14 Mayıs 1937 CUMHURIYET SON HABERLER TELEFÛN TELGRAF v« TELSiZLE Madrid sefaretimizde bine yakın mültecivar Dahiliye Vekâletince, yakında memleketimize gelecek olan bu mültecilerin iskânı için icab eden tertibat alındı Bask milisleri, hâlâ mukavemet etmektc ve Vitoria Durango yolu üzerinde kâin Manaria'daki mevzilerini muhafaza edeceklerini ümid eylemektedirler. Faka* Bilbao ile aralarındaki irtibatm kesilmesi tehlıkesıne maruz bulunmaktadırlar. Frankistlerin tayyarecileri, dün bütün gün fevkalâde bir faaliyet göstermiştir. Frankist kıtaatı, meşhur Elgallo hattı Dahilî harb dolayısile Madrid sefare ile temaslarını temin etmişlerdir. Bu hat, timize iltica eden Isyanyolların sayısı bi Bilbao'nun son müdafaa bulvarıdır. Yakalanan kaçak gönüllüler ne yakın olduğu anlaşılmaktadır. Asıl zade olan müİteciler sefaretimiz tarafınParis 13 (A.A.) Dün gece Frandan himaye edilen ve üzerlerinde Türk sız jandarmalan Ispanyol hududunda İsbayrağı dalgalanan muhtelif binalara panyaya gizlice geçmek istiyen 29 kisiyi yerleştirilmiş bulunuyorlardı. Ispanyada tevkif etmiştir. Bunlar Fransız, Belçikasefaretlere iltica hakkı tanınmış olduğun lı, Amerikan ve Polonyalıdır. Polis di dan hemen her sefarete bir çok kimseier ğer taraftan gene İspanyaya geçerek hüs:ğınmışlardır. Karadeniz vapurunun ge kumetçi kuvvetlere iltihak etmek istiyen tireceği mültecilerin muhtelif mahallere 14 kişiyi araba içinde yakalamıştır. yerleştirilmesi için Dahiliye Vekâletince hpanyollar Cebelüttarıktan tertibat alınmıştır. Bunların Türk tabiiyeçıkarılıyorlaT tine geçmeleri mevzuubahs değildir. ŞimCebelüttarık 13 (A.A.) Resmî bir drlik hepsi de siyasî mülteci vaziyetintebliğ, buradaki bütün İspanyollara, ha dedir. reket etmek lüzumunu ihtar etmektedir. Şimal cepheainde vaziyet Maamafih Valencia hükumetine kar Guernica 13 (A.A.) Havas a şı meylanlan olan mültecilerin, asilerin jansı muhabirinden: kontrolu altmda bulunmıyan araziye doğAyni zamanda Guerinca'da ve Am ru sevkedilmeleri için icab eden tertibat prebıeta mıntakasında harekât yapmak alınmıştır. ta olan Frankıst kuvvetler, vazıyetlerını Bu tedbire sebeb olarak nüfusun fazmühim surette ıslah ve Amorebieta'yı iha lalığı ve salgm hastalıklar korkusu ileri ta etmişlerdir. sürülmektedir. Ankara 13 (Telefonla) Madriddeki Türk sefaretine iltica edenleri almak iizere İspanyaya gönderilen Karadeniz vapuru kenüz Valencia lımanındadır. Hariciyeye gelen malumata göre vapura şimdiye kadar 600 mülteci binmiştir. Karadeniz vapuru son partiyi de aldıktan sonra Valans'tan hareket edecektir. Fakat hareket günü henüz belli değildir. nınıiHnnnmnilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllHüllllllllllimilııınuıı Ankarada yenîden Nasıl 1000 ev Yapılabilir? EDEBİYAT Yeni şiirin süzgeci Peyami Safa laire'e doğru tekâmül ederken, Fransız şiiri, içini dolduran tarih, felsefe, hitabe molozlarını atıyor, tekrarlardan, tekidlerden ve nesre mahsus kelime israflarından kurtarıyor, insanın kalabalık ve dağınık şuurile kendisi arasına delikleri çok dar bir süzgec koyuyordu. Artık şair için kelime, yalnız lugat manasile değil, şiirin nesci içinde aldığı geniş tesir hamulesile, binbir defa inbikten geçmiş, en musaffa haline irca edilerek yaşıyan bir telkin mihrakı olmuştu. Modern şiir bunun için kısaldı ve tesınni artırdı: Azamî kesafe tini bulmuş alkol damlaları gibi. Artık o bir çağlıyan değil, sert ve netis bir likör olmak şansını arıyordu. Nutukla şiir arasındaki hacim, dolgunluk ve tesir farkları da buna benzetilebilir: Biri çağlar, öteki de gizli seslerle bize cevherini telkin eder. Şiirin çağlaması, nutuk ve hitabe gibi dışanda değil, yaptığı telkinden sonra bizim içimizde olur: Manalar içimirde kaynarlar ve köpürürler. Prensiplerinin bu kesaferine varabilmek için nesrin mu bah gördüğü hertürlü «fazla söz» den ve bu sözlerin gündelik haytımızdaki manalarından kendilerini esirgemeğe mecbur durlar. Şiirin menekşesi veya kırları, hiçbir zaman komşu kızınm Hıdırellezde göğsüne taktığı menekşe veya gezdiğı kırlar değildir. Mezar da önünde vaveylâ koparılan bir yokluk eşiği değildir. Şiir bunlan ve buna benzer şeyleri söy lemeğe devam ettikçe nefsimizin harimindeki çapraşık ve karanlık hareketlerir dışanya sızması değil, sadece şuurumu zun kaba tarafına gündelik hayatın yığdığı tesirlerin boşalışı olur. Şair kalbini açtığını zannederken sadece şuurunun kalburu üstünde kalan iri kıyım heyecanlan bildirmekle kalır; şiirin asıl davası, bu kalburun deliklerini daraltarak içımizin içine süzülen en saf usareyi bulmak ve terkibini hiç bozmadan kelimelerinin i;i ne, etrafına, seslerine, rıtmıne koymaktır. Bu şiir Hâmid için olduğu kadar, biraz dünyanın bütün romantikleri için meçhuldü. Onlar elemesini ve süzmesini bilmiyorlardı. Şiirin maı mukattarını (ank suyunu) keşfetmek, Ondokuzuncu asnn ikinci yansına müyesser olmağa başlamıştı. Başlamıştı, diyorum, çünkü bu «taktir» ameliyesi bitmiş değildir ve şiirin tekâ mülü boyunca devam edecektir. Cahid Sıtkının Abdülhak Hâmid hakkındaki mülâhazalan, büyük şairimizin değil, eski şiir telâkkisinin aleyhinde kabul edil melidir. Nitekim bugün Fransanın en genc şairine sorunuz, Hugo için ayni şeyleri söyliyecektir, fakat gene de bu Hugo'nun Hugo olmasma asla mâni olmıyacaktır. İHEM NALINA MIHINA Kanyanm beyanatı Macaristan Yugoslavya ile anlaşmıya mütemayil Milâno 13 (A.A.) Corriere Della Sera gazetesi. Macar Dış Bakanı Kan 3'a'nın verdiği bir mülâkatı neşretmektedir. *' Kanya, İtalyan Yugoslav anlaşmasının bir Macar Yugoslav anlaşrrtasına mukaddeme teşkil edebileceğini söyle dikten sonra ezcümle diyor ki: < Mevcud münasebetler çerçevesi dahilinde ve malum kaydı ihtirazilerle, Macaristan ekonomik ve icabmda politık sahada diğer devletlerle teşriki mesaiye amadedir. Von Neurath'ın Romaya yaptığı ziyarete gelince, Almanya ve İtalyanm mesud bir anlaşma ve hüsnü niyet örneği vermiş olduklarmı kaydetmek icab eder. Macaristan bu iki büyük devletin dostane teşriki mesaisinden Tuna hav zasında hakkaniyetli bir sureti tesviye için mes'ud neticeler belkemektedir. İtalya Kral ve Kraliçesinin Budapeşteyi ziyaretleri İtalya Macaristan arasındaki sıkı teşriki mesainin bir teza hürü olacaktır. Bu ziyaret esnasında iki memleket Dış Bakanları, vaziyeti derin bir surette tetkık fırsatını bulacaklar dır.» Kömür sergisi Iktısad Vekilinin sergi hakkmda beyanatı Ankara 13 (Telefonla) îktısad Vekili Celâl Bayar, enternasyonal kömür sergisi hakkında «Sergi> gazetesine aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: < Cumhuriyet hükumetinin ilk enternasyonal sergi mevzuu olarak kömürü seçtiğini ve bu sergiden neler beklediğini büyük Başvekil açılış nutkunda söyledi ve halkın gezmesini istedi. Halkımız, bu davete büyük bir tehalükle icabet etmekle kalmadı. Gösterdiği geniş alâka, İnönünün irşasındaki isabeti tezahür ettiren yeni bir delil hüküm ve mahiyetini de aldı. Umumî beğeniş tezahüratına iştirak ederek, bu işte çalışmış arkadaşlarımı ben de tebrik etmek isterim. Fakat bu tebrikimin manası ancak işini yapıp bitirmiş adamlara ifade edılebilecek olan, sotisfaksiyon demek değildir. Yeni ve mühim bir işin henüz başmda, yeni, müşkülâtlı bir yolun henüz mebdeinde, beraberce bulunanlara karşı izhar edilmiş bir güvendir. Halkın sergiye bu derecelerde muhabbet ve alâka göstermiş olması, bizden beklediği vazifenin ehem miyet ve büyüklüğünü, bize de tekrar etmesi demektir. Bu vazife çok ağırdır ve çok kuvvetli çalışmağa mecburuz. Sergi, Türkiyenin büyük bir kömür serveti üzerinde yattığını göstermiştir. Sergi, kömürün, teshin, garbin ve bizzat başlı başına bir sanayi manzumesi mevzuu olarak kıymet ve ehemmiyetini anlatmıştır. Bu fikir, düşünüş sahasma aiddir. Serginin hakikî muvaffakiyet ölçüsü ve İktısad Vekâletinin mesai mevzuu millî hayat ve faaliyetimizde temin edebileceği materyel olmalıdır. Bu maksadladır ki, Türk kömürlerinin vasıf larına ve millî ekonomik durumumuz icablarına en uygun olan teshin, garbin ve kömüre dayanan sanayi mevzularım, sergide teşhire arzedilmiş mevad esası üzerinden tetkik ve tesbit işini ilk ve en mühim vazife olarak jüri heyetimize verdik. Bu büyük millî davamızda davetimize icabet suretile mesaimizi kolaylaştıran ecnebi firmaları teşekkürle anmak borcumuzdur. Bu borcu, memleket kanunlarının ünkân verdiği her türlü teshi lâtı kendilerine göstererek ödeyeceğiz. Kısaca: Şimdiki istikametimiz, yukan da söylediğim gayeye bir en evvel varmaktır. Bunun için, arkadaşlanmdan, elbirliğile, dikkatle, sebatla, zekâ ile, dürüstî ile ve disiplinle çalışmayı taleb ederim.> [Başmakaleden devam\ Türkiyenin en yaşlı şairi Abdülhak se ancak 30 40 bin nüfusu barındırabiHâmıd için en genc şairi Cahid Sıtkının lir. Halbukı Ankaraya yeniden katılan nüfus bu miktarın hiç olmazsa iki misli «Gündüz» mecmuasında yazdığı satır dir. Usttarafı işte yukarıda söyledığimiz lar, edebiyatımızda şiir telâkkisinin en yerlerde oturuyorlar demektir. Çoğu a eskisile en yenisi arasında bir mukayesehır gibi, izbe eibi sağlık şartlarına asla ye imkân verecek kadar canlı noktaları uygun olmıyan yerler, ki buralara ayda kurcalamıştır. Okuyalım: verilen lâakal 20 30 ve hatta 40 lira gibi kira paralannm hemen hemen sokağa «Hâmid, halkın anladığı manada, dev atılan kıymetler olduğunu söylemektc bir şairdir, an olur gökte kartallarla be hata olmaz. raber uçar, uçurumlar üstünden aşar, umDevlet Ankarada memurlarına pek ye manlarda dalgalarla güleşir; an odur te rinde bir yardım olarak ilâveten otura fekküre dalar, hilkatin esrarını delmeğe cak yer parası veriyor. Memurlar otura çahşır; an olur ölen karısmın mezarı bacak bir yer bulabilmek için devletin ver şında beşerin hançeresinden çıkması mümdiği bu yardım parasına kendi bütçele kün bütün çığlıkları birden savurur, vclrinden bir katını daha ilâve etmek mec hasıl tam halka göre bir şair, muhayyi buriyetindedirler, ve bununla da otur lesi Sahrayikebir kadar geniş, hassasiyedukları yerleri işte arz ve hikâye etmiş ti, harekeri arzı ölçen sismografm hassaolduk. Doğrusu yeni Ankarada, dev siyetine kardeş, ilâh... ilâh... let merkezimiz gözümüzün bebeği Hâmid için halka göre bir şair dedim, güzel Ankarada göze görüremiyen bu bu büyük bir mazhariyettir. Fakat Hâ derd, yürekler acısı kanayan bir yamid bu mazhariyete tam manasile lâyık radır. O kadar güzelliğine rağmen olmak için halkın dilini yani gönül dilini Ankara, dolgun maaşlı, fakat sayıları kullanmalıydı. Halbukı o, Babıali ağzı az yüksek memurlardan gayrileri konuştu, tabiilik ve samimiyete eserinde için bilhassa bu oturacak yer mese«Makber» in birkaç yeri müstesna, hiç lesinden dolayı • hâlâ bir azab ve ısyer vermedi, şiirin nesci olan kelimelere tırab yeri olmakta devam edîyor. esir ve cariye muamelesi yaptı, onları taAnkarada aile bütçelerinin zebanisi nımağa, sevmeğe, anlamağa, aralarındaki olan bu oturacak yer meselesi bir de nakgizli sempati ve antipatileri sezmeğe doğliye belâsile katmerleşiyor. Şehir çok daru gitmedi, kelimeleri kuklalar gibi oynatğınık oldu, ve zaten münasib yerlerde tı. Eğer Hâmid romantizmle o kadar mesken bulunmamasından dolayı herkes lâübali olacağına Ondokuzuncu asnn başını sokacak yeri nerede bulursa bittabi ikinci nısfındaki şairlerin dünyasına gir gidıp orada oturuyor. Çok kere, hele yeni meğe cehdetseydi, bugün eseri, Babil kudevlet mahallesi kurulalıberi, bu rasgelesinin inşasmda kırbacla çalıştırılan o le bulunup oturulan evler iş yerinden, birbirlerinin dilinden anlamaz şaşkın ve her zaman yayan gidip gelinemiyecek kamazlum esirlerin acıklı manzarasını al dar uzaktadır. O halde bütçeye bir de mazdı.» ayda beş altı liralık bir otobüs parası Bu satırlar içinde Hâmidin tabiilik ve katmalı. Evile dairesinin arası uzak o samimiliğe yer vermediği hakkındaki mülan memur öğle yemeğini nasıl ve nerede yesin meselesi de hep ayni zincire giren lâhazalarda hakikatin hissesi nekadardır derd halkalarından biridir. Mektebe gi ve Cahid Sıtkı bu dikkatinde haklı da oldecek çocuğu veya çocukları, arasıra sa, şiirin lirik nevilerinden başka örnekleşehrın şurasına burasına, çarşısına paza rinde tabiilik ve samimilik aramak ne derına inecek bayan anne ile kızını veya rece doğrudur? Bu nokta üstünde dur kızlarını da söyliyelim mi? Haddiniz var mıyacağım. sa bu aileyi bir de sinemaya götürün baFakat Hâmidin «kelimelere esir ve cakalım. riye muamelesi yaptığı, onları tanımağa, İşte, eğer kendi haline bırakılırsa An sevmeğe, anlamağa, aralarındaki gızli karada ebediyyen halledilmiyecek olan bu sempati ve antipatileri sezmeğe doğru meseleyi halletmek istiyoruz. Bu karışık gitmediği» hakkındaki mülâhaza, biraz olduğu kadar ıstırablı meselenin halli ne aşağıda Cahid Sıtkının da yaptığı gibi, kadar elzem bir zaruret olduğunu yuka bütün romantik şiire tevcih edilmek şarnki satırlarda bir kere daha görmüş ol tile doğrudur. Gene doğrudur ki Hâ mide örnek olan Hugo'nun vatanında şiduk sanırız. Bu meseleyi halletmek için başvurula ir, ancak Ondokuzuncu asnn ikinci ya cak çare elimizdedir. Devletin Anka rısından sonra, diksiyoner'deki her kelira memurlarına oturacak yer parası ola meyi cari lisandaki manalarile mısralara rak her yıl yaptığı fedakârlığın mecmuu boca etmenin kofluğunu ve şişkinliğini toparlak rakam olarak bir milyon Kra anladı. Böylece Victor Hugo'dan Banderaddesindedir. Bu parayı devlet, me murlara vereceğine onun on senelığıle onlara ucuz oturacakları güzel, rahat, rr\ükemmel, hertürlü sağlık şartlarile dolu meskenler yaptırabilir. Böylelıkle hem [Baştarafı 1 inci sahifede] memurlannı şimdi içinde yüzdükleri beden 1 milyon İngiliz lirasına yakın bn lâdan kurtarır, hem de Ankarayı bir kat meblâğla bir Alman müessesesine veril daha mamur etmiş bulunur. miştir. Mesele bu şeklile birçok kere mevzuu Türkiye hükumetinin diğer bir dileği bahsolmuştur. Fakat onu bir türlü hallede tayyare ve motör yapacak millî bir demedik. Çünkü anlaşılan biz zıhnen fabrika kurmaktır. Bu işte, buna benzer biraz tembeliz. Filhal memurlara veril diğer teşebbüslerde olduğu gibi, Almanmekte olan bir paranın on yıllığı nasıl kapitalize edilebileceğini bir türlü hesab lar pek şiddetli rekabet yapıyorlar. Lâkin salâhiyet sahibi menabiden öğ edemedik, daha doğrusu bu hesabı yaprendiğime göre bu tesisata aid münaka mak için kendimizi iki gün değil, iki saat salar açıldığı zaman İngiliz firmalan teryormağa tahammül eylemedık. cih edilecektir. O halde biz bugün hesabın Kristof * * * Kolomb yumurtasına benziyen en kolay Kömürden motör gazi bir şeklini arzedeceğiz: Beş seneden sonTürkiye, tayyare ve motörler için kenra gelecek beş senenin beş milyon lirasını kapitalize ederek beş milyon liralık in di memleketinde mayi mahrukat temin şaat yaptıralım. Devlet dairelerine yakm etmek meselesini de halle çalışıyor. Al bir yerde dörder beşer odalı ev ve apar manya gibi Türkiye dahi petrolsuz bir tıman şeklinde beheri nihayet beş altı bin memlekettir. Fakat her iki memleketin liraya mal olacak oturma yerleri. Bu beş vâsi kömür havzalan vardır. milyon lira ile lâakal 1000 ev yaptırabiAlman mütehassıslarının yardımile liriz, ve bunların inşası da ancak beş yıl Türkiye sun'î petrol istihsaline büyük bir da biter. O halde demek olur ki, eğer gayretle çalışıyor. şimdi biz bu kararı alırsak, beş yıl sonraZonguldakta muazzam bir elektrik ya kadar Ankara memurlarına ve bunla fabrikası yapıldıktan sonra sun'î petrol nn bin ailesine para yerine oturacak ev istihsali için de bir fabrika kurulacaktır. veririz. Bunların binini bedavadan vurup Türkiyenin hava üssü olan Eskişehırle eksiğine denilecek surette havadan evle Ankara etrafında bulunan Kırıkkalede rine oturttuk mu, artık öbür beş senede Türkiyenin en büyük askerî mekteblerinde diğer beş milyon lira ile diğer bin evi den biri vardır. İngiliz firması Brassert yaptırmak iktidarını kazanmış oluruz. kumpanyasının Karabükte yapacağı kal Bu şeklile mesele akıl sır ermiyecek fırınlan ve madenî imalât fabrikaları ikkadar derin birşey değildir. Bir parça mal edildikten sonra Kırıkkale Tüıkiye tetkikle derhal kavranacak olan bu işi İç harb sanayiinin en mühim merkezlerinden Bakanlığınm, Ankara şehrinin, Finans biri olacaktır. Bakanlığının dikkatlerine arzediyoruz. Karabüğün senevî demir ve çeîik is YUNUS NAD1 tihsalatı 180,000 le 200,000 ton ara smda olacaktır.» Türkün civanmerdliğini şimdi anlıyorlar ariste çıkan L' Independant gazetesi Fransız Türk dost luğu başlığı altmda şu yazıyı neşrediyor: ^Geçen pazar günü eski Çanakkale Boğazı muharibleri, Zafer anıtı altındaki «Daimî alev» i canlandırdılar; Türk elçisi de merasimde hazır bulunuyordu. Bu civanmerdane hareket bize derin bir surette tesir etti! Askerî kıt'alarımız, 25 nisan 1915 te Seddilbahre çıkmışlardı. Bundan ta mam 22 sene sonra, eski düşmanlarımızın mümessili, meçhul askerimizin mezarını selâmlamakta idi.. Bu hareket, iki millet arasında çok eski zamanlardanberi devam edip gitmiş olan ve harbin bile azaltamamış bulunduğu bir dostluğun sembolü değil midir? Geçenlerde refiklerimizden biri Boğazlardaki muharebenin heyecan vericı birkaç safhasım anlatmakta idi. Diğer birçok vak'alar arasmda bilhassa iki tanesi zikredilmeğe değer: Karnmdan ağır sureitc yaralanmış o lan bir Türk zab'ıli bir Fransız seyyar hastanesinde tedavi edilmekteydi. Sargı lar tükenmişü. Ağır bir yara almış olan ve hayatı tehlikede bulunan bir Fransız askerini getiriyorlar, Türk zabiti kendi pansımanmı çıkarıp veriyor ve bu yüzden vefat ediyor. Seyyar hasianelerimizden biri bir silâh deposunun yanında bulunuyor. Türkler, orayı bombardıman edeceklerini habcr venyorlar, ayni zamanda seyyar hasta nenin boşalülmasım bekliyeceklenni bil diriyorlar.. Bu gibi hareketlerin ifade etmekte oldukları mana, bizi, her türlü mütalea ilâvesinden azade kılıyor. Fransa ile Türkiye arasındaki harb. bir buhrandan, bir suitefehhümden başka bir şey değildi. Bugün her şey, birbirile anlaşmak çin yaratılmış olan ve birbirini takdir etmekten bir an hâli kalmamış bulunan bu iki milleti sıkı bir surette birbirine aklaştırmıya hizmet etmektedir.> Bu yazı, bana 1935 senesinde Ham burg'dan Berline gelirken trende görüş tüğüm İngiliz gazetecilerinden birinin sözlerini hatırlattı. Bu İngiliz, Reuter ajansının Berlin muharibiydi. Büyük Harbde, henüz çocuk denilebilecek bir yaştayken, Çanakkale muharebelerine iştirak etmiş ve Anafartalarda, Atatürkün kumanda ettiği kahramanlarla çarpışmıştı. Türk olduğumu öğrenince, İngiliz soğukknlılığını bir tarafa bırakarak benimle çabucak dost olan bu eski muharib, bana, Türk askerlerinin insaniyetini ve civanmerdliğini anlata anlata bitirememişti. Fransız gazetesınin yazısı da, Türkün tam bir kahraman olduğunu, bilmiyenler varsa, onlara anlahyor. Türk, bütün hakikî kahramanlar gibi, civanmerd ve centilmendir. Bütün tarihimiz, baştanbaşa kahramanlık ve civanmerdlikle doludur. Türk, bütün tarihinde Muzaffer, vakti fırsatta, adudan intikam almaz PEYAMI SAFA Türk askerî kudretini takviye etmek için Paristeki binicilerimiz şerefine ziyafet Paris 13 (Hususî) Paris büyük elçisi Suad Davazla refikası bugün beynelmilel binicilik yarışlarına iştirak eden heyetimiz azasına ve binicilerimizle bazı Fransız zabitlerine büyük bir ziyafet vermiştir. Ziyafeti Bayan İsmet İnönü ayrıca şereflendirmiştir. Büyük elçi yemeğin sonunda bir nutuk söyliyerek pek az mılletlerin iştirak edebildiği bu beynelmilel yarışlarda binicilerimizin gösterdikleri yüksek mehareti tebarüz ettirmiş ve heyet reisi General Taner'le heyet azasını ve binicileri ayrı ayrı tebrik etmiştir. Hırvatistanda cereyan eden kanlı hâdiseler Belgrad 13 (A.A.) Hırvatistanda Senj'de 9 mayısta çıkan kanlı hâdiseler hakkmda dün gece ikinci bir resmî tebliğ neşrolunmuştur: Bu tebliğe göre, mezkur hâdise esnasında jandarmaların öldürdükleri 5 6 kişi esasen daha evvelden komünist veya tehdidci olarak mahkum edilmiş kimselerdir ve ölümlerine sebeb olan hâdisenin de başlıca mes'ulleridir. Alınacak tınaz makineleri Ankara 13 (Telefonla) Yurdun muhtelif yerlerinde kurulacak kombina lar için alınacak tınaz makineleri etrafmda tetkikler yapmak üzere Ziraat Vekâleti Hususî Kalem müdürünün reisliğin dfki heyet yann akşam Bulgaristana gıtmek üzere şehrimizden hareket edecek tir. Mısır hükumetinin bir kararı Ankara 13 (Telefonla) Mısır hükumeti Mısır arazisindeki Türkiye sefaret ve konsolosluklarile büro ittihaz edilen gayrimenkullerden hiçbir vergi alınmıyacağını hükumetimize bildirmiştir. Maliye Vekâleti de Türkiyede Mısır hükumetine aid sefaret ve konsolosluklardan bina vergisi almamağa karar vermiştir. mısraını kendine hareket düsturu yapmıştır. Asırlarca devam eden ve bütün garb âlemini aleyhimize ayaklandıran iftira ve yalan dolu propagandalardan, hatta Larousse lugatinde bugün bile yer bulan kazıklamak hikâyelerinden sonra, böyle hakikati söyliyenler ve yazanlarla karşı laştıkça tabiatile memnun oluyoruz. Bu sütunlarda, yanlış ve husumetkâr yazılara Bugünkü Meclisin ruznamesi şiddetle mukabele eden ben, lehimizde Ankara 13 (Telefonla) Yarınki yazılar gördükçe de teşekkür etmeği bir Mecliste Ziraat Bankası kanun lâyihası vazife addediyorum. müzakeresine devam olunacakhr. Ecne bilerin seyahat ve ikametleri hakkındaki muvakkat kanuna eklenen lâyiha ile za rarlı ilâclar gayrimeşru ticaretinin men'i Adliye siyasî müsteşarının hakkında Cenevrede akdedilen mukaveletetkikleri nin tasdikma dair kanun lâyihası, askerAdliye Vekâleti siyasî müsteşarı Salik kanununun beşinci maddesine bir fık lâhaddin Yargının şehrimizde yaptığmı ra ekliyen lâyiha da yarınki ruznamede yazdığımız tetkikat hususî mahiyette dir. Son lâyihaya göre 1111 sayılı asker dir. Kendisi burada bulunduğu müddetlik kanununun beşinci maddesine şu fıkra ten istifade ederek şehrin plânını hazırlıyan mimar Prost ve İstanbul Valisile eklenmektedir: «Harb sanayii «kara, deniz, hava Adliye sarayımn inşası hakkında temaslar yapmıştır. fabrikalar» sınıfında muvazzaflık müd deti 2,5 senedir. Ancak san'at okullarınÖLÜM dan mezun olup ta harb sanayii sınıfına ayrılacaklann muvazzaflık müddeti 1,5 Selânik eşrafmdan Şevki Efendi kesenedir.» rimesi Viyana Başkonsolosu Hüsnü Bey Nafıa Vekili tetkik seyahatine çıktı Tiran 13 (A.A.) Arnavudluk ajansı, peçenin kaldırılması kanununun hükumet aleyhinde aksülâmellere sebeb ol duğu hakkında yabancı gazetelerde çıkan haberlerin tersine olarak, kanunun çok müsaid bir surette karşılandığını ve neşrinden evvel tatbik edilmiş olduğunu bildirmektedir. Peçenin men'i Arnavudlukta çok iyi karşılandı PARİS BORSAS1 Paris 13 (Hususî) Paris borsasınm bugünkü kapanış fiatlan şunlardır: Londra 110.36, Nevyork 22.33, Berlin 898, Brüksel 376,25, Amsterdam 1227.50, Roma 117,45, Lizbon 100.25, Cenevre 510.75, bakır 64,65, kalay 250,05, altın 140,05 1/2, gümüş 20 3/8, kurşun 23,12,6, çinko 22,17,6 Paris sergisi ne vakit açılacak? Fenerbahçe îzmirde Ankara 13 (Telefonla) Nafıa Vekili Ali Çetinkaya bir teftiş seyahati yapmak üzere bu akşam şehrimizden hareket etti. Ali Çetinkaya ilk olarak Eskışehire gidecektir. îzmir 13 (A.A.) Üçok ve DoğanParis 13 (A.A.) Echo de Paris çıkıyor gazetesi, serginin resmen küşadı tarihi spor takımlarile millî küme karşılaşmasını Maarif Vekili Saffet Arıkanın şark 24 mayıs olarak tesbit edilmiş olmakla yapacak olan Fenerbahçe takımı bugün vilâyetlerimizde bir tetkik seyahatine çıKendisini sevenlerin saat üçte Teşviberaber, halka 25 mayısta açılacağının 14 kişilik bir kadro ile şehrimize gelmiş kacağı anlaşılmaktadır. Maarif Vekilinin kiye camisinde bulunmalan rica olunur. yann hareketi muhtemeldir. henüz muhakkak olmadığını bildiriyor. ler ve hararetle karşılanmışlardır. Maarif Vekili de seyahate hemşiresi Şişli Fransız hastanesi direktörü Hüseyin Kenan Tunakanm, mü hendis İsmet Orgülün, Matbuat müdiriyeti umumiyesi müşavirlerinden Şekib Enginerin kayıvalidesi Bayan Sabiha umulmadık bir surette vefat etmiştir. Mumaileyha değerli bir Türk hanımı idi. Hayrı severdi. Cenazesi bugünkü cuma günü saat 3 te kaldırılarak, namazı Teşvikiye camisinde kılmdıktan sonra Feriköy mezarlığma gömülecektir.