24 Mart 1937 CUMHURIYET SON HABERLER TELEFON TELGRAF Hâdiseler arasında ve TELSiZLE • •• Jozefınanın feryadı iin, Adliye haberleri arasında şu satırlan okudum: «Evvelki gece, Jozefina isminde genc bir kadın, muhtelif barlarda içtikten sonra, Beyoğlu caddesine çıkarak «burası bana dar geliyor, genişletin şu sokağı!..» diye avazı çıktığı kadar bağırmağa ve naralar atmağa başlamıştır.» ilâh... Alkol insana Beyoğlu caddesini değil, Okmeydanını bile dar gösterebilir; hatta bu insan, beşinci kadehten sonra bir güvercin olup havaya uçsa, Allahm geniş, ucsuz bucaksız göklerini bile bir hububat amban gibi dar bularak içine sığamaz da, yıldızlan buğday taneleri sartarak hemen gagalamağa kalkar. Fakat efendim, geceyansı değil, güpegündüz, rakı, sarab veya viski gibi şeytanî değil, şira, boza, ayran veya zemzem gibi en ilâhî ve makul içkileri içmiş, sarhoş olmuş değil, üslünüze çevrilmiş dolu bir silâhın karşısında imişsiniz gibi ayık ve uyanık olduğunuzu farzedelim: O Beyoğlu caddesinin Hachette kütübhanesinin önünden Tünele kadar giden dar kaldınmı üstünde, bazan içinize ayni feryadı basmak ihtiyacı gelmez mi? Üstünde insanflann değil, civcivlerin, hatta kanncaların bile rahatça gidip gelemiyecekleri kadar genişlikten mahrum kaldınmlarda bu ihtiyacı duymak için kafayı çekmiş olmağa liizum yoktur. Belçika teminat istiyor Kral Leopold, Londrada, Edenle gizli müzakerelere girişti Brüksel hükumeti; hududlarına tecavüz olup olmadığını takdir hakkının kendisine bırakılması talebinde ısrar ediyor Londra 23 (A.A.) Dün akşam geç vakit Kral Leopold ile Hariciye Nazırı Eden arasında gizli bir mülâkat vukubulduğu öğrenılmıştır. Belçika Kralı Leopold, bu akşam Buckingham sarayında kral ve kraliçe ile beraber yemiş ve yemekten sonra iki kral uzun bir mülâkatta bulunmuştur. zakereler yoluyla görüşülmesi arzusunu göstermiştır. Gazete, Fransanın Lokarno muahedesinin feshinden sonra hâdis olan ve ola bilecek meselelerin yalnız îngiltere, Fransa ve Belçika arasında müzakeresini istediğini bildiriyor. Statünün 16 ncı maddesi ve Belçika nın bu husustaki vazıyetine gelince, Fransa Brüksel hükumetine doğrudan doğruya Cenevreye müracaat tavsiyesinde bulunulmasını teklif etmektedir. Zira Belçika bu maddeden mütevellid mec buriyetlerden ancak Milletler Cemiye tinin kararile istisna edilebılir. Paris 23 (A.A.) Jour gazetesi, Belçika Kralının Londra ziyareti hak kında diyor ki: «Erkânıharbiyeler anlaşması Londra müzakerelerinin mihverini teşkil edecektir. Brüksel şimdiye kadar bu anlaşma ların Almanya tarafından hasmane bir hareket olarak tefsir edileceğinden korkmakta idi. Fakat Ingiliz hükumeti bunlan Belçikaya verilecek teminat için elzem addetmektedir. Herhangi bir teminat, tatbik tarzı evvelden tesbit edilmezse nasıl müessir olabilir? Bazı mahfiller, 1914 te Fransa ve îngiltere arasında mevcud olan anlaşmalara benzer anlaş maların Belçika, Fransa ve îngiltere arasında akdi mümkün oldugunu, ancak bunlar hakkında, ehemmiyetlerinin asgariye indirilmesine çalışılarak, büyük bir ketumluk muhafaza edileceğini söyliiyorlar.» IHEM NALINA MIHINA Bazı kazalann belediye teşkilâtı kaldırılıyor Geliri 10 bin liradan az olan bütün kazalarda köv kanunu tatbik edilecek Ankara 23 (Telefonla) Geliri on bin lirayı bulmıyan bütün kaza belediyelerinin lâğvedilmesi muvafık görülmüş tür. Projesi tama'men hazırlanmış olan yeni köy kanununun birinci maddesinde, bu cihet te derpiş ediliyor. Madde şu şekildedir: «Nüfusu 2 binden aşağı yurdlara köy. îki binle yirmi bin arasmda olanlara kasaba, 20 binden yukan olanlara şehir denir. Senelik geliri on bin lira ve bundan fazla olan yerlerle vilâyet merkezlerinde belediye teşkilâtı mecburidir. Varidatı on bin liradan aşağı kaza merkezlerinde Dahiliye Vekâletinin tensibi ile belediye teşkilâtı yapılarak, be Irdiye kanununun bazı hükümlerinin tatbikine izin verilebilir. Belediye teşkilâtı kaldırılan yerlerde kanunlarla belediye reisi, encümen ve meclislerine verilmiş olan vazifeler köy rcislerile köy meclisleri tarafından görülür. Mülga belediyelerin menkul, gay rimenkul malları, borc, alacak ve taah hüdleri, yerlerine kaim olan köy hükmî şahsiyetlerine geçer.» Şehir, kasaba ve köy tasnifınin nüfus esasına göre yapılması ve belediye teşkilinde ise varidat miktarının gözetilmemesi, belediyelerimizin sayısmı 536 ya çıkarmıştır. Yalnız nüfusunun binden fazla o\ması münasebetile kurulmuş olan bele diye teşkilâtı hemen hiçbir yerde muvaffak olamamış, varidatı, teşkilâtınm masrafını kısmen dahi karşılamamıştır. Gaye, hizmet olduğuna göre, evvelâ bunun tahakkukunu temin edecek gelir ve ikti dara sahib olmak, teşkilâtı da hizmetlerin icab ettirdiği şekilde kurmak zaruretı vardır. Bu maksaddan uzaklaşınca ma hıyeten köyden farklı olmıyan ve köy belediyesi demek olan bu gibi yerleri şe hir ve kasaba belediyeleri kadrosundan çıkarmak faydalı telâkki ediliyor. Vilâyet merkezlerinde belediye teş kilâtı. ayni zamanda idarî bir zaruret addedildiğinden nüfus ve geliri ne olursa olsun, mecburidir. Fakat kaza merkezlerinde varidatı on bin liradan aşağı olanların belediye teşkilâtı yapması doğrudan doğruya Vekâletin iznine bırakı lacaktır. Esasen, dağınık köylerin bir idare altma alınması ile köylerimizin çoğunun genişliyeceği ve gelirlerinin artacağı ve idarelerinin, zamanla bir kasaba beledıyesi halini alacağı tahmin ediliyor. Belediye teşkilâtı kaldırılan yerlerde, köy kanununun geniş ve faydalı hüküm lerinden daha ciddî istifade edılecektir. Bundan başka, belediye teşkilâtı şehir ve kasabalara inhisar edeceğine göre bu ida relerin yüzde on gümrük hisseleri de in kısama uğramaktan kurtarılmış ve bu yerler gelir itibarile kuvvetlendirilmiş ola caktır. Silâhlan bırakma trajedisi! eş yıl evvel, 2 şubat 1932 günü, Cenevrede, Silâhlan Bırakma konferansı, muhteşem merasimle, açılmıştı. Bütün milletlerin temennileri, ümidleri ve duaları arasında toplanan konferansm açılışını, Milletler Cemiyetinin makarn olan şehrin bütün kilise çanlan, uzun uzun, selâmlamışlardı. O günlerde, dünyanın dilinde, yalnız silâhlan bırakma lâkırdısı dolaşıyordu. Milletler Cemiyetine ve konferans riyasetine niyaz, tehdid, ıstırab, ümid, teşçi dolu milyonlarca mektub yağıyordu. Bu mektublar, harbde kocalarını kaybetmiş dullar, hâlâ evlâdlarınm matemini tutan analar, harbin bütün ıstırablannı çekmiş eski muharibler, vücudleri delik deşik olmuş harb yaralıları, en kıymetli uvuzlarını kaybetmiş harb malulleri, senelerce üsera karargâhlarında sürünmüş harb esirleri, harb maktullerinin sefil kalan aileleri ve bütün bunlar namına hareket eden cemiyetlerle sulh için çalışan birçok diğer müesseseler, ruhanî teşekküller, genclik birlikleri tarafından geliyordu. Konferans saraymın salonlarında ve koridorlanndaki camekânlarda, sulh istiyen, silâhların bırakılmasını istiyen 10 milyon istida sıralanmıştı. Konferansa iştirak eden 24 milletin murahhasları, yalvaran eller gibi kendilerine dogru u « zanan bu 10 milyon istirhamnameyi, hergün, her saat görüyorlardı. Belçika murahhas heyetinin reisi Hymans 5 şubat 1932 günü söylediği nutukta, «Sulh istiyen bir feryad bize kadar yükseliyor. Bu feryadı dinlemeliyiz.» sözile silâhlan bırakma yolundaki bütün tezahürleri hulâsa etmişti. Fakat sulh, istiyen feryad, dinlenmeden, sustu. Şimdi, meşhur cam saray bomboş ve ıssızdır; yalnız seyyahlann merakını tahrik ediyor; o kadar. Silâhların bırakılmasını istiyen 10 milyon istida ise, Milletler Cemiyeti yeni saraymın, kimbilir, hangi evrak mahzenine aülmış ve unutulup gitmiştir. Artık onlan hatırlıyan da yok, onlara ehemmiyet veren de yok. Bu sulh temennileri, toz içinde kalmış, saranp solmuştur. Amma, bu metruk hallerine rağmen, hâlâ, birer ithamname teşkil etmektedirler. Bunlar, 1932 şubatında, tepeden tırnağa kadar silâhlanmış olmalarına rağmen, dudaklan, sulh ve silâhlan bırakma duaları mınldanarak Cenevreye gelmiş ve böylece silâhlan bırakma konferansına, müsellehan da iştirak etmek mümkün oldugunu, sanki, bütün dünyaya ispat etmek istemiş olanları itham ediyorlar. Şimdi, konferansm yapraklan sararmış zabıt ceridelerini karıştıranlar, bu ceridelerde, tarihin en büyük ve eşsiz hulyasından bahsedildiğini görürler. Bu hulya, Büyük Harbden sonra, bütün milletleri büyülemişti; çünkü, o müthiş kasırgada, düşenlerin milletlere bıraktığı mukaddes bir mirastı»... ilâ... ilâ... Müzakerelerin esası Fransız meclisinde hararetli bir celse Bekçiler için yeni teşkilât Hükumetin sol partilere Dahiliye Vekâleti mükarşı gösterdiği müsama him bir kanun projesi hazırladı ha tenkid edildi Paris 23 (A.A.) Meb'usan meclisinde ilk sözü sağ cenah meb'uslann dan TixerVignancout almıştır. Umumi grevi şiddetle tenkid etmiş ve bu greve müsaade etmiş olmakla hükumeti muahaze eylemıştir. Meb'us Deganney ve Potou toplantı hiirriyetini ve herkes için müsavi muamele taleb etmişler ve mukabil tezahüratın hükumet üzerinde bir tazyik yapılmasını istihdaf eden bir manevradan başka bir §£V olmadığını ehemmiyetle kaydederek hükumetin bu manevra önünde boyun iğmemesi lâzım geldiğini söylemişlerdir. Dahiliye Nazırı, Fransız sosyal partkinin ancak bir mahkeme kararile fesih olunabileceğini beyan etmesi üzerine, bu partinin eski Ateşhaç birliğinin yeni bir teessüs olduğu sübut bulursa fesih edilanesi lâzım geleceği hususunda bir anlaşma hâsıl olmuştur. Aksi takdirde bu partiye de diğer partilere yapılan muamelc yarjıîacaktır. Ankara 23 (Telefonla) Dahiliye Vekâleti; ziraî asayiş kanun projesını hazırlamıştır. Proje, çiftçi mallarının korunmasını, ziraî asayişin teminini istihdaf etmektedir. Projenin esaslanna göre mahalle, köy, tarla, mer'a ve diğer bütün bekçilikler lâğvolunmaktadır. Buna mukabil, müs takıl bir ıdare altında ınzıbatlı, yeknesak bir bekçi teşkilâtı yapılmaktadır. Bekçi ler, bekçi, basbekçı ve bekçi erı adlarıle üç kısma aynlmaktadır. Bütün bekçiler vilâyet ve kazalarda kurulacak ziraî asayiş meclisleri ve ziraî rn«clıslenne bağlı olacaklardır. Bu meclisler, Vali ve kaymakamın reisliğınde mahallî vilâyet ve kaza müdürlerınden müteşekkil olacaktır. Bu meclisler çiftçi emniyetıni zamân altına alacak, bekçilerin sevk ve idaresini ve murakabesini temın edecektir. Bekçiler tarafından suç üstünde yakalananlar seri bir muhakeme usulüne tâbi tutulacak lar ve zararın tazminıle mükellef olacaklardır. Merkezde Dahiliye Vekâletine bağlı ziraî asayiş işlerine merci olmak üzere bir teşekkül vücude getirilecek ve bu teşekkül bekçilere ve bekçiliğe aid direktifleri vilâyet ve kaza meclislerine bildirecektir. Aynca bütün çiftçi mallarının bir sicilli tutulacak ve bu sicilli köy meclislerile belediye meclisleri yapacaklardır. Bekçilerin ücretleri tanzim olunacak, bekçilere nakdî mükâfatlar verilecek ve bekçilerden malul kalanlara ve ölenlerin ailelerine hizmet müddetlerine göre ik ramiye verilecektir. Bu islere mukabil halktan, bekçiler tarafından alınan ücretler bu teşekkül tarafından tahsıl olunacak, ve teşekkül, bu paralardan kadrolanna göre bekçilere maaş verecektir. Temyiz mahkemesine dair bir karar Ankara 23 (Telefonla) Temyiz mahkemesi umumî heyeti 25 lirayı geçmıyen tazmınat davalanndan dolayı harc verilmek lâzım gelmiyeceğine karar vermiştir. Rami nahiye oluyor Ankara 23 (Telefonla) Eyüb ka zasına bağlı olarak Ramide nahiye teşkiline Vekiller Heyeti karar verdi. Erzurum Tapu müdürlüğü Ankara 23 (Telefonla) îstanbuı Fatih kazası tapu sicil muavini Yaşa. Erzurum tapu müdürlüğüne tayin edildi. Blkan Antantı ekonomi konseyi Atina 23 (Hususî) Balkan Antantı idevletleri ekonomi konseyi encümen ve mütehassıs heyetleri şimdiye kadar tetkik ettikleri meselelerin raporlarım bugün hazırlamağa başlamıştır. Raporlar hitam bulunca tasdik için heyeti umumiyeye verilecektir. Yarın umumî heyetin toplanarak raporları tetkik edeceği anlaşılmaktadır. Berlin radyonlarında Sovyetlere aid neşriyat Berlin 23 (A.A.) Alman radyoları bugünden itibaren her salı akşamı 15 dakika Sovyet matbuatı neşriyatının hulâsasını verecektir. Bu neşriyat «Sovyet Rusya sizinle konuşuyor» ismi altmda yapılacaktır. Paris 23 (Hususî) Parıs borsasının Ziraat Vekili Antalyadan bugünkü kapanış fiatları şunlardır: ayrıldı Londra 106,36, Nevyork 21.77 3/4, Antalya 23 (A.A.) Dört gündür mi Berlin 876,50, Brüksel 366,75, Madrid , safırimiz bulunan Ziraat Vekili dün Amsterdam 1191.25. Roma 114.50. Lizşehrimizden ayrılmıştır. Vekil Erkmen bon 96,75, Cenevre 495.75. bakır 74 75. Jıararetle uğurlanmıştır. kalay 295.05, altın 142,4 1/2, gümüş Normandie mavi kordelâyı 20.5,8. kurşun 30,12,6. PARİS BORSASI Ankara 23 (Telefonla) Maliye V/ekâleti verdiği yeni bir kararla şimdiden sonra münhal mermıriyetlere müte ferrik surette memur alınmasını kaldırmış ve bundan sonra her üç ayda bir imtihan yapılmasını, imtihanda muvaffak olup ta Bütün borsalar kapalı tekrar kazandı münhal bulunmamasından dolayı ta>inParis 23 (Hususî) Paskalya münaHavre 23 (A.A.) Remzî <Mavi korleri yapılamıyanlann ıkınci üç ay içinde Helâ» yı hâmil bulunan Normandie va sebetile yarından itibaren Avrupa ve Aylardanberi Madridi bir türlü iskat tekrar imtihana tâbi tutulmalarını kararpuru, öğle zamanı halkın alkışlan ara Amerikadaki bütün borsalar gelecek nu belediye azasından Adilin belediye haftaya kadar kapanacaktır. reisliğıne intihabı tasdik edildi. Sinda limana girmiştir. edemiyen Franco kuvvetleri Guadaljara laştırmıştır. Londra 23 (A.A.) İyi malumat alan mahfiller, Belçika Kralının dün akşam sefarette verilen dineden istifade ederek Dış İşleri Bakanı Eden'le Belçikanın teminat istekleri hakkında hususî biı görüşmede bulunduğunu tahmin etmek tedirler. Deyli Telgraf gazetesi, dörtler paktının yakında ımza edıleceğini zannetmi yor. Zira, Belçika, hududlarına tecavüz edilıp edilmediğinin takdiri hakkını mu hafaza etmek istemektedir. Büyük dev letlerin ise kendileri hesabına böyle takdirle mütearrıza karşı harb ılânı icab edıp etmiyeceği kararını Belçikaya vermek isJozefınanın feryadı, bana, içimde tiyecekleri pek az muhtemel bulunmakgeniş meydanlara karşı sakladığım tadır. ezelî hasretin ve boğucu darlıklara Muhabir, Belçikanın, Fransa tarafınkarşı duyduğum hududsuz isyanın dan Sovyetler Birliği ve bazı doğu Avpek haklı ve pek tabiî ifadesi gibi rupası devletlerile akdedilen ittifaklar göründü. O gece Beyoğlu caddesin dolavısile endışe hissettiğini ilâve ediyor. de bu kadına rastlasaydım, belki de Fransız gazeteleri ne diyorlar? yanına yaklaşırdım ve kendisine şunParis 23 (A.A.) Oeuvre gazetesi, ları söylerdim: Fransız Dış Bakanlığının Belçika Kralı Zavallı Jozefina! Seni tanımının bir muhtıra vererek, Belçikanın bitayorum ama nekadar haklı buluyorafhğı meselesinin yalnız diplomatik mürum, bilsen!.. İnhisar şarabımn ruhunda açtığı meydanları dışarıda anyorsun ve sama bu pis, kapkara, basık cadde bir soba borusunun içi [Başmakaleden devam] gibi dar görünüyor. Zavallı Jozefiya ilhak veya iltihakı her yerden fazna! Biraz nefes almak için Taksim meydanana gitsen, halâiar, baraka la Italyayı düşündürmek lâzım gelen lar, kimi dev, kimi cüce, gulyabani bir iş olduğunda bizim hâlâ şüphemiz gibi acayib ve nisbetsiz binalar, üs yoktur. Şimdiki Berlin Roma mihtüne sarkacak, içini gene hafa verinin Avusturya için kabul ettiği kanlar boğacak; Eminönüne kadar kombinezon muvakkat bir siyaset uzanan, meydanın ta ortasına, or yürütmek hesabına iki tarafın da sutaoyunu paravanası gibi dikilmiş reta muvafakat ettikleri bazı zahirî tramvay istasyonunu göreceksin ve fedakârlıklardan ibarettir. Biz emiavazın çıktığı kadar bir daha ba niz ki bunun böyle oldugunu Alğıracaksın. Nereye gitsen darlık: manya da bilir, İtalya da. O cihetle Tabiî şimdi seni polis götüre M. Musolinı'nin süratle Romaya avdecek ve göreceksin ki mahkeme oda tinin sebebi herhalde Merkezî Avrupa ları pek dar; bu nara ületile bir gün ışlerı olmıyacaktır. O halde avdetin sebebi pek galib bir hapisaneyi boylarsan göreceksin ki ihtımalle gene İspanya işleri olmak georası da pek dar; mekteblerde talebe adedi fazla, sınıflar dar; hastaneler rektır. Zaten Avrupa devletleri İspanya de hasta adedi fazla, koğuşlar dar; hâdıselerine Ispanyanm dahilî bir cidalı tramvayların içi dar; kübik apartı nazarile bakmakta kendi kendilerini almanlann da içi dar ve en berbadı: datmağa çalışmaktan başka birşey yapBütçeler dar, havsalalar dar, insan mıyorlar. Ispanyadaki cıdal basbayağı lann içi dar! Zavallı Jozefina! Sen bir milletlerarası cidalidir. Bir memlekearadığm genişliği ancak seni sevebi tin dahilî harbinde, ki iki taraf cephelelecek birinin kalbinde bulabilirsin, rini o memleket halkından ziyade başka fakat bu kalbi de, gecenin o saatin memleketlerin askerleri ve silâhlan teşkil de, o pis, dar ve mendebur kaldırım eder, hiç o cidale dahilî bir cidal denebilir mi? Sözümüz yabana adına nasyonalarda bulamazsın. list denilen Franco cephesinin baslıca PEYAM1 SAFA ku\rvetlerini Faslılar, Almanlar ve Italyanlar teşkil ediyorlar. Bu cephenin hemen bütün silâhlan dışarıdan, başka memleketlerden verilmiştir, ve verilmektedir. Hükumetçiler cephesine gelince burada da Ruslardan başlıyarak dünyanın diğer birçok memleketlerinden akın edip gelmiş enternasyonal kuvvetler vardır, ve bunlar da silâh ve mühimmat hususunda haricin yardımına mazhar olmuslardır. O halde hangi dahilî cidal? Paris 23 (A.A.) Müstantik Pi erre Degirarol, dün öğleden sonra Ma En ehven tabirle İspanyada iki ideolodeleine Coraboeuf'ü yeniden sorguya ji kavga ediyor: Sosyalizm ve faşizm. çekmiştir. Ve bu kavgayı İspanyollardan ziyade Maznun, Mussolini'yi nisan 1936 da başkaları yapıyorlar. Fazla olarak Romada gördüğünü, temmuzda Duçe ile General Franco hükumetini İtalya bir daha görüşeceğini fakat bu hususta ile Almanya vaktinden evvel tanıdavetiye almadığını söylemiştir. Cara mışlardır da. Bu tanıyış Avrupa için boeuf, Fransa sefaretıne gıtmışse de se büyük bir çıbanbaşıdır. Çünkü eğer fir Kont de Chambrun, kendisine Duçe General Franco cephesi muvaffak nin kimseyi kabul etmediğini söylemiştir. olamaz da mağlubiyete yüz tutacak O zaman Mlle. Caraboeuf, sefire ba olursa bu hali Almanya ile İtalya ve zı sırlar tevdi etmiştir. Bundan sonra Du bilhassa îtalya kabul etmiyecekler, ve çe'den bir mülâkat taleb etmiş, Duçe de bu takdirde bu devletler vaziyeti kendisini aradan bir hayli zaman geç hükumetçiler aleyhine çevirmek için tikten sonra kabul etmiştir. Propaganda ellerinden gelebilen herşeyi yapacakNazırı Alfieri, kendisine Parise dönmsği lardır. Eğer Franco cephesi muvaftavsiye etmiştir. Geçen sonteşrinde Mlle. fak olsaydı belkı bu fenalığın eki pek Caraboeuf, Romaya avdet ettiği zaman belli olmadan geçebilirdı. Çünkü îngiltegörüştüğü bazı İtalyan müfettişleri ken re ile Fransa İspanyada taayyün edecek disine, hakkında alınan gayrimüsaıd ma kat'î neticeyi kabul ederek yalnız teşeklumatın; bütün sırlarını ifşa etmiş o'an kül edecek yeni hükumetin tam manasile sefir de Chambrun tarafından verilmiş millî olmasına ehemmiyet vermekle iktifa olrliızunu «öylemişlerdir. edeceklerdir. Fakat Franco muvaffak Yeni Kastamonu Belediye olmazsa hal böyle değildir. Çünkü Franco'nun mağlubıyetıni Almanya ve italreisi Ankara 23 (Telefonla) Kastamo ya, bilhassa İtalya kabul etmiyecektir. Avrupayı tehdid eden İspanya yangını Chambrun'ü öldürmek istiyen kadın İstintak edilirken yeni ifşaatta bulundu cephesinde hükumetçilerin kuvvetli taarruzları önünde evvelâ tevakkuf ettiler, sonra da gerileme kmecburiyetinde kaldılar. Bilhassa italyan askerlerinin fazlaca bulunduğu sanılan bu cephenin bu fena akıbeti General Franco'dan ziyade M. Musolini'yi telâşa düşürmüştür denilse hata olmaz. İşte Trablusgarbdan süratle avdete İspanya hâdiseleri sebeb olmuştur diyenler vaziyetin bu nezaketine işaret etmiş oluyorlar. Bir taraftan karışmazhk ve kontrol, diğer taraftan İspanyanın guya dahilî harbi şöyle bitsin böyle bitsin gayretleri. Bizce eğer Avrupa devletleri akıllannı biran evvel başlarına almazlarsa ispanyada olup biten işlere şimdiden büyük bir Avrupa harbinin mukaddemesi nazarile bakmak asla yanlış olmaz. İspanyol işlerini halletmek için Ispanyayı İspanyollara iade etmekten başka çare yoktur. Avrupa elbirliği ederek Valans hükumetini de, Franco hükumetini de hiçe saymalı, Ispanyolları yeni bir Yukarıdaki yazı, «Silâhlan bırakma intihabla kendi milli hükumetlerini kurtrajedisi» başlığı altında, ve Almanyamağa davet eylemelidir. nın silâhlanmasını haklı göstermek için YUNUS NADI çıkanlan bir Alman mecmuasından alınmıştır. Ben, bunu, Alman propagandasına alet olmak için değil; fakat, beş sene evvelki silâhlan bırakma hulyasmın nekadar ham oldugunu göstermek için nakletdökülecek tim. [Baştarafı 1 inci sahifede] 1932 de, Cenevre kilisesinin çanlan, lâzımdır. Bu, İstanbul halkının sıhhati büyük hulyanın doğuşunu selâmlamak için elzemdir. Bunun için de evvelemirde için çalmıştı. Şimdi 1937 de de ölümünü bu nevi fmnların tesisi icab etmektedir ki, haber vermek için çalıyor. bu da en az bir buçuk sene zarfında yapılabilir. Bu zamana kadar istanbul çöplerinin, gene eskisi gibi, denize dökülmesi istanbul Valiliğine bildirilmiştir. Yalnız çöpler şehirden en az 10 mil uzağa dökülecek ve lodos havalarda çöpler mavSofya (Hususî) Filibenin yakınmnalarda bekletilecektir. İstanbulda yapılacak çöp yakma fı da Ustina köyünde Köprübaşı camisi rınları şehrin muhtelif yerlerinde kurula namile anılan çok kıymetli tarihî bir cami bu ayın 15 inci pazartesi günü orcaktır. Bunun için îstanbul Valiliğine ectada hiçbir sebeb yokken Bulgar köynebi firmalarla temas salâhiyeti verilmiş lüleri tarafından baltalarla yıkılmıştır. tir. Şişli civarma toprak üzerine çöp dö Evvelâ cami binasını yıkan Bulgarlar külmesi şiddetle menedilmiştir.» minareyi yıkmazdan ev\rel üzerine çıBu emir henüz İstanbul Belediyesine kıp herkesin huzurunda şerefeden aşatebliğ edilmemiş olacak ki dün de Istan ğıya pislemişler ve bilâhare minareyi bulun yeni veya eski sistem çöp kamyon de yıkmışlardır. Bu caminin yıkılması tam dört gün lannın hâlâ Şişliye çöp taşıyıp döktükleri devam etmiştir. görülmüştür. Türk köylüleri Bulgarlar tarafından bir tecavüze maruz kalmak korkusile Maliyedeki münhal hükumete şikâyete cesaret edememişmemurluklar lerdir. Çok isabetli bir karar: Çöpler gene denize Bulgarlar Filibede bir camii yıktılar Sular Umum müdürü Ankara 23 (Telefonla) Sular umum müdürlüğüne sular istikşaf ve rasad fen heyeti başmühendisi Salâhaddin tayin edildi. İki İngiliz tayyaresi çarpıştı Londra 23 (Hususi) Dün, Amanda iki İngiliz tayyaresi çarpışmıştır. Pilotlar paraşüt kullanarak kazadan kurtulmuşlardır.