2 Agristos 1935 CUMHURfYET Peçeli kadına dair /tbufikirdej «Peçesini atan Türkiye!» lu üstadım Hüseyin Rahmî, meğer bulunduğu yüce mer • tebeden, bazan tenezzül eder de, bizim gibi değersiz çömezlerinin ya • rünce büyük merakla hemen okumaya kamam, Kimsesiz Yurduna veriverin (Bastarafı 1 inci sahifede) lann dört bucağından, develerin ağır a zılannı okuraıuş!. atıldım. Ben peçeyi sevmem. Bu kara demiş. Kadına, Kimsesizler Yurdu a Tek, metın, azametli, emredici bir dımlarile gelmiş renk renk, şalvarlı köyBeni biraz azarlayıp hırpalamakla beyüz örtüsü için sizde de ayni antipatiyi nası olan çocuklan almaz, sen şunu so anıt. lü kadınları ve pejmürde kıyafetli ba raber, gönlümü sevinc ve ifü'harla dolduarzederek sevınmiştim. Lâkin tahmi kağın bir kenarına bırak, biz alınz ce Dumanların, ses veren minarelere doğ bacan köylüler, ağızlan bir kanş açık, ran mektubunu, okuyuculanm, gazete uim aksi çıktı. Şark kıskançhğmın a vabı verilmiş. Kadın omuzlannm üzerine dinliyorlardı. mizin bugünkü sayısında, başka bir sü sırlarca kadm yüzlerini altında hap Hergülün elindeki topuz gibi yüklenen ru süzülüp gittiği akşam kızıllığında, vaMeçhul bir âlemin acayib, madenî se tunda göreceklerdir. settiği bu siyah perdenin siz coşkunca bu günahın çocuğunu sokağa bırakmış... pur, Galata nhhmına doğru ağır ağır sini ilk defa olarak dinliyorlardı. Sayın üstad, benim, geçenlerde peçeşiriyetinden bahsediyorsunuz. Peçe Arkasından gözetliyen polisler çocuktan dümen kırdıkça, bu anıt, masallann yan karanlığı içinde kımıldıyan bütün bir Bir medeniyet gürültüsile uyamyor ye karşı içimden kopan tahassürü yersiz müphemleştirdiği çehreleri daha cazib evvel anasını, sonra da çocuğu almışlar, lardı. ve sebebsiz buluyor. hatıralar ve hayaller âlemini siliyor. gösterebilir ama onun vaz'ındaki makve mahkemeye getirmişler. O zaman, ıstanbulun kapısında, Sa Bu hususta, ben de kendisile yerden *** sadm güzelleştirmek değil. gizlemek ol* * * ' duğunu bilirsiniz. Yeni Türkiye, Avrupanın doğusun rayburnunda dikilmiş olan heykeli ha göğe kadar birlikim. Peçenin çok defa, Kadm suçlu. Ccmiyetin kanunlarına da, asrın en büyük devlet adamlarından tırladım. Atatürk söylüyordu: ayıb ve kusur örten bir p«rde olduğunu, Göz çok mütecessis bir uzuvdur. Pek aykın hareket etmiş. Dünyaya gelecek biri halinde yükselen, kendisine kâfi de Istanbul cazibesi ve bizi öldüren kadın simasının olanca safiyet ve gü aydınlık altında bulduğu şeylerin ıcı çocuğu için nikâh memurundan müruri recede hak vermedığımiz bu adamın hem adam artık bitti. Burada, Ondokuzuncu zelliğile meydana çıkmasına engel teş ğııu cıcığını seyretmekten bıkar. Onun ye tezkeresi almadan, çocuğunu dünya eseri, hem romanıdır. asrı, buharın ne olduğunu öğrenmeden, kil ettiğini, ve nihayet kadm esaretinin tnerakını ancak yan örtülü şeyler oyave Yirminci asırda elektriği bilmeden ya adeta bir sembolü bulundugunu ben de kapısından içeri sokmuş, kaçakçılık memhyabilir. Ressamlar bu meharetlerini Bir milletin, ve belki de bir kıt'ann, nudur. Ne eşya ne insan kaçm'.amaz. bir uçurum kenarına gelip dayanan mu şamış olan; kendi yurdunu adım ad\m bilirim. gölgeli tasviıierinde göstcrirler. Meselâ Fakat gene cemiyet bu sokağa bırakılan kadderatı, bu $efin, bir yumruk gibi sert tekrar fethetmek mecburiyetinde kalan, Rembrand'ın (Clair Obscur) tabloları Benim tahassürüm, peçenin bu türlüartık ayağına bağlı kunduralar ve pan lerine raci değildi. Üstadm da elbet haVstad Hüseyin Rahmi kaçak insanlar için bir yurd açmış... A siması şeklini aldı. gibi... talonlar, sırtına caket giyen, boynunda tınndadır: Bir cins peçe vardı ki siyah nası kurnazca hareket eder, kendini gösKadınlar loş yerlerde, sünbülî dedi hamleden çok alaylı bir yazı okumuş İnsan resmi yapılmasını, Kur'anın yakravat ve yakalık taşıyan hatta başmda, billur tozundan yapılmış gibi yüzün diltermeden bu çocuğu sokağa bırakabılir ğimiz bulutlu havalarda. akşamm es tum. Peçe denince onun kadm yüzüne sak ettiği bir yerde, bu peygamber top kenarlı veya güneşlikü serpuş bulunan, berliğine başka bir çeşni, başka bir c* n se, çocuk yurda gider. merlikleri içinde daha güzel görünür vereceği bediilikten önce işte bu ha rağında ilk heykel olarak dikilen onun dirilmiş bir millet bulacaksın. Operet zibe verirdi. ler. Çünkü kuvvetli ışığm çiğleştirerek tıralarla yüreğim sızlar. heykeli, Anadolunun her şehrinde, her memleketıne elveda dedinse, hoş geldın, gözlere soktuğu kusurları gölgeler ör Kapıya kilid, pencereye kafes, çeh meydanında, her şekilde dikilmiştir. Frenklerin de, beğenip, vualet adıni Burada bir yanlışlık var. lsa gibi çoyoksa.... reye örtü... Bu tazyika insan değil, hayter... verdikten sonra benimsemiş olduklan bu Burada, sarayların ve camilerin göl cuk babasız dünyaya gelır ama, anasız Türklerin Avrupahlardan nefret et süs vasıtasında, bugünkü iruıalı makiyajİşte siz bu bakımdan peçeye bir be van bile dayanmaz. Kedinin, köpeğin gelmez. Anası olan çocuklan Kimsesiz geleri altındaki bu anıt, yeni gelen yoltiğini düşüncesizce tekrarlamak yanlış lardan ziyde şiir bulunduğunu, üstad yüzlerini peçeleyiniz. Bu sıkıntıya iki ler Yurdu almaz kaydini koymak, hiç cu için, inkırazı çok şiddetli iştihalar u diiyet veriyorsunuz. Bunda haksızsmız tır. Türkler ecnebi düşmanı değildir, Hüseyin Rahmi de teslim eder. saniye bile tahammül edemiyeceklerini bir çocuğu almaz demektir. Diyeceksi yandıran bir ımparatorluğa karşı yapılan demiyorum. bilâkıs. Yalnız, onlar, bir edebiyat ge görürsünüz. Hiç insanın insandan yüniz ki, çocuğuna bakmak iktidarı olan a yirmi yıllık isyanın, büyük Avrupa devişte benim hasretle andığun, aradığım Bu nazar onktasından belki hâlâ pezisi yapmak, yahud biraz güzel manzazü saklanır mı? Kıskançlık, cehalet isnaların çocuklarını almaz. Çocuğuna letlerinin tahakkümüne ve istismanna perde bu idi, başkası değil! çelenmek istiyen bayanlar da buluna ra görmek için gelıp İstanbulda takılantibdadının bu icadım Cumhuriyet idabakmak iktidarı olan kadın, çocuğunu a karşı yapılan ümidsiz, ve inadcı bir di bilir. Kadının güzellik ömrü pek kısaVe ben, bu perdenin tahassurünu, arları sevmezler. remiz kadın yüzlerinden çekti aldı. Fatıyorsa, cemiyetin alnına sürdüğü lekeden dişmenin ümsalidir. dır. Otuza gitmiyelim. Yırmi sekizinde kasuıda kendi gencliğimi, heyecanımı, kat asırların kadın ruhuna sindirdiği Aleyhlerine yaşanmış Boğaziçi ve kendini saklamak için bu günahı isliyor*** yıllar, yüzlerde belirttirdikleri ilk çizyirmi yaşımm tatlı yürek çarpıntılanm bir korku, anormal bir mahcubiyet bazı Göksu hayatlan, Türklerde acı bir hadur. Kadının en güç feda edeceği şey, gilerle simanın turfandalığııu bozmaya Patria vapuru, denizde sessizce ka rıra bırakmıştır. Şimdi sakınıyorlar ve aradığım için çekmekteyim. vilâyetlerimizde hâlâ medeniyeti bize kanından, canından kopardığı yavrusu başlarlar. Insanların her duygusu, maziye aid yarken, Atatürkün heykeli de bize doğru bunda haklıdırlar. güldüren bu cehalet nikabuıın devamıdur. Ya, bu çocuğu göğsünü gere gere Bu hakikate rağmen denebilir ki na sebeb oluyor. brr veya birkaç hatıra ile ilgilidir. Bu Hageliyordu. Maziye acımadan, garb moGenc cumhuriyet, Halicin ze\klerini bakabilmek hakkını kendisine verin, bufalan bayan otuz beşini ve hatta filân îstanbulda da tektük çarsafh kadın nu veremiyorsanız, her kadının çocuğu dasma uygun olarak biçilmiş bir istikba bırakmış, memleketin içerilerine, yüksek tıralar uyandikça, gönülde gayriihtiyarî da kırkını geçmişken hâlâ güzeldirler lar görmüyor değiliz. Dikkat ediniz. nu bu yurda alınız. Çocuğa bakamıya lin sembolü olan güzel bronz caketini Anadolu yaylalarına çekilmiştir. Ve Lâ bir tahassür hissi peyda olur. Bunu herve buna şehadet edenler çoktur. Bir şaBunlar ekseriyetle soluk, kirlice kıya cak kadının ise, çocuğunu bu yurda ve göstermek ister gibi, mihveri etrafmda tin denizinin zevklerine irişmekten uzak kesten iyi takdir edecek olan sevgili, bühidin tasdikına muhtac kalan güzellik fetli, çarpık ökçeli, yırtık çorablı ke rebilmesi, «içtimaî muavenet» denilen dönüyor hissini uyandırıyordu. Gitgide olan çetin Ankara hayatı Türkiyeııin yü yük üstad, kusurumu bana bağışlasm.. artış bayatlamış demektir. Ellisini geçcanlanıyor, yüklendiği ödev kadar büyü zünü ebediyyen değiştirmiştir. Kimbilir, onun da içinde, vakit vakit nar bayanlarıdır. Frenk romanlannda mefhumun alfabesidir. miş olanlarm da pudrada, rujda devamyordu. ne tahassürler hasıl olur. okuduğumuz gibi sımsıkı örtülü birer Karaya ayak basacağınız dakikada, lannı, kadmlık zâfını bılenler mazur •*• Dekorun füsunu içinde, şimdi o kadar bunu size bir heykel haürlaüyor. Bun kara muamma şeklindedirler. AydınlıkBenim suçum. kendi tahassürümü görürler. Böyleleri bu yazıraı okuyunca tan ürken bu yarasalar, Avrupalıya içtimaî muavenet sıhhî bakrnı, sıhhî yakındı ki, geminin bordasından ona dan sonra Istanbul olan eski Konstan meydana vurmuş olmaklığımdan ibaretpek gizli tuttukları nüfus kâğıdlarmı benzememek için kasketlerini ters gi teşkilât demek değildir. İçtimaî muave doğru iğilen yolculara hitab ettiği ijitile ünopl, artık maziye karışmıştır. tir... birkaç kilid altına daha koynıak telâ yen erkeklerin dişileri olsa gerektir. cekmiş gibi oluyordu. Ercümend Ekrem TALU net, içtimaî teşkilât, içtimaî yardımı, içgına düşeceklerdir. Ankara, istikbaldir. Daha doğrusu, Kodına, giineşe çıkmalt özgenliği timaî seyri organıze etmek demektir. Her Söylüyordu... Bahse dönelim. Peçe niçin düşma (hürriyetı) verildi. Kara muammalar Türkler, bunu şıddetle arzu ediyorlar, vakıayı tetkik için usulleri, tekniği, fel Fakat bu sesei, ancak Anado'unun ve bu uğurda çalışıyorlar, ve sezin de onmm? Şarkın bu yüz örtüsü, Avrupalı bu haktan istıfade idrakinden mahrum kadmların daha güzelleşmek için kul görünüyorlar. Türk kadınlığının tarihe sefesi vardır. Bu teşkilât, Nahidenin, ço göbeğinde, Türkiyenin yeni merkezi o lar gibi yapmanızı istiyorlar. landıkları, incecik (voile) vuvale ben karışan bu felâket devrinı hâlâ gözö cuğuna bakmak iktidarı olduğunu telkik lan Ankarada işittim ve bu sesin k'.ymeBundan niçin kaçınmalı? zemez. Hele onda yapma siyah iri birnünde yaşatmaya uğraşıyorlar. Taas eder, kadından parasını da alabihr. Fa tini orada ölçtüm. Kıt'aların, aleyhimize olarak teessüs ben vardır. Kadın bunu kâh yanağının sub ve cehaletin kökleri koîay ayıklana kat cemiyet içerisinde ferdleri başıboş Yepyeni bir cadde, Bankalar cadde etmeğe meyleden yeni muvazen*sinde, ortasma, kâh çenesinm yan tarafına ge mıyan bir kânser olduğunu görüyoruz. salıveren kuvvet, ferdlere, vakıalara nü sinde, radyo makineleri satan bir mağa uyanan Türkiye, günün birinde, terazı fuz edemiyorsa, Nahideyi mahkemeye tirerek bir içim su olur.. nin şu veya bu tarafa iğilmesini temin eBu kalm kafalıklar, menıleketimizden götürüp, müruriyesız geçen cocuğun he zanın önünde idim. Şarka doğru ileriledıkçe peçe sıkla binbir gece masallarına zeyil çıkarmak Soğuk bir nisan havası içinde, bir o den bir unsur olabilecektir. şır. tranda at kılından örülme kapkahn için frenk romancılarma vesile veriyor. sabını sormakla, kendi teşkılâtının zâ parlörün kuvvetli sesi işitiliyordu. Ova (Arkası var) bir işkence örtüsü şeklini alır. Kadm, Türkiye altın madenlerıle pek meşhur fını göstermış olur. Kimsesizler Yurduna Bundan üç dört ay evvel Sarıyerde] nefes daraltan bu istırabı memleketin değilse de roman mevzulerile çok zen girecek çocuklar bu teskilâtm elinden geElmasyan adında zengin bir Ermeni] dinî, an'anevî bir âdeti olarak çekmeje gindir. Buraya gelirler. Ydze gülerler. çer, hükmü hukuk mahkemeleri değil, içkadım meçhul kimseler tarafından bo timaî muavenet teşkilâtının ilmî bir usulkatlanır gider. ğulmak ve bıçaklanmak saretile öldü Memleketlerıne dönerler. İğneli şeyler le tetkik yapan mütehassıslan verir. CeBizde istibdad yıllarını yaşamış olan yazarlar... rülmüş ve şimdiye kadar yapılan büti miyet içindeki vakıalara» yalnız ceza balar pekâlâ hatırlarlar ki memlekette araştırmalara rağmen kaiıller meyda HÜSEYİN RAHMt kımmdan hüküm vermek, cemiyetin içinharb, hastalık yer depreşmesi ve saıre na çıkarılamamıştı. de ihtiyacları, sebebi, müsebbibi bırakıp, kabilinden afetler zuhurunda hep bu Emniyet Direktörlüğü ikinci şube sadece bir mes'ul bulup cezalandırmak fenalıklar kadınların açık saçık gez Türkofis erkânı müdürlüğüne yeni tayın edılen Cemal, demektir. meleri neticesi bir nevi ilâhî tedib su bu halli meçhul gibi göruJen meselej Bir müddet evvel yeni tayinler dola retinde gösterilirdi. Derhol Babımeşi SABİHA ZEKERtYYA aydınlatmış ve sıkı bir tahkikat sonı hatten emri tesettüre kemalile riayet e yısile şehnmizde toplanan Türkofıs erda katili bulmuştur. Yalnız katil Ana dilmediği hakkmda ağır nasihatler, kânı yeni ödevleri olan yerlere gitmiş doluda bir vilâyete kaçmış olduğunda Yunanistanla tecim dünyevî, uhrevî tehdidlerle dolu her ta lerdir. Bu arada yeni Kars şubesi dıreko vilâyet emniyet direktörlüğüne va rafa umumlar gönderilir, müfettişler l törü Ahmed Naim Karsa, Samsun di müzakereleri ziyet telgrafla bildirilmiştL. Katilin bir rektörü Mithat Samsuna gitmek üzere çıkartılır, gazetelerde tanıimler neş Yeni Türk Yunan tecim anlaşması iki güne kadar İstanbula gelmesi bek redilir, mahalle bekçıleri, peçelerin ka Ankaraya, Yafa mümessili Nuri direkkonuşmalarına on güne kadar başlana lenmektedır. lınlaştırılması, kadınların şurada bura tif almak üzere Ankaraya gitmişlerdir. caktır. Pariste yapılan Türk Fransız İkinci şube müdürü Cemali, gösterdida dolaşmamaları lüzumunu sokaklarda Tcim Müzesi Ankaraya gidiyor tecim konuşmaları bitince, Faik Kur ği muvaffakiyetten dolayı tebrik ederiz. Fabrikamn bugünkü halinden bir görünüş bağıra çağıra ilân ederlerdi. Şimdi Sultanahmedde bulunan tecim doğlu şehrimize gelip Atinaya gidecek Aonya £;reglisi (Özel) Gunden gü bitmesini dörtgözle beklemektedır. Muhadderatı islâmiyeye yakışmıya Amerikada bir tren kazası ve orada Türk Yunan tecim anlaşma ne artan çalışmalar sonunda Sünıer cak açıklıkta bulunduklarına hükmo ve endüstri müzesinin piyasada herkesin Istanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Temple «Amerika» 1 (A.A.) Bir sını görüşecektir. Eski anlaşma on beş Bankın burada yaptırmakta olduğu fablunanlar karakollara, mahkemelere kolayca bulabileceği bir yere taşınmasma ordinaryüs profesörlerinden Frendlıch yük treni devrilmiş ve ateş almışur. evvelce karar verilmişti. Fakat görülen temmuzda bitmiştir. Muvakkat anlaşma rikanın biçimi iyice belirdi. İplikha sevkolunurlardı. geçenlerde buraya gelmiş ve İvrideki Trenin altına gizlenmiş olarak yolcu ağustosun on beşinde bıteceğınden. ko nelerden bazılarının çatısı bile yapıl Fransızca bir mizah gazetesinde Bal lüzum üzerine müzenin Ankaraya naklimaktadır. Halk, ekonomık kalkmmusı Hitit anıtlarıru görmek üzere oraya git luk eden 10 serseri ölmüş, 20 sersen kan Harbindeki mağlubiyetimizi ka ne karar verilmiştir. Müze Sergi Evi ya nuşmalara 10 ağustosta başlanabıleceği yaralanmıştır. na yardım edecek olan bu fabrikamn miştir. umulmaktadır. dınların burunları açık gezmelerine nına yerleştirilecektir. Peçeli kadınlar, aydınlıktan ürken bu yarasalar, M. Marsel Sovaym bize ve ŞefiDünya kapısmdan müruAvrupahya benzememek için kasketlerini ters riye tezkeresi almadan mize dair önemli bir röportajı... giyen erkeklerin dişileri olsa gerektir Yazan: Hüseyin Rahmi geçen çocuk «Istanbulun methalinde şimdi sizi bronz ceketli bir Ercümend Ekrem Taluya Nahide isminde bir kadm günahmın «Gazetede peçeli kadın yazınızı gö çocuğunu polise götürmüş, buna ben ba adanı bekliyor; asrın en büyük adamlarından biri...» IBUGUN DEBUJ Beni ilgiliyen onun şiir tarafıdır Sarıyer cinayeti esrarı kaldırıldı! Mm. Elmasyanı öldüren Anadoluda bulundu Konya Ereğlisindeki fabrika bitiyor Eve vardığ* zaman herkes sof radan çok Votka onu teselli eder! aydınlanıyor!. Aryan bu red cevabmdan acılanıp tan kalkmış olacaktı. Aryan sordu: Pol Poloviç Aryanla beraber yüru Popofa düşmek hiç te hoşuma (müteessir olup) canlı canlı konuşarak gitmez! Peki ama; bu divanların üze yollarına devam eden genc kızlardan yordu. İmtihandaki cevablarını çok beaynldı. Büyüğü: ğendiğini söylüyor, bir mümeyyizin, gurınde kim yemek yiyor? rur okşıyan takdir v* tavsifini tekrarlı Popofun sevimli arkadaşları... Sanki yalvartmak istiyor, ne gü yordu: ' Sahi, niçin oraya gelmek istemiyorsunuz? lünç şey! dedi ve küçüğü ilâve etti: " Cumhuriyet „ in edebî romanı: 3 Halbuki, o size delice âşık! Aryandan Popof memnun olmıyacak! Dâhi çocuk! Çevirenler: F. Varal ve F. Osman Yazan: Klod Ane başka birşey düşünmüyor, hep ondan Küçü başı, ince boynunun üzerinde *** şekkür ederiz.) bahsediyor. Mutlaka bizimle beraber oynaşan Aryan doğruldu ve mınldandı: Dinle Aryan, dedi, bu akşam biAryan, bir bahçeden ziyade ağaçlık, Bir saat sonra imtihan bitmişti. T a gelmelısınız. (Şafak vakti Londra otelinin servis Çocuk ha? Ne münasebetsizlik? zimle yemek yemek istemez misiniz? Bir güllük bir yola benziyen küçük bir bahlebeler salondan çıktıkları vakit Aryan Aryan bir red işaretile: kapısmdan çıkan iki genc kız Klise çeye girdi. Pol Polovıç oradaydı, bir a Ben tam on yedi yaşındayım! Nikolaevna direktörle konuşmak için o toplantı hazırladık. Popofun sayfiyede meydanında birbirlerinden ayrılıyor Çok teşekkür ederim; dedi! Po şağı bir yukarı dolaşıyordu. O sessiz, iyi Sonra gene sustu; profesör de sesini rada kaldı. Görüşmeleri uzuyordu. Ta aldığı evde... [Popof şehrin en zengin lar. Arkasından yetişen bir Üniversi pof korkuncdur! kalbli, kimseye zararı olmıyan, dalgın kesti. Kimsesiz yollarda çabuk çabuk imamen yalnızdılar. Nihayet Madam tecimeni (tüccan) idi. Yaşlıydı, ve iğ teli Aryandan af istiyor «Sizi yainız Ne tuhaf düşünce? Bir şarkı söy bir adamdı. Herşeyden, hele Aryanla lerliyorlardı. Senenin ilk sıcağı şiddetle Zinamaskaya, Aryana şaşkmlık veren renç bir hali vardı] evi benzersiz bir bırakamazdım, hele o hâdiseden smkendini göstermiş, yakıcı güzey (cenub) bir şefkat hareketile onu okşadı, iğilip tarzda yaptırdı. Düşününüz ki koca bi leyişini dinleseniz, ona hayran olursunuz. başbaşa kalmaktan ödü kopardı. Haf ra...» diyor. Aryan «Ne hâdisesi' di geldiğini haber veriyordu. nada divanlardan başka oturacak bir tek Herhalde bir görmeliydiniz. Yazık, onu tada iki kere derslerden sonra Arvanla yazının öptü, ve: ye cevab veriyor, şunu bilin ki ben tanıyamıyacaksınız! bu küçük bahcede buluşurlardı. Lâkin Dvoraskayada Aryanın oturduğu evin Nerede olursanız olunuz Aryan, sandalya yok! Temin ederim, bu, gör yaptığım birşeye pişman olmam» ve Aryan alay etti: her defasında Pol Poloviç adeta inmele önüne geldiler. Pol Polviç her zaman meğe değer.. genci azarlıyor. Eve gelince hizmelçi cVdi, dostunuz olduğumu unutmayınız.. Ne çare, bensiz şarkı söyliyecek! şir, güçlükle konuşabilirdi. O gün de ak kinden daha solgundu. Kendini zorlı Küçük kız daha içten gelen bir hızla sine kendini sabah 9 da kaldırınasını diyerek durdu; çünkü ne onun sayfıye si gibi Aryanm, iki arkadaşile yaptığı yarak söze başladı. Lâkin Aryan sözü * İki genc kız holde Aryanı bekliyor, atıldı: söyliyerek yatıyor. Muayyen saatte konuşmadan sonra çabuk kızar bir hali nü keserek: Sonra, dedi, çalgıcılar bitişik bir o deki evini, ne divanlannı, ne de mum Zuamenskaya jimnazmda imtihan baş ve kesik, kesik gülüşüp fısıldaşıyordu. vardı. Bu. profesörü büsbütün şasırtmış Biliyor musunuz ne düşünüyorum larını görmiyeceğirtı. Ne bugün, ne yahyor. Aryan büyük bir belâgatle an Kızlardan birisi kısa boylu, zayıf, saz dada saklı... Çaldıkları duyuluyor ama, tı. Bununla beraber, tenha bir sırava o Pol Polviç? dedi. Çok hareketli ve karın!.. Benim tarafımdan böylece söylerlatıyor. Herkeı hayran ve talebeler benizliydi. Parlak gözleri vardı ve ye kendileri görülmüyor.. Bir buluş daha turmağı teklif edecek kadar cesaretlen rışık bir hayatın havası içindeyim. i sinizî kıskançlık içinde.. Tarih profesörü rinde duramıyordu. Öteki çirkindi, yu var, dehşetli orijinal: Ev, birbiri arka di. Genc kız reddetti. Zaten gecikmişti. (Arkası var) Fakat ümidsizlikten ölecek? cY£tis,i£ gustnetzova» diyor, size te yarlak gözlii, basık burunlu, lâkin koket sından, kendiliğinden sönen mumlarla [ Iki günlük hülâsa ] ve kıvrak... Ikisi de oldukça fena şöhretli idiler. Bazan kıymetli taşlar tak tıklan görülür, bunların nereden geldi ğini kimse anlıyamazdı. Çünkü fakir aılelerin çocuklarıydılar. Aryan çıkınca, ona yaklaştılar. Bir taraftan yürüyorlar, bir taraftan onu okşayıp kutluluyorlar, ve binbir güzel şey söylüyorlardı. Uzun boylu kız: