CUMHURtYET 25 Temmuz 1935 Türklerle Süngu Süngüye No. 256 A. DAVER Çanakkalede Liret düşüyor Dün Borsamızda 10,78,40 ta güç tutunabildi Avrupa borsalarına bılhassa Paris borsasına tâbi olarak şehrimiz borsasında iki gündenberi liret fiatlerinde bir düşüklük görülmektedir. Maamafıh Paris borsasında bir aralık panık halıni alan bu düşüş, bizim borsamızda biraz daha teennili bir şekilde geçmiştir. Liretteki bu düşüklük esasen son za manlarda, yani İtalyanın Habeşistan seferine başlamasmdan sonra fınansal mehafilde beklenmekte idi. Bu beklenen durum İtalyanın Habeşistan işine tarar tar bulamamasile ortaya çıkmıştır. Evvelce bir Türk lirasına karşı 9,68, 86 olan liret fiatleri evvelki gün 10,78, 40 ve dün 10,07 de tutunabilmiştir. İstanbul borsasında bu düşüşün nere lere kadar gidebileceği hakkında bir fikir yürütülememektedir. Borsamız bu işte Avrupa borsalarının hareketlerini ta kib etmektedir. Maamafih dün bir akşam gazetesinin yazdığı gibi liretteki düşüklük nisbeti vüzde 30 derecesinde değıldir. Düşüklük üç gün evveline nazaran ancak yüzdc beş derecesindedır. Dün Üniversitede yapılan tören Amiral Korden, İstanbulun ordunun yardımı olmaksızın donanma tarafmdan zaptedilemiyeceği kanaatinde idi ve Deniz Bakanına muarızdı topçu labitinin hatıralartnt'^n Kurtuluşumuzu garbe c Bu akşamki program J tasdik ettirdiğimiz gün! (Baştarafı 1 inet tahifede) lerinde herkes şaşalamış bir haîde ve umudsuzluk içinde şifa diye öliime e uzatırken dehasmm şimşeklerile doğru yolu gören ve gösteren ve bizi bugüne ulaştıran Atatürkü sözlerimın başında minnet ve saygı ile anıyorum.» Rektör, Lozan andlasması sırasında çıkan zorlukları, yapılan münakaşa ve mücadeleleri anlattıktan sonra Atatürkün Franklen Buyyona: « Tam istiklâl bugün bizim üzerimize aldığımız vazifenin ruhudur. Bu vazife bütün millete ve tarihe karşı deruhde edilmiştir. Milletin bütün ferdleri bir nokta etrafında toplanmıştır ve sonuna kadar kanlarını akıtmağa karar vermiştir. Bunu elde etmedikçe sulh ve sükuna kavuşacağımıza kani değiliz.» dediğini ve bu kaidenin Lozan müzakereleri esnasında İsmet İnönü tarafından sonuna kadar müdafaa e dildiğini söyliyerek sözlerinı şöyle bitirdi: « Bize Lozanda kayidsiz ve şartsız bir egemenlik (hakimiyet) kazandıran İsmet İnönünü bu kürsüden mınnetle yadederim. Ancak Lozan TürkiveJe yaratılan eserin bir sahifesidir. Bütün eseri yaratan Atatürktür, onu burada tekrsv minnnetle selâmlarım..» RADVO Ilk ağır hata Amiral Geprat, bundan sonra, sözü Çanakkale seferine nakletmış ve harbin başından kendi kumandanlığmın sonuna kadar, Çanakkalede cereyan eden harekâtı bütiin tafsilâtı ve heyecanile anlat •mıştır. Geprat, Çanakkale muharebeleri esnasında, bu savaşa iştırak eden Fransız deniz fırkasının kumandanı idi. Amiral, ilkönce, iki Alman harb gemisinin Göbenle Breslavın kuzey (şimal) Afrikasındakı Fransız topraklarına Bon ve Fıhpvıl limanlarına yapılan tecaviız ve tahkırden sonra bu iki gemınin Çanakkaleye sığınmalarına nasıl meydan verildiğini anlatmış ve bu düşman gemüerının Çanakkaleye gırmeden evvel kovalanmalan, yakalanıp muharebeye ırbar edilmeieri ve batırılmaları lâzım geidığıni söyliyen Geprat, Bu işte biiyük soraviar (mes'uliyetler) vardır; demıştir. Bununla beraber, küçük bir İngiliz gemisi Gloçeşter kruvazörü, ıkı A'nıan Amiral Geprat gemisini cesaretle kovalamıştır. Gluçeskumandanları tarafından Süfren zırhhtenn kumandanı telsızle Ingılız donan tenn kumandanı telsızle Ingılız donan ması kumandanından hemen müdahale s ı n d a toplanan bir harb şurasmdan sonra. etmesini istemiştir; fakat hiçbir cevab a Boğaza hücumun 18 martta yapılması kararlaşhnldı. O gün, aralarında Queen lamamıştır. îngiliz kruvazörü, hiçbir muvaffakiyet Elizabeth (Kuvin Elizabet) in de buumudu olmadığı halde, onlarla cesura lunduğu altı îngiliz zırhlısı, öğleden bine muharebeye girişmiş, fakat kuvvetler raz evvel. Boğazdaki Çanakkale, Kilidarasında hiçbir eşitlik (müsavat) olma bahir, Soğandere, Dardanos ve Kepez dığı için, başlıyan çarpışmayı istemiye bataryalarını şiddetle bombardıman ettiler. Türkler zıyf bir karşılık verdi'er. istemiye kesmıştır. iki düşman gemısının kaçmasına mey Öğleden sonra yarımda, dört Fransız dan veren Amiral (bu, îngiliz amirali zırhhsı Süfren, Golua, Buve, Şarlmany Trubriç idi. A. D.) bir harb divanına durmadan ateş ederek Kepez burnuna, verildiyse de beraet etti. Çünkü muha iki kilometro kalıncıya kadar, yaklaştıkeme esnasında, Fransız donanması baş lar. kumandanı olan Amiral Boue de LapeyÖğleden sonra saat birde Süfren zırhrere (Bue dö Lâpeyrer) tarafından Al lısının bütün topçulan kebab olmuştu. man kruvazörlerini kovalamaktan vaz Lanuselle (Lânüzel) adlı küçük bir gegeçmesını kendısıne emreden bir telgraf dikli zabit zekâsı ve şahsi teşebbüsıle gösterdi. (Amiral Bue dö Lâpeyrer sorav (mes'uliyeti) üstüne aüarak zırhlıFransız donanması başkumandanı sıfatile, nın tutuşmuş olan cepaneliklerini suya İ Akdenizdeki İtilâf donanmalarının da boğdu, böylece Fransız amiral gemisini başkumandanı idi. A. D.) O, bu emri berhava olmaktan kurtardı. Sonradan çok vakitsiz ve çok uğursuz bulmakla bu gedıkli zabit, erkânıharbiye reisine beraber, kumandanının emrine itaatten giderek emir almadan cepaneliklere su başka birşey yapmamıştı. bastığı için özür dılemış ve erkânıharbiAmiral Geprat, harbin başlangıcında ye reisi de, onu muahaze etmek şöyle Fransaya taşınan Afrika ordusu kafile dursun, tebrik ve süel madalya ile taltif lerini hımaye ettikten sonra, Bizerte li ' etmistır. manında kalmağa ve Sicilya kıyıları ile Nelsonun zavallı mukallidi Bizerte arasında ticaret seferleri denilen Fırkası harbe devam edemiyecek bir y dolaşmaları yapmağa mahkum olmuştu. Vakı olan mükerrer ve ısrarlı ısteklerı hale gelmiş olan Amiral Geprat, ingiliz üzerine Amirali Suffren (Süfren) ve kumandanından ötekı gemılerın yanına Bouvet (Buve) zırhlılarile Çanakkale dönmek emrini almış ve bu emri kendi seferine iştirak etmek üzere, İngiliz vis kumandası altında bulunan ötekı üç FranAmirali Carden (Karden) in emri al sız zırhlısına bildirmiştir. İki zırhlının kumandanları bu emre itaat etmışler, tına gönderdiler. yalnız Buve zırhlısının kumandanı deniz Bu îngiliz amirali, îstanbulun bir kara ordusunun yardımı olmaksızın donan miralayı Rageot de la Touche (Rajoma tarafından zaptedilip edilemiyeceği dö lâ Tuş) muharebeye devam etmıştir. meselesinde o zamanki İngiliz sivil De O, bu sırada, meshur Amiral Nelsonun niz Bakanı Winston Churchill (Vinston yaptığını yapıyordu. Malumdur ki Amiral Nelson daha başkumandan olmadan Çurçil) ile bir türlü anlaşamıyordu. evvel bir muharebede kumandanı taraAmiral Carden Bakan tarafından vefından ric'at emri verilmesi üzerine dürrilen ve kendi düşüncelerine uygun olmıbününü kör gözü üzerine koymuş, (Amiyan emirleri kabul edemediği için donanral Nelson muharebede bir gözünü kayma kumandanlığından istifa etti. Onun bettiği için tek gözlü idi) sonra şöyle bayerine, bu münasebetle vis amiralliğe terğırmıştı: fi edilen muavini Amiral John Nichael Geri dön işaretini görmüyorum. de Robeck geçti. (Bizim kısaca Amiral Onun için muharebeye devam ediyorum. dö Robek dedığimiz adam.) Ve bütün şiddetile muharebeye devam Konferansçının büyük bir sevgi ve ederek muharebenin kazanılmasma sesaygı ile mettettiği bu yüksek ingiliz debeb olmuştu. niz kumandanı, Fransız meslekdaşına Buvenin kumandanı da ayni şeyi yapkarşı daima dürüst davranmıştır. j s t ; v o r c ] u a m a Türkler tarafından am a k Boğaza hücum tılmış olan serseri bir torpil Buveye çarpitilâf donanması amiralleri ve gemı tı. Zırhh 40 saniye içinde bütün zabit"Cuhumriyst,, in bölcmi: 3 9 Taksim anıtına çelenk koyan gencler vardı, Türkün tarihten evvel doğan ezelî gururu vardı, merd göğüslerin ulusal davalardaki kımıldanışı vardı, sulh vardı, ve nihayet bu vatan için, bu toprak için yaptığımız ulusal paktımız (misakı millî) vardı. Bu vatanda da Atatürk vardı..» En son kürsüye gelen gene bu se neki mezunlardan Bülend Esen hulâsate» şunları söyledi: « Lozan andlasması yaln.z bir hukuk enstit&sünün üzerinde duracağı bir vesika değil, tarihin cereyanını çizen arsıulusal bir hâdise, ve bütün Türk ulusunun tek bir yürek atışile kutlula dığı bir zaferdir. Biz vatan dıye eli mize bırakılan Mundrosun menfur 7 nci maddesile işgal ve istilâsı zahmete bile değmiyen bir avuç toprak içerisinden çıkmış, etrafımızı tazyik eden çelik ve ateş çemberini kopararak avcı hatlarımızı 9 gün gibi kısa bir zamanda İzmir rıhtımına ulaştırmış olan bir ulusun çocuklarıyız. Elbette ki bütün uluslar Lozanda önümüzde iğilecek ve titriyen ellerıle millî misakımızı imzalıyacaktı..» Törenden sonra Başbakana ve Ka mutay başkanına birer telyazısı yazıl mış ve seçilen bir heyet otomobıllerle ve İstiklâl marşile Taksim abidesine bir çelenk koymuştur. Heyet