26 Şubat 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

26 Şubat 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

San'at bahisleri Büyük bir ressamın 600 üncü ölüm yıldönümü eeei isürtyanlardın meşbür İtalyan /tto nasıl yetişti? San'at tarihinde kıymeti nedir? Glstto'nün denmın Gömllmesin namındak meşhur frenklerinden Garib tesadüfler bazan büyük dehala- n keşfedilmerine sebeb olur. Esasen bur gün isimlerini hürmetle, takdirle andığr mmiz, ölmez eserlerile imaniyetin minne döini kazanan — gahriyetlerin hemen hepsil göhretlerini, varlıklarım birer - tesadüfün Bahşettiği fırsatlarla kazanmışlardır. Kim bilir ayni şekilde -nekadar kabiliyetler talihsizlik yüzünden kaybolup gütmişler. dir. | Bir gün İtalyanın meşhur ressamların- dan Cimabue bir tesadüf - neticerinde Gictto'ya rastlamasaydı - bugün tarihin mali olan bu isim, 600 senenin daha ilk karanlıklarında eriyip gidecekti. “Cimabue Floransadan Verpiznana” giderken yolda bir çoban çocuğuna rast- hiyor. Büyük ressam küçük çobanın bir taş üzerinde koyun ve kuzuların vesimle -| Jan hakkında birer nümüne istiyor. Gi otto bir çember resmi çizerek gönderiyor ve diyor ki: eResimden anlıyan için - bu bile çoktur> Üstadin pek meşhur ve şaheterler me yanında: olan Fresklerine bakılınca iki çe yin moksan oluşu göze çarpıyor: — Birisi prespectiv, diğeri boyalar. - Unutmamak Tüzandir ki o zaman boyalar, tempera v sulile ve her ressamın kendisi tarafından yapılırdı. Prespective gelince bu ilim © — zaman henüz mevend değildi. Giotta'nun büyüklüğünü veren, revamın © zamana kadar mevcud olmuyan bir usul takib et metidir. O da mevzuu tabiatter alıp tabü fasvirler yapmak ve tabiatten ilham al maktır. Sonra Giotto zesimlerinin intiza. mma Büyük bir ehemteiyet verirdi. Bazı san'at münekkidleri «Gictto ol masaydı. (Rönesanılar devrini hazırlı yanlar) prekürzörler olmazdı ve / yahudi pek gecikirdir. derler. Giotto'nun — eserlerinde bis, heyecan,| Güctte'nn everi Dante gayet mahizane yaptığını görünce o — Sen kimsin? — Gictte de Bandone'yim. — Resssam olmak iter misin> —— | — Esasen ondan başka arzum yok - © zamandan itibaren Ciotto, Cimabur- €'nin atölyesinde çalışmağa başlıyor. Az. bir zamanda Ortaçağların en kuvvetli ve Yüksek ressamı haline geliyor. Dante eserlerinde — bu iki - yessamdan bahsederken Giotta'yu hacası Cimabue- Bi tezyin etirmek için Papanın Gictto'yu tercih edişi onun şöh yetini iyice arlnyor. O zaman - Papa Zamanın tanınmış yessamlarından san'at ve rah hareketleri bir - mucize şeklinde| tebarüz eder. Hakikaten üstad kuvvetli bir drama, yüksek bir kuvvet Ve tatl bir hisse maliktir. Giotto'nun esverleri k yında insan gayrühtiyari vesamın o da ne duyduğunu — ve ne- düşündüğünü anlar gibi olur. Dante Alighieri'nin meşhur vesmi Gi-| otto tarafından çizilmiştir. Rivayele gö ze kendisile Ravenna şehrinde görüşmüz) ve o zaman yapmıştır. Elli sene süren bir san'at dehannın &-| serlerini burada saymak ve tasvir etmek Zincirbend âşık Kaloriferin başında za- türrie olarak öldü Badşalür taşmda ölen zanaı Neryorkta. Florence