6 Birincikânun 1935 CUMHURİYET Tatlı müsabakamız On gün neşredeceğimiz rey varakalarını kesip saklayınız ve sonra mütalealarınızla beraber bize yollaymız Biz bize Küçüklükten de beter Dil üzerinde çalışmalar: 27 sandık şeker mükâfat veriyoruz Müsabakada kazanan karilerimize 27 Karilerimize tatlı bir Şeker bayramı sandık kesme şeker hediye edilecektiı vesilesi vermiş olmak üzere hazırlacLğı Rey ve mütaleaların muvaffakivetine g " <> mız tatlı müsabakası devam ediyor: re verilecek hediyelerin tasnifi şöyledir: Müsabakanın esası şudur: 1 Bugünden başhyarak 10 tane yaBirinciliği kazanan tatlıya rey zı neşredeceğiz. veren karilerden: 2 Her yazı bir başka tatlının pi Birincye : 4 sandık, şirümesini tarif edecektir. Ikinciye : 3 sandık, 3 Her yazının altına bir de rey üçüncüye : 2 sandık, Beş kislye yarımşar sandık puslası konacaktir. 4 Her rey puslasında o tatlınm tkinciliği kazanan tatlıya rey ismi bulunacak ve reye iştirak eden kariveren karilerden : lerimiz bu ismin hizasına rey puslası koBirinciye : 3 sandık, nacaktir. Ikinciye : 2 sandık, 5 10 tatlıdan yalnız üçüne rey veüçüncüye : 1 sandık, rilecektir. Binaenaleyh yalnız üç tatlıya Beş kişiye yarımşar sandık aid kuponda tatlı isminin yanma birinci, Üçüncülüğü kazanan tatlıya ikinci, üçüncü diye yazılacaktır. rey veren karilerden 6 Miisabakaya iştirak eden karileBirinciye : 2 sandık, rimiz ayni zamanda şu suallere cevab veIkinciye : 1 buçuk Sandık receklerdir: üçüncüye: 1 sandık A Niçin bu üç tatlıyı diğerlerine Beş kişiye yarımşar sandık tarcih ettiniz? Şeker hediye edilecektir. B Bu tatlı yazılan şekilden başkî usulle daha iyi pişirilebilir mi? Müsabakamızda on tatlının tarifi yaC Şahsan en beğendığiniz tatlının pılacaktır. Bunlardan beş tanesi pişiril tarifini yapınız. mesi kolay olanlanndan ayrılmıştır. Di7 Karilerimizin yollıyacakları rey ğer besi daha çok uğraşılmak icab eden varakalan, gazetemizde ayrılmış bulu tathlardır. nan ve salâhiyetli adamlar da katılan jürı heyeti tarafından tasnif edilecek, bu suretle birinci, ikinci, üçüncü seçilen tat Üç kepçe su ve bir kepçe yağı iyice lılarla bunlara rey veren kariler aynlakaynatmah. Aldığı kadar un koyup hacaktır. 8 Jüri heyeti bundan sonra, kari fif ateşte un kokusu gidinciye kadar pi lerin reylerle beraber gönderdikleri mü şirmeli. Yedi, sekiz yumurtayı pişmiş ve talealan tetkik edecek ve üç tatlı hakkm ılık hamurun içine kırıp iyice yuğurmalı. c'a mütaleasını bildiren karilerimiz ara Yuvarlak parçalara ayırıp kızgm yağda s nda birinci, ikinci, üçüncüyü ayıracak kızartmalı. Çıkarınca bir buçuk kilo şekerden kaynatılmış, soğuk tatlıya atmalı tr. No. 4 Dilber dudağı Cumhurîyet Birinci geçilen tatlı: REY P USLASI » Ta tlı müsabakası Geçen gün bir futbol maçı yapılmış, Galatasarayla Güneş çarpısmışlar. Galatasaray büyük bir farkla galib gelmiş. Güneş kulübü, vaktile Galatasaraylı ürklüğün sosyal tekâmülünde, Süt: Altaylardan Türkün sağma doğiken nedense ayrılmış kimseierden mü [Dünkü yazının son kısmıdır] Galatasaray mektebi adeta teru uzanıp giden sahanın adıdır. rekkeb olduğu için Galatasaraylılara CENUB mel vazifesini görmüştür. En: Bu sahaya yakm olan diğer bir karşı başka hicbir kulübe göstermedik Şimdi yukanda tekrar temas edece 1870 ten bugüne kadar, bu yurdun sahayı gösterir; demek ki bu sahaya leri bir rekabet hissi taşıyorlar ve bunu ğimizi söylediğimiz (Cey) sözüne bakaiçinde ve dışında, milletin yüzünü ağarher fırsatta meydana vuruyorlardı. lım. Bunun (Ceğ) şekli de vardır. An yaklaşan her şey Altaylılar için kayboltan seçkin^şahsiyetlerin hiç değilse yansı, muş, yok olmuş sayılır. Son maçta yenilmeleri üzerine Gala ladığımız gibi manası, uzaklıktır. Bu sicillinde «Galatasaraylı» kaydini hakikî Süt kelimesinin ayni anlamda olmak tasaraylılar pek tabiî olarak onlarla alay söze sırasile şu ekleri getirelim: bir iftihar unvanı olarak taşır. üzere birçok müştaklarını, Pekarskinin (1) (2) etmişler. Kâğıddan meşaleler yakmak, Galatasaray, istibdadm en zorlu devYakut Dili lugatinde görmek mümkün (ceğ + en f up) şarkı söylemek gibi şakadan başka hiçbir rinde, yurdun sayılı hürriyet kaynaklann(1) En: Kendinden evvelki söze, ya dür. kelime ile tavsif edılemiyecek masum nüdan biri idi. En büyük şairler, edibler, ni uzaklığa yakm olan bir mefhumu ifaTürkler, Altaydan çok uzak zannet mayişler yapmışlar. ilim adamlan, devlet adamlan oradan de eder. tikleri (Süt) mıntakasını tanıdıktan sonFakat Galatasarayın ismini kirlet (2) U p : Uzaklığa yakın olan mcf ra gördüler ki düşündükleri mefhumu i yetişti. Tevfik Fıkret, Ahmed Hikmet, Ahmed Hasim, ve daha da başkalan, omekten zevk veya menfaat duyan bir ta humu tayin, tesbit ve ifade eden, ona fadeye (Süt) kelimesi de kâfi gelmedi. ranm mah idiler. kım adamlar işi büyütmek için ellerinden isim veren bir unsurdur. Işte ondan sonradır ki (cenub) keiıme geldıği kadar çalıştılar. Bir mekteb çoHak ve hürriyet uğruna yapılan teza(Ceğ + en 4" up = ceğenub) sini yarattılar. Yoksa bu kelimeyi asla cuğu şakasını, polis karakolu meselesi [okunmıyan «ğ», telâffuzdan düşerek cenubda hazır bulmadılar. Çünkü, zaten hürlerin en ilerî hattında, daima Galatayapmak istediler. kendinden evvelki vokali biraz uzatır; cenubda gözünü açmış olan bir mahlu sarayhlar görüldü. Abdülhamidin zulmuVe yalan söylemekten cekinmediler. kelimeyi öyle telâffuz edersek] C E N U B kun, (Cenub) mefhumunu anlıyabilmek ne son kahir darbeyi indirmeğe gelen Guya Galatasaraylı çocuklar mek'eb olur. Manası, «Altaylardaki Türkün için, ondan uzaklaşarak Altaylara kadar Hareket ordusunun ilk mübeccel şehidi müdürünün emirleri ve direktıflerile ha sağında uzıyan en son sahalara bitişik o gitmesi lâzımdır. Halbuki tarih böyle bir (Muhtar) Galatasaraylı.. Kanala erişen reket ederek Ateş kulübünün camlarını larak uzayıp giden yerler» demekar. Türk piştarlarının şehid kumandanı (Havak'ayı bugüne kadar kaydetmemiştiı. taşlamışlarmış, hatta içeride konferans veMülâhaza: Yukarıdanberi yaptığı Arablar cenub kelimesinin manasım let) Galatasaraylı.. Anburnu ve Anaren Ismail Habib Sevüğün çözleri önün mız analiz bize gösteriyor ki Türkün, bilmezler. Onlar sadece: «Elcenub = fartalarda, vatana kurban siden ilk gencde bir kişinin başuıı yarmışlarmış. «cenub» mefhumunu anlatmak için ük Mütekabili şimal» derler. ler, »ene Galatasaraylı idiler. «Cenub» sözü Arabın olsaydı, TürGalatasaray gibi, kurulduğu günden devirde ilk defa olarak kullandığı ilk Kapitülâsyonlara Galatasaray mümaberi memlekete hizmet etmekten başka söz: (Sağ) olmuştur. Bu sözün delâlet ke nazaran cenubda bulunduğu için şat değil, muhalefet etti. Avrupalı kafahiçbir gayesi olmıyan bir müesseseye kar ettiği anlamda mahdudiyet vardır. Bu (Ceyhun) denilmiş olan nehre Arabın, sıle düşünen bu gencler, Avrupa boyunşı yapılan bu çirkin hücumlann manasını nun böyle olması pek tabiîdir. Çünkü şimal mefhumu ile alâkadar bir ısim ver duruğunu kınp atmağa önayak oldul». Türk, henüz Altaylardadır, tanıdığı sa mesi icab ederdi. anlıyaajıyorum^Galatasaray, kendi kendine, sırf kibarha mahduddur. Fakat dolaşmağa başlaSİYAH YaTan söylemek küçüklüktür. Masum lığı, efendiliği, yüksek kültür telâkkileri, dıktan sonra anlıyor ki bu saha tanıdı bir şakayı karakol meselesi yapmak Not: 4 (Cey) sözünün arkadaşı temiz an'anelerile emsalinin arasında teğından fazla imtidad ediyor. Bu anlamı için yalan söylemek daha küçüklüktür. olan (Sey, Siy) sözünden de (siyah) meyyüz ettiyse bununla iftihar edilmeliifade için (Süt «d» ) sözünü yarabyor. Ve bütün bunlardan, menfaati uğrun (Süt) sözünün anlamında, «vüs'at, hay kelimesi çıkmıştır. Bu Türk kelimesinin dir. da istifadeye çalışmak küçüklükten de ret ve kaybolmak, mahvolmak» mefhuın manası Altaylara nazaran «görülmiyen, Evlâd babalan, çocuklannı tercihan tanınmıyan»; orada her şey Türkün göbeterdir. Mikrobluktur. orada okutmak için.'büyük maddî fedV lan vardır. Bu da pek tabiîdir: îlk yu N. vasından, Altaydan cenuba yayıîan zünden «kaybolan, mahvolan» mefhu kârlıklara boşuna katlanmıyorlar: Gözlemunu ifade eder. rınin önünde bu irfan ve terbiye ocağınm Türkler, düşündüklerinden çok fazla (Siyah) sözünün orijin manası günes bınlerle, seçkin yetiştirmeleri var geniş sahalar içinde bütün bu vaziyetleri BORSALARDA ve ışıkla alâkalı değildir. Bunda asıl geçinniştirler. Galatasaray, her devTe adam yetiştir«uzaklık» mefhumundan doğan müp Dünkü buğday satışlan Pekarskinin Yakut dili lugatinden: di. îçlerinde, namus ve fazilet mefhumhemlik anlamı \ardır. Tabiî cenubu bilSüt: «Kendini kaybetmek, şaşala lanna yabancılık göstermiş tek bir ferd Dün borsada buğday ve un fiatleri miyenler şimali de bilmezler. O kelimeyoktur! gene normal seyrini, düşük fiatini muha mak, kaybolmak (eşya hakkmda), «yok yi de yaratan gene Altaylardan dünyafaza etmiştir. Şehrimize dün Anadolu, olmak» demektir. Meselâ: «ot süten» yı seyreden Türklerdir. [11 Cumhuriyet reiimi, en önemli malî ve f Trakya ve limanlardan 292 ton buğday (süt en) erer = ot yok oluyor». ekonomik müesseseleri için baş ve memur [1] <Şimal> ve onunla alâkalı sozlerin Burada (süten) kelimesini analiz egelmiştir. Gelen un miktan da 45,120 aradığı zaman, bunları Galatasaraylılar analizini yarın yazacağız. ton idi. Buna mukabil borsada 160 ton deîim: ıçerisınden buldu ve seçti. Uyuşturucu 1 urkcenm orıjınaliıgı Cenub ve Siyah kelimelerinin tahlili Galatasaray! T İkinci seçilen tatlı: Üçüncü seçilen tatlı: Gönderenin Adresi : r^j^j^ı|ıııınr*ır•ı'nınırxıı~» ...... adı: • jrı»~Ljtrxrır~ı~I~Lınnı~ı ~ ı r ı ı ~ı r> »>j~ırırınf~ı~ı^r~iı~ı ı~|. i • ı • Not: Bu rey vardkasile beraber yukanda 6 numarah maddede sorulan a, b, c suallerinin cevablan da ayrt bir kâğıda yazılarak yollanacaktır. G. Antebde sütler muayene ediliyor bu?day ve 773 çuval un satılmıştır. Borsada dün sert buğday üzerinde hiç muamele olmamıştır. Şavanı dikkattir (Basmakaleden devam) ayni müesseselerde çalışmış, ayni yurdda ki evvelki gün de sert buğday üzerinde nilir. O zavallı nizamname, kepaze ol spor yapmış, ayni heyecanla yürekleri muamele olmamışh. YiHnuşak buğday mujtur. '/S l, ,J ^ „ , ^ çarpm ışinsanlar, bugün birbirlerine hasim fiatleri dün 7 kuruşla 7 kuruş 10 para Spor teşkflâbnda otorite kaîmamıştır. olmuşlardır. Bu, bizde başıboş spor rearasmda oynamışhr. Sert buğdayın azaVerilen en şidctetli cezalar bile, büyük kabetinin nasıl tehlikeli bir yola dökülmî fiati ise hakikatte 7,60 tır. kulüblerin efradına aidse kısa bir müddet düğünü ve daha da dökülebileceğini gösEkmeklik unlardan birinci yumuşaksonra affedilir. Onun için cezadan yalnız terir. Birbirine bu kadar yakın ruhlan Iar dün 770 kuruştan 825 kuruşa kadar hamileri olmıyan küçük kulübler ve onbu kadar tehlikeli bir şekilde ayırmağa birinci sert unlar da 725 kuruştan 795 lann azası korkar. yanyan spor, memlekete faydası değıl; kuruşa kadar satılmıştır. Şu vaziyete göHulâsa, memlekette spor yok, müte zaran dokunan birşeydir. Mıllî birlik için re yumuşak unlardan narktan çuval bafessih bir spor politikacıhğı vardır. Çün muzır olursa sporun olmaması, olmasmşma 55, sertlerden çuval başına 70 ku kü spor teşkilâtımızda mes'uliyet ve de dan hayırhdır. Yann elele verip memleruş aşağı satılanlar olmuştur. Bu düşük vamlı bir disiplin yoktur. Rejimin istedi ket müdafaasma koşacak olan Türk fiatli satışlar üç gündür borsada görül ği gibi manevî mes'uliyetini müdrik ka gencliğinin candan ve sımsıkı birbirine mektedir. rakteri yüksek, feragat sahibi, merd spor bağlı olması lâzımdır. MALİYEDE cu yetiştirmek için, bütün sistemi değiştir Spor teşkilâtımıza yeni bir can verirmek lâzımdır. ken manevî ve ahlâkî bakımdan düşünüKadıköy Su şirketinin Yazdıklanmız acıdır; fakat, bu işlerle lecek en mühim nokta budur: Öyle bir yolsuzluklan yakından uğraşmış olan her insaf sahibi sistem kurmalı ve öyle bir idare tesis etMaliye tetkik memurîan, Kadıköy meliviz ki Türk spnclerini birbirinden su şirketi muamelâtını tetkik etmekte de nin kabul ve teslim edeceği hakikatlerdir. uzaklaştırmasın, bilâkis onları birbirine vam ediyorlar. Şhndiye kadar yapılan Bu yazılar, istiyerek istemiyerek spor pokavnatsın, temiz ve merd soor rekabetiri tetkikatta sosyetenin bazı yolsuzlukla litikasma kanşmak suretile bunun memleket için teşkil ettiği tehlikeyi yakından cirkin ve secivesiz Wr husumet kavnaeı nna raslanmıştır. Bu meyanda maliyeye ve Belediyeye verilmesi, mukavelename görmüş ve acı duymuş bir adamın samimî haline sokmasm. Rejimden istediğimiz ile tesbit edilmiş bulunan bazı aidatm teessürlerini ifade etmektedir ve onun için budur. ABtDİN DAVER muhtelif vesilelerle kaçırıldığı anlaşılmış bu kadar şiddetlidir. Manevî ve ahlâkî bakımdan spor Maddeler înhisan Müdiri Umumisi Ali Sami, Merkez Pankası Umumî Direktörü Salâhatrin, U Bankası erkânmdan Fazıl bu meyandadır. O müesseseleri bugünkü, iftihar edilecek durumda çeviren, Galatasarayın temiz ve başancı ruhudur. Bu ruhu takdir eden hükumet te. Galatasarayın en değerli evladlarından $ükni Kayayı, Ali Ranayı, kabinenin en mühım mevkilerine getirmiş, haricde kendmi şerefle temsil ettirmek vazifesini gene Galatas^raym k'vmetli vetistirmelerinden Ruşen Eşrefe, Hamdullah Suphiye, Ali Şevkiye vermiştir. Ordumuzun güzide erkânmdan General Cevad da Galatasaraylıdır. Bu feyızli ocağm memlekete armağan etmiş olduğu yüzlerle büyük insandan, hepsinin adlan maalesef hatıra gelmiyor. Mekteb içerisinde. bir zamanlar. bir iftihar levhası doldurup salona asmak istenilmişti. O vakit, eski talebeden biri de demiştı ki: Galatasaraym en büyük iftihar levhası. Tiirkiye hartasıdır. Hangi noktasına bakacak olsanız, orada, memlekete hayır\ «ler görmüş, bizden bir veya birkaç kişiye raslıyabilirsiniz! Gazi Anteb (özel) Burada süt salınarak örnek Sütevi laboratuarında tışı Urayın daimî murakabesine tâbi kesafet, hamıziyet ve yağ miktarları dır. Sütler, fennî muayeneleri, tahlil ve tayin edilir. Bunu müteakıb güğümler pastörizeleri yapılmadıkça satışa çıka 75 derecei hararetteki pastörize kazanrılamaz. lanna konarak yarım saat bırakıkr. KaYukarıdaki resimde de görüleceği veçhile yeknesak ve temiz güğümler i paklan kurşun mühürlüdür. Süt, sifon çerisine konulan sütlerden nümune a lu musluklardan akar. Spor sahalannda, bilhassa futbol meydanlannda arasıra görülen nahoş hâdıseler, spor hayatımızdaki vahim hastaBursa Orman Direktorü lıklann ancak meydana vuran ârâzıdır. Bursa (Özel) Geçenlerde rüşvet Bu hastalıklann en fenası ve en tehlikealmaktan suçlu olarak muhakeme edilip bir seneye mahkum olan Orman lisi, sporun genclik arasmda uyandırdığı Direktöriimüz Suphiye aid hüküm Tem münaferettir. Bunun en yeni ve kuvvetli yiz mahkemesince tasdik edilmiş ve ev misali de Galatasaray Güneş mücadelerakı buraya gönderilmiştir. sidir. Yıllarca ayni mektebde okumuş, tır. Tahkikat bir haftaya kadar bitecek tir. Fransız Bankasının altm mevcudu Paris 5 (A.A.) Bugün neşredilmiş Galatasaraylılar! bulunan Fransız millî bankasının hafSize, insanhk meziyet ve duygularinîn talık bilânçosu, altın ihtiyatlarından üç milyar frank kadar eksildiği göster en yükseklerini temin etmiş olan mektebimektedir. Banka mehafili bu eksilme nızle ileleİDed, göğsünüzü kabarta kabarta nin ancak iki milyar kadar tutacağmı iftihar edebilirsiniz. sanmakta idiler. Ercümend Ekrem TALU maruz kaldığı bu münasebetsizlikten ken gülümsüyordu. ediyordu. Zira mahiyeti meçhul bir ira gönlünde doğan, kendi yüzünü görmek Hakikati halde, uzun zamandanberi de, onu maceranın miknatisi cazibesine arzusuna dayanamıyarak, bir çiçekçmm dini hırpalanmış, hissedi^ordu. Ahlâkî lâkaydisinden zerre bile feda etoemeğe ilk defadır kendisine, bayağı vakit daha doğru sürüklüyordu. Fakat randevu sa camekânı önünde durdu ve kızıl güllerve dostunu, rahat ve huzurena kurban çok gevşek bulunan asabını hâlâ için ati gelmişti ve gönlünde, sevgilisinin epey le, üstleri çiğ damlalarile pınl pırıl pariçin tahrik edecek kadar kuvvetli, tam vakittir beklemekte olduğu hissi vardı. etmeğe derhal karar verdi. lıyan menekşelerin arasmdan, hayran Bununla beraber, ondan, ayni günde bir duygu temin eyliyen bir akşam ön İren pastacı dükkâmnm kapısmdan hayran kendini temaşa etti. gelen, ürkek, asabî. kesik kesik yazılmış, ceki hâdiseden memnun gibiydi. içeri girer girmez, dostu, hem hoşa giden, Erginliğindenberidir, kendini daha bu *** yanıp yakılan, yalvaran ve itham eden hem de can sıkan bir heyecanla ona do|cevab, maceraya nihayet vermek hui>uŞayed kan, tekrar yolunun üzerinde ru atıldı. Telâşla o kadar çok şeyler derecede hafif hissetmemiş, ve duygu sundaki azmini oldukça sarstı. tesadüf ederse, tanımasm diye koyu renk sordu ve o kadar sitemler etti ki, sesini lan da bu mertebe uyanmamışb. Ne evBu aşkm şiddeti gururunu okşuyor, bu ve gösterişsiz bir elbise ile, başka bir şap kısması için ricada bulunmak Khrannda Üliğin ilk günlerinde. ne de sevgilisinin sonsuz meyusiyet kendisini hayran edi ka giydi. Yüzünü daha iyi gizlemek kaldı. Son randevuya gelmeyişinin ha kucağmda, nefsi bir türlü kamçılanma Edebî roman yordu. Dostu, en istirhamkâr bir lisanla, için, önceden hazırladığı peçeden, bir ne kikî sebebini »öylemeksizin. müphemıyt mışh; ve ruhunun bu harikulâde hafif 4 Çeviren: E. Ekrem Talu Yazan : Stefan Zweig nekadar kısacık dahi olsa, bir mülâkat vi meydan okumak arzusile, birdenbire ti onu daha ziyade alevlendiren imalarda liği ile kanının bu tatlı sarhoşluğunu mubulımdu. Hakikatte, zalimane huşunetini ko ayırmışü. Ve bu yenilık, onun eski ya diliyor ve şayed bilmiyerek kendisini ren vazgeçti. ayyen saatlerde bezletmek düşüncesi oSanki ne oluyordu? Kendi gibi muhcasmra senelerce evlilikten sonra neza şayıs. sisteminde hiçbir eksıklik vücude cide etmiş ise, suçunun neden ibaret olOnun dileklerine kulak asmayıp, va na tahammülfersa göründü. terem ve muteber bir kadın, her han^! bir idden de çekindi; zira bu anî ve esrarenketini gene de kaybetmiyen nüvazışkâr getirmemis, bilâkis birsey ilâve etmişti. duğurru öğrenmek istiyordu. Kapısmm önüne gelince, ateşli havatavırlarile, istemeksizin mukayese ettiği Az vakit sonra, dost, üçüncü bir ev Bunun üzerine, yeni bir oyun dene yabancı şıllığm korkusile artık sokağa giz çekingenliğin, onu ne derecelerde tahyı, o saatin kendine mahsus heyecanmı o dürüşt ve âmirane kucaklamalan sev lâd, yahud ki yeni bir otomobil gibi, ona mek sevdasına düştü: Âşıbnı daha ziya da mı çıkamıyacaktı? rik eylediğini anlıyordu. ciğerlerine doldurarak teneffüs etaıek, miyordu. bir bahtiyarlık fazlası oldu ve bu rabıta, de tahrik için de, ona izahat vermeksızin Ancak dışarıya çıktığındadır ki hafif Ve nihayet, yanm saatlik, hararetli bi' kendi içinde, maceranın son hazzını bir Lâkin, bir defa hiyanete düşmüş oldu meşru bir sevgi kadar basit görünmeğe kafa tutacaktı. bir korku, denize dalmazdan önce suya mülâkattan sonra. en ufak bir sevgi dedaha duymak için, tereddüdle durdu. başladı. ğu için, bir nevi vazifenin, bir itiyadm Bir tathcı dükkânında, ona randevu ayağını sokan bir yüzgecin duyduğu asa lili dahi göstermeden, ondan aynldiğı O sırada, omuzuna bir el dokundu. sevkile, ve ne bir sukutu hayal ne de fazŞimdi, tehlike ile karşı karşrya kahp verdi. Gene kız iken, bu dükkânda bir bî ürpermenin aynını duydu. Lâkin bu vakit, ancak yerde kız iken duymuş olla bir haz duymaksızın, daima ve daima ta, macerasını kendine pahalrya mal et aktöre tesadüf ettiğini habrlamıştı. Va da bir siniyeden fazla sürmedi; birden duğu garib bir ateşle için için yanryor Döndü ve kocunduğu kadınm birdenbire mek vaziyerine düşünce, onun değerini kıâ, eski bir çağa aid olan bu saf tesa bire, o ana kadar bilrnediği garib bir du. İçinde, bütün vücudünü tutuşturma yüzünü görünce, ölüm korkulanna ka piyaniste avdet ediyordu. ölçmeğe koyulmuştu. Aradan birkaç hafta geçince, gene düf, şimdi kendisine pek çocukça gör'd haz, hafif, canlı ve elasüki adımlarla ğa müheyya sanki bir küçük alev varmış pılarak: Gene.. Gene benden ne îstiyorsrsevdalısına, hayabnda muayyen bir yer Talihin şımarthğı, ailesinm nevazişe nüyordu. lzdivaçla kuruyan romanriz yürümek hazzı vücudünü baştan aşağı gibi, bir kanncalanma duyuyordu. Yolda giderken, rasgeldiği bütün er nuz? Diye kekeledi. tahsis etmiş ve kayınbabasile kaynana boğduğu ve zenginliği hasebile hiçbir min, hayatında tekrar filizlenerek çiçek sardı. Pastacının yakın oluşuna adeta esef keklerin, dönüp te kendisine bakmalarile, (Arka. var) sına yaptığı gibi, ona da haftada bir gün arzu beslemiyen İren, ömründe ilk defa açmakta olduğunu düşündukçe, için için