21 İkincikönem 1997 CUNMTRİYET — Antakya Hatayın Top Einik araşlırmalarda toponami de çak Son z büyük bir rol - oynamaktadır. manlarda ilim âleminde tapanaminin Bemmiyeti çok artmıştır. Hatta Almar yada ve ssir memleketlerde toponamni zerinde mecmualar bile neşrolam Toponomi bize görteriyor ki bir mem deketle bazı çehir, köy ve mehalleler y Bancı bir dille adlandırlmış olabili. Bi takdirde © köy veya şehirde oturan ha kan ismini taşıdığı yabancı milletin ahfa G olman lüzmn gelmez. Meselâ Franar da Manilya eibi yunanca adlandırlmış Şehirler mevcud olduğu halde bu gibi e- Fransız oldur hirlerde yaşyan halkn #undan çüphe edilemez. Fakat buna mu Kabil bir köy veya şehir halkının etni darumları hakkında tereddüd hâsi oldu ğ vakit oturduklar mahallin adia mukni' bir delil olarak ileri sürülebilir. Topenomi noktai nazarından Hatayı tetkik ettiğimizde köy isimlerinin hemen Hersinin Türk adı olduğunu gürüyoruz. Araben tektik olarak tesadül ettiğimiz köy veyn mahalle isimleri hakikaten « rabcn olcalar bile gene bu hâdise Hata- in etnik durumuna bir menfi delil teşkil etmez. Bununla beraber bu arabca - köy ve mahalle adlarının yukarıda izah et imiz gibi Ormanlı dil zihniyeti neti onradan tahri! “ve mahalle adlar arabcaya maledilmiş Şimdi Hatay ilinin semt semi, köy ve iaahille adlarını görelim: Antakya mahalleleri 43 tanedir. Ağbaba, Oruçbülüğü, Dutdibi, Muh: sünarab, Ülucami, Cemeliye. — Cüneyne, Yenimahall, Hümidire, Debus, Büyük Dörtayak, Küçük Dörtayak, Dekik, Rü- kâbiye, Sahe, Sekâkin, Seyhali, Çana cak, Şirince, Şe iatdhirisiyar, Sarımalımudarab, Umran, *Kocaahdi, Kastal, Kuyubülüğü, Kıne - atarab, Kınevatizlm, - Karaalıbölüğü, Kantaraz Kastaliklâm, Günlükarab, Gün Tükhukstiyan; Küveyhat, Muhecirin, Ox maniye, Meydan, Mukbilidüm, Muhsin- islâm Muhsinbıristiyan, Güllübahçe. Kısır nahiyesi (1). Alâkent, Üskat. Ermence, Ihca, Ağ- carun, Batebe, Anfavar, Babatere, Boz- yük, Bedenbe, Bahşin, Büyükbare, Bak- sanaz, Baslika; Betatin, Pasırbu, Bayra, Babatorun, Bitrin. — Türkmenokçular, Telhabes, Tülelçarkı, Türkmenmezre - 'a Com, Ciirbadid. Çiftlik. Çiftlikre a. Cideliye, Hacıpaşa, Hayno, Zi-| yaret, Zev, Seferiye, Selkiye, Şeyliköy, Şumracık, Süplie, Sofilar, Sur, Turfan: da, Toprakhisar, Tanışma, Aflsıya, Ar- salas, Ayınsu, Firincer, / Fırfım, Fatike, Ferzele, Fenk, Flizan, Karbeyaz, Ka - “aabiriye, Kalası, Kansabul. Karsu, Ke- Tanis, Kurye, Keferabit, Güğeegöz, Kürt- mezraan, Kiskinit, Mansuriye, Mukab- yi Marsu, Magdele, Mithanı, Narlıca, Hetiye, Ordu nahiyesi 16 köy (2). İrci, Bezge, Yekanlenini, Aşığılen viri, Çandır, Çinarcık, Hizarcik, Han -| suma, Destiriye, Söğüd, - Karaçorun, Şakşak, Sürtme, Sapanlı, Tumtum, Tu: mana, Karaturan, Kişlak, - Kozpman, Korkbuçuk, Kenduk, Pekçeküy, Kül köze, Kes'hep, - Karakünlük, — Mereslik, Mayadün, Gökpınar, Lobas, - Alafenk) Cumhuriyetin tetim; Fakat bütün bunlar ona şimdi güçsüz, yünm bir insasan zihainden çikan boşunu deprenmdler ibi geliyer: Hasta - adam, kendini unutmak için nihayehiz bir var Tik içinde kaybolmak Bliyordu! Allahte, bulamadığım, toprakta, çiçeklerde, kır Tarda anıyordu. Fakat bu gölgeler nedi? - Karıcal ve ginekler gibi küme küme toplanıp to Takta birteyler karşıran ve su kenarları-| aa biriken bu gölgeler nedir? Şüphetiz t biin içinde Yaşiyorlar. Fakat bilmeksi ziale. Burada bBir su birikinti gibi senir toplamıyorlar. Ötede bir kaynağın ağzın- Ki kabaraklar gibi bomurdanıyorlar. Ve bazan hendlerin arkanma görültürüz. e yıkılıp, uranı gelince bir cehennem v Gltmile dövarların yıkan - veller gibi “Bilmeksizine büyük iler - gördükleri ol uyor mup. Demir, bu kangık fikirlere zihnini kat kazarak ehirden © kadar ayılmıştı ki, kar| zanlık basmadanı dönemedi. Ceceyi boz. TARİHİ Yazan : Hataylı Ahmed Faik Türkmen sakta- edilmiş olduğuna da şüp- | he yaktur. Böylece birçok türkçe köy bük, Sofilar, Sarmah - | Vekâlet maaşları nasıl verilecek? bir tamim gönderildi Maltepe Askeri Lisesi Felsefe mualüimi a onomi vazıyeti 56 - Ücağız. Oracık, Karacık, İkizuluk, Bu- b Betancik. Belgör. Çakara, Dam İi Rufael, “Tuzlaen, Alran, - Alemli Karbolkik, Kadbamazi, Kalador; Karar | öimedli. Kuretalir, Kayucuk, - Kartin Kömeli, Öğlakçı. Bosarak, Teknecik Torun Coragir Rumlek, Zeytuncuk Sikin, Kalatkıya Larar. Bayır nahiyesi (3). Ağcabayır, Kulbak, Çokurcük, Sal tar, Mlusibia, Kızkud. Kilez, Kerdii ye Ceretilmn. Karlceme, Sular, Hir e: Dali Kelek. Derirhinn, " Kabakk Şiim Karacağız. - Kalabar Yemadibi, Hemek, Çamrafın, Kehir Kunucn Kebre Karmet nahiyas: Örluciya, Alobn, Ellendi; - Betiğ Balremela, Pujakör, Bubarin, Ca hapına Tulküanbeler, Tüklürrei, Çi aK Çakcen GRİME T Flerlak Kancığız. Dörmniye, Dulyaa, Delyes çeka Dümeti Zilkük. “Snyak, Tayülüye Kiçiksiye, Sihber, Suk belyi Serkake Sarlatlin. Syk İlmbl, Tüekki Tei Terdlin İi hi Rakbın, - Aktdllar” AUAY Allpe Anklre Aullryen Kaz 7 ö n G ea li7 &e Cüllirn, Menetli, Merdancik, Mi Yerllkti | Tet Bulişecnsikcün süşağmçdi, « Yakner ardı Memurlara vekilet maaşinin ne aet Je verleceği hakkında alakadarlara bir tamim gelmiştir. “Tamim şudür: 2919 numaratı kanünun üçüncü m: desi hükümleri dahilinde verilecek aza nf 2 veya 3 senelik Veki Tarının Başlangeci gu süretledir: 1777 şumaralı kanunun üçüncüi mad- İdletine istinzden Vekilet İolanlara 2919 sayılı zonra müddeti kizmetlerine gör inden | bu ker aunun üçüncü maddesi mucabince veri- İecek azami Z veya 3 senelik Vekâler) hakkında yapıldığı kananun he İ 'de yanlış müsmele Vekâlet emrine alınan — memurlardan hizmet müddetleri 15 seneye kadar olan”| Jara 2 sene ve hizmetleri 15 seneden yır kan alanlara 3 sene müdedletle — Vekâlet| emri maaşı verilecektir. Bu müddetlerin memarun Vekület emrine alındığı tari| ten başlıyacağı da - kanunda tasrih e <| dilmiştir. Bu hükme göre 1777 mumarabı kanuman üçüncü — maddesine - istnaden Vekâlet emrine alınnış olanlardan: K | — 2919 sayılı kanunun neşri tarihil olan 21/3/935 tarihine kadar aldıkları| let ei müddetle- dine nararan 2 veya 3 seneye baliğ olan Jara artık bi tarihten itibaren — Vekölet emri maaşı verilmiyecektir. 2 — 21/3/936 tarikine kadar aldık- ları Vekâlet emri maaşları hizmet mi detlerine nazaran 2 veya 3 seneyi geç miş bulunanların bu tarihten itbaren bap kaca Vekâlet emri maaşı verilmemekle beraber eskiden aldıkları maaştan da bir güna istidad tavamelesi yapılamaz. 3 — 21/3/936 tarihine kadar Ve - emri maaşları hizmet müddetlerine i maaşları hizmi l : İara ik Vekâlet emrine alındıkları ta Tihler itibaren bu müddetleri doldurun: caya kadar Vekâlet emri maaşı - tediye edilecek ve müddetleri ional eli tarihte maaşları kesilecekti. Bulgaristanda İhtiyat Zabitleri Cemiyeti ikiye ayrıldı Solya (Hususi) — Balgar ihtiyat bitleri cemiyetinde birkaç zamasdan beri bir ikilik meveuddur. Geçen tenb Tkikitöyrir İrada Soplanan umumüf ke Şühesi murahhasları cemiyetin umumi merkerini şiddetle tenkid. etmişler ve merkerin masonların elinde ve eenebi Süfuzu alande bulunduğunu söylemiş| Heybeliadada bir liman yapılacak Fena ve fiırnalı kavalarda koruna - cak Bir yez bulamamalarından dalayı Heybelisdada balunen küçük maraki - bin batmak tehlikesine baruz talun <| Gukları görülerek bu Adada küçük bir liman vücude gelirilmesi kararlaştıı. muştır. Liman denilen şey, büyük ve iki karafı girip çıkmağa malsus olarak - çit bulunacak bir havuzdar Fena havalarda Heybelisdeda buluna > cak motör, mavna, kayık ve saire gidi 'a iltica edeceklerdir. Heybeliada lmanmın keşifleri yapıl. İmuştır. Burasının önümüzdetri yaza ka- emiyetin umumt reist intiyet Generali Sirmonof riyasetler is-İ afya şubisinin ve mahud Rodnal Zaştite teşkilatimin reisi ihtiyat Cene -| İrali Şkoynof ta merkez kararile çemi yetten tardedilmişti. Fakal iş bununla bitmemiz, - bilölkis| 'bundan sonza başlamıştır. Solya şubesi İmerkerin bu kararını kat'iyyen tanıma- K yerinde - birakmıştı. zin kararım da gayrikamınl ol -| duğu için Sofya eyalet havale etmişti Sofya eyalet mahkemesi evvelki gün İzmitte Hatay için meting İzmit (Hususi) — Hatay davamzin muvatfakiyetle başarılması üzerine bu- yada birleree kişinin iştirakite - büyük bir miting yapıldı. Birçok hatiblerin he mtukları birçok defalar #Yaşa Atatürk, avazelerite kesildi. Halk elde kölen neticeden çok memnandur. Akından Akına M. Turhar Tanin en güzel ro- manlarından biri, yeni çıktı. Te Fihle şifri sahifelerinde Kacak ku- cağa yaşıtan bir şaheserdir. Hem zevk, hem bilgi temin etmek isti. yenler bu nefis tomanı mutlaka Okumalıdırlar. Fisti bir tiradır. mahkemesine ecanlı İverdiği bir katarla, merkezin, Sofya şu- besi relsini İbtiyat Zabitleri cemiyetin. den tard için verdiği kacarı gayrikanıınt bulmaktadır. Bu vaziyet karşısında şim gübesi ayı bir merkez teşkil etmekte ve Bulgaristanda İhtiyat Za - bitleri cemiyeti de bu suret fazırı bu ikiliğin önüne İçin çahışmaktadırlar. n bakiyor. Bu srada kestirme, emniyetli| tavırla yapacaklarını düşünüyardu: Ona göze, artık burada hiçbir. iş kabil değil dil.. Arkadaşlarımı samıp, vaklt geçmeden kütleye katılacaktı! ftesi gün uykusuz, fakat her zaman: dan daha metin kalkı, Ötekileri bulmak kar reniğinde dümdüz bir satıhla karşıkar. sıya geçirdi. - Kımıldıyan, — toplanan ve. için erkenden çıktı. Fikri © kadar sürük- gillikçe büyüyerek ağır bir nebir gibi a-. lüyordu ki, neden sonra, vakilsiz gitriği kıp giden gölgelerin arauna takııp sü- ni farkedebilmini. Birşey yapmadan dön: Tükleniyordu. Onlara dayanmak — için hiçbir gayret görlermiyor. Kendini tama- İmile bu akışa birakarak sayısız, vesuz bi caksız bir kalabalık içinde - kaybolmaya meğe ödeta sıkılıyordu. Köprüyü geçt İhtimal düşünmektizin ” Beyoğluna çıktı. Orada, Cemale rasladı: Gözgöze gel dikleri halde, nerdeyse görmeden geçe bayıliyordu. / Kütle onu - saroş etmişli. cekti Henüz kütle içinde yaşamıyor, “Fahal © Onu en sonya göreli Vir hafta olduğu ütlenin Tüyannı görüverdu. Kendini e- halde, gözlerinin içine öyle manasız, a 'nun içinde yok einvek, büyük bir çağlıyan İdan aşeöyablar Bi onun hizma barakarak |bün'Zatların anutmak, küikemin kör kumati içinde eriyip ondan ibuvet olmak isüiyord Gzceyansı yalağından. frladi, Uyu - İyamIyacağını anlayınca, sişire - yekp pencereye aeçii. Odayı aydılatacak Ki dar parlak ve yakın gözüken yıldızları Ki günlerin onca manan kaybolmuy gl n seri bir rüzgâr yaptakları haşır- | ğelerine can vermi çalışmasına mâni datyor, yekmatak darbelerle cama çareı | olmadı Me İyondu. Dener, bö şeyler gürmeden, di tib bir tarzda bakmıştı ki, Cemalin bunu hösetmemesi imkântzdı. Her zaman için. deki bir eksiği tamamlar gibi halecanla aradığı bu adam, şimdi ansına karşısını çıktığı halde, neden böyle kayidsiz kal- diğını kendi de izah edemiyordu. Bunun d beraber, eheneye rağmeno kolundan tutup bir kahveye götürmesine, oruda e- Cemalin © günleri tekrar yaşatmak |- Bu hususta alâkadarlara Fİnazan dikkati ceibeden bir Hüsamedılin ibaretsir L Anadoluda San'at tetkikleri AMİD YOLUNDA 'ğdeden ; Ulukışla kervansarayında çarşıdan ahıra geçen kapı ve dühkküânlar Türbeler 19/1/937 pazar - Ulukışla: — Ülur Nizdede Osmanlılardan evvelki zamar |kutada abide olarak yalmız bir Ulukuşla 'na aid birkaç türbe vardır ki en ehem - | vardır. Yani Osmanlılardan kalma bü- miyetlisi Hüdavend türberidir. Kitabe -| yük kenvamaray. önde Hodâment Binti Keyhinrer yazılı| - Orman - oğulları bu / kervansarıyları olduğuna göre bu kadının Keyhusrerin İsulh zamanında kervan kondurup göçür kım olduğu anlaşılıyor. Türbe karicden İmek ve harb samanında da askere ve - yapılış ibarile Sungur / türsesine ben * |gorliklarına menzil olarak yaparlardı kil Zemektedir. Kapısı oldukça menhutatla |işte bu Ulukula da bunların en mühimle- müzeyyendir. rinden biriidir. Osman Mevki itbazile — Ulukuşlanın — tarihte Nüğdede - Osmanlı İran hükümdarlerına, İskendere, -Roma| ardularına, - Bizanıllara, / Emesiler ve Abbatilere, Sekukilere ve nihayet Os -| manlı ordularına, mühim savaş ve akır | İarda, bu havalinin mühim bir geçid ve *i olduğu görülür, hatta Umumi Harbde (bile Ulukışla nekadar mülhim bir yer Bu itbarladır ki Onaltıncı Aur bitir- mminde Osmanlı vezirlerinden; Öküz Ah- İmcd Paşa burada bir ulu - kervansaray yaptırmış ve bu vesile ile bu mevkie de Ulukışla denmiştir. Nizde Halkevinin İçıkardığı Akpınarda Zeki Uralın bu ba: höste kiymetli tetkikleri yazılıdır. Küçük bir kasabacık olan Ulukuşla -| 'da başkaca tetkika değer bir ahide bur hanmadığı için ben yalnız bü / muazcam kervansarayı tetkik için indim, ve bir bu- eserleri medeniyetine ai camli vardır. Bunun ne kitabesini ve ne |e mahaller bir kaydini bulamadığım | içim kimin ve hangi zamanın eseri oldur Bunu tesbit edemedim, —ancak gu kadar Söyliyebilrim ki bu bina mimari ve im büvires itbarile Onaltıncı / ada Taha ileriye gidemer. Niğde Halkevin -| deki arkadaşların değerli himmetleri yar Şianda bizi tenvir edebilecektir. Bisa dört duvar üzerine tek kubbeli| yükeliş devri Hpindedir. Güzel ve ve — Çömli bir binadir. - Manlese£ son cemast| mahalli kâmilen yakıldığı için sonradan| uydurma ve çok kötü bir tarzda bir şey Ter yapılmak- östenmiz fakat bu da ta -| mamlanamıyarak acıklı bir halde kal - yaştı. Muhakkak ki burada, zarif sü - hanlar üzerinde kemerler ve daha Üntün: de de kabbeler vardı, temenni olunur ki Sakıllar idaresinin himmeti bu kum ye| Giden ihya - ederek bu camüi bu - acıkl| vaziyetten kurtarın. Niğdede kültür. hareketleri Niğdenin Halkevini - Niüdenin terihi terinde çek samimi çalışmakta ve kıy- metli eserleri üstünde pek havsasiyet gör termekte bulunduğunu sevincle gördüm. Akpınar adında bir de mecmun neşret mektedir. Bu mecmua da Niğdenin tari> hine, Niğde eserlerineve Niüdenin yetir tirdiği mütefekkirlere dair kiymetli ya zılar ve felklör üstünde değerli araştır - malar görülüyer. Halkevinde çahışan bu değerli arka - daşlar aravında bilkassa Zeki Urahn me- takinden - gükranla — bahsedeceğim. öğretim müfettişi olan bu arkadaş dede u işlere ne resmi kanaldan ne de fantezi kasdi ile değil de hakiki bir gönül bağlılığı ile bağlanmış, milletinin tarih - deki yüceliklerine inanarak harekete geç- miş Zeki Ural o havalide yalnız öğrer 'tim müfettişi değil abidelerin de müfet İsi eibi - vicdani bir vazife yüklenmiştir. Bu yüksek açk ve imanla ateşlenmiş ar - kadaşlara karşı sayei duymamak müm kün değil. Niğdenin dikkate değer everlerini bi storayla Ulukişla - bildi. Ulukığla denilen bu kervans at ve tezyinat itbarile gözalier Taşımıyor. Haricen de mütevazı bir bina üi duruyor. fakat içine girince umulmaz | Ğk bir azamet imapı tesiri altında eziyor, Yürlerce atı barmdırabilecek abın ve bul ahırlarda süvarilerinin ve yahud hazarda kervancılarının oturup yatma yerleri, se- ferde mertebelerine göre kumandanla - vın ve hazarda tüccarların ikamet daine - leri, çarşım, hamamı, hulâsa, — kalabalik bir eemiyetin bütün ihtiyaclarm katşı <. iyacak milessesatı kubbeleri ve tanozları alına toplamış olan bu muazzam ma -| Üizareyi, iasan dolaşmak, gezmekle biti - Temiyor, ayrca yapılımş bir de camisi vardır. Cami manlesef yıkılımytır. Bu kervansarayın tezyini kısımlarının az olduğunu söylemiştim. - Halbuki bu bina Önvedinci Asırda Türk tarhinin| ticarette ve askerlikteki kudretinin mimar Tik dili ile çok kuvvetli bir ifadesi var d, Bu mmuazzam bina manlesef bugün harab olmağa yaklaşmış derecede tami Te mühtacdır. Zaten yukandanberi d -| ima san'at ve teknik cihetl Tak gözden geçirdiğim binalarımızın ha giti Tamire mühtac değili Ulukışladan da ayrıldım. Şümdi beni| Adanaya, bu güzel diyarı Toraslar üze-| rinden koşturan trendeyim. alimar SEDAD ÇETİNTAŞ Hermen buradan kurtulmalı! Onlarla gi- karamadı. İkiti de aralarında bireyin ek- | dip kütlenin içine kanşmalıım! — Biran sildiğini duyuyorlardı. Demir, az konu-| önce bu evden çııp gütmeliyin! - Zaten Şuyordu. Daha çok dinler göründüğü | hastalıklarımın bütün kökü e değil mi? halde, hakikatte famamen içine kapan -| Buraya döndüm döneli niçin bir gün ra- mişt Öreki bu boşluğu pekâlü bistedi- | bat rahat içlerinde oturmadım. Şi yorsa da, hlâ unutmak için yaptığımı sa- | benden nefret etmiyorlar, Biri anam: Öy- harak ayni mevrun dönmek mrarından | le görünüyor ki üstüme titriyor. Biri kar. vazgeçmiyordu. detim: İyiliklerini görmemek külrün © - kır, Fakat ücümüz bir araya gelmeme -| Tiyiz. Herhalde gelmemeliyiz! - Koca e- damın sigara külünü — mangal kenanna döktüğücü görünce, mazlâm bir şikâyet | yerine gecen tüzlikle kalkıp onu silmesi çin yaptığı gayretler - dalgınlığından çı- — Sende his kalmamış... Demir, acı güldü: — Kalmamış, diye tasdik eti. — Fakat böyle, bütün münamı kay -| Deliliir fukada'man? Dçek ea arlan Yü TÇ AM memek için küçük bir çocuk gibi ayakları- İki eski dost, - birbirlerinden hiç te| GA ü amzin ucuna hasarak girdiğimiz zaman &- çıkca danlacak yerde her sabah bunu bize Hisettirmek için uykusuzluğunu anlatma- memnun olmadan ayrıldilar. Demir, yolb| da kendi kendine tekrar ediyor: — Bende artık his kalmadı! Çok şü- kür ki kalmadı, Demek bunu o da garke- diyor. Omu görünce eski benliğimi gör müş gibi ürküyorum, Ne tuhafl - Önü hiş görmek istemiyorum. Yalnız onumu yağı. Bana hastalıklarımı hatırlatacak hicbir şeyi artık bir - daha görmek iste miyorum. Kendimle başbaşa kalmal korkuyorum. Sanki hirden gene onlar üs- #a çalışmasına bir türlü tahammül ede miyorum! İşlerimin günden güne daha feha gib-| tiğini bilmiyormuş gibi, bana ortalığın pa- hahlığından Onun evinde misafir olduğumu, ve hâlâ| ona bakamadığımı hatırlalmak. istiyorsa ne diye bir yandan lüzumsuz yete bu kas çuk taatlik bir tetkik te bana kâfi gele -| Bir şeytan hikâyesi mabğet' ı gikleki KĞ Bir ai yazı aati . yaylak athdn yeri Ye oraadığı. Tolü öti Çak güürel ve çok'adi bir üdlübla ee me alman bu yazıdan hayli istifade et Ti Fakat şeytan mefhumunun bizim di yanmızda vaktile- nanl telâkki ve kabul Süldiği, bahse mevaa yaptıım, makale 'erde görlerilmediğinden bu eksiği de, bir hikâreri vikletmek saretle ben tartanlar. Şesten belimbi, ll Ğ V te ibraniceden arahcaya, aradan da türk” çeve erçmişin. Muükuddear Yiilar, den, Âdemin topraktarı yaranıl Ademi Vütin cenk mellikleri aa ürtün tuteni Allakiı vanısadda G Teti werkkami Ha ee B atesten halkolundum, - topraktarı çıkma Bir mahlüka setale ea eli ü bu suçtan dolaya meleklt #letiteleni he vulduğunu hikiye ederler. Sertanın aruk. ielif Himleri daha vardır. ve bunlardan ölile azazil türkçede kullandır Biz Türkler şeytandan istareler yap- vne vibi birçok şeylere de anun adın takmışızdır. Kurnaz adamlara şeytan giz Hi deriz. Ci Ekili yaramaz Çamallüal gzeytanın bıç bacağın diye ananız. Seme Datii kuvvetli insamlarda Gyeytanti Talarlağama. töylerz. " Rarlır el öletilen ve eee ö tapyun vapmeellei, ve geytanarabanı deri üzerinde çıkan ve can acılan bmaklara / şeytantımağı adı. ha vermişizdir. Jengârt bir çeşidi kaba ber e d seğenbcci doi Şimdi şeytanın vaktile — nasil tasavvur e kabul olunduğunu tebarz etüinm bi kâyeye geçeyim: Önekizlaci asır sonlar a doğra Sıvata Boğu Paşa adanla bir İvali eki. Adımdan d aalardabiik b ve bu zat, iriyan bir adamdı, bileğindeki kavvet yüzünden vezir elmuntu. Ne okur ma bilirdi. ne yazma, Fakat korkume- bir Hinmeydi, ullarm öi y v d Bir gün klizeleri germek itedi ve ilk girdiği Clizede birçok - resimler görerek Bapazları soruya çekti, kimlere sid o vm eei bunharm eli b a 'yamıyordu. Yalaız kapı arkanna: ati slan. seytan, vesmi karanlık - bırakılınıytı Boğa Paşa buna kırdı, büyük bi tag, Betitip yaktıdı, şeytam da aydınlatı O gece geytan Boğa Paşamın düşüne girdi. birçok teşekkürler ettikten sonra kendirine bir iyiik edeceğini söyledi - ve elmasla dolu bir kuyu - başma götürdü. Paşa, gene şeytanin talimi üzerine kuyur v indi koymanu iri zi slmelurla 'deb durdu. Şimedi svra o derin bazineden çık- zz gelmişli tt d cdel gi l İ yordu. Fakat yanyolda görünmee bir el Saun ayaklarına - yapışı, - yükselmenine ergel ahverdi. / Şeytanın yukarıdan, 0 meçhal eli aşağıdan çekişleri müsavi bir kumvetle yukun geldiğinden Bağa Paşa yükselamiyordu - da, alçalamıyordu da, Bu dürürüdiü şeytan sordur — Paşam, neye çıkınıyorsun? — Aşağıdan biri ayağıma' yapışı, b zakmyor. Koyanmu boşaltayan mi dene b — Koyaunu boşaltma, içini boşalt. Boğa Paşanın bu emri yerine getitme- sile beraber düş biler ve gözleri açılır. Fakar yatakta barınmasına imkân yok. Her taraf kirlenmiş, ufunet içinde kakb ilml. Cahi vezir, şeytana yapılan iyilik Terin nasıl ödendiğini artık anlamışı ve yaktırığı mumu söndürmek için kilise- ye adamlar koşturuyordu. M. TURHAN TAN kurdeyimle araları daha iyidir! Fakat bu sefer o da bir türlü emniyet vermiyorl.. Anam, şüphe yak, bana kızdığı gihi için için ona da kızıyor. Fakat, nedense en- dan, ayni zamanda çekiniyor. Galiba ©- mun daha çok faydası dokunacağına ka arati var. Belki de haklıt Hakikaten, bu vakte kadar onlara ne haynım dokundu? Birkaç dükkünlarını — Avrupada yedim. n ümidlerini Bursada batırdım. Nihas yet bu teşebbâs.. Hayırt Hayırl Hiçbir. şev beklemiyorlardı. Ben böyle samıyor dum. Hilü kendimi elah edeceğimi kur Tup daruyordum. Ne boş hulya! Onlar, beni benden çok iyi tanıyorlar, Kaç ke- reler coşarak söylediğim — sırada birinin mühdtehzi bana baktığını ve ölekinin en- dişeyle alnını buruşturduğunu farketiim. Şüphesiz beni veviyorlar. Fakat tpkı be- ceriksiz, sarsak bir çocuğu acıyarak seve dikleri gibi. Onların arasııda kendimi —daha çok içime kapanmış, bütün zâflarıml Alklarmla her zamandan daha mükave» metsiz görüyordum. Hayırl Biran önce buradan çıkıp eitmeliyim. Kuruntu — ve azab içinde yaşamak, kendi halime acın- dirmak İstemiyorum» tüme kâbur eibi çökecekmiş - sanıyorum İdar şefkat göstermeğe kalkıyor? İhtimal! Tarkan veri