BUGÜN 2 nd sahifede: Siyasî icmal. 3 üncii sahifede: Edebiyat Peyami Safa. 4 üncü sahifede: Tayyare piyangosu numaraları. 5 inci sahifede: Söz Türklerindir. umhuri S3yi! 4369 Telgraf ve mektub adresl: Cumhuriyet, İstanbul Posta kutusu: tstahbul, No 246 P3Z3nBSİ 13 TBITimUZ 1936 Telcfon: Başmuharrir ve evl: 22366 Tahrir heyeti: 24298 İdare ve matbaa fasmlle Matbaacüık ve Neşriyat Şirketl 24299 . 24290 Hayat Ansiklopedi 10 cildi tamam olmj Her eve ve herkese lânmiif Boğazların tahkimi Talebinde 12 adanın Rolü yoktur ünkü sayımızda Torinoda münteşir Gazetta del Popoloaun Oniki Adaya ve Boğazlann tahkimine müteallik bir makalesini naklettik. Bu makalede İtalyanın Oniki Ada üzerindeki hakimiyeti ve ezcümle Leryos adasının tahkimile takib ettıği gayeler üzerinde uzunboylu izahlar verilmektedir. Biz daha ziyade İtalyan siyasetini alâkaJandıran bu izahlar üzerinde tevakkuf edecck değıliz. Bız makalenin saraheten bize dokunan yanlış bir noktasını hiç vakit geçirmeksizin derhal tashihe lüzum görmüş bulunuyoruz. Aşağıkı sahrlar bu lüzumun ifadesinden başka birsey değildir. Torino'lu gazetenin makalesinde bizce tashihi lâbüd görünen nokta, guya Boğazlann tahkimi için Oniki Adadaki îtalyan vaziyetinden dahi endişe etmiş olduğumuzu söyliyen kısımdır. İtalyan gazetesi ortaya tamamen kendi vahimesinden doğmuş böyle bir faraziye koyduktan sonra Türkiyenin Oniki Adadaki italyan vaziyetinden korkmasına hiçbir sebeb olmadığmı izah ve ispata çahşıyor. Iştc tashih olunmak lâzızn gelen nokta budur. Cazeita del Popolo böyle bir faraziye ilerı sürerek onun aksini ispata uğraşmak için pek beyhude bir külfet ihtiyar etmiştir. Çünkü Boğazlann tahkimi talebinde Oniki Adadaki îtalyan vaziyetinin yakından veya uzaktan bir tesiri olmuş değildir. Boğazlann tahkimi münferid vaziyetlerin mütaleasmdan değil, umumî vaziyetin inkişafı şeklinden ileri gelme bir zarurettir, ki bu cihet Türkiye Cumhuriyeti hükumetinin meseleyi ortaya koyan notasında kâfi vuzuh ve sarahatle, yani apaçık gösterilmiştir. İtalyan hükumetinin meçhulü olmıyan bu vaziyeti bir daha hatırlatalım: Boğazlann beynelmilel komisyonlu gjmdiki rejimini tesis «Len 24 temmuz 1923 tarihli Lozan muahedenamesine bağh mukavelename bu geçidlerden ticaret ve harb gemilerinin geçiş şartlarını tayin ederken Boğazlar denılen mıntakanın gayriaskeriliğini de tesis eylemişti. Acaba bu gayriaskerilik günün birinde Türkiyenin .elâmeti için ve giderek dünya sulhu için bir tehlike teşkil edebilir miydi? O zamanki Milletler Cemiyeti idealcisi ve sulhçu zihniyete göre bu ıhtimal pek varid görülmemekle beraber o mukavele ile Boğazlar rejimini kuran devletler böyle bir tehlikenin bütün bütün yok farzedilmesini dahi kat'iyetle kabul edememişler ve bu tehlikeye karşı bütün âkidlerin ve fakai bilhassa Ingiltere, İtalya, Fransa ve Japonya devletlerinin fılî ve müşterek müdahaleleri teminatını koymuşlardır. Boğczlar mukavelenamesinin 18 inci maddesinin bu bahse müteallik fıkrası aynen şudur: « Eğer geçiş serbestliği hukümlenne yapılan bir tecavüz, nagihanî bir taarruz, yahud herhangi bir harb harekeli veya harb iehdid ve tehlikesi Boğazlarda seyrüseferin serbestliğini veya gayriaskerî mıntakalarin emniyetini tehlikeye koyacak olursa, iki ali âkid taraf ve herhalde Fransa, Büyitk Britanya, italya ve Japonya bu hususia Milletler Cemiyeti meclisinin karar vereceği bütün vesaitle onu müştereken menedeceklerdir.» Milletler Cemiyetinin mümasil tehlike vaziyetlerinde ne ağır yürüyen bir makine olduğu ve devletlerin müşterek hareket istiyen beynelmilel taahhüdlerinde nasıl davrandıklan on on iki yıldanberi muhtelif vesılelerle bütün dünyanm malumu olmuştur. Bütün dünya sulha ve silâhsızlanmaya bedel harbe ve silâhlanmaya koşuyor gibidir. Devletler müşterek değil, hatta münferid hareketleri için bile bin düşünüyorlar, fakat bir adım atmıyorlar. Demek ki serbest ve gayriaskerî Boğazlar rejiminde herhangi bir tehlikeye karşı Türkiyenin selâmetini guya tekeffül etmek üzere konulan teminat bugün artık tereddüdsüz olarak yok farzedilebilir. Nitekim müşterek kefillerden biri olan Japonya Cemiyetten çıkarak kefaletini iptal eylemiş te bulunmaktadır. İşte Türkiye Cumhuriyeti hükumeti bu haller ve şartlar içinde idi ki Boğazlardaki gayriaskeriliğin kendi emniyetini tesis edecek bir askerilikle istibdali için îdevletlere müracaat etti, ve bu müracaatimizin doğruluğu her taraftan itirazsız kabul edilmekle beraber hareketimizin dürüstlüğü de metholuna oluna ayyuka çıkarıldı. Mesele bu şeklile ortaya konulunca onun büyüklüğü yanında Oniki Adanm İngiliz gazetelerinin neşriyatı Alman Avusturya anlaşması Hakikati onlar da anladılar! Türkler, Boğazları bilfiil işgal ederlerse, haklı olacaklardır! Morning Post diyor ki «Konferansın sürüncemede kalması ihtimali karşısında Türklerin «Oyle ise mösyöler, kendimizi bildiğimiz gibi harekette serbest addediyoruz» demeleri beklenebilir Timesin îstanbul muhabiri gazetesine 8 tanhile şunları yazıyor: «Anadolu Ajansının Montrö konfe ransı müzakerelerinin Ankarada müsaid bir tesir bırakmadığına dair tebliği Boğazlar meselesinin tesrii gayesini temine matuf mu, yoksa muahedelerin değiştirilmesi için dürüst hareketten birşey çıkmadığı için bu şekil hareketi terketmek üzere bir işaret olarak mı kabul etmek lâzım geldiğini kestirmek güçtür. Yalnız şurası hatırlanmalıdır ki Boğazlar muahedesinin değiştirilmesini taleb eden notanın verilmesinden evvel Ankarada bu hususta iki cereyan mevcud bulu nuyordu. Erkânıharbiye, emrivaki tarafını ileri sürüyor; hariciye de kabul edilen şekli hareketi münasib görüyordjı. Türkiyede erkânıharbiyenin sözü, daima muhalefetsiz kabul edilmektedir. Buna rağmen Türkiyenin muahedenin tadilini resmî şekilde taleb edişi, bir bakıma devlet adamlannın askerlere diplomasi teşebbüsü kabul ettirmiş olduklarını gösteriyordu. Bunun için konferansın şimdi Itilâf, Fransızları endişeye düşürdü Duçe, bu anlaşmanın, Avrupanın ihyası bakımından fevkalâde mühim olduğunu söylüyor Roma 12 (A.A.) Avusturya Başvekili Sihuschning Avusturya A l manya ıtılâfının izmalanması münasebe tiie Duçeye aşağıdaki telgrafnameyi göndermiştir: «Bu fırsattan bilistifade pek samimî olan şahsî dostluk hissiyatımı bir kere daha tekrar eder ve zatı devletlerile ta mamile mutabık kalarak Roma itilâfları esasına istinad eden mesaı birliğine devam edeceğiıîıi temin ederim.» M. Musolını, vermış olduğu cevabda Roma itilâflanna telmıh ettikten sonra şu sözleri ilâve ediyor: «Akdetmiş olduğunuz itilâfname Avrupanın ve Tuna havzasındakı devlet lerın ihya ve ımarı bakımından fevkalâ de mühimdir.» Bırer teblığ neşreden Avusturya Başvekili Şuş7ug ıle Alman Propaganda Nazırı Goebels tki memlekette hazırlıklar yapuıyor Viyana 12 (A.A.) Salâhiyettar mehafil, yeni Alman Avusturya itilâ fının Avusturyanın iç siyasasında hiçbir şeyi değiştiremiyeceğini beyan etmekte dir. Bu mehafil, hukumetin nasyonal sosyalistlerin faaliyetlerine sed çekmeğe şiddejle azmetmiş olduğunu ilâve etmekte dır. \Arkası Sa. 5 sütun 1 de] Üzerindeki haklı taleblerimizin nihayet Ingıhzler tarafından da teslim edildıği Çanakkale Boğa zından bir manzara bulunduğu safha da belki askerleri haklı gösterecek şekle girmiş olmak ihtimali karşısında askerlerin: «Biz size demedık mi?» diyerek Boğazlann bilfiil ve derhal işgalinde ısrar edeceklerini, bilhassa vazıulimza devletlerin esas itibarile Boğazlann tahkimine karşı kat'î bir muhalefet jbraz etmedikleri gözönünde bulundurularak Montrödeki teahhurlar ve noktai nazar farklarını da buna ilâve ederek anlamak müşkül değildir. lArkası Sa. 3 sütun 4 te] Dünkü millî maç da 33 beraberlikle bitti Yugoslavya Türkiye millî takımlarının maçı çok samimî oldu, takımımız, oyununu gösteremedi Boğazlar Konferansında Fransa, noktai nazarları telife çalışacak Teknik komite, ingiliz projesi üzerindeki müzakere ve münakaşalara devam ediyor Paris 2 (A.A.) M. Delbos, Montrö Konferansında Fransanın mu rahhası olan M. Paul Boncouru kabul etmiş ve onunla Boğazlardan serbestçe mürur meselesinde Ingilizlerle Sovyetlerin noktai nazarlarını telif için Fransa nın ifasma davet olunacağı mutavassıthk rolü hakkında görüşmüştür. M. Delbos, biraz sonra Sovyet Büyük EIçisi M. Potiemkini kabul ederek onunla da ayni mevzu hakkında görüşmüş Hir. Almanyaya 12 adada tayyare üssü veriliyormuş «Artık Boğazlann tahkimi Akdeniz sulhunun bir mesnedi olacaktır» Atina 12 (Hususî muhabiri mizden) Katimerini gazetesi bugünkü baş yazısında diyor ki: «İtalyanların Akdenizde ge niş projeleri vardır. Bunun için Montröye giderek taahhüdlere girmekten kaçındılar. Şimdi de 12 adada Almanyaya bir hava üssü vermek istiyorlar. Bu haber, hassasiyetle üzerinde durulmağa lâyıktır. Çünkü Italyanın Almanya ile teşriki mesaivi tercih ettiği anlaşıhyor. Bütün bu hâdiseler, Türkiyenin, Boğazlan tahkim etmek hususundaki arzusunda nekadar fArkasî Sa 3 sütun 3 tel Teknik komitenin müzakereleri Montrö 12 Teknik komite bugün de çalışmalarına iki mühim nokta üzerinde devam etmiştir. Bu iki noktadan biri hal, diğeri talik edilmistir. Komisyon bir kararla Karadeniz ha Ingilızlerle Sovyeilerın arasını ~bv.lma.ga ricî devletlerin bu denizde bulundurabiçalışacak olan Fransa Hariciye Nazırı [Arkası Sa. 3 sütun 5 te] Paul Boncour italya, Brüksel konferansına iştirak etmiyor Times «Rus siyasetinin Roma, Almanyanın bulunmıyacağı bir konferansın faydasız olacağını söylüyor Roma 12 (A.A.) Dün akşam neşredilmiş olan resmî bir tebliğde İtalya hükumetinin M. Van Zeelanddan Brüksel konferansına iştirak etmesi için bir davetname almış olduğunu bildirmektedir. Hükumet şu cevabı vermiştir: Lokorno devletlerinden herhangi birinin bulunmaması vaziyeti daha karışık bir hale getireceğinden bu konferansa Almanyanm da çağırılması muvafık olur. hatıra bile gelmemiş olacağını söylemeğe hacet görülemez. Boğazlann tahkimini zarurî kılan sebeb bir yer veya bir devlet şeklinde düşünülemez. Prensip olarak dünya hallerinin inkişafı şekilleri neticesinde Boğazlann bütün bütün açıkta kalmasıdır ki bizi orada kendi emniyetimizi tesise sevketmiş bulunmaktadır. Kaldı ki Boğazlann tahkimi demek, oradaki seürüsefer serbestliğinin kaldınl Ingiltere, Rusyadan hâlâ endişeli! iki cepheli olmasından korkuluyor» diyor Tımes. Çanakkale meselesi vesilesile Sovyet Rusyaya tahsis ettiği başmakalesinde şöyle diyor: «Montrö konferansı müzakereleri, meselenin Rusya ile Ingiltere arasında çıkan noktai nazar ihtilâfına inhisar edeceğini gösterir bir mahiyet almıştır. Bu itıbarla da Çanakkale meselesi akademık bir mahiyet kesbetmiştir, diye bıliriz. Bugün Karadeniz Rus donan ması kabilı ihmal bir haldedir ve de nizlere çıkan bir donanma addoluna maz. Fakat konferansın dünkü celse sinde de mülâhaza edildiği veçhile konuşmalar. ıstıkbali de nazari itıbara almak mecburiyetmdedır. Gene dünkü celsede meydana çıktığı veçhile dünya ışlerini tanzim (yahut ademi tanzim) mes'uliyetini üzerme almış küçük bir devlet grupuna yeni bir devlet te ılti hak etmiş bulunuyor. Tımes burada bazı lüzumsuz teşbih lerle Rus siyasetinin istikametinin İn gılterece malum olmadığına işaret ettikten sonra diyor ki: lArkası Sa. 3 sütun 3 te] Yugoslavya kalesine Türkiye Yugoslavya millî maçı dün Taksim stadyomunda on bine yakm bir seyirci önünde oynandı. Dost ve müttefık memleketın kıymetlı futbolcularile yapılan bu resmî müsabaka da, bir gün evvel yapılan dostluk maçı gibi 33 bera berlıkle netıcelendi, dün biz, misafirleri mizin karşısına, yepyeni bir takım çı karmıştık, onlar ise yalnız sol açıklarile merkez muavmlerini değiştirerek cumar tesi günkü kadrolanle oynuyorlardı. Müsabakaya başlanmadan evvel bü yük ve dostane merasim yapıldı. Her iki takım da kendi milletlerinin rengini taşıyan tertemiz formalarile sahaya çıkarken, stadyom alkışlarla yıkılıyordu. Şehir bandosunujı çaldığı Yugoslav ve Türk millî marsları hürmetle dınlendıkten sonra Türk Spor Kurumu Başkanı General Ali Hıkmet çok heyecanlı ve kuvvetli bir nutuk söyledi. General Ali Hikmet dedi ikinci gol olurken ki: « Şimdi burada bir millî maç ya pılacaktır. Bu maç kendi millî takımı mızla kıymetli dostumuz ve aziz müt tefıkimiz Yugoslavyanın millî takı mı arasında olacaktır. lllMlMllıllıllllHimiMtıııııııııırıııniMiıuıınmııııııı 1 Birirtci golümüz olmak üzere Millî maçlar. alelumum çok mühim ve heyecanlı olur. Her iki taraf futbolcu \Arkası Sa. 6 sütun 1 de] ıııiııırııınııı ı MmmıınıiHiıııııııııııiHiııııııııııııııııııııımııınıifi Almanya olmadan müzakerelere iştirak faydasızmış Paris 12 İtalyanın Lokarno devletlerinin Brükselde yapacakları toplantıya iştirak etmiyeceğı tahakkuk etmektedir. italya, Almanya olmadıkça müzakerelere iştiraki faydasız bulmaktadır. Almanya ise henüz sorulan suallere cevab vermediğinden davet edılmiye cektir. [Arkası Sa. 3 sütun 1 del IIIIIIIIIIIIIIIKIIMIIIIIIIIMHIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİ Hâdiseler arasında riiiııııııı « Atatürkün <Atatürkün Türkiyesi» adlı güzel kitabm muharriri bir Fransız kadınıdtr: Marguerite Bourgoin. Kapağın üstünde onun adım görmeyip te kitabımn mukaddemesini okursanız, muharririn içeri hüviyetini bir fotoğraf gibi en doğru çizgileri ve ışıklarile sezdiren üslubundan da anlarsımz ki bu eseri yazan insan, çok Fransız ve çok kadmdır. Çok Fransızdan maksadıtn, yazısında aydınlık bir tahlilin hendesî keskinliğini koyu bir terkibin şiirine karıştıran Fransız ruhunun bol miktarda olduğunu söylemektir çok kadından maksadım, yazısın da kültürün ve tecrübenin hiç boza madığı, kendi cinsinin hususî cazibe sinden hiç ayıramadığt kadın ruhu nun da bol miktarda olduğunu bildirmektir. Türkiyesi» Bazı hakikatlerin fanteziye ve zarafete feda edilmiş olması gibi tabii haddi aşan kadmlıklart ve Fransız lıkları istisna edilirse kitabın her satırında bir dost kalbi çarptığı görü • lüyor. Eserin bir hususî tarafı da içinde Yunus Emreden, Kemaleddin Kâmi • den, Mithat Cemalden güzel tercü meler bulunmasıdır. Bischoffun kitabından sonra Ulus Tercüme kitabhanesinin bu şakrak, sevimli ve dost kitabdan da bazı parçaları tercüme Ve daha küçük bir cild halinde neşredebileceğini düşündüm. Türkiyenin, zeki bir hadtntn gözlerine akseden hayalini seyretmek hiç bir Türk için zevksiz te faydasız ol • mıyacaktır, sanırım. HUIIIIIIIMIIIIIIMIIIIIIIIHIUHIIIUMHIII1111111111111 fff II1111111111111111111111IIIIIIIIIII IIIIIHIIIfllllll II ması değil, belki daha ziyade teyid ve temini demektir. Biz Oniki Adadaki İtalyan vaziyetinden korkmuyoruz. İtalya da Boğazlann tahkimile teessüs edecek vaziyetten endişe etmesin. Boğazlann gayet tabiî surette mantıkî olan tahkiminde bize gösterilecek müşkülâtı gizli veya aşikâr düşmanlıklar diye almağa hakkımız olacağı da unutulmamak lâzımdır. YUNUS NAD1 PEYAMİ SAFA