8 Afustos 1936 CUTVIHURÎYET |meraklı şeyler H iK Am. FEDAKÂR KADIN Kongo piresi Afrikada Kongo havalisinde insanları ve hayvanları dehşetli taciz eden bir cins pire mevcuddur. Bu pire insanın ve hayvanın derisi altma girerek ora da kanallar açmakta ve yuva kurmaktadır. Her pire üç dört yüz yumurta yumurtlamakta ve vücudün o tarafmda j adeta bir müstemleke vücude getir mektedir. Buna karşı çare olarak pireleri vü cudün orasından çıkardıktan sonra o yerleri adamakıllı kazıyıp temizlemek lâzım gelmektedir. Fakat bu ameliyat Kongoda zannettiğiniz gibi operatörler tarafından ve mikrobsuz bıçaklar ve makaslarla değıl, alelâde sivri uçlu pis bir değnekle yapılmaktadır. Bunun neticesi ora halkından birçoğu ölüp git mektedir. Bılhassa yerliler çıplak a yakla gezdikleri için onlara daha ziyade musallat oluyorlar. Beyazları ısır dığı zaman onlar derinin altında mah pus hayvanı temiz bir çakı ucile çıkarıp Ağustos tşte yılın en ktzgın Zamamdır Ağustos!.. Sıcaklar bize azgın Bir koç gibi vurur tos!.. öğleyin dolaşanı Bu sıcak hasta yapar: Ağustosta insanı Daima güneş çarpar!.. Onun için sıcakta Oyunlardan bezmeli: Ağaclık bir toprakta, Gölgelikte gezmeli!.. Serinlik çıkıp batar Güneş batar akşam üzeri!.. Artık sana izin var: Oyna, dolaş her yeri!.. Fakat bu kurak ayda Sulu yemiş buluruz!.. Hepsi de verir fayda: Şeftali, kavun, karpuz!.. Yaz artık bunu bilin • Gitti geri sayılır: Bu Ağustos tatilin Son günleri sayılır!.. Bö'yle fırsat geçmiyor Her zaman elimize: İzin verdise doktor, Girmeliyiz denize!.. Bir zamanlar Hindistanda konsolos luk vazifesile epeyce dolaşmış, eski H a riciye memurlarından dostum Ahmed Şinasi mecliste bulunanların herbirinin yüzüne doğru ayrı ayn tebessümler saça rak: Mutlaka, dedi, size bir hikâye anlatmaklığımı mı istiyorsunuz.. Pekâlâ.. Fakat şu anda hatırıma çok feci bir ma cera geldi, eğer sinirlenir, tiksinirscniz kabahat benim değıl. Madrasta konso lostum. Tabiatıle ecnebilerden birçok dostlarım vardı. Bir gün Mançisterdeki büyük bir kumaş fabrikasınm mümessili Nantöyün evinde, Fransız ve Amerikan konsoloslarile birlikte briç oynamak için toplanmıştık. Nantöyün şansı son derece iyi gidiyor, kendisile birlikte partöneri Amerikan konsolosu da müthiş kazanı yordu. Bu galıbiyetin verdıği neş'e ile o mütemadiyen gülüyor, alay ediyor, fa kat bu hareketi kaybeden bizlerin hiç te hosuna gitmiyordu. Derken bir anda Nantöyün renginin değistiğine şahid olduk. Sapsarı kesilmişti. Kendisinde elini kıpırdatmağa, kâğıdı atmağa kudret bulamıyor gibiydi. İçimizden birj: Yahu, ne oluyorsun, dedi, oynasana! Nantöy korku ve heyecanı gitgide artmış bir halde: Allahaşkına, diye cevab verdi, kımıldamayınız, yoksa mahvolduğum gündür!. «Acaba birdenbire çıldırdı mı?» diye masadakiler birbirimize bakıştık. O bit kin ve harab sözüne devam ediyordu: Çok rica ederim, hiçbir hareket yapmayınız, bu fedakârlık ve kahramanlığınız belki beni kurtarabilir! Tuhaf şey, ne vardı, ne oluyordu. Nantöy soğukkanlılığını muhafazaya çalış^rajc ilâve etti: Ayağıma bir kobra yılanı sarıh yor.. Eğer hiçbirimiz kıpırdamazsak belki o öldürücü zehrini vücudüme dökmeden kendiliğinden kalkıp gider. Kobja sözünü işitir işitmez hepimizde anî bir harekete ve geri çekilmeğe doğru bir temayül görüldü. Lâkin Nantöyün ayni zamanda çılgin ve yalvarıcı bir ifade ile bakmakta olan gözleri bize hare ketsizlıği emredıyordu. İyi amma, onu kurtaralım, derken ya topumuz ölüme mahkum olursak.. Çünkü bu uğursuz hayvanın zehrine karşı tıb âlemi henüz hiçbir çare bulamamıştı. Nantöyün yüzü gittıkçe bir ölü çehresine dönüyordu. Ağzmdan lâkırdılan dudaklarını kıpırdatmadan çıkarmağa çalışıyor, en küçük bir hareketin kobranm kendisini sokmasına sebebiyet vereceğini pekâlâ takdir ediyordu. Bize gelince, korku ve heyecanda ondan hiç te aşağı kalmıyorduk. Kimsenin aklına bu felâketten nasıl sıyrılıp çıkacağımız hakkında bir fikir, bir çare gelmiyordu. Bu işte gene Nantöy ilk davranan adam oldu: Aman dedi, biraz süt getiren, onu çânakla yanıbasıma koyan, bir kısmını da yere döken olsa.. îçimizden biri gayet hafif ve titrek bir sesle kapının yanında duran Hindli uşağa bu arzuyu bildirdi. Nantöy: Aman, diye devam ediyordu, en mukaddes bildiğiniz şeyler namma sizden rica ederinv, çıt olmasm, en küçük bir gürültüye meydan verilmesin.. Hele karım ve zavallı yavrucağım birşey bilmesinler.. Eğer ölürsem son düşüncelerimin ancak kendilerine aid olduğunu siz onlara söyIeyin! Zavallının alnından kayan soğuk ve iri ter taneleri önündeki iskambil kâğıd lannı ıslatıyordu. Nihayet Hindli hiz metçi bir kâse içinde islenilen sütü getirdi. Yılanı görünce kabı fırlatıp kaçmak ister gibi bir hareket yapmağa yeltendi. Fakat bizim cesurane hareketsizlığimiz onu bu korkakça işten menetti. Sütün bir kısmını sessizce yere döktü. Sonra kabı mümkün olduğu kadar yakına sürdü. Ayaklannm ucuna basarak telâşh telâşlı uzaklaştı. Nantöyün yüzünde hafıf bir ümid parıltısı belirir gibi olmuştu. Kesik kesik nefes alarak: Galiba defolup gidecek.. Dizime yakın en yüksek halka çözüldü! dedi. Zavallı dostumuz bunlan söylerken bizim gözlerimiz ojtdan aynlmak mecbu riyetinde kalmıştı. Çünkü kat'iyyen kıpırdamadan duran onun arkasında diğer mühim bir hâdise daha cereyan ediyor du. Hindli u?ak odadan çıkar çıkmaz içeriye beyazlar giyinmiş ince bir hayal girmişti. Yavaşça iğilerek süt kabını niha yetsiz bir ihtiyatla sandalyanın ayaklannın arasına sürmek, korkunc hayvana biraz daha yaklaştırmak istiyordu. Fakat bu hareket, doğrudan doğruya kendini ölüme sürüklemekten başka birşey değildi. Çünkü yılan süt kâsesi yerine pekâlâ onun üstüne atılabilirdi. Bu hayal Nantöyün karısıydı. Uşak tan içeride geçmekte olan faciayı duyunca kocasını kurtaraLilmek için kendisini feda etmeği göze almıştı. Nantöy: Oh, diyordu, artık bacağımı büsbübıraktı!. Cesur kadın sağ elinin işaret parmağını dudaklarınm üzerine götürmüş bize kat'î ve sonsuz bir sükut tavsiye ediyor du. Sol elile de kâseyi yavaş yavaş geriye doğru çekerek yılanı mütemadiyen masadan uzaklaştırmak istiyordu. Bu işleri sanki bir heykelmiş gibi sükunetle yapmış ve müthiş hayvanın kafasını büyük kâsenin içerisine daldırmasmı hayatı pahasına temin etmişti. O vakit hepimiz birden kendimize gel^lik. Amerika konsolosu köşede duran ağır ve büyükçe bir Çin vazosunu aldı. Tersine çevirip gayet ustaca yılanın ka fasının bulunduğu noktaya hızla indirip kapatınca hayvan neye uğradığını bile medi. Başı ezilmiş ve artık bize tecavüz edecek kuvvet ve kudreti kalmamıştı. Yerinden fırlıyan Nantöy geri tarafta bu kurtulı^ yolunun en büyük kahramanı kansını görünce yarı ağlar ve yarı güler vaziyette onu kollarının arasına aldı. Hepimizin ağzmdan «horra!» sesleri yükseliyor ve gözlerimizden sevinc yaşlan dökülüyordu. * * * Kocaman yılanm bize görünmeden nasıl olup ta bu kadar yakınımıza sokulduğunu araştırmak ancak o zaman aklımıza geldı. Kısa bir tetkık, bahçeden aşağıdaki metrük ahıra girdiğini, iç mer divenden bulunduğumuz odaya süzülürken oyuna dalmamız neticesi kat'iyyen farkına varmamıs olduğumuzu anladık. Bundan sonra daima ihtiyatlı bulunmağa and icerek evlerimize döndük. tün N.R. biraz da tentürdiyot sürdükleri fenalığına mâni olabilmektedirler için Ubangide güzeller Her yiğitin bir yoğurt yeyişi var, demezler mi, her memlekette de ayrı bir güzellik telâkkisi mevcud.. Meselâ Afrikada Ubangi denilen yarı vahşi ka bilelerin oturduğu yerde bir kızın gü zel sayılabılmesı için şu meziyeti bulunmak icab etmektedir. Üst dudağı simsiyah, alt dudağı masmavi olmak. Ora kadmları dudak larını bu şekle sokmak için müthiş eziyetlere katlanmaktadırlar. Günlerce, aylarca dudaklarına iğneler batırtarak Hediye kazananlar Geçen defaki bılmecemizin halli <A1manya> ve «aynamla> idi. Doğru çözenler arasından birinci mükâfat beş lırayı Arnavudköy Amerikan Kız kollejin den Nimet Yavsı, ikinci mükâfat 2 li ray* Kabataş Erkek lisesi 870 Rasim, üçüncü mükâfat mürekkebli kalemi Ankara Dıyanet işlerinde Kâzımın oğlu Osman Bahri kazandılar. FAYDAL1 B;LGÎLER Müthiş bir baline Birer yüz havlusu kazananlar Berber dükkânında.. Küçük Necmi berber dükkânına girdi. Berber ukalâdan bir zattı. Lâf olsun diye Necmiye sordu: Saçın mı kesilecek. yavrum? Necmi bu manasız suale hiddetle şöyle cevab verdi: Hayır, sakalım! Berber fena halde mahcub oldu. onlan istenilen şekle sokmaya çalış maktadırlar. Bazan kabilenin genc kızları cemaat halinde bu işi yaptırmakta ve bu esnada kabile halkı da darbukalar, trampetler çalarak dinî merasim icra etmektedirler. Ekseri kızlar bu a meliyeden sonra kendilerinden geçiyor ve uzun müddet baygın kalıyorlarmış. Bu suretle dudaklar bir taraftan şişi yor ve bir taraftan dövme vasıtasile Birer diş fırçası kazananlar: üstteki siyah, alttaki mor hale geliyorSılivri Selim Paşa okulu 1 numa muş. Eh, bazan medenî kadınlarm da mo ralı Meziyet Sütmen, Bursa Eceler mada yüzünden buna benzer eziyetlere hallesi Yeniciler sokağı 17 Müfıd Uskatlandıklarını da görmüyor değiliz ya! lu, İstanbul Piyerloti caddesi 58 Tur gud. Uşak Hacıhıdır mahallesi Celil oğlu Lutfinin çocuğu Namık Tümer, Ar navudköy tramvay caddesi 212 Cemilin yalısmda Münire, Kadıköy Moda Ba demaltı sokağı 13 Berc Camızyan, Vefa Erkek lisesi 69 Fıkret Kara Osman, Soma Beledive reisi oğlu Nazmi Çoban. Beşiktaş 19 uncu ilkmekteb 348 Kâmran Tümer, Hendek Ziraat Bankası mu avini Timurun oğlu Orhan, Şehzade başı onuncu ilkmekteb 370 Necat, Çankırı gazete bayii Hüseynin oğlu Kenan, Yenıkapı Çeşme sokağı 5 numarada Fahire, Kartal kazasının Soğanlık köyünde Hayrinm oğlu Abdullah. Şile bakkal Fahreddinin kızı Nigâr Şener, Bursa Orhangazi Malmüdürü kızı Nelile İn sel, Beyoğlu 29 uncu ilkmekteb 441 Hâmid Aktok, Babaeski süvari 2 nci alavda tüfekçi Mevludun oğlu Necmi, Gemlik Atatürk ilk okulu 5 inci sınıf İnci Özyiğit, Beyoğlu Tozkoparan 19 Er doğan. Çorlu Saray caddesi 18 Ramizin oğlu Şinasi, Isparta yeni hamam müsteciri Bakinin oğlu Rifat Ömer, Bursa Sed başı Sakaldöken caddesi 47 Refet Sö züçetın, Burdur İnhisarlar müdürü oğlu Muzaffer, Erenköy kız lisesi 411 3aime, Kasımpaşa Neva sokak 34 Seyyide, Tavşanlı eczane yanında ahçı Nurinin oğlu İbrahim Seçkin, Kırıkkale Askerî San'at küçük zabıt okulunda 73 Taceddin Başar, Yozgad memleket hastanesi eczacısının oğlu Osman Köksal, Unka panı 40 ıncı ilkmekteb Süheylâ Ateşer, Eskişehır Ziraat Bankası memurların dan Şuhudi kızı Neriman Saracoğlu, Kabataş Erkek lisesi 1140 Hakkı, İzmir Tılkılık, Osmanzade sokağı 26 Süeda Ülküdaş. Denizli Tavas kazası Solmaz köyünde Ömer Kâhya oğlu Halıl İbr?him kızı Şahgül, Beşiktaş ilk okul beşinci smıftan Leylâ Yarış, Musevi lisesi 169 İbrahim, Muradiye mahallesi 1 numarada Melâhat. Şişli Terakki lisesin den Asüman, Rumelihisarı Şehidbk Nermın Baba, Beşiktaş Ihlamur 27 Güleş Yılmaz. Son günlerde Fransız gazeteleri Pasesi 131 Ali, Bandırma Park caddesin rise getirilip bir cambazhanede teşhir de 35 numarada Turhan, Büyükdere edilmek üzere olan içi doldurulmuş çayırı caddesinde Selim Akıgil, Pınar müthiş bir baline balığmdan bahsedi hisar posta müdürü oğlu Necib Gülen, Dörtyol avukat Reşid Akayın oğlu Rıza, Pangaltı lisesinde Kamer Kovan, Akşehir Kaymakamının oğlu Hikmet, Konya Ahmed Fakih mahallesi 10 numarada komiser Sabri oğlu Nureddın Turkkan, İstanbul Erkek lisesi 572 U luğ Öğüd, İstanbul San'at mektebi 477 j Sinan, İstanbul kız ortamektebi 164 Sabahat Bursalı, Pınarhisar topçu binbaşısı Hakkı kızı Günay, Elâziz orta okul 259 F. Onay. Galatasaray lisesi 950 Faik Melek, İstanbul 44 üncü okul Cem Salâhaddin Enis. Birer kutu çiklet kazananlar Saray Askerlik şubesi reisi Hamdinin oğlu Samim Baydar, Aksaray Haseki Sebil caddesi Mükerrem Çoban, İzmir Karşıyaka Kurtuluş sokağı 18 Meral, Afyonkarahisarı İnhisarlar ambar memuru Şükrü oğlu Muammer Konak, Nişantaşı kız orta okulu 422 Melek Tümer. Edirne Sabunî mahallesi Selâm sız sokağı 22 Remziye, Adana posta, telgraf muhasebecisi Nuri oğlu Fehmi, Ceyhan elbiseci Rifat oğlu Yaşar Atinc, Akşehir Demiryolu fen memuru Memduh kızı Melâhat Eren, Çorum 38 inci alay 3 üncü tabur kumandanı oğlu Yılmaz, İzmir Karşıyaka Fahreddin Paşa Yalı caddesi Simin, Milâs ilk okulu mezunlarmdan Julide Menteşe, Elmalıda terzi Musatafa Gürkardeş Lâtife, Ba kırköy Cevizlik Niyazibey sokağı İbrehim Somay, Zıle tahsil müfettişi kar deşi Nizameddin Çingay. Tarsus orta okul öğretmeni kızı Ülker Can, Balıke sir savaş harita 29 posta kumandanı kızı Semahat, Trabzon İskender Paşa mektebi 267 Yılmaz. Yalvaç orta okul 131 İ. Dilmaç, İstanbul kız lisesi 683 Melâhat. yorlar. Bu balinenin boyu 12 metro, ağırlığı ise 45 bin kilogram imiş. Paris ten sonra Londrada ve İngilterenin <üğer şehirlerinde gösterilecek olan bu balık Amerikaya götürülecek, orada da her tarafta teşhir edilecekmiş. Bu baline balığı Gröenland arazisi civarında tutulmuş, üç ay diri muha faza edildikten sonra ölmüş ve içi fennî surette boşaltılarak samanla dolduru lup kurutulmuştur. (" Aflustos bulmacast Birinciler Birer kitab kazananlar Üsküdar Paşakapısı caddesi 37 Merzuk Toprak, Üskiidar kız erkek orta okul 881 Vamık Şinasi, Samsun Çar şamba Yeşil Irmak ilk okulu 4 üncü sınıf Nevzad Akdeniz, Görelede orta okul talebesinden Zafer, Kırkağaç harita 25 posta kumandanı oğlu Fikret Niş, Ci de kasaba caddesi mütekaid deniz binbaşısı Arif kızı Melâhat, Ankara Ha riciye Vekâleti muhasebe tetkik memuru Bekir Sıtkı oğlu Erdoğan Berker. Amasya orta okulu 63 Vedad, Aksaray Hekimalipaşa caddesi 65 numarada Atıfet, Diyarbekır orta okul 318 Şakir Utlu. Ankara İstiklâl mahallesi Kavakh sokak 60 Lâmia, Gemlik Atatürk orta okulu 16 Kerim, Nallıhan nüfus memuru oğlu Şefik Boyacıoğlu, Kandilli k'z lisesinde 723 Güzin, Gümüşane orta okul 230 Orhan Tagudar, Erenköy E temefendi caddesi Nihal. Ankara Taşdöşeme sokağı Cavidan, İzmir Nafıa müdürü oğlu Bedreddin Günç, İzmit pul bayii Şabanm oğlu Osman, Kadıköy üçüncü orta okul 124 Orhan. Hediyeler gelecek perşembe günün (Saç It 2a ma ma ma) Muhtelif mekteblerde sınıfla rını birincilikle geçen çalışkan talebelerin resimlerini koyrnıya devam ediyoruz: Gördüğünüz genc Davudpaşa orta mektebini birincilikle bitirip çıkmıştır. Kendisini tebrik ederiz. Birer diş patı kazananlar: Nışantaşı kız orta okulundan Aysel Polatay, Nişantaşı Rumeli caddesi Müşerref apartımanmda Meral, Gebze Güzeller mahallesinde Halilin oğlu Hik met. İstanbul Şehremini fırıncı Ahmed kızı Julide, Balıkesir kolordu askerî hâkimi Ömer kızı Ayhan, Vefa erkek li Şu altı heceden her birini üstteki cetvelin altı gdzüne o suretle yerleştiriniz ki birinci gözden altıncı göze doğru okunduğu zaman söylenmesi güç bir fiilin menfi emri meydana çıksın. Bilmeceyi doğru halledenlerden bi rinciye beş lira, ikinciye iki lira, üçüncüye münasib bir hediye takdim olunacak ve ayrıca diğer yüz kişiye muhte lif mükâfatlar verilecektir. Cevablarm yukarıki cetvelin üzerine yazılarak ağustosun sonuncu gününe kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahüesi» adresine gönderilmesi şarttır. Bu şartlara riayet etmiyenler hediye kazana mazlar. Bilmeceyi doğru çözenlerden bize fotoğraf gönderenlerin resimleri1 de gazeteye basılır. • den itibaren dağıtılmıya başlanacaktır. İstanbulda bulunanların hüviyetlerini ispat eder birer vesika ile matbaamıza müracaat etmelerini rica ederiz. Diğer yerdekiler tarafımızdan gönderilecek tir.