde bu kanuna tâbidir. Nikâh merasiminde genc kızın akrabalan usta, kalfa ve çırakları tarif etmekte sı hazır bulunmuş, fotograf çekilmiş vc Bu kanunun şümul sahasına giren mü[Baştarafı l inci sahifede] esseseler kanunun neşri senesine takaddüm ve on bir grupa ayırdığı küçük san'atlar merasimden sonra, mes'ud çift, Whig ğer eyaletlerde tam bir sükun hüküm Belgradın verdiği son malumat Windsor Dükü ve Wally Warjeld Belgrad 17 (Hususî) Arnavudluk sürmektedir. eden takvim senesi içindeki vaziyetlerine ve erbabı hakkmda mühim hükümler zik ton'da, tenhaca bir yerde kâin bir köşke, isyanı bastırılmıştır. Tiranada neşredi Tours 17 (A.A.) Cande şatosunda retmektedir. balayı geçirmek üzere çekilmiştir. göre tayin edılirler. Ihtilâl hareketi, komünizme mütema len resmî bir tebliğe göre isyan komügazetecileri kabul eden Rogers, Dük de Fakat aradan bir hafta geçmeden, yeni yildir. nistler tarafından tertib edilmiştir. Windsor'un izdivacı tarihinin yarın saIşçi adedi itibarile kanunun tatbikından Balık ambalajlarına dair evlilerin iki sivil memur refakatinde şehDündenberi Arnavudluk dünyadan tec at 14.30 da takarrür edeceğini beyan et sonra şümulü haricinde kalan müesseseleAvlunyada tenkil hareketi tetkikler re döndükleri hayretle görülmüştür. Mcrid edilmiş bir halde bulunduğundan miştir. rin vaziyeti bu halin tahaddüs ettiği seneTırana 17 (A.A.) Arnavudluk Telİktısad Vekâletinin en muvafık balık ğer damad, taşıdığı erkek ismine ve erkek Arnavudluktaki hakikî vaziyet hakkıngraf ajansı, Avlunya'dan gönderlimiş den sonra gelecek ilk takvim senesi niha ambalajı tarzı hakında sorduğu sualin lzdivacda Diikün iki kardeşi kıyafetine rağmen genc bir kızmış ve ha olan hükumet kuvvetlerinin asileri he da kat'î hiçbir malumat alınamamak yetindeki işçi adedine göre tayin olunur. cevabı için Ticaret Odasmda toplanan tadır. bulunacak kikî ismi de Mis Coning imiş. zimete uğratmış olduklarını bildir 3 Kurslar, çırak, usta ve isçi olmak ihtısas komisyonu noktai nazarım tes Londra 17 (A A.) Sunday Refree Zabıta meseleyi imzasız bir mektubla mektedir. Asiler, halihazırda büyük Arnavudluk konsolosluğunun gazetesıne göre Kent Dakü, hemşiresi, üzere üç kısımdır. Kurs müddeti çıraklar bit etmiştir. Komisyonun raporunu Mu öğrenmiş v bu sahte çifti derhal tevkif bir perişanlık içinde ricat etmekte ve rad Furtun hazırlıyacaktır. e verdiği malumat Winston Churchill ve Lloyd George, için çahşma zamanı içinde işçi ve usta için hükumet kuvvetleri tarafından peşleri etmiştir. Gelin ve güvey şimdi ailelerinin İstanbul Arnavudluk Başkonsoloslu VVindsor Dükile Wally Warfeld'ın ev çalışma dışındadır. Kurslar sebebile fabLeman Ekrem öldü takib olunmaktadır. yanına iade edilmislerdir. ğu dün akşam gazetemize telefon ede lenmelerinde hazır bulunacaklardır. rika, çırağın, kanunun tatbikı tarihinde Ankara radyosunda İstanbulda. Anatsyan kime karşı? rek şu haberi verdi: Kent Dükünün izdivac merasiminde aldığı ücretten tenzilât yapamaz. Tedri dolunun muhtelif şehirlerinde yaptığı cArnavudluğun Ergiri sancağında iğ garson donör olarak hazır bulunacağı Belgrad 17 (A.A.) İyi malumat alEn hakikî dost sat haftada asgarî altı saattir. Kurs niha turneler ve konserler neticesinde halka makta olan mehafıl, Arnavudluk isya fal edilmiş bazı adamlann eseri teşvi sövlenmektedir. Yarmı düşünenin en hakikî ve kuvyetinde devam eden işçiler imtihana tâbi kendini sevdırmiş bu genc sevrmli mnın bilhassa Dahiliye Nazırı Musa kile başhyan bir isyan hareketi ehemvetli dostu bankadaki tasarruf hesatutulur. Bu imtihanda muvaffak olamı san'atkâr iki aydanberi rahatsızdı. Bir bıdır. Jouka aleyhine müteveccih olup Kral miyetsız olduğu gibi hükumetin aldığı yanlar ertesi sene kurslara devam mecbu haftadanberi son tedavide bulunan HaYurddaş bu hesabı lhmal etme. Zogo'ya veya İtalyan nüfuzuna karşı âcil tedbırlerle derhal bastırılmıştır. seki hastanesinde dün gece vefat etti. riyetindedirler. Ulusal Ekonomi yapılmış bir hareket olmadığını beyan Arnavudluğun her tarafında asayiş Aüesine ve dostlarına uzun ömürler ve ve etmektedirler. j hükümf ermadır. > 4 Kursların talim heyetleri Maarif aziyet dıleriz. , Arttırma Kurumu Comedie Française fahrî müdürü, yaptığı tetkiklerden sonra Mısırda inkîşafa başhyan temaşa san'atım sitayişle anlatıyor muameleler kalkıyor Bir taraf teyid, bir taraf tekzib ediyor (58) inci madde! & Ingiliz matbuatı Blomberg'in temaslarından sonra yeni anlaşmalara yol açılacağı kanaatinde... Windsor Dükünün îzdivacı yakın Sabık Kralın düğününde iki kardeşile Çurçil ve Loid Çorc bulunacak İşçi yetiştirmek ve küçük san'atların himayesi Bir kızla evlenen genc kız! Arnavudlukta patlıyan isyan Sporcu, çirkinin, kirlinin ve kötünün düsmanıdır. Cumhuriyetin edebî tefrikası: 77 BİZ İNSANLAR di. Yazan: Peyami Safa ^ Susunuz! dedi, söylemeyiniz... Bahriye aid mi? Orhan sesini çıkarmadı. Vedia onun üstüne yürümüştü: Bahriye aid mi? diye bağırdı. Söyleyiniz! Meraktan öleceğim. Orhan elini paltosunun cebine doğru götürerek: Akşam gazetesinde gördüm, de di. Ne gördünüz, bir felâket haberi mi? Bahriye aid mi? Orhan gazeteyi çıkardı, fakat Vediaya vermedi: Biz hissetmemiş miydik? dedi. Ne hissetmiştik? Ne söylüyorsu nuz? Veriniz rica ederim bana gazete yi... Orhan ayağa kalktı: . Hayır Vedia Hanım, dedi, sakin olmanız lâzım. Fakat bu haliniz bana daha müthış şeyler düşündürüyor. Vedianm çığlığını duyan lclâl ve Samiye Hanım da odadan içeri girmişler Orhan gazeteyi avuçları içinde büke rek: Bahri Beye aid bir haber... dedi. Samiye Hanım iki yumruğunu da başına vurarak bağırdı: Eyvah, gitti oğlan, Bahriciğim gitti... Mutlaka kendine birşey yaptı. Gazeteyi görmeden hıçkırmağa baş lamıştı. Vedia Orhana iki elini birden uzatarak: Veriniz bana gazeteyi, veriniz, rica ederim, dedi. Orhan gazeteyi uzattı. Kızın serlevhayı görür görmez bir baygınlık geçirmesinden korkarak ta yanına gelmişti. Fakat Vedia, gazeteyi tutan elleri titremeden, satırların üstünden geçen gözleri büyüyüp küçülmeden, yüzünün aynastnda hiçbir felâketin aksi belirmeden havadisi okuyordu. Samiye Hanım da onun ya nına koştu ve kızı iki omzundan tutarak, kesik çığhklar ve sıçrayışlarla, gazete saııfesine baktı. lclâl ellerini yüzüne kapı yarak: Allahım! Ne oldu Bahri Beye? diyordu. Samiye Hanım hizmetçiye doğru ko şuyor, bir elini öteki avucu içine vurarak bağırıyordu: Ne olacak? Kendini öldürmüş... Aman fena oluyorum. Ve yazıhanenin koltuğuna çöktü. Vedia fennî bir makale okuyormuş gibi sakindi. Bu kız, normal insanlann tam zıddına, alelâde vak'alar karşısında he yecanlı ve harikulâde vak'alar karşısında heyecansız görünüyordu. Yalnız, kendisine aid satırlan okurken iki defa sıçramıştı. Nihayet gazeteyi katladı ve Orhana uzattıktan sonra koltuğa oturdu. Samiye Hanım haykırıyordu: Ne olmuş, nasıl olmuş, anlatın bana, ben gazeteyi okuyamam, fena olu rum. Orhan sükunetle anlattı. Kadm onu çığhklar kopararak dinliyordu. îclâl bir sandalyaya oturarak hüngür hüngür ağlıyordu. Vedia hiçbir hareket yapmadı. Ince sarı kaşlannı çatmış, önüne bakıyordu Birdenbire ayağa kalktı ve Orhana: Benimle biraz çıkmak ister misiniz? dedi. Sesi de çok sakindi. Orhan cevab vermeden, Samiye Hanım da ayağa kalktı ve Vediaya doğru yürüdü: A!., dedi, sanki hiçbir şey olmamış... Nekadar soğukkanlısın, yavrum. Bu çocuğu hiç mi sevmiyordun? Ne de olsa akraba... Hem seni nekadar sevdi o... Zavallı yavrucak... Ne kibar ruhu vardı... Ay bayılacağım şimdi... Bir türlü içim inanmak istemiyor. Ne felâket! Sen nasıl böyle duruyorsun? Hiç acımadm mı? Bak İclâl bile ağlamaktan katılacak. A... Vallahi şaşılacak §ey... Hoş sen Ramiz Bey öldüğü zaman da böyîe idin. Tersine tabiat... Nereye gidecek siniz? Beni yalnız bırakmayınız... Ah Bahriciğim, sarışın evlâdım, mağrur çocuğum... Ne oldu sana? Aman Allahım, ne felâket!.. Artık bara uyku haram olacak... Başıma kanlar çıkıyor... Fena oluyorum. lclâl, gel, yukarı çıkalım, uzanayım, başım dönüyor. Hizmetçile beraber çıktılar. Vedia kollarını iki yana sarkıtıp gsrerek yumruklannı sıkmış, dudaklarını ısırıyordu. Orhana baktı: Çıkalım, dedi. Fakat söylediğinin farkında değilmiş gibi yerinden kımıldamıyordu. Tekrar oturdu. Başmı arkaya dayadı. Orhan onu göz hapsine almaktan kendini korumak için ağır ağır dolaşıyordu. «Bu zâhiri sükunet onu çok sarsabilir, diye düşündü, ağlasa belki daha iyi olacak.» Fakat ge ne de onun bu soğukkanlılığını tefsir için hatınna gelen ihtimalleri kabul edemiyordu. Onu biraz söyletmek için yanına yaklaştı: Çıkmak istemiyor musunuz? diye sordu. Genc kız ağır ağır başını kaldırdı; gözlerini bir defa süratle kırptıktan sonra uzun müddet sabit bir halde açık tutarak Orhana bakıyor, cevab vermiyor, kendi içindeki aleme pek yabancı geliyormuş gibi dışarıda herşeye büyük bir hayretle bakıyordu. Orhan da onun karşısına oturdu ve bekledi. Yere bakıyordu. Başını kaldırdı ve Vedia ile gözgöze geldi. Kızın gözleri hâlâ kuru idi, fakat kızarmağa ba§lamıştı. Orhan tekrar önüne bakarak dedi ki: Bu netice size hiç hayret vermedi, değil mi? Vedia birdenbire ve yüksek sesle: Hiç! dedi, hayret ettiğim şey kendi halimdir. Bana fevkalâde zamanlarda bir an sükunet gelir amma pek az sürer bu; şimdi kendimi yokluyorum da içimde hiçbir teessür bulmuyorum. Bahri şimd burada olsaydı da aramızdan birdenbire ayrılarak bahçeye çıksaydı daha fazla hayret ederdim. Çünkü, değil mi, bu anî hareketi daha çok muamma olurdu. Fakat onun bu son hareketini o kadar iyi anlıyorum ki hiçbir tarafı bana gizli kalmıyor. Belki de onu bunun için seveme diniz. Gizlisi olmıyan bir ruhtu. Değil. Ben muammayı sevmem. Küryozite bence sevgi değildir. Misterin verdiği pasyon aşk değildir. Bilmek arzusudur bu. Hayır. Sevildiğimizi bilmek sevmeğe mâni olmaz. Fakat bizi sevmesini istediğimiz adam tarafından. Değil mi? Belki. Sonra ne olacağımı bilmiyorum. Belki bana çok dokunacak da şimdi bflli etmiyor. Şimdi tabiî göründü bana. Bekliyordum. Değil mi? Bekliyorduk. Ar kasından koşmadık mı? Nasıl hissetmiş,tik! Birbirimize itiraf etmekten çekindik. değil mi? Evet. Fakat ben biraz fena oldum. Size fazla tesir edeceğini de düşünmüş tüm, belki. Şimdi sizin sükunetiniz bana da geçti. Benim bu felâkette ne kadar ro lüm var, ne kadar günahım var, bilmiyorum. Gazete doğru yazmış. Ben size söyledim. Sebeb bir değil. Ben de onlann içinde varım. Fakat istiyerek bu se bebler arasına girmedim. (Arkası var)