30 Mayıs 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

30 Mayıs 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 30 Mavıs 1936 VIYANA DONUŞU Tarihî tefrika: 47 M. TURHAN TAN ( Şehir ve Memleket Haberleri j Siyasî icmal Bize fazla mal satan memleketler A f i ş a j işi hallolunmalıdır! Bu haksız resim halkı bizar ediyor Afişaj resmi meselesi ehemmiyet kes betmiştir. Birçok müesseseler ellerinde îhbariyeler olduğu halde avukatlara başvurmaktadırlar. Yanndan sonra birçok avukat alâkadar olduklan müesseseler namına dava ikame ve tehiri icra kararı istiyeceklerdir. İstenilen para miktarı o kadar çoktur ki halkm hayret ve hiddetini celbetmekten hâli kalmamıştır. Ufak bir dükkândan 25 lira istenilince ancak buna yakın kazanc vergisi veren bir müessese sahibinin aklı başından gitmiştir. Avukatlar bu resmin gayrikanunî şe kilde tahsil edildiği zannmdadırlar. Ve rilen ihbariyenin altında Belediye Afi saj Tahsil müdürlüğü diye bir mühür üzerinde de (K) imzası vardır. Imzayı atan zatm Belediye memuru olmadığı muhakkaktır. Alâkadarlar bu şekille en az 500,000 liranm tahsil edileceğini ve dört, beş kişilik grupun da bunun asgarî 200,000 lirasım alacağmı söylemekte dirler. Spor kulüblerinden birine müracaat eden bu heyet kulübün kapısında asılı bir levha için (18) lira istemiştir. Bu şekilde para toplanmasına itiraz edenler junlan söylemektedirler: 1 Evvelâ Belediyeye verilen bu Imtiyazm Belediyenin tesis edeceği afişaj mahallerindeki tesisata konulan ilânlar için olması lâzımdır. Herhangi bir kim senin kendi dükkânmda veya başkasının dükkânında yaptırdığı ilândan değil böyle hususî bir heyetin bizzat Beledi yenin dahi afişaj parası istemeğe hakkı yoktur. 2 Eğer Belediyeye böyle bir hak verildiyse Belediye tarafından yapılması lâzım gelir. Herhangi bir rüsumun ilti zam suretile başkalanna verilmesi Tür kiyede aşar ile birlikte kalkmıştır. 3 Bu işin kanunî bir mahiyeti ol maması istenilen paranın tahsili emval kanununa tevfikan tahsil edilememesile anlaşılmaktadır. Bizans sarayımn duvarları bulundu D Habeşistan ve Arnavudluk talya, Habeşistanı ilhak ederken Arnavudlukta da tamamile yerleşti. Bugün Arnavudluk siyasî, iktısadî, malî ve askerî cihetten tamamile İtalya *nın hükmü altına girmiştir. Evvelce Arnavudluk sadece İtalyanın müttefikı idi. Şimdi ise yeni muahedelerle İtalyanın himayesi altına girmiştir. Arnavudluk ordusu üç mısli artırılmış, başkumandanhğına ve erkânıharbiye reisliğine îtalyan generalleri tayin edilmiş, kıt'aların talim ve terbiyesi ve kumandası îtalyan zabitlerine bırakılmıştır. Kara Mehmed Paşanın en büyük endişesi, Küçük İhracat mukabili ithalât Kara Mehmedin İstanbula nasıl iletileceği idi yapabilecekler Memleket işlerini konuşahm diye geldim. İstanbul bizi unuttu galiba. Ne adımızı anıyor, ne halimizi soruyor. Omrümüz Nemseli içinde mi geçecek? împarator Elçisi geri dönmeli ki bizim yola çıkmamız mümkün olsun. Sözün doğrusunu istersen biz burada rehin gibiyiz. îstanbuldaki Elçiye ziyan gelirse biz kanımızla ödemeğe mahkumuz. Elçiye zeval olmaz derler paşam, Nemseli neden korkuyor? Vaktile bizim bir elçimizi burada öldürüp suya atmışlardı. Onu düşünüp ihtiyatlı davranıyorlar. Çok mu sürer bu durum? f Daha birkaç ay. tstanbuldan o zamana kadar hiç haber gelmez mi? Ne haber bekliyorsun be adaş. îstanbulda hamam o hamam, tas o tas. Padişah zevkinde, ocak safasında. Ne çekiyorsa halk çekiyor. Onun da içi yanık amma sesi kısık. Dumansız bir yangın içinde kül olup gidiyor. Buna bir çare düşünmek gerek mez mi? Elçi Paşa bu mevzua her temas e dildikçe yaptığı gibi kaşlarını çattı, gözlerini Kara Mehmedin yüzüne dikti, derin derin baktı: Meyanesi gelmiyen helva, dedi, çekilmez, tavsız demir döğülmez. Hele sabırh ol, gün doğmadan bakalım neler doğar! Birçok şeyler tasarlamış ve birçok şeyler söylemeği düşünmekte bulunmuş olan Sipahi, bellibelirsiz yutkundu, mülâhazalannı gene kafasında mahpus tutarak sustu. Kalbinin derin bir memleket aşkile çarptığma kanaat beslediği Elçi Paşaya açılmanın henüz vakti gelmedigini anlamıştı. Birkaç günler daha geçtikten sonra Nemse Elçisinin İstanbuldan yola çıktığı haberi geldi, Türk heyeti de yol hazırlığına koyuldu. Viyanada tam dokuz ay kalınmıştı, Küçük Kara Mehmed öm rünün dördüncü ayına ayak basmıştı. Eİçi Paşa, Sarayda söyliyeceği veda nutkunu, İstanbulda sunacağı mufassal takriri değil, hep üç aylık oğlanı düşünüyordu. Doğduğu ve anasız kaldığı gündenberi sesi odadan dışarıya aksettirilmemiş, tehlikeli bir sır gibi heyecanh ihtimamlarla sakh tutulmuş olan bu taze hayat, onun için aziz bir üzüntü teşkil ediyordu. Her gün çocuğun karşısına geçer, Kara Mehmedi, Bülbülü ve Tezeri de ya nına çağırarak s/>rardı: Bunu İstanbula nasıl ileteceğiz? Onların verdikleri cevab, ıstırablı bir sükuttan ibaret kalırdı, çünkü henüz keçi sütü ile beslenmekte olan bu sipahi namzedini Nemselilere göstermeden, kafile halkıan da sezdirmeden yola çıkarmak gerçekten güç bir işti. Ne Kara Mehmed, ne de kadınlar bu müşkülü, gülünç olmadan, yenmek çaresini bulamıyorlardı. Çocuğun babası bazan sinirlenir, Elçi Paşanın sorusuna uluorta §u karşılığı verirdi: Yüz karası değil a bu çapkın. Ne diye sık dokuyup ince eliyoruz. Basarım bağrıma, çıkanm yola. Elçi Paşa, dalgın dalgın ona bu işin o kadar kolay olmadığını hatırlatırdı: Anasını soran halka Bülbülü mü göstereceksin? Kara Mehmed bu ihtar üzerine ho murdanıp susardı. Çünkü Veldeşlerin dişiliğini belli etmekle yalnız kafile arasında değil, Sipahi ocağında da maskara olacağına şüphe yoktu. Zaten şimdiden şu ve bu sinsi sinsi tecessüsler yapıyorlardı. İlkin hasta denilip te sonra adı ağza alınmamaya başlanan Veldeş Aygudu soruşturuyorlardı, Elçi Paşa bu tecessüste en ileri giden Evliya Çelebiye Aygudu mahrem bir işe memur ettiğini fısıl dayarak vaziyeti korumuşsa da öbür genc Veldeşin karısile (!) birlikte Elçi konağına kapanıp kalması kafilenin ileri gelenleri arasında gene merak uyandırmaktan geri kalmıyordu. Çocuğun ortaya çıkması o merakı kahkahaya çevirecek ve bütün sırları açığa vuracaktı. Bununla beraber Elçi Paşa kendi nefsine itimad besliyordu ve bu canlı sırn kimseye sezdirmeden İstanbula kadar götürebileceğini umuyordu. Cesur diplomat, Imparatorla son mülâkatı yaptığı gün de hep bu düşünceyi taşıyordu, karşı karşıya durduğu hükumdarın yüzüne bakarken gözünün önünde küçük Kara Mehmedin dolaştığını görüyordu. Lâkin bu sabit fikir, onun bütün Viyanaya parmak ısırtan yüksek vekarından bir zerre bile eksiltmiyordu. Zihni çocuk işi üzerinde işleyip dururken dili gene kudretini müdrik bir Türk hissine tercüman oluyordu, kılıç gibi keskin kelimeler kullanıyordu. Birinci Leopold, onun bu tantanah belâgatine meshur olarak kollarını kavuşturmuştu, ayakta veda nutkunu dinliyordu. Elçi Paşa, tacıdar genci lüzumu kadar büyülediğini anladıktan sonra yarım saat sürmüş olan sözünü bitirdi: îzninle, dedi, artık gidiyorum. Şevketlu, kudretlu efendime senin kulluğunu ve dostluğunu arzedeceğim. Getirdiğim sulhun kadrini takdir etmelerini adamlarına tenbih et. Sınırımızdan bir tutam toprak alanlar, ülkenizden bir kaç kalenin alınmasına sebeb olacağını bilmelidirler. Biz Türkler, dost uğrunda can veririz, dostlarımıza cihan değerinde armağan veririz. Lâkin bir avuç toprağımızı ne pahasına olursa olsun feda edemeyiz. Bunu bilmeniz gerek! împarator, iki devlet arasında kurulan sulha son derece riayet edeceğini heyecanh bir ifade ile temin ettikten sonra İstanbul sarayına yazdığı mektubu verdi (1), Elçi Paşayı salon kapısına kadar teşyi etti. Kara Mehmed, merdiven başındaydı, onlann kucaklaşıp veda etmelerini seyrediyordu. Elçi, yiğit adaşının yanına gelince fısıldadı: Küçüğü saklıyacak yeri buldum. Artık tasalanma. O, elinde tuttuğu mektubdan mülhem olarak bu müjdeyi vermişti. Gerçekten de iyi bir ilhamın zevkile konuşuyordu. Türk^ parasının kıymetini koruma hakkındaki 11 sayılı kararnamenin 32 nci maddesi 4579 sayılı kararname ile değiştirilmiştir. Kabul edilen yeni esaslar şunlardır: 1 Türkiyeye aldığından fazla mal satan ve Türkiye ile bir klering veya benzeri anlaşması olmıyan memleket lerden birine yapüacak ihracat muka bilinde ayni memleketten, umumî rejim dahilinde ithalât yapılabilecektir. İhracatın denkleştirilmesinde F. O. B. kaymetler esastır. Bu memleketler şunlardır: İran, Kanada, Kıbrıs, Letonya, Lit vanya, Efganistan, Arjantin, Avustral ya, Bülücistan, Brezilya, Cenubî Afri ka, Çin, Danimarka, Hindistan, Malta, Meksika, Nijerya, Peru, Portekiz, Seylân, Siyam, Şili ve aramızda klering anlaşması olmıyan ve müvaredatma serbest döviz vermediğimiz burada ismi yazılı olmıyan diğer memleketler: 2 Bu memleketlerden aşağıda yazılı olanlara yapılacak ihracat mukabilinde diğerlerinden de ithalât yapmak kabil olacaktır. Arjantin, Avustralya, Brezilya, Ce nubî Afrika, Çin, Hindistan, İran, Le tonya, Litvanya, Meksika, Peru, Por tekiz, Seylân, Siyam, Şili, Yeni Zelânda. 3 Bu hükümlere tevfikan ihrac edilecek mallara iki nüsha menşe şeha detnamesi terfik edilecek ve F. O. B. kıymetleri takas heyetlerince takdir olunacaktır. îhracat menşe şehadetna mesine karşı memleket gümrüğünce damgalı nüshasının ibrazile tevsik edilecektir. 4 İhracattan evvel ithalât yapıl mak istenildiği takdirde mal bedelinin veya bir banka kefalet mektubunun Merkez Bankasına yatınlması lâzımdır. Fakat ihracatın ithalât tarihinden iti baren 6 ay zarfında icrası zaruridir. Aksi takdirde Merkez Bankasmdaki para hazineye irad kaydedilecektir. Hafriyatta bir torba da altm çıktı D MÜTEFERRİK Askerî san'atkârlar îhtiyat zabitleri ve ihtiyat askerî me murlan kanununun üçüncü maddesine şu fıkra ilâve edildiği İstanbul Vilâyetine bildirilmiştir: Askerî san'at lisesi mezunlarından o lup ta askerî mühendis ve fen memuru yetiştirilmek üzere seçilerek askerî san'atkâr seçilenler iki ay müddetle hazırlık kıt'asında hizmet ettikten ve sınıflarile alâkadar askerî fabrikalarda veya sair müesseselerde iki sene çalıştıktan sonra liyakat ve kifayeti tasdik olunanlar ihtiyat yarsubay nasbedilirler ve ihtiyat yarsubay olanlar 1455 sayılı kanunun dördüncü maddesine tevfikan muvazzaf as[Arkası carl kerî san'atkâr muavini nasbedilerek kıt'a(1) Kara Mehmed Paşanın sefaretnamesinde bu son mülâkat şu şekilde anlatılı lara sevkolunurlar. Belediyede teşkil edilen komisyon Afişaj işleri hakkında son günlerde vâki olan şikâyetleri tetkik etmek ve afişaj işlerini bir intizama sokmak üzere Belediye muhasebe muavini Nailin riyasetinde bir komisyon teşekkül etmiştir. Dünden itibaren faaliyete geçen ko misyon şikâyetlerin bir kısmını gözden geçirmiştir. Gerek şifahî gerekse tahrirî olarak vâki olan şikâyetlerin tetkiki bittikten sonra keyfiyet bir raporla Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Üstündağa bildirilecektir. yor: Zehirli gazlere daiı tPes İstanbulda bulunan elçilerinin Bukonferanslar din kalesine eriştikleri haberi geldikte bu kulları dahi tekrar Çasara buluşup Salı gününden itibaren başlamak ve şevketlu ve azametlu efendimiz hazretlebütün muallimlere mahsus olmak üzere, rine arzı sadakat ve ubudiyet için dostlu. ğuna binaen olan namesin teslim ettikte zehirli gazlerden korunma çareleri hak gene Lskemlesinde iki zara miktar yer ay. kında bir seri konferans verilecektir. Üni Kadıköy Su Şirketi tecziye edilecek Vergi ve aidat için 49 bin lira verecek rılıp ayağ üzre durdu V€ akdolunan sulha versite konferans salonunda verilecek oziyade riayet edeceğini ve sulha mugayir bir harekete asla rızası olmayıp daima lan bu konferanslara, bütün muallimlerin dostluk üzre olmaya ragıb olduğun arze devam etmesi mecburî sayılmaktadır. dip yola revan olmamız için izin cevabın Vefa lisesi muallimlerinden Mazhar verdi.> Tabu, zehirli gazler hakkında dün ak Elçi Paşa, İmparatorun kendisine ve adamlarına verdiği hediyeleri de yazıyor: şam İstanbul radyosunda bir konferans «Bu ane gelinciye kadar elçilere bir al vermiştir. tın zincir verilip gayri .bir şey verihnemek âdetleri iken bu kullarma riayeten altm zincir verildikten maada leğen, ibrik, tas ve lenger olmak üzere yirmi okka ağırlığında gumüş takımlar ve yüz yirmi adamıma birer tonluk (kostümlük demektir) Londra çuhası ve diğerlerine birer tonluk Macar çuhası ve riayeti vacib yirmi adamıma da birer okka gümüş avanî verildi.» Konservatuarın yeni mezunları Kadıköy Su şirketi muamelâtım tet kik eden Maliye Tahakkuk müfettişleri, tetkiklerini kısmen ikmal etmişlerdir. Bu tetkikat neticesinde şirketin şimdiye kadar muhtelif zamanlarda devlet ver gisi ve belediye aidatını ketmettiği tahakkuk etmiştir. Bunun için gerek vergi, geMALÎYEDE rekse vergi cezası olarak şirkete 49 bin Maliye şubelerinin eşyaları liralık bir ceza kesilmiştir. Ayrıca henüz tetkikatı bitmiyen muamelelerden, şir da devredilecek ketin belediye hissesini de kaçırdığı an Takdir edilecek bedelleri bilâhare laşılmıştır. Bu sebebden de şirkete 30 bin mahsub edilmek üzere idarei hususiyeye liralık bir vergi ve ceza daha kesileceği devredilecek Maliye şube ve memurlan sBylenilmektedir. nin kasalarile yazı masalan ve mümasil Bundan başka icarei vakfiyeden do eşyanın ve lüzumu olan evrakı matbualayı Evkaf müdürlüğü tarafından şirket nın derhal idarei hususiyeye yerilmesi aleyhine ikame edilen dava neticesinde telgrafla Maliye Vekâletinden İstanbul şirket aleyhine 20 bin liralık bir karar isMaliye murakıblığına bildirilmiştir. tihsal edilmiş ve icraya verilmiştir. SOSYETELERDE Föniksin tasfiyesi Föniks sigorta şirketinin tasfiye me murluklarına seçilmiş olan avukat Ali Haydar, Kenan Ömer ve Mühendis mektebi profesörlerinden Kerim dün şirkete giderek muamelâtı, şirketin Türkiye umumî vekili Heerden tesellüm etmişlerdir. Tasfiye heyeti yalnız hayat kısmı poliçelerine vazıyed etmiştir. Harik kısmı poliçeleri Federal kumpanyasına devre dilmiştir. Diğer taraftan Türkiye Millî sigorta şirketinin tasfiye muamelâtı da başlamıştır. DENİZ ÎŞLERÎ Vapurlarm yanaşacağı rıhtımlar Genc muzisyenlerimiz bir arada M. Hanses Avrupaya gitti Elektrik şirketi müdürü M. Hansens iki ay mezuniyetle Avrupaya gitmiştir. M. Hansens mezuniyetini Belçika ve Fransada geçirdikten sonra temmuz so nunda istanbula dönecektir. Konservatuarın yeni mezunlan bu îskender keman, Hüseyin klârnet, Muakşam Şehir Tiyatrosunda bir konser zaffer Korno, Fuad klârnet, Asım alto, Mahmud frombon. vereceklerdir. Mezunlar şunlardır: Genderimizi şimdiden tebrik ede Rana piyano, Bedriye şan, Kuvarik şan, Balikyan şan, Hâdiye viyolonsel, rız. Deniz Ticaret Müdürlüğü, limanımızda ecnebi ve yerli vapurların yanaşacağı rıhtımlar hakkında yeni bir talimat name hazırlamıştır. Bu talimatname ile vapurlann sefer hatlanna göre yanaşacaklan iskeleler kat'î olarak tesbit olunmuştur. Bu talimatnameye göre, İzmir ve Karadenize işliyen kapotaj vapurlan Galata rıhtımının bir ve iki numarah rıhtım lanna, ecnebi vapurlar yolcu salonu önündeki rıhtıma, İzmit, Bandırma, Bartın postalarım yapan vapurlar Tophane rıhtımına, diğer hatlarda işliyen vapurlar da Sirkeci nhtımına yanaşıp buralardan kalkacaklardır. bulunmaktadır. Tashih ederiz. Sultanahmedde İngiliz arkeologlann dan profesör Baxterin yaptığı hafriyat az zamanda umulmadık neticeler vermiştir. Şimdiye kadar kısa malumatla Bizansa aid saraylann mevcudiyetini biliyorduk. Bugün bu bilgi hafriyat sayesinde daha genişlemiştir. Profesör aramakta olduğu Bizansa aid sarayın cidar duvarlannı tamamen meydana çıkarmış ve hakikî kroArnavudluk sahilinde îtalyanlar muhkisini çizmiştir. Yalnız bu duvarlar da telif ihrac iskeleleri ve deniz üsleri vü • » hilinde Arasta çarşısı harabeleri, aygır cude getirmek hakkını da almışlardır. deposunun mühim bir kısmı, Sultanah Draç limanı bir îtalyan şirketi tarafm • * med camisi avlusu; avlu duvarlan ve dan tevsi ve idare edilerek îtalyan orduşahsî birçok evler vardır. Profesör geçen sunun ihrac iskelesi olacaktır. Hem Ad bu izni istimal ederek birçok • yerler is riyatik denizine, hem Yunan denizine timlâki için ruhsatname almıştı. Yakında hâkim olan Avlonya limanı tahkim edilebu izini istimal ederek birçok yerler is cektir. Korfo ile Arnavudluk sahili aratimlâk edecek ve sarayın bütün taksima sındaki Arnavudluk karasulan îtalyanın tını meydana çıkaracaktır. Şimdiye ka dar yapılan kazıda, saray zeminini teş hukuku hükümranisi altına bırakıldığın kil eden her yerde; mozayıklara tesadüf dan bu boğaz îtalyan donanması için teedilmiştir. Dün Arasta sokağı arkasın cemmü sahası olacaktır. Hulâsa, Bal *daki temellerde yapılan hafriyatta bir kan yarımadasının garb sevahili ve Yutorba içinde 268 lira altm para bulun goslavyanın cenubuşarkî ve Yunanista muştur. Bu torba hükumet komiseri Nec nın şimal hududlan îtalyanın bahrî ve detin murakabesi altında hükumete tes askerî hükmü altına girmiş bulunuyor. İtalya, Habeşistanı ilhak ederek In lim edilmiştir. giltereyi endişeye düşürmüş olduğu gibi Profesör temellerini çıkardığı Altin Arnavudluğu her cihetten hükmü sltına sarayımn yanmda diğer iki saray daha almakla da Balkan devletlerini ve bil olduğunu söylemektedir. Bu saraylan hassa yarımadanın garbinde bukınan meydana çıkarmak birçok masraflara Yugoslavya ile Yunanistanı endişeye dümütevakkıftır. Çünkü sarayın bulundu şürmüştür. İtalyanın şarkî Akdeniz havğu tahmin edilen yenerde mühim mik zasmda îngilterenin Mısırdaki ve Filis * tarda inşaat yapılmıştır. Maamafih pro tindeki mevkiini deniz cihetinden yan « fesör bütün bunlara rağmen hafriyata dan tehdid için Rodosu ve diğer 12 adadevam edeceğini bildirmektedir. yı tahkim ederek burada mühim deniz ve kara kuvvetleri toplamış olması, BalŞEHÎR İŞLERİ kan devletlerini de daha ziyada müte Kömür depolarmın kaldırıl yakkız bulunmağa sevketmiştir. Hatta Boğazların tahkimi meselesinin ortaya ntası işi çıkmasını da îngiliz matbuatı buna at Kuruçeşmedeki kömür depolarmın kal fediyorlar. dınlması işi üzerinde Belediye cephesinîtalya, Habeşistan lmparatorluğile den tetkikata devam edilmektedir. Arnavudluğu tamamile hazmetmek için Belediyedeki alâkadarlardan mürek istirahate ve zamana muhtacdır. Ancak keb bir heyetin, kömür depolarmın şehir bundan sonra yeni Roma Imparatorlude hangi tarafa kaldınlması münasib tıla* ğunu tevsi etmeği düşünebilecektir. Bu cağı hakkında araştırmalan henüz bit nun içindir ki, İtalya, Habeşistam ilhak rflemiştir. Heyet bu maksadla kömür de ettikten ve Arnavudluğu tamamile hü polan sahiblerinin mütalealannı almak küm ve nüfuzu altına aldıktan sonra, ilK tadır. defa olarak hem îngiltereye hem de Belediye mühendisleri bu arada Kuru Balkan devletlerine uzlaşma tekliflerin • çeşme halkı ile de temaslarda bulunmuş de bulunmaktadır. lardır. Bu temaslar kömür depolan için M. Musolini îngilterenin en büyük en münasib yerin Kuruçeşme olduğu ci gazetelerinden Deyli Telgraf vasıtasile hetile depolann buradan kaldırılmaması her iki tarafa takriben şu tekliflerde buhakkında ileri sürülen noktai nazarlarla lunuyor: «İtalya, artık halinden mem "• alâkadar bulunmaktadır. Kuruçeşmeli nun ve doymuş devletler sırasına geçti ler yalnız haklannda karar verilen de ğinden Avrupa işlerinde, hudııdlann ve polarının değil, meskun saha haricinde ka cebren kabul ettirilen sulh muahedeleri » lan ve kaldınlmıyacak olan depolann da nin değiştirilmesi aleyhinde bulunan devkapatılmasını istemektedirler. letlerle birlikte teşriki mesaide bulunmaİstanbul Liman Şirketi gibi bazı res ğa hazırdır. Yalnız zecrî tedbirlerin kalmî makamlar kömür depolarmın Kuru dınlması şarttır. çeşmeden kaldmlmajına muhalif bulunİtalya, Habeşistandaki îngiliz mena * duklanndan bu iş hakkında alâkadar fiini tesbit ve temin için müzakereye haVekâletlerin de mütalealan alınacak ve zırdır. Yalnız îngiltere Habeşistanm tamahkeme kararınm temyiz neticesi bek mamile İtalyaya ilhak edildiğini tanımali lenecektir. ve Akdenizde tahşid ettiği Atlas Okyanusu donanmasını geri almalıdır. Ingil • Vali Floryada terenin bu bahrî tehdidden feragat etmeVali Muhiddin Üstündağ Belediye erkânından bazılarile dün Floryaya gide sine mukabil, îtalya da Trablusgarb ve rek orada yapılmakta olan imarın son Bingazide tahşid ettiği fırkalan tamamile geriye alarak Mısm garbden tehdid et * şeklini gözden geçirmişlerdir. mekten vazgeçecektir.» Sirkeler bozukmuş M. Musolini îngiltereye uzlaşma elinî Son zamanlarda gerek büyük bakkal uzatıp şartlannı bildirdiği zaman, Bal • larda, gerekse mahalle bakkallarında ve kan devletlerine de İtalyanın Akdeniz perakende olarak satılan sirkelerin yüzde politikasmdan korkmamalannı söylemiş 70 nisbetinde bozuk olduğu hakkında ve îtalyanın Türkiye ve Yunanistanla Belediyeye birçok şikâyetler vaki olmuşmevcud dostluk muahedelerine riayet etur. Bu şikâyetler üzerine şubelere göndeceğini de ayrıca tasrih etmiştir. İtalyaderilen bir tamimde bunlardan nümune nın Arnavudluk hakkındaki gaye ve alınarak tahlil için kimyahaneye gönde maksadının, bu memleketin muhafazası rilmesi bildirilmiştir. ve istiklâlini korumak olduğunu da söy^ Faydası görülmiyen madde lemistir. Filistinden îstanbul belediyesine bir Mumaileyh tekliflermin kabulünden müracaat vaki olmuştur. Bu müracaatte husule gelecek faydanm Avrupa sulhu" Filistinde istihsal edilen Antitüst isminde nun kurtanlması olacağını da anlatmış • bir maddenin, bir defa su ile kanşbnlatır. Habeşistanm zapt ve ilhakı ve bu • rak sokaklara atıldığı takdirde badema rada yanm milyon askerin bırakılmasi sokaklann daima rutubetli görüneceği ve tozlara mâni olacağı ileri sürülerek Mısm ve Sudanı ve şarkî Afrikadaki bü> îstanbul sokaklan için de alınması teklif tün îngiliz müstemlekele imparatorluğu « edilmektedir. Belediye bu teklifi tetkik nu tehdid ettiğinden îngilterenin, Habe * etmişse de kabili tatbik görmediği için şistandaki sular ve iktısadî menfaatler ü« red cevabı vermiştir. zerinde yapılacak bir uzlaşma ile tehli s kenin bertaraf olacağına kanaat getireceBir düzeltme Evvelki günkü nüshamızda, Belediye ği zan ve tahmin edilemez. Arnavudluğa kadrosundan tekaüde sevkedilen eski şir bilfiil yerleşen îtalyanın, bu memleketin ketler komiseri Muzafferden ve yerine istiklâli mahfuz kalacağı hakkmdaki te tayin edilen Hayriden bahsederken ya • minatının, Balkan devletlerini tatmin e * zıda sehiv olarak Hayrinin şirketler ko • deceğine de hükmolunamaz. Binaenaleyh miserliğine getirildiği manası çıkıyordu İtalyanın, yaptığı emrivakilerin değişmeHalbuki halen şirketler komiseri îsmail mesi şartile ileri sürdüğü uzlaşma teklifHakkı olup, Hayri, Muzafferin son me lerinin bugünkü gergin siyasî vaziyeti demuriyeti olan müfettişliğe tayin edilmi ğiştirmesi muhtemel değil dir. Muharrem Feyzi Togay

Bu sayıdan diğer sayfalar: