CUMHURİYET 23 Âğusfos 1936 Küçük Hikâye IBastarafı 1 inn sahifedei müzakereleri dinlenecek ve akşamı saat Buradaki tezyinat ve tertibatla Florya 21 de bir konferans ve radyo ile de bir Amerikalı kadınla beraber gidip LauLaure sıkıla sıkıla sahneye çıktı. İnce miman Seyfi Arkan, Maarif Vekâleti musiki müsameresi verilecektir. ve titrek vücudile, vaktinden evvel gayri reyi gördüler. Amerikalı, sevgilisinin ka Kanaat Kitabevi 1936 Fiatı 75 kuruş teknik tedrisat müdürü Rüştü, San'atlar İSTANBÜL: 4 Perşembe günü radyo neşriyatı 12,30 muhtelif plâk neşriyatı . 18 Tepetabiî bir şekilde büyümüş bir küçük kızı rısına: mektebi müdürü Yusuf Ziya ve mektebin yapılacak ve Kurultaym faydalı sonuçbaşı bahçesinden nakil 20 piyano solo: andırıyordu. Öksürdü, tereddüd etti, ni Aman, madam, bizi affediniz, deGöte hakkında Hasan Âli Yücel 1932 mütehassıs muallimi Markoş meşgul ol Profesör Ferdi Ştatzer tarafından . 20,33 di. Fakat ne yapalım, birbirimizden ay senesinde <Göte Bir Dehanın Romanı» muşlardır. İstanbul Radyosu salonda ter ları bildirilecektir. hayet şarkıya başladı. Arkadan: stüdyo orkestraları 21,30 son haberler. 5 Herkes gelebilir. rılamıyoruz ki. Buna imkân yok yemin adlı kıymetli bir eser neşretmişti. Aman Allah sese de bak! Saat 22 den sonra Anadolu Ajansmm tibat yapmıştır. Bu sayede her radyosu Ankara Halkevinde gazetelere mahsus havadis servisi verileederim. Müsaade edın de... Üç kısma aynlmış olan bu kitabda olan vatandaş Istanbuldan ve memlekeSadası yükseldi. Ankara 21 (A.A.) Bugün Hal cektir. Amerikalı kadın hemen hemen bir ser Götenin bütün şahsiyeti hatta aşkları tin her yerinden Kurultay müzakerelenni Fakat ressam Jacques Cervui piposunu VİYANA: kevinde Dil, Tarih ve Edebiyat şubesi vet teklif ediyordu. Kadın çocuğile bera tahlil ediliyordu. havaya kaldırmış ve: dinliyebilecektir. azalarile gazeteciler mümessilleri bir top 18,35 konser 19 25 spor bayramı . 20,05 Göte bir asra yakın süren hayatınm Susun alçaklar; diyerek savrulacak ber parasız kalmıyacaktı. Hitabet kürsüsünün önüne konmak ü lantı yaparak Üçüncü Dil Kurultayı spor haberleri ve saire 20,15 halk şarkı, lan 21,05 edebî yayın 21,10 musikili pl» Fakat ha«U arasından çıkmış temiz ka her safhasmda severek ve sevmiyerek kahkahaların önüne geçmişti. sevgıliye kendisini vererek veya ondan zere (3 T . D. K.) remizli bir çelenk ha münasebetile Kurultayın devamı müdde yes 23,05 haberler 23,25 piyano konseBütün salon halkı ürperdi. Jacquesm dın gülüyordu: «Haydi cehennem olun zırlanmıştır. Bu Üçüncü Türk Dili Ku tince büyük dil inkılâbını bütün büyüklü ri . 24,15 dans musiklsl. kuvvetli bazuları vardı. Herkes sustuktan buradan!» diye bağırdı, kapı çattadak kaçarakı yaşamıştı. Delikanhlığında bir rultayı demektir. BERLİN: romantik, kemal çağında klâsik, yaşlı ğü ile canlandırmak için geniş bir pro1 sonra gene piposunu pofur pofur savura kapandı, biraz sonra aşağıdan otomobili» 19 30 konser 20.15 eğlenceli yayın 20,45 Kurultaya iştirak edeceklerin daveti gram hazırlamışlardır. Bu programa göiken de bir mistik olmuştu. Aşkları ayrak Laureu dinlemeğe başladı. Kadın sesi duyuldu. spor haberleri 21,05 akşam konseri.23,05 yeleri sahiblerine posta ile gönderilmiş ol re Kurultayın ilk topjantısım yapacağı rıca tetkike değerdi. hava rapom, havadis, spor 23,35 musiLaure vavrusile yalnız kalarak iki sene şen bir şarkı söylüyordu. Fakat o kadar Halid Fahri Ozansoy da bu olgun ha masına rağmen hergün gerek bizzat ve pazartesi akşamı Halkevinde yapılacak ki 1,05 dans musikisi. korkuyordu ki, son kelimesinde, bir göz uğraştı. Geceleri bile dikişe çalışıyordu. yatın cazib safhalarma kapılmış ola gerekse telefonla yüzlerce müracaat yaBTJDAPEŞTE: olan toplantıda dil inkılâbının mana ve yaşı ihtizazı vardı. Halk» selâmladı ve Gözlerini mahvetti. Kocasından hiçbir cak ki bize «Götenin aşklannı ve aşk pılmaktadır. Dil Kurumu Umumî şumülü etrafında bir konferans verilecek 18,05 Macar şarkılan, konferans 19,35 ayağı bir iki defa eteğine takıla takıla haber yoktu. şiırlerini> bir daha anlatmak, bir daha Kâtıblik telefonu sabahtan akşama ve Türk edebiyatının muhtelif devirleri konuşma . 20.05 konser 21.05 eğlenceli yayın . 22,40 spor, haberler 23,10 Çingene sahneden çıktı. Bir bahar günü idi. Genc kadın evinin okutmak istiyor. Hakkı da var. Göte kadar fasılasız çalmakta ve mükâne £İd şiir ve nesir parçalan okunacak orkestrası 24,05 cazband takımı 1,10 Jacques: karşısına dayanmış bir erkek şekli gördü. gibi bir deha haîritında söylenecek o leme yapmaktadır. Umumî Kâtib ve bu arada bir de konser verilecektir. son haberler. Aferin, dedi, bir muvaffakiyet bu. Laure bunu deîhal tanımıştı. O gelmişti, kadar çok şey vardır ki böyle bir iki Necmi Dilmen hem Kurultay ha BÜKREŞ: Sah akşamı gene Dil Kurultayı etrafınOn tane göz ona dikilmişti. Etrafına kocası! Fakat ne halde bir bilseniz! Bit kitabla tükenmez. 19.05 havadis 19 20 dans musfldsl, kon. zırlıklarını ikmal etmekte, hem de Kitabın ilk kısmı olan Götenin aşk bu telefonlara cevab vermekle meşgul da tezahüratla bir konser verilecek ve ferans 20 25 dans musikisi . 20,35 kon toplanmış olan arkadaşjarına yavaş yavaş miş, elbiselerı paramparça olmuş; hicab sinema gösterilecektir. ser 22,05 koro konseri . 22.35 haberler anlatmağa başladı: ve sefalet altında kamburu çıkmış. Erkek ları ilk aşk. Frederique, Lili, Kontes olmaktadır. Salonda ecnebi bilginler, Çarşamba akşamı Evde yapılacak o 22 45 spor haberleri . 23 gece konseri 24 Zavallı bir kadın. Kendisini tekrar ağzını açmak istedı, lâkin kadın mâni o Stolberg, Madam de Stein, Milânolu saylavlar ve gazeteciler için hususî yerler haberler. lan toplantıda Türk dilinin zenginliği kız, Christiane, Marianne Lung serlevilk defa olarak dün gördüm. Hemen ba larak: LONDRA: aynlmıştır. mevzuu üzerinde ikinci bir konferans vena bütün hayatını anlattı. Memleketlim Hayır, hayır, dedi, sonra söylersin. halı fasıllara aynlmış. Her birinde bir 18.35 sajkı konseri 19.50 orkestra konBugün gelecek profesörler rilecek ve seçilmiş şiir ve nesir parçalan seri . 21.55 havadis 22.05 Org konseri de. Ana babalarımız komşu idi. Laure, Fakat adam yumruklarını sıkıyor, ko takım tafsilât ve bazı resimler var. Şimdiye kadar gelmiş olan 10 yaban okunacaktır. Perşembe akşamı münasib 22.50 eğlenceli musiki . 23,35 son numara. Kitabın ikinci kısmı Götenin aşk şiirmahkeme baskâtibinin kızı idi. Üç kar nuşmak istiyordu. Onu en ziyade boğan leri tercümelerine hasrolunmuş. Bura cı dil âlimine ilâveten bugün üç profesör hitabeler ve şiir, musiki parçalarile tezaPARİS [P. T. T.]: deştiler. Birbirimizle çok samimî idik. vicdan azabı değildi. Bir cokey için kenda kırk tane Licd. dört tane Balad, iki daha gelecektir. Bunlardan Fransız âlimi hürat devam edecektir. Dil Kurultayınm 18.35 pivesler: Komedi ve skeç 19,35 haAnneleri hep hasta yatan bir kadındı. disinin terkedılmiş olmasını hazmedemı Od, beş Sone. üç Epigram, beş tane de Hilaire de Barentonla Bulgar âlimi tren mesaisine son vereceğı cuma günü akşa vadis 20.50 konser, spor 21,35 operaf Günün birinde ölüverdi. Kocası da bu yordu. Marta 23,35 havadis 23,50 dans musi divanından alınmış parça var. le, Atina Universitesi filoloji profesörü mı ise Türk dilinin derinliği ve Üçüncü kisi. kedere dayanamıyarak az sonra göçtü. Laure tatlı tatlı: Eserlerinden her milletin istifade e Anagnastopulos ta Polonya vapurile ge Kurultayın kazancları etrafında bir konROMA: Üç kız çocuk yapyalnız kalmışlardı. En Kendıni üzme, dedi, o kadından debileceği Göte için Napoleon: Voilâ leceklerini dün telgrafla bildirmışlerdir. 19,35 gramofon 20 35 spor, gramofon ferans verilecek ve diğer gecelerde oldubüyüğü on sekiz yaşında idi. Ne yapa artık hiç bahsetmeyiz. un homme derken, memleketini istilâ Kurultaya iştirak etmek üzere Ankara ğu gibi önceden seçilmiş şiir ve nesir par 21,10 havadis, konusma 21.45 opera ya caklardı? Paristen bir teyzeleri gelerek Biran için yeni bir saadet kuruntusuna eden bu büyük cihangire Göte hem ken Dil Fakültesi talebesinden 25 kişilik bir yını, istirahat esnasmda konuşmalar. çalan okunacaktır. onları alıp götürdü. kapıldılar. Onlar için hayat tekrar saa dısinin Almanhğını, hem de onun Fran grup ta şehrimize gelmiştir. Bu gruptan Bu teyzenin ismi Luciennedi. Fazilete detle ve sakin başlamıyacak mıydı? Fa sızlığını unutturabilmişti. Vecıhe, Sabahat Türkay, Hüseyin AnGöte üç buudlu bir deha idi. Her biri türk ve Behçet Altınm birer tezleri ds aldırmaz, ahlâka batıl bir fikir olarak ba kat Paul bu sefer bitmişti, sefahet o.ıu kardı. Her kadının genclik ve güzelliğin mahvetmişti. Hayatı yavaş yavaş s a •bir faniyi ebedileştirecek kıymette olan vardır. Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: den istifade etmesi lâzım geldiği kanaa meğe başladı ve günün birinde gözlerini, hissin, fikrin, iradenin vücude getirdiği tttanbul Hcdkevlerinde tnuhteşem bir ehram... Asırların yığıİstanbul cihetindekiler: tinde idi. Genc kızlann her birine miras bir daha açmamak üzere kapadı. Eminönü Halkevinden: Aksarayda (Etem Pertev), Alemdarda Felâket burada bitmiyor. Zavallı ka nile yüksekliği zeval bulmıyacak bu olarak bin frank kalmıştı. Bunları, tuva1 24/8/936 pazartesi günü Dol(Abdülkadir), Bakırköyde (Merkez), Be dağı uzaktan seyretmeğe bile doyum olletlere, ve cazib $eylere sarfettiler. Çok dın geceli gündüzlü çahşarak gözlerini maz bir temaşadır. yazıdda (Belkis), Eminönünde (A. Minas. mabahçe sarayında açılarak 25 sah, 27 yan), Fenerde (Emllyadi), Karagümrtikte geçmeden her biri otomobilden inmez ol mahvetmişti. Fakat herşeye rağmen haperşembe ve 28 cuma günleri de devam (Suad), Küçiıkpazarda (Hasan Hulusi), Onun hayatını tahlil eden eserleri oyatını kazanmak istiyordu. Çünkü çocumuştu. Fakat yalnız Laure düşmedi. Samatya, Kocamustafapaşada (Rıdvan), kumak, aşklannı öğrenmek, velhasıl o edecek olan Üçüncü Dil Kurultayınm ğu yüzünden hastaneye gidemezdi. Ka Şehremininde (A. Hamdi), Şehzadebaşın konuşmalannı halkımıza dinletmek üzere Mont Martreda kendisine bir oda da fHalil). barelerde şarkı söylemeğe karar verdi. nun hayatını yakından bilmek. eser Evimizin Cağaloğlu merkez salonunda tuttu, gündüzleri bir terzi yanında çalışılerinden alınacak istifadeyi bir kat daBeyoğlu cihetindekiler: Sonra da böyle bir azme verecek mükâyordu. Kendisine nihayet Paul Chave ısha artırır. Bilhassa lisan bilmiyenleri radyo tertibatı alınmış olduğundan isti Galatada (Sporidıs), Haskbyde (Nesim fat bulamayız. miz için bu mevzularda eserlerin ço yenler Kurultayı salonumuzdan dinlıyeminde bir talib çıktı. Aseo), Kasımpasada (Mueyyed), Merkez F. VARAL ğalması çok yararlı olacaktır. bilirler. nahıj'ede (Kanzuk), (Giineş), Şişlide Bu, palikarya bıyıklı, yuvarlak kafalı (Halkı, Taksimde (Taksim), (Nihad). 2 Gene Kurultayın devamınca Ebir adamdı, fakat kalbi fena değildi. lyi Uskudar, Kadıkoy ve Adalardakiler: vimiz merkez salonunda aşağıdaki sıra bir kemancı idi. Kabarelerde çalardı. Buyukadada fŞınasi), Heybelide (Ta . ile konferanslar düzenlendiğinden bütün nas), Kadıkoy. Altıj'olda (Merkez), ModaGenc kız bütün meşkuk mazisine rağmen, da (Moda), Uskudar, İskelebaşmda (Meryurddaşlar bu konferanslara gelebilirler. onunla evlenmeğe razı oldu. Halbuki dekez). Ayrıca çağrı yoktur. likanlı evlenmeyi, bir çifti, âmme iktidarı 24 ağustos pazartesi saat 20,30 da önünde birbirlerine tapınmağa icbar eden Nusret Safa Coşkun, 25 ağustos sah saat eski ve budalaca bir formül telâkki edi20,30 da Mediha Muzaffer Baysal, yordu. Fakat Laure çok ince bir kadındı. HALK HALK OPERETı 27 ağustos perşembe saat 20,30 da AO kadar ki Paul belediyede nikâh yaptı. OPERET1 gâh Sırrı Levend, 28 ağustos cuma saat «Haydi canım, ne olacak, diyordu, iş Bu aksam 20,30 da Halid Bayrı. olsun!», fakat nikâh kıyılmıştı ya! Deli21.45 te înegöl (Hususî) Bugün Inegöl ke Şişli Halkevinden: kanhyı iki zayıf ve muntazam kol bağlaHalkevi bınasının temelatma narında bir eşek yüzünden ihtiyar bir Matine 17,30 da 1 Üçüncü Türk Dili Kurultayımerasiminde bulunanlar mıştı, çalgıcı, artık kat'î kadınımı buldum sığırtmaç öldürülmüştür. Vak'a şöyle Şirin Teyze nm açılışı münasebetile 24 ağustos 936 Kırşehir (Hususî) Şuurlu ve plânh diyordu. olmuştur: pazartesi günü saat 14 te Halkevimiz çalışmalarla, içinde yaşanılır bir şehir Operet 2 perde Balayları çok tatlı geçti. Bir erkek çoBirkaç gün evvel Hocaköy kenarın kurağında, Kurultaydaki söylevler ve il olmıya azmeden Kırşehır, halkı bağrıncukları oldu. 2 tablo da otlıyan iki eşek yavaş yavaş İnegöl mî münakaşalar radyo ile dinlenecek da toplıyacak. ayni zamanda şehrin güFakat Laureun kocası çapkınhk yapıYarın Kadıkoy Süreyya yolunu boylarlar. Bunları köye dön Adanada yetişen yeni bir zellığini artıracak yeni bir Halkevine yotdu. Genc kadın herşeyi öğrendi. Ağdürmek için Bektaş adında biri arkala tir. Bahçesinde Şirin Teyze kavuşacaktır. cins merkeb 2 Pazartesi akşamı saat 21 de yöladı ve sonra affetti. Ne yapsın, o, yavrından koşar. Bu koşmadan ürken hayBinanın temel atma merasimini biz Adana (Hususî) Yüreğir ovası vanlar alabildiklerine oraya buraya netim kuruldan Bay Ekrem Tur tara zat Vali yapmış ve bu münasebetle söyrusunun babası değil miydi? Işe bakm ki herifin talihi açılmıştı. Bü nın bir çiftliğinde beslenen siyah renkli yollanırlar. Fakat Bektaş nihayet kendi fından bir söylev irad olunacak ve mü lediği nutukta tKırşehrin kültür hayaMevsim sonu miinasebetile yük bir lokantaya baş kemancı oldu. Bir dişi bir merkeb, ayni çiftlikte diğer siyah hayvanını yakalar ve köye döndürür. zik parçalan çalınarak bir süvare verile tında ışıklar yaratacak olan Halkevinin cektir. renkli bir erkek eşekten bir yavru kazatemelini atarken cümlemize muvaffa çok kadınlar onu gözlerine kestirmişlerdi. Diğer hayvanın sahibi köye dönünce yazlık modellerini bir hafta 3 Sah günü saat 14 te Kurultay kiyetler dilerim> demiştir. Fakat bu sefer bunlar gelişigüzel kadın nıyor. Doğan yavru, Ankaranın tiftik niçin benim hayvanımı da getirmedin müddetle yüzde 50 tentilâÜa lar değildi, sürmeli, fildışi omuzlu muh keçisi kadar beyaz, tüyleri tiftik gibi diye Bektaşla kavgaya tutuşurlar. Bu elden çıkaracağım müşterileteşem bayanlardı. Kalbleri koktelle sar yumuşak, gözleri açık mavi, kirpikleri kavga sonunda baba oğul birleşeıek rine bildirir. hoş edebilen bayanlar. Aralarından biri beyaz, göz kapakları pembe renkte bir Bektaşa iki bıçak saplarlar. Bıçakları yiyen Bektaş hükumete haber vermi çok cür'etkâr çıktı. Bu bir Amerikalı ka sıpa. Ilk Hlimler geldi. Yapılan küşad merasimi • Muazzam Resmi dındı. Aşk için dünyayı dolaşan, her Geçen yıl doğan bu sıpanın, anlattı yerek yarasının evde iyi olmasını bekgeçidler Olimpiyad meşalesinin getirilmesi ilk müsabakalar ve ler. Nihayet üç, dört gün sonra yarası meyvaya diş geçiren, fakat hiçbir zaman ğım renk farkından başka bir kusuru istanbul Turbede, Belediye kariyileşince İnegölün kenarında Gazhane doymak bilmiyen bir kadın. Yirmi yaşın yok! Şimdi 1 yaşında sevimli bir eşek galibleri meşhur Ovens, dünya birincisi f A y A K Hlimde. şısında No. 19 Sinanağa daireleri yanında pusu kurar ve zavallı sığırt da dul kalmıştı. Güzel ve zengindi. Ma olmuş! Su, kalorifer, gaz, elektrik, nezaret. maç geçerken kahnca ve büyük bir sopa Kahraman güreşçilerimizin Istanbula avdeti, vapurda ve rıhtımda cera bedellerini bol para ile öderdi. Ayni ana ve babadan, bu yıl da be ile başına vurmağa başlar ve ihtiyar aDoktor, Diş tabibi, Avukat, Noter yapılan istikbal merasimi, ve tezahürat Fakat bu kadın, maceralarında bile or yaz renkte ve ayni evsafta diğer bir yav damcağız dayak yiye yiye ölür. için meskenle beraber idarehane taklığı sevmezdi. Paul da esasen vicdan ru daha meydana geldi. Bu garib hâdise olmağa müsaid apartıman vardır Katil. yakalanmış ve mahkemeye ve Programa ilâveten gösterilecektir. sız bir adamdı. herseye razı oldu. muhitte oldukca merak uvandırdı. rilmiştir. Ana fedakârlığı 1 Pierre Villetard'dan Bibliyoğrafya Götenin Aşkları /e Şiirleri Kurultay yann açılıyor RADYO =& y^ Bu aksamki programj Kırşehirde Halkevi binası yapılıyor Nöbetçi Eczaneler Adanada yeni bir cins eşek Eşek yüzünden işlenen cinayet Bir adam bir sığırtmaçı sopa ile öldürdü BAHÇESINDE TERZi Cemal Bürün Berlin Olimpiyadları v eM E L E K Sinemalarında Kiralık Apartıman Bugün İ P E K Pendikteki beyaz ev Zabıta romanımız: 5 Itınce açıian bir kapıoan içeriye girdi. idi. Fakat yabancı bir eve gırmeğe cesaBurası avlu değil, sanki bir kuyu idi.. ret edemiyordu. Zaten acaba anahtar Karşıda camları takıldığındanberi silin buranın mıvdı? memiş bir pencereden giren ışık orasını Bunu tecrübe etmek istiyerek anahtar aydınlatamıyordu. Avlunun iki tarafın deliğini buldu; anahtarı soktu, kalbi birda birkaç kapı vardı. Yalnız biri biraz denbire şiddetle çarpmağa başladı. Son temizce olduğu için buradan bir odaya derece hüsnü niyetle hareket ettiğini, tagirileceğini tahmin ediyordu. Sağmdaki nımadığı, yüzünü bile iyice görmediğı bir pencereye dikkat etmeksizin kapınm ö genc kıza, küçük bir hizmette belki bu hizmet pek büyük te olabilirdi bulun nünde durdu. Bu saatte ve tanımadığım bir ka maktan başka birşey düşünmediği halde dının evine gelmem doğru değil amma sanki bir hırsızmış gibi telâş ve heyecan duyuyordu. çantasını teslim edeceğim. Kapının önünde bir yol halısı gördü. Diye düşünerek kapının üstündeki ipi Bir adım atmak için tereddüdle yere baçekti. Bir zil sesi ortahğı çınlattı. Bekledi, cevab yoktu. Bekledı; içerden en kü karken gözüne parlak birşey ilişti. İğildi. çük bir rüzgâr, bir nefes sesi bile duyul aldı. Bu da kırmızı, madenden bir O muyordu. Bir hayli bekledi; gözleri ka markası idi. ranlıga alışıyordu. Üçüncü defa çıngıraGenc kız ğı çekti. Kârgir bina bir daha çınladı. Ahmed Kenan gözleri O markasına Beyhude! Kendi kendine: saplanmış olarak olduğu yerde mıhlandı,' "• Ne yapmalı? diye sorarak elini kaldı. çantaya uzattı; içindeki anahtar akJında İlk şaşkınlığı geçtikten sonra bu ö markasınm, üzerindeki tesirini izaleye çalışt». Demek bu menhus ve kanlı işaret buraya da girmişti. Fakat nasıl ve ni çin?.. Bu kanlı vak'ada genc kızın da iştiraki var mıydı? Acaba bu iştirak bir ortaklıktan mı ileri geliyordu? Yoksa o da kurbanlardan birisi miydi? Belki kaybedecek hiçbir zamanı yoktu ve belki bir iki dakika ile büyük şeyler temin edebilirdi. Artık tereddüd etmıyerek kapıyı adamakılh açtı; içeri girdi. Burası ayrıca bir antreye, büyük bir odaya çıkan küçük bir sofaya benziyordu. Daha doğrusu bu küçük antre açıldığı oda ile bir gibiydi. Genc adam odada uzunca bir minderin üstünde serili yastığı bir ölü sanarak ürperdi. Zaten burası da pek aydınlık değildi. Sağda geniş bir koltuk, ortada yuvarlak küçük bir masa vardı. Koltukta bazı eşyalar olduğunu zannederek o tarafa doğru yürümek is terken Kenan yeni bir heyecan duydu. Dısarıda bir gölgenin, oda penceresine doğru yaklaştığını sezdi. Hemen pence renin perdesini indirmek üzere uzandı. Bu sı^da duvarda asılı duran bir kadın elbisesine eli takıldı. Elbise yere düşer ken üstüne bir adamın atıldığını sanarak tıtreyen Kenanın heyecanlan bu kadın Anlıyamadım, ne yardımı ? elbisesınden çıkan tatlı bir koku ile ha •tu. Ahmed Kenan genc kızm düşmesine Evet, hemen anlamamz kolay olfifler gibi oldu. Kenan kapattığı perde mâni olmak için onu tuttuğu zaman N e r nin arkasından yaklaşan gölgeyi araştır min hiçbir mukavemet göstermedi ve Ke maz. Fakat, hele biraz oturunuz. Çok dı. Bulamayınca tekrar koltuğa dönmek nanm delâletile mindere kadar gitti, u yorgunsunuz. Size biraz su vereyim mi? Oturdu. Ahmed Kenanın sözleri ka istedi. Fakat tam o sırada bir elin pence zandı. dar müşfik ve yumuşak olan sesi ona pek reyi açmak istediğini sezdi. Duvara doğKenan genc kızı mindere bıraktıktan ru cekilerek olduğu yerde saplandı, kaldı sonra geriye döndü. Açık olan sokak ka az ve geçici bir emniyet vermişti. Fakat ve bu bir saniye içinde Muhtar ismindeki pısını kapadı. Hâlâ elinde duran O mar genc kızm şaşkınlığı zail olmaktan uzakihtiyann pencereden atılan kurşunla öl kasını cebine koydu. Sonra Nerminin a tı. Etrafına bakınırken, kendisini süzer dürüldüğü ve katilin cinayetine bir işaret çarak iceri girdiği pencereyi de kapadı. ken derin bir korku geçirdiği görünüyorolmak üzere bıraktığı jaarka akhna gelMindere döndüğü zaman genc kız bı du. Bunu izale etmek ve onu derhal tesdi. Koltuğun önünde yerde küçük bir pa raktığı gibi değildi. Ayağa kalkmış evi kin edebilmek çarelerini düşünürken ne giren ve kendisine bir fenalık etmek ü Nermin: rıltı görünce alnından terler boşandı. Buraya nasıl girdiniz? diye tekraı zere geldiğini muhakkak addetmek lâzım Vay canına!.. sordu. Demekten kendini alamadı. Bu par gelen bu adama karşı müdafaaya hazırKenan gülerek: lanmıştı. lak cismi görmek üzere gayriihtiyari Kapıdan girdim, pencereden de « Bu kız, Kenanın evvelâ Sirkeci ga perdeyi açtığı zaman pencereden içeriye rında, sonra otelin koridorunda bir göz ğil! diye cevab verdi. birisi atladı. Peki amma nasıl girebildiniz? Nermin ismindeki genc kızı, aklında açıp kapayıncıya kadar görerek tahmin Kapıyı çaldım, çaldım, nafile. Ceyer eden hayalinden derhal tanıdı. Genc ettiğinden daha küçüktü. Fakat bu göz vab veren yok. Bunun üzerine anahtankız, yan açık olan sokak kapısına gözle açıp kapayıncıya kadar görmekle üze nızı aldım, açtım. Anladmız mı Nermin rini o kadar hayret ve dehşetle dikmisti rınde yaptığı tesirin nekadar yerinde ol Hanım. Şimdi anladmız mı? Ben size kı «pencere perdesinin kenarına ilişmiş duğunu şu bir dakika içinde anladı. Çok çantanızı getirmeğe gelmiştim. kalmış olan Kenanı birdenbire göreme cazib ve çok tatlı bir kızdı. Çantamı mı? Ben çantamı haki • di. Kenanın işitebileceği bir mırıltı ile Kız boğuk bir sesle: katen bir yerde mi bırakmışım? kendi kendine: . Buraya nasıl girdiniz? diye sordu. Ahmed Kenan başını sallıyarak evet Bu kapıyı kim açtı?.. Affedersiniz, size hizmet etmek demek istedi. O sırada genc kızm heyeDiye sordu. Fakat birden genc adamı için geldim. Belki küçük bir yardımım canı son dereceye varmıştı. Kenan: görünce bayılır gibi oldu. Çok korkmuj olur ümidile. [Arkast var]