CUMHURİYET Î2 Temrmız 1936 ( Şehir ve Memleket Haberleri VIYANA OONUŞU Tarihî tefrika: 90 M. TURHAN TAN Siyasî icmal Akdeniz ve İtalya illetler Cemiyetinin ltalyayi karşı Habeş meselesinden dolj yı dokuz ay evvel kullanılan malî ve iktısadî zecrî tedbirlerin 15 temmuzdan itibaren kaldmlması için verdiğî karar İtalyayı beklenildiği kadar tatmin etmedi ve İtalya Boğazlar ve Lokarno konferanslanna iştirak etmiyeceğini an * lattı. Bilâkis italya Almanya ile daha, ziyade yakınlaştı ve Avusturya işinde anlaştı ve Alman havayollannın Adalar denizine ve Filistine kadar uzamasını temin eden bir hava mukavelesi akdetti. İtalya, garb devletlerile teşriki mesaide bulunmaktan imtina eylemesine sebeb o« larak Akdenizde zecrî tedbirler münase< betile İngiltere, Fransa, Türkiye, Yugos! lavya ve Yunanistan arasmda akdolunan karşılıklı yardım muahedesinin henüz fesih ve ilga edilmediğini ve İngilterenin bütün dünya sulanndan Akdenize yığmış olduğu donanmasını geri almamış ojduğunu ileri sürdü. Şimdi Fransa Akdenize aid karşılıklt yardım muahedesinin hükmü kalmadığmt ılân etmekle İtalyanın teşriki mesaide bulunmamağa gösterdiği bir sebebi bertaraf etmiş oldu. îngıltere de Akdeniz donan* masinı takviye için buraya celbettiği Anavatan fılosile Uzakşark filosunu derhal eski yerlerine göndereceğini bildirerek ikinci sebebi ortadan kaldırdı. Bu suretle îtalyanm gerek Boğazlar konferansına gerek Brükselde toplanacak Lokarno konferansına iştirak eylemesine artık zâhirde bir mâni kalmamıştır. Fakat onun bu konferanslara iştirak eyle mesinden garb devletlerinin beklediği faydalann hâsıl olacağı şimdilik şüphelidir. îtalya Almanya ile anlaşmasmı çok ilerletmiş ve mühim taahhüdler altına girmişse Brüksel konferansında Alman* yanın davasmı iltizam ederek Almanyaya karşı Streza konferansına benziyen bir cephe birliğinin husule gelmesine mâni olacaktır. Boğazlar konferansına iştirakine ge Iince İtalya şimdiye kadar bu konferansın akdi zamanının münasib olmadığı, müzakere mevzuunu ve verilecek kararlan tanımak istemediği hakkında kaydi ihtiraziler ileri sürmüştü; hatta Boğazlardan ticaret ve harb gemilerinin geçmesi şeraiti şöyle dursun bütün alâkadar devletlerin ittifak ettikleri Boğazlann tahkimi işine bile muhalif bulunduğunu şimdiye kadar her vesile ile anlatmıştı. italya hâlâ bu fikirlerle mücehhez olarak Montrö konferansına iştirak edecek olursa zaten müşkülâtla karşılaşmış bulunan konferansta zorluklar bir kat daha artacaktır. İhtimal İngiltere, Rusya ile asırlardanberi devam eden cihan politikasındaki şiddetli rekabetin Boğazlar konferansında Karadenize harb gemilerinin girmesi ve oradan çıkması şeraiti üzerinde yapılan münakaşalarla tekrar alevlendiğini görerek Akdenizdeki îtalyan tehlikesinden daha büyük bir tehlike bulunduğu zannına zahib olmuş ve kendi davasının muzaheret görmesi ümidile biran evvel italyanın isbirliğini kolaylaştırmak istemiştir. Yeni Fransız kabinesi Avrupa meselelerinde ve bilhassa Garbî Avrupanın emniyeti işinde îtalyanm husumetini celbet memek ve bilâkis teşriki mesaide bulun * masını temin etmek maksadile derunî faşist düşmanlığını ve Sovyet ittifakını bile ihmal ederek îtalyanm Avrupa politikasında tekrar müessir bir unsur olmasını kolaylaştırmak için Akdeniz devletleri arasında karşılıklı yardım muahedesini ilga etmiştir. 40 gün 40 gece sürecek senlik Umumî program son şeklini aldı Istanbulun kırk gün kırk gece sürecek olan şenliklerinin programlarile meşgul olan tâli heyetler, bu hususta mesailerini ikmal ederek programlannm kat'î şekil lerini büyük komisyona vermişlerdir. Komisyon, bunlann mesaisini mezcederek umumî bir program hazırlamıştır. Bu programa göre şenlikler sıra ile şu şekilde olacaktır. Birinci hafta spor hareketlerine, ikinci hafta temaşaya, üçüncü hafta küçük sanatlara, dördüncü hafta güzel san'atlara, beşinci hafta Balkan festivallerine tahsis edilmiştir. Spor hareketlerine ayrılan ilk hafta zarfında, şimdiye kadar İstanbulda hiç görülmemiş sporlar, müsabaka yapıla caktır. Bu meyanda getirtilecek beynel milel bir şöhrete malik bir pehlivanın, bizim pehlivanlarla yapacağı maçlar da vardır. Tiyatro haftasına gelince; heyet, te maşa san'atımızın tarihini, gözönünde canlandıracak şekilde bir program hazırlamıştır. Bu programa göre haftanın ilk gece sinde muhtelif meddahlar tarafından tarihî ve şahsiyetlerin krokileri tesbit edi leceği gibi gene temaşa san'atimizin ilk motifi olan karagöz de oynatılacaktır. İkinci gece orta oyununa tahsis edil miştir. Bunun için şimdiye kadar orta oyunu oynamış ve muvaffak olmuş bütün san'atkârlarla konuşulmu; ve kendileri angaje edilmiştir. Orta oyununda temsil edilecek oyunlardan biri de (Ters ev lenme) olacaktır. Bundan sonraki geceler de tuluata, hakikî ve modern tiyatro hareketlerine ve operetlere tahsis edilmiştir. En son gece halk operetine tahsis edilmiştir. Operet o gece (Yarasa) yı temsil edecektir. Şükrü Çavuşun Yeni model cenaze merasımı otomobil plâkaları Bu vazife kurbanı büyük Belediye Daimî Encümemerasimle defnedilecek nî yeni bir karar verdi Zabıtai belediye talimatnamesinin o tomobil ve sair nakil vasıtalan plâkalanna taalluk eden 123 üncü maddesinde söyle bir kayıd vardır. «Plâkalar, arabalann arkasında son çamurluğu hizasında çamurluğun üst kısmı seviyesinde, otomobillerin ise arka satıhlanndan en az on santimetre taşkm olarak asılacaktır.» Halbuki bu kayda göre yeni model otomobillerde plâka asmağa mahsus yer kalmıyor. Bunun için daimî encümen yeni bir karar vermiştir. Bu karara göre plâkalar, talimatnamenin tarifi veçhile değil, otomobil fabrikalarının plâka için ayırdıkları yerlere asılacaktır. Karar, Şehir Meclisinin önümüzdeki içtima devresinde tasdik edilecektir. Türk kanından örülme et ve kemik, taşla demirî yendi. şeranpola mukaddes bayrak dikildi! Lâkin Sadırazam ne o nü almayı, ne casuslarla rişmeği düşünmüyordu. düşecek bir olgun meyva bekliyordu. temasların önümücadeleye giZaferi, daldan sayıp çadmnda kemik, taş ve demirle pençeleşiyordu. Fakat hamleye geçen o etle kemik Türk kanındam örüldüğü için çelikten daha sertti. Bundan ötürü de taşa ve demire hayatını emanet eden düşman, ateşten de yardım aramayı zarurî görerek yalçın şeranpol ardmdan boyuna el kumbarası, kursun, kaynamış su boşaltıyordu. Kara Mehmed, bu hücum sırasında bambaşka bir mahluk olmuştu. Altın hakanlara diz çöktüren Metelerin, Papalara ayak öptüren Attilâların, tstanbul kalesine yumruğile zelzele salan Ulubadh Hasanlann kanı, cam ve heyecanı onun damarlarında, iliğinde, ruhunda şahlanmış gibiydi. Adım atışında mermerden yapılmış istihkâmlan kucaklamaya ko şan bir dağ çeşnisi vardı, arkadaşlannı çağırısmda ve düşmana haykırışmda in san kılığına girmiş korkunc bir şelâlenin velvelesi seziliyordu. Yanıbaşından ay rılmıyan oğlu bile ondaki bu değişikliğç, hayran olmuştu, göğsü kabara kabara ve gözü yaşara yaşara ikidebir bu hayretini haykınyordu: Oh baba, aslan baba, ne yaman ermişin sen!... Ona uyup şeranpola hücum eden dilâverler de ayni ayarda Türk yavrula rıydı. Kurşunlan dişlerile ısınyorlar, okları ellerile tutuyorlar, kumbaraları gö ğüslerile geri itiyorlar gibi davranıyorlardı, gözlerini kırpmadan yürüyorlardı, mermerden ve taştan siperlere tırmanmak için yarış yapıyorlardı. Et ve kemikle boyuna ateş püsküren taş şeranpolun mücadelesi tam beş saat sürdü. Kara Mehmed de, oğlu da al kan içinde kalmışlardı. Öbür dilâverlerin ise yarısından çoğu şehid olmuştu. Fakat açık duran gözlerinde kitablann kendilerine vadettiği cennete değil, düşman şeranpoluna hasret seziliyordu. Bu aziz ölüler, hemen hepsi yaralı olan öbür yiğitleri yattıkları yerden şevke getiriyorlar gibiydi. Diriler, emellerine ermeden ölen arkadaşlannın ruhlannı hoşnud etmek için büsbütün gayretlenmişlerdi, mermer duvarları tırnaklarile delik desik etmeğe çahşıyorlardı. NJlıayet Türk kanından örülme et ve kemik, taşla demiri yendi, şeranpola mukaddes bayrak dikildi. Yıkılmaz görünen müthiş siper, ardındaki düşman için mezar olmuştu ve on binlerce asker, metrislerinden fırhyarak bu umulmaz neticeyi alkışlıyordu. Fakat neye yaradı ki?.. Yedi fersahhk yarım daire içinde daha düzinelerle şeranpol ve onların ardında geniş hen dekler vardı. Yüzlerce Türk çocuğu demiri hamura ve taşı çamura çeviren mubarek kanlarını o heyecanlı hücumda olduğu gibi bol bol akıtmadıkça bu engellerin giderilmesi mümkün değildi. Yiğit Türkler bu fedakârlığı yapmaya, şüphe yok ki, hazır bulunuyorlardı. Lâkin Kara Mustafa Paşa, şaha kalkmak için küçük bir işaret bekliyen bu merd ruhları idare edemiyordu. Daha doğrusu önüne konulan örnekten ibret alıp şehre sert ve kat'î hücumlar yaptır mayı istemiyordu. Daha İstanbulda iken kafasına. koyduğu uğursuz düşünceyi, Viyanayı korku zorile teslime mecbur etmek düşüncesini bir türlü bırakmıyordu. Hatta Kara Mehmedle merd arkadaşlannın bütün orduya parmak ısırtan, düşmanı da endişelendiren muvaffakiyetlerini de tebrik etmemişti. [Arkast var] Onun sakat işlerinden biri de Budinde mahpus bırakılan Avusturya elçisi Kont dc Kaprarayı yanına getirtmesidir. Bu işi yapmaktan maksadı Yanıkla Vi yana arasmdaki toprakların nasıl tahrib edildiğini ve Viyananın nasıl kınlmaz bir çember içine alındığını gösterip yeni bir gözdağı vermek ve bu tesirle onu şehrin teslimi müzakerelerine memur etmekti. Gerçekten vatansever bir diplomat olan Kont de Kaprara çok geniş ve çok mamur bir ülkenin çöle çevrildiğini, Viyana etrafındaki köşklerin, saraylann, bağlann, bahçelerin yakılıp yıkıldığını görerek yüreğınden yaralanmıştı. Boyuna hüngürdeyip duruyordu. Lâkin Sadırazamın arzusuna gene boyun eğmedi: Zararı yok paşa hazretleri, dedi, yıkılan köy, yanan saray olsun. Imparator ve millet sağ oldukça bu zararlar kolay telâfi olunur. Ve bu sözü söyledikten sonra dik dik mağrur vezirin yüzüne bakıp ilâve etti: Bugün ağlıyanlar yann gülecek ve şimdi gülenler yann ağlıyacaktır. Sadırazam, hulyasına balta indiren elçiyi az kaldı öldürecekti. Fakat hid detini güclükle yenebildi. Bu ağır işi yapmadı. 3u kadar ki onu cezalandırmak fikrinden de vazgeçemedi, uzak bir köyde hapsedilmek üzere Kırım Hanma gön derdi. Han, sağda solda çapul yapmakla ve Kırımdan başıboş getirilmiş on binlerce yedek hayvana yükletecek mal toplat makla meşguldü. Siyaset entrikalarile kafa yoracak bir durumda değildi. Bu sebeble Kont de Kaprarayı Viyanaya sekiz saat uzak bir köye yolladı, serbest bir mahpus biçiminde yaşamasına müsaade etti. O da bu müsamahadan tabiatile istifade ederek İmparatorla ve hatta Lehistan Kralile muhabere yolunu bul du, para ve esir bolluğu içinde harb şevkini kaybettiğine kanaat getirdiği Türk ordusuna baskın yapılması için her yana öğüdler vermeğe koyuldu. ( * ) . Bununla beraber halis Türk kanı taşıyan dılâverler canla başla çalışıyorlar, düşman kanı dökerek ve kendi kanlarını döktürerek karış karış kalenin bağnna doğru ilerlemeğe çahşıyorlardı. Tökeli İmre de o sırada henüz Lehlilerin elinde olup Prusyaya geçmemiş bulunan Pozen şehrine kadar akın yapmıştı, o büyük kaleyi düşürmek için Sadırazamdan imdad istiyordu. Lâğımlar harıl harıl işliyordu. Kara Mehmedin yerini seçip kendisi başta kazma kullanarak işlettiği lâğım, üç yüzden fazla düşman askerini havaya uçurmakla beraber gedık açamamıştı. Unlü Sipahi bu muvaffakiyetsizliğin acısını başka bir hizmetle telâfi için Rumeli kolordusuna geçti, kumandanla görüştü, büyük bir şeranpola açıktan hücum edilmesine onun muvafakatini aldı. Muhasaraya başlıyalıdanberi istih kâmlara, tabyalara, şeranpollara böyle açıktan hücum edilmemişti. Halbuki Türklerin en çok sevdikleri şey, bu gibi namlelerdı. Sıçan yollarında sürünmek, lâğımlar açmak onların hoşuna gitmiyordu. Bu sebeble bir şeranpola dalkıhc saldırılmak kararı bütün orduyu heyecana getirdi ve vaziyetleri bu ağır hamlenin akışmı seyre müsaid olanlar, Kara Mehmedin kılavuzluğile yalçın taşlara tırmanmaya koşan parslar sürüsünü te maşaya daldı. Manzara gerçekten müthişti. Et ve Merhum Şükrü Çavuş ŞEHÎR tŞLERl Yağcıların tasnifi (* «Bunda da bir hata etti. Elçiyi Budin mahpesinde alıkoyup göndermemek ge rekti. Bu vaz'ı kımse mustahsen gormedi. Zira düşman askerini guzati İslâm uzerine getırnıeğe mutlak bu kâfır sebeb oldu * Silâhtar tarihi C: H. S: 63 Atlı polislerimiz vazifeye başladılar Erimiş yağ satanlann birinci smıf, diğer yağlan satanlann ikinci smıf mües seseler meyanına ithal edildiği bütün belediye şubelerine bildirilmişti. Halbuki şubeler bu tamim üzerine müesseseleri tasnif ederlerken gene bazı kanşıklıklara meydan vermişlerdir. Bunun için dün tek Şehid Şükrünün cenaze merasimi rar şubelere gönderilen bir tamimde yeYangında feci surette ölen Şükrü çaniden cetveller tanzim edilerek ay sonuna vuş için muazzam bir cenaze merasimi kadar bildirilmesi istenilmiştir. japılacaktır. Cenaze, pazartesi günü saat 11 de Temmuzun sonuna kadar Tepebaşında Kallâvi sokağındaki yanan mühlet verildi binanm önünden kaldırılacaktır. Mera Belediye, satın aldığı eski Maarif Ne sime Kolordudan bir müfreze. jandarma, zareti binasının haricî kısmı tamiratını bi polis ve itfaiyeden birer grup iştirak etirmiştir. Dahilî kısmın tamiratının ikmali decektir. Ayni zamanda Vilâyet, Beleiçin de muhtelit mahkemelerinin binayı diye erkânı ve memurin ile Cumhuriyet tahliye etmeleri icab etmektedir. Bunun Halk Partisi, sigorta şirketleri erkânı da icin Belediye, temmuzun sonuna kadar merasimde hazır bulunacaklardır. mahkemelere mühle* vermiştir. Merasime iştirak edecek siviller silindir Muhtelit hakem mahkeme şapka ve jaketatay giyeceklerdir. sinde bakılan dava Cenaze alayı, tramvay yolunu takiben Tepebaşından Eminönüne gelecek, vaziTürk Fransız muhtelit hakem mah fe kurbanının namazı Yenicamide kılınkemesi, dün Baver Marşal davasına bakdıktan sonra taput otomobile konacak ve mıştır. Dava, hakem olarak tayin edilen merasime iştirak edenlerle birlikte otomobir ekspere havale edilmiştir. Holanda bülerle Edirnekapıdaki Şehidliğe gidilemaliyecilerinden olan bu eksper 15 tem cektir. Orada nutuklar söylenecek ve aziz muzdan itibaren evrakın tetkikine başlıyaşehid ebedî istirahatgâhına bırakılacaktır. cak ve 10 gün içinde raporunu mahkeme Şükrünün ailesine yardım edilecek riyasetine verecektir. Başçavuş Şükrü, Kütahyalıdır. Her Esnaf Bankası heyeti itfaiye neferi gibi sigortah olduğundan umumiyesi sigortadaki parası ile beraber sigorta şir Hali tasfiyede bulunan Esnaf Ban ketlerinin bir yardım olmak üzere ver kası heyeti umumiyesi dün toplanmış ve dikleri paralara ve taavün sandığındaki dünkü toplanbda bazı aza istifa etmiş hissesine düşen birikmiş paralar ailesine tir. verilecektir. ECNEBt MEHAFÎLDE Vali Muhiddin Üstündağ, bu vazife kurbanının çocuklarını Belediye namına Çekoslovak Başkonsolosu mektebde okutmağa karar vermiştir. geldi Bu kıymetli itfaiye çavuşunun feci şeÇekoslovak Başkonsolosu Dr. Kve kilde ölüşü herkesi; bilhassa arkadaşlannı toslav Gregor mezuniyetini bitirerek is çok müteessir etmiştir. tanbula avdet etmiş ve vazifesine başlaMerhuma Allahtan rahmet dilerken mıştır. ailesine de tazıyetlenmizı sunarız. Tepebaşında Kallavi sokağında Teodos Kosmos adında bir marangozun imalâthanesinden çıkan yangm esnasmda Beyoğlu itfaiyesinin en kıymetli çavuş larından Şükrünün yıkılan enkaz altında kalarak öldüğünü büyük teessürle yaz mıştık. Şükrünün cesedi dün sabah enkaz altından çıkarılmış ve morga kaldınlmıştır. Sabahleyin İstanbul Müddeiumumisi, emniyet ikinci şube müdürü, itfaiye mü dürü yanan binaya gitmişler ve tetkikatta bulunmuşlardır. Yapılan tahkikatta binanın mühim bir para mukabilinde bir Avusturya sigorta şirketine sigortah ve Teodosun Yunan tabiiyetinde olduğu anlaşılmıştır. Yangr nın neden çıktığı daha kat'î olarak tes bit edilememiştir. Yalnız bu imalâthane müstahdemleri sobada dutkal kaynatı Iırken kıvılcım sıçradığını, ve yahud ta l^şlar arasma sigara atıldığını, ve bu yüzden yangm çıktığım söylemektedirler. Teodos dün yakalanmış, sorguya çe kilince birşey söylememiştir. Görülen lüzum üzerine marangozha nede çalışanlardan yedi ijçi de nezaret altına alınmıştır. Beyoğlu emniyet memurluğu tarıkikata ehemmiyetle devam etmektedir. MÜTEFERRlK Maliye hukuk müşavirlikleri Maliye Vekâleti teşkilâtına tevfikan açılan maliye başhukuk müşavirliğine Feyiz Daim, hukuk müşavirliklerine de icra reisi Kemal ve ticaret mahkemesinden Faikın tayin edildiklerini yazmıştık. Faik hâkimliği tercih ettiğinden bu vazifeye bir başkası tayin edilecektir. Efganistandan otomobille gelen bir doktorumuz Dört senedenberi Efganistanda Kâbil hastanesinin başhekimliğini yapan doktor Rebii Hikmet dün otomobille Efganis tandan şehrimize gelmiştir. Doktor Hikmet, dört sene zarfında Efganistanda sıhhî teşkilât vücude getirmiş, sıhhiye me murlan yetiştirmiş ve mesleğine aid çok mühim işler görmüştür. Doktor Hikmet, memleketimizin yetiştirdiği çok kıymetli bir ilim ve idare adamıdır ve İstanbul, İzmir ve Ankara sıhhî müzelerini vücude getiren doktor Hikmet Hamdinin oğludur. Tıb tahsilini ve stajını Almanyada ikmal etmiş, Sıhhiye Vekâleti malarya ve frengi mütehassısı olarak Bakırköy hastanesinde bulunmuş, dört sene evvel Efganistana gitmişti. Doktor Hikmet iyi bir sporcu olduğu için Kâbilden tstanbula kadar bizzat kullandığı oto mobille gelmiştir. KÜLTÜR tŞLERl 59 uncu ilkmektebde diploma tevzii merasimi Kumkapıdaki 59 uncu ilkmektebden mezun olan 52 talebenin diploma tevzii dün büyük merasimle yapılmıştır. Merasime bandonun çaldığı îstiklâl marşile başlanmış ve smıf muallimi tarafından heyecanlı bir konferans verilmiştir. Bundan sonra talebe velilerinden biri muallimin sözlerine mukabelede bulunmuştur. Bundan sonra talebeler hep birlikte muhtelif şarkılar söylemişlerdir. Şarkılan müteakıb diplomalar tevzi edilerek merasim nihayete ermiştir. Mini miııi yavrulara istikbalde de muvaffakiyetler dileriz. Dört aydanberi devam eden sigorta teftişatı Iktısad Vekâleti teftiş heyetinin dört aydanberi bütün sigorta şirketlerinde yaptığı tetkikat on beş güne kadar bitecek tir. Müfettişler şimdiye kadar 33 şirke tin hesablarını tetkik etmişlerdir. Bun ların otuz birinde teftiş tamamen bitmişHulâsa Almanya ile İtalyanın yakıntir. laşmakta olması, Lokarno cephesinin zâYapılan teftişlerde Föniks ve Türkiye fı ve diğer sebebler Avrupa politikasınmillî sigorta şirketlerinden maada diğer da büsbütün yeni bir vaziyet ihdas eylelerinde bir aksakhğa tesadüf edilmemiş diğinden gerek Fransa gerek ingiltere tir. Yalnız müfettişler umumî olarak si İtalyaya karşı olan tavır ve hareketlerigorta işlerinin çürük noktalarım da tesbit ni birdenbire değiştirmek lüzumunu hissetmişlerdir. etmektedirler. Almanyaya ihraç edilecek ham deriler Muharrem Feyzi Togay POLlSTE Atlı polislerimizin vazifeye başladıklarını yazmıştık. Yukarıki resim, polislerimiz dün Taksim stadyomunun önünde intızamm temini ile meşgul olurlarken alınmıştır. Atlı polislerimiz, muntazam kıyafetlerile bilhassa nazari dikkati ~elbetmektedir. ZAVALLI ADAM Aksarayda Lânga caddesinde 28 numaralı evde otu ran ve gözlerinden malul olan 46 yaşlarmda Mehmed, halâya gitmek için odasmdan çıkmış, yanlışlıkla merdiven tarafına giderek 12 metro yükseklikten düşerek ayakları kırılmıştır. Zavallı malul Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. GAZETE MÜVEZZİLERİ ARASIXDA Dün saat 15 raddelerinde Ankara caddesinde seyyar gazete müvezzii 17 yaşlarında Hasan ile 16 yaşlarmda Süruri gazete almak için kavga etmişler ve Hasan yerden aldığı dört kiloluk bir taşla Süruriyi başından tehlikeli surette yaralamıştır. Yarah ifade veremiyecek bir halde hastaneye kaldırılmıştır. Suçlu yakalanmıştır. ADLÎYEDE Darıcadaki cinayet hakkında Gazetemizin 5 temmuz 936 tarihli nüshasında Darıcanın Taşliman mevkiinde öldürülen balıkçı Hasan hakkında malumat vermiştik. Gebze muhabirimiz tarafından bildirilen bu malumatın, Gebze Cuçjhuriyet Müddeiumumisinin beyanatı olmayıp, muhabirimizin hususî tahkikat olduğunu görülen lüzum üzerine tavzih ederiz. Iki hazine avukatı aranıyor Keşan ve Uzunköprü kazalarının şehrî ellişer lira ücretli hazine avukatlıkları açıktır. Avukatlık yapabilmek şeraitini haiz olan taliblerin Edirne defterdarlığına müracaat eylemeleri. Almanyadaki Türk Ticaret Odası, raportörler Almanyaya ham deri ithalinin tahdid edileceği hakkında memleketimiz piyasa Ticaret Odası idare heyeti salı günü larında yapılan haberin doğru olmadığını toplanarak Oda sanayi şubesine alınacak bildirmiştir. iki raportörün imtıhan için vasıflannı taMuhtelif maddelerde mali yin edecektir. Raportörlerden iki lisan bilmesi ve sanayi işlerinden anlamsı e yet fiatları tetkik ediliyor sas olarak aranacaktır. Ticaret Odasının yeni sanayi şubesi Iktısad Vekâletince verilen bir emir üzerine muhtelif maddelerin maliyet fiatla rını tetkike başlamıştır. Vekâlet, Oda dan verilecek malumata göre sınaî ma Nüshası S Kuruştnr mulâtın maliyet ve satış fiatlannm kon AbOne J Türkiye Hariç trolu hakkındaki kanunun verdiği salâ o içhı hiyetle icab eden maddelere satış fiatı koyacaktır. Senelik 1400 Kr. 1700 Kr. Vekâlet ayrıca Odadan her ay sınaî Altı aylık 750 14S0 mamulâtın toptan satış fiatlannm ve ip 800 Üç ayhk 400 tidaî maddelerin de toptan fiatlarını gösBir aylık 150 yoktur teren cetveller istemiştir. Oda bu cetvelIeri her ay muntazaman verecektir. Ticaret Odasma alınacak Cumhuriyet '^ şeraiti»