Camhttriyet '• 22 Nî«an Türklerle Süngu Süngüye No. 161 A. DAVER Çanakkalede Parti Kurultayına hazırlık Birinci gün Ankara baştanbasa donanacak, son gün de 1000 kişilik ziyafet verilecek Feminizm için Türk kadını ne uşunuyor: RADYO r, Mustafa Kamâl, Conkbaymnda bir süngü hücumile Boldvin grupunu tardetmişti Birinci kolun vazifesi, Conktepesi ni işgal ve muhafaza ederek tutulan hattı cenuba doğru genişletmek ve tahkim etmek, îkinci kolun vazifesi, Besimtepc ile AMalbayınna taarruz etmek, Lçüncü kulun vazifesi, Ağıl şimalir Jen Besimtepeye taarruz etmek, a sıl hücumu bu kol yapacak, diğerleri burmnla hareketlerini tevhid edecek lerdi. 9 ağustos sabahı 4,30 da tngilizler kara ve gemi toplarile 45 dakika hücum sahasmı şiddetli bombardıman ettiler. îkinci kol Besimtepeye taarruz ederek hattı balâyı işgal etmişti. Fakat üçüncü kol, gece karanlıkta yolunu çaşırmış olduğundan fundalıklar ara smda dağılıp vakit kaybetmiştL Bu yüzden Conkbayın garbindeki Ağıl civanndan daha ileri geçememişti. Bu gece, bizim tarafa gönderilen 23 üncü alayın 3 üncü taburu tam zamanın da yetişerek öteki alaylan takviye etmiş. kıtaatımız mukabil hücumlarla düşman taarruzlannı defetmişler ve Besimtepedeki topçuyu güçhalle mu hafaza edebilmişlerdir. Bugünkü muharebede 4 üncü fırkamızm topçulan müessir ateşlerile düşmana pek çok zayiat verdirmişler, tngilizler bu muhrib ateşin albnda bannamıyarak kısmen yamaçlardan aşagı de relere inmeğe mecbur olmuşlardır. Düşmanın bu geri gidişi, 4 üncü fırkadan görülerek 8 inci fırkaya telefonla haber verilmiş, mukabil hücum yapılması söylenmişse de verilen zayiattan ve zabitanın azhğından askerin kuvvei manevîyesi bozulduğu için mukabil ta aıruz yapılamamışhr. 24 üncü alay kumandanı, bizzat avcı hattmda efradı hücum ettirmeğe çalışmışsa da muvaffak olamamışnr. Fırka kumandanının 23 üncü alayın kâmilen gönderilmesi hakkında şimal grupu kumandanlığına yaptığı rica kabul edilerek grupun son ihtiyatı olan bu alayın öteki taburlan da gönde « rilmiş, 8 inci fırka kumandanını, kendisine taze ve dinc iki alay verildiği halde düşmanı Conktepesinden atmak üzere taarruz etmediğinden dolayı muahaze etmiş, taarruzun hemen ya pılmasını istemiştir. 8 inci fırka ku mandanı, cephedeki diğer taburlann ateşi himayesinde 24 üncü alayın 2 inci taburile mevzii bir hücum yapmışto. Evvelce de tecrübe edildiği gibi, böyle bir kısım ve az kuvvetle yapılan mevziî hücumdan beyhude zayiattan başka bir netice alınamamışnr. Fakat Ingilizler de taarruzlannı müttehiden yapamadıklanndan, tarafımızdan ya pılan kanlı mukabil taarruzlann da tesirile hedeflerine varamamışlar, bir çok zayiata mal olan hücumlan akim ve tepelerin hata balâlan elimizde kalmışbr. Bugün de 29 Ingiliz taburu dört Türk alayı karşısında (12 tabur) hiç birşey yapamamıştır. Larşerin kitabında Conkbaymnda lngilizlerin yaptıklan taarruzlar hakkında şu tafsilât var: «îngilizler 7 ağustosta sabahleyin taarruza geçtiler. Anzaklar geceleyin yapbklan takarriib yürüyüşile bitkin bir hale geîmişlerdi. Kocacimene müteveccih sırtlan brmanırlarken, mukabil sırtı takiben Kumtepeden gelmekte olan 9 uncu Türk fırkasının kolbaşılanna çatmışlardı. Sabahleyin vuku bulan muharebede Anzaklar muvaffak olamamış ve Conkbayınnı ele geçirememişlerdi. öğleden sonra ikinci ka demeden birkaç taburu ileri alarak yapbklan taarruz ise cenub grupun dan gelen 4 üncü Türk fırkasma çat mış ve püskürtülmüştü. Sabahleyin lngilizler süratle hareket etmiş olsalardı, Türk ihbyatlannm akını başlamadan evvel Marmara kryısına varabilirlerdi. Esad Pa§a grupunun ihtiyatlan şu anda zaten sarfedilmiç gibiydi. 5 inci fırkanın büyük kısmı Anzak sağ cenahında yapılan Kanlısırt nümayişine gönderilmişti. 9 uncu fırka Kumtepe • den Conkbayınna geliyordu. Cenub grupu kumandanı Vehib Paşa kendi teşebbüsile tasarruf edebildiği kuvvetleri kardeşi şimal grupu kumandanı Esad Paşaya gönderilmişti. General Liman ise henüz Seddilbahir ve Anadolu cephelerini zayıflaünağa karar verememişti. Sadece Saros grupu kumandanı Feyzi Beye Bolayır berzahmdan büyük Anafarta üzerine yü • rümeği emretmişti. Enver Paşa da Bolayır berzahının müdafaasını I inci orduya tevdi etmişti. Böylece Azmakdere çukurluğuna tevcih edilen Türk kıtaab ise mesafenin uzakhğı ve muvasala müşkülâb yüzünden geç varacaklardı. Buna lâ zım olan zamanın, Türk ileri karakollannın azim ve sebab'le kazanılabileceği meşkuk idi. Çünkü Vilmer grupu 24 saattir gayrimüsavi şerait ve kuvvetlerle cereyan eden muharebelerde 1500 mevcuduna inmişb. Binaenaleyh Îngilizler umumi «urette azim ve süratle hareket ederlerse geçecek iki gün zarfmda büyük bir zafer kazanabilir lerdi. tngilizler işte bu maksadla 7 ağustosta taarruza geçtiler: Anzaklar geceleyin yapbklan ta • karriib yürüyüşile yorgun düşmüşjerdi. Zırhlıtepe dedıkleri 261 râknnlı tepeden Kocacimene müteveccih sırtlan brmanırlarken, mukabil sırb takiben Kumtepeden gelmekte olan 9 uncu Türk fırkasının (miralay Kanengiserin fırkası) kolbaşılanna çatmışlarcL, Sabahleyin vuku bulan muharebede Anzaklar muvaffak olamamış ve Conkbayınnı ele geçirememişlerdi. öğleden sonra ikinci kademeden birkaç taburu ileri alarak yapbklan taarruz ise cenub grupundan gelen 4 üncü Türk fırkasma çatmış ve püskürtülmüştü. 4 üncü Türk fırkası Kocaçimen şimalinde, 9 uncu fırka merkezde mu harebeye girmiş, 8 inci fırka ise Conkbayın cenubunda toplanmakta idi. 8 ağustosta Anzaklar, tekrar Conkbayınna taarruz etmiş ve bilhassa zabit çe azim zayiat vennekle beraber bu • rasını ele geçirmişlerdi. Buradan Ça nakkale Boğazının büyük bir kısmı görünüyordu. O suretle ki Suvlaya çıkan 9 uncu kolordu da bir gayret yapsa zaferin kazanılması pek yakın gibiydi. (Arkası var) \ S A R A Y Sinemasında 6u akşam saat 21 de İSTANBUL: 18 fransızca ders . 18 30 Travyata operası, ücüncü perde 19 muhtellf plâk C. H . P . dördüncü Kurultayı malar 19.30 haberler . 19,40 lkl piyano yısm dokuzuncu günü on beşte Ka caz konseri (Ştobel ve MalU) 20 Gaviri mutay kurağında toplanacakbr. kardesîet Mand^linata orkestrasile 20,45 Kurultayın birinci günü ve gecesi profesor Liko Amar (keman konscrt) Ankara donanacak ve şehrin on beş 2115 son '.iaberler, borsalar . 21,30 radyo yerine hoparlör konacak ve bunlarla yaratma işindeki rolü erkeğinkmden îstanbul Ünı caz ve tango orkestrası, Bedrlye Tüzüa Kurultayın görüşmeleri dışandan du versitesinin meş daha direkt ve daha sürekli olduğu (şan) türkçe sözlü. hur teşrihhane içindir ki, onun en iç duygulannm yulacakbr. VİYANA: sinden içeriye gihevecanı canlı varlığı yaşatmak is Ankara Halkevi Kurultaya gele 16 40 Fransız muslktsi 17,25 komrçmârince yüzüme ka tediğinde amaçlanır. Gene kadmm 17,50 gramofonla konser 19,15 kono$ cek üyeler için bir oyun ve bir de konnşık ilâç kokubiyolojial ahlâkından doğan altero malar 20 25 şan konseri . 21.05 şan ve ser hazırlıyacakbr. Partinin Ankara ları çarptı Sa centricisme'i (yani sevdiği sahsa vemuhtelif orkestra konserlerl 22,50 La. kurumu üyeler için Ankara otelîerin ğa saptım, kori ya şahıslara alâkasının, meşguliyc hengrin operas'ndan parçalar 23.05 hade yer hazırlayacak ve Ankara Be dor, sola saptım tinin ve sevgisinin merkezi edişi) berler . 23.30 Wagner gecesi 1,10 ca*. lediyesi de Kurultayın sonunda bin koridor, meydanonu bilhassa etrafmdakileri yaşat band takımu kişilik bir çay ziyafeti verecektir. da kimseler yok mak kaygusuna düşürür. Etrafında BERLtN: Anlaşılan herkes ki gerek manevî, gerek maddî hayatı Kurultay sıralannda her tarafta 19.05 kansık progTam 20,05 bahar derste... kendi manevî ve maddî heyecanla satılacak olan sigara paketlerinin ü • konseri . 20.50 spor 21.05 almanca dersrile yaratan kadın, her yaratıcıda olNihayet Tıb Fa zerine Tütün tnhisan sabcılan vası 21.15 e^lencell dans havaları 22.05 MU duğu gibi, eserini muhafaza etmegi kültesi teşrihi ma Dr. Perihan Cemil tasile Kurultayın habra olarak Parti lânda Skala operasından naklen Belll . ve temadi ettirmeği düşüneceği içinrazi asistanı doktor Perihan Cemili bayrağını ve dördüncü Kurultayın aninin <Meçhul kadın> operası . 23,05 «ğdir ki o, erkekten zivade. sulhu ister. çalışma odasında bulabildim ve sordmt taşıyan kâğıdlar yapışbracaklar lenceli konser ve dans muslkisL dum: Kadının tabiiyeti dır. BELGRAD: Kadmm sulhtaki rolü hakkında Kadına, bir yabancı ile evlendiği 12.05 gramofon 13,05 radyo ©rfres • fikriniz nedir? takdirde, tabiiyetini muhafaza etmeÖLÜM trası . 17,35 şarkılar 18,05 radyo orkessini resmen âmir bulunan bir dev Sulh ve kadınlar Avukat Mihalâki Nikolayidi ve a trası . 19 35 almanca ders 20,05 gramolet bununla ona, mensub olduğu cavukat Yorgaki Efimiyadisin kayın c Kadının dünyada sulha taraf fon 20,20 haberler 20,35 milletlerln miaya karşı bir mes'uliyet hissesi apederleri îstanbul barosunda mukaytar olması onun ahlâkmın biyoloji yırdığını ifade etmiş olur. Bu su zamanı 21.05 Zagrebden nakll yed avukat Samoel Anastasyadis vesinde kökleşmiştir. Kadmın, nev'ini BUDAPEŞTE: retle kendine camia içinde bir kıy fat etmiştir. 23/4/935 salı günü saat idame ettirme yüküne olan o büyük 13 35 opera orkestrası . 15,05 gramofon. met verildi&ini gören kadm, o cami ikide Şişlide Rum mezarlığındaki Meorganik bağlılığı ve yakınlığı, ona, 15 35 gltara konseri . 17.40 Çingene muaya karşı biyolojial ve soysal mestamorfosis kilisesinde merasimi di yaşayan hayatın canlılığına en büyük slkisi . 20 55 operet: Prens Bob 23 40 uliyetini müdrik bir ferd sıfatüe ha nivesi icra kılınacaktır. kıymet ölçüsünü verdirir. Kadmm, cazband takımı 24,10 Çingene orkeatraa reket etmes^i bilecelrtir. BÜKREŞ: Ahlâkta birîik SERVET, cüretkâr erkeklere 13,05 gramofon 13,50 gramofonla ha. Ahlâkta birlik ve işde birlik meseve AŞK cüretkâr kadmlararfır. fif muslki . 18,05 radyo orkestrası • 20,25 lelerinde bir karara bağlanabilmek gramofonla balet musiklsi . 21,10 konaer; Bunu ; JENNY JUGO PAUL HOERBİGER THEO LtNfiEN için kadm ve erkek arasmda bir fark Şubertin eserleri 22,15 Napoliten çar bulunup bulunmadığmı, mevcud ise kılar 22 40 çifte piyano lle konser. bu farklann nereden doğduğunu halletmek lâzım gelir. Nitekim bu Şen ve rıeşeli lilminde bu ÇARŞAMBA akşanunrian iıibaren mesele kadm ve bilhassa erkek ruhiyatçılarmın ve sosyologlarınm pek Bu gece nöbetçi olan eczaneler tatb. ve birçok tarafa su götürür müşunlardır: nakaşa mevzuu olmuştur. İki cins Mehmed (Büyükada), Tanaş (Hey••MMHHMİ^H^H^M söyliycceklerHir. ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H ^ ^ ^ ^ ^ H arasında yazılan birçok farklar da beli), Hüsnü Haydar (Eminönü), Eşha ziyade yüz yülarca müessir olmuş ref (Ankara caddesi), Cemil (Beya bir terbiyenin ve düşünüş tarzların'n zıd), Yorgi (Küçükpazar), tbrahim mahsulü olarak kabul edilse bile vak Halil (Saraçhanebaşı), Erofilos (Sa tile ginekokrati yani kadın hâkirri matya), Nâzım