6 Kasım 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

6 Kasım 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

% tklnciteşrin 193» CUMHURİYET Fevzipaşa Diyarbekir hattı açılıyor İlk tren Diyarbekire vardı, resmî tören ayın onunda yapılacak, büyük hazırlıklar yapılıyor Biz bize Bir hakaret davası «Vreme gazetesinde okunduğuna göe bir Belgradlı diğer bir Belgradlı a eyhine hakaret davası açmışür. DaVccı, müddeaaleyhi kendisine Türk dediğin den dolayı daoa ettniş ve mahkcme de müddeiyi haklı bularak müddeaaleyhi bir sene hapse ve 600 dinar para cezasına mahkum etmişür. Hapis cezası tecil olunmuştur.» Şu haberi yukanya yerleştirdikten onra Sırblara ateş püsküreceğimi san mayınız. Karşısındakini çirkin sözlerle ahkir etmek nekadar küçüklükse, küfür olmıyan sözleri hakaret olarak kabul etmek te o kadar küçüklüktür. Küçüklüğe karşı ateş püskürmekse lüzumsuzdur. Almanlar, Yahudilere ikinci sınıf insan muamelesi yapıyorlar, onlan her yerden koğuyorlar. Buna rağmen, bir Alman kendisine Yahudi denildiği için dava açmaz. Çünkü bunun bir küçük ük olacağını bilir. Biz, bir zamanlar Sırblara üçüncii sınıf millet muamelesi yapıyorduk. Fakat hiçbir Türk «Hadi sende oradan Sırb!» hıtabına uğradığından dolayı dava aç madı. Çünkü Türkler, kaçıncı sınıftan olursa olsun her milletin nihayet insanlardan teşekkül ettiğini bilirler. Yukarıdaki mahkeme karan beni hakaret mefhumu "etrafında birkaç düşünce yürütmeğe sevketti. Psychologique bakımdan hakaret bir telâkki meselesidir. Birinin yüzünü kı zartan bir küfür bir başkasının zevkini okşıyabilir. Şecaat arzederken merdi kıpli sirkatin söyler Sociologie bakımına göre bir adamı tahkir etmekteki gaye, instinctlerimizle izah edilebilir. Karşımızdakine kızgınızdır. Kızgınlık bize ıstırab verir, ayni ıstırabı karşımızdakmde uyandırmak, bu suretle bir muvazene temin ederek rahatlamak isteriz. Gene ekmek buhranı Dün bazı yerlerde gene ekmek bulunamadı, fiat 13,5 kuruşa çıktı. Şehir Meclisinde bir takrir... IBUGUN DEBÜJ Parmaklık alam Hüseyin Ağa, Çerkes İstanbul halkının, bir aydanberi çek fik Ahmed takririni müdafaa ederken Hasan tarafından öldürülen Setiği ekmek derdi, narka zam yapıldığı dedi ki: rasker Hüseyin Avni Paşanm halde bir türlü halleduememekte, ve iki« îstanbulda günlerdenberi devam dairesinden yetişmişti. Vak'a gecesi orade birde hemen her semtte bir ekmek eden bir ekmek derdi vardır. Bilhassa da bulunmuş, zan altına alınmıs, Zaptiye yoksuzluğu görülmektedir. Halk elinde şehrin fakir tabakasınm daha derin duyparası olduğu halde ekmek bulamıvor. duğu ve sızlıyarak çektiği bu derdi can kapısında sorguya çekilmiş. Anlatırdı: İşini gücünü bırakarak saatlerce fırın ön landırmak için iki safhaya ayırmak lâ Beni kapı yoldaşlanmdan iki kişi lerinde nöbet bekliyor. Bu durum son iki zımdır. ile beraber çalyaka eden zaptiyeler, doğA Ekmek fiatlerinin yükselmesi: gün içinde daha şiddetli hissedilmekte dir. Dün akşam, bilhassa İstanbul ciKe Bu, işin iktısadî safhasıdır. Burada arz ruca götürdüler, parmakhğa tıknlar.. Bitindeki fırınların hemen hepsinde tek ek ve taleb kaideleri hüküm sürer. Onun ri geldi döğdü.. Öbürü geldi döğdü.. mek bulmak imkânı yoktu. Bu duru için üzerinde fazla mütalea yürütmüyo Allah, düşmanımı düşürmesin bu par maklığa!. mun mes'ullerini aramak lâzım gelirse rum. Ve o anlattıkça bu parmaklık benim B Ekmeğin rahatça ve kolayca builk göze çarpanlar fırıncılar ve değırmencilerdir. Zıra Uray Borsadan aldığı res lunmaması: Son günlerde halk ekmeğini gözlerimin önünde, küçücük muhayyilemî fiat cetvellerine göre her icab ettikçe tedarik etmek için güçlük çekiyor. Yal min olanca kuvvetile büyür, geceleri rügerek olan zammı yapmaktadır. Fakal nız güçlük değil, ıstırab çekiyor. Mecli yama girer, bana ecel terleri döktürürdü. O tarihten bugüne, parmaklık benim buna rağmen ekmek işi bir türlü yola siniz halkın bu ıstırabına karşı ilgisiz kalamaz. Bunun için meselenin mecliste gö nazarımda, en korkunc işkence vasıtalagirmiyor. Evvelki akşam da Uray genel en rüşülmesinin faydah, hatta zarurî oldu nndan biri oldu. Mektebde, sokağı bahcümeni, Borsanın resmî fiat cetvellerine ğunu hissediyorum. Belediyenin, şehrin çeden ayıran o yüksek mahud pannakgöre yeniden ekmek ve francala fiatleri ekmek ihtiyacmı temin etmek hususunda lıktann dibine sokulamazdım. Kazara ne birer kuruş zam yaptı. Fmncılar, yeni gerek olan salâhiyetlere malik bulunma o tarafa topum düşecek olsa, arkadaşlanarkın bugünden itibaren tatbik edılece dığı, eldeki kanun ve nizamlann müey nmdan birine, yalvanr, aldınrdım. ğini gözönünde tutarak evvelki gün ve yedelere dayanmadığı, bu yüzden meyKira ile oturduğum evlerin pencere dün az ekmek çıkardılar ve hatta bir kıs danı serbest bulan fırıncıların ekmeği çı parmaklıklannı mutlaka söktürtür, mal Hk tren Diyarbekire girerken ve treni Diyarbekire mı da hiç çıkarmadı. Bunun için alâka karıp çıkarmamakta serbest kaldığı, hat sahibi 'razı olmazsa başka eve göcerdim. getiren Türk mühenditleri dar makamların fırıncılara karşı şiddetli ta, halkın bugün çektiği bu ekmek derdiHasılı, parmaklığın caniler, kanlı kahareket etmesi lâzımdır. Sonra un fiat nin de, gene fırıncılann bu keyfî hare tiller, salgın deliler için icad olunmuş ve Mıntakamn dağlık kısmmda ve çok Diyarbekir (özel) Cumhuriyetin lerinin ikidebirde yükselmesine aynca ketlerinden ileri geldiği rivayet ediliyor. akıllı uslu insanlara karşı kullanılmaz bir başardığı büyük işlerden biri olan Fev geniş arazi üstünde kendi kendine ye değirmencilerin sebeb olduklan da mu Bunlar doğru mu? Belediyemiz o kadar nesne olduğuna kanaat etmişimdir. tişen ve halk tarafından Menecük ismi tipaşa Diyarbekir hattı bitti. hakkaktır. Yapılan tetkiklerden son iki ' lâhiyetsiz mi? Bu noktalar etrafında îlk tren buraya geldi. Resmî tören bu verilen bir ağac vardır. Bu ağaclara Fakat, talih, herkesin gönlüne, kanaabaşkanlık makamının bize izahat vermeayın onunda yapılacaktır. Daha şimdi Gazianteb fıstığı aşısı yapılmış ve mu ay içinde sarfedilen unlann hepsi daha tine uygun olmuyor. Ve ben, hergün, esini rica edıvorum.» den civar kaza ve merkezlerden yüz vaffakiyetli neticeler almmıştır. Bunun yazdan ucuz olarak alınmış buğdayîar vime, isime, gidip gelirken, caniler gibi, lerce halk Divarbekire akm ediyor. Bu üzerine halk tarafından kışlık odun teMeclis, Refik Ahmedin istediği gibi dan yapılmakta olduğu ve halen de söysalgın deliler gibi, kalın parmaklıklar arbüyük ve medenî vasıtaya kavuşan Di dariki için kesilen bu ağacların kesil le böyle, ucuz alınmış buğdaydan, şeh başkanlık makamının izahat vermesini ge kasında saatlerce kapalı durmağa mecyarbekirle çevresi, eline geçen bu ni mesi yasak edilmiştir. Şimdi aşısı tu rin iki aylık ihtiyacına yetecek kadar rek buldu. Fakat vakit geciktiği için bu bur tutuluyorum. Vapurda parmaklık, metten mümkün olduğu kadar fazla is tan dört bine yakın Menecük ağacın buğday mevcud olduğu anlaşılmaktadır. izahatm cuma günkü celsede verilmesine köprüde parmaklık, tramvayda parmaktifade etmek için hazırlıklı bulunmak dan fıstık toplanmaktadır. Bu ağaclara Bu durum gösteriyor ki ekmek fiatle karar verilerek dünkü konuşmalara niha lık.. Bu parmaklık bolluğunu ben başka tadır. aşı tatbik ameliyesi genişledikçe Di nde olmazsa bıle un fiatleri üzerinde son yet verildi. llimiz şimdüik ziraî bakımdan iîeri yarbekir köylüsü yeni bir gelir daha hiçbir diyarda görmedim. Bunun bir fayBorsada buğday fiati uir buçuk ay içinde dehşetli bir spekü vaziyettedir. Sanavi hayatı henüz in kazanmış olacaktır. dası mı var? Hayır, asla! Üstünüzü lâsyon yapılmaktadır. Halkın gıdası üDün Ticaret Borsası meclisi bir top nızı yırtmaktan, sizi sinirlendirmekten, kişaf etmemiştir. El tezgâhlarından çı Son yıllarda ziraî kalkınma hususuna zerinde, lüzumunden fazla borsa oyun lanü yapmış, buğ.'ay ve un haftalık du ineceğiniz istasyona indirmeyip uzaklara kan mantincilik, ipekçilik, bezcilik ileri lâyık olduğu ehemmiyeti veren İlbay larına meydan vermemek için yalnız Be rumunu Borsada muamele gören bütün kadar gitmeğe mecbur etmekten, eteğiniGelelim işin hukukî kısmına. Haka hamlede bulunmak için elektriği bek lık, hususî bütçesinin darlığına rağmen lemektedirler. rete karşı dava açmak ta az bir farkla lediyenin değil hükumetin de harekete diğer maddeler gibi tetkik etmiştir. hububat ve meyvalann ıslahı, kavun ve zi, kolunuzu yağlamaktan, kabahatsiz. Hububat bakımmdan ilk ovalık ve karpuz ziraatinin tamimi ve teşviki ve yukandaki düşüncenin mahsulüdür. İns geçmesi istenebilir. Dün Borsada yumusak buğdayların vatmanlara ceza yazdırmaktan ve bu Öüzlük arazisi verim itibarile dağlık a ipek böcekçiliğinin inkişafı için mü tinctlerimiz bize içtimaî muvazenemH Şehir Meclisinde azamî fiati 10 kuruş 30 paraydı. Buğ parmaklıklann arkasında kafese istif eraziden çok daha iyidir. Buralarda buğ kâfatlı sergiler açmrş, köylülere fennî bozı.'.. ,erır. Bunu duzeltmek Dün ekmek meselesi Şehir meclisinde day fiatleri dün evvelki günkü fiat se dilmiş kazlar gibi, bir memleket nalkını daydan bire 15, arpadan bire 25 nisbe görüşülmüştür. Ruznamede müteferrik viyesini muhafaza etmekle beraber fiat gülünc ve mahcub kılmaktan başka hiçziraat, tavukçuluk, peynircilik, tere için mahkemeye gideriz. tinde mahsul alınmaktadır. Ziraate el yağcılık ve şarabcılık hakkında nümu Mücerred olarak bozulan düzelti maddeler görüşüldükten sonra ruzname ler yükselmeğe mütemayil görülmekte bir işe yaradığı yoktur. verişli yedi yüz bin küsur hektar ara dir. ne fidanlığında amelî ve tatbikî dersler len birşey olmadiğını biliyoruz. Bu, bir nin başka maddesine geçildi. tiden ancak yedide biri ekilmektedir. Yurddaşlara eza ve cefayı düsrur everdirmiştir. Ekmek fiati Refik Ahmedin takriri his, bir sevkitabiî meselesidir. Fakat huTrenin buraya ulaşmasmdan sonra hudinmiş, onlarm hürriyetlerini selbetmekBir yandan ziraatin fennen inkişaf ve kuk ferdlerle ayn ayn meşgul olmaz, Fakat bu esnada üyelerden Refik istanbul Belediyesinden: bubat ihracatı da başlıyacağından bu ten zevkalmı? bir istibdad rejiminm çeşyedide bir nisbetinin yurd hesabına ar taammümü için çalışılrrken bir yandan umumî kaidelerle hareket eder. Filân a Ahmedin, son günlerde, şehrin bellibaşlı Ikînciteşrinin altıncı çarşamrja gunun nisi ağızlardan, yadı hafızalardan silininda bunlara zarar veren tarla faresi, Fas, dam filân kelimeyi hakaret sayiyorsa bu, ve en önemli meselesini teşkil eden ekmek den itibaren ekmek on üç buçuk kuruş. tacağıru tahmin etrnek yanlış olmaz. ciye kadar buna tahammül edeceğiz.. Dicle nehri kenarlarında yetişen ve Cudan ve Madrap çekirgeleri gibi bir onun lehine karar vermek için kâfi bir se işi hakkında verdiği takriri okundu. Re francala on yedi kuruştur. Herhalde, üç beş çapkmla başa çılcaağırlıkları ekseriyetle 40 ve bazan 60 sürü haşerata karşı şiddetli bir müca beb değildir. Teamül olarak o kelimenin mıyacak kadar âciz bir belediyenin bu kiloyu bulan meşhur karpuzları da tren dele açılmış ve bu mücadele usulleri hakaret telâkki edilmesi lâzımdjr. Tütün rekoltemiz nekadar? Dış ticaretimiz için çok fena aczi yüzünden, kanlı katiller, azılı delisayesinde yurdun başka yerlerine ta ayrıca köylüye de öğretilmiştir. Diyar Herkesin bildiği bu basit kaideleri yuer gibi parmaklık arkasmda seyahat etşımak kabil olacaktır. Bundan başka çe berik köylüsü mahsulünü yeyip kemi karıdaki mahkeme kararına tatbik ederhareketler Istihsal mıntakalanndan resmî çevenikçe, insan medenî sıfatından utanryorî şidleri yirmi beşten fazla olarak tesbit ren bu haşereden mücadele sayesinde lere gelen en son malumatla 935 yıh sek tuhaf bir neticeye vanrız. Almanyadaki Türk Tecim Odasının Erenmend Ekrem TAf ff edilen nefis üzümlerimizi de komşu il hemen kurtulmus gibidir. Sırb mahkemesi «Türk» kelimesini tütün rekoltesi kesin olarak tesbit edil verdiği malumata göre bazı ihracatçılar lerin piyasalanna arzetmek imkân daVelhasıl tren Divarbekire geldikten hakaret olarak kabul ediyor ve ona göre miştir. gene haricdeki bazı finnalan mu'ntelit hilinde bulunacaktır. sonra, ektiğinin tam mukabilini alabilekarar veriyor. Halbuki Sırbistan asırlarYeni rekolte 33.256,652 kilodur. Bu şekillerle aldatmışlardır. Mersinde iki Pamuk yetiştirmek hususunda ikli cek olan halk bunu kolaylıkla ihrac edemin müsaid vaziyetini nazari dikkate a bilecek ve bu suretle iktısad' refahını el ca bir Türk vilâyetiydi ve asırlaıca Sırb miktardan 6,106,346 kilosu Izrr.ir; 1 firma Almanyada iki fırmaya tıahhüd milyon 68,403 kilosu Aydın, 3,000,000 ettikleri iki parti pamuğa, pamuk fiat lanlar burada yaptıkları bir tecrübe so de edecektir. Diyarbekirin baş müşterisi lara Türk denildi!^ nunda bir pamuk fidesi üzerinde 199 kilosu Muğla, 4,628,758 kilosu Manisa, lerinin sonradan yükselmesi üzerine evSuriyedir. Yalnız son senelerde Suriye kozanm teşekkül ettiğini tesbit etmiş Bir herifin münasebetsiz bîr dava?ı ve 56,466 kilosu Adana, 938,404 kilosu velce taahhüd ettikleri fiatten daha fazla hükumeti Türk mallarına fazla güm lerdir. Bunu gören ve işiten halk Tanm bir mahkemerün tuhaf karan bizı yuka Malatya, 195,135 kilosu Bitl*. 170,000 fiat istemişlerdir. Gene bir fmdık ih idaresinden tohumluk pamuk istemek rük koyduğundan Diyarbekir bundan rıki düşüncelere sevketti. Mesele esası i ki! ı Diyarbekir, 1,494,422 kîlofu Eracatçısı eylul aymda tesliın etmesi lâ müteessir olmuştur tedir. tibarile olduğu gibi şekli ibbarile de da dirne, 113,499 kilosu İstanbul, 30,000 zun gelen bir partiyi fiatlerin yükselmesi ha ziyade gülüncdür. Yalnız şurası şa kilosu Çanakkale, 1,325,908 kîlosu Ba üzerine teslimden imtina etmiş ve taahhüi (Çindeki suikasd örtbas edilmek yanı teşekkürdür ki bu garib telâkki bü lıkesir, 2,605,142 kilosu Bursa, 2 mil dünü birkaç ay sonraya bırakmak iste tün Yugoslavyada yalnız o kararı veren yon 554,632 kilosu Kocaeli. 59,%6 ki miştir. Bu firmalann isimleri Ekonom isteniyor idam edilecek Nankin 5 (A.A.) Vang Şing Veye mahkemeye münhasır sayılabilir. Biz losu Eskişehir, 2,296,534 küosu Frab Bakanlığına bildırilmiştir. Haklannd< Moskova 5 (A.A.) Baku hakyeri yapılan suikasd işinin örtbas edilrreÎ! kendisile samimî dost olduğumuz Yu zon, 410,000 kilosu Artvin, 6,584 ki takibat yapılacaktır. suiistirnallerinden dolayı kooperatif ma istendiği anlasılıyor. Bu suikasdde ko goslav milletini bu türlü küçüklüklerden losu Giresun, 3,194,690 kilosu Samsun, ğazalannm 3 muhasebecisini ölüme ve münistliğin âmil olduğu iddiasından tenzih etmeği tabü tercih ederiz... Türkofise yeni bir müşavir 1,762 kilosu Zonguldak. 2,500,000 kibu mağazaların idarecilerinden 11 ini vazgeçilmiştir. N. losu Tokad ve 500,000 kilosu da GaziTürkofis genel enspektörlüğünün gör de 10 seneden iki seneye kadar hapse anteb mıntakalarına aiddir. düğü Iüzum üzerine Türkofis merkez mü Alman vatandaşı olan mahkum etmiştrr. şavirlerinden Turhan İstanbul njbesinde Hopada bir senedir doktor yok Avusturyalılar Deniz konferansı çalışmağa başlamıştır.' Turhan evvelce Ortaköy Fıkaraperver cemiyeti, geHopa (özel) Hopa 36 bin nüfus Alman Leh tecim anlaşması îstanbul Ticaret Odası deniz hcareti ra Viyana 5 (A.A.) Buraya gelen bir Londra 5 (A.A.) 2 birincikânun çen senelerde olduğu gibi bu sene de 35 telgrafa göre Avusturaydan siyasal se lü bir kasabadır. Bir seneye yakın bir Varşova 5 (A.A.) Alman büyük el portör muavinliğini, ihracat ofisi rapor yoksul mekteb yavrusunu baştan ayağa deniz konferansına Italyanın nasıl işti beblerle aynlarak Almanyaya gitmiş o zamandanberi burada doktor yoktur. çisi de Moltke ile Dış îşleri Bakanlığı törlüğünü, Balıkçılık Enstitüsü i kadar giydirmiştir. Yukarıki resim, bu rak edebileceği meselesini tetkik etmek lan ve şimdi orada bulunan bütün A Birçok hastalıkların hüküm sürdüğü müsteşan Stembeck bir Alman Polon Iiğini yapmış ve sonra Ofis genel merkez hayırh cemiyet tarafından sevindirilen üzere bu akşam buraya iki îtalyan mu vusturyahlara ikinciteşrinden itibaren bir kasabanın bir sene doktorsuz kal yavruları göstermektedir. ya tecim andlaşması imza etmişlerdir. müşavirliğine tayin edilmişti. ması çok acı bir şeydir. Alman vatandaşlığı hakkı verilmiştir. rahhası gelecektir. Diye yalvarıyor. Yalvaran Seza AI de olan Allaha rahimlerin rahimi, kudSeza büyük bir korku ile onun sozünü Oda loş. lahma bütün imam, bütün itimadı, bütün retlerin kudreti olan Allaha inanıyor. Loş odada pencerenin önünde ayakta kesıyor: hayatile bağlı: duruyorlar. Seza ellerini biribirine kilid Eğer Allah isterse. *** Allahım onu sen kurtaracaksm. I emiş, başını doktora kaldırmış bakıyor. Diye tashih ediyor. Madam size birşey söylemek isÜim ve fen adamlannm ümidsizliği, çaşık arkadan geldiği için o doktorun Doktor gülümsüyor: yorum. resizliği ve aczi ne olursa olsun onu sen ü Yazan: Suad Derviş yuzunu tamamıle göremıyor. Fakat dok Eğer Allah isterse diye gene ka kurtaracaksm. Sen istersen ne olmaz?... Pencerenin önünde duran beyaz p«4rEdebf Roman: 39 x>r onun yüzündeki ıstırab maskesının bü dmm sözünü tekrarhyor. Eğer Allah isdelerin arkasından çamh dağlara* bakan Hepimiz senin değil miyiz? Oldü ,ün çizgilerini görmekte. Ve işte bumın erse oglunuz kurrulacaktır. îşte yavrusunu kurtarmak için ondan zaffer oluyoı. Seza başını çeviriyor, karşısında duran Neden Mehmedin bünyesi bu müca çin kalbinde sonsuz bir merhamet du Doktorun ağzmdan bu sözü dmlemek ren ve dirilten, can veren, can alan sen hastabakıaya dalgın gözlerle bakıyor: îstedikleri parayı etrafa saçar gibi har değil misin? Allahım sen benîm oğlu cediyor... Hani para mukabüinde şifa deiede «hayır» dedi. Neden Mehmedin yuyor ve yumuşak ince bir elle annenın hâkimin ağzından idam karan almakla Ne var?.. mu öldürmek istemezsin, sen ona acır vücudü rvi olmak istemiyor?.. »irdir. omuzunu okşuyor: vereceklerdi?... Hastabakıcınm rengi sararmış, hissiz Anne ne zaman koşabüecegjm") Ve şimdiye kadar kaç milyon hasta sm.. Seni bize rahimlerin en rahimi di gibi bakan gözlerinin bebeğinde bir en Umid ediniz. Nerede..» ye öğrettiler. Büyüklüğünü, kudretini Bir ay sonra yavrum. Doktor daha nasıl ümid edebili oın anası, kızu karısu yakını bu sözü dindişe ve dudaklannm kenannda gözle seNöbet gene düşmüyor. Tabiatın bu Bir ay geçiyor, Mehmedde koşmağa rim?.. emiş ve bu sözün bir idam hükmü oldtı göstermek için bir ananın gözyaşlanna ne çilemiyecek kadar müphem bir korkunım yıkıcı kuvvetine akıl erdirmeniıı imkânı ihtiyacın var? değil yürümeğe, oturmağa bile mecal izi var: Hayatın sırnnı biîemeyiz... Tabi ğunu anlamamış, anlamak istememiş ve var mı> Seza, bu inanışla artık yan çılgm bir insan gönlündeki bitmiyen, tükenmiyen yok: Çocuk.. atin sırrı fenne de, tıbba da bugüne kahalde ilâcdan, havadan, doktordan ü En ümidsiz vak'alarda muvaffakiyet Ne zaman oturacağım? Seza boğuk bir sesle: dar meçhul ve örtülü kalmıştır. İnsan ümidvarlığma dayanarak: le tatbik edilen tedavi usulleri neden bu Allah isterse diye düşünmüştür. midini kesmiş olan bu kederli anne yal Bir ay sonra yavrum. Çocuğun nesi var?.. mantıkının sustuğu ve insan bilgisinin erimz Allaha ve Allahın kudretine inanıyak'ada işe yaramıyor. Bir ay geçiyor. Mehmedin değil o şemediği yerde tabiat hâkimdir Nice Allah isterse... Fakat Allah neden isteDiye soruyor ve hastabakıcmın koluyor. mesin?. Mehmedin iyıleşmemesini istiyen kuv turacak, kunıldanacak hali kalmadı. na sivri tırnaklarını geçiriyor. hastalar gördük. Kurtaracağız zannediÖlümle yaptığı bu güreşte bütün i Evet, şüphesiz Seza da öyle düşünüVet nedir?... yorduk. Kurtaracağımızdan emindik. Ta Onu biraz fazla yorgun göriıyo • nandığı şeylerin kudretsizliğini birer birer Doktor ölecek mi?.. Henüz tabiatteki işini yapmamış, hebiat istemedi. Onu kurtaramadık. Öldu. yor. Allah neden istemiyecek? Doğru, rum. anladı. nüz yıpranmamış, henüz eskîmemiş olan Neden böyle düşünüyorsunuz ma Nice hastalanmız vardı. Bilgimiz yüzde büyük Allah. DogTulann en doğrusu Ne diyorsunuz. Anlamıyorum. Fenne înanmıyor. Tıbba inanmıyor. bu körpe vücudü çok gören hangi tabiat dam> Hastanın hali ağur. endişe verecek yüz kat'iyetle bize onun öleceğini söylü merhametlilerin en merhametlisi, âdillerin Kalbi biraz kuvvetsizdir. Kendi « en âdili, comerdlerin en cömerdi olan Tedavi usullerine, sanatoryomlarda gü kaidesidir. kadar ağır amma bu her ümid bitti de yordu. Hâlâ bugün sizden, benden sıh sine bir kangr şiringası yapmak istiyorum. nü yirmi, yirmi beş liraya satılan şifaya hatli yaşıyorlar. Haletinez'a gelmiş zan Allah... Neden oğlundan tabiî bir öm Mehmedin iyileşmemesi hiç bir man mek degildir. Kangr şiringası mı?.. inanmıyor. rü esirgiyecek? tığa sığmıyor. Neden Mehmed iyileşmiSezanın göz pmarlanna tıkılan yaşla nettiklerimiz hayata döndüler. Tabiatin Bu, raddeye mi gelmişler?.. Arük Inandığı bir tek şey var. O da Allah Seza içinden gelen görükörüne bir iyor? birer gülle gibi ağır, Sezanın gırtlağına akıl erdiremediğimiz kanunları ve man O da Allahı. Doktorlarm «olmaz» de kangr kullamlıyor öyle mi?.. nanla: Vücud isteyince en kudretsiz ve en takılan hıçkırık onun nefes almasını güç tıkı karşısında insan bilgisi bir hiçtir. E diği yerde «olur» diyebilmek kudretin (Arhan var} Allahım onu bana bağışla!.. ğer tabiat isterse.. zayıf göründüğü anda kendini müdafaa leştirecek kadar büyük... ediyor. Ölümle mücadele ediyor ve mu L Ortaköy Fıkaraperver Cemiyetinin sevindirdiği yavrular HİÇ SfC î(C !]C

Bu sayıdan diğer sayfalar: