—— e SA Z | J ! F ı LA Devlet kanunlarına tâbi olmıyan iki köy Beykozda Beldiyenin haberi olmadan vücud bu- lan iki köy halkı bütün ni haberi ol tandatı Beykoz çirarında, man: tar biter gibi bizbiri ardısıra meydana çıkan köylerden bah getmiştik. Dün ha körleri bezen irüp işittiklerini şöyle anlatıyor: “Biri Beykozun sağında biri de ah daki iki yeil yamacda kurulmuş ve gün- | dengüne büyüyen bu köylerin ne plün Ü lam, ne kanalizasyonları ne müntaram yolları ne sokak isimleri, ne ev numara: Ja ne elektriği, ne telefonu, hiçhir şey deri yoktur. muharririmiz Sakinlerinin «Yenimahaller — dedikle- vi, Akbabaya giden yolun sağındaki köy 200, Paşabalçe ile Beykoz arasındaki *Mantarp yahad «Sukaniyev köyü 64 erlidir. Bir yandan da yenileri yapılıyr. Fakat bu evler Belediyeden izin alınma: dan yapılmakta, bizzat sahibleri tarafın dan bilkassa geceleri çalışlarak kı bir şekilde ikmal - edimektedirler. He: biri bahçe içinde, birer katlı ve ahşab olan evlerin etraflarındaki çitlerle cevril yollar berkesin keyfine göre açılmış İdlğundan izribüğrü, daracık ve kar makarışıktır. Ekserisi, Paşabahçedeki ge ve mül kirat fabrilalarile, Beykozdaki tabak - banede çalışan — içilerin kurdukları bu ameskenler alelâcele yapıldıkları, usta e- linden çıkmadıkları ve çok ucuza mal € dümek — istenildikleri için hemen / hepsi derme çalıma, ve çoğu temelsizdir. Son defa “ orada, Aki odalı bir evi 250 liraya - sati kahveci Halil şöyle anlatıyor: e— Bizim Tapu kayıdlarınız olma: diğ için buradaki usule terfikan ben del satandan (filân yerdeki ev enkazımı Ha Te iki yüz eli hiraya satıma — diye bir kâğıd aldım. Büylece alışveriş te tamam cldu. Eve enkaz diyoruz. Çünkü arsanın kime sid olduğu belli değil Yarm sahibi çıkarsa elbette onun da hakkını öderiz.n rin İsıkları vergi kayıdları haricinde!... anak | Burada en büyük evler mihayet genix çe bir bahçe içinde -dört odalıdır ve en muteberi, en pahalısı 500 firadan farla- ya değildir. VZ PKi sekak adlarınız, ev numaza. İlarımız / olmadığına göre size yollanan mektubları nanıl alıyorunuz2 kozda Yenimahallede flân. diye yazarlar. Posta müverzi de gelir bin nüfus içinde « (Alân) v bulur verir — Erleriniz için vergi de vemiyetm muz değil mi? — Burası kuruldu kurulahı, yani bey senedir kimcenin metelik - verdiği yok. Belediye bududü dabilinde - olduğunuz |halde evlerimizi resmen tanımıyorlar & vergi istesinler. Amma günün birinde el İbetle işler düzelecek, bizi de Tapu def- terlerine geçirecekler, © zaman vergile - Biri de töyle diyor: «— Biz şimdi haneberduşlara benzi yonuz. Öz malımız elduğu halde vesmen Mmekensiz, yemiz yurdanız intanlanagıŞı erlerimiz devlet nazarıda (yok) tur. © kadar yaktır ki gidip te Belediyeden, kaymakamlıktar — Yenimahalle, — yahud Sultaniye köyü diye sorarsanız, biz böğy le bir yer bilmiyoruz, tanımıyoruz, de leri Bir diğeri de ilâve ediyor: «— Birim mahalle