CUMHURİYET 23 Mart 1937 Bir italyan hikâyesi Tamburini ve Pochini ^: Aldo Palazzeschi'den Mezarlıktan dönerkendi, bir akşam, kendisine hayatın zerresini vermeden, yorgun gözleri akıllan durduran bir manzara ile karşılaştı. Pochini'nin on sene denberi beraber aldıklan dört numara kazanmıştı. Fakat evet; işte, şurada, listede bir sıraya dizilmişlerdi. Numaralara iyice baktığı halde ne görüyor ne anhyor görünüyordu. Fakat ertesi sabah, dos tunun mezanna varmca, yüksek sesle konuşmağa ve bir takım jestler yapmağa koyuldu. «Kazandılar! Evet! Her dördü de!Fakat evet! Demek sen ölmek üzere iken gidip o numaralan çekmemi istiyordun? Düşünmedim bile! Unuttum. Anlaşılmıyacak şey değil! Ve gel gör ki dördü de kazandı!» diye bağırıyordu. Kendi kendini teskinde güçlük çekti. Hergün mezarlığa varınca başhyordu söylenmeğe: «Sen bunu bana yapmıya caktın; çok fena bir oyundur bu! Sana yakışmaz. Seni düşünmiyecek miydim sanki? Sana baştan başa demirden bir abide yaptınrdım. Elbette! Ve bütün paraları buraya sana getirirdim; Onlan mezar taşının üstünde döndürür durur dum! Eminim ki seslerini duyardın!» Şuraya buraya koşuyor, bir takım jestler yapıyor, ölmüş dostile konuşuyordu ve Pochini'nin mezannın üstüne «teselli edilmez dostu» cümlesini hâkkettirdi. Yanıbaşında bembeyaz bir lâhid Tam burini'yı bekliyordu. Başlangıcda, kabrine çiçekler getirdi. Fakat bundan adeta utanıyordu. Kendisine yakışmadığını hissediyordu. Bir kere tramvayda çiçekleri saklıyayım derken üzerlerine oturdu ve hepsini ezdi. Tamburini de Pochini de ne zengin ne de inceleşmiş adamdılar; onlar için çiçeklerin hiçbir kıymeti yoktu. Bir pazar mezarlığa, kolruğunda bir paketle gitti; paketin içinde, ikisinin de sevdiği ekmek ve isli balıklar vardı. Kendisi yemege oturmadan evvel dostuna vermek te tereddüd ediyormuş, gibi paketini ihtiyatla aç,tı ve ötekisi, davetine icabet edemediği için, kendisi de yutamıyordu. Mecbur oldu mezardan uzaklaşmağa. Bütün mezarlığa hâkim bir toprak yığınının üstüne çıktı. Orada, yalnız başma, biraz ekmek yiyecek oldu; fakat ekmeğin ve balıkların üstüne gözyaşı damlıyordu. Herşeyi yerde bırakarak, ümidsiz, çekilip gitti. Dostunun gaybubetindenberi bütün bir gece tam olarak asla uyuyamamıştı ve, o ak?am, bir çocuk gibi, gayet rahat ve derin bir uyku uyudu. Rüyasında Poc hini'yi gördü. Gülüyor, boğazı kurur casına gülüyor, kasıklarını turuyordu. Pochini bahtiyardı, memnundu, akşam layın kahvede yahud pazar günü agaclı yol boyunca yaptığı gibi Tamburini'ye takılıyordu. Birdenbire ağzını büyük büyük açtı ve gayet sarih olarak dört numara söyledi: Dört yeni numara. Sonra, gülmeğe devam ermekle beraber, ilâve etti: «Maamafih güvenme. Bilirsin ya, asla çıkacaklan yoktur.» Kasıklarını bırakmaksızm kayboldu. Bibliyoğrafya Liza Dün ve Yarın Tercüme Külliyatı îstanbul 1937 Fiatı 100 kuruş Gittikçe arttığını burada memnuni yetle kaydettiğimiz tercüme romanlar arasında Rus edebiyatmın çok tanın mış eserlerinin de bulunması roman ve edebiyatımız için büyük bir kazanc oluyor. cLiza> Turgeniefin en güzel eserlerinden biri ve belki birincisidir. Bunu büyük bir itina ile türkçeye çeviren Süreyya Sami Erendir. Eseri nasıl tercüme ettiğini şu satırlanndan öğrene biliriz: «Tekste o kadar sadık kaldım ki, göreceksiniz, bazı yerlerinde düşüklük ler bile oldu. Halbuki, isteseydim, bunları bir kalem darbesile düzeltir, ku lağa daha hoş gelecek bir şekle sokardım. Bunu yapmadım. Yapsaydım teksten ayrılmış olurdum. Düşük kalması nı teksten uzaklaşmağa tercih ettim. Bence en iyi tercüme, teksten uzaklaşmamış oaln tercümelerdir.» Turgeniefin hayatı ve eserleri hak kında malumat almak istiyenlere gene Süreyya Sami Erenin ayni müelliften yaptığı diğer bir tercümeyi Düello cuyu tavsiye ile bu kitabın önsözündeki bir noktaya avdet edelim: Süreyya Sami Eren bizde tercümeden, ter cümelerin okunmadığı hakkındaki şi kâyetlerden bahsettikten sonra kaba hati mütercimlere bulmaktadır. Buna bir diyeceğimiz yok. Yalnız: «Bu işi hayatını gündelik gazetelere sütun sütun yazı yazmakla temine çalışan ve buna mecbur olan kimselerin yapaca ğına kani değilim.» diyorlar ki bunda haksızhk ediyorlar. Çünkü bu son se nelerde çıkan bu kabil eserlerin mü tercimlerini gözden geçirecek olursak bu suretle anılanlara oldukça az rasgeliriz. Fazla olarak her yerde olduğu gibi bizde de kariler yalnız müellifin değil mütercimin ismile de meşgul olurlar. Imzası tanmmış muharrirlerimizin tercümelerinin diğerlerine nisbetle daha fazla satıldığı buna güzel bir misaldir. Bu kaziyenin aksi de sabittir. Garbin tanınmış muharrirlerinden tercüme e dilen bazı eserlerin hiç satılmadığı için kaldırıma düştüğü de görülmüştür. Bunun birçok sebebleri de olsa bellibaşhlarından biri herhalde tercümenin hatalı olmasıdır. Demek oluyor ki meselenin ruhu işin aceleye gelmesi değil tercümenin itinah yapılıp yapılmamasıdır. Gündelik hayatını gazetelerimize yazı yazarak kazananlar arasında itina göstermiyenler gibi gösterenler de var. Ve acele tercüme gündelik gazetelerimizin olsa olsa hikâyelerine aid olabilir, romanlarına değil. Bu suretle Süreyya Sami Erenin mütercimler hakkındaki umu mî hükmü tamamen haksızdır. Şirketi Hayriyede içtima Her hisseye 115 kuruş temettü verilecek Rn aksamki profifram J İSTANBUL: 12,30 plâkla Turk musikisi 12,50 havadLs 13,05 muhtelif plâk neşriyatı 14,00 son 17,00 konferans: Üniversiteden naklen. İnkılâb dersleri. Mahmud Esad Bozkurt 18,30 plâkla dans musikisi 19,30 Eminönü Halkevi sosyal yardım şubesi namına Bayan Şükufe Nüıal (Cemiyetçilik bakımmdan sosyal yardım) 20,00 Belma ve arkadaşları tarafından Tür kmusikisi ve halk şarkılan 20,30 Ömer Rıza tarafından arabca soylev 20,45 Cemal Kâmil ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, saat ayarı 21,15 Şehir Tiyatrosu operet kısmı (Lüks Hayatın ikincl perdesl) 22,15 Ajans ve Borsa haberleri ve ertesi günün programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23,00 son. VTYANA: 18,05 karışık yayın 18,40 PİYANO KONSERİ 19.05 bahar yayını 19,30 fran sızca ders, felsefe konuşması 20,15 ulusal yayın ve saire 21,05 ŞAN VE ORKESTRA KONSERİ 22,50 haftanın makalesi, haberler, hava ve saire 23,25 PİYANO VE KEMAN KONSERİ 24,35 haberler. BERLİN: 18,35 konusma 19,05 Königsberg'den naklen: MUSİKI 20,05 röportaj 20,20 MUSIKİ 20,50 gunün akisleri, haberler 21.15 KUÇUK ORKESTRA KONSERİ 22 05 piyes 23,05 hava, haberler, spor 23 35 DÂNS HAVALARI VE HALK MUSİKİSİ. BUDAPEŞTE: 18,05 konusma, gramofon, konuşma 20,35 ÇINEGENE ORKESTRASI 21,55 Opera bmasından naklen: PARSIFAL OPERASI, Istirahat esnasuıda haberler, gra mofon, son haberler. BUKREŞ: 18,05 gramofon 19 05 hava, kıraat ve saire 19.25 gramofon, konferans 20,25 MANDOLIN KONSERİ 21 KORO KONSERİ 21,20 konferans 21,35 SENFONIK KONSER, istirahat esnasında hava, haberler, spor 23,20 GECE KONSERİ 23,50 fransızca haberler ve son haberler. LONDRA: 17,05 orta İngiltere istasyonundan nak len: AVRUPA PARÇALARI, ORKESTRA KONSERİ, çocukların zamanı 20,05 PI YANO OYUNLARI 20,20 piyes 21,05 haberler, hava ve saire 21,35 ISKOÇYA DANS MUSİKİSİ 21,50 karışık yayın 23,05 KEMAN VE PİYANO KONSERİ 24,05 haberler, hava, spor, konuşma 24,30 DANS ORKESTRASI 1,35 haberler, ha va, gramofon. PARIS [P.T.T.]: 18,05 PİYANO PARÇALARI 18,20 kı raat 18,35 ÇOCUK KOROSU 19,05 gramofon, şiirler, konuşma, gramofon 20,20 ŞARKILAR 20,35 havadis, hava, gramofon, konuşma 22,05 beklenilmiyen program 22,05 opera yayını 24.35 haberler, hava. ROMA: 18,20 MUSİKİ 18,55 hava, kış haber leri ve saire 21,45 Bart ve Bologna ile birlikte: KARIŞIK MUSIKİ 22,05 MARŞLAR 22,35 OPERET YAYINI: DANSOZ KATJA, istirahat esnasında konuşma, ha berler, en sonra DANS MUSİKİSİ. Ratıb ve soğuk bir kânunuevvel sa bahı, şimendifer idaresinin bekleme sa lonunda karşılaştılar. Birbirlerini süzdüler, salonun dekoruna göz gezdirdiler, dışan baktılar; sonra, birisi, içinde bir kaç parça odunun iyi kötii yandığı şö minenin yanında yer aldı. Bir tereddüd anmdan sonra öteki de yaklaştı. Yakmdan bakıştılar. Pochini. Tamburini. O giinden itibaren bu ayni idarenin ayni servisinde beraber çalıştılar. İkisi de yirmi yaşındaydı. Yeni hayatlarile ve başkalarile temaslannı temin eden bir dostluk böyle tekarrur etti. Vazifelerine itina ediyor, efendilikten aynlmıyor, hiç birisine senli benli olmaksızın bütün memurlarla iyi geçiniyorlardı; bu, aralarındaki samimiyeti daha fazla artırdı. Ne güzel ne çirkin, ne esmer, ne kumral, şöyle böyleydiler; Pochini daha zayıfça, daha canlı, daha müteşebbis, daha spiritüel, Tamburini ise daha kısa, bknazca, daha sakin, daha mütebessimdi. Fazla bir zekâları yoktu. Öyle pek te aptal sayılmazlardı. Daima ve herkes için Pochini ve Tamburini oldular. Karşılıklı itiraflar, nasihatler, münakaşalar, işte dostluğun ekmeği. Hayli patırdı gürültüden sonra, Tamburini, en ciddî tasavvurlarla nişanlan dığı fakat gevşekliği yüzünden henüz nikâhlıyamadığı kızdan ayrıldı. Pochini'ye gelince, ölüm ilk sevgilisini elinden aldığı gündenberi, ciddî bir su rette hiçbir kadına bağlanamamiştı. Genclik harareti sükunet bulduktan sonra, dünyada hemen hemen yalnız kaldıkları ve birbirlerine söyliyecek şeyleri de azaldığı için, nihayet birbirlerini daha sık görmeğe ve her yere beraber gitmeğe başladılar. Ayni çatı onları barmdırabilirdi; fakat bütün tasavvurlan arasında bu asla akıllanna gelmedi ve iki ayn aileye, Pochini iki acuzeye biri annesi biri de kızkardeşi Tamburini daha kalabalık bir aileye bagh kaldılar. Belki tabiî utanclarından? Belki her iki ailenin de ahvali konuşmalanna son bir gıda teşkil etsin diye; bu daha muhte meldir. * • * O ratıb ve soğuk kânunuevvel saba hından otuz beş sene sonra, genel direktör, memur arkadaşları ve madunlan tarafından muhabbetle selâmlanarak, ayni kapıdan beraber çıkfılar. Şömine önün den geçerken ikisine de öyle geldi ki bu şömineye dün yaklaşmışlar. Bakıştılar. Poohini. Tamburini. Pochini ve Tamburini tekaüde sev kedilmişlerdi. Ertesi gün eşiğinden at lamıyacaklan bu tanıdık kapının önünde, dünyanm lüzumundan fazla büyüdüğünü, bir gecede genişlediğini ayni zamanda hissettiler. Yollarına devam etmeden «v\fel biran kendilerini kaybeder gibi oldular ve birbirlerine baktılar. Hayatlannda mühim yenilikler vuku bulmuş olduğunu anlamak kolaydır. Nihayet günde üç defa buluşmağa kadar gittiler: Sabah, öğleden sonra ve akşamlaym kahvede. Müteşebbis Pochini, bir sabah, gayet sıkıntı içinde, perişan bir vaziyette olan dostunun kapısını çaldı. Bir rüya görmüştü. Müthiş, güzel inanılmaz, karışık, hayatta ancak bir kere görülen rüyalardan; Ve rüyasında yanyana gelmiş, gayet emin ve muhakkak dört numara görmüştü, hiç kimsenin ellerinden alamıyacağı altmış bin frank. Bu yakin servetin istimali u fuklarmı, tasavvur sahalarını ve arzulanm genişletti, bahtlannı zenginleştirdi. On sene vardı ki her cüma dükkândan bir bilet almağa gidiyorlardı. Içeri giren Po chini idi. Tamburini dışarda bekliyordu. Pochini, bileti itina ile portfoyuna yer leştirirken, ikisi de birbirlerine gülümsi yerek göz kırpıyor ve pembe kâğıdı bakîşlarile okşuyorlardı. Cumartesi günü, keyiflerinden yerlerinde duramıyarak, dükkâna yaklaşıyor, kazanan numaralara bakıyor ve süklüm püklüm dönüyorlar dı. Fakat kahvede, ayni akşam, tekrar ümide düşüyorlardı. Pazar günü, her vakit beraber gezdikleri ağaçlı yolda ümid tekrar emniyet oluveriyordu. *** Bir gün Tamburini dostunu mutad randevude bulamadı. Evine koştu, ya takta yattığını gördü. Birşeyler sormak ister gibi bakan gozlerinde hazin bir hissi kablefvuku okudu. Başucundan ayrılmadı. Bir hafta sonra Pochini ölmüş ve gömülmüştü, dilsiz, kimsesiz kalmış dostunun gozleri önünde gömülmüştü. Bel ki de, son bir bakışta, ifade edilmemiş bir hissin saf güzelliğini duydular. Bu hissin kuvvetini bilhassa zavallı Tamburini farketti. Beyaz bir taşm önünde, mezarlığın göbeğinde yalnız bırakılıncıya ka dar, Tamburini ne gözlerine ne de ku laklarma inandı. Etrafına baktı. Artık eşyar.ın manası yoktu. Bir yol kalıyordu: Mezarlığın yolu. Dünku içtimadan iki intıba Şirketi Hayriye hissedarları, biri aie madığından bu toplantı on beş gün sonlâde, diğeri fevkalâde olmak üzere iki raya bırakılmıştır. içtima akdi için dün toplanmışlardır. Şirketi Hayriyenin hazırladığı bilân çoya göre, Şirket 1936 senesi zarfında Alelâde içtima için kanunen tahakkuku icab eden müzakere nisabı hâsıl oldu 913,871 yolcu taşımış, bundan ve yük ğundan idare meclisi reisi Necmeddinin nakliyatile palamar ücuratından cem'an riyaseti altında celse açılmıştır. îdare 832771,80 lira ücret almıştır. Yolcu miktarı geçen senekinden meclisi raporu okunarak kabul edümış, 104,608 aded fazla ve ücurat yekunu idare meclisile, murakıblar ibra edilmişbir sene evvelkinden 32677,66 lira noktir. Müddetleri biten azalardan Mahmud sandır. Sene zarfında icar edilen vapurNedim, Nuri Can, Reşad yeniden seçillardan elde edilen hasılat bir sene evvelmişlerdir. Murakıblığa da Amiral Vakinden 2196,73 lira noksanile 23878,60 sıf, Sümer Bank İstanbul şube müdürü liradır. Şirketin 935 senesinden müdevMuhib, Feshane fabrikası müdürü Mitver kârı 7776,80 liradır. 936 işletme sahat Recai seçilmişlerdir. fi hasılatı da 41952,20 lirayı bulmuştur. Nizamname tadilini istihdaf eden fev 49,729 lirayı bulan kardan 46,000 lirakalâde içtima için kanunen tahakkuku sı beher hisseye 115 kuruş hesabile 1936 matlüb olan sülüsanı ekseriyet hâsıl ola temettüü olarak ayrılmıştır. Mezunen Parise giden Fransız elçisi Ponsot paskalya tatilini de Fransada geçirdıkten sonra nisanın ilk haftasm da memleketimize dönecektir. ECNEBİ MEHAFİLDE ADLÎYEDE Fransız elçisi paskalyadan Beyoğlu caddesi dar gelmiş! sonra gelecek Evvelki gece Jozefina admda genc bir kadm muhtelif barlarda içtikten sonra saat birde İstiklâl caddesine çıkmış, nara atmağa ve «İstiklâl caddesi bana dar geliyor, genişletin şu sokağı> diye feryada başlamıştır. îstiklâl cad desine sığmıyan bu genc kadının naralarını işiten 271 numaralı polis Hasan, vak'a mahalline koşmuş ve kadının. etrafına toplanan birçok erkeklerin or tasmda nara atarak nutuk irad ettiğini görmüş ve sükunete davet etmek istemişse de, Jozefina bu sefer de polise hakarette bulunmuştur. Bu kadın dün cürmü meşhud dördüncü asliye mahkemesine sevkedilmiştir. Jozefina şimdiye kadar sarhoşluk ve nara atmak suçile birçok defa hapse mahkum olmuş fakat buna rağmen uslanmamış bir kadmdır. Balkan İktısad Konseyinin mesaisi Atina 22 (Hususî) Balkan Antantı İktısad Konseyi azaları dün Delfüs'e giderek oradaki eski asan ziyaret et tıkten sonra bugün buraya dönüp me sailerine başlamışlardır. Konsey niüzakerelerinin çarfamba günü biteceği tahmin edilmektedir. Tarla meselesinden çıkan kanlı kavga Keçiburlu (Hususî) Nahiyemize bağlı Kılıc ve Senir köyleri halkı ara sında bir tarla meselesi yüzünden çıkan kanlı kavgada, ikisi ağır, on üçü hafif olmak üzere on beş kişi yaralanmış ve iki merkeb, bir öküz ölmüştür. Jandarmanın vak'a mahalline süratle yeti§mesi daha büyük bir facianın önünü almış ve yaralılar derhal Isparta Memleket hastanesine nakledilmiş lerdir. NÖBETÇİ ECZANELER Bu akşam şehrln muhtelif semtlerinde nöbetçi olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Eminönünde (Salih Necati), Beyazıdda (Haydan. Kuçükpazarda (H. Hulusi), Eyubde (Hikmet Atlamaz), Şehremininde (Nâzım Sadık ı, Karagümrukte (Suad), Samatyada (Rıdvan), Şehzadebaşmda (Üni verslte), Aksarayda (Ziya Nuri), Fenerde (Emilyadl), Alemdarda (Eşref Neş'et), Bakırkoyde (Istepan). Piyano konseri Erdek Çocuk Esirgeme Kurumu çalışıyor Tamburini, sabırsız fakat müsterih uyandığı zaman: «Biliyorum, biliyorum, diye tekrarhyordu. Tanınm seni. Ne mal olduğunu biliyorum. Âlemle eğlenmek ten hoşlandiğını bilirim, bilhassa benimle. Elbette ki kazanmıyacaklar! Öyle ise niçin onları bana veriyorsun? Bana verdiğine bakılırsa sence bir sebebi olacak. Ç.kmıyacaklar? Bilirim seni canım, korkma, malum». Aceleyle giyindi. Dükkâna koşhı, gayet mes'ud ve keyifli dı Erdek (Hususî) Kasabamızın Çoşarı çıktı ve elinde pembe bileti, mezarlı cuk Esirgeme Kurumu hamiyetli halkımızın seve seve bulunduğu teberrülerğa doğru gitti. le müsbet bir şekildeki çalışmalarına Çeviren: devam etmektedir. Kurum şimdilik tanCEVAD SADIK zim ettiği bütçe ile 60 çocuğun iaşe ve ibatesini üzerine almıştır. Gönderdiğim resim, Kurumun faal azasını bir mektebTeşekkür de sıcak yemek verdiği çocuklarla beCenevrede tahsilde iken pek genc raber göstermektedir. yaşmda vefat eden biricik yavrum, kardeşim, v e yeğenimiz KÂNİNİN ceBartın yumurtacıları bir naze merasiminde buîunarak elim ke derlerimizi paylaşan Boğaziçi lisesi birlik kurdular müdürü. muallimleri ve talebelerile Bartm (Hususî) Şehrimizin en müÜniversite talebelerine ve bilumum him ihrac maddesini yumurta teşkil etdost ve akrabalarımıza ve merhumun mektedir. Son zamanlarda eski kıymet arkadaşlanna ve mektub ve telgrafla ve ehemmiyetini kaybetmeğe başlıyan bizi sayanlara ayrı ayrı teşekküre te bu ticarete yeni bir hız ve istikamet essürümüz mâni olduğundan muhte vermek üzere İktısad Vekâleti ihracat rem gazetenizin tavassutunu rica ede kontrolörü M. Ali Çamlıcanm gayret ve riz. delâletile yumurta tüccarları arasında bir birlik kurulmuştur. Bundan sonra Validesi Hemşiresi bu mal üzerindeki standardizasyonun Sıdıka Muallâ kolayca tatbik edilebümesi için bütün Teyzesi Eniştesi yumurta ihracatçıları arasında bir anZehra Münir laşma yapılmıştır. M. Ali Çamlıca, mühim bir ticaret Teşekkür merkezi olan Bartmda iktısadî durumu Ameliyat masasında beni feci bir düzeltmek ve halk arasında iktısadî fihastalığın pençesinden kurtaran tstan kir uyanıklığını yaymak için Halkevi bul Haseki hastanesinin operatörlerin mizin konferans salonunda millî ihra den saym profesör Kara Kemal ve o cat ve standardizasyon mevzulu bir de peratör Kâzım îsmail Gürkanın asis konferans vermiştir. tanlarını ve bütün hemşirelerin dök tüğü emek ve tekniklerini takdir et mekle beraber, hayatımı onlara borclu sayar ve teşekkürlerimi muhterem gaDiplomalı ve pratik metoda malik bir zetenizin bir sütununda ilân etmenizi Fransız bayanı kısa zamanda mükem istirham ederim. mel surette fransızca öğretmektedir Eleni Lili Madeli Müracaat için gazetede (F.) rümuzuna Ağahamam caddesi No. 13 yazılmak lâzımdır. Bulgar Kralı Üniversite talebe heyetini kabul etti Sofya 22 (Hususî) Sofya sokakla rında kanlı nümayişler yapan Üniver site talebesinin muhtelif teşkilâtlanna mensub dokuz kişilik bir heyet dün Kral Boris tarafından kabul edilmiştir. Kral Boris Üniversite talebesile iki saatten fazla görüşmüştür. Bu görüşme den sonra Üniversite talebesi nümayişlerden vazgeçmiştir. Hükumet te Üni versiteyi açmağa karar vermiştir. Ta lebe, istediği şeyleri kanunî yollarla hükumet nezdinde takib edecektir. Galatasaray kulübü tarafından Fransız tiyatrosunda bu gece bir müzik gecesi tertib edılmiştir. Bu gece, genc san'atkârlardan Ömer Refik Yaltkaya piyano ile Bach, Listz, Beethoven, Chopin, Faure, Villo, Lobos'dan müntahab parçalar çalacaktır. Konsere saat 21 de başlanacaktır. Ön sıra koltuklar 100, arka sıra 75. alt kat localar 500, üst kat Beyoğlu cihetindekiler: localar 400, birinci balkon 50, ikinci istiklâl caddesinde (Della Suda), Galabalkon 25 kuruştur. tada (Hüseyin Hüsnü), Taksim İstiklâl Bulgaristanın borcu Sofya 22 (Hususî) Bulgar Devlet Borcları idaresinin yeni neşrettiği bir istatistiğe nazaran 1936 senesi nihaye tinde Bulgar devletinin umumî haricî ve dahilî borcları 22,425,158,738 leva tutmaktadır. Bulgaristanın nüfusu 6 milyon 171,300 kişi olarak kabul edilirse Bulgaristanda nüfus başma 3633 leva devlet borcu isabet etmektedir. caddesinde (Limoncıyan), Şışli Halaskâr caddesmde (Nargilecıyan), Haskoyde (Nisim Aseo), Kasımpaşada (Müeyyed), Beşıktaşta (Nail Halldı, Sarıyerde (Osman). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardaküer: Üekudar, Çarşıboyunda (Ömer Ke nan), Kadıköy, Altıyolağzında (Merkez), Büyükadada (Halk), Heybelide (Tanaş). AKBA müessesesi Ankarada her dilden kitab, mecmua, gazete ve kırtasiyenizi IKBZ olarak Akbadan tedarik edebilirainiz. Cumhuriyet ve diğer gazete ve mecmualann Ankarada sahcısıdır. Gazete ve mecmualar için ilân kabul eder. Abone kaydeder. Her dildcn kitab, gazete ve mecmua siparişi kabul eder. Yazı ve hesab makinelerinin Ankara acentasıdır. Parker kalemlerinin Ankarada satış yeridir. Telefon: 3377. Hakikatin hayali... Fevkalâde tablo'ar... Mükemmel mevzu R A M O N A Loretta Young Don Aıneche Fransızca sözlü şaheser. Oynıyanlar: Bu perşembe akşamı S a r a y sinemasında MYRNA LOY ve CARY GRANT Sinemamn en güzel ve en parlak iki yıldızı Tamamen ve tobiî renkli ilk filim Sinema tekniğinin soo merhalesi KARANLIKTA UÇUŞ Yakında iPEK'te En büyük tayyare filmi Binlerce tayyarelerin, paraşüt.erin, Amerikan ordu ve filosunun iştirakile yap'lan muazzam heyecanlı tilmi Sonderece »üzel, sondetece heyecanlı, Frarsızca sözlü Frnsızca dersleri ÇELİK KARTALLAR ( Fransızca JAMES GAGNEY • MARGUERITE LINDDEY PAT 0 BRIEN ^m^m^ Pek yakında T ü R K ' te