CUMHITRrrET 10 Temmuz 1935 Jürklerle Süngü Süngüye No. 241 A. DAVER Çanakkalede 9 eylul panayırı Arsıulusal panayır bu yıl çok zensrin olacak tzmir (Özel) Şarbay doktor Beh çet Salih, arsıulusal İzmir panayın hak kında bana bazı izahat verdi. Dedikleri ni, kısaltarak yazıyorum: «Panayınmızı, sayın Başbakanımız 22 ağustosta bizzat açacaklardır. Pana yırımız bu sene çok zengin ve alâkalı o lacaktır. Burada ekonomik, ziraî ve en düstriyel gelişmemiz bilvesile anlaşılmı olacağı gibi, gerek kendi müesseselerimiz gerekse yabancı firmalar, mallannı gös termek imkânını bulacaklardır. Hüku metimiz, her fedakârlığı yapmıştır. 100 bin liralık döviz verilmiş, gümrük işleri kolaylaştınlmış, bazı vergilerde muafiye bahşedilmiştir. Kara, deniz tarifeleri tenzilâtı, panayıra iştiraki sağlamlamıştır. İtalya, Almanya, Yugoslavya ve diğer bazı acentalar da ayni tenzilâtı göstermişlerdir. Bu yesile ile Egenin ekonomik merkezi olan İzmir, kendi tabiî ve tarihsel güzelliklerini, eserlerini herkese göstermek fırsatını elde etmiştir. Bu, bir talih eseri değildir. Büyüklerimizin İzmire olan sevgilerinin neticesidir. Panayır komitesi de, Ekonami Bakanhğının ve Türkofisin yardımlarile, bu işi başarmağa çalışıyor. Panayınmızın amacları muhtelif dillerle muhtelif şekilde her yerde anlaşılmıştır. Iç ve dışta ajanlarımız vardır. Ve bunları arttırıyoruz. Bu yıl, panayırın iç tertibatma da dikkat ettik. Daha alâkalı ve daha zevkli bir tarz görülecektir. Gelecek mallann gümrük, nakil işlerini Is Bankası üstüne almıştır. Panayırda eğlenceye, istirahate de önem verdık. Kazinomuzu büyüttük. Fiat, servis ve müzik noktasından en müşkülpesendler bile itirazda bulunamıyacaktır. Kazino için îstanbul Şehir tiyatrosunun operet ve balet kadrosunun veya güzel bir varyete heyetinin angaje edilmesine çalışıyoruz. Düşmanın ric'at edeceğini tahmin etmiş, fakat anlamamazlığa gelerek seyirci kalmıştıkî Kaymakam Nihadın mütaleası Merhum Nihad Larşerin kitabına yap biye itibarile harb kıymetleri henüz aşağı tıeı haşiye ve ilâvelerde tahliyenin ilk bulunuyordu. Bunlar, ikmal efradı ve eksafhası hakında şu mütaleayı yazmak seriyetle genc ihtiyat zabitleri idi. tadır: Anlaramazlığa mı gelmiştik? «Düşmanın ric'ati maalesef, kendileri için velev menfî bir muvaffakiyet halinde l cereyan etmişti. Gerçi, bu ric'at tamamen [ hissedilmemiş te değildi. Ric'ate tekad\ düm eden son haftalarda düşmanın mu tad haricinde gemilerle gece bombardı Imanı, gündüz külliyetli harb gemisih \ maksadsız hattı harbimizin birkaç nokta ! sına saatlerce süren tapçu ateşı, bununla i beraber umumî faaliyetm azalması gibi lîir takım harekâtı, hasmm yeni birşey "lamakta olduğunu zannettirmişti. u hazırlığın taarruz teşebbüsünü yeek için yapıldığına dair hiçbir işahaber olmadığmdan, bilâkis Lord ;n avam kamarasındaki bir suale v «lnfc e hükumetinin lüzum görürse devle menfaatine en uygun bir karar almakta tereddüd etmiyeceği» tarzında verdiği cevabdan bu hazırlığın bir ric'ate müteveccih olduğuna daha kuvvetlice olarak hükmedilmisti. Meselâ ben bu kanaatte idim ve fikrimi o zaman kumandanlanma müteaddid defalar arzetmiştim. Fakat ferzedelim ki bunu muhakkak olarak bilelim. O vakit, bu hareketi menetmek lâzım gelirdi; bu ise nümayişle değil; kat'î bir taarruz yapmakla mümkün olurdu. O zaman, yapamıyacağımız bir şey varsa, oda maalesef taarruzdu. Mevzi harbinde, muvaffakiyetli bir taarruz hazırlayıp yapabilecek vasıtalara ve malzemeye malik değildik. Gerçi Avrupa yolu açılmış, fakat henüz bu yol kâfi hasılat vermemekte idi. Aşrupadan ancak karmakarışık cinste ve gene mahdud adedde sahra cepanesi ile bir iki ağır ve eski usul batarya gelebılmişti. Cepane ve iaşe sıkıntısı azamî haddıne varmıştı. Diğer rürlü malzeme, istihkâm malzemesi, hücum fnalzemesi ve saire yoktu. Fırkalar umumiyetle yorgun, eski efrad ve zabiıandan hemen tamamile mahrumdu. Yeni efrad ve zabitanın ise, talim ve tergün pencereden bakarken evin önünden geçtiğini ve karşıki komşuya selâm verdiğini görmiyeyim mi? Hemen ceketi, kunduraları giyip sokağa fırladım. Ahçile beraber peşine düştük. Epey kovaladım ama kaybettim. Ahçı başka bir sokaktan adamı önlemeğe koştu. Ben geri döndüm. Karşıdaki komşuya biraz e\rvel kendisini selâmlıyan adamın kim olduğunu sordum. Komşu: « Universite profesörlerinden filân» derdemez, eyvah! diye fırladım. Ahçıyı aramağa koştum. Biraz sonra, baktım ki Ali, dolandırıcıya benzettiğim zata fena fena bakarak yanısıra yürüyor. Profesör de bu tanımadığı adamın kendisine dik dik bakışmdan kuşkulanmış... Ahçı beni görünce adamcağızın üstüne saldırmaz mı? « Dur Ali! .Yanlışlık var, diye bağırdım...» Bir dolandırıcının numaralanna aldanıp enayi olduktan sonra, azkalsın, namuslu bir profesörü dolandırıcı diye yakalatıp, kepaze de olacaktım. Ben Geçmiş olsun! Paralann üstüne bir buzlu su içtin değil mi? Bu şartlar altında yapılacak bir taarruz en az, yalnız beyhude kan akıtmağı mucib olurdu. Binaenaleyh düşmanın ı" *at edeceğini tah»nin etmişsek bile anlamamazlığa gelerek seyirci kalmıştık. Sonradan ele geçen bazı düşman emirleri de bu ihtirazımızı haklı göstermişti. Bunlardan anlamıştık ki düşman ric'at ettiği geceye kadar, cephede, birinci hatta mutad işgal kuvvetini, yani umum kuvvetin üçte birini idame etmiş ve bunu, son anda, bir hamlede geri çekmişti. Diğer üçte iki kuvvet ise son geceye tekaddüm eden, iki üç gün içinde geri alınmıştı. Binaenaleyh bu taarruz, ancak son gece yapılırsa düşmanın nisbeten zayıf kuvvetine rasgelecek, fakat iki üç gün evvel yapılması halinde tekmil düşman ordusile karşılaşmış olacaktı. Şu da, unutulmamahdır ki bu üç dört gün içinde çekilen kuvvetler henüz adalarda idi. Muharebe başladıktan üç beş saat sonra tekrar muharebe meydanına gelebilirlerdi. Ve bu husus, düşman emrilerine nazaran, böylece kararlaştınlmış bulunuyordu. Endüstri ürünlerimiz Pamuklu endüstrisi, yedi senede çok genişledi, pamuklu mensucat imalâtı % 374 ten fazla artarak 2 buçuk milyondan 11,700,000 kiloya çıktı Bu akşamki program J VÎYANA: 17.10 gramofon 17,35 şan konserf 17,55 konuşma 18.20 çifte piyano il^ konser 19 konuşmalar 20.15 ulusa' yayın Konser: Viyana, Paris ve Lon dra h a v a l a n 22,05 orkestra konseri 23.05 haberler 23.15 konserin devamı 23.50 gramofon 24,40 konuşma 24,5! cazband takımı BERLİN: 17.35 kadmların zamanı 18,05 Franl? furttan nakil 19,05 şan ve musiki konseri 20,05 spor yayını 20,25 balalayka konseri 20,45 günün akisleri 21,20 alman merkez istasyonu 21,50 orkestra konseri 23,05 haberler 23,35 Kolon « yadan nakil. BUDAPEŞTE: 18.35 Macar şarkıları 20,05 orkestra konseri 22.05 Varşovadan naklen kon* ser 22,45 haberler 23,05 gramofon « 23.35 işsiz kalmış çaleıcılarm konseri * 1,10 son haberler. BÜKREŞ: 18.05 orkestra konseri 20.20 çifte kemanla konser 21,20 oda musikisi 21.50 şarkılar 22,10 orkestra konseri 22,35 haberler 22.45 konserin devamı 23.2f yabancı dillerde haberler 23,40 konse rin devamı. PRAG: 17,35 süel bando 19 gramofon 19,25 almanca yayın 20,05 almanca haber • ler 20,30 gramofon 20,45 valsler ve dans havaları 21,35 konser 22,25 Presburgdan nakil 23,20 haberler 23,50 fransızca haberler. VARŞOVA: Tdemlekette kurulan yeni pamuklu fabrikalarından Sümer BanWîn Bakırköy fabrikasında bir atölye Sümer Bank tarafından neşredi'en üç aylık bültenin ikinci sayısındaki cet\e\\er arasında «Türkiyede sanayı istihsalr» başlığı altında bir cetvel vardır ki burada memlekette başlıca endüstn ürünerine (istihsalâtına aid dikkatdeğer maumat ve rakamlar vardır. Ekonomi Bakanlığı Endüstri genel direktörlüğü tarafından verilmiş olan bu istatistiklerden pamuklu endüstrisine dair olanları ahyoruz. daha artacaktır. Çünkü temmuzdan itibaren Sümer Bankın büyük Kayseri pamuklu fabrikası islemeğe başlamıştır. 5 yıllık plânda yapılması mukarrer öteki üç pamuklu fabrikası da yapılıp bitince bu rakamlar büsbütün kabaracaktıı. Anafartaların tahliyesinden sonra, Liman Paşa, azim kuvvetlerle cenub grupunda taarruza karar vermişti. Geçen 20 gün zarfında malzeme vaziyeti de biraz salâha yüz tutmuştu. Fakat, bu defa da düşman taarruzumuzu beklememişti; bununla beraber 25 kânunuevvel 1331 de cenub grupunda yapılan münferid bir taarruzun hiçbir netice vermemesine nazaran umumî taarruz yapılsaydı dahi bir Yurdumuzdaki büyük müesseseler, netice almak, ağlebi ihtimal, mümkün olfabrikalar ve mağazaların çoğu panayıra mıyacaktı.» iştirak ediyorlar. Dış memleketlerin baKusurumuz nerededir? şında gene büyük dostumuz Sovyet Rusya geliyor. Dostlarımız Yunanistan ve Merhum kaymakam Nihadın mütalealan kısmen doğrudur. Çanakkaledeki Yugoslavya da iştirak ettikleri gibi diğer ordumuz, o sırada müstahzar bir mevzie bazı devletlerın de alâkasını görüvoruz ve muvaffakiyetli bir taarruz yapacak kud yeni yeni haberler ahyoruz. Panayıra yeni stad ilâvesi zarureti baş göstermekrette değildi ve bu taarruz son tahliye tedir. İştirak müracaat müddeti 15 ağusgecesine, yani düşmanın en zayıf buluntosta bitecektir. 18 ağustosta bütün tesiduğu geceye raslamazsa, muvaffak olsat hazırlanmış olacaktır.» ması ihtimali yok gibiydi. Tabiî, düşmanın son gecesini bilmemize ve tahmin etÖlüm memize de imkân mevcud değildi. UmuEski Dahiliye Nazırı, âyandan Said mî bir taarruz için, bu mütalealar doğru Efendinin oğlu, eski Tarih Encümeni olmakla beraber, düşmanın çekildiği geüyelerinden ve Kastamonu ilbayhğınce, bu hareketi tam vaktinde haber alıp dan mütekaid Mehmed Galib ölmüş, evta saldırsaydık îngilizleri hiç zayiatsız velîsi gün de kaldırılarak gömülmüştür. değil, ağır zayiatla çekilmeğe mecbur Rahmetli iyi yazı yazanlardan ve taederdik. Bu itibarla kusurumuz, düşma rih bilginlerindendi. Tanrı rahmet eynı denize dökmek için umumî bir taarruz lesin. yapmamakta değil; düşman kaçarken son gece vaktile farkma varamamakta ve onu Bulunmuş karne deniz kıyısında vapurlara binerken sıkışAkay idaresinin birinci rrmtakasına tınp perişan edememektedir. Şu halde, aid birinci mevki bir abonman karnesi merhum Nihadın «düşmanın çekileceğini, bulunmuştur. Sahibinin Beyoğlu temiztahmin etmişsek bile anlamamazlığa gelerek seyirci kalmıştık» cümlesi samimî ve lik işleri memur muavini Taiısıne mü doğru değildir. Bunu hakikaten tahmin et racaat etmesi. miş olsaydık, her halde uykuya dalmaz 11 Temmuz Perşembe ve koca bir düşman ordusunun yalnız üç Saat 17 de nefer yaralı ile çekilip gitmesine meydan vermezdik. Yeşilköyde, Yeşilköy Palasta Pamuklu nesic maddeleri imalâtı (tplik dahil) Td KOmsnm 19*7 yılına na Bir yU rrI t r n tmiımTril Teliau •> 18.05 balet musikisi 19,05 skeç 19,20 havrfil jrfisderf Ingilizlerin, Çanakakleden bu Iradar ucuz kurtuluşu, kendi hesablarına hakikaArtist Paralara pek o kadar acıten büyük ve beklenilmiyen bir muvafmıyorum ama, bunca yıllık bir artist olfakiyet olduğunu tasdik etmek lâzım duğum halde şu herifin numaralarını yutgelir. tuğuma fena halde sinirleniyorum! Şimdi, Fransız topçu yüzbaşısının haPerde iner bralanna devam edelim: elektrik fırınının tatbikatı gös terilecek ve bu meyanda gelen • ler arasında kur'a çekilerek bir Karakudan nakil 19,50 gramofon 20,35 şan konseri 21,40 haberler 21,55 KaPamuklu sanayi pamuk istihlâki rakudan nakil 22.05 konser 22,50 ko» 1927 2,469,800 Tıl KllogruB 19*7 jnbna M Bir yıl rr 1928 2,617.000 + 6,0 + 6 ro konseri 23,20 küçük orkestra. TULUZ: 1929 3,773,000 + 52,8 + 4 4 fcarvtil 1930 4,226,000 + 71,1 +12 20,05 opera orkestrası 20.25 düetolar«cal 1931 4,472,600 + 81,1 + 6 20,50 salon orkestrası 21,10 filim muı Î927 2,938,000 r 1932 6,655,200 +169,5 M9 sikisi 21,20 süel musiki 21,35 reklâm 1928 2,480,000 15,6 16 1933 9,109,600 +268,8 4 37 konseri 22,50 konser: Massenitnin e « 1929 4,026,000 + 37,0 + 6 2 1934 11,720,600 +374,6 ^29 serleri 23,35 org konseri 23,50 caz 1930 4,686,000 + 59,5 + 1 6 Bütün pamuklu nesic maddeleri ima band takımı 24,20 türlü sololar 24,4(J 1931 5,587,000 + 90.2 "M9 1932 7,645,000 +160,2 + 3 7 lâtı da 1927 de 2,469,000 kilo iken Arjantın orkestrası 24,50 süel marş • 1933 10,703,000 +264,3 + 4 0 1934 te 11,720,600 kilograma yüksel lar 1,05 radyo fantezisi 1,25 senionıİB konser. 1934 14,213,000 +383,8 + 3 3 miştir. 1927 ve 1934 yılları arasında pamukYukandaki dört cetvel, memlekette u fabrikaların pamuk istihlâki 2,938.000 pamuklu mensucat endüstrisinin P 2 7 den 14,213,000 e çıkmıştır. Rakamlar yıhndan itibaren çok genişledığini gö'îter;ok beliğdir. mektedir. Fakat asıl genişleme Sümer Bu gece nöbetçi olan eczaneler fur*ı Bankın yaptırdığı Kayseri, Konya Ereğ lardır: Pamuk ipliği imalâtı Şinasi (Büyükada), Yusuf (Heybe « TU KUsvrua 19*7 r»h%m um Wr p ı «•lisi ve Nazilli fabrikalarile dördüncü yeu r a n tahavrSl «ellna ••• ni fabrika kurulduktan sonra görülecek li), Ali Rıza (Sirkeci), Sırrı (Çember « jrtisdarf litaş), Asador .Vahram (Gedikpaşaft tir. O yıllar da hiç uzak değildir. ött Ahmed Necati (Cibali), Hamdi (Şeh < Sergi hazırlıkları ilerliyor zadebaşı), Şeref (Cerrahpaşa), Erofiloa 1927 1,478,000 Yedınci Yerli Mallar sergisinin açıl (Samatya), Nazım (Topkapı), Kema] 1928 1,558,000 + 5,4 +5 1929 2,298,000 + 55,5 +4P masına bir haftahk bir zaman kaldığı icin (Karagümrük), İstefan (Bakırköy), A« 1930 2,355,000 + 59,3 + 3 hazırlıklar büyük bir hızla ilerlemektedir. rif (Fener), Yeni Türkiye (Hasköyİ, Bu yılki sergide bilhassa tekitler (in Yeni Turan (Ka^jmpaşa), Receb (Be« 1931 2,584,000 + 74,8 +10 1932 3,962.000 + 168,1 +53 hisarlar) paviyonu gözalıcı bir şekilde şiktaş), Karaköy (Karaköy), Nargileci1933 5,305,000 +258,9 H 34 yapılmaktadır. Kapıdan girişte olan bah yan (Şişli, Şafak sokağı), Dellasuda 1934 6,650.000 +349,9 +25 çenin büyük bir bölüğünü kaplıyan bu (Taksim), Ertuğrul (Taksim), S. Baro« Pamukipliği imalâtı da 1927 de paviyon şimdiye kadar bizde yapılmamış nakyan (Yenişehir), Saadet (Kadıköy, Muvakkithane), Osman HulÛ5İ (Kadn 1,478,000 ken 1934 te 6,650.000 e bir şekilde olmaktadır ve 1,800 liraya mal olacaktır. En göze batan paviyon köy, Söğüdlüçeşme), İmrahor (Üsku « ıkmıştır. lardan birini de Süngercilik sosyetesi pa dar). Pamuklu bez imalâtı viyonu teşkil etmektedir. 1937 rıfana ••• Bir yıl « • • Td Bu yılki serginin en büyük özelligi jüldes) raa tm geçen yıllar gibi herkesin kendi bölmesiUzım senelerdenberi refikamııi ni istediği gibi bir dekorla çerçeveliyerr.e karnında hasıl olan büyük bîr uru mesidir. Bu yıl her salon bir tek dekor Malatya Doğumevi nisaiye mütehas1927 991,000 içinde süslenecek ve o salonda bulunan sısı operatör Ethem Seçkin tarafından 1928 1,059,000 '+ 6.8 + 7 1929 1,475,000 + 48,7 +39 lar bu dekorun icablarına göre yer ala mezkur müesâesede ameliyat yapıla4 1930 1,871,000 + 88,6 +27 caklardır. rak hayatı muhakkak bir ölümden Sergide ulusal endüstri birliğinin hazır kurtanlmıştır. Bu kıymetli hizmetleri 1931 1,888,600 + 90,4 + 1 1932 2,693,200 H171.5 +43 lamakta olduğu örnek paviyonu da çok dolayısile muhterem doktora bütün a1933 3,804,000 +283,6 +41 güzeldir. ilemiz efradı minnet ve sükranlannJ Nöbetçi eczaneler TEŞEKKÜR ELEKTRİK ALETİ HEDtYE EDİLECEKTİR Bu ders bayanlara mahsustur. «Herkes girebilir» rabaya binmesine yardım etti ve arabanın kapısını kapattı. Sonra çıkardığı şapkasını başına koyarak otomobil hareket etmeden uzaklaştı. *** Ledi Moya zihnen o kad^r meşguldü ki bir başka otomobille yanından geçen nişanlısı Sir Ralfi ve onun refakatindeki genc, güzel prensesi göremedi. Ancak Sir Ralf selâm verince bunun farkına vardı. Fakat mukabele etmeğe vakit kalmadan arabalar uzaklaştılar. Prenses şemsiyesile yüzünü o kadar örtmüştü ki Moya bütün dikkatine rağmen yüzünü göremedi. ##* Otomobiller birbirlerinden epeyce u zaklaştıktan sonra Prenses Raşefski yanında oturan Sir Ralfe sordu: Bu kadın kimdir? Ledi Moya Flanboroh. Ha, anladım, nişanlınız.~ Ünunla tanışmayı nekadar isterdım . Belki bir gün... Eğer fırsat düşerse çok memnun olurum. Her ne ise, rica ederim, sözlerinize devam ediniz, çok istifade ediyo rum. Sız İngilizlerin işlerinizde neden bu SON (Arkan vm) Satılık deniz motörü Pamuklu bez imalâtı en büyük ilerlekunan doktor Behçet ve müesseta meyi göstermiş ve 1927 yılına nazaran 8 kişîlik spor ve *aatte 10 mil &ürhemşirelerine de ayrıca teşekkürlerU 934 te fazlahk yüzde 411,3 ü bulmuş ate malîk bir motör çok ucuz fiatle sa mizin gazetenizle izlâğını dilerim. ur ki kilogram itibarile 991,000 den tılıktır. İstiyenler gazetemiz tahrir heArabkir kazası Çarşı mahallesinda ,070,000 e çıkmıştır. 1935 te bu miktar yetinde Rüştüye müracaat edebilirler. Hancı tsmail oğlu Sabit kadar muvaffak olduğunuzu anlamağa başladım. Giriştiğiniz teşebbüslerde herşeyi en ince teferruatına kadar biliyor sunuz. ^^^ Sir Ralf neşe ile cevab verdi: Eh, şöyle, böyle... Herhalde in san idare ettiği işleri biraz olsun anlamalıdır. Biraz ha... Sizi çok mütevazı görüyorum. Şimendifer kumpanyanızm bütün teşkilâtını baştan aşağı kavramışsmız. Bu büyük bir meseledir. Sir Ralf bıyıklarını okşıyarak muka bele etti: Insan bazı işlere girerse onlann mes'uliyetini de deruhde etmiş olur. HuJâsa «Altın tren» işi tamamile benim buluşumdur. Prensesin alâkası gittikçe fazlalaşı yordu. Ticaretin bu kadar cazib olduğunu doğrusu kavrıyamamıştım, dedi. Sonra birdenbire telâşla ilâve etti: Şoförünüze geri dönmesini emreder misiniz? Hemen dönsün! Gezınti beni epey yordu. Sir Ralf iğilerek emir yerdL Araba 1934 5,070,000 +411,3 +33 arzederken bu hususta yard'ımlan do işte bu arabayı güzel buluyorum. Evet benimdir. Babam yirmi be şinci îenei devriyem münasebetile hediye etti. Tablolarınız hakkında söylediğim sözlerden dolayı bir kere daha itizar ederim. Sizi isterseniz gideceğiniz yere kadar otomobilımle götüreyim. Ressam çenesini kaşıdı. Sonra: Bir adamın muhakkak surette boğulacağı çok derin, fakat çok güzel bir göl biliyorsanız beni oraya götürün. Minnettannız olurum, dedi. Moya telâşlandı. Delikanlı gülerek ilâve etti: Siz ihtimal ki benim adımı bile bilmiyorsunuz. JVloya fılhakika delikanlınm adını bilmiyordu. Gazetede okumuj, fakat hatırında tutamamıştı. Ressam: Fonso Blakton, dedi, Fonso, Küçük Alfgonsçuk demektir. Gülünc bir iTercüme eden. " Yazan: sim. TamTbenim gibi bir artiste münasib... ömer Fehmi Başkut Edgar Vallas Oksford Şambreda oturuyorum. Bunu Re«imdeo fazla otomobillerden an aklmızda tutun. Belki lâzım olur. ^dığuna zahib olacağım geliyor. Çüökü Ressam genc kızın elini sıktı. Onun a "Cuhu>ıriy*tn in böUmit 2 6 derhal geri döndü. «Altın tren» kasalara benziyen iki va « Bu kararınıza çok memnun oldum, gonla bir lokomotiften ibarettir. Katann dış görünüşü marşandizlere benzer. Fa * prenses Neden? kat hakikatte hem yangın, hem de hay Biraz ileride kaldırım kenarında dudlara karşı son derecede mahfuz çelik duran bir otomobildeki kadınla görüşen kasalardır. Hiçbir anzaya uğramalarına erkeği bilmem gördünüz mü> ihtimal yoktur. Katan sevke kumpanya Evet. nın en emin makinistleri memur edilmis s O meş'um bir heriftir. Hiç hoşlan lerdır. mam. Ismi Mike Preterstondur. Polis Genc kadm bağırdn müfettişi Mike Preterston.. Lord P r e Bu fevkalâde birşey. Tabiî sîzde terstonun kardeşidir, fakat ona hiç benbu trenlerin hareket saatlerini gösterir bir zemez. Be|Uı bir adamdır. Sizi görmetarife vardır. diğine çok sevindim. Ben onu bizzat yaphm. Prenses lâkayd duruyordu. Sir Ralf cebinden bir karne çıtararaE Altın trenden bahse devam ediniz! ilâve etti: dedi. Size onu göstereyim. Dikkatle ba« Sir Ralf derin bir memnuniyet içînde karsanız bizrrn teşebbüsümüzü bütün teistenen tafsilâtı verdi. Lord Flanborohla yapılan doklar mukavelesini anlattı. Son ferruatile öğrenirsiniz. Hareket saatlerini, tarihleri, hatta... Hatta makinistlerin va ra: Cenubî Afrikada istihsal olunan ve şeftrenlerin isLmlerini bile... Prenses karneye bakarak güldüv vapurlarla buraya getirilen altınlan nakil Si?in yazınızı okuvarnnonım. rîedî. için tamamile yeni bir usul bulduk, dedi. «Altın tren» meselesi budur. Yeni nakil Benim ailem çok muhafazakârdır. Gencyolu ve şekil eskisine nazaran çok tehli liğimde babam Lâtin alfabesini öğrenmei (Arkan var} kesizse de biz ayrıca tedbjrler de aldık. mi menetti.