Hurlbut isminde| bir kadına şık olan Harold Hulen na mında bir erkeğin, zincirle bağlı bulun: duğu kaloriferin dibinde can - verdiğini| son gelen Avrupa gezetleri yazıyorlar. Harold Hülen, sevdiği - kadının yüz -. kenditini, © kadını| u pansiyonun salanundaki kalo -| bir zincirle bağlamış ve Mi Hur- but, kendirile evlenmeği kabul etmedikçe| İbu zinciri çözmiyeceğini - ve kaloriferin dibinde öleceğini söylemişti. Önce, bu tehdide kimse kulak asmamış, ve Haroldi Hlen geceyi orada, kuru tahta üstünde| Bazı merhametli kimeeler onun baline acıyarak yiyecek ve içecek - vermişleree| de gülünc bir şekilde başlıyan bu hâdise 'nin facia ile bitmesine müni olamamış -| lardır. Filhakika, zincirli âşık, bir tara -| öletarafında|| fında kaloriferin harareti salon kapısından hücum eden hava cere yanile, evvelâ bir bronşile, —arkanndan| da bir zatârleye yakalanarak ölmüştür. Roma ve Bari radyoların- da türkçe neşriyat Roma ve Bari radyoları akşam İstan- bul saatile saat 7.50 de türkçe meşriyata tahsis ettikleri — müddet - zarfında — genci Türk bestekân Ferid Alnang eŞu Ya maçtar, eDeniz kıyısında gün — doğuşun ve #Oyun havasın ndlı eserlerini dinlet miştir. Profesör Marya Çikanella Türk) san'atkârının bu eserlerini piyanoda m-| yaffakiyetle çalmıştır. | Belgradda meydana çıkari- lan afyon kaçakçılığı Belgraddan verilen bir habere göre, zabıta büyük bir afyon kaçakçıkı hi disesini meydana çıkarmış, beş yüz bin| dinar kaymetinde afyar müsüdere et -| miştir. Kaçakçılık hüdisesile slâkadar bulu- 'nan bir eenebi sefarek k&tibi tayyare ile| kaçmak isterken yakalanmıştır. imkânsızdır. Fakat ilâve edelim ki zama- 'mama göre Gistto ayni zamanda hem mi- mar hem de heykeltzaştır. Bunu Floran- a katedralinin meşhur çan / külesi/ teyid eder. 1267 de dağan ve 1337 de ölen Gi:- otta'nun bugünlerde 600 üncü senei dev- riyesi yapılırken onun yüksek kabiliyet ve ruhi kiymetlerini unutmamak gerektir. Üstadın en büyük kıymeti, eski çağ dardan aldığı san'atı hamurlaştırp - yeni ve kiygetli bir kalıba sokarak Rönetan- sın temellerine bir abide olarak yerleş üürmesidir. Gictto'yu hatılarken bir İtalyan ves- samt olarak değil Markoni, Edison gibi| bir beşeriyet malı olarak görmek lâzım- der, Avusturya siyaseti dönüm noktasında Fransız gazetelerine göre Avusturya ya Krallığı iade etmek, yahud da Almanya kararını vermek Utaştarafı 1 önci sahüyedei Tpaktının akdedileceğini katt surette ya - başka bir zaviyeden görerek u iddinde | Kulamekımdılar bulunmaktadır: ASN <Almanya ile İtalya gu şartlar dahi Tinde uyuşmuşlardır Almanya Anschlase (Ayusturya inibad) dan vazgeçmek tartile yakyada serbentçe hareket edebilecek üre Diğer gazetelerin birleğikleri en mü: him nakta. Avusturyada Nazi nüfuzunun| artmış olduğudur. Diğer gazetelerde Paris 25 (ALA.) — — Habiburglar| meteleri, ginün merdeidir ve gz Tin ekseri, Avısturyada saltanatın fa- Hesi inkânını gilgide daha ziyade kuv - velle derpis etmektedirlr. Echo de Parik gazeterinde Pertinar. diyor Ki eKifi derecede hetibi kallmamakta| olan bir amil vardır. Gocmboes, ölmüş - gür ve yeni Macar hükümeti, — eskitine| benzememektedir. Gormbor zamanında bir nevi Hiterci azılanmakta idi. Bugün. — Nazi tahri> kâlçıların fasliyetleri her — zamankindeni ziyade artmıştır. Fakat, bununla berab bunlar partiyi kaybetmişlerdir. Zira Mar saristan, masyonal - sesyalisilerin Avuv. eriyet kazanmalarım hot Çekoslovakya ordusunda mevetid Alman zabitleri Prague 25 (AA) — Milli müda faa nazın Macbnik, âyan azasından ve| idete'lerden bit / zatım sormüş - olduğu! bir sunle cevaben Çekoslovakya ordunun- da biri genetal olmak üzere 457 Alman zabiti bulunduğunu şöylemişt Hariciye Nazın Kamil Krafta, önü müzdeki hafta, iyan ve meb'usn mee Tisleri hariciye — enelimenlerinde, - hariet siyasete müteallik bir nutuk söyliyecek - Londrada Çekoslovakya için Londra 25 (AA.) — Times gaze tesinin Berlin muhabiri, gazetesine şu tel grafi göndermiştir «Almanyanın Çekoslavakya üzerinde- Ki âmpli, diplemasi mehafilde endişeler uyandırmıştır. Bu mehafil, Hitlerin pro Aram nutkunda bu meseleyi sükütla ge - çiktirmiş olduğunu hatırlatmaktadırlar. Ayni mehafil, Çekorlevakyanın 45u deter Almanlarının geçenlerde - Prague ile eActivistes Almanlar arasmdı akde- Gilmiş olan iSlâf karşınnda hat hareket- inin ne olacağı salini irad etnekte der. Bu mehafil, Sudete'lerin bu itil fa iştirakten imtina eylemelerinden kork: maktadırlar. Böyle bir hal, / Sudete'lerl Nazi Almanlar arasında “bir muvazas bulunduğumu teyid edecektir. Timet gazeteri, ilâve ediyor: GEden'ik son nutukları, İngiliz siya -| setinin yalmız garbi Avrupaya hasredil -| mmiş olduğu zannında bulunan milletlerle| İngiliz menafinin Avrupal — mahiyetini| ihtar etmeği İstihdaf etmektedir. Bu ka-| bil ihtaratın bilâhare, İngiliz elçileri ta- tafından da yapılacağı zannolunmakta di Alman Hariciye Nazırı Hitler #elâmile karşılandı Viyana 25 (Hunsi) — Alman Hu akiye Nazırı von Nevarht Viyana istas İyanıma vardığı zaman alman bütün ted-| birlere tağmen coşkun bir e— Hell Hilerle avaz marşlı. Arşidük Otto Avusturya hududunda Belgrad 25 (Hunsi) — Ayidük bir mazarla görmiyecektir. Acaba Ma carların birdenbire kendilerine gelip ener- jilerini istirdad etmeleri, Selehnise'e esaret mi bahşetii» Petit Joumal güzetesi diyor ki: edki ihtimalden, — yani -Avusturyanın Almanyaya iltihakı veya Hahsburg ha 'nedan saltanatının iadesi- ihtimallerin den birinin tahakkuku karşısında - tahyirl edilecek olan Fransa, ikinci ihtimalin ta- hakkukunu iltizam etmenin kendisi daha muvafik olacağını pek yakında id- yak edecektir.r Bir Alman gazetesinin tari Berlin 25 (A.A.) — Nazilerin naşiri| efkân olan Der Angriff, ven Neurath'ın | Viyanayı ziyareti hakkında — mütalealar serdeden yegâne gazetedir. Bu güzete döyor ki: “«Maddi bir takım neticeler elde edil- | mesi mevzuubahir değildi, yalmız. iki| Alman devletin dahik tesanüdlerini gör - termek maksud idi. Alman nazınının Viyanaya muvasala- tında ve oradan aynrıldığı esnada yapıl mış olan coşkun tezahürler, - manidardır. / Otto ile hemçiresi”“ Arşidüşes - Adelayid Mantteensüf, pek fçzla kendini göster -| dün Avusturya hududuna — gelmişlerdir. mmek istiyen Viyana zabitasile bazı A - Bu haber Viyanada büyük bir heyecan vasturya gazeteleri, bu tablonun samimi /(uyandırmıştır. Arşidüüşes Adelayid Viya tengini kaçımışlardır. Bu hal, Alman -| naya gitmiş, Anidük Otto ise İwiçreye yada tabii olarak elim bir tesir hasıl et - dönmüştür. miştir. Fakat bazı kimtelerin atmış ol - dukları yanlış adımlar, Almanya ile A- | yuslurya arasındaki destane münasebet le karşılar| Bu adama yazık değil mi? Pehlivan KA İsminde bir gafir Reyazıdda bir sütçüye gümüş elli ku- İruştuklardan bir tane bozdurmak üzere vermiş, sütçü paranın kalb olduğunu| 'ddin ederek şoförü palise teslim etmiş. a Nezaret altına alınan şofür Küzımın e- vi polisler tarafında aranmaş, bir şey| bulunamamıştır. Derphaneye yollanan 30 kuruşluğun. mütehassıslar tarafından yapılan tetki kat sonünde bunun kalb olmadığı meye dana çıkmış ve Darphane tarafından şaföre isde edilmiştir. Bu emetle bir. Fütçünün işgüzarlığı yüzünden adam - zağız üç gün çalışamamış, işinden gü lere müni elamıyacaktırn Avustarya - Hariciye Nazı Romaya gitmiyor Roma 25 (AA.) nige'in gelecek hafta Romaya geleceği hakkındaki haberler salâhiyettar İtalyan mahfillerinde yalanlanmakta ve yakında. böyle bir iyaretin mutasavver olmadığı bildirilmektedir. İtalyan salât yettar mahblleri, Alman - Avusturya ve iye Roma 25 (AA.) — Zeynel Akkoç! - Macaristan arasında yakında bir dötler cünden olmuştur. Jf ——— Çocuklar arasında 'cuk bence pek büyük şeydir.. vecizesini jham eden yanl Te ai Tesini - büftün esliklerile ve top do görebilmek için taşramlardan eli fman yokuır. Baytamı sevinç Çünü göcükler da sevincin Şakrat tlm £ Selleridir. Tabiatin. birçok' Kananlarımı İtadli eden oemirek çei Hü D neyleri ve çocuk düdağından kabtahayı almamış alamamıştır. Hayat mücde İlzmi've 9 mücadelenin özüntüleri, e — lezi beyiğe yakmlık ” aisbetinde" müer doğru düşer, Bu sakutu Boyuta Xa z — Şüyan çöcuk zuhundaki masum neşler öir ve & seşeyi çoruk dedağmdaki'aiz dinmez, bozumaz açımaz — kahkeha zemsil eder, Bayramlar ize kendi mahik Terinde coşup taşan çacük sevinei ça İzak Kahkahanı sergi halme, getieir Yer yer teşhir eder, Bu sergilerde delaş. İmak adeta hakikaiten hayale” geçmek Ve biraz çocuklaşmak zevki verii Ben bu zevke ermek istedim, bayra. man her gürünü bir oyun yerişde ge » çirdim, Manzara, bütün bu yerlerde ay. Bi di ve neş'e erelii, dünyamın her hanet meşherinde tusadüf. eeilmesine ümkân olmıyan hir eneibe taşıyardır. Ba ait be tati, bu parlak hakikate sağ < 'men “gözlerim * Hatıriları bile dekiemiş İve yıpzanmış ölan, kendi çocukluğumun izlerini arıyordu. Bana bu izleri imre - İne ümzene, seyrettiğim binlerce mini < İmininin saşrayışları, kopaşları, dti gölüşleri, oyrayışları değil bir takım, eserler hissettirebilisdi. Mesell çiy kare mınya boyal ve tendelenmemiz fahtar dan kasnaklı tefini, yahal güneşte kur mutulmuş kursaktanı yapüma - Buruşul. sümbeleğini seslendirerek; sarık yeşili İve iğribüğrü beşikleri, kaba bir minyar tür dünumundek idsemleleri, ŞUD önüne sererek çocukların yalil rağheti. ni şalmıya savaşan eyancaleçıları fetün. de şekerden ziyade salya ve faz bulur nan suzam helvalarile menim ağızlara — iştike aşılamıya savaşan Zenel kadın » lar, yumurta ökçeli iskarpinlerinin #i Fi uçları üzerinde çarpık omuzlarını Bi zele titcete ve çallak bir zurnanın fal solu ahengine ayak uydura uydura çitie İi ea eee lahambaklari d güzelinin remile süslenmiş iülemeler — indan çocuklara belaz kanloları dinler — tan san'atmr sazendeler, el karınca — lac, seyyar orta oyuncuları, çadr ati — İoları, sağ ve csalir ciderhalar, kaklar lar ve buzlara benzer bir sürü' geyler imdi olt Çocüklar gene ulabildiğine “gülüyor — koşuyor, mçmiyor ve oymuyardu. Lalin onlara bayram sevincini tattıran et 2 mobillerdi, zadyo nağmeleriydi. hiçan tergihlarıydı kâğıdden uçar uçaklardı. Ve bunlüra benzer şeylerdi. Eret, — aradığım izleri” bulamadım. İmüsgünü Eştbün iptldak oyuncaklamın. 'dan, zuznadan, kukladan, karagöledem orte oyanndan. Tütemadan ulan düne Kü sekir ve stde zevk yerini İnceliğe, — Koyraklığa, harekete, heyecana hizakcımış ve kugüzün şmcok neş'si Kanleşaşl Kulıkahalar Selki eskisi gibi vüldan dağuyor. Fakat aksettirdiği tnnet Sert eli Bu seziş karşısında bana ve yaşdaşla v düşen irat etmektir. Dünyaya erken gelmişiz!. M. TURHAN TAN bdülhak Hümide: <Kim demiş: " ; ü Beşiktaşa MA Otuğa: Gönderdiğiniz armağan beni / gerçekten (mlanellar oti San'atkârığınıza gaytanı 1 A Birdenbire gözleri karardı. Basamak- Jan göremiyordu. Yukarıya çıkanlardan birine çarpmamak için sola doğru bir a| dim ati ve / ommzunu — düvara — dayadı. Ayakta güç dürabiliyordu. Geri kalan basamakları da inebilse altkattaki — hasır| koltuklardan birine çökecekti. Yapamadı. Merdirenin —üstbaşında - gece — gündüz yanan zayıf bir şiğin her basamakta bir| derece daha azalarak sahanlığın kavtsini| dönemiyecek kadar geride ve dihde kab-| ması, daima, buradan inmeği çıkmaktan ziyade güçleştirirdi. Sırtını duvara vererek, yan yan inmeği denedi. Gözleri dahal kararıyordu. a kıtağı bir ayağının dibriz bir boşluş çekmesinden korkı a muadiil bir kıymet alan mu-) vazenesini şuurile bir anda kaybetmek endişesine benzer bir sıkıntı içinde, gene durmuntu, Önünden bir beyazlık ve bir tentürdi- 'yod kokusu geçti. Merdivenden, — hasta-, bekıcıların ve hademelerin telüşh ayak ta iyice yaslandı ve gözlerini yan kapa- di Merdivenin iki başındaki yaylı kapı- lann gocırtılarına karıyan ayak sevlerinin telâpi, uğuldiyan kulakları içinde bu ser- lerden aynlarak, hastaneyi dolduran tün korkuların hulâsam imiş gibi, kil bir mana alıyordu. Yanıbaş beyazlıklar ve bir tepri / içinde gişeye, bardağa, tabağa - benzer şeylerden yızan panlılar yanında — abuyurun, — geçin..» diyen serler. Omzunu bir el ve kulı da kendi adı. Gözlerine karanlığı iten bir, gayret doldü. Yğnek — tepsisini bir kolu üstünde havayaı/kaldırarak yukanıya çe karan hademdât, — arkasında bir - gölge, ona iki elirö Kfen vzatıyor: acalerile beraber, yemek ve ilâc - kokan — Ser V Orhan? diyordu. İbir hava cereyanı inip çıkıyordu. Duva- | Cumhuriyetin edebi tefrikası BİZ İNSANLAR Necati, Sevi merdiyeni bir lümba gibi| arllkkayn Aakmezlar çe haelk Bastıtdı. Yüzünün bir an parlıyan değir- mi beyazı geriye kaçtıklan - sonca, bir basamak daha yükseler gölgerile beraber sesi de yaklaşır — Bünda ae duruyonun? Orhua cerdb varmedi. | e munun, çikiyor musun — | Olhun bir elle- arkadaşıın omzunu yatarak: | — İniyorum, dedi, fakat bana yardım Hi iaketn laniya. Necatinin koluna — anlarak merdireni indi. Görleri biaz daha yi görnele Baladığı için aztik bu sofada / oturmak, istemiyordu. — Bahçeye çıkan koridorun başına gelince, kapıdan giren bol şik ge- İne gözlerini karartmışı. Arkasını o tarafa 1 Yazan: Peyami Safa çevirdi ve kenara çekildi. Başını / önüne| iğerek Necatiye tokulmuştu. Gözlerinin karartın geçinciye kadar ağzını açmadı. Gözlere kum dolduran bir tüzgürden| kaçarak rarigele bir yere sığman adama benziyordu: Saçları dağınık, seyrek / vel kısa kimiklerinin arası kızarmış, gözleri) kanlanmış. esmer yüzü bezginliğe - çalan derin bir yorgunluktan gevemeğe başlar, mış ketkin müdafaa çizgilerile dolu, en-| vesi çökmüş ve surt kabarmış, dik ve uzun| boyu birkaç noktadan kınlarak - vücudü) öne doğru sarkmıştı. Necati onu bu hale) getiren hastalığa dair hiç birşey bilmedi. lde, sebebe nid merakını geride bira- diyordu. Birkaç defa kımıp açtı. İşial dayanabilecek bir hale geldiğini anlayın- ca, bir kelime söylemeden, yürüdü. Ar-| kasından giden Necati o zaman sorabil amiştir ; jme Nezina, yaben şayelar B Eve gönderdiğin kâğıdda izah etmiyar. sun. Hasta mism? Örhan kapının önünde avcunu gözler rine siper ederek durdu: — Hayır, değilim. Vediz hasta, Yar kanda, yatıyor. X Vedia n Necatinin o gün bir kere bile hatırın: dan geçmiyen bu isim, uzaklaşmış ha ( hünmu ve Veveccününüze şükranlarımı ar — ! anre | işaretler lamağa - çalışan Necati, Vedinnin - kendisini - görecekmi gibi -Orhamın eyukarda, yatıyar — söze lerinden gelen anf tesirin devamile- bapı nt kaldırarak hastanenin üstkat pencerer lerine bakınıştı. Birdenbire kamaşan göze lerini yere çevirdi. Teni çok nhhatli, far kat üstüne her illet kondurulabilecek bir. ince yapıda ve gözleri dalma nöbet içine de, her elini sktikça — insanın — avcunda eli bir ateşle karışık ve wnnmuş parımak, Javının ucundan omzunu kadar yürüyore aç gibi uzun ve cak bir ürperme şüpe heni bırakan Vedianın uçuk hayali, ayak- ta süratli birkaç poz değiştindikten sanra, ansızın bir hastane karyolasınn — uzanmış halile gözlerinin önüne geldi. — Nesi var? Tehlikeli mi? Orhan cevab vermedi. Hızla — yürü: yerek hastaneden çıktlar. Tirmanmiya haşladıkları yakuşta keskin, tepeden in> me, nefes kesici bir güneş vardı. Orhan avcunu tekrar gözlerinin üntü- kan büyük bir hayretle bu neticeye bakt- |ları arasından, Vedianın yalnız şeklice| ne gölür yordu. aid bazı intbaları ayıklıyarak canlandır | — — Fenal dedi. Orhan başını kaldırdı ve ağır ağır ka-|di. Onun bünyesine nid istidadlar arasın- | — Ve daima yere bakarak ilâve etli: pi tarafına çevirdi. Gör da bu günü haber - verebilecek — marazl) Tarkan sar) ——

Bu sayıdan diğer sayfalar: