14 Hariran 1936 CUMHURÎYET SON TELEFON MABERLEB TELCRAF vc TELSiZLE Afişaj iş] Şurayı Devlette muhakemeleri başlıyor Ankara 13 (Telefonla) Afişaj işin de maruz kaldıkları takibattan dolayı Devlet Şurasına müracaat eden vatan daşlardan birinin istinad ettiği kanunî ve hukukî sebebleri aynen aşağıya nak lediyorum: 1 Afişaj veya namı diğerle teşhir ücretleri rüsumu Belediye kanununda veya Belediye kanununda Belediye res mi olarak gösterilmemiştir. Bu itibarla tahsili emval kanununa tâbi değildir Böyle olduğu halde rüsumu belediye gibi tahsile teşebbüs edilmesi ve tahsisen bunun ademi tediyesi halinde Belediye kanununun 113 üncü maddesinin tatbi kına tevessül edileceğinin zikir ve tas~ rihi kanuna aykındır. 2 Teşhir ücreti namile istenilen paranın hangi esas ve hesaba istinad etti • ği malum değildir. Afişaj hdkkı vergi mahiyetinde olmadığından Belediyenin bunun için ücret iddiasında bulunduğu takdirde usulen mahkemeye müracaat etmesi lcab eder. Belediye Encümeninin ve yahud Vmumî Meclisin vergi ve resim gibi bunun için tarije tanzimine hakkı yoktur. 3 İstenilen paranın matujünaleyhi olan üânlar 29/2/1936 tarihinde kaldı rılmıştır. Bu itibarla bu tabelâların mevcud olup olmadığı bile tahkik edilmeksizin bunlardan teşhir ücreti iste • nilmesi yolsuzdur. Fransadaki büyük amele grevi sona eriyor Dün yeniden amele ile patron arasında anlaşma lar yapıldı. Yarından itibaren fabrikalar işe başlıyor Paris 13 (A.A.) Şimal eyaletinde, dün yeniden işe başhyan işçilerin sayısı 57,000 dir. Ekmekçilerle kömürcüler de bugün işe başlıyacaklardır. Bordoda liman amelesi grev yapmış lar ve ücretlerinin artırılmasını istiyerek nhtımlan işgal etmişlerdir. Amiensda tramvaylar grev yapmıştır. Maconda vedi fabrika amelesi daha greve iştirak etmişlerdir. Bununla beraber her tarafta sükun vardır. da ya bugün, yahud da pazartesiye grevden vazgecmeleri muhtemeldir. URDDAN AZILAR Yazan : ismail Habib Evereste çîknıak ümidi suya düşüyor Heyeti seferiye mühim bir kaza geçirdi Evereste çıkmakta olan heyeti seferiye kumandanı Mr. Hugh Ruttledge Daily Telegrapha gönderdiği bir telsizde bu müthiş kazayı şöyle anlatmaktadır: «4 numaralı kamptan ilerlemek, fazla kar yağdığı için arazinin yumuşaması yiizünden son derece müşkül bir hal almıştı. Yirmi dört saattenberi esen kuvvetli rüzgârlarla dövülen araziyi keşfetmek üzere heyeti seferiye arkadaşlarından Harris ve Shipton bu hususta keşşaflık vazifesini üzerlerine alarak kamptan dağa doğru yüz on metro kadar ilerlemiş lerdi. Buradan sonra sola doğru ufkî bir hat üzerinden ilerlemek icab ediyordu. Her nekadar kar tabakası pekişmiş idise de herhalde dik bir kar bayırını ufkî istikamette yürümek son derece tehlikeli olabilirdi. Orta Anadoluda Lâle devri İstanbulda yokedilen Lâle devri hâlâ ve yalnız Orta Anadoluda yaşıyor Nedimin en şakrak seslerini verdiği devir; Onsekizinci asırdan on sekiz yıl sonra başhyan ve on iki yıl süren devir; Türk mimarlığının en çok zarifleştiği ve Türk irfanının matbaacılık gibi en hayırlı bir yeniliği vücude getirdıği devir. O devre ne Üçüncü Ahmedin Hanlığı, ne İbrahim Paşanm Sadırazamlığı, ne Nedi min şairliği, ne de Ayasofya çeşmesinin o eşsiz güzelliği... hiçbirinin kendi adını veremediği o devre küçük bir çiçek, iki asır sonra, birdenbire kendi adını taktı: Zar inceliğinde Çin işi yakut bir kadeh şeffaflığile duran şu bildiğimiz alev yapraklı çiçek. MeşrutİYetten sonra millete tarih zevkini tattırmakta çok hayirlı hizmeti do kunan Ahmed Refiğin Damad îbrahim Paşa zamanında lâleye fazla merak saldırılmasını ele alarak bir tarihçi realitesinden ziyade bir şair mizacının se zişile o zamana «Lâle Devri» den mesi, besbelli ismin güzelliğinden olacak, derhal tuttu. Eski şiirin tadını bir usare gibi emen Yahya Kemal de «O muğpeceyle tanıştımdı Lâle Devrinde!» diye o tabiri şiire koydu. Isim sonradan takmaymış, artık münakaşaya lüzum yok, Lâle Devri deyince gözümüzün önüne gelen bir çiçek değil, renk renk hususiyetlerile bütün bir devirdir. Orta Anadoluda iste o devri gördüm. Lâle Devri İstanbulda açılıp îstan bulda kapandı. Türk mimarlığı Karlofça ve Pasarofçalardan sonra büyük kubbeler devrine veda ediyor. Fakat ze\kimizdeki asalet henüz ayaktadır. Lâle Devri o zevki hep ınce islerde kullandı. Kubbe yerine yalı, medrese yerine köşk, imaret yerine mesire, haşmetli sütunlar yerine ince direkler; mermerden çok ahb». ağırdan çok hafif, sağır yapıdan çok şırıltılı yapı; kubbe ağır, saray kış lıktır; Lâle Devri İstanbulun yazlığını yaptı. iskân ediliyor, hem de yadırgamasınlar diye ayrı ayrı mahalleler halinde yerleştirılmişler. Gelip geçen tüccarlara ko laylık olsun diye otuz odalık haşmetli bir ticaret hanı... Bir şehir bir medeniyettir, bu şehrin hiç noksanı yok; demek ki medeniyetimiz tamammış. Şehircilik tamam, ya zevk ve san'at kısmı, bu, tamamın da kat kat üstündedir. O ne cami o; dört yarım kubbeye istinad eden orta kubbesi; kubbelerinin kursun örtüleri, boy atmağa doyamıyan endamile, henüz delikanlı çağında bir selâtın camisı. Içeri gır; orta kubbeyi taşıyan yarım kubbeler dahi kendilerini on mermer sütuna taşıtıyorlar. Fakat bütün bu sütunlar duvarlara gömülü gibidir. Hepsi saklanmış. Sütunu yapıp sütunu göstermemek; sıkleti sütuna yükletip sü tunu göze sıklet yapmamak; bu, bizim mimaride boşluğu fethedişimizdir. Mihrab baştanbaşa öyle işlenmiş ki mermer inceden inceye fıkırdayıp duruyor. Hele büyük kubbedeki nakışlar, başımızın üstüne bir renk ve ahenk tufanı gerilmiş. Mimber kız gibi bir mermer. Müezzin mahfilinin altı altın tezyinath. Her taraf elvan elvan bedialar içinde. Moltke bile «hiç bu kadar güzel cami görmedim» der. Hakkı var. Nevşehir camisi camilerimizin gelinidir! Mimarlığımızın renk cümbüşü olan pencere camları bile burada büsbütün baskalaşarak geline takılan zebercedden, yakuttan, elmastraştan parçalar gibi apayrı bir mana almış. Büyülü imbiklerden geçirilmis gibi giren ziya, bu pencerelerden caminin içine, renklenmiş bir hava gibi dökülüyor. Ziyayı yalnız görmüyor, teneffüs ediyoruz. Sadece gözümüz değil bütün içimiz pırıl pırıl. Caminin daha dış kapısında Nedimle karsılastım. Kıtabe onıındur. Caminin garbinde sıra sıra dört bina. En başta kütübhane. Binanın yalnız zarfı değil mazrufu olan kitablar da birer bedia. Pasanın İstanbulda bir aralık Kütübhane Muhafızlığını yapan Nedim; cildle rindeki tezhib. hatlarındaki hüner, na kışlarındaki zençinlikle onların ne dil ber seyler olduklarını o kitablar buraya gönderilmeden biliyordu: Derunu gune gune nıısha.i dılcu ile memlu! Medresenin de ayrı bir ahengi var. Zarif bir avlu, on kadar kemer, tena zurlu hücreler, mermer revaklar, emek ve sabırla dokunmuş kabartma işlemeler. Bu nazlım medreseyi hapisane yapmış lar. Mermer revaklar altında mahpuslar isli tencerelerini kaynatıyor. Mücrimleri öyle bir san'at eserinin içine tıkmaktan daha büyük hangi cürüm olabilir? Hü go «bir mekteb yapmak bir hapisane yıkmaktır» der. Öyle bir yeri o halde gö rünce ilin saırınden utandım! Medresenin üst tarafında imaret bi nası, onun üstünde de Sıbyan mektebi. Kitabe Seyyid Vehbinindir. 5 a i r . çocukların bu binayı görünce sevincden külâhlarını havaya atacaklarını söylüyor. E ğer çocuklar tavandaki nakısların o harikulâde güzelliğini anhyacak yaşta ve seviyede olsalardı şairin dediğini sahiden yaparlardı. Kanunlar Senatoda Uzlaşmalar Paris 13 (A.A.) Dünkii en mü him hâdise demir sanayiı patronlarile işçileri arasında akşamüzeri saat 18 de ve Mesai Nazınnın teşebbüsile bir uzlaşmanın imza edilmiş olmasıdır. Bilumum tezgâhlar da pazartesi sabahı işe başlıyacakBelçikada grev tır. Brüksel 13 (A.A.) Maden bölŞimal eyaletinde grevciler işgal altıngelerinde grev vaziyeti vahamet kesbetda bulundurduklan 736 fabrikayı tahli mektedir. Grev genişlemektedir. Bu saye etmişlerdir. bah Liyej havzasında bütün maden saKasab çıraklarile patronlar arasındaki nayii müesseseleri greve iltihak etmişlerdava da hallolunmuştur. Paristeki bütün dir. kasab dükkânları bugün açılacaktır. Madenlerdeki işsizlerin sayısı 17 bin Paris 13 (A.A.) Sen eyaleti mm tahmin olunuyor. Takviye edilmiş olan takasında grevcilerin sayısı dün akşam polis, 34 maden kuyusunun işgaline mâni 256,476 ya inmişti. Sabahleyin, Paris olmağa muvaffak olmuştur. sokaklannda bazı hâdiseler olmuş ve 41 Öteyandan Herstal silâh fabrikalarınkişi tevkif edilmiştir. da hiçbir amele işe başlamamıştır. Grevin Oğleden sonra ise hiçbir hâdise olma umumî bir sekil almasından korkuluyor. mıstır. Içtimaî bir buhranın doğuracağı vahaSen eyaletinde hemen bütün yapılar met karşısında siyasî buhranın zayıfladıdaki duvarcılar yeniden işe başlamışlar ğı "örülmektedir. ve öteyeberiye asmış olduklan bazan kırSiyasî mahfillerin kanaatine göre mızı ve bazan üç renkli bayrakları indir M. Van Zeeland gece kabinesini teskil mişlerdir. etmiştir. Yeni kabineye altı sosyalistin işMarangoz, gilingir ve doğramacılann *»tti£i zannolunuyor. Paris 13 (A.A.) M. Blum, mebusan meclisi tarafından kabul ve tasdik edilmiş bulunan beş tane kanun lâyiha sını senato meclisine dün akşam takdim etmiştir. Senato bu lâyihaları hususî bir encümene havale etmeğe karar vermiştir. Ayın on altısında da toplanıp bunları müzakere edecektir. M. Blum, senatoda söz alarak, şayed asayiş ihlâl edilecek olursa, hükumetin bunu ifade ve temine azmeylemiş bulun duğunu söylemiştir. Başvekil, grevcilerin arasına karışmak istiyen bazı şüpheli unsurlara karşı da siddetli te^bırler alınacağını bildirmiştir. Eczacı Hasanın bir mektubu Maruf ecza deposu sahıbı Hasandan dün şu mektubu aldık: cKurun gazetesinin 13/6/1936 tarihli nüshasınm 3 üncü sahife 36 ve 63 üncü satırlarında: İlk şikâyetler ne idügi malum olan Eczacı Hasanın mektubıle başlamıştır ve vali eski vali. eczacı Hasan. Serbest Fırka devirlerini yaşamış bir adam değil midir?» yazıları intişar et miştir. Kurun gazetesi afişaj işlerinde ve münakaşalarında ne idiğü malum olan ec:acı Hasanla Serbest Fırka devirlerin de yaşamanın münasebetini ve ima ve kinavelere göre Serbest Fırkaya girip gırmemenin haksızlığa karşı şikâyete hak kazanıp kazanmıyacağını bize tas .ıh etmemekle beraber ne idigü malum kelimeleri ve Serbest Fırkaya mensub gibi göstererek bizi küçültmek istemiştir. Şahsıma karşı gerek mana ve delâ Jeti itibarile buna benzer bazı yazıları birkaç defa Kurun gazetesinde görü vorum da bu sözlerin bir kıymetini görmedığimden cevab vermek tenezzülüfıde bulunmuyorum. Ancak haysiyeti ti cariyemle. şerefi san'atımı ve herkesçe sevilen şahsiyetimi lekelemek ister gibi devam eden bu iğrenc sözlerden müte 'ssir olan bazı dostlarımın ısrarı üzerine işbu şikâyetnameyi yazmıya mec bur oldum. Bunun saygılı gazetenizde intişarını .ica ederim. Eczacı Hasanın hakikatte ne idigü malumdur, bazı insanlar gibi ne idigü gayrimalum değildir, işinın ve ian'atının ve ticaretinin esiri ve ehlidir, îiyasî mesleği yalnız ve yalnız Cumhu•iyet Halk Fırkasıdır. Onu candan se ver ve hayatında hiçbir zaman hiçbir an başka siyasî bir fırkava girmemiştir. Kurun gazetesi sahiblerile beraber Serbest Fırka devrini yaşamakla beraber Serbest Fırkaya girmemiştir. Türkiye büyükleri ve Avrupa erbabı san'atı eczacı Hasanın takdirkârıdır ve memleketimizde büyük ve temiz ışler ve ticaretler yapmış ve namusile yasamıştır. Vicdanı temiz. mesleği ciddî. ticareti. san'atı doğru ve her türlü riya ve yalandan Biraz yürüdükten sonra hiç ummadıkları bir esnada kar anî surette ikiye yanlarak keşsaflann bulunduklan kısım biraz aşağıdaki yüz metro derinliğindeki buz yarına doğru kaymağa başlamışhr. Bu esnada Shipton önde ve Harris de arkada bulunuyordu. Anî bir kararla ve müthiş bir gayret sarfıle karşıya atlamağa muvaffak olan Harris baltasını tuttura cak kadar vakit bulmuş ve bellerine bağlı olan ip vasıtasile, yavaş yavaş yara doğru kaymakta olan arkadaşı Shiptonu güç halle kurtarabilmistir. Bu keşif netice sınde kat'î olarak anlaşılmıştır ki moonsoon rüzgârlan başladıktan sonra şimalî kol vasıtasile Evereste çıkmak imkânsız ve son derece tehlikeli bir iştir. Bunun için bu sefer de Everestin zirvesini fet hetmek ümidleri gitgide suya düşmektedir.» Prens Seyfeddin Mısıra avdetine müsaade mi ediliyor? Kahirede çıkan Musavver Letaif mecmuasında okunduğuna göre 1 1 senedenberı istanbulda oturmakta olan Prens Seyfeddinin Mısıra dönmesine müsaade edileceği hakkında kuvvetli bir şayia çıkmış tır. Gazete bu şa yianın doğru mu, Prens Seyfeddin iğri mi olduğunu söylememekle beraber rivayetlerin muhtelif mahfillerden isitilmiş olduğunu kay detmektedir. Musavver Letaif mecmuası bu münasebetle Prensin bankalara mevdu olup elli milyon İngiliz lirasına yakm bir ye kurr tutan sen'etinden bir kısmının sarfile Kahirede Kasrülayn caddesinde iki bü yük apartıman yaptırılacağını haber veriyor. Prensin emlâki bir vâsi tarafından ıdare olunmakta iken bir ıkı yıl önce Evkaf Nezaretine tevdi olunmustur. Filistin ihtilâli Hâdiseleri üç gizli cemiyet idare ediyor Kudüs 13 (A.A.) Kudüsün yedi mil şimalinden geçmekte olan bir oto büsün üzerine, bir Arab çetesi tarafın dan ateş edilmiştir. Yolculardan bir Yahudi ağır yaralanmıştır. Vak'a yerine derhal bir müfreze askerle polis kuvvetleri gönderilmiştir. Amerikada seçim M. Ruzvelt gene en kuvvetli namzed! Vaşington 13 (A.A.) Cumhuriyetçi Landon ile Knoksun namzed gösterilmeleri üzerine seçilmek ihtimalleri azalmış olmakla beraber, M. Ruzvelt Riyaseticumhur için hâlen kuvvetli namzed bulunuyor. Kendisinin intihab edileceğine dair beşe karşı sekiz, bahis tutuşanlar var dir. Mandalar Komiayonunda Cenevre 13 (A.A.) Mandalar komisyonu 29 uncu içtimaına nihayet ver> pıiştir. Bu içtima esnasında Yeni Tanganika, Gine, Filistin, Maveraişeria, Su riye, Lübnan ve cenubu garbî Afrika bölgeleri üzerinde manda sahibi bulunan devletlerin verdikleri raporlar tetkik o lunmuştur. ldam cezan Londra 13 (Hususî) Filistin fevkalâde komiseri bugün neşrettiği bir emirname ile İngiliz askerlerine karşı suikasd yapanlann idam ve müebbed kürek cezalarile tecziye edileceklerini bildirmektedir. • * • Filistindeki cemiyetler Deyli Telgrafın Kudüs muhabiri bildiriyor: Davalarını kazanmak için genc Arablar aralarında üç cemiyet kurmuşlardır. Bunlardan birincisi «grevi ihlâl edenleri tecziye», ikincisi «Çivi cemiyeti» dir. Bu cemiyetin vazifesi şoseler üzerine çivi sermek ve nakliyatı sekteye uğratmaktır. Uçüncüsü, «Kırmızı gölge cemiyeti» dir. Bu cemiyetin ilk beyannamesinde şunlar yazılıdır: «Düşmanlarınızın kanını kana kana içiniz. Ruhunuz müstebid idarecilerle muhakkar yabancı Yahudilerin kanını içmekle asla günahkâr olmıyacakbr.» 31 amele öldii Tokyo 13 (A.A.) Tukuoka made ninde bir grizu patlaması 31 amelenin ölmesine ve 31 amelenin de yaralan masına sebeb olmuştur. Ankara Belediyesi Başmüfettişi Ankara 13 (Telefonla) Ankara Belediyesinde yeni ihdas edilen başmü fettişliğe muhasebe müdür muavini Cemil tayin edildi. M. Benes Bronoda Prag 13 (A.A.) Cumhurreisi M. Benes hususî trenle Brnoya gitmek üzere buradan hareket etmiştir. Orada Madam Benesle beraber bir hafta kadar oturacaktır. Halbuki Anadoludaki Lâle Devri: Orada kubbe ve medrese, imaret ve kervansaray, hamam ve bedesten gibi hep ağırın, taşın, ve mermerin işi yapıldı. Lâle Devrini kapayan Patrona ihtilâli taassubdan geldiği için kara, kelleler uçurduğu icin kanlı, ve o zamanın bütün mimarlığını yaktığı için de kızıldır. Evet yaktığı için... Istanbuldaki vazlık Lâle M. Ruzveltin nutku Devri yıkılmadı, yakıldı. Anadoludaki Dallas 13 (A.A.) Cumhurreisi ise yakılamaz, yıkılırdı. Buradakini yaRuzvelt burada irad ettiği bir nutukta kan, oradakini de yıkmak için yola çıkdemiştir ki: tı. Bereket oraya varamadan Patrona « Biz, Amerikada yalnız millî duy cılar ortadan kaldırılmıştı. Orayı mesaguyu değil, beynelmilel duyguyu da infe kurtarmıstır. îstanbulda yokedilen kişaf ettirdik. Bununla beraber, AmeriLâle Devri hâlâ ve yalnız Orta Anadokanın, bütün dünyayı hüsnü niyet ve luda yaşıyor. komşularla iyi geçinmek esaslarına da Ürgüb kazasında Muskara denen on yanan bir dış politika takibine teşvik eybeş evlik bir köyceğiz ve orada îbrahim lemekle beraber, tehlikeye düsen yabanadlı fakir bir çocuk vardı. Çocuk zekicı devletlere yapacağı yardım tamamile dir, çalıskandır, ve talihlidir; işte koskomanevî mahiyette kalacaktır.» aridir.» Hasan ecta deposu sahibi ca Imparatorluğun Sadırazamı oldu. Asırlardır sadtrazamlar hep Devşirmeler HASAN den yetişiyordu. Onların vatan içinde memleketleri yoktu; fakat simdiki öyle değil ve simdiki düsündü: Mademki o köy bunu sadırazam yapmıstı, lâzım ki sadırazam da kendi köyünü şehir yap Londra 13 (A.A.) M. Baldvin Brüksel 13 (Hususî) M. Van sın; doğduğu yere minnet borcu; üç beş dün akşam Bukingham sarayında Kral zeland yeni kabineyi kurmağa muvaf yıl içinde o küçücük köyden bütün abitarafından kabul edilmiştir. fak olmuştur. Yeni kabine 6 sosyalist, 4 deleri ve binalarile yepyeni bir şehir doKral ayni zamanda, M. Ramsay katolik ve 3 liberalden müteşekkildir. ğuverdi ve adına «Neşvehir» dediler. Makdonaldı, îngilterenin Ankara Bü Sosyalist lideri Vanderveld Başvekâlet Nevsehrin meydana gelmesi için devyük Elçisi Sir Persi Loreni ve cenubî muavinliğile Sıhhiye Nezaretini deruhde rin bütün san'atkârları adeta seferber e Afrika Müdafaa Nazırı M. Osvald etmiştir. Sosyalist erkânından M. Spaak dildi. Zamanın en ünlü şairleri tarihler Pirovu da kabul etmiştir. Hariciye Nazırı olmuştur. ve kitabeler söylediler, o manzumeler en M. Thomasın vaziyeti Brüksel 13 (A.A.) M. Van Zeemeshur hattatlara yazdırıldı, o yazılar en Londra 13 (A.A.) M. Thomas land, kabineyi teşkil etmiştir. Kabine nefis mermerler üstünde en usta hakkâkve Butt dün akşamdanberi resmen müs listesi: lara kazdırıldı. O sayısız mermerlerle kita'fi addedilmişlerdir. Zira London GaBaşvekil: M. Van Zeeland, muavini: tabeleri savısız develer, İstanbuldan ta zettein neşrettiği bir tebliğe göre M. j M. Vandervelde, Hariciye Nazm: M. o köye kadar, aylarca yol alarak sabırlı Thomas ile M. Butt, bu defa tayin edil Hanri Spaak, Millî Müdafaa Nazırı: sabırlı tasıvıp durdular. dikleri memuriyetler dolayısile saray General Denis, Adliye Nazırı: M. AuOraya başta «Hassa Mimarbası Mehbendegânı sırasına girdiklerinden meb'us guste de Schrver, Dahiliye Nazırı: M. med Ağa» olmak üzere en ehlivetli miluk sıfatını tabiatile kaybetmislerdir. François Bovesse, Maarif Nazırı: M. zevkli nakka*lar, Danzigde Nazi Sosyalist Jules Hostes, Maliye Nazm: M. Jo marlar: en gönderildi. Böyleen becerikli oymacılar yüzlerle seph Merlot, Ziraat Nazm: M. Merget, kavgası san'atkârın elele vermesile, hebriri kenDanzig 13 (A.A.) Bir toplantı yap îktısad işleri Nazırı: M. Hilippe Van di nev'inin bir bediası olan yapılardan mış olan millî Alman partisi liderlerin Isacker, Mesai ve içtimaî sigortalar Na birer tanesi ,hep bir arada ahenkli bir den üç kişi, üniformalı nazilerle çıkan zırı: M. Delattre, Münakalât Nazırı: mecmua teskil etmek üzere, san'attan bir bir arbedede ağır surette yaralanmış M. Oierch. meşher halinde yükseldi. Oraya kurulan lardır. Naziler. biraz sonra şehrin baş lsmetpaşa Enstitüsünde bir sehir değil bir zevktir. lıca caddelerinden Volkis Timme sos sergi açıldı Sehrin emniyeti için tepeye, küçük fayalist gazetesinin tatil edilmesini pro testo eden bir takım risaleler dağıtan kat sert bir tac gibi duran bir kale yapAnkara 13 (Telefonla) îsmetpasosyalistlere hücum etmişlerdir. şa Kız Enstitüsü talebelerinin bir yıllık tırıldı. Uzak mesafelerden getirtilen bol çalışmalarını gösteren sergi bugün saat bir suyla adım basında bir cesme: ku Çek Kurmay Baskanı 16 da açıldı. Maarif Vekili Saffet A rak köy birden sulak bir şehirdir. ÇalıBükreşe gitti nkan, Sıhhiye Vekili Refik, Erkânıhar san ustalar için yaptırılmış yüzlerle ev, Prag 13 (A.A.) Çekoslovakya ge nel kurmay başkanı General Krejci, Kü biye ikinci reisi Korgeneral Asım, maarif bunlar hep kârgir ve sağlam; ustalar giçük Antant askerî konferansına iştirak erkânı ve birçok davetliler sergiyi ger dince sehre yerleşenlere verilecek. Nü etmek üzere Bükreşe hareket etmiştir. diler ve talebelerin eserlerini beğendiler. fusu çoğaltmak için civardaki aşiretler Şerif Abbas Halime rtitbesi iade edildi İngiliz Kralî Başvekille Ankara elçisini kabul etti Yeni Belçika kabinesi kuruldu Altı yıl önce Mısırda diktatörlüğe benzer bir idare sistemi kuran Sıtkı Paşanın siyasetini şiddetle tenkid ettiğinden dolayı asalet ünvanlarından tecrid olu nan Mısır Krallık hanedanına mensub Serif Abbas Halime kanunî haklannın geri verilmesi takarrür etmiştir. Mısır gazeteleri bu münasebetle genc Prens hakkında uzun methiyeler neşretmekte ve bu Caminin şimal tarafında hamam, han, karan alkışlamaktadırlar. bedesten gibi yapılır ayrı bir mecmua teşkil ediyorlar. İçlerinde en viranlaşmış olanı bedestendir, muvazi iki çarşı ha linde yapılan bu güzel eserin yıkılan İstiklâl Harbin kubbeleri yerine uydurma bir tavan gecirilmis. Çarşı eski »altanatına hıçkırıyor. de Kocaeli grupu Fakat hamam çifte kubbesi ve levend hücum taburu ku mandanlığında bu durusile hâlâ dipdinc. Hamamlar ki zalunan ve Yozgad ten mermer döselidir, mermer burada 16 ncı alay kumanbüsbütün bir mesher olmuş, geçirdiği o danlığından teka cusacuş hamam âlemlerini hatırlamış ol üd olan kaymakam malı ki Nedim buranm kitabesini yazar Hasan Karapınar ken sevke gelerek iki tarih birden düsü kalb sektesinden ölmüş ve cenazesi rüyor: Eyledim çün vakti itmamın Nedimadan Aksaraydaki evin sual den kaldırılarak A Merhum Hasan nadoluhisarndaki aKarapınar Bovle iki mısra.i tarih ile verdi cevab. ilesi kabrist&nma defnedilmiştir. Bütün bu yapılan gezer ve o kitabeleri Merhum bütün hayatını cephelerde okurken uzun saatler, halde değil, Anageçirmiş ve beş, altı defa yaralanmıştır. doluda değil. iki asrın ötesinde, îstanbulKederdide ailesine bayani taziyet edan kopup Anadolu ortasma konulmuş deriz. bir devrin içindeydim. Mekânın canhlığı zamanı siliyor. İki asrın ötesi olduğu gibi Tehçir edilmiyecekler durduğu için ortada iki asır yok. Lâle Atina 13 (Hususî) Tivo kanlı hâ Devrinin hatıraları içinde değil devrin diselerinin müşevviklerinden olduklan kendisindeyiz. Bu yapıların muhitinden için tehçir edilmelerine karsr verilen avrıhnca kendimde öksüzleme bir kırık yedi muhacir lehinde hürriyetperver lık göıüyorum; besbelli tütsülü bir âlem partisi lideri Sofulisin müdahalesi üzeden tekrar bu çatlak dünyaya döndüğüm rine Başvekâletçe bunlar hakkmdaki kararın tekrar tetkikine kadar icra eiçin olacak. dilmemesi emri verilmiştir. Kıymetli bir zabitimîz kalb sektesinden öldü İSMAİL HABİB