15 Mayıs 1937 CUMHURİYET • ' ~ ı .ı ı. • ı ı „ .ı . ,|| ^M^^^^ Hindenburg faciasına fena iniş sebeb olmuş Tahkikat yapan heyet, hava gemilerine meçhul adamlar tarafından ateş açıldığını meydana çıkardı • : Bayrağımıza iltica eden Ispanyollar Valansryaya bir vapur daha gönderilmesi duşunuluyor Ispanyadaki sefarethanemize iltica eden mültecileri almak üzere Valansiyaya gitmiş olan Karadeniz vapuru, üç güne kadar hareket edecektir. Vapura şimdiye kadar 450 mülteci bindirilmiştir. Şımdi son kafile olan 150 mülteci daha yerleştinlecek ve vapur 600 yolcu ile limanımıza hereket edecektir. Karadeniz vapuru hiç bir yerde tevakkuf etmeden doğru limanımıza gelecektir. Vapurun bu uzun seferi düşünülerek buradan lüzumu kadar kömür, kumanya ve su alınmıştır. Londrada şenlikler Kral evvelki gece 450 kişilik bir ziyafet daha verdi. Muhtelif resmi kabul ve balolar birbirini takib ediyor Serbest Irlanda kanunu esasisi kabul edildi Bir tâbirin manası skenderundan bir okuyucu «hamamda zurna çalan tiryakiye döndü» tabirinin ne demek olduğunu soruyor. Itiraf ederim ki şaşırıp kaldım. Eski ta birleri, darbımeselleri içine toplamış ve bunlardan hikâyeye müstenid olanlannı izah etmiş bir kitab yok ki bakıp aziz o kuyucuya cevab vereyim. B D Hindenburg balonunun yanarken alınmış yeni bir resmi [Baştarafı 1 inci sahifede] ner, orada Hindenburg balonunun en kil etmektedir. Kumandan Schrödorf, kazı üzerinde tetkikat yapacaktır. oiger iki azanın kendi fıkrine iştirak edip etmediği hakkında birşey söylememişhr. Rüya sayesinde hayatmı Yaralı kumandan iyileşti Nevyork 14 (A.A.) Kumandan Pruess'yi tedavi eden doktorlar tehlıke nin atlamış olduğunu büdırmişlerdir. Birinci kaptan Şannt hastaneden çık mış ve ziyaret te kabul edebilmiştir. Lenpox Hill hastanesinde tedavi edi len dığer 13 mecruh ta tedavi yolun dadır. kurtarmış Zepline ateş mi edilmiş? Nevyork 14 (A.A.) Alman ajan bildiriyor: Newjersey polisi Hindenburg balonu felâketi hakkındaki tahkıkatla alâkadaı olarak, son yıllar içınde Lakhurst civa rında tayyarelere bırkaç defa ateş açıl mış olduğunu bildırmiştir. Maruf Atlantik tayyarecilerinden Clarende Chamberlain de son zaman larda iki tayyareye karşı suikasd yapıl dığmı söylemiştir. Bunun ikincisi 2 mayısta olmuştur. Bu tayyarelerden biri bir benzin borusu kurşunla delinmiş ol duğu halde Bendıx'e ve öbürü de kanadlarından birine kurşun isabet etmiş olduğu halde Clifton'a gelmıştir. Bendix, Lakhürst'den altmış mü ve Clıfton'dan 42 mil mesafededir. Gene Kaber verild'ğine göre, 1930 da Los Anjelos balonu henüz hizmette iken, bu balon üzerıne de ateş edilmişti. 1930, 1932 ve 1933 te Zwc 27 balonuna da ateş edilmiştir. Hava servisi makamatı, tayyarecileri, mütehevvır olan ahalının üzerlerine ateş etmemelerıni istiyorlarsa Nevvjersey üzerınden uçmamaya davet eden müteaddid ihtar ve telefon ihbarları almıştır. Bir Fransız gazetesi, Hindenburg balonu faciasından bir mucize eseri ola rak kurtulan Joe Jackson ismindeki müzıkhol artistinin bu garib macerasını yazıyor. Joe Jackson hayatmı bir rüyaya medyundur. înanılmıyacak kadar hayalî gıbi görünen bu hâdise şöyle olmuştur: Joe Jackson, Hindenburg balonile seyahate karar vermiş, biletini, bagaj nu marasmı bile almıştı. Seyahatten iki gün evvel, rüyasında, kendini balonda gör nıüştür. Balon tutuşmuş, yere düşmüş ve Joe Jackson'u, öteki yolcularla beraber, a!evler ve dumanlar arasına gömmüştür. Joe Jockson, rüyayı gördüğü gecenin abahı bunu Palmer ismindeki bir arkadaşına anlatmış, onun bu rüyayı hayra yormadığuu garüüC£ &eyahatteu sarfıaazar etmiştir. Joe Jackson, tahakkuk etmekte gecik • miyen bu rüyayı gerçekten gördüğünü, seyahatten vazgeçtiği gün arkadaşına yazdığı bir kartpostalın tarihi ile isbat etmektedir. Filhakıka, Hindenburg ba lonunun bir resmini taşıyan bu kartın üzerinde, Joe Jackson tarafından arkadaşına hitaben yazılmış ve Avrupadan bahıs bir cümle, pulun üstünde de 3 mayıs tarihi vardır. Geyve köylerinde telefon Geyve (Hususî) 936 senesı köy bütçelerinden ayrılan para tahsilâtı ta mamlanmış olduğundan Geyve ile köy kanunu tatbik edılen 93 köy arasında telefon muhaberatı tesis edilmiştir. Kaza için idarî ve adlî bakımdan çok mühim olan bu işin muvaffakiyetle ve süratle başarılmasında kaza kaymakamı Hamdinin büyük faaliveti vardır. Tabiri ben de biliyorum ve bir vak'aya delâlet ettiğini de anhyorum. Fakat hakikati nedir?.. İşte burasını tesbit et mek güç. Nasreddin Hocanın minare üstünde hamam kubbesi arama fıkrasile bu Son gelen haberlere göre, Ispanyada tabirin sezindirdiği vak'a arasında belki sefarethanemize iltica edenlerin miktan bir benzeyiş vardır. Malum ya. Rahmetli 1000 i geçmiştir. Karadeniz vapuru hoca hamamda şarkı okurken sesinin gü haddi istiabisinin azamisini alarak ancak zel akisler yaptığını görüp hoşlanmış ve 600 mülteci getirecektir. îspanyada, Türk minarede de ayni zevki bulmak istemiş. bayrağma iltica edenlerin miktarı gün Lâkin sesi çirkin olduğundan daha ilk geçtikçe artmakta olduğundan Karadeniz vapurundan sonra Valansiya'ya ikinci bir ırlayışta «in be hoca aşağı, bu kötü sesle vapur daha gönderilmesi zaruret halinı minarede okunur mu?» itabına hedef almaktadır. Hükumet, bu husustaki ka>larak terennümü bırakmış ve §u şekilde rarını bugünlerde vererek alâkalı ma Tac giymeden bir gun evvel, merasime nyaset eden Duc oj Norfelk hüküm derd yanmış: kamlara tebligatta bulunacaktır. darlara vedo ediyor. Sağda Kraliçenin birinci damdonörü Düşes dö Norjelk Minareyi sivri yapacaklarına kubbeli yapsalardı sesim böyle çıkmazdı, duMerasim kıyajeüle Buckingham sarayından aynhrken MVTEFERRIK Londra 14 ( ) (A.A.) Dün ak ses MargaretRose'un beyaz elbise:ine yan bayılırdı. Dün şam Londrada birçok mühim kabul re ılâve edılen kırmızı kadife etek hakkmda Ihtımal ki hamamda zurna çalan tir Merkez Bankasma seçilecek simleri yapılmıştır. Buckingham sarayın eğlenceli bir hikâye nakledılmektedir: aki de böyle bir akıbete uğramışhr. İyi azalar da Kral tarafından verilen ikinci bir zi«Kızcağız, büyük hemşiresi Eliza amma, o, neyin tiryakisiydi. bengin mi, Cumhuriyet Merkez Bankasmda mün yafette İngiliz ve ecnebi olmak üzere fyonun mu, esrarın mı, neyin >.. İlkin hal iki azalığa seçilecek namzedleri in 450 kişi bulunmuş ve bu zevatı, Kral beth'in halkın ve Lordlar kamarası azav bunu tesbit etmek lâzun. Acaba o tiryaki, tıhab etmek üzere Ankarada toplanacak ve Kraliçe ile Kral hanedanı erkânı kar nm karşısına büyük bir kadın gibi et*k!' bir esvabla çıkacağını öğrenince aynı ce kansınm entarisini ve hotozunu giyinerek murahhaslar heyetine aza göndermek ü şılamıştır. sokağa çıktıktan sonra tesadüf ettiği bir zere dün İstanbul Vilâyetinde Encümeni mileden istıfade edemediği için ağlamağa Almanya büyük elçiliği ile Avusturya aynada kendini görünce: «Eyvah, ko • Daimiden Fuad Fazlı. Ziraat Odasmdan başlamıştır. Hâdiseden haberdar olan daorta elçiliği de büyük resmi kabuller tercamdan izinsiz sokağa çıkmışım» diye baMazhar ve Lutfi Arifin iştiraklerile indısı, herkesin sevinc icınde bulunduğu bir tihab yapılmış ve İstanbul saylavı Zi tib etmişlerdir. Bunlarda ecnebi ve İn günde küçük prensesin müteessir olduğu ğıra bağıra geri dönen esrarkeşlerden ol masm? Öyleyse hamamda zurna diye yaeddinle Ziraat Bankası Ziraat müşa giliz olmak üzere birçok zevat hazır bunu istemediğinden kızcağızın arzusunun viri Hikmet seçilmişlerdir. Esasen bu lunmuştur. Albert Hall'daki büyük kossaşka şeyler de çalmış olabilir! iki zat Ankarada bulunduklarında orada tümlü baloya İngiliz ve ecnebi aristok yerine getirilmesini terzilere emretmiştir.» Tabirin istinad ettiği vak'ayı ve dslâtnlanda kanunu esasisi yapılacak intihabda İstanbul murahhası rasi âlemlerine mensub birçok zevat iştilet eylediğı manayı bir türlü kestiremiyekabtd edildi olarak rey vereceklerdir. rak etmişlerdir. Davetlier arasında muhDublen 14 (A.A.) îrlanda par rek üzülürken hatırıma Evliya Çelebi Musikişinaslar arasında telif hükümdar ailelerine mensub büyük lamentosu, serbest İrlanda devletınin yeni geldi. O, fırsat düşürdükce böyle tabir Son günlerde şehrimizde musiki san zevat ve diplomatlar görülmekte idi. kanunu esasisi hakkındaki kanun lâyiha lerın yakası yırtılmadiklarını kullanır, atkârları arasında garib bir vaziyet ha Prenses Margaret Roz'un elbisesi smı dün ikinci okunuşunda 43 reye kaışı yazısını güzelleştırir. Rahmetlinin ruha sıl olmuştur. (Yeni Türk Yayın Kuru niyetıne sığınıp Seyahatnamesine el at Londra 14 (A.A.) Küçük Pren | 69 reyle tasdık etmiştir. mu) ismi altında kurulan bir cemiyet İstım, yorulmadan karıştırdım, karıştırdım. tanbuldaki çalgıcı, okuyucu. oyuncu, onihayet şu satırlara tesadüf ettim: peretçi, dansöz. tiyatrocu gibi bu işlerle Bir gemici metresini yaraladı Bir Arnavud şairinin kemik«Mezbur da'vay merdi idüp nice lâfGalatada oturan Fatma. bundan altı uğraşanları bugün bir toplantıya çağırleri naklediliyor mıştır. Bu çağırışla beraber İstanbul ay evvel Muzaffer adında bir gemici ile zenlik eylemışti, şimdı b.ı ha! vaki ve kenArnavudluktan şehrimize bir hevet dinin korkaklığ: zâhu \e «a'oıt o'unca hamusîki san'atkârlar kurumunun aleyhi •tanışmış ve ıtıetres hayatı yaşamağa gelmiştir. Bu heyet Kadıköv kazası da nejâzım gelen makamata müracaat edil başlamıştır. mamda zurna çe.lmış tiryak ve dönüp âbı ı hilınde Merdi\»enköyünde medfun budiğî de ilân edilmiştir. " * " Son aylar içinde Muzaffer gemisile uruyu döküldü, vekau \ekarı sçıttı. Hatca lunan Arnavud şaıri Mehmed Etraşm Halbuki dün Ticaret Odasında yaptı zun seferlere çıktığından Fatmayı ziya kemıklerini Arnavudluğa nakledecektır serdarın yanına gıdip te: «Düşman aya jımız tahkikata göre resmî olan ve mu rete gidememiş, bu yüzden metresi ken Mehmed Etraşi, Arnavudların millî şa ğına gelmiş, niçin öldürmedin» diye itab siki san'atkârları için birlık olarak tanı disinden artık vazgeçtiğini zannederek irı olup Arnavud lısanıle şıırler yazdiRi görünce: «Gelısi cehennem zebanisi gı nan kurum, İstanbul Musiki San'tkâr başkasile yaşamağa başlamıştır. gibi kendısi Kamusulâlâm sahıbi Şem biydi. Nice öldürebilırdim» cevabmı ve ları cemiyetidir ve reisi de profesör SeyDün sabah şehre gelen Muzaffer, Fat seddinın biraderidir. Bu nakıl keyfıye rüp susmak istedıkte serdar: «Ya bana feddin Asaldır. mayı görmeğe gitmiş, fakat metresi ta tine sıhhiye memurlarmın nezaretı al geldikte cennet meleği gibi mi gelir. Metında müsaade edilmiştir. Diğer cemiyet bir artist teşekkülü o rafından alâka görememiştir. lekül'mevt durumunda boy gösterir» di:arak telâkki edilmektedir. Bunun da Bu halden son derece asabileşen Muyerek boş yere oğünmenin ayıb olduğun •eisi Halid isminde bir zattır. zaffer derhal belinden kamasım çıkar Elektrik şirketi hakkında yeni telmih eylemişti.» mış ve metresini üç yerinden yarala mıştır. Bu sene Galatasaray lisesınde açıla Yaralı hastaneye kaldırılmış, suçlu cak olan Yerli Mallar sergisi 27 tem yakalanmıştır. muzda açılıp 12 ağustosta kapanacaktır. •ergiye İktısad Vekâleti ve İstanbul TiAfyonda kar :aret ve Sanayi Odası müzaheret ede :elkerdir. Afyon (Hususî) Şehrimizle civaSerginin hazırlıklarma pazartesi gü rına birkaç gündenberi rencberleri sevindirecek derecede kar yağmaktadır. Bazı ünden itibaren başlanacaktır. yerlerde karın irtifaı 45 santimi bulmuşDokuzuncu Yerli Mallar sergisine İksad Vekâletinin tensibıle Sümer Bank tur. Vilâyet mektubcusile arkadaşlan va.*e İş Bankası müesseselerile İnhisarlar zifeten gittıkleri köylerden dönerlerken daresi de iştirak edecektir. Bu müesse tipiye yakalanmışlar, arabaları da seller seler Galatasaray lisesinin ön bahçesine altında kalınca tehhkeye düşmüşler ve muazzam üç paviyon kuracaklardır. Ö neticede kurtulmuşlardır. edenberi bahçede yer alan diğer mü Lazareviç Viyana elçisi oldu isseseler yan bahçede paviyonlar yapaBelgrad 14 (A.A.) Yugoslavyamn ;aklardır. Sergi, lisenin altı kat salon Ankara orta elçisi Branko Lazareviç annı kâmilen kaphyacaktır. Viyana orta elçiliğine tayin edilmiştir. intiharı» serlevhası altında ikinci serlevha olarak şu satırlar vardı: «Dün gece genc bir zabitimiz sabaha karşı odasında beynine kurşun sıkarak intihar etmiştir.» Satırları daha iyi görmek için pencereye doğru koşan Orhan intihar haberini baştanbaşa okudu: «Polis müdiriyetinden aldığımız habere göre dün gece geç vakit Fazlıpaşadaki evine gelen Bahri isminde genc zabitlerimizden biri, odasına çekilerek şakasına bir kurşun sıkmak suretile intihar etmiş tir. «Oğlunun kapıyı anahtarla açarak eve geldiğini duyan annesi yatağında henüz uyanıkmış. Silâh sesini duyunca, felâketi derhal anhyarak, çılgın gibi yatağından fırlamış, «oğlum, evlâdım, Bahriciğim...» diye müntehirin odasına koşmuştur. Ka dının feryadı üzerine uyanan ev halkı da arkasından gelmislerdir. :Genc zabit, yatak odasında bir kol tuğa oturmuş, başı arkaya sarkık, bir şa kağından yanağına doğru iki ince kan şeridi akar vaziyette görülmüştür. Hemen üstüne koşan annesi ve kız kardeşi mün tehiri kucaklıyarak birkaç kere ismini haykırmışlar, cevab alamayınca birbirlermc sarılarak ağlamağa başlamışlardır. «Bılâhare yetişen zabıta memurlarırr.ız. Belediye tabıbinin muayenesi üzerine genc zabitin başına kurşunu sıkar sıkmaz 9 uncu Yerli Mallar sergisi bir ihbaV Dr. Ekner de hâdise yerinde Nevyork 14 (A.A.) Eckener ile Alman tahkik komisyonunun dığer beş Kudüste açlık grevi yapan azası buraya gelmişlerdir. mahkumlar Kudüs 14 (A.A.) Tac giyme merasiEckener, yardım işlerini takdir etmiş ve bu işlerin pek mükemmel bir surette mi dolayısile affı umumî ilân edilmediinden dolavı Akkâ hapisanesindeki 150 yapılmış olduğunu söylemiştir. Arab mahpus, açlık grevıne başlamıştır. Komısyon, hemen hemen hiç durma Arab millî konseyi, dünkü toplantısın dan Lakehurst'e hareket etmıştır. Ecke a bu meseleyi de görüşmüştür. talebe yattıktan sonra Vedia ile mehtabda bir gezinti yapmayı düşündü. Kaçta yatarsınız? diye sordu. Belli olmaz ki... Uykularım çok intizamsızdır. Bazan geceyarılan yata ğımdan kalkarak bahçeye, koruya çıktı ğım olur. Bu gece gezintilefini çok seve Çok nadır. İnsanın öyle dostları Her zaman düşünürüm bunu. En sevdi rim. Hiç korkmam. Tenha, sessiz yollarolmalı ki bir hafta görmezsek onları, soh ğım şey bu bahıstir. da yürür, yürürüm. Hayalen... Evet... Ben de bu betlerine acıkmalı insan. Bu gece sizinle uzunca bir yürüyüş zihin tecrübelerini yapmışımdır. Bu mevVedia ayağa kalktı: yapahm mı? Ben saat onda serbest kalı İsterseniz yukarı salona çıkalım, zua yabancı kalmamak için. rım. Romanlar da yardım ederler. dedi. Hava soğuk olmazsa yürürüz. O Ben pek az roman okudum, Ve Burası daha rahat zannederim. lursa otururuz. Siz herhalde gelirsiniz. dıa Hanım. Kız tekrar otururken sandalyasınm Orhan müsaade aldı. Ikisi de konuştukları bahsin dibini kavaziyetini değiştirmiş, yüzünü pencere tarafına doğru vermişti. Orhan onun anî zarak derinleşmek ıstedikleri halde salıhMektebe dönerken içinde sarih bir se ieklifinin belki de vaziyetini değiştırme ta kalmağa mecbur oluyorlardı. Orhaa vinc vardı. Bu hissin Vediaya aid ümii ğe bir bahane olduğunu düşündü. Biraz bu muvaffakiyetsizliğin sebebini kendisin lerden geldiğini anlıyordu. Mektebdeki evvel Vedıanın gblgede kalan yüzündeki de aradı. Bir kadınla konuşmanın ayrı bir odasında çocuk velilerine gönderilecek yorgunluk çizgileri ışıkta azalmıştı. Göz san'at olduğunu ilk defa anlıyordu. Heı mektubları imzalarken arada bir duruyor, lerine bir tavus tüyü pırıltısı doldu. Or an, araya girebilecek can sıkıntısı ejdennı Vedıanın bir bakışmı, dudaklarının etrahan da arka cebindeki sigara paketini a geriye itmek için çektiği zahmet, yeni Dİr fında bir mananın parlayışını hatırlıyarak ramak bahanesile biraz doğruldu ve kol can sıkıntısı uyandırmak istidadındaydı. gözleri dahyordu. tuğunu ona doğru çekti. Dizleri arasın Başkaları ne yapıyorlar? Meselâ Rüş l ü? Oğleden sonra ikinci dersi yoktu. Odada birbirine temas imkânlan veren bir Hep böyle fikir mevzularında ısrar etmek, sında yeni sınıf defterlerinin mühürleri yakınhk vardı. erkekte zekâdan başka birşey aramadğı üstüne imza atmak gibi lüzumsuz buldu Orhan birdenbire sordu: nı iddia eden Vediada bile, tatmin olun ğu bir işle meşgul oldu. Teneffüs zaman: mıyan kalbini boşluk ve sıkıntı içinde bı yaklaşırken muallim odasına inmişti. oc Hayatınızda hiç sevdiniz mî? Vedia tereddüd etmeden: akmaz mıydı? Fakat içinde her an Sa ne masanm üstünde bir akşam gazetes* Hayır! dedi. Fakat hayalen kuv miye Hanımın ilk haykırışlannı hatırhdı buldu ve ilk sahifesine göz gezdirirkeT vetli bir sevginin bütün anlarını yaşadun. gı bu oda Orhanı tazyik ediyordu. Gece,, iirdenbire durdu: «Genc bir zabitimizin Cumhuriyetin edebî tefrikası: 75 BiZ İNSANLAR Yazan: Peyami Safa Dedim ya, içinden çıkılır şey değil. Kafamı boyuna zorlasam ve birkaç Ev lıya Çelebi Seyahatnamesi daha karıştırsam, kuvvetli bir mefhum taşıdığına şüpJapon tayyaresi Londradan he edilemiyen bu tabirin özünü açığa vurdönüyor mak kabıl olmıyacak. Onun için îskendeLondra 14 (A.A.) «Allah rüzgârı, rundan bizi imtihana çeken okuyucumun tayyaresi, Japonyaya avdet etmek üzere affını dilerim. Ayni zamanda şunu da saat 8,10 da Croydon'dan hareket et söylemek isterim: Eski tabirler, meseller, mistir. ıstılahlar yüksek bir himmet ve esaslı bir zahmet ihtiyar olunup toplanmazja yakın öldüğünü tesbit etmişlerdir. Bu sabah bir istikbalde: «Çakar almaz, atar vur müntehirin evini ziyaret eden muharriri • maz», «Aç ile eceli gelen söyleşir», «Adı miz, elim intıbalarını ve intihann sebeb çıktı dokuza, inmez sekize» gibi sözlerin lerine aid tahkikatmı şöyle kaydediyor: de anlaşılmasına imkân kalmıyacakur. «Fazhpaşanın üç katlı, rengi uçuk kârM. TURHAN TAN gir evlerinden birinin önüne geldiğim ıaman, içeriden dışan vuran vavelylâlan duydum ve felâketin kapısını şaşırmadım. îstanbul Ticaret ve Zahire Kanad yarı aralıktı. Çıngırağı birkaç keBorsasındaki vaziyet re çaldığım halde feryadlar içinde çırpıDün İstanbula dahilden 675 ton buğnan ev halkına duyuramamıştım. Kapıyı day, 30 ton kepek, 75 ton çavdar, 15 ton ittirh, girdim ve merdivenin trabzanına tıftık, 35 ton mısır, 31 ton beyaz peynir, vurdum. Başörtüsünün kenarile gözîerini 7 ton kaşer peyniri, 15 ton un, 7 ton kuruhyan bir hizmetçi kadm aşağıya in nohud, 29 ton da zeytinyağı gelmiştir. di. Karanlık taşhkta kendisine bu g'bi İstanbuldan harice ise 44 ton iç fmdık ahvalde bir gazeteci ziyaretinin ne demek ve 17 ton da yapağı ihraç edilmiştir. Dün İstanbul Borsasında şu muameleolduğunu anlatamazdım, Bahri Beyin annesini görmek istediğimi söyledim. Be ler olmuştur: Yumuşak buğday kilosu ni orta kata çıkardı. Merdjven başında 6,15 kuruştan 6,19 kuruşa kadar, arpa 4,01 kuruş, çavdar 4,20 kuruş, kuşyemi biri saçlan bembeyaz ve yüzü taze, öteki 9,37,5 kuruş, tiftik 122.20 kuruş, beyaz de saçlarına ak düşmemiş, fakat yüzü da peynir 25,20 kuruştan 27,20 kuruşa kaha yaşlı iki kadın, ağlamaktan kıpkırmızı dar, kaşer peyniri de kilosu 45 kuruş • kesilmiş gözlerinin hayretile bana bakı tan 55 kuruşa kadar satılmıştır. yorlardı. Hangisinin anne olduğunu ilk Dün ecnebi borsalarda fiatlar şöyle önce farkedemedim. Galiba keder yaşlı idi: Buğday kilosu 5,63 kuruştan 6,45 kuruşa kadar, arpa 5,05 kuruş, mısır 3,66 ile genc arasındaki farkı siliyor. kuruş, ketentohumu 7,95 kuruş, fmdık « Bahri Beyin validesi... diye mı kilosu 87.50 kuruş. nldandım. Havaların müsaid gitmesi bugünlerde Saçlarına ak düşmemiş kadın: «Be İstanbula fazla miktarda buğday gelmenim...» dedi ve gene hıçkırmağa başladı. sine sebebiyet vermektedir. Fiatlarda bir tahavvül yoktur. (Arkast var) İstanbul Defterdarlığına Elektrik şirketi aleyhinde bir ihbar vaki olmuştur. Bu^ ihbar da şirketin memurlarma tenzilâth elektrik vererek bedelını aylıklarmdan kestıği halde bu paradan ka zanç vergisi ayırmadığı ve bu suretle 35 bin lıra kadar tutan bir meblâğı z;mmetıne geçirdiğı bildirümiştir. İstan bul Defterdarhğı meseleye* el koymuş ve Maliye mütehassısı M Mulleri bu hesabın tetkikine memur etmiştir M Muller şirkete aıd bu hesabatı tetkık etmektedir. Şu ıbareden hamamda zurna çalına mryacağı ve öyle bir işe yeltenenlerin mahcub olacağı anlaşılıyor. Zurna ha mamda niçin çalınmaz? Ses mi vermez, sıcakta n\e nemden perde mi tutmaz?.. Eğer böyleyse hangi tiryaki, çakır keyif veya zilzuma olup ta hamamda kendini gülünc yapacak bir tecrübeye girişmiş tir?..