bundan son ra Dolmabahçeye giderek Atatürke gencliğin saygılarını ve minnetlerini bildirmiş ve Genel Sekreterlik tarafından kabul edilmişlerdir. Dolfüsün ruhu için âyin Geçen yıl Viyanada öldürülen Avusturya Başbakanı M. Dolfüsün istirahati ruhu için dün sabah saat 10 da Pangaltıda Sent Espri katedralinde dinî bir âyin yapılmıştır. Avusturya konsolosile İstanbulda bulunan yabancı elçiler ve konsoloslar merasime istirak etmislerdir. Profetör Şükrü Babanın konferantı Vasfi Raşid Sevig licaret Kanunu Şerhi 1 nci cild 250 kuruş Kumusyonculuk, tellallık, poliçeler, emre muharrer «enedler, çeklerden bahseden 2 nci cildi pek yakında çıkıyor Cemil Bilselin çok alkışlanan s*zle rinden sonra Hukuk Fakültesi İktısad ordinaryüs profesörü Şükrü Baban uzun ve önemli bir konferansla 400 yıl bu milleti ezen kapitülâsyonların nasıl başladığını rakamlara ve tanblere dayanarak anlattı ve bilhassa Lozanın ekonomik iaraflarını vukuflu bir dılle nakletti. Diğer söytevler Boğaziçinde bir eczane »atilıktır. Sisa ve Benbasat ecza der>>suna mü racaat. SATILIK ECZANE ASRÎ SİNEMADA Bugünden itibaren CHARLES BOYER, JEAN MURAD ve DANİEL PAROLAnın temsilleri ÇELİK ADA ile LİLtAN HARVEYHENRY GARAT ın temsilleri Kongre Eğleniyor filimleri başlıyor. Sünnet düğünü Çocuk Esirgeme kurumu Eminönü kazasına bağlı Beyazıd nahiye kolu 10 ağustos cumartesi günü Gülhane parkı alafranga kısmmda yoksul ve yardıma muhtac çocuklar menfaatine olmak ü zere bir sünnet düğünü hazırlamıştır. Program zengindir. Muhtelif eğlence ler, müzik ve saire vardır. Kurum böylelikle hem halka hakikî ve dolgun programlı bir eğlenti, hem yoksul yavrulara bir yardım vesilesi hazırlamıştır. Bu suretle sünnet düğününe git mek eğlence kadar bir hamiyet ve şefkat gösterisi (tezahürü) olacaktır. leri ve hemen hemen bütün efradile battı. (Bu serseri bir torpil değil, bir gece evvel, Türk denizcileri tarafından oraya dökülmüş olan yirmi kadar mayinden biri idi. A. D. ) (Arkan oar) Çok uzun olmasından dolayı sütun larımıza geçiremediğimiz Şükrü Baba nın bu değerli etüdünden sonra sıra genclere gelmişti. Evvelâ bu yı! Hu kuk Fakültesinden mezun olan bayanlardan Muzaffer her cümlesi bütün genclik tarafından alkışlarla kesilen bir söylev verdi. Muzaffer bilhassa dedi ki: c Biz burada büyük zaferlerimizi ve Lozanı anarak yalnız kıvanc dııyacak değiliz. O günü hatırhyarak devrimimize ve davamıza inancımızı bir kat daha artıracağız. Lozan: Ölecek sanılan (Hasta Adam) ın yepyeni bir genclikle ayağa kalkarak ölüsüne konmağa hazırlanan sırtlanlara attığı bir yum ruktur. Lozan: Ölü sanılan bir ulusun siyaset oyunu, yeşil masa damşmalarile değil kılıcla parlıyan, iğilmiyen güne bakan Türk kılıcınm kuvvetile tekrar dirilmesinin tarihHir » Muzaffer, duyarak ve duyurarak söylevine devam etmiş ve şu sözlerle bi tirmiştir: • € Ey, sekiz cephede ölen, kanlarını Galiçya cephelerinde, Sina çöllerinde, Çanakkalede, Sakaryada döken 3 milyon Türk çocuğu mezarlarınızda rahat rahat ebedî uykulannızı uyuya bilirsiniz. Çünkü sizin kanımzla yu ğurduğunuz eseri Büyük Önderiniz gencliğe emanet etti ve o genclik te o eseri korumak için icabmda sizin gibi son damla kanına varıncıya kadar a kıtmağa hazırdır..» Muzaffer Gencaydan sonra gene bu yılın mezunlarından Halil Rifat Onat kürsüye gelerek çok ateşli sözleıle arkadaşlarını coşturmuştur. Halil Rifat söylevinin bir yerinde şöyle demiştir: c Lozanda Türk milletine en ufak bir silâhsızlanma dahi kabul ettirilememiş ve Türk ulusunun (yenen) oir devlet olduğu tasdik edilmişti. Çünkü (yenen) bu devletin siyasasında benlik İSTANBUL: 18,30 yüzme dersleri 18,50 almanca ders 19,10 dans musikisi ve hafif musiki (plâk) 20.10 konferans 20.30 stüdyo orkestraları ve Avni, türkçe sözlü eserler 21,30 son haberler, borsalar21,40 Mayistro Goldenberg, koro heyeti22 plâk neşriyatı. VİYANA: 17,50 org konseri 18,25 Tconuşma « lar 21,05 haberler ve hava raporu 21,15 konser: Bethovenin eserleri 22,35 konuşma 23,15 haberler 23.25 Avusturya şarkıları. BERLİN: 17.05 musiki 17,35 konuşma 18,05 Laypzigden taşıma 19,35 spor yayını 19,50 gene kızlar tarafından şarkılar ve musiki 20,05 konuşma: Finlandiya san'ati 20.20 musiki 20,45 günün akisleri 21,05 haberler 21,15 karışık program 23,05 haberler 23.35 dans mu sikisi ve balalayka konseri. BUDAPEŞTE: 17,15 konferanslar 18,35 cazband takımı 19,35 gezi haberleri 20.05 Ma car şarkıları 21,15 piyes 22.05 opera orkestrasının konseri 23,15 haberler 23,35 piyano konseri 24,15 cazband ta kımı 1,10 haberler. BELGRAD: 17.05 salon musikisi 18,05 halk şar kıları 20,35 uluslann zamanı 21.05 senfonik konser 23.25 rusça şarkılar 24,05 konser. TULUZ: 20,35 haberler 20.50 filim musikisi 21,10 sololar ve şarkılar 21.40 filarmonik orkestra 22,05 «Afrikalı kadın> operasından parçalar 22,40 eğlenceli sahneler 23,25 küçük orkestra ve haberler 23,50 şarkılar ve dans musikisi 24,20 cazband takımı 24,50 süel musi ki 1,05 yarıgece numarası ve haberler1,35 senfonik konser. VARŞOVA: 18,05 orkestra ve şan 19.05 edebî yayın 19,20 şarkılar 19,35 konuşma ve gramofon 21,15 hafif orkestra musikisi 21,50 haberler 22.05 senfonik konser 22,35 piyes 23,05 spor yayını • Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şun • lardır: Mehmed (Büyükada), Tanaş (Hey beli), Mehmed Kâzım (Bahçekapı), Cağaloğlu (Cağaloğlu), Sıtkı (Lâleli), Hıkmet Cemil (Küçükpazar), Hamdi (Şehzadebaşı), Nuri (Aksaray), Ero filos (Samatya), Hamdi (Şehremini), Arif (Karagümrük), İstepan (Bakır köy), Emilyadi (Fener), Halk (Has köy), Merkez (Kasımpaşa), Receb (Beşiktaş), Asrî İttihad (Galata, Ok çumusa caddesi), Kurtuluş (Kurtuluş caddesı), Gorih (Kumbaracı), Limonciyan (Mis sokak), Faik İskender (Mo da), Mahmud (Kadıköy, Altıyol), Ö m mer Kenan (Üsküdar, Çarşıboyu). Diğer törerler Üniversiteden barka dün Lozan günü stanbul, Beyoğlu, Üsküdar, Kadıköy. Beşiktaş, Şehremini ve Şişli Halkevle''••"• * '^köşkün de bir müsamere verilmiş ve gece radyoda Hukukun bu yıl mezunların dan Nurullah Kuntar bir konferans vermiştir. 17,500,000 dolarhk miras 25 temmuz perşembe Saat 16 i ta Yeşilköyde, Yeşilköy Palasta elektrik fırınının tatbikatı gös • terilecek ve bu meyanda gelen ler arasında kur'a çekilerek bir Yugoslavyanın (Petrovgrad) şehrinden (Lui Adam) adında bir Macara Filâdelfiyada ölen (Hristifon Şefer) isminde bir akrabasından 17,500,000 dolarhk bir servet kalmıştır. Bir avukat kançilâryesinin fakir bir kâtibi olan (Adam) Filâdelfiyaya kadar yol masrafını temin edemediğinden Hitlerden tel yazısile muavenet aramıştır. ELEKTRİK ALETİ HEDİYE EDİLECEKTİR Bu ders bayanlara mahsustur. «Herkes girebilir»' Yeni çıkb Haydar Rifat Macaristanda pahalılık Budapeşte (Özel) Son iki hafta danberi Macaristanda yiyecek şeyler çok pahalılaşmıştır. Tecim Bakanlığın da toplanan komisyon, fiatleri yüksel ten tecimenlerden beş yüzden iki bin beş yüz penkoya kadar para cezası almalarını bütün emniyet muaurlüklerine bildirmiştir. larına göre bir şoseyi amudî olarak katediyordu. Bu geçid elektrikle işliyor ve işletme vazifesinı Kesley Padoks makasçısı kulübesinden görüyordu. Makasçı tren zamanları derhal manivelâyı oynatıyor ve göremiyeceği kadar uzak mesafede olan geçid kendi kendine kapamyordu. Tahkikat esnasında ilk ipucu bu geçidi kapıyan tertibatta görülen bozuklukla meydana çıktı. Makasçı tren geçtikten epey sonra evvelce kapattığı geçidi aç mak üzere manivelâyı oynatmış, fakat işlemediğini görmüştü. Ertesi sabah as kerî bir kamyon geçıdden geçmek isteyince vaziyet büsbütün aydınlanmıştı. Geçidi açıp kapıyan tertibat bozulmuştu. Ve tamir edilmedikçe de açüması imkânı yoktu. * * * Mike kazinoda Moya ve sevgisıle oldukça eğlenceli bir gece geçirmiş, Skotland Yarda uğradıktan sonra on bir buçukta evine dönmüştü. Katın söylediği sözler bir türlü aklından çıkmıyor, her dakika yeni bir vak'adan haberdar edilmesini bekliyordu. Öyle ya mademki DEMOKR Fiab 25 Kr. Flamboroh ve Ralf şirketlerinin merkezlerınde yapılan suikasdler bir tuzaktan ibaretti, şu halde asıl vak'a meydana çıkmakta gecikmiyecekti. Mike on ikide yattı, fakat henüz gözlerini kapamadan telefonun çıngırağı ile yatağından sıçradı. Telefon eden âmiri idi. Mike, muvaffak oldular, çabuk geliniz! diyordu. Neye muvaffak oldular? «Altın tren» i çaldılar. Mike ile şefi için derhal hususî bir tren hazırlandı. Saat bir buçukta Mike Kadford Bric istasyonunda muhtelif makasçılar ve istasyon memurlan tara i fmdan verilen raporları okuyordu. Altın trenden yarım saat sonra So « hamptondan bir marşandiz treni hareket etmiş, hiçbir şey görmeğe muvaffak ol madan ve hiç bir arızaya uğramadan Kadford Bric istasyonuna kadar gelmişti. Sir Ralf ta meyus, bitkin bir halde Kadford Bricde bulunuyordu. (Arkan oar) nız kendi istasyonlanndan sonraki istasyona değil ta Londraya bıldırmeleri emrini almışlardı. * * * Vak'ayı anlatmağa başlamadan evvel biraz tren güzergâhını gözden geçirelim: Hat Sohamplondan sonra Sıvılley adlı büyük bir köye doğru gider. Sonra Toldbrıcın cenubuna gıden şosenın üstünden geçer. Moyanın kazaya uğradığı şimendifer geçidi bu Sevilleyle Toldbric arasındaki yol üzerindedir. Hat bundan sonra Toldbric Hil, Bekham Bakan, Pilham Hayt sırtlarını dolaşarak arızalı bir arazi parçasını ikiye böler *** Tercüme ttaen. ömer Fehmi Başkut Her makasçı ve her nuru tren geçer geçmez Yağmurlu bir gece idi. Akşamın saat altısında ince ince çiseliyen yağmur, sonralan bardaktan boşanırcasına yağ mağa başlamıştı. Sevilleydeki makasçı altın trenin 11 i 7 geçe makastan geçtiğini tesbit ederek bildirdi. Bunu Sevilley ile Toldbric araYazan: sındaki küçük mevkilerin memurlan taEdgar Vallan rafından bildirilen haberler takib etti. istasyon me • Tren Toldbric istasyonunu geçerken yakeyfiyeti y*l • vaşladı. Sonra Toldbric tüneline yollan dı. Bu tünelle Bekham tüneli arasında nunun hareket memuru muayyen vakit da bir makas vardı. Makasçı altın tre gelip te trenin gözükmediğini görünce nın 1 1 ı 32 geçe geçtiğini not etti. Ma meraklanarak kendisinden evvelki Kes kasçının kulübesi hatta pek yakındı. ley Padoks istasyonuna telefon etti ve Camdan baktı ve trenin arkasındaki fe derin bir hayret içinde altın trenin 10 nerlerin Bekham tüneli içinde kaybol dakika evvel saatte 75 kilometro süratie duklarını gördü. geçtiğini öğrendi. Bu sürate göre iki isAltın tren saat 11 i 24 geçe tünelden tasyon arasındaki mesafenin 7 dakikada çıktı. Bunun hemen bitişiğindeki makas katedilmesi lâzım geliyordu. 75 kilometmemuru da 1 1 i 42 geçe treni gördüğü ro süratie giden bir trenin 7 dakıkahk nü bildirdi. Başka zaman olsaydı ma mesafe dahilinde 3 dakikalık rötar yapkasçı bu kadar dikkatli bakmaz, o yağ ması imkânsızdı. Hareket memuru lelâşmurda penceresini açıp bakmazdı. Fa 1 lanarak istasyon şefini keyfiyetten haberkat bu sefer ış öyle değıldı. Geçecek dar etti. Şef derhal adamlarından iki atren 3,000,000 sterlin nakleden bir tren meleyi hat boyunca ve yaya olarak Kesdi. Makasçı evvelâ katarın önündeki ye ley Padoks istasyonuna yolladı. Ameleşil ziyaları, sonra da arkasındaki kırmı ler oraya kadar gittiler ve yolda trene değil, bir kuşa bile raslamadılar. Yağmur zı ziyaları farketti. Londra bütün bunlardan saniyesi sa hâlâ yağıyor ve demiryolu karanlık içinniyesine haberdar oluyordu. Iş yolunda de uzanıp gidiyordu. Şaşılacak iş! Sanki Kesley Padoks Kadford Bnc ıstasyongidiyor demekti. Londraya yakın olan Medmor, Stan lan arasında yer yarılmış ve altın treni born, Kesley Padoks ve Kadford Bric yutmuştu. istasyonlarının şefleri bütün istasyonlar Vaziyet bittabi derhal Londraya bilgibi evvelce trenin istasyonlarına muva dirildi. Kesley Padoks ve Kadford Bric salat zamanlarından haberdar edılmiş istasyonlan arasında hat sebze bahçelelerdi. Bunlardan Kadford Bric istasyo ri arasından geçiyor, iki Utasyonun orta