CUMRURİYET 4 Hkincikânım 1906 'MÜSAB Tarihte Ti Pittin Merd ve civanmerd Türklerin yegâne ve hakikattir sevdikleri «Musırı kurtarmaya çalışırken yalrız Hind yolunu açık bulun- durmayı düşünmüyoruz, Türk - lerin hoyratça çiğnenmiş olan haklarını da müdafaa etmek tiyoruz. O Türklerin ki yegi #evdikleri şey haktır, hakikattir. 've hiç bir haksızlık yapmadık - darı halde haksızlığa uğramış - ispat edeceğiz. Fakat haklı ol - duğumuzu da herkese anlatma- hıyız. Korsanca davrarıp Mısıra girenler, geçmiş asırları - Eh - Tamların tepesinden bu korsan- İiğı seyre - davet ediyorlar. Biz de ayni şeyi yapacağız, tarihi gür sesle çağıracağız; fakat ona Merd ve civanmerd. Türklerin yanında yer aldığımızı göster - mek ve onu hak namına, haki- hat namına, adalet namına mahzuz etmek için'a William Pitt Pitt kimdir? İdan 24 yıl önce doğup 89 yar ipnda ölen Caton, berbangi bir iş için kendinden fikir soranlara 9 iş hakkındaki Hüşüncesini söylediklen sonra birden he iyecanlanır ver «Cependan, je peni 00? at detmmir Cartehage - hunuata beraber ben Kartacenin yıkılmanı — fitrindeyime diye haykınıdı. Milâddan 1759 yıl zon- a doğup, kirk yedi yaşında ölen Willam Pit'te Napolyon Bonapartır düşmesini, ihtlklinin kanr kalmasını u uğurda durup dinlenmeden &i Şinen, bütün Avrupayı da kendi mera < Bean bi p azkanında sürükliyei Bik dçlemca. Pilt, ayni adı taşıyan ve İagiliz inad: ahai taribi örmeklerinden bi olan şöh- Tetli - tiyasinin oğludur. Babası, Ameri- ka Büüklâliri tardik ettirmemek için & - Tüm dötedinden sürüne sürüne kalkmış, düze kalka parlamenloya gelmiş veliye. sazlıya ve bayılıp eyıla mutuk. süylemiz ve hu çırşınma arasıda can verip git n Püt, babasnın iyi ve kötü bötün kuylarma, istidadlanna, kabiliyetlerine vatin oldü. henüz yirmi iki yaşndayken taylar secildi ve yirmi üç yaşında a. Bir v sonra da başvekil oldu. Amerika ihtilli Framsa ile İngillereyi düşmanlartımıştı, Piar, babatından mirar kalan bir hıncla Fransaya yan bakıyor - du. 1789 ihtilili üzerine başlıyan büyük farlaayı vesile saydı, Fransa ealrikalar çevirmeğe koyuldu. Hüniyete Katuymanın, büyük bir devrim yapmanın sarkoşleğile büyük emeller berlemeke, derin hulyalar taşımıya başlıyan Fram » sızlar, Nepolyen Bonapartın kumandası altadı Mora bir orda gönderip te o bür Yük Glkeyi işçal ettirince Pit madkerir alarık harekete geçti, Kartaceyi yıktır - atak itiyen Caton gibi amansız davrana: fak Frantaya yıkmak çarelerini aramağa koruldu. Pilin Türklerle Rusları / birleşirerek Akdenizde, Mınıda oymadığı veller ve aleyhine Söylenen büyük sözler fikirleri şey hak AKAMIZ ürkler için ü William Pitt sonra Fransaya el uzatmak mecbüriye - dinde kalan Türklere harb açıp İstanbula kartı yaptığı saldınışlar malümdur. Pi bar kamışık-vaziyetle ilkin Türklerin dov taydu. Meşhur Volney : eFransızlar Mi yi elmakdir, © yolla Hindistana varmaz hdıre düsturunu bütün Fransızlara kabal ettirmişti ve Napolyon Misira girmek - Te © düstura hakikat haline koymus yordu. İşte Pit bu emeli - Frami yüreğinden koparp atmak ve © milletin bir daha avni düşünceye düşmemesi için e Belkemiğini kırmak istedi, milyonlarca aatraf yaptı, akla sğmar dalavereler çe- vürdi, Fransanın temelini kundaklaı. Fransanın, Masrdan uzaklaşması: için gdonanmasız kalmanı Tözımdı. Pit bu için başanlınasını Amiral Nelsona havale fi ve o a #Mademki bu donanma sv yüzündedir. Mutlaka bulacağıma diye - vek denizi taramıya girişt, nihayet Ebir ikırda düşmanı yakaladı. mahvetii. Pit Tetküinden çilliriyotdu. Amiral Baron de Ni unvanını verdi, İstanbuldan era gönderlem elmas çelenin kabul edilme sine de müsaade elii. ©. bir yandan bu İşleri görüp gö rürken, Avrunayı da Fransa aleyhine a- yaklandırmıya vüraşaken Hindistan me - selesini de kökünden halletmeği hmal ct- miyordu, Richard Vellesley adlı bir vali elile orada İngdliz hakimiyetini - kanlar dükerek, şehirler yıkarak, tahtlar devire- | tek - kökleştiriyordu. Fakat bakiki-ülküsüne etmeden, ere - meden: — Napolyonun — ortadan kalk - fağını — görmeden, — göremeden — gene yaşında Cöldü - (1806). — Şu kadar ki ümidlerinde — husvasa uğramamız , Napolyonun - kendi çizdiği/ yal - da yüründüğü halde - İngiliz kudretine yenileceğine kanaat / gelirerek — gözlerini dünyaya kapamıştı. Onun - bu - kananti dokuz yıl sonra gerçekleşti ve Napolyon, İnailiz yumruğu alında göçtü, Yukanıya aldığımız - sözler, — Pittin 1788 de ve Masrin Framszlar tarafından Visgali srasında söylediği bir nutuktandır. Büyük ve inadet diplomat, Fransızlar a. Jeybine açtığı harbin si ellere olduğu kadar imsani düşüncelere de inti- and ettiğini söylemek istiyor ve Napol yonun Mizirda: «Askerl Şu ehramın te metinden kırk anır sizi sevrediyor diye Stefan Zwelg D * gi de honina gimedi am-| d 'ne yapalım? Başa ge Crencenerin altist olmuş ve durmuş simasında bir hareket oldu. Ta Canevinden kopan şiddetli bir pazmos İa, solgun yanaklarına yeniden venk gel di İçinde haşin mabiz. atmalarile yavaş| Yavaş teneffüs edlen birşey yükseliyor. dü, Sarlettiği gayretin zorile göğsü vi -| #iyordu. Nihayet, « yüktelen tey dudak Tarna kadar çıkabildi. Dişlerini kısarak. dalik çalar gibi: — Var. Yapılacak iç var, amma. diye mırldandı Bu sözler Ştüfek namlusunundan (. Tıyan bir kurşün hazile çıkmıştı. Ve he mmen bunu müteakıb, yüzü öyle fena, öy Te karanlık bir enerji ile takallür eti ki, Baron, gayrühtiyari geriledi, Fakat Crescence artık çekilmiş ve el pe geçirdiği bakır bir havanı oğmağa baş. glamşti, O kadar busla ki parmaklarını # karacak sanırdınız. LEOPORELLA Küçük roman : Çeriren » E. Ekrem Tal Madamin — dönmenile İiçinde yeniden futımalar - kaptu, k vuruldu. odalar çınladı, — geçen günlerin d ve ferah havası dağıldı. git Ya konukomşunun dedikoduları, ya hd ki imzasız mektublarla, — kocasının | çapkınlığından haberdar edilmiş olduğu için ve belki de onun, ademi memnuniye ini gizlemiyerek kendisini fena karşıla mış olması yüzünden yere düşen kadının ğergin sinirleri üzerinde iki aylık sanator. Yum hayatınm hiçbir tesi — olmumış gi biydi. Gene ağlama buhranları, tehdid Ter ve hiddet sahnelerile eskii gibi terafük iyordu. Kankoca arasındaki münae bat güttükçe. dayamlmaz bir haf almışt Bununla beraber, karıının - silemkârane hücumları karşısında Baron, mutad neca: ketinden ve karım, ailesine yazın giküyet etmek ve yahud ki kendi. süni burakıp kaçmakla tehdid eltikçe zevab vermekten içünab ediyor. Fud ki onuu teskin için elinden geleni ya beraber Habeş harbi daha üzerinde çalışmalar W 30 sene sürebilir! Güneş - Dil teorisi notları bi *G eş - Dil t tİ Dört İtalyan tankı Habeş | Güneş mefhumlarile bağlı olan İslâvca «Yasnıy - askerleri tarafından nasıl Yasinu» ve «Zara - Zora» kelimelerinin etimolojisi zaptedildi? (Bastarahı T inci sahifede) balatın. İştramsiçeant gazeletinde öy - Te arlatmaktadır dİtalya ile Habeşistan arasında, harbi Gülmeyiniz. Bütün Habeş arazisi üzerinde uçtum: Ozaden ve Tiere közden geçirdim; her iki ateş hattan da yanın. dan geçtimi tabiatle - cenkleşen, bütün kmetlerile uğrasın ve ellerindeki mo * dem silihları kullanan isemları yördüm Şiddetli muharebeler, İtalyan li hek: darada kanlı. vürüşmeler. oldu. Fokat, benim. ökyüzüünden baktıım zaman kerletiiğim şey, buna, her türlü maruz” dan daha vahim göründü Habeşistanın şimali, 2.000, 3.000 met- gelmiyen dağ sihilelerinden ve içinde orduların gömülüp kalması ö ten bile olmiyan derin boğazlardam e Tekkebdir « Cenubu'ihe, alabildizine uzanp sideai çöllerden burettir. Burada, sanki mem Teketin içeriine kmeyi sökmamak - için| enine boyuna yetişmiş yabani ormanlar yardır. Fransıda bile mirline tesadüf edile -| miyecek kadar mükemmel olan tek yol, abeşitnan, İngiliz Somalisine bağlıyan goldar. Ametikan kumyonları bu yolda 80 kilemetro süralle - seferler” yaparak, Habeşlere İnçiliz ve Belçika mali silh İtalyanların ” Tigtede yaplıkları ileri hareketi yüz'küemetroder fazla. döğldi. Modern, metörleşirilmiş bir ordumun önünde. “aslmaz Bir sed gibi. yökselen bu dağ süsüeri, Atlar v dağlarile bile kayas edilemez. Buralarda ağır, yıprancı Bir hava var. Hararet derecesi gölgede 55 derece Külliyeti bir kavvetle, tam cepheden hücuma geçmek imkânuzdr. Tayyare - lerin faaliyeti mahdüddur. Tranzalfin tayyareler için hedef yktır. Körler, çar murdan yacılmış kulübelerden — baretlir Tabrih edilecek sevkulceya moktam, bome ba atlacak cepanelik, imha edilecek ih- fiyat malzeme mevcud değildir. Cibuti - Adiababa demiryolu mukağ- der gibidlir. En süratli ve idaresi en kol, tanklar, güçlükle manevra yapıyori Jara hücüm edemiyor ve boğazların sarp. kayalıklarla dol yamaçlarından inemi- İlk tayvare bonbardımanlarının Ha - besleri ürkütmür olmasma mukabil, tanlı-| lardan çekinen Habeş askeri İmparatorur asketleri, el zaklarla tankların üstüne hücum ediyor İtalyan tanklarından dört tanesi, Hai beşlerin ehne bu şekilde - gecmiştir. Bu tanldlardan bi östikşefa “çıkımıı. Bir, kac smat yol aldiktan sonta, içindeki ef tad, insandan hâli gibi görünen bir me kide, tanktan cıktlar, fakat on melto ka: dar açılınca, Haberler tarafından kuşa tildılar. Cüğür göğne şiddetli bir ça ea oldu. Bu uruda, tank şoförlerinden Biri kaçmağa ve tsaga sığınmağa mur - vaffak olmuşu. Taner - hareket ertidi Fekat öç Habeş askeri derhal tangın ü tüne ncradlar ve öndeki pencereden u zanarak aekerin kafasını Kesiverdiler! Aksama doğru, kavbolan tankları Tamağla çıkan diğer iki tank, hemen he men buna benzer bir elle Flabeşlerin haykırmasına da cevab veriyor. Pit, eşi az gelir devlet adamlarından dir, vaman bir sahsiyettir. M Z. T piyordu. Ancak bu tarzı hareket, kendi ni hâmitiz bilen ve muhitinde - izli / bir husümet hisseden bu kadının asabiyetini son haddine çıkarıyordu. Crescence'n gelince, saınlakatmı zoluk ati evvekce olduğu gabi sökütiliğini ele almıştı. Lükin bu ve- ferki sükütülik mütecaviz ve tehlikeli ol - muştu. Evvelâ, hanımı / geldiği zaman, mutlağından dişanıya / kat'iyyen çıkmak istememiş, ve o, gelmediğini - görün te kendisini - çağırınca, bu defa da selâm vermekten imtina etmişti. Omuzları, sal- dırmağa müheyya bir halde ileriye doğru Çıkık, dimdik durarak, madamın sualle Tine Öğle ters ters karşılık vermişti Ki ka- dün, sinirlenin bapını çevirmişti ve tam bu esnada, kindar bir - bakışın kendisini sırtından hançerlediğinin farkında bile ol. Madam geldi geleki, Crescence, hak Jarının çiğnenmiş alduğuna kaildi. İçine itüm ruhile bütün ibtirasını — katığı hu bir inkiyadın Otadını / tattıktar 'mutfağına iade edilmiş Sonrm tekvürda ve fazla alarak o sevimli Leaporella a. dından mahrum birakılmiş değil miydi? Zira, Baron. karısının önünde Crescen ea en ufak bir teveceüh nişaneni göster mmekten tabintile müçtenibdi. — Maahaza bazan, çok şiddetli bir kavgadan vonra. Bundan - önceki makalemizde TIJ İkürkçe «Yavruv kökünden gelen birkaç “İalavca kelimenin «Güneş - Dil Teori - bakımından etimolojik analizini göse termiştik. Bu makalemizde - #Yasnıy Yasenn, ve «Zara — Zaran kelimele dini tetkik edeceğiz: Önce bu İslavca kelimelerin manaları- at terbir edelim; Yasnıy — Yasen: Parlak, açık, va —| zih, heyaz, aydın (2). “Zara ves Zora: Tan, feciri ufukta ü alan açik, kizılık, ” parlaklık, par - dak (Bİ. Yamy — Yağka Miklosichin «İslav / dilleri — etimoloji| Tüçatin nde izah edildiğine göre Yamnıy e Kura kefieleri - eYmml kakin < dendir. Enki İslavcada €Yar'aa zıya ve parlak münaana - gelir. Yeni İşlovence Ve bulgarca «Yascın, ça <Yamas, Çekçe KYamm nuça ve oktanyacı “Yamıo dr () Kelimenin menka belli değildir. Bütün İslav lügatçileri bu kelimenin «Aryanir bir kökten geldiği ae işnmeleri eli Bi anaktilır. Şimdi biz bu kelimenin aGüneş - Di Teoritiz unullerine göre, etimolojik aa - bzini yapalımı (D (2 3) ) (Ay HasHan H iy) (1) Ây: Köktür. Burada doğrudun değiniya eparlaklık anlamınadır. () Ast Parlaklığın oldukça bir sehida Tei yülenik () İ Ektir. Bir süje veya sbienin bitişiğinde bu geniş parlaklığı ıfade ede (4) İy: Geniş / aydınlığın - bitişiğine gelen obje veya süğeyi gösterir. «Cüneş - Dil Teorisin nim kanunu, bi-. ze bu İslaven kelimenin türkçe bir kök - ten geldiğini ipat ediyor. Fakat, bizim tecnimiz yabancı dilerde bulduğu Türk köklerini tetkik ederken yalmız etimolejik analizle-kanaat etmer, 'Tevsik için Türk Tehçelerinin geniş vetliği içinde benzer kelimeler atar. Bu yolda şu kelimeleri gösterebiliriz; Yası Yıldırım. şimşek 141 Yaşmı Yıldırım, şimşek (51. Yaşık: Güneş (6). Ağ Ayat — Ayas Han; Parlak gök| ilâhi 171 Ayasi Açık, bulutsuz 8. Ayazı Ay aydınlı dak, açık 191 ti (kena) 4 aylı gece, par - Yaşnar Şimşek — çakmak, — parlamak | 110). Bu türkçe — kelimelerle / İslavcadaki «Yasnıya, eYanının ve «Yasen> keli -| melerini karşılaştıralır İslavca sözler; © 2 6 G Yamıyı ay Hat pon bay Yamuz ay Pas ban J uğ Yamıy ay Has a ay Türkçe sözler: Yaşa : ay Hay Han Hağ Yapn: y Haş ban t Yağıkı ay bap b . Ayaş : ay ; Ayaz : ay <U Görülüyor ki bu kelimeler — arasında müna itbarile hiçbir fark olmadığı gibi etimolojik analiz itibarile de fark ancak İsaniki ekin bulunup bulunmamasında ve (a S 7) senlerinin - tebadüllerindedir ki' bunun da kelimenin asıl analizinde bü - yük bir ehemmiyeti yoktar. İslav dilleri- Sin etimolojisini yazanlar bu «Yamı kökünün nereden geldiğini kestitemiyor. Tar, Yakut türkçesinde Ateş ilâhima 9 fas, yıldırım ve simşek ilâhinin adı olan casın kelimesi 17) de dikkate şayan biraz nefer almak ihtiyacını duyduğu za- | mman usulcacık mutfağa girip, bir ikem - Teye kendini ataral ZAtk illâl - Tahle dediği oluyordu. Fazla bir tazyikın yükü altında, ta pandığı efendisinin, kendisine ilten eyle- düği bu anlar, Leoporella için en mes'ud anlardı. Hiçbir vakit cevab vermek, ya- hud ki bir teselli kelimesi söylemek cür'e dini göstermiyordu. — Yalmız - bazı defa, merhamet dolü — nazarların — mabuduna tevcih etmekle iktifa ediyor ve bu saki e bakış ona da iyi geliyordu. Lâkin Ba- fan mulfaktan. uzaklaşınca Crescence'in alamda yeniden bir hiddet çizgisi beli Tiyordu ve © zaman, o, hantal ellerile ya | bir et parçasını müncıklayor, yahud ki öE kenini, hirsla ovduğu tencerelerden ahi - yordu. Böyle bir hava içerisinde, nihayet, iy olacağına vardı: Beklenilen fırtına kopu- verdi. Hastaten şiddetli bir kavga esna Sında, biçak kemiğine dayanan — Baron her zamanki muti ve mütevazı — çocuk tavrını terkle hiddetten köpürerek: Artk bu kadarı fazlal Diye hağırdı ve kapıyı vurduğu gibi, bütün camları şangırdatarak çıktı. Olun- a kanı haşına çıkmış, Gfkeden tirtir t dir, « Yasno kelimesinin — kökü — türkçe «Yasnn ve «Camn> kelimalerinin kâkli olan türkçe bir söz olduğunda şüphe yok- Zara — Zora Miklosieh'e göze bu kelimenin kökü «ZER> dir. «Parlaklık, fecir, tan, u - fukta görülen kızıllık, göz - beheği, gör mek..-> gibi mânaları ae eden birçok İslavca kelimeler bu / kökten - türemiştir. Fakat bu #Zern ve «Zarab kelimelerinin menşei tayin edilemiyoz Bir, bu. kelimenin de” «Güneş - Dil Teorisiz bakımından etimolojik analizi - ni yapalım: ©D (© 6 4 H azbarskağ (1) Ağ: Köktür; dağrudan doğruya güneş veya aydınlık anlamınadır. (2) Azı Kök mefhumunu henüz ol dükça uzak bir sahada bulunduğunu an- İatarak hu mefhumu üzerine alır. () Arı Aydınlığın bu uzak sahada| takarrürünü bildiren ektir. (4) Ağ: Manayı tamamle vayis & Bu balde (Ağ Haz Har Hağ Zara) — oldukça uzak sa- eş aydınlığının takartür. etmiz| olduğunun ifadesidir ki fecir zamanında| da güneş henüz görünmemiş ve oldukça uzak bir sahada kalmış ive de gelen ışikl onun orada temerküz. ve takamürünül meydana çıkarmışır, İslavca «Zaroo kelimesile karılaştır zağımız türkçe - kelimelerin — mânalarım tesbit edelim: Sank: Parlak, aydın, şafak, fecr Di Sara -: Tanyeri ağarmak (12). Sart: Fedir, tan, gafak. (13). Cank-: Ziya, aydın, dünya (14 Bunların ve evvelki yazımızda eriya,| our> anlamına geldiği izah edilmiş olan «Yaruğo kelimesinin etimolojik analirle -. vile Zaran ya karşılaştıralım. (© 2 6 8 yafuta Zara Yarug: ağ Hay Her Hug Cank 1 aö H ac barkık Sark : ağ — anebar Hak San 1 ağkas — ar Hü Görülüyor Ki bu İslavca «Zara yal maz semantik itbarile değil, fonetik ba - kımından da bu türkçe kelimelerin ayni. dir. Miklesich'in dediği gibi kök ZER ive bu da, erki devirlerde Türklerden kültür. alan mağolcadaki Zarâ / «Sar> (a) TİSİ. kelimesinin İslav — ağzına meçmiş seklinden Başka Birtey — değildir. Fars -| Çadaki €Zer> (oltin) - kelimesi de bul Kökten çıkmıştır. Türkçedeki / esarı, sa - mür kelimeleri de günesin ve fecrin ba - Tiz vengi olması - itbarile ayni kökten gelmislerdir () sURar gözelesinin 21/12/1985 t rihli nüshasına bakınız. () Dal Kamusu, IV, 702 Miklosich, Kiyın. Wörter, der slaviçhen Sprochem, S- I0l. () Dal, 1 G4 - Gdö; Miklosich, 401 () Redlloft Lügati NİT, 213, s«Karayim | tehçesi, () Redloft Lügati TE, 264 Divanı Lügat < it £ Türk, 1. 200. (& Radloft Lügait TTE, 20 287 sÇa- ietay, Uygur tehçeleri. (A V. Arahim, Materili po - Şa - manstvur u Altaytsev, S 721 eEy ateş, sen Ayas hanın, Güneşin bir. parçası Sene; Verbetskiy. <Altaylılara 48 (8) Radlot, 1, 214 Divanı Lügabit- Türk 1 NL (9) Badloit, 1, 215. (d0) Radtoft, TIT, 250. ver bir halde kendini mutfa kurulmuş bir yay gibi ihtizaz eden Crer cence'a gu emri fırlatı. — Şimdi bavulumla tüfeğimi hazırla! Bir halta için ava gidiyorum. Bu cehen- 'nemde şeytan olsa oturmaz. — Buna bir, nihayet vermeli! Crescence hayran, yüzüne baktı: fendiliğini gene eline almıştı!. Ve güle - teki — Haklısınız, mönöl dedi. Bu ha İere, gerçekten, nihayet vermek lâzn! Püntelüş, o odadan o odaya koştu, do- Tabların içinden, masaların-üzerinden, €- fendisine neler İüzımaa topladı, yenleş - 'di. Sonra da, bavulla tüfeği” arabaya kadar bizzat tapıdı. Lâkin Baron kendi- sine teşekkür etmeğe hazırlanırken, bir -| denbire, bakışlarına bir ürkeklik eldi Hizmetçi karının bürülmüş dudakların da, her seferinde kendbini böyle ürküten ve şikârınin Üzerine atılmağa hazırlanan hayvarların takallüsünü hatırlatan — sinsi bir tebestüm dolaşıyordu. Biran içinde Crescence tabü halini al- a. boğuk bir sevle, teklifsizcesine mınl. Balıkçının dedikleri oğaziçinde aturduğumuz za, Sandao n Bi gl kebeklümini G hendenıyeri görütüre D İa sağlam havas, munlazam ve dağm! çikta geçmir bir hayat, ihtiyarlğın pen Şetinden anu korumuş, Dedesi, babası balıkçıymışlar. Zena atini onlardan miras yemiş, Kulakları kardları ayanbeyan teçmede başladığı aa | da, ik durduğu kelimeler balik Binler olmur. Fena havalarda. babasmı sla | manasile denize açılamadıı günler, git örmek, olla yapımık, zoka parlarmak Böğkndi Boğaziçinin öylerine katarlanımış a| d ki, Balkcılk Enrtitürünün en koda /man profesörünü Karadeniz Boğazına Kadar götürür tek bir iavtit avlandar /Madan geriye getiri | Hangi balığın, hangi mevsimde, hangi| salarda gizlendiğini biir Lüferi, kalka | n pisiyi levrei, barbunyayı, tekiri, Ber Bdi vada l Koymu gö balar ir zamanlar ha. vakti” yerindeydi. Orurduğu evi. yalnız birmemimde at e sekumnaun parasle sabır. lt | Hler di günler, heyl Gecenlerde. Balıkhanenin Coralarde Ka Alek aa dedi. Bizim işler he — Neden? Balık çıkmıyor mu? — Çikiyor amma, 'para ettiği yok. — Yiyen mi azaldı? — Betbelli örle. Muharebede aüzmin tadı bozuldu. Hİ o Bozullu bür gidiyor. — Parasırlık. — Yok! Ahalide para olmanma, paral var. Bizden baska bütün emaf azçok görüyorler. Lükin bahk yiyen kalmad. | — Sebebi nedir acaba? Sen ne dişü | süyorun? | — İmsanlar yemek yemesini unuttu | lar, Eski zamanın ince zevlkli, ağzinin tal dim, miderinin kiymetini bilir adamlar kalmadı. Simdkiler ne olıa atşaryorlar İyiyi kötüden ayird eden yak, Eaki ev ka dinları kocalarını eve, kendilerine bağaz| Jarından bağlarlardı. Mewsiminde, bi mayonezli levrek, bir kefal dond Bir lüfer ükarası en zorlu karkoca kar zaem bastınıdı. Şimdir- İçini çekti — Şimdi. Boğazdan kesip hete veriyorlar. Rarburyayı tekirden, v kamruyu kolyozdan, izmariti ötrenzile dan farkeden beri gelin? Kalmadı, kal Tandı, veselâmI, $ Gün oluyor.. Sı çek, Tütuğum baliğı geriin geriy hize atıyorum. Neden? Zira nedanı selerin cline düşecek, kiymeti bili Cek, ziyan olacak ta endan. Öyle y vezzetimi bilmiyen, pirirmesini nereden leceki, Elile, orada, sokağın kenanada y derikleri işaret edip devam eti — Nahi Bugünün insanlarına yakımal balık! Allah ta böyle takdir ediyor bi bundan başka biney tuttuğumuz yok bul Künlerde. Ah, eaki imtanlarl. Enki b merakllant. Haydi, Allaha emanet ol! Ve yürüdü, gti Ercümend Ekrem TA ERKE (*) Pekarske, Yakut Di Lügati, (Am, (iğ), (13) Pekareki, Yakut Di Lüzeti, Z113, 2110, 2084. (4) Radloti, TV, 20, (15) B. Vidimirtsev, Moğol yanı g inin mükayeseleri grameri, Leninge ). 5. S2 kat'iyyen merak etmeyin. Ben icab di ni yapanım! Üç gün sonr aldığı bir teler, üzerine avdan disini amcasının oğlu ka nirli ve üzüntülü halinden, hoşa gitmiyi cek bir vak'anın hâdis olmuş olacağı anladı. Kasacık bir girizgâhtan karsının. o sabah yatı rak bulunmuş olduğunu öğrendi. kavagazile tesemmümden — ileri gelmisi Amcasının oğlu: <Manlesef, buna kazı dir denilemez zira mayıs ayındayız çoktanberidir de havagazi sobasının kı yoktur.> diyordu. Biçare ka bir gece evvel veronal yutmuş ol) aması da kendi canına - kasdetmek busul sundaki niyetini teyid ediyordu. Bunda başka, o gece evin içinde bir başına ka Baron, di hanımının ayak senlerin ça karnın şehadeti de intihar günhesi kurvetlendirecek mahiyette idi. Bu el bebledir ki, vak'a mahalline gelen ati bi adli de, kaza ihtimalini ved ve danıyardu; — Güle güle - gidin möyyö.. Ve runda intihardan bahseyelmimi. CArkan var))