PS Maca CA V picaritanın Üypett takımı. dün ilk a Takim sadyomunda — Periyi n oyayacaktı. Fakat Futbol Fede - Aafonnu n dakikeda organizayo < — aüyaean Galataseray kulübine Pore - | <ü üzerine Üypestller karnların Oyun ge gelenlerin çoğunu dühuliye tarafındaki seyirciler teskil e - diyorlardı. Tribün fiatının bir lira olman pek çok kimelerin oraya kadar geldik -| Teri halde içeri girmeden geri dönmele -| rine sebeb olmuştur. Maça hakem Suphünin idaresinde bat Jandı: Daha bidayette Macarların, haki-| kateri ut oyuncular oldukları ve bi -| zimkileri hükimiyetleri altına alarık oy-) nadikları görülüyordu. En çok göze b dan husuniyetleri topu kat'iyyen durdür - (madan oynamalarıydı. Karşılarındaki ta- kım oyuncuları da enerii ile ” mükabele elmeğe çalışyor. Fakat bir türlü muvaf- fak olamıyorlardı. Çalım yapmaş kaşmaları, topu ayaklarında | bekleterek | ün arkadaşlarının — kolaylıkla marke| edilmeleri — muvaffakiye'sizliklerinin —en) mühim sebebleriydi: Macarlar binici devede ahat 1 olmak şartile v kadar hâkim oyna: ghlerine — kırkımcı ” dakikada bir tek 'oldu. Buna mukabil bilhassa san - “zülenadiyen ti vaziyader yarı değra İi gol atarak haftaymı 2 - O gar VO bizidiler &| — İlinci devede Macarlar daha gevtek £ | oymamakla beraber orun üzerlerindeki| 5 | | bükiniyetlerinden biney - kaybamediler| 5. | ve Biçk fıatlar. kaçırımakla — beraber T |iki gol daha sayı adedini dörde çıkardı - . |lerve 420 gelb geldiler. d Nasıl oyruyorlar Üypeşt takımında yalnız #olaçığı di 5. | Ger oyuncular ayarında bulmadip. Kale- K ç üize devede hratmı bulıp yap -) d |hağı bir kurlamı fevkalâdeliğini göslermiz oldu.. Bekler çok iyi olmakla " heraher bi | rldakiin oyumu daha göz alıcı ve dar â0 a temizdiFlafbek hadarı — takımlarının adeta belkeniği.. Bilbassa santıbafın o yanu hem müdafan hem de hücumlarda gok tesili olüyor. Hücum haftnın üç ortası e ayn aynı ie y orurcileder terkkül n e) |Sağiç. top bücum battına geçüikler von-| Vi (raçnizm vaziyetine giniyor. Pas pi V verişeri ve bilhassa görünleri çok iyi ve | İçok güzel. Merkez muhacim çok fnatçı Bi Seliç ise şütler, enerik o, Di İyardım ve geri e bücum b İrarifesini mükemmelen ifa ediyor. İdcal OBi iç oyuncu, İki açığin Tevkalâde denilecek bir vi İ yok. Fakat sağaçık soldaki arkar e nisbetle çok daha iyi ve takımın oyuncuları arasında akamıyor. Bu İn de op ayağına geldikten 1on> ”| l ha Tet n | r takımı ilk | maçı 4-0 kazandı Fevkalâde güzel futbol oynıyan Uypeşt takımı dün- kü oyunile kuvvetli bir takım olduğunu ispat et i salatasarayın B takımi kaleri öÖnünde heyecanlı Bir an geçecek ayak oyunlaride karışık drihling- leri var. İyte bu kiymet ve ayardaki oyuncula -| n bir araya gelip teşkil / ettikleri takım, cidden görülmeğe değer bir oyun oynu - yorlar. İçlerinde şahti oynıyan, — kendini göstermek - idiyen bir tek oyuncu / yok. Hepsi de en az enerji ile takım için en müfid olacak harekeli yapmakta tered - düd etmiyorlar. Böyle olmakla beraber hepsi de kiymetlerini gösteriyorlar. Üypeytin burada Galatasaraydan bar ka diğer kuvvetli / takımlarımızla / maç yapmaması futbolümüz namına bir ka - yıbdır. Beşiktaş üçüncü maçı da kaybetti Atina | ÇÖzel) — Beşiktaş takımı mmile yapmıştır. Maçın ilk devresi | - heraberlikle bitmiş, ikinci devre Beşik Yaşın altığı bir gole mukabil Ölimpiya - kor Z gol atarak 3 - 2 galib gelmiştir. “Atinada yapılan ilk maçın tafsilâtı “Atina (Özel) — Beşiktaşın burada Yaptığı ilk maçın neticesini t Maçtan bir enstantane dirmiştim. Çocuklar burgaz gösterdikleri| oyunla Türk fetbaki hakkında iyi inti- balar uyandırmışlardır. Maç saati gel - düiği vakit sadyomda büyük bir kalahalık küleri taplanmıştı. Seyirciler — arasında sefirimiz Ruşen Eştefle refikası a bu-| Tunuyordu. Bizim takım Mehmed Ali — Adnan, Nuri — Feyzi, Hüsnü, Faruk Şeref, Hakkı, Bambino, Hayati şeklin deydi. Birinci devtede her iki taraf ta büyük bir fakiyet görteremediler. Bu nunla berabez bizimkiler iki açıkları va- Htasile yaptıkları bücumlarda daha mü sir oluyarlardı. - Yunanlılar da daima Sağaçık Sava vanilasile - mükabele edi - yerlardı. Tesirli eyunumuzun semeresini dakikada gördük. Etef, hayatiden gelip Yunun müda - BV K lamendiki hum keleşille aılarp Rine carpan topa vetiserek sıkı bir sütle| buzün üçüncü maçı Olimpiyakos takı - İ Amelesiz çalışan bir fabrika Amerikan endüstrisinin son mucizesi Amerikanın Miliçakee şehrinde, ka- İpeninda <A O, Sit yazılı bir tabelâ Taşıyan bir bina vardır .Bir bahçe içine sğınımış olan bu mütevazı bina, dünya aa en makinelettirilmiş ve en barikulâ- de fabrikandır. Hatla Fordun fabrika sından daha harikulâdel, 1860 senesine doğru, bugünkü A, O, Smmithin dedesi, Mihwaukeede, çocuk a -| İzabaları yapmak üzere küçük bir fabrika vücude getirmişti. Bu Ffabrika, sonraları bisikler yapmağa başladı. Bu mütevazı işe çerek asır kadar devam etti. 1903 te, A ©. Senitin oğlu ilk otomabil şasilerini yapmağa başladı, Günde cn şasi çıkanı yordu. Aradan birkaç sene geçti. A. O Smithin torunu olan Lloyd - Raymond, mühendis çıktı. O tarihte, Ford, seri ha- İlinde imalât usulünü tanzim etmekteydi Fordun gayesi, çalışma saatlerinden ta- sarmuf edecek şekilde Fabrikalar kurmak- Semithin kafasında da, ayni — tarih Wellse yakışacak bir Fikir canlanıyordu. Amelesiz işliyecek bir fabrika. O zamana kadar, intanların göreceği isi münhasıran makineye gördürecek tar da bir fabrika yapılmamıştı. Lleyd Ray. moand genc mübendislerden bir heyet tap- İadı. 1916 senesine doğru, eşasi yapma- plânları ederek para ined. Bankerler, senede kaç tane şati yapmak tasayvurunda olduğunu — sordular. İi milyon tanen / cevabini verdi. O tarih- te, tekmil Amerika içinde, ancak senede bir buçuk milyon etomobil yapılıyordu. Bankerler, Sıithin müracaatını teddeti. milyon dolar sarfetmek suretile kendi par rasile yaptıdı. Bu makine, beş yüz iki hareket yapıyor, yüzden fazla par - de, bu makine ik defa çalıştınldığı za - man, mübendisler - ürktüler. — Makineye yerilen parçalardan bir tanesi takılıp ka- dacak olursa, bülün fabrika — mahvoldu. demekti. Hişbir anıza olmadı ve koca makine, kendi kendine iki sante yakım işledi. 900 gasi çıkardı. Ayni miktarda şasiyi, on se- 'ne evvel üç ayda imal etmek kabildi. Senithin — Fabrikasındaki — makineler haddehane makinelerini andırmakla be - raber, oradaki gibi mütemadi şekilde de- İğil, muayyen faslalarla - işler, — Bunlar, şammaz bir intizamla, her t büsbütün — işçinin tektük bir kaç amele, tezgâhların ayarına bakmak, işleyişlerini konlrol etmek, kâh şu par -| şaya bir çekiç, kâh bu tarafa bir vida koymakla meşgaldür, fakat fabrika dar bilinin heyeti umumiyesi, tamamen ken di kendine işliyen bir manzara arzeder. dam görerek yanına yaklaşmış ve çocuğu ler. | enbire çoşmuş ve dunların, ilâhile Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz Noel hediyeleri Amerika Cumhur Reisi Ruzveltin ka- , yoksul çocuklara — yardım etmesini everi Geçenlerde, yolda, sefil yafetli n yaşlarında bir kır çocuğunun ağladı «Bana bir çift yün çorab ör de getirn de- dikten sonra: — Benim kim olduğumu biliyor mu- um diye sormuştur. Çocuk: — Evet #eniş, Madam Rüzvelis- — Tamam. Çorabları benim evime getir Çocuk, çorabları - bitimiş: - Madam Rurvelle götürmüş; o da ertesi yünü ço cuğu bir çift ipek çorab yollamış, Bu i- pek çorablardan birinin içinde yeker, ö tekinde para doluymuş. Yoksul çocuğu serindirdiğinden do Jayı memnüniyetine payan olmuyan Ma: 'dam Ruzveli, ertesi günü şöyle bir mek- tub almı; «Madam. Hediyenir beni çok ağ hati Paraları babam, gekerleri — erkek kardeşim aldı. İpek çorabları da annem göydir Sütninenin çor İngilere Kralimın geçenlerde evlenen küçük oğluna da, öteki kardeşlerine ol- duğu gibi. saysız düğün bediyeleri vel- İmişti. Çok mülenevvi olan bu hediye- Terden bilhassa ikisi gayet - enleresandir. Bunlardan biri, Dükün sütninesinin, ken- di elile ördüğü bir çikt yün çorabdır. Ö teki de bir kadınlar kulübünün gönder diği tartı aletidir. İngilizlerde €sk vık tar- 'tlan adamın sıhhati yerinde olur adiye bir atalar sözü vardır. Bu tartı aletini gönderen kadınlar kulübünün, © atalar Sözünden ilkam aldığı anlaşılıyor. Ben katilim ! Noel, bu vene, Varşoruda mücizeyi| andıran bir hâdseye sebeb olmuştur. Geceyanın, şebrin büyük — kilisesinde Noel ayini yapıldığı sada, kalabalığın içinde birdenbire bir ser yüktelmiş, bir adam — Ben katilim... Beni terkif edin. Allah beni affetsin. Diye bağırmağa başlamıştır. Huşu içinde bulunan cemsat, biliseye deli girdi zannederek önce korkuya ve heyecana kapılmışın da hüdisenin mahi- yeti çabucak anlaşılmış, bağıran adamın hakikaten katil olduğu, yaptığı birçok ci- mayetler üzerine bundan on beş sene ev el Şikagoya kaçtığı ve birkaç gün evvel mermleketine döndüğü öğrenilmiş Bu adam, çok tehlikeli bir. haydad olduğu halde, Ncel ayini esmannda bir dirine kapılarak kendini telamamış, ci -| ayetlerini itiraf edivermiştir. hi Yeni seneye girdik. Duvarlarınıza ye- takvimler anldı. Önümüzdeki seneyi de, kâh sevinerek, kâh üzülerek, yaprak yaprak kupanıp bilireceğiz. Ortçağdaki intanlar da, tpkı bizim Eşrel, | Her sekiz saniyede bir. —makinelerin #i kâh sevinçli. kâh üzüntülü günler zamanda hareket ederek bir makineden | bliyacak vantaya malik değilerdi. O ötekine geçer. Düğmelere basarak bütün / devirlerde, garbde, takvim denilen - yey ba makineleri işletmek veya durdurmak | Yalnız kiliselerde bulunurdu. İstiyen ge Djermemilşrere Tie. gününü, ayını bu takime bakarak Ka DRL Janlardı. Fakat takvimin suretini çıkart - Mi li İmak yazaktı. Esasen, ekteriyet cahıl ol Har a /duğu için bunu ne akıl eden ne de tec Sirkecide bir lokanta... Kuvvetsiz am- püllerin bir hapisneye benzettiği bir va- on. Kocaman demir tobalara - baktıkça insan içinden: «Ah eğer yansaydılar bur | Tasını ne istırlardıl diye düşünüyor ve ayTüihliyari paltosumun içinde biraz da- ha büzülüyor. Lokanta boş. İleride bir masada üç beş kii icki içiyorlar. Daha öbür masada tek | haşına bir adam, baş bir tabağın karşısın- da, oturuyor. Bir gramofon çalıyor - ve Belediyenin aleyhinde amansız bir mülca- dele açmış olduğu kediler -beshelli heps İburaya iltica etmişi- müşterilerin. karşı- Janna dizilmidler. İri iri açılmın aç göz. lerle onların yediklerinden kendi payla- vınt istiyorlar, Masaya. oruruyoruz. Ve masanın n tündeki yemek litesini alarak gelişiüzel biney” vmatliyoruz. | — Pek rice ederim efendim. Soğuk İbirtey verelim size. Sıcak yemek vere meyiz.. Sicak yemek yokl Neden?, — Akçı gilli de ondan. gitti mi?.. Caliba biz — Akçam yemeği vedi ilevn arasında Yenilir. Sant dokuzde ahçı gider mi?. Takakta sahibi yanımıza — yaklaşıyar Kulağımıza iğiler — Ne yapalım, diyor, öyle icah edi- yar. Kaç kişi var burada, Halbuki ahçı sekiz buçuktan sonen |maaş istiyor. Biz değil, burada hangi lo- İkantaya gitteniz bu satte aşağı yukan İncak vemek bulamazsınız. — Bir ahçı manpından iktusd edecek kadar lokantaların vaziyeti kötü müdür?. Lokanta sehibi olgun bir Hlozof tebes: sümile bize gülüyor — Kötü de söz mü? Gene öğleüsileri neyse iş adamları gelip yemek meebiri- yetinde kahyorlar; ama, akşamları öyle kisi gibi üç bes arkadaş toplanıp gelip yemek yiyen kalmadı. Yalnız icki içenler evlerinden dişenda kalıyorlar. Onlar da Tabil içkiye daha uyan yerlere, yani mey- hanelere gidiyorlar, Bu tarafın Tokantalarında — akşamları biçbir iş yak. Soğuk yemek yemek için lokantadan çıkıyoruz. Beyoğlunun çok tanılmış, istemediğimiz kön olduğunu fabrika sahibi Si söye | Git Si DN e Ge Saer e Tei lemektedir. sahibi olmak kilieden başka, büyük din mümessillerine, senyörlere, asil kimelere İtakımına bir gol kazandırdı. - Bu gelden | yerilmiş bir imüiyaz gibiydi. sonra Yunanlılar beraberliği temin için| - Bu Ortaçağ takvimlerini, bu işte mü 'daha fazla gayret gödlererek / Kalemize basas olmuş papazlar lertb ederler ve kmak istedler. Fakat bunda — muvaf - gayet sönlü bir tarzda yaparlardı. fak olamadılar ve devrenin sonuna kadar | ğ hâkimiyetimiz altına girdiler. Yunanlılar. ikinci — devrenin sekiz ve n birinci dakikalarında arka arkaya iki gol atarak vaziyeti 2 - | lehlerine çevir - diler. Attıkları birinci gol tamamile of sayddı. Fakat hakemin görgürüzlüğün - Jen olacak golü kabul etmek mecbari - yetinde kaldık. İkinci gölü'de sol hafı -| Karnera asker! Birimkiler mağlâb vaziyete — düşünce bütün gayretlerile oynamağa başladılar. Nuri ile Hümü yerlerini değiştirdiler ve 30 uncu dakikada Hüsnü Hayatiden ge- Jen topu sıkı bir şütle gole çevirerek ta -| kımımiz 2 - 2 beraberliği temin etti. Bu zolden sonra bizimkilerin hâkimiyeti bür ibütün arttıyıa da başkaca gol olmadı ve | Vilk oyunumuz bu sretle 2 - 2 beraber -| likle bitti. ! Bizimkiler daha hâkim oynamakla be raber istenilen oyunu çıkaramadılar. Bay| Jangıçtaki sitemi devam — ettirseydik ikil Üç sayı farkla - kazanabilirdik. İki açık | vaniasile yapığımız seri akınlar. Yunan kalesi için her an bir tehlike oluyordu. Max Beare yenilerek dünya boks şam Böyonluğunu Kaybeden insan — azmanll düğü yazılmıştı Maruf boksör şimdi a ker olmuşu 'zere yakında Afrikaya mimiz Karnerayı asker teriyor. idecektir. Res. (Ortda oymyanlar iki defa baş Ealeye ibisesile kös İşol yapamamak telihsizliğine uğradılar. Karneranın geçenlerde İtalyaya döh - Habeşlerle harbetmek -| hut bir lokantasındayız. Bal işikli salen- da tertemiz örtülü masalarda bir müşteri Salonun. yalmz zibi dördüncü köşeyi — de biz - alıyoruz. Ürzun senelerdenberi bu Tokantada görüp tanıdığım eski garson olan Anastas ko - Tanda bir havluş bu köşekapmaca oyu — nunun ebesi gibi ortada dolaşıyor. ( Sıra bizim masaya - gelince - yanlmıza yaklaşıyor. Siparişlerimizi alıyor, yemek- leri tabağa koyarken kendisine toruyo - Bu akşam nekadar tenha buranı? — Şimdi akşamları hep böyle oluyor. abulun hayatı değişi. — Eskiden böyle değildi değil mi?. Görüyorum Tokantalara rağbet pek kı maamış.. skiden iyi lokanta azdı. Beyoğlu zaddesinde tündi bir sürü lokantalı idı. Rekabet çoğaldı. Lokanta üileri dağılıyor. Hem sonra da ekisi insanlar para harcetmek istemiyorlar. Bu tasını bütün İstanbul bilir. Daha bundan irt beş sene evveline kadar her akşam dolardı. Buraya kanlarile, ahbablarile, | | nişanlılarile gelip vemek yemek ve musiki demek isiyenler pek çoktu. — Eşdost 'abbab, aileler buraya gelir, otururlar, y İrab. içerler, komuşurlar, — eğlenilerdi. Ökalkü arik, — Şimdi” müşteri yemek Düne nazaran nasil yaşıyoruz? Lokantacı müşteki amma müşteriye hak ta veriyor! «Müşteriler hem azaldı, hem hesabcı oldular. Fakat bunun sebebi fakirlik deği Bir lokanta ütrini kıp ta müçternin yemeği de erkiden ye diği gibi hesab yapmadan yediğini zan- 'netmeyiniz. O da değişti. Şimdi - kimse lığına göre değil; kevesine göre umarlır yor. Metelâ İiteden ucuz yemekler ve- çiyor ve üç tabak marlıyacağına bak umarlıyor. Doymadan hesabi. kesi- '— Bunun börle olduğunu ntreden aa- hyorsunuz? — Anlaşılmaz olur mu? Encesi yağlı, gerdanı katmerli, karnı büyük bir müşteri gelip bir porsiyon yemekle doydum derse buna kim inanır> Hem doymuş müşteri yemek Tistesinc; biktiğı karısına / bakan bir erkek bakışlarile bakar, onu farket « mmeden elinin terile iter. Halbuki aç müy terinin yemek İitesine kargı sahte bir e « hemmiyet vermeyişi vardır. Listeyi par. maklarının vcile tutar, matanın öbür ta: rahına doğru lürumsuz bir paçavra — gibi atar amma, gözleri, kendisi istemeden ve kendisi / farketmeden hesabi - görünciye kadar ikide birde & listeye çevrilir. Peki kadınlarile gelen erkekler de gene böyle hesablı mıdirlar? — Kadınla gelen erkek te tindi piş - İkin oldu. Kat'iyyen açılmıyor. Hele bah- gi günden güne bozuldu. Fakiden de bak bahtiste hasielik eden istanlar var Simdi bu âdet nerede ise ortadan kalkar bi — Ya kadın müşterileriniz? - Onlar da hesab yaparlar mü?. Bahşişlerini az a verirler? Kadın müşteri mi?. Lakantaların n müşterisi yoktur. Birim memleke- timizde tek kadın gelip Tekantada yemek yemez. Yalnız erkekle gelirler. Tabi o zaman da para harcetmezler. — Peki gene erkek müşterilerden bah? sedelim. Neden bu erkek müşteriler böye le hazik oldular? — Paraszlıktan. Bu arada masamıza yaklaşan müler « Jayır, dedi, ben / zannetmiyorum. Parasızlıktan değil. Eskiden de bizim memleketimiz zengin değildi. Fakat in - yanlarımız hesab Bilmezlerdi. Daha alar turka idiler. Bütçe yapmazlardı: «Bugün harcedelim, yarına Allah kerims derler, bir gecede bir aylık paralarını istaf eder lerdi. Halbuki şimdi bir de Avnıpalılar gibi olduk. Evvelâ kazancımızın ne ol duğunu bir hesab ediyoruz, sonra ona göz te bir bütçe kuruyoruz. Şu kadarı ev ki- Tası, su kadan yemek maşralı, bu kadanı elektrik, filân diye ayınyoruz. Ayınnca ürüyoruz ki gezip eğlenmeğe fazla pa- Te kalınıyor. / Bizimki medenileşmektir. Yokta fakirleşmek deği Lekanta müdürünün bana doğru gelen bu mütaleasına bilmem siz de iştiak € « b nn ea Drayis. Lily Damita gene evlendi Meyhur sinema yildiri Li — Damita birçok kocn değiştirdiklen konra “geçen hafta da Amerikalı artist Errol Fiyan ile evlendi. Retimde ikisini Nevyorka dör yemek iderse buraya geliyor, yemeğini İyiyer, gidiyor. Yemek yiyor dediğime bar dükleri zaman tzenden işeilerken görü - yorunuz, /