CUMHURİYET 31 Birinciteşrîn 1936 Profesyonel serbest güreş müsabakaları Dün Mülâyim, Süleymanı yendi Smdırğılı Şerif çok temayüz etti • Bugün Tekirdağlı Hüseyinle Mülâyim güreşecekler (Baştarafı 1 inci sahifede) bakalar, dün haklı neşriyatımızdan son" ra derlitoplu bir şekil alrnı?, güreşler 3 yan hakemile bir min der hakemi tarafın dan idare edilmek suretile muntazam bir şekilde yapılmıştır. Müsabakalanr neticeleri sudur: Mecburî bir cevab Calatasaraı/ın eski futbolcularmdan ve şimdiki futbol hakemlerinden Subhi Baturun millî küme meselesi hakkmda bıze gönderdiği bir uazıuı birkaç gün evvel neşretmiştik. Akşam gazetesinin spor muharriri Sadun Galib bu vazıya cevab verirken Subhi Baturun uazıstnm arkadaşımız Abidin Daver tarafmdan yazıldığım ima ediuor. Bu ima uersizdir; çünkü Abidin Daverin, uazdığı vazıua kendi imzasını almasına hiçbir mâni olm madığı gibi Subhi Batur da böyle bir uazıuı, haita çok daha iuisini uazabilc • cck kabiliyette, Üniversite mezunu bir gencdir. O makalen'm imza sahibinden başka birinin kaleminden çıktığı hakkındaki iddiamn asla hakikaie uugun olmadığmı kaydettiklen sonra, Subhi Baturun Ver diği cevabı neşrediuoruz: Benim Cumhuriyette millî küme için düşündüklerime cevab teşkil eden yazınızı okudum. Senelerdenberi temcid pilâvı gtibi önümüze koyup kaldırdığınız yazılannıza cevab verecek değilim. Yalnız şahsımı alâkalandıran satırlarınız üzerinde biraz durmak isterim. Benim için «Galatasaray kulübünde uzun seneler arkadaşlığım vardı» diyor sunuz. Sizi o zamanlar, kâh şimdiki ajan Zeki Rızaya, kâh Fenerbahçe ku lübüne karşı yazdığmız hicviyelerden ve kulübde anlattığınız hoş fıkralardan ta nır ve biliriım. Yoksa aramızda mevcud olmıyan ve sizin var zehabına kapıldığınız arkadaş lıktan kendimi tenzih ederken bilhassa her Galatasarayh gibi titrediğim renklerime, arkadan saldırdığınız gün bunun, büsbütün suya düşmüş olduğunu pek iyi bilmenizi hatırlatır, hele bugün sizi bir düşman bile telâkki edenlerden olmadığımı da aynca ilâve etmek isterim. Hazır sırası gelmişken şunu da söyliyeyim ki siz spor hayatmda bellibaşlı ne bir mevzu üzerinde durmuş ve ne de yalnız bir yere istinad etmiş bir şahsiyetsiniz. Vaktim müsaid olsa da sizin Galatasa raydan ayrılmadan evvel, ayrılırken ve ayrıldıktan sonra yazdığmız yazıları koysam, belki siz bile kendinizi tanımakta müşkülât çeker, o zaman bugün bana atfettiğiniz, başkasına yazı yazdırmak garabeti karşısmda asıl siz kalmış olurdunuz. trakta bir hükumet darbesi Kabine askerî bir hareketle düşürüldü [Baştarafı 1 inci sahifede^ timatomla kabinenin istifasmı istemişler dir. Ayni zamanda bu müddet zarfında da ellerinde bulunan tayyareler Bağdad üzerine uçuşlar yaparak beyannameler atmışlardır. Bu beyannamelerle kabinenin ıstifa etmediği takdirde payitahtın bom jardıman edıleceğini haber vermişlerdir. İki saatlik mühletin hitamında kabine istifa etmediğinden, tayyareler tekrar Bağdad üzerine uçuşlar yapmış ve bombalar atmışlardır. Bombalar şehirde hafif zararlar ika etmistir. Hava bombardımanından sonra, Başvekil Yasinpaşa kabinenin istifasmı krala tevdi etmek mecburiyetinde kalmıştır. Askerî darbei hükumet hakkmda fazmalumat alınamamıştır. Diğer tarafdan, Kahirede cereyan eden şayialar dahi Irak kabinesinin bir darbei hükumet neticesinde istifa ettiğini ve vaziyetin elân müşevveş olduğunu bildirmektedirler. Bursa ovasını ıslah ameliyatı ilerliyor Yalnız tesisat tamamlanmadan yağmurların bastırmasmdan korkuluyor Bursa (Hususî muhabirimizden) Binbir çeşid mahsul yetiştiren mümbit Bursa ovasının sellerden ve su baskınla rından kurtarılması; ayni zamanda ova köylerindeki sıtma afetinin kökünden kazmabilmesi için bataklıklarm kurutulması maksadile yapılan ıslah ameliyatı üç buçuk milyon lira safredildikten sonra artık ıkmal edilmek üzere bulunuyor. Şimdiye kadar ovada açılan sulama ve kurutma kanallarının uzunluğu 70 kilometro tutmaktadır. Son günlerde ise; evvelce ovanın şarkında ve garbinde yapılmış olan ve her biri on milyon metro mikâbından fazla su toplıyan bendlerin vanoları ve demir kapaklannı işletecek makineler takılıyor. Nafıa Vekâletimizin Türkiyede yap tırdığı kurutma ve sulama işlerinin en büyüklerinden biri olan ba amelıyatın bitmek üzere bulunduğu şu günlerde; kanalların dağdan ınen suların sürükledığı kum ve çakıl gibi mevadla yavaş yavaş dol mağa yüz tutmuş olduğunu görmeğe başlamış bulunuyoruz. Gerçi; bu sene pek erken başîıyan yağmurlardan herhangi bir feyezan ve seylâb tehlikesi mevcud olmadığı temin edilyorsa da bu vakitsiz yağmuriarin yeni yapılmakta olan işleri işkâl etmekte olduğu muhakkaktır. Bursadaki feyezanlar en ziyade karlann erimeğe başladığı şubat ve mart aylannda olduğuna göre, henüz önümüzde bunlann ikmali için müsaid aylar var demektir. Fakat; ovadaki ıslah ameliyatının ikmalıle bu muazzam iş bitmiştir zanno lunmasın. Asıl yapılacak ameliyat, ovaya akan derelerin membalannı ıslah işi dir. Çünkü ovada istenildiği kadar mü kemmel tesisat yapılmış olsa dahi; Uludağın, şimal yüzündeki dimdik meyil lerden aşağı adeta sukut edercesine müthiş bir süratle akan derelerin, çaylann membaları ve yataklan ıslah edilmezse bunlann sürüklediği kum, çakıl, hatta sekiz on metro mikâbhk kayalar; ovadaki tesisatı günün birinde harab ve berbad e Başaltı müsabakaları Kaunarcalı Ra • if Mehmed Müsabaka çok hırçın ve süratlı başladı ve bir bacak Mülâyim kapan Raif sekizinci dakikada tuşla galib geldi. Hasan Balıkesirli Süleuman Müsabaka ayakta devam ederken güreşçiler yere düştüler. Hasan ağır bastr ğmdan hasmını çok eziyordu. Neticede üç dakikada Hasan tuşla galib geldi. Bursalı Osman Küçükpazarlı Hursid İki güreşçi bir müddet ayakta birbir lerini yokladılar. Daha hâkim güreşen Osman kendi oyunile alta düştü. Bundan istifade eden Küçükpazarlı Hurşid 6,5 dakikada galib geldi. Adapazarlı Vahid Küçükpazarlı Kara Ali İki güreşçi de kuvvetli hücumlarla birbirlerini deniyorlardı. Adapazarlı Vahid hasmını yere düşürerek altına aldı. Tek kol üzerinde çalışan Vahid ters bir hareketle hasmınm kolunu büktü. Kara Alinin kolu çıktığından güreş 2,5 dakikada Adapazarlı Vahidin galibiyetile bitti. Karamürselli İbrahim Lüleburgazlı Ali Ahmed Tatbık ettiği muhtelif oyunlarla hasmını birçok müşkül vaziyetlere sokan Ali Ahmed, tek kle ile hasmını 6 dakikada tuşla mağlub etti. Manyaslı Şükrü • •^ŞffilrliifflftSMıft Mustafa Kuvvetleri mütevazin pehlivanlar hücumlara başladılar. Müsabakanın her dakikası ayrı bir heyecan ile geçiyordu. Pehlivanköylü Mustafa bir aralık rakibinin kafasmı sıkıstırarak köprüye getirdi Bundan sonra gittikçe ağır basan Mustafa 9,5 dakikada galib geldi. Akhisarlı Ömer Adapazarlı Yıl dırım Müsabakaya çok hızh başlandı. Adapazarlı kafa kapayım derken yere düştü. Yerde bel sarması yapan Akhisarlı Ömer hasmını köprüye getirdi ve bastıra bastıra 5 dakikada tuşla galib geldi. Somah Abdüsselâm Sındırgıh Şerif Güreş başladığı zaman hasmının be linden yakalayıp havaya kaldıran Şerif, Abdüsselâmı ilk dakikada yere attı. Tuş olmuştu. Fakat hakemler göremedikle rinden saymadılar. Fakat yaman bir güreşçi olan Sındırgıh Şerif biraz sonra rakibini, köprü kurmasına rağmen, üç dakikada mağlub etti. Sındırgıh Şerif bu galebeden sonra pek çok alkışlandı. Bu genc henüz 20 yaşmdadır. Fakal çok kuvvetli ve çeviktir. Babaeskili İbrahim Akhisarlı Halil İki güreşçi ufaktefek yoklamalarla 20 ile Yarımdünya Süleyman dakikalık devreyi doldurdular. Beş dakikalık istirahatten sonra ikinci devre başladı. İki pehlivan da oyun tatbik edemedikleri için müsabaka tatsız ve heyecansız oldu. 40 dakika süren güreşten sonra Babaeskili îbrahim müttefikan galib ilân edildi. Gönenli Hamdi • Silivrili Molla Mehmed Güreşe ayakta devam edildi. Molla Mehmed, Hamdiyi bir çelme ile alta aldı. Biraz sonra tekrar ayağa kalktılar. Molla güzel bir kafa kaparak Hamdiyi yatırmağa uğraşırken Hamdi büyük bir enerji ile bu müşkül vaziyetten kurtuldu. Molla, hasmını tekrar yere vurdu. İlk devre böyle bitti. İkinci devre güreş bir müddet ayakta geçti. Hamdi Mollayı bir aralık alta aldı. Molla ayağa kalkmakta hiç müşkü !ât çekmedi. Ve daha hâkim güreş tutan Molla 40 dakika sonra sayı hesabile kazandı. Yeni hükumetin siyaseti Bağdad 30 (A.A.) Havas: Bu sabah askerî tayyareler şehrin üzerinde uçarak hükumeti istifaya davet eden be yannameler atmışlardır. İki saat sonra ayni tayyareler tekrar şehir üzerinde görünmüşler ve hükumet bınalan uzenne bombalar atmışlardır. Tayyarelerin bu hareketi, Başbakanı, Kral Gaziye istifasmı vermek mecburi yetinde bırakmıştır. Makamı iktidara gelmeğe çalışan parti Irakm tam istiklâlini istemekte ve îngiltere ile her hangi bir anlaşma yapılmasına muhalif bulunmakta dır. Bursa ovasına akan derelerden Gökderede bir şelâle dolmıya başlaması, ehemmiyetli bir tamiratı mütemadiyeye ihtiyac hissettirecek * tir. Aksihalde bu kanallar seneler geçince dolacak ve sonraları bir işe yaramıyacaktır. Tamiratı mütemadiye ise dere membalannın ıslahına sarfedılecek paradan çok fazla bir yekun tutacaktır. Şu halde; kanallan doldurması muhtemel teressüba • tı, daha derelerin dağdan süratle indikleri yerde tevkif edebilmek için oralarda bendler, çitler, sekiler veya yerine göre duvarlar inşası lâzım gelmektedir. Feyezan ve seylâb zamanlannda azgın birer dev süratile ovaya saldıran sulann büsbütün zaptma şüphesiz imkân yoktur. Derelerin memblarında yapılacak tesisat; sadece bu sürati kesmiye ve binnetice sulann ovaya taş, kum ve diğer mevaddı sürüklememesini temine yarıyacaktır. Membaları ıslaha muhtac dereler şunlardır: Kaplıkaya, Deliçay, Aksu, Gökdere, Nilüfer... Alâkadarlarından öğrendiğime göre bunlardan bazılannm istıkşafı bitmiş ve yapılması da takarrür etmistir. Ancak iş tahsisata dayanmakatdır. Hükumetimizin şimdiye kadar büyük fedakârlıklar ihtiyar ederek Bursa ovasına sarfettiği mil yonlann da heder olmamsına hizmet edecek olan bu tesisatın hiç olmazsa önümüzdeki seneler içinde yapılması çok şayanı temennidir. Dün gece Taksimde feci bir kaza oldu Dün gece saat 9 raddelerinde Tak simde on bir yaşında bir çocuğun ölümi le neticelenen feci bir kaza olmuştur. Fınncı Hâşime aid 639 numaralk hususî otomobil abidenin etrafında dolaşırken önüne karşıdan karşıya geçmek istiBaş pehlivanlık güreşi yen küçük bir çocuk çıkmış, bir anda çocuğa çarparak kendisini altına alan oto Mulâuim Süleyman Bundan sonra başpehlivanlık müsabamobil ancak dört beş metre sonra dura İkinci bir nokta da benim yazı yazmak kalarına.,Jg£4İldi. Yanmfar saatlik.. JM?Jcudretisşftlraklmıda küçtik ve çirkin iıftt »biHmştJW"¥*n ölvf'lfr haide hastaneye sine bakılmıyarak sonunda ele alıaması devre olarak devam eden bu müsabaka larınızdır. kaldınfan ktîçük çocuk t tt dakika sonra nasıl ki pek o kadar faydalı olmazsa tıpkı ldf k k î d k k Yarımdünya Süleymanla Mülâyim , BunUi nirıırJn» «keadant^birka bu 'iş te öyledir. başîıyan musa evvel bitirdığim Darülfünunun profesörHer ne kadar bu derelerin membala baka, az zamanda çok hırçın bir şekıl al leri önünde not almak için terliyen bir taGüneş takımı Izmitte nnda yapılacak ıslahat için etüdler yapıldı. Biraz sonra Mülâyim, Süleymanı ye lebe gibi gördüm. Çok şükür ki ne siz o mışsa da ovadaki kanallar kadar mühim mağlub oldu re savurdu. Süleyman yerden kaçmak Universitede profesörsünüz, ne de ben bir yekun tutmıycak oln masrafla bu işe istedi. Mülâyim fazla ağır bastığından sizin karşınızda talebeyim. İzmit 30 (Hususî) Bugün buraya de biran evvel başlanılması, bilhassa ovarakibini bırakmadı. Mülâyim üstte çalı gelen İstanbulun Güneş takımle, AkyeBenim üslubumu ve talâkatimi mev da yapılmış olan tesisatın selâmeti namışırken birkaç güzel oyun tatbik etti. Süşil takımı karşılaştı. Heyecanlı bir oyunzuu bahsettiğiniz şu anda ben sizin nerena pek elzem görünüyor. Çünkü, ovadaleyman bu vaziyetlerden kâh kolayhkla, dan sonra Güneş takımı Akyeşile 5 3 ki 70 kilometroluk kanallann teressübatla den mezun olduğunuzu ve tahsil derecekâh güçlükle kurtuldu. mağlub oldu. nizi soruyor muyum? Yazılanmın tarafıSüleyman, Mülâyimin bacaklanna Ankara takımı Konyada bilseydim, saldırırken hücumu boşa gitti ve yere nızdan takdire uğrıyacağını galib geldi düştü. İlk devre yarım saatlik güreşten o satırları karalamak külfetine katlan [Baştarafı 1 inci sahifede] mazdım. sonra bitti. Bu sırada Mülâyim üstte çaKonya 30 (Hususî) Çumhuriyet sadakat nişanelerini kaydeden Kral, eclışırken kolunu kaptırdı ve bir yenilme Spor efkârı umumiyesi sizi bir kulübe bayramı münasebetile maç yapmak üzere nebi devletlerile olan münasebetlerinin estehlikesi atlattı. en zayıf zamanında çelme atan bir adam, buraya çağırılan Ankara Gencler Birliği kisi gibi dostane olduğunu ilâve etmekteİkinci devre başladığı zaman hava ol beni de ona sarılmış ve omuzlannı ver futbol birinci takımı buraya gelmiş ve dir. Kral bu meyanda İngiltere ile Mısır dukça kararmıştı. Projektörler yakılarak miş bir sporcu olarak çok iyi tanır ve biKonya Gencler Birliği Selçukspor muh arasında yeni bir münasebet devresi açamaça devam edildi. Birkaç dakika son lir. cak olan Mısır İngiliz ittifak muahedetelit takımile ilk maçını yapmış ve Konra Süleyman gene yere düştü ise de ça sini zikretmektedir. Bu cevabı yazarken, duyduğum eza, ya takımını 2 ye karşı 1 le mağlub et buk ayağa kalktı. Boğazlar konferansının müsbet neti Fakat Mülâyim gene bastırdı. Yanm sizin gene kulübüme tarizkâr bir lisanla miştir. cesi ati için mes'ud bir misal teşkil et Ankara takımı revanş maçını da bire mektedir. Kralm elçileri, Lokarno muasaatlik bir mücadeleden sonra Mülâyim yazmış olduğunuz satırları okurken, duyduğum teessürden daha büyüktür. karşı yedi golle kazanmıştır. sayı hesabile galib geldi. hedesini imza eden beş devletin konfe Bugün yapılacak müsabakalann ba Birden altıya kadar sıraladığınız nu Bir sporcumuz nişanlandı rans halinde toplanmaları için müzakereşında Tekirdağlı Hüseyinle Mülâyimin marah fıkralara gelince, bunlara cevab lere gırismiş bulunmaktadırlar. 23 tem Feneryılmaz kulübünün Başkaptanı muzda İngiltere, Fransa ve Belçika aragüreşleri gelmektedir. vermek zahmetinden beni sizin GalataMimar Talât Özışıkla Adapazarı Türk sında imza edilen bir anlaşma esası üze Bu müsabakanın büyük bir heyecan sarayda iken bugün dost olduğunuz ku Ticaret Bankası işyarlarından Haletin doğuracağına hiç şüphe yoktur. Bu marinde cereyan eden bu müzakereler el çın galibi de pazar günü Türkiye baş lüb ve şahıslara karşı kullandığımz lisa nişan töreni dün saat on beşte Halic yevm devam etmektedir. Fenerindeki Parti salonunda yapılmışpehlivanlığı için başpehlivan Kara Ali ile nın ibret veren hatırası kurtardı. Kral mektubunda şunları ilâve etmektır. güreşecektir. SUPH1 BATUR tedir: yazan ya Deli Ömerin yanındakilerden biri, meselâ Dürdane veya diğer şeriklerden biri, yahud Hayrullahın kendisiydi. Kutsi uzun uzun düşündü, hatta ya pılan ihbarın polisi şaşırtmak ve onu başka noktada meşgul ederek yeni bir plânla başka taraflarda haydudluk etmek için uydurulduğuna bile hükmedecek oldu. Nihayet ne olursa olsun, düğün günü bir kaç arkadaşile Kenanı ve genc eşini muhafaza etmeğe karar verdi. deşi ve en yakm ailesile, kocasile yemek üzere sofraya oturmuştu. Kenan :ki zabıta memurunu bu aile sofrasına getirdiği zaman onlann hüviyetini ve kendilerine yakınhğını tanıyan valnız Nermindi. Nermin hemen kalkarak ikisini de samimiyetle ve sevinerek karşıladı. Bu dostluğun nereden geldiğini bilmiyenlere ne söyliyeceğini düşün meden Kutsi ile Kadriyi karşısındaki boş iskemlelere yerleştirdi. Fakat Kenan, kız kardeşinin de bilmesini istemediği Kenan Kutsinin hele düğün günü, o hâdiselerle iki memurun alâkasını gizlekadar kalabahk içinde eğlenecek ve mek için: gülecek yerde bütün dikkatini evin etra Kı|*si ve Kadri beyler, benim çok fını, içini, davetlileri, misafirleri tetkikle geçirmekte olmasının sebebini bir türlü eski dostlarımdır. Uzun zaman görüş anlıyamadı. Onu birkaç kere davet et memistik. Onlara adeta mütehassirdim. tiği masaya bu akşam karanlığmda tek Bu mes'ud günde beni ziyaretlerile büsbütün mes'ud ettiler.. rar davet ederken: Canım Kutsi Bey, dedi. Ben size borcumu nasıl ödiyeceğim?.. Bana ve karıma karşı nekadar himayekâr, nekadar müşfik hareket ettiniz? Ne olur, hatırım için, hiç olmazsa bizim masamızda ve yalnız bizimle beraber bulunarak bizi sevindiriniz. Diye iki memuru hazır bulunanlara prezante etti ve yemek aileye yabancı olan bu iki kişinin huzuruna rağmen çok eğlenceli, çok neş'eli geçti. Kenan ve Nermin hiç ahşık olmadıkları halde ihtiyar amcanın ve hovarda, şakrak bir dayızadenin yaptığını yapmak için içtiKutsi, bu teklifi kabul etmekte mah ler. Tatlı bir saadet sarhoşluğu içinde zur görmedi. Artık misafirler de gitmiş, sofradakileri ye bilhassa Nahide Ha Nermin akşam yemeğini Kenanın kar nımı coşturdular. Sofradan kalktıklan MUSA ATAS : Kral Edvardm Parlamentoya ilk hitabı «Son üç ay içinde Ispanya hâdiselerini büyük bir dikkatle takib ettim. İn giltere hükumeti beşerî sahada İspanya halkına yardım etmeğe çalışmıştır. Hükumetin daimî siyasası, bu betbaht muha samayı mevzileştirmiye çalışmak şeklin de tecelli etmistir. İngiltere bu kasdla ademi müdahale paktı, yapılması hakkındaki Fransız teşebbüsüne arka olmuştur.» Kral bundan sonra İngiliz Fransız Amerikan para anlaşmasını mevzuu bahsetmekte ve öteki hükumetler tarafmdan ahnan tedbirlerin beynelmilel becayiş lere yeni bir yol açması ümidini izhar et mektedir. Kral, mektubunun sonunda silâhlan ma siyasası ve iç siyasa hakkındaki meselelerden bahsetmektedir. Yoksa bu geceye aid bir endişeniz mi var? Diye sordu. Kutsi derhal reddetti: Hayır, hayır.. dedi, hiçbir endi • » şem yok. Sadece bir ihtiyat... Bunun zararını değil, daima faydasını gördüm de. Peki, o halde size söyliyeyim: Bizim iki hizmetçimiz, bir de uşağımız var. Uşak ta, hizmetçi de çok eski ve emektardır. Babamın adamları idi. İkisi de beni ellerinde büyütmüşler. Bunları yani Nadire kalfa ile Hüseyni bize hizmet ederlerken görmüş olacaksınız. Bir de Şükran isminde civarda bir komşu ka dının bize tanıttığı genc bir hizmetçimiz var, ki o dündenberi diş ağrısından hasta yatıyor. Dün dişçiye gittiydi. Bugün, odasmdan dışarı çıkamadı. Geri kalanları bize Beyoğlundaki bir müstahdemin idarehanesi gönderdi. Tamam... Bu geri kalanların hemşirenizde barınmaları mümkün de ğil midir? Mümkündür; gönderelim. Sizin akrabanız, halazadeleriniz olan misafirlerinizden baska onlann delâletile gelmiş, yabancı, hizmetçi, uşak, kimse var mı? lArkası varl Pendikteki beyaz ev Zabıia romanımız: 66 «Hayrullah Efendınin torunu Ner min kânunusaninin on ikinci perşembe günü veya gecesi kaçırılacaktır. Mak sad Hayrullah Efendinin izini bulmaktır.» Bu mektubu alınca Kutsi Kenanı bulmuş, mektubun kat'î ifadesi hakkında malumat vermiyerek: Dostum, demişti, biliyorsunuz ki Hayruilah Efen^!ı sağdır. Dü^manlan nı da kaçırdık. Onların artık Hayrullah Efendiden intikam almak ümidini ter kettiklerini zannetmiyorum. Bir müddet kendilerini unutturarak tekrar ortaya çıkacaklarını, ellerinden geleni yapacak larını sanırım. Onun için biraz ihtiyatlı olsak... Kenan bu ihtiyatla alâkasını anlayamıyarak: Biz mi ihtiyatlı hareket edelim... Bize ne? Kjre tonınca Kutsi izah etmişti: Olabilir ki refikanız oîacak genc kızı tazyik ederek Hayrullah Efendi nin izini elde etmeğe kalkarlar. Çünkü anlaşıkyor ki Hayrullah Efendi pek iyi saklanmasını ve düşmanlarına karşı mevzi almasını biliyor. O zaman, Kenan bu korkuyu pek boş bulmuş olmakla beraber Nermini yal nız bırakmamağa ve hertürlü tedbiri almağa karar vermişti. Kutsi kendisine mektub yazan meçhul adamın tayin ettiği (on ikinci kânunusani) gününün iki gencin düğünlerine tesadüf ettiğini de öğrenince büsbütün endişeye düştü ve hte düğüne bunun için çok hazırlıklı geldi. Fakat bu mektubu gönderen kimdi? Deli Ömer mi? Vakıâ Deli Ömer yapacağı işi vaktile haber verecek ve po lisle alav edecek kadar cüretkâr, daha doğrusu deli bir hayduddu. Fakat mektubun yazılış tarzı böyle bir alaydan i saret vermiyordu. Bilâkis bu, ikaz mahiyetinde görünüyordu. O halde bunu zaman geceyansı yaklaşıyordu. Düğün evi içinde yalnız Kenanın amca ve dayı ailesile, üç halazadesi, iki zabıta memuru, dört hizmetçi, bir uşak, iki ahçı vardı. Bunlann hepsi geceyi o rada geçirmeğe mecburdular. Zaten yakın akrabanın hepsi, uzakta oturuyorlardı. Düğün için ahnan hizmetçilere de geceyansı yol vermek kabil değildi. Halbuki Kenanı bir köşeye çeken Kutsi: Bu akşam biz de sizin misafiriniz olacağız!.. Diyince Kenan derhal büyük bir memnuniyetle: Başım üstüne, dedi. Zaten ben sizi bırakır mıyım hiç!.. Evet amma, acaba bu kadar hizmetçi ve ahçıları bile hesaba kattmız mıydı? Onlardan bir ikisini ablama gön dereceğim. O halde sizden rica ederim; bana yalnız sizin emektar hizmetçilerinizi tanıtınız. Evde kalacak olanlar bunlar olsun, diğerleri ablanıza gitsinler. Kenan güldü: Gene mi ihtiyat?... Nekadar müteyakkız da\7anmak istiyorsunuz?..