28 Brrinciteşrin 1936 CUMHURIYE1 5ON Belçika faşistlerinin pazar günkü nümayişleri Belçika sosyalistleri, Reksistlerin Almanyanın emrile hareket ettiklerini söylüyorlar Brüksel 27 (A.A.) M. Degrelle, dün akşam 600 genc Rexistee hitaben beyanatta bulunarak şöyle demiştir: « Pazar günü, Rexiste fırka için parlak bir muvaffakıyet olmuştur. Nü mayişe iştirak edenlerin miktan, umu men kabul edildiği gibi, beş bin değil, elli bindir. Hükumetten başka bir miting tertib etmek için mezuniyet istedim. Bu sefer, biitün memlekette dört yüz bin kişi bir araya gelecektir. Bundan sonra hükumet memurlarınm tarassud ve nazaretlerinden kurtulmak için nümayişin arifesinde Sainte Gudulle meydanında bir eve nasıl sığınmış ve oradan halka hitaben beyanatta bulun tnağa ne suretle teşebbüs etmiş olduğunu İzah etmiştir. M. Degrelle, bütün eyaletleri dolaş mak niyetindedir. Fakat programını henüz tesbir etmemiştir. gresi, hükumetten ecnebi devletlerin Belçikada devletin emniyetini ihlâl edebi lecek teşebbüslere yardım etmelerine mâni olmak için icab eden tedbirlerin alınmasmı taleb eden bir temenni takriri kabul etmiştir. Bu telmih, Rexistelere racidir. Sos yalistler, bunların Almanyanın emrile hareket etmekte olduklarını söylemekte dirler. Maamafih bu bapta müsbet delâil gösteremiyorlar. TELCFON HAB TELCRAr E RLER vc TCLSİZLE HAdiseler arasında Eskişehir kazası Belçika Meb'usan ve Âyan meclisleri açıldı Brüksel 27 (Hususî) Meb'usan ve âyan meclisleri bugün açılmışlardır. Meclis riyasetine seçilen M. Kamil Huysmans kısa bir nutuk söyliyerek celseyi yarına tehir etmiştir. Yarınki toplantıda Kralın nutku ile umumî siyasî vaziyetin Belçika faşistleri Almanlardan mÜ7akeresine başlanacak, perşembe gütalimat mı alıyorlar? nü de istizahlar yapılacaktır. Brüksel 27 (A.A.) Sosyalist kon»mımmniinilllllinnillllllllllllllllllllllinilllinillıııımııuMMruı.» İtalyanlar Goreye doğru ilerliyorlar Habeşistanın ilhakım tanıyanlara Habeş pazarları açılacak Yeni bir Sovyet Alman ihtila.fi Almanya, Ingiltereyi deniz anlaşmasını fesh ile tehdid ediyor ' • 'ürk soförü heniiz en büyük düş* manını tammıyor. Türk şoförünün kendisini de, arabasım da, yolcusunu da parçalıyan bu düşman, sürattir. Türk soförü aürati bir gaye Ve arabasım ona varmak için bir vastta sanıyor; arabasınm sürat değil, nakil vasıtası olduğunu unatuyor. Türk soförü daima bir yarıs heye Bugün artık anlaşılması lâzım gelen canına mağlubdur. Hiçbir taksiye binmedim ki, soförü, bir hakikattir ki Fransanın parasını düönde giden bir arabayı geçmek hır • şürmekle takib ettiği hedef haricî ve stndan kendini kurtarabilmis olsun. beynelmilel olmaktan çok ziyade dahilitŞoför, yavas!» ihtarı her otomobilin dir. Bilhassa devam edegelmekte olan içinde boğazımı kurutmustur. Gene bütçe açığı ve Blum kabinesinin devleide gazetelere kadar geçen tehlikeli leştirici ve sosyal mahiyette almış olduğu kazalara uğradım. Daha doğrusu ka tedbirlerin bu açığı daha ziyade artırmaza, galib bir ihtimalî hesabla vuku sı Fransız hükumetinin aldığı kararda en bulması tabiî olan bu çarpışmalar defazla amıl olan meselelerdendir. ğil, bunlardan kurtulusumuzdur. TeFransanın dahılen maruz bulunduğu sadüfi Ve gayritabiî olan budur. Avrupanın hızlı gitmeğe tesvik e müşkülât, beynelmilel sahada normal reden geniş ve arızasız yollarında oto jıme avdetin en iptidaî şartı sayılan müşmobil muayyen bir sürat derecesini terek bir para ölçüsüne varılması yolunaşmadığı halde, her bozuk ve çıkık daki hedefi ikinci plâna atmıştır. Gerçi, tası, her dönemeci, her yokuşu, her böyle müşterek bir para ölçüsü bulunmadarlığı, her çöküntüsü soförü ihti • sındaki ehemmiyet ve zaruret ötedenberi yata çağıran yollarımızda ototnobil teslim edilen bir hakikattir. Hatta 1933 görülmemiş bir htzla koşar. haziranmda Londrada toplanan İktısad Türk soförü kafasına şunu mıhla • konferansı da bu mevzu üzerinde ehemtnalıdır: Mesleğinin gayesi, sürat römiyetle durmuş ve bu sahada bir anlaşkoru kırmak ve yarış etmek değildir. ma istihsali ümidleri bile belirmişti. Türk soförü avare ve serdengeçti gönlünden bu yarıs heyecanını söküp Tahakkukunu bütün dünyanm büyük atmazsa parçalanmaktan Ve bizi par bir alâka ile beklediği böyle bir anlaş çalamaktan kurtulamıyacaktır. ma frangın düşürülmesi münasebetile teEskişehir felâketinden sonra her min edilmiş gibi görülmüşse de sonradan şoförün arabasınm içine ve gözlerinin gelen malumatla vaziyet tavazzuh edince hizasına bir iskelet kafası resmi alhâdise ilk ehemmiyet ve kıymetinden oltında su cümleyi taşıyan bir levha asılmalıdır: tYavaş! ölüme koşuyor dukça kaybetmiş oldu. Hakikaten, üç hükumet tarafmdan neşredilen müşterek PEYAM1 SAFA sun: beyannamenin dikkatle tetkik ve tahlili bu noktayı teyide kâfidir. Uç memleket arasında malî anlaşma gerek îngiliz ve g.erek Amerika hüku metleri, «beynelmilel para siyasası sahasında, Ingiltere împaratorluğıle Amerika Cumhuriyetinin dahili refahı için lâzım gelen şartlan nazan itibara alacaklardır. Diğer taraftan Fransız hükumeti de beynelmilel para piyasasının muvazenesini temin için çalışacak ve bu muvazenenin bir lngiliz veya Amerikan para hareketi yüzünden bozulmaması için lâzım gelen tedbirleri alacaktır.» Bu ibarelerden çıkan mana sarihtir. lngiliz ve Amerika hükumetleri üç para arasında sabit ve devamlı bir istikrar esası bulup tesbit etmemişler ve beynelmilel para siyasası sahasında kendi serbestilerini muhafaza etmişlerdir. Hatta, Fransa hükumeti beynelmilel para siyasası mu vazenesinin bir lngiliz ve Amerikan para hareketi yüzünden bozulması ihtimalini de düşünerek buna karşı lâzım gelen tedbirleri almayı ayni maddenin ikinci fıkrasile derpiş etmiştir ki Ingiltere ve Amerikanın kendi serbestılerini muhafaza ettiklerini anlamak için bundan sarih delil olamaz. Şu izahata nazaran temin olunan anlaşma tam manasile kat'î bir anlaşma olmayıp sadece bir prensip itilâfmdan ibarettir. Fransada çıkan yeni para kanununun sabit bir kur tayin etmemesi ve İngilterede ve Amerikada ihdas edilmiş olduğu şekilde ve reevaluation neticesinde elde edilecek mebaliğden 10 küsur milyar frangını stabzasyon sermayesi olarak ayırmak suretile kanunun tayin ettiği asgarî ve azamî hadler arasında ve vaziyetin icabına göre frangı müdafaaya hazırlanması, lngiliz ve Amerikan paralarmın göstereceği temevvücler karşısında Fransız frangınm da hareket serbestisini temin içindir. Işte anlaşmanın hakikî mahiyeti bun dan ıbarettir. Paralar arasında tam ve kat'î bir istikrar nisbeti tesis edilememıştir. Ancak, hiç birşey yapılmamıştır de mek te mümkün değildir. Büyük maksada doğru atılmış mühim bir adım vardır ki bazı memleketlerin de iltihakı suretile bü baslangıcın ehemmiyetini aftırmış ve artırmaktadır. Bundan başka, üç hükumetin müştereken ve tahriren ve bütün bir cihan efkârı umumiyesi muvacehesinde almış oldukları bir taahhüdü, b>eyannamede dermeyan olunan ihtirazî kayıdlar ne olursa olsun, hiçe saymanın imkânı yoktur. Sözü bıtirmeden evvel bize taalluk etmek üzere bir mülâhaza ilâve edebüiriz: Paramızı düşürmek için hiçbir ciddî sebeb yoktur. Ve binaenaleyh paramızın en müstakar bir para olmak vaziye tini muhafaza edeceğine şüphe etmeme lidir. Bu cihet esasen resmî beyanatla teyid olunmuştur. Bizce takib edilecek en doğru yolu Başbakan îzmir mıntakasını teftiş ve tetkik etmekte olduğu günlerde göstermiş bulunmaktadır: HFM NALINA MIHINA Gazeteci düşmanlığı azeteci arkadaşları pek hakh olarak sinirlendiren ve müteessir eden yeni bazı hâdiseler oldu. Her nedense, hükumet memurları arasmda gazetecileri se^^niyen ve onlara tahammül edemiyenler vardır. Ferd ve yurddaş olarak herhangi hoşlarına gitmiyen bir meseleyi gazeteler yazmazsa, yazmıyorlar diye gazetecilere karşı infial ve hiddet gösteren bu zatlar, hükumet memuru ve idare adamı sıfatile kendi işleri hakkında gazetelere hiç birşey yazdır « mak ve hatta gazetecinin yüzünü görmek istemezler... Türk gazeteleri, bilhassa cumhuriyet rejiminin gazeteleri, kendilerine doğru malumat verildiği zaman hiç birşeyi kasden yanlış yazmazlar. Eksik fazla yazdığımız zaman, ise bunun sebebini daha ziyade bize malumat ve tafsilât verilmeğe tenezzül edılmemış olmasında aramak lâzımdır. Kaza olur, sorarız; söylemezler. Yangın olur, sorarız; söylemezler. Filân zat geliyormuş, doğru mu diye sorarız; söylemezler. Şu işte yolsuzluk olmuş, aslı var mı diye soranz; söylemezler. Ne sorsak söylemezler, söylemezler, söylemezler. Sonra, bir türlü tahkika muvaffak olamadığımız birşeyi yanlış yazarsak, o vakit te: Böyle gazetecilik mi olur? Diye bize çatmakta ve ağızlanna geleni söylemekte bülbül kesilirler. Muhtelif merasimde, gazeteciye yer göstermemeği marifet telâkki edenler vardır. Ellerinde, altı ay süren polis tahkikatından sonra vilâyetten verilmiş bir gazeteci vesikası bulunan ve yıllardan beri namuskârane çalışarak kendilerini herkese tanıtmış olan gazetecilere, bazı merasimde adeta «mazannei su» muamelesi edilir. Zavallılar, polis kordonlannm dışında, hiç birşey görmek, işitmek ve tesbit etmek imkânı olmıyan köşelere atılırlar. Cazeleciyi hor görenler, ona jena muamele edenler, en büyüklerimizin gazetc cilere nasıl illifat etliklerini, teveccüh, haita samimiyet gösterdiklerini, görüp te bir türlü ibret almıyorlar. Hakikî birer demokrat olan büyüklerimiz biliyorlar ki gazeteci kendilerile halk arasında bir köprü, bir hattı vasıldır. Onun içindir, ki gazeteciyi etrafında görmezse yanına çağırır. Buna mukabil, gazeteciyi büyüklerin yanına yaklaştırmak veya kendi yanına sokmak istemiyenler ise demokrat değil; eski zihniyette birer bürokrattırlar. Bazan bu şikâyetlerimize karşı şöyle sudan bir cevab verirler: Tecrübesiz bir genc gönderiyorsunuz. Bizzat siz geliniz, bakınız, nasıl başka türlü muamele görürsünüz. Iyi amma benim de günün birinde, bu yaşta, ayni dürüst muameleye uğramıyacağım, bilmem hangi hakh tenkidime içerlemiş olan bir zatı şerif tarafmdan istiskale, hatta hakarete uğramıya cağım ne malum! Hem her yere bizim koşup yetişmemize imkân mı vardır? Bu zevat, başka memleketlerde gazeeciye, hatta ecnebi gazetecilerine nasıl muamele edildiğini bir görseler... Viyanada, atlı mâni müsabakalannı seyret mek istediğim zaman, Türk gazetecisi olduğumu söyler söylemez, vesika bile sormadan hemen bütün yarışlar için bir haftalık serbest duhuliye karnesi verdiler. Macaristanda, Budapeşteden Yugoslav'ya hududuna kadar olan mesafe için demiryolu ücretlerinde tenzilât istedim. Tenzilât yerine tamamile meccanî iki kişilik bilet verdiler. Peştedeki Yugoslav konsolosu, gazeteci olduğum için pasa portumu harc istemeden vize etmek nezaketini gösterdi. Bütün Avrupa memleketlerinde, ga zeteci kapıdışan edilmesi düşünülen bir dam değildir; bilâkis her kapı ona açıktır. Bizde ise, büyüklerimizin gazeteciye arşı gösterdikleri büyük teveccühe, Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sökreteri Şükrü Kayanın emirlerine rağmen, bir ürlü gazetecile yıldızı banşmıyanlar var. Bu işte kabahat biraz da biz gazetecilerdedir. Bize fena muamele edenlenn, gazeteci düşmanı olanların isimlerini, resimlerini, geldiklerini, gittiklerini, yapıklannı, söylediklerini hiçbir gazete kat'iyyen yazmasın; bakınız bir müddet sonra nasıl yola gelirler. Fakat biz, havadis vermek vazifemize adeta kutsî hiserle bağlı olduğumuz için, bir türlü bunu yapamıyoruz. Ve çok ağır muameleere bile tahammül ediyoruz. Gazetecinin vazifeye bağlılığı, meslek aşkı, onu herşeye katlandıran bir din olmustur. Bu fedakârlığımız hakarete değil, hürmete lâyıktır. Paralar arasında tam ve kat'î bir istikrar tesis edilmemiştir. Anlaşma bir prensip itilâfıdır 4 Hitler Almanyada krallık kuracakmış Roma 27 (A.A.) Habeşistandaki Paris 27 (A.A.) Petit Parisien îtalyan kıt'aları dün öğle üstü Goreye gazetesinın deniz ışleri mütehassısı M. 150 kilometro mesafede kâin Lekemti Rene Labruyere, son Londra deniz konköyünü işgal etmişlerdir. feransı netayicinin Sovyet Rusyaya teşmili maksadile Ingiltere ile Sovyet RusHabeş ilhakım tanıyanlara ya arasında yapılmağa başlanılmış olan gösterilen menfaat müzakereler yüzünden Sovyetlerle Al Roma 27 (A.A.) Almanya, bunmanya arasında yeni bir ihtilâf çıkması 'dan böyle Habeşistanda îtalyaya müs ihtimalinden bahsetmektedir. tefid olmakta olduğu menafiin ayni meAlman maslahatgüzan, Ingiltere hü nafiden müstefid olacaktır. Salâhiyettaı mehafıl, M. Cianonun Berline yapmış kumetine Rusyaya verilmesi mutasavver olduğu seyahatin başlıca iktısadî neti imtiyazatın verilmesi takdirınde Alman cesinin bu olduğunu beyan etmektedir yanın Londra itilâflannı kabul etme mekle kalmıyarak lngiliz Alman deniz ier. muahedesi ahkâmile kendisini mukayyed İtalyanın Habeşistandaki hâkimiye farzetmiyerek serbestii hareketini i=tirtini tanıyacak olan bütün milletlerin meşdad edeceğini bildirmistir. ru menafiine Habeşistanın bütün kapı • Memleketimize bir hava hülan açıktır. Bir Fransız gazetesi bunu iddia ediyor Paris 27 (A.A.) înformation gazetesi Berndeki muhabirinin bir haberini nesretmektedir: Muhabirin Alman işleri hakkında alelumum iyi malumat alan menabıden öğ" rendiğine göre, Hitler, Almanyadaki esas prensipleri temelleştirmesi için îtal yadaki rejimi en muvafık gördüğünden Almanyada krallığın tekrar tesisini düşünmektedir. Hitler uzun tetkiklerden sonra Luneburg Brünswik hanedanını intihab etmiştir. Bu hanedan ayni isim deki dükalıkta 1918 sene kadar hüküm sürmüştür. Bu hanedanm reisi Büyük Britanya ve îrlanda Prensi ve Brüns wik Lunburg dükası Ernest Anguste Christian Georgesdir. Viyana civarında kâin Penzigde 1887 de doğmuş • tur. Belgrad 27 (Hususî) Havadan ta Peşte 27 (A.A.) M. von Papen arruzla hava taarruzlarma karşı müdaavlanmak üzere Romanya hududunda faa işlerinde büyük bir ihtısas sahibi okâin Guallevari kasaba^na gelmiştir. lan M. Hansley bugün Berlinden Bel Avusturya Macaristan grada muvasalat ederek, buradan Tür kiyeye hareket etmiştir. görüşmeleri Yapılan davet üzerine Türkiyeye gitBudapeste 27 (A.A.) Avusturya mekte olan Alman mütehassısı hava taDış Bakanı Schmidd ile Macar hüku arruzlarile bunlara karşı müdafaa çaremet erkânı arasında yapılmakta olan mü" leri hakkında konferanslar verecektir. zakereler bu akşam bitmiştir. Schmidd Fransa hava kuvvetlerini yann Macaristandan ayrılacaktır. artırıyor Bu müzakereler esnasında, Roma proParis 27 (Hususî) Kabine M. Leon tokolunu imzalıyan üç devlet arasında Blumün riyasetinde toplanarak beynelViyanada yapılacak olan konferans için 11 ve 12 ikinciteşrin tarihleri tesbit olun milel siyasî vaziyeti müzakere etmiştir. mış ve konferans programının ana hatlan Hava Nazırı M. Piyer Kot, hava kuv vetlerinin artırılmasma dair bir proje da çizilmiştir. Konferansta Macaristan teklif etmiştir. Kabine tarafmdan tasnamına Dış Bakanı Kanya, Avusturya vib edilen bu projeye göre, 5 milyar namma Şuşnig ve İtalya namına da Kont frank sarfile hava kuvvetleri artırıla Ciano müşavirlerile birlikte bulunacak cak. yeni hava istasyonları yapılacak ve lardır. tayvarecilerin miktarı artınlacaktır. M. Von Papen de avlanmak yolunda cumlarına karşı müdafaa mütehassısı geliyor Bu beyannamenin tetkikine girişmez den evvel şu ciheti tebarüz ettirmekte fayda vardır: Fransa hükumetinin, İngiliz ve Amerikalılarla bir anlaşma temin etmeden frank kıymetini düşürmiye kalkması yukarıki memleketlerde mukabele bilmisil ihtiyacmı doğurabilir ve bu hal dolar, sterlin ve frank arasında bir düşkünlük yarışına inkılâb ederek netice bütün dünya için bir facia olabilirdi. Nitekim 1933 te dolar düşürüldüğü zaman da sermaye ve altın hareketlerini ve beynelmilel mübadeleleri güçleştiren bir çok tahdidata yol açılmış, bir çok paralar düşmüş ve her memleket kendi varlığ.nı koruyacak birçok istisnaî tedbirlere başvurmak zaruretinde kalmıştı. îşte dünyanın sterlin, dolar ve frank gibi en mühim üç parası arasında zararlı bir yarışın hudusuna meydan vermemek ve frangın geçireceği büyük imtihanda diğer iki paranın muzaheretini temin etmek ihtiyacıdır ki Fransız hükumetini îngiltere ve Amerika ile mütekaddim bir anlaşmıya sevketti. Böyle bir anlaşmanm hedefleri arasında beynelmilel para istikrarına doğru bir hamle teşkil etmek gibi prensip itibarile herkesin istediği bir diğer hedefin daha mündemıc olmasını memnunıyetle gör mek lâzımdır. Esasen Fransız hükumeti, dahilî muhalefetin büyük bir ki'mını bu beynelmilel hedefin istihsal edilmiş olduğunu söylemek suretile zayıflatmıva ve gerek Fransız ve gerek dünya efkârı umumiyesine bu büyük hedefi tam ve kâmil surette elde edilmiş gibi göster meğe çahşmıştır. Bombayda gene karışıklıklar başgösterdi Bombay 27 (A.A.) Üç günlük bir sükundan sonra kargaşalıklar tekrar başlamış ve sekiz kişi hançerlenmiştir. Bulgaristandan gelecek yurddaşlarımız Ankara 27 (Telefonla) Bulga ristandan 86 Türk ailesinin geçen yaz Türkiyeye göç etmek üzere eşyalarını sattıkları halde hâlâ sevkedilemedikleri Hayatı ^2530 ucuzlatmak. yolundaki nesriyat üzerine Iskân Umum Ismet Inönünün bu işe el koyması, bu Vaziyet hakikaten böyle midir? Müdür vekili vaziyeti tetkik etmeğe başBu sualin cevabını müşterek beyanna hedefin dahi istihsal edileceğine en kuvlamıstır. Irktaşlarımızm daha fazla sı menin tetkiki verecektir. Filhakika, bu vetli teminattır. kıntıda kalmalanna meydan verilmiye beyannamenin ikinci maddesine göre, T. S. ALANAY cektir. Japonya, Büyük Okyanus adalarındaki mandasının tecdidini istiyor Cenevre 27 (A.A.) Fevkalade bir içtima akdetmiş olan Milletler Cemiyeti mandalar komitesi, Japonyanın se nelik raporunu tetkik etmiştir. Japonya, Büyük Okyanus adalanndaki mandası nın tecdidini istemektedir. Japonyanın Varşova büyük elçisi, Japonyanın talebini müdafaa edecektir. Zannolunduğuna göre bu taleb, kayıd ve rtMz kabul edilecektir. Sovyet tayyareciler heyeti Ankarada [Baştarafı 1 inci sahi1ede\ Dahiliye .Sıhhiye Vekilleri Ankarada Troçkinin açtığı davalar Oslo 27 (A.A.) Norveç ajansının bildirdiğine göre, Troçki, Zinovief muhakemesi dolayısile aleyhinde neşri yatta bulunan biri komünist ve diğeri faşist iki Norveç gazetesi aleyhine zem ve kadh davası ikame etmiştir. Troçki bu neşriyatı protesto etmektedir ve Kirof ve* ya diğer Sovyet devlet adamları aleyhindeki suikasd hareketine iştiraki olmadığr nı beyan eylemektedir. Ankara 27 (Telefonla) Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekreteri Şükrii Kaya ile Sıhhat Vekili Refik bu sabahki trenle şehrimize geldiler ve Parti er kânı, Dahiliye ve Sıhhiye Vekâletlerı erkânı tarafmdan karşılandılar. Dahiliye Vekili öğleden sonra Vekâlete giderek geç vakte kadar çalıştı. Maliye Vekilini ziyaret eden Hükumetin Meclisten istediVekiller ği tefsirler Ankara 27 (Telefonla) îktısad, Yunanistanın para kanunu değiştiriliyor Hariciye ve Adliye Vekilleri Maliye Ankara 27 (Telefonl«r) Hüku Vekili Fuad Ağralıyı bugün de maka met Kamutaya müracaat ederek şahsî mında ziyaretle uzun müddet görüşmüş bir alacak davasında yalan yere yemin lerdir. ettiği iddiasile mahkemeye verilen ve bu Yunan Kralının seyahati suçtan dolayı 6 ay hapse ve 3 ay da âmSelânik 27 (Hususî) Kral yanm me hizmetlerinden mahrumiyete mahkum cla veliahd Prens Pol ve amcası Prens olan bir memurun yeniden memuriyete Andrea ile Başvekil Metaksas bulundu alınıp alınmıyacağınm tayini için memuğu halde buradaki Üniversiteyi ziyaret rin kanununun dördüncü maddesinin C etmiştir. Kral bu sabah Selânik civann fıkrasile ayni kanunun 49 uncu maddeda yapılan topçu tatbikat manevralarm sindeki (muhilli haysiyet ve namus cü • da bulunduktan sonra saat ikide hususî rüm) kaydinin derecei şümulünün tefsir trenle Lârisaya hareket etmiştir. Başvekil yolile hallini istemiştir. Bundan başka Metaksas Sereze gitmiştir. Başvekil tapu kanununun muvakkat maddesindeki perşembe sabahı Serezden buraya gele (muamelenin bitmesi) tabirinin tefsiri ve eek ve bir torpito ile Atinaya dönecek gümrük tarifesine aid de bir noktanın tefsiri istenmiştir. tir. Atina 27 (Hususî) Yunanistanın millî parasını korumak için mevcud kanunda bazı tadilât yapılarak vekiller meclisinde tasdik edilmiştir. Imza için Krala gönderilen bu tadilâtm, paranın korunması için şiddetli bazı ahkâmı havi olduğu haber alınmıştır. Mahkemelerin döviz ve para kaçakçılığıle sevkedilenlere hafif ceza vermeleri, hükumeti kanunda bu suretle tadilât yapmağa mecbur etmiştir. Donanmamızın Beyruta gidecegi söyleniyor Beyrut 25 Harbi Umumiden sonra ilk defa olarak Akdenizde bir seyahate çıkacak olan Türk filosunun Maltadan dönerken Fransanm Akdeniz filosunun İstanbulu ziyaretini iade etmek üzere Beyrut limanmı da ziyaret edeceği bildirilmektedir. Fuad Bulca, Millî Müdafaa Müstesarı albay Celâl Yakal, Ankara mevki ve merkez kumandanları ve Hava kurumu leri gelenleri, Sovyet sefareti erkânı ta rafmdan karşılanmıştır. Başta mızıka bulunan bir askerî müfreze ile Türkkuşu mensubları, misafirieri selâmlamış, mızıka Enternasyonal ve ls tıklâl marşlarını çalmıştır. Korgeneral Eidemanla refakatindekiere, Hava kurumıle Türkkuşu adına birer buket verilmiş ve Türkkuşu üyele rinden Naciye, dost Sovyet Rusya Cumhuriyetinin havacılık başkanı ve kıymetli arkadaşlarını Ankarada görmekten duyduklan bahtiyarlığı ifade ederek demiş tir ki: « Türk Hava kurumu başkanı Fuad Bulcanın komşu ülkeden getirdiği selâmlar bizi çok sevindirdi. Türkkuşu ü yelerinin kalbleri de Sovyet kardeşlerine karşı sevgi ile çarpmaktadır. Toprakla rımıza şeref getirdiniz. Hoş geldiniz.» Misafirler, Naciyenin bu sözlerine yasasın Sovyet Türk dostluğu, yaşasın havacı Türk kadınlan cümlelerile mukabelede bulunmuşlardır. General ve arkadaşları, ikametlerire tahsis edilen Ankarapalas oteline gitmek üzere istasyondan ayrılırlarken Türkkuşu üyelerile halk tarafmdan alkışlanmışlardır. Generalin refakatinde bulunmakta olan zevat şunlardır: Assoviakin kurumu plânörcülük subesi sefi binbaşı Minov, Sovyetler Birİiği Koserev, Merkezî Havacılık kulübü paraşüt şubesi şefi yüzbaşı Smitle gene ayni havacılık kulübü paraşütçülük mu allimi ve dünya rekordmeni Nikolavyeva. Hava kuvvetlerimize mensub tayyareci binbaşı Osman Nuri ve yüzbaşı Hü seyin, misafirlere mihmandarlık yap maktadırlar. Dün akşamki ziyafet Ankara 27 (A.A.) Türk Tayyare cemiyeti tarafmdan bu akşam Sovyet Assoviachin cemiyeti reisi General Ay~ deman ve arkadaşları şerefine bir ziyafet verilmiştir. Ziyafette Hariciye Vekâleti Umumî kâtibi Numan Menemencioğlu, Tayyare cemiyeti reisi Fuad Bulca, cemiyet ve Türkkuşu erkânı ve matbuat mümessilleri hazır bulunmuşlardır. Avusturyada gizli bir komünist teşkilâtı ortaya çıkarıldı Viyana 27 (A.A.) Anstetende jandarma, gizli bir komünist teşkilâtı meydana çıkarmıştır. Linzer gazetesinin verdiği malumata göre birçok kimseler tevkif edilmiştir. Bunlann 28 i hiyaneti vataniye cürmile itham olunmuşlardır. Bundan başka mühim miktarda silâh, bir çok mitralyğz, 8 bin mermi ve 25 el bomçok mitralyöz, 8 bin mermi ve 23 el bonr A