CUMHURÎYE1 23 Birincfltâmm 1936 KüçUk hikâye Esrarengiz bir kadm Oscar Wilde'den 4 lırken, kendisini ne zaman ziyaret ede bileceğimi sordum. Biraz tereddüd eder gibi göründü, etrafına bakındı ve sonra yalnız benim işitebileceğim kadar alçak bir sesle: «Yarın, beşe çeyrek kala..» dedi. Leyli Alroy'un sevgilimin ismi uzun senelerdenberi dul olduğunu ve (Park Lane) de muazzam bir evde yalnız oturduğunu ev sahibinden öğrendim. Ertesi gün, tam saat beşe çeyrek kala (Park Lane) a gittim, fakat kapıyı açan uşak, Leydi Alroy'un sokağa çıktığmı söylemez mi? Bibliyoğrafya Türk Şairleri Türkiye Iş Bankası Galata Şubesinden: Bankamız şubesi bulunduğu binadan Voyvoda caddçsinde C. Merkez Bankası karşısında Şark hanı altındaki daireye nakledileceğinden 2 K. Sani 1937 cumartesi günü kapalı bulunacağını sayın müşterilerine bildirir. MH^HHHMBÜ^HMI RADYO Bu akşamki program İSTANBUL: ırnımâ ÎZ Bir akşam, (Cafe de la Paix) de oturarak, Paris hayatmın haşmet ve sefaletini seyrediyor, bir taraftan ver mutumu içerken, bir taraftan da gözümün önünden akan bu garib pa noramayı, zenginliği ve fıkarahğı düşü nüyordum. Birden kulağıma yabancı gel miyen bir sesin beni çağırdığını duydum Başımı çevirdim. Eski mekteb arkadaşla rımdan Lord Gerald Murchison idi Mektebi bitirdiğimizdenberi, yani hemen hemen on senedir birbirimizi görmemiş tik. Hasretle kucaklaştık. (Oxford) da iken neşesi, yerinde gururu, yakışıkhlığ ve doğru sözlü oluşile pek hoşuma giderdi. Arasıra, «daima doğruyu söylemesen dünyanın cn iyi adamı olacaksın» diye alay etmemize rağmen hepimiz onu çok sever ve sayardık. On sene onu oldukça değiştirmişti. Endişeli, şaşkın, sanki birşeyden şüphe ediyormuş gibi acayib bir hali vardı. Lord Murchison, koyu bir muhafazakâr olduğu için, asrî bir hastalık halini alan inanmak buhranına kapılabileceği aklıma bile gelmedi. Bu, ancak bir kadın meselesi olabilirdi. Arkadaşıma, evli o!up olmadığını sordum. Kadınları henüz kâfi dcrecede anlıyamadım, dıye cevab verdi. Azizim, dedim, kadınlar, anlaşılmak için değil, sevilmek için yaratılmışlardır. Ben, inanmadan, emniyet etmeden sevemem. Senin hayatında muhakkak bir esrar var, Gerald, diye ısrar ettim. Mesele nedir, anlatsana. Burası çok kalabalık, otomobille dolaşahm, diye cevab verdi. Yok, yok, sarı araba olmasın, başka herhangi bir renk olur. İşte şu koyu yeşil fena değil. Bırkaç dakika sonra, bulvarda, Ma deleine meydanına doğru gidiyorduk. Nereye gideceğiz; diye sordum. Nereye istersen.. Bulonya ormanında bir lokantaya gitsek.. nasıl olur, hem yemek yer, hem konuşuruz. Evvelâ bana şu esrarı anlat bakalım, merak içindeyim. lç cebinden etrafı gümüşlü maroken bir mahfaza çıkararak, bana uzattı. Mahfazayı açtım. îçinde genc bir kadının fotoğrafı vardı. Uzunboylu, ince, iri,,müphem bakışlı gözleri, arkaya taranmjş saclarile gayet garib. değişik bir kadındı. Kıymetli bir kürk mantoya sarılmıştı. Arkadaşım: Bu yüzden bir mana çıkarabilir misin? diye sordu. Emniyet veren bir ifade mi taşıyor, yoksa? Resmi dikkatle muayene ettim. Bu, Birdenbire ellerile yüzünü kapıyarak herhalde hayatında mühim bir sır olan ağlamağa başladı. Buraya birisile bu bir insanın yüziydi. Fakat bu sırnn fena mı, iyi mi olabileceğini kestiremedim. luşmak için grtmediğini, hayatında hiçbir Birçok esrarlardan yuğrulmuş gibi garib esrar olmadığını yeminlerle temin edi bir güzelliği vardı. Şekil güzelliğinden yordu. İnanmadım. Onu çılgınca itham ziyade iç güzelliği. Ve dudaklarında ha ettim.. Ağır sözler söyledim ve fırlayıp fifçe beliren tebessüm, tatlı denebilecek cıktım. Ertesi günü ondan bir mektub aldım, fakat açmadan geri yolladım. Zakadar şeytanî idi. ten bir arkadaşla beraber Norveçe git Arkadaşım sabırsızlandı: meği düsünüyorduk. Derhal harekt et Fikrini söylemedin! tik. Bir ay sonra döndüğümüz zaman ilk Bu, kürk manto giymiş bir Joconde, aldığım havadis Leydi Alroy'un ölümü dedim, amma kimdir, nedir anlat bakaoldu. Operada soğuk alarak beş günün hm. ıçinde ölmüştü. Evıme kapanarak gün Simdi olmaz, yemekten sonra. lerce bir tek insan yüzü görmedim. YaBaşka şeylerden bahsettik. rabbi, bu kadını nasıl delice, adeta ölürGarson, kahvelerle sigaralarımızı gecesine sevmiştim!. tirdiği zaman, arkadaşıma vadini hatırArkadaşım sustu. Gözleri yaşhydı. lattım. Merakla sordum: Yerinden kalktı, odada bir iki defa O pansiyona hiç gittin mi? gezindi, sonra rahat bir koltuğa yerleşe Gittim. Ev sahibine bir oda kira rek anlatmağa başladı: lamak nıyetinde olduğumu söyledim. Bir akşamdı, saat beş raddelerinMeğer hiç boş oda yokmuş. Yalnız bir de (Bond Street) den geçiyordum. Biraz salon varmış o da boş değilmiş amma kr ötede müthiş bir kaza olduğu için seyrü racı üç aydanberi hiç görünmediği için, sefer durmuştu. Bütün otomobiller arka bana kiralıyabilirmiş. Cebimden Leydi arkaya dizilmiş, yolun açılmasmı bekliAlroy'un resmini çıkardım. Derhal ta yorlardı. Kaldırıma pek yakın duran anıdı. Salonu tutan Leydi Alroy'muş. çık san, lüks bir otomobil, her nedense <Burada bir erkekle mi buluşurdu?» digözüme çarptı.. Yanından geçerken, biye sordum. Ev sahibi kat'iyyen öyle bir raz evvel sana gösterdiğim resmin sahişey görmediğini söylüyordu. Leydi Al bile karşılaştım. Otomobilin penceresinroy, yalnızca gelir, bir iki saat bu sa de biran gördüğüm bu yüz beni sanki londa kitab okur, oturur ve sonra gene büyülemişti. O gece ve ertesi gün müte kapıyı kilidliyerek gidermiş. Ben hâlâ madiyen onu düşündüm. Sokaklarda doşüphe içindeyim. Acaba ev sahibi de yalaşarak açık san arabayı arıyordum. lan mı söylüyordu? Sen ne dersin bu işe? Meçhul sevgilimi bir türlü bulamadım. Ev sahibinin söylediği doğrudur. Artık yavaş yavaş onu rüyada göriip Peki amma, Leydi Alroy evinde kaybettiğime inanmağa başhyorken, bir kitab okuyamaz mıydı? Oraya niçin gigece, misafiri bulunduğum Madam Rastail'de ona tesadüf ettim. Gri ipek diyordu? esvabile ay ışığına benziyordu. Birbirimi Azizim, Leydi Alroy, esrara kar ze takdim edildikten sonra bir aralık, şı mani'si olan bir kadındı. Bu odayı ki «Sizi bir defa, (Bond Street) te gördü ralaması, sırf oraya peçesi kapalı gidip ğümü zannediyorum.» dedim. Müthiş kendini bir kahraman farzedebilmek zevbozuldu.. Ve sarardı. «Aman, dedi, o ki içindi. Gizli, esrarh hareketlere karşı kadar yüksek sesle konuşmayın, bir du adeta ihtirasla bağhydı. Yani hiçbir sırn yan olur.» Ben de, ilk tesadüfümüzde olmıyan bir Sfenkstir. bir pot kırmış olmaktan fena halde sıkı Demek ona inanıyorsun! larak, derhal bahsi değiştirdim. Gayet Tamamile. az ve sanki işitilmesinden korkuyormus Arkadaşım cebinden etrafı gümüşlü gibi yavaş, ahenkli bir sesle konuşuyordu. maroken mahfazayı çıkardı, uzun uzun Bilmezsin, ona ne delice, aptalca âşık baktı, hâlâ şüphe içinde olduğu yüzün olmuştum. Tavrındaki gariblikler de me den belliydi. fena halde tahrik ediyordu. AynÇeviren: İlhan S. Taner İstanbul 1936 Her jorması 20 kuruş Bugün ilk defa olarak forma halinde neşredilmekte olan bir eserden bahsediyoruz. Çünkü ders kitablarından maada bugün forma halinde yapılan neşriyatın mühim bir kısmından, insafh olmak için, bahsetmemek daha mu vafık olacaktır. «Türk Şairleri» ndense memnuniyetle bahsedeceğiz. Çünkü o, kıymetli ve velud müelliflerimizden Sadeddin Nüzhet Ergunun eseridir. Bu kitabdan bahsetmeden evvel maatteessüf henüz ancak üç cildi basılmış, diğer üçü vakti merhununu bekliyen bir eseri «Son Asır Türk Şairleri» adlı, Son derece mustarib ve bedbaht bir paha biçilmez değerde bir eseri hatırhalde kulübe döndüm. Uzun uzun dü latmak ve onun da sonunun getirilme şündükten sonra bir mektub yazarak ikin sini temenni etmek isterjz. Ibnülemin ci bir randevu istedim. Aldığmı cevab Mahmud Kemalin bu eserinin çıkan gayet kısaydı ve ertesi günü saat dörtte kısımlarını dikkatle okuyanlar onun ne beni bekliyeceğini bildirdikten sonra, ince tetkikler mahsulü olarak vücude kendisine tekrar mektub yazmamamı, geldiğini, bazan satır arasına sıkışmış gibi görünen kısa bir malumatın ne u şayed pek lâzım olursa, verdiği postres zun araştırmalarla elde edilmiş olduğutant adrese göndermemi rica ediyordu. nu kolaylıkla takdir ederler. Ve emi Onu artık sık sık görüyordum. Fakat nim ki bizimle beraber ayni temennide halindeki muammayı bir türlü halledeme bulunurlar. miştim. Hani müzelerde, bazan şeffaf «Son Asır Türk Şairleri», isminin de bazan donuk görünen bir cins kristaller izah ettiği gibi son devirlere aiddir. vardır, işte bu kadın da tıpkı onlar gi Halbuki Sadeddin Nüzhet Ergunun biydi. Bazan bakardım, dümdüz, ma «Türk Şairleri» bütün devirlere racidir. Sadeddin Nüzhet Ergunun bu kitabı um, tabiî bir kadın. Derken birdenbire yazmak için müracaat ettiği eser ;srar, muamma dolu bir mahluk oluve lerin isimlerini kapaktaki kısaltmalar ;rdi. Nihayet, evlenmemizi teklif etmek cetvellerinden anlamak ve noksan bı için ondan bir randevu istedim. O gün rakmamak için gösterdiği gayreti al kararlaştırdığımız saatte onun evine doğ kışlamamak kabil değildir. ru giderken, civardaki biçimsiz sokakla On beş günde bir olmak üzere bugürın birinden Leydi Alroy çıktı. Yüzüne ne kadar çıkan formaların sonuncusu kalın bir peçe örtmüş olmasına rağmen nun sayısı 15 tir. Sadeddin Nüzhet bu on beş formayı onu derhal tanımıştım. Caddeye çıkınca irden durakladı ve tekrar geri döndü. yalnız yazmıyor, ayni zamanda çıkarHer halde çıktığı evde birşey unutmuş mak için uğraşıp didişiyor. Çünkü aksi takdirde eseri çıkamaz. u. Ben de arkasından yürüdüm. Bir panKültür hayatımızı temelinden sarsan siyonun önünde durdu ve kapıyı anah ve yapılabilecek neşriyatı sekteye uğ tarla açarak içeri girdi. Çantasından a ratan tabı bulamamak derdinin bu ahtarı çıkarırken düşürdüğü ipekli merr «Türk Şairleri» çok canlı bir misaldir. dili yerden aldım ve derhal oradan uzak* Gönül arzu eder ki büyük kitabcılanmız bu gibi eserleri alâka ile karşı aştım. lasınlar ve bunlann çıkmasım temin Birkaç saat geçtikten sonra evine git için yapılabilecek herşeyi yapsınlar. :m. Kendisine çok yakışan gri ipekli el«Türk Şairleri» nin bu on beşinci nsesini giymiş, mükellef salonundaki di forması sonunda «Abdürrahman» lar ana uzanmıştı. Çok güzeldi, fakat öyle var. Formaların hacmi düşünülür ve ifkeliydim ki, güzelliği filân gözüme gö on beş formada «Abd» harfine sıra gelünmedi. Beni görünce «geldiğinize çok diği görülürse eserin cesameti hakkınmemnun oldum» dedi, «bütün gün ev da tam bir fikir edinilebilir. Sadeddin Nüzhet Ergunun gayretini leydim de çok canım sıkıhyordu.» Artık büyük samimiyetimizle alkışlar ve kenlayanamadım... O biçimsiz sokakta kendisine muvaffakivetler dileriz. isini gördüğümü söyledim, cebimden pekli mendili çıkardım: «Orada ne işiiz vardı?» dedim. «Bana böyle şeyler ormağa ne hakklnız var?» diye kızdı. zaman dedim ki: «Bunları, sizi se en bir erkek sıfatile soruyorum. Bugün, ze benle evlenmenizi teklif etmek için elmiştim.» Yarın gece M E L E K sineması OE'OZ Noel haftası mUnasebetile 2 büyük komedi filmi birden 1 S H i R L E Y TEMPTE'in bugüne kadar yarattıgı en büyük en güzel ve en eğlenceli filmi Fransızca sözlü \z 8A IST5{IST1UI KÜÇÜK T U R K PRENSES 2 LOREL HARDi KAN KARDEŞLERi Fransızaa sözlü iÇocuklara mahsm fiatlar: Birinci ve hususî 25, duhuliye 20 kuruştur pj SINEMASINDA Muazzam ve erasalsiz Rus filmi Sovyet filim sanayiinin en güzel eseri olan bu filime Moskova Operet ve Balet tiyatrolarının en güzel artistleri iştirak etmiştir. S Cuma İ akşamından R itibaren K O R L O V A B O L O D İ N Rusyanın en büyük cambazhanesi, heyecanlı sahneler, zengin rövüler, Rus dansları, şarkıları, meraklı aşk macerası. BÜYÜK FİLİM için görülmemiş fedakârlıklar yapılmıştır. Halkımızın en FRED ASTA1RE fazla sevdıği ve artıstier ROGERS GİNGER itibaren Yarın akşamdan S A K A R Y A (Eski Elhamra) sinemasında FİLOYU TAKİB EDELİM (Follotv The Fleet) yeni filimlerinde görüneceklerdir. Yeni danslar.... Büyük neşe.. Yann akşam , 3 J\ \\ J\ j Sinemasında Noel haftası münasebetile müntahap programa başhyacaktır. trnta gz'ei i[\znuı jıjBq spiBid ço'gl sıp BAetj 09'2T jsiJiısnuı nmj, «ınfid OS'ZI VİYANA: 18 san'at hakkında konferans 19 mulıtelif musjki parçaları 19,50 Avusturyada seyahat 20.25 eski halk şarkıları 20,45 çocuk muslki heyeti tarafından konser 21 havadis 21,15 senfonik orkestra 23 günün haberleri 24 on dakikalık jimnastlk talimleri 24,30 oda musikisi. BERLIN: 18,30 yeni romanlar hakkında konfe rans . 18,45 konser 19 Frankfurttan naklen konser 20 eski Noel şarkıları 20.15 muhtelif sarkılar 20,45 Aksam haberleri . 21 havadis 21,15 genclik şarkıları 21,45 mandolin orkestrası. PEŞTE: 19,25 çigan orkestrası 20.30 üç perdelik Azra operası 21,30 operet cazbandı 23 fransızca ve italyanca havadis 24,10 eski çigan orkestrası. BUKREŞ: 19 halk musikisi 20,25 Rumen dansları ve koıuser 21.25 Rumen Noel şarkıları 22.40 keman konseri 23,10 Noel şarkıları 23.30 havadis 23,45 gece konseri > 24,45 havadis. LONDRA: 19,35 dans orkestrası 20 havadLs 20,20 halk şarkıları 20,40 askeri bando 21.10 hafif musiki 21,30 konuşma 21,45 bando 22 23 orkastra 23.15 havadis 23,35 tiyatro orkestrası 24 ilmî konuşma . 24,20 dans musikisi. PARIS [P. T. T.l: 19 konser 20,30 havadis 21,30 konuşma 22,45 temsil 23 musiki . 24,45 ha vadis. ROMA: 18.30 orkestra 19,40 musiki ve havadis (arabca) 20 havadis (almanca) 21 opera . 22 dans musikisi 23 Barl'den naklen dans musikisi ve Napoli şarkıları. nuı SUBP •BiîiBid 0£'8T " I ^ T I § 3 U 3t«ı< 02 0€'6I ŞEN SA ATi Çocuklara mahsus fiatlar : Güzellik ihtişam Neşe Kahkaha LORETTA YOUNG 19 3 7 ve en güzel Jönprömye MiCKEY MAUS'un ROBERT TAYLOR tarafından temsil edilmiş NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece nöbetçl olan eczaneler şuular dır: istanbul cihetindekller: Aksarayda (Şeref), Alemdarda (Esref Neşet), Bakırkoyde (Hilâl), Beyazıdda (Cemil), Eminonunde «Salih Necati), Fenerdî (Vıtali). Karagümrukte (M. Fuad), Kü . çükpazarda (YorgD, Samatyada (Teofılos), Şehreminınde (A. Hamdi), Şehzadebaşında (Asaf). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Hidayet), Hasköyde (Nısim Aseo), Kasımpaşada (Mueyyed), Merkez nahiyede (Galatasaray), (Garih), Şişlide (Maçka), Taksimde (Kemal Rebül), (Kurtuluş). Üsküdar. Kadıköy ve Adalardakfl,er{ ' '*' Büyükadada (Şinasi), Heybelld« (Ta naş), Kadıköy Eskiiskele caddesinde (Sotiraki), Kadıköy Yeldeğirmeninde (Üçler), Usküdar Çarşıboyunda (İttihad). Ikisi renkli olmak üzere Mickey'nin son maceralarını tasvır eden 5 kısımlık film. GİZLİ Fransızca sözlü film JZDiVAC Hususî ve Balkon 25, duhuliye 20 kuruştur Hayatınızda Gülmediğiniz kadar Gülmeğe, Eğlenmeğe Hazırlanın Boksör Sütçü Başrolde: P O L A Bugün matinelerden itibaren Aynca ilâve olarak HAROLD LLOYD TAKSİMDE Maksim Varvete Tiyatrosunda HALK OPERETl BU AKŞAM saat 21 de Zozo Dalmas ve Tomakosla iPEK sinemasında Hakikf bir aşk faciası A Z U R K A NEGRI PİPİÇA Biletler gişelerde satılmaktadır. KORKUSUZ MİLLİ SiNEMADA 26 kânunevvel Noel ve 31 kânunevvel Yılbaşı SUVARİ REVEYONLARI için Heyecanlı sergüzeşt filmi. Ayrıca Paramount Joumal son havadisler. GARDEN Lokanta dansinglerini tercih ediniz. Dans edip earierileceğine 0 100 teminat. 0 Hmusî taam, kotion, No el ağacı ve eglenceler. Telefon: Maksim 42633 Garden 42(90 Tepebaşında SUMER sineması DANiELLE DARRiEUX ALBERT PREJEAN ve LUCiEN BARROUX Halkın sevgili artistleri Bu akşam MAKSİM ve Taksimde Şen, oriiinal, rükteü ve musikili komedi erini takdim TATLI Pek yakında ilk defa olarak edecektir Yerierinizi BE Bugün evvelden aldırımz T e l. 42851 Y I L D I Z Sinemasında Gedikpaşa A Z A K S İ N E M A S I Çarşıkapı 1 Viyana seni seviyorum GİZLİ VESİKA V E Bugün matinelerden itibaren 2 büyük film birden RiCHARD TAUBER'in en güzel ve en son filmi Fransızca O |f OroLnHİ ^oris Karloff tarahndan sözlü L " l\dldlVGUİ Ayrıca MiKE MAUS HENRY GARAI'nın DANİELLE DARRİEUX ZAMAN ADAMI MAUR1CE CHEVALIER N senenin en şen opereti güzel ve alamod şarkılarla doludur. ilâveten : ÇAPKIN GENÇ ÇİGAN GECELERİ ile beraber çevirdiği en güzel Hlmi FRANZISKA Nf A KAHRAMAN HAYDUD Bu senenin biricik filminde. Son defa olarak Almanca oynadığı filmidir. Bundan sonraAlmanca filim çevirmiyecektir. GAAL 3 kısımlık renkli ve musikili senfoni. Bu filimdeki Çigan dans ve şarkıları emsalsiz bir zıyafeti musikiyedir.