mümessilimiz filân 'da yoktar. ” Sedece bir kahremizle, bi bakkalımız var, Çocuklarınız da civare| daki mekteblere “devam - ederler amma) kışın ortalıiı çamur basınca birçok <ün ler yol bulup bu mekteblere de gidemi yorlar, - Şimdi bir de cami yaplınıyoruz. Onu da şuraciğa / yaptrmak - istemiştik. Biri çaktız Ben iki sene evvel uğaç dik Süylendiğine göre « Yenimahalle ara- zisi Evkafa, «Sultaniyer araeki de hü kümetle bazı eşhasa aiddir. Fakat henüiz kimse çıkıp ta bu ev sehiblerinden arıa bedeli istememiştir. - Bühasa — Evkafın Bu araziyi bir plâna göre ifraz edip, mua: dazam yollaraçarak satışa — çıkarmazı düşünürken, orada — hakikaten — imanlar biter gibi evlerin yükseldiğini görerek g3- rib bir sürptiz karşısında kaldığı muhak- kaktar Cumhuriyetin e Başımı çevirdi. Gözleri dışanda yağan kara ilişikten sonra karşıki evlerin dam- | Jarındaki beyazlığa dahmişti.. Türemesi lt ve bülün vücudünde yere uranmak #stidadile heraber derin bir uyuşukluk peyda oldu. Tekrar aynaya koştu ve yü Zzünü daha sarı gördü. Bu sefer kelların açıp kapamak istediği halde - bir - elini göğsüne kadar getirebilmek için büyük bir gaşret sarfetmeğe mecbur olduğunu anlayınca şaşırdı ve telâşa düştü. Gözler #i de etrafini iyice göremiyordu. Cündüz İlerlediği halde eşya daha uçuk renklere Barmıştı. Oda kapısına doğru birkaç adım at Biraz evvel yalnız düzkapaklarında olan yurukluk şimdi bacaklarının bütün ada İelerini / kaplamıştı / Ayaklarının - yere Bastığını hissetmiyor gihi bireydi. İçine birdenbire su korku doğdu: «Calba de-| Tuyoruma Bu felâketin insana uyku ha: Tinde bastırdığım Harbi Umumide Erzer Tuma giden bir ihtiyat zabili arkadaşın dan düymüştü. Önun da şimdi / uykunu aeliyordu. Eğer donmıya başladıyaa, bi. "ar BiZ iNSANLAR tüm, oranı benimdir, diyerek bırakmadı. Yani burada asıl mal sahibi belki değil - dir amma, bir köşeye iki fidan diken yak hud bir temel atan kendini mal saibi sar Nihayet Belediye encümeninin bu izin siz inşaattan dolayı — evleri yıktırma ve sehihlerinden - para cezası alııa kararını karşı da gu Bikirdeler; a— İcab eden makamata müracaat!| eltik. Her halde evlerimizi yıkmıyacak -| debi tefrikası: 28 Yazan: Peyami Safa Tiyardu ki bu uyku ölümdür. Gece küç aaf ayuduğunu dişünmek istedi, fakat n basit bir katıtlama — ameliyesinin bile zihri için büyük bir zahmet balirc geldi. ğini anladı. Yüksek sevle; &Bu halde e reye gidebilirim? Sokağa çıkamama d meğe teşebbür etmişti. İlk cümlevi ta-| mamlıyamadı, Bir felce uğramış bi di.| ünde ağırlık vardı. Sekak? Cömlek? Yürümek? Fırtına? Karların içine düşmek? Pencereyi / açıp| bağırmak? Komşular? Bütün bu kelime: lerin medlülleri - objeler ve hareketler, birinin peşisra gözlerinin önünden geç -| tikten sonra birbirine karışarak, uyuşuk: Tuk halinde beynini tikayan yumruk gibi| Hitkin bir tereddüdün içini doldurdular. Ceketini çıkarmak için bir. hareket İyapmıştı. Yarıda kaldı. Cömleğini giy- mek istiyordu. Kolların cekellen kurta- Tamadı. Giltkçe donan şaurunun — sıcak| kalap son müdafan noktarile oda kapı- 'na doğru sallanarak yürüdü. Kapıya ve yukarı kalın babzanna tutunarak dar CUMEURİYET |Pasaport ve ikamet harç kanunu Yeni kanunda ecnebiler için mühim kayidlar var Dahiliye Vekâletince hazırlanmış © lan yeni pasnport ve iİkamet haret kanır at tetkik edilmek üzere diğer Vekâlet Tere gönderiln Kınun lâyihasının son seklinin ne © İacağı bu tetkikler ve alımacak mütalen İar neticesinde anlaşılacaktır. Pasaport ücretlerinin / indirileceği ve |Bulkanlar için ayvı bir şekil tatbik edile- ceği ve paraportların altı aylık ve bir ve nelik olmak üzere ikiye tefrik — ediler ahağikki”” ada halei di İi gö teksim edileceği tahmin edilmektedir. Memleketimize gelen tenehilere ve tülmekte olan ikamet tezkeresi barcı alınmakta “olan para da bu yeni lâyı e tamamile ayı bir şekle konulmakta di Eenebiler, ellerindeki — pasaporla Türkiyede azami bir hafta veya on beş gün kalahileceklerdir. — Runum baricinde & ay kalacaklar alir lira ve 1 ay kala Caklar da H2 lira vereceklerdir. Bu müd | detler nihayet buldukca eenebiler, alk -| kadarlara müracaatle kayıdlarını tecdid İve mezkür rüsumu ödemeğe mecbur tu: tulacaklardır. Balıkesirde kongreler Balıkesir 24 - (Husust muhabirimiz den) — Bugün Bahkesir Kızılay ve Ço: cak Esingeme Kurumlarının - köngreleri yapıldı. Eeki idare heyetlerinin zengin fa- aliyet raporları okundu. Neticede her iki Kurumun eski idare heyetleri ittifakla yeniden intihab olun du. Yugoslav - Bulgar ticari münasebatı Sofya 21 — Yugatlavya « Bulgaris'an dostluk müahedesinin imzasından sorra iki memleket arasındaki tisari ve Iktı- zadi münasebellerir inkişafına her iki taraftan Gü büyük gayreller Tinde mühtelif tlenret odaları kurmağa Bundan başka bir de Jgar barkası tesisi l 'm müzakere edlimektedir. Sofyada dün bir toplantı yapan Bul- gar tüscarları mubtelit ticaret odasının Taşkdliri kabul ederek hemen; fanlayete, zeçmişlerdir. Türk köylerine Bulgarlar yerleştiriliyor Sofya (Hasusi) — Bülger hükümeti, yeni kabul ettiği bir kanuna — nararan Balkan mintakalarında yaşıyan Takir Bulgar köylüsünü Türklerin hicrek et diği ova küylerine yerleçtirmeğe başla. mıştır. İlk parti olarak Köstendil köye en 400 kişilik bir kafile Şumnı leştirilmiştir. lar ve bu çetrefil işi bir başka türkü yola koyacaklardır.» Netice şudur ki: ortada kurulmuş üç | yüze yakın evle bir emrivâki var. Vakığ bugünkü vaziyete bu köyleri hükümet te, Belediye de tamımıyor ve tamımadığı için de bunlardan vergi bile Fakat Boğazın en güzel - bir yerinde Biçbir “kanıma, — nizama, hatta en bus Tulzıralha kaidelerine bile uymadan hâ- (6 evler yapılıyor. böylece derd büyü yör. Bu sebeble, devamı, her iki taraf içim de zararlı olan bu işe biran evvel bir ça Te bulunmasını itemek — zamanı çoktan İzelmiştir kanaatindeyiz, Merdivenleri de tendeliyerek indi. Alt kat sofada, bambaş ve kapın açık düran bir odanın, camı kırık penceresinden ge len soğuk rüzgür onu koşturdu. Ancak sokak kapısının rezesini kaldırmağa çalış tüği zaman, kuvvetlen nekadar düytüğü- aü anlamıştı. Öleki elinin de yardımı ol mmadan kapıyı açamadı. Sokaktar gelecek | süzgürla yere yıkılarak bir daha kalka- | mmamaktan korkuyordu. Fakst, kapalı bir evin içinde, kimsenin — haberi — almadan donmaktansa kendini sokağa atmağı ter. cih ediyor, bir geçicinin yardımını umu: yordu. Kapının kanadı açılımca, evin içinde kinden daha kuru, hatta, belki daha cak bir hava yüzüne vurdu. Yahud vi- cndü soğula karçı hassasiyetini. kaybet- meğe başladığı için ona öyle geliyordu Erikte yığılı karları ayağile dağılı — ve evin kapısın / kapamadan yala doğru koştu. Hizlı yürüyemiyeceğini anlamışı. Yüreği çamıyordu. — İki üç adımda bir dürarak sokağını geçi, Ceketini fanilâ- sının Ülstüne giydiği için, cıplakmış gibi derisinin üstünde — soğuğun — umakların himediyordu. Birkaç kere yere çökecek oldur. Sokağını geçüikten sonra karşın kuş çıkmıştı. Durdu ve bir anda mukavemeti bozguna uğradı. Yokuş - | Çekostovakya memnun görü - İ vaziyette olduğunu da anlamıı TBaştarah 3 aet etmiş ve Yugaslar hükümeti ada d eli lli venle Bel Sabah buraya muvasalot edecektir. İ ya Hariciye Narırına bir de heyet efa: kat etmektedir. Kont Cüno Yuşorlar Başvekilile siyast ve ikmadi. meseleler sırafında görüşecek ve biti siyasi, diğeri iktmadi olmak ürere iki anlaşma imzal yacıktır. Bu hususta bir müddettenberi iki dev. let aranında cereyan etmekte olan mü zakereler müvaflakiyetle neticelenmiş - vir. İmzalanacak olan anlaşmalar der hal mevküi mer'iyete konacak'ır. Salühiyetar mehafilde temin edildiğine | göre anlaşmaların ana hatleri yunlardan 1 — İtalyadaki Ustaşiler ile bu teş- kilâta müşabih tethişçi teskilâtlara men şab adamların yaziyeti (İtalya kükümeti bir müddettenberi bu gibi tethişçileri siki bir tecesüs altında bulundurmaktadır.) 2 — İtalyan tebanlarının Dalmaçya- deki emval ve emlâki meseleri, 3 — İtalyadaki Yugorlav tehasları zan mal ve mülkleri meselesi 4 — Arnavudluk meseleleri Amavudlağım samamiyeti ” mülkiyes- le Arnavudluktaki İta'yan tesir ve müfur 7a meseleleri Kont Cianc ile Stoyadino viç amtnda Belgardda müstakillen gö - Tüşülecektir. Pravda gazetesi Kont Cino e/ Yuz goslavya Başvekilinin mülâkatına Küçük İsilf tarafından evvelce muvafakat edi Giğini kaydermektedir, Kot Cimno Beleridde iki gün kala - tüyor Prag 24 (AA.) — Ciano'nun Bel - gada yapacağı ziyaret Pragda hayretle karslanmamıştı. Zira Yuşarlavya, ce Teyan eden müzakereler hakkında Çekae- İbvakyaya mumtazam malümat venmişti. Burada beyan edildiğine göre, Çekosle- vakya, İtalya-Yugoslayya münasebetinin aldığı şekilden ancak memncn olabilir. İzmir (Hususi) — n yi Kübily ihti- eli, çok parlak, çok heyecanlı geçmiş lir. Merasime on binlerce kişi iştirak et-| Meratlm, tarihi facianın vuku bulduğu| İyerde yapıldı. Binlerce kiyi, buradan bir| dağ gürültüsü heybetile tarihe ses ve- Ten ve inkılâb uğrunda and içen Türk ta karşıdan şiddetli bir tipi esiyordu. Yü Tümek değil durmak bile mümkün ol madığına hükmetti. — Nefes alamıyordu. Ancak rüzgüra arkasını — dönebildi ve hemen yere çöktü, Karların içinde şuv- Tunu derim bir uykuya iten tatlı bir sıcak- İşğon rehavetini duyuyordu. Bu uykunun ölüm olacağını — histetti, — Bağırmak isti- 'son defanında ayağa kalkmak için hamle yaptı, Vücudündeki o garib kar meskliğı devam ediyordu. Kalkmak icin sarfettiği gayrette birkaç defa ayağı kay: mmiş ve bir. dizi şiddetle - yere çarpınış Bu sademe onu dirilr gibi oldu. Yeni den bir hamle yaparak ayağa kalkabil mişi, Yokuşu çıkabile caddeye - kadar yürüyebileceğini umuyordu ve bir veye girdikten sonra tehlikeden kurtula cağını ümid eti Hep sağa sola önhiraflar yaparak, zikzak bir yürüyüşle yokuşu tırmanıyor. dü. Artık caddeye kadar nasıl gittiğini âdeta hiç bilmiyor, kahvenin önüne var.- düği zaman kahveci kepenkleri yeni aç yordu, Orhanı gördü, tanidı ve — şaşırdı. Soracak çey bulamıyarak yahız - onun haline bakıyordu. - Cevab veremiyecek koluna girerek onu dükkâna soktu, bir peykenin üstüne oturlu. Orkan edenuyoruma di- solayı geçti 'a bir duvar kadar dik görünmüştü ve yebilmişti. Kabveci sokağa koştu, bir kur yordu. Kendini birkac defa kaybeti ve | bir| Kont Ciano Belgradda | temaslara başladı Çekoslovak mehafili, İtalya ile Yugoslavyanın yakınlaşmasını memnuniyetle karşıladı tarafından |Şi teşiki memiye bazan imkâar hasl ol- İramanı, Tiniya ile Yüzoslavya arnunda grada hareket etmiştir. Kont Ciano yarn | bi münssebalın nn Kubilây abidesinde yanılan i.hh'f'ıl V. Ona darilmiş gibi iki eli çinkü Prog Roma ile çok arzu eti müddet pek az memmuniyeki much bir şekilde olmasır den ve Çekoelevakyanır da bunu heso ba katmak mecburiyetinde hulunmasın dan leri gelmiştir. Ceskeslovo gazetesi bu husustaki ya Çlzn | Eli öpülecek doktor! bay lli Balammayik, g Sen balden dündir "üğelee Ü dökter münaseket düşürdü, © SHB SS Ç tenevyür ediyor. Ben orada tahtile devam edlerken Üç heş kere fikracı hatihleri din Temek frsakinı elde ettim Ha zaında, orta Avrupadaki vaziyelin halen İTe latta — şark akini pazar yaklaşmasına, Şumig — ve Şköyelerinin garba yaledildiğini Daranyi'nin ihtiyatlı siyaretleri sayesin - 3 İlkin gene bu fıkracılardan öğrendim. de, her zamankinden daha müssid oldur | — Hlebimiz, —mevaua alüka gönerdik, Ha Haai yerimli döktoru — dinlemeğe hazırlardık. İtalya Arnavmdlakla olan muahe- |O İA ah tadi anlatı desini tadil edecekmiş —| — — Fılmarlın, gayet li Kocupallar Serlerinin ahengini / değtimezler. Bu Parih 24 (AA.) — Kont Ciano'nen| Belgrad seyahetini ayrıca mevzs bahse, den Pertinaz mütalenlarına tu süretle de vam etmektedir. GÖyle zannolunuyor ki, her ne pahar sana oluna olsun dostluklar temin ederek aFransiz setemis ni bozguna uğratmak arzsu, M. Ciano'yu Yugorlavya İehine olarak, evvelce Armavudlükla. akdetmiş olduğu iki Arlonya muzhedesinde tedi Jât yapmak manasına gelen yeni bir mua- hedeyi M. Stoyadinoviç'e tekkfe sevke decekdir. © müahedeler ki Araavudluk üzeti le İtalyan himayesini tesis etmiştir. Acaba bu hal İtalya tarafızdan Akdenize miş olan vaziyetin etrafında bevnelmilel bir buhranın başlangıcı mıdır? Bugünkü hüdiseleri iyice takdir edebil mek için şurasını da gözden uzak tutma: mmak Tüzımdir ki Rejch bükümeti Alman yanın bugünkü vaziyette uzun bir bti fa girimeğe iktidan olmadığı kanaatin- dedir. İşte bu hal İtalyan siyaretinin za- yf soktasıdır.a. dur. Peştede memnaniyet Büdapeşte 24 (AA) — / Burada, İya Hariciye Nazın Ciano'nun Bel. grad seyahatinden mühim meticeler — ve İzalya ile Yuzoslayyanın - Akdenizdeki' vaziyetlerinin kuvvetlenmesi bekleniyor. ePesterllayda mühtemel bir Yuzos - Jav - İtalyan anlaşmasından büyük - bir) memnuniyet göstermektedir. geneliğinin sesini dinledi, « ber yemin etti. Nutuklar birbir: ca, bu heyecanlı manzarayı bi k be zenginleştiriyordu. Bunu mütcakik şehir haricindeki Ku- abidesine gidildi. Abideyı çelenk birakdı. Büyük şehidir x 'nası ve hemşiresi de orada ll Vilâyet Unumi Moclisi, abidenin et tafını baştan başa ağaclandıracaktır, kar rarı da çıkmıştır. sak kar aldı. yoldan geçen birine eet di ve dükkâna döndü. hal, bihasia ruh üzerinde müemir - olu: yor, toplantıda bulunanlara bir aile mec. Tirinde bulunmak zehabi veriyor. Ben bi le ayni zanna kapılmıştın. fikracıyı yar dırgamadan dinliyordum. O, birkaç fik- ta söyledikten sonra, eski pikologlar bu. günkülerden daha yamandı, — mukadde mesile gu fikrayı bize dinletii: #Doku - Cu Şarl'ın Kral bulunduğu - devirde verifin biri mlancolie'ye tatulur. - Heril, Başınm lizerinde bir kâp bulunduğunu nayordu. alçak zavanlı” yerlere girdikçe küp bir yere çarpacakmış gibi ürküntü gözleriyordu. Küpün müvazeneni bozu « Jar, birinin bapna düşer kuruntusile — de zokakta ihtiyatlı yürüyordü. - kimsenin kendisine yaklaşmasına — meydan - vermi- yordu, Doklorların hiçbir çare bulama: diklan bu derdin tedavisini bir pukolog üzerine aldı, banlayı evine davet elti ve onun geleceği gün iki sdam hazırlıyarak kendilerine talimat verdi. Bunlardan bir. hasta odaya girer gimez elinde - bulun- duracağı sopa ile meshum Cüne vurayor. mmuş gibi davranacak, öbürü de rafa yer deştrilmiş olan bir küpü elçabukluğile dü. “ürüan kıracaktı. Pskolog. melânkolik a: le kargiladı, «bu küpü ba; yıp dünüygrmin) Sana yi diye takıldı. ayni zamanda sop — #künü kirla emrini verdi ve sopı b nn başına kakmen berideki kiy . oda kınk parçalarla doldu! — |o ilkin şaşırmış ve tenra mahirlerd &e haziklerden hazik hekimin elir> v » yüliya ağlıya teşekküre koyulmuçu. Dekter sustu, biz sorduk: bu kadarla m birakti? iyir, 9, bir sükte savardu, seski prikologlar. melânkolikleri Böyle - tedavi ediyorlardı. Ne yazık ki - bugün - Parisi Kasıp - kavuran - megalomani / hastalığımı kökünden kesip atacak ve eli öpülecek bir dokter yokla dedi. Fakat ben bu nüikteye ilgi göstermedim. Çünkü, fkme- men anlattığı hikâye, çark - hekimlerinden Evhadeddin'e atfalunarak - çak daha eve vel türkce Kitahlarına seçmişi. Bu hakik kati düşünün fikir âlemindeki — ekabuk- huklarına gülüyordum. M TURHAN TAN Açık muhabere Merhum döktor profesör/ Asaf Dervişin refikası Bayan Vedinya: Gazetemiz vastasile size verilmek Ü- zere idarehanemize bir mektuh gelmiş. ir. İdare Müdiriyetimize müracsat ede. Tek bu mektubu aldırmanızı rica ederiz. — Çok mu ucak? diye soruyorlardı. Cevab vermedi ve hep ayni hayret - Orhan sonrasını bilmiyor. — Gözlerin açtığı zaman kargısında kahvecile bera ber iki kişi daha gördü. Birisi bacaklarını oğuyordu. Üstüne bir yorgan ve ağır bir kapat atılmışt. Başının alında bir ceket vardı ve dükkânın sobası büyük bir gü rültü çıkararak yanıyordu. — Çay, çarl dedi bir ven, İsmail E- fendi, Dir çay getir! Gözlerini açtı! Onu kollarımın altından - kaldırıp o turtmuşlardı. Aradan ancak bir saniye geçmiş bi göründüğü halde matanın üsünde çay hazırdı. Orkan elini uzattı. fakat parmakları bardağı tutabilmek için kımıldıyamıyordu — Parmaklarını oynatamıyor! dedi- der. — Haydi, ellerine de biraz kar süre- dim, Orhanın ellerini karla ovaladılar; ton- a kahvacinin sebada mtuiği. bir fanilk parçan içinde bir müddet kapalı tuttular. O zamana kadar soğuyan çayını da ye- niden koymuşlardı. İlk yudum boğazın. dan kızgın bir yağ damları ağırlığile geç 4i. Dilinde hiçbir lezzet ihvası yoktu. Çok sevdiği halde bu kadar yabancılaşan ça- n bardağına, bir - dostun vefasızlığına uğramış gibi hayret ve sitemle bakıyor- te çekti. çinde bardağa bakmağa deram etti, Bir bacağını uzatmak Bi hâlâ bir kerpiç kablığı vardı. Kemikleri mi, damarları mı, hir yerleri çekiliyor ve yızlıyordu. Bardağa bir daha uzandı ve bir yudum çay daha aldı. Bu sefer dili- nin üstünde hafif bir müna peyda olmuy ta. Ağzındaki slaklığın bir ilaklk eldu.. Bunu ideak etti. Fakat çayın kokusunu ve tadımı hâlâ düymüyordu. Yulkundu ve dilinin ucile damağını yaladı. Üç ki- 4i de karıısında, ayakta durüyor ve göz Terini ondan ayırmıyorlardı. Orhanın göze leri de çay bardağının camı üstündeki çi- çeklerin yaldızlı bir - noktasına — takılıp kaldı. Zihni bir göl suyu gibi durgundu. ve üstünde gayet vlik hir takım Mtilalar ve idrakler saman çöpleri gibi yüzüyor d Birdenbire eğirdi ve ağama bir çay kakunu geldi. Dilinin - üstünde lezzetler uyanıyordu. Bir daha yutkunurken hafif bir şeker tadı da höretmişti. — Bardağı tekrar uzandı ve bu sefer birkaç yudum birden içtiz sonra Bir hamlede çayı bi virdi. — Bir çay daha yap İsmail Efendi! Giyorlardı. Carkası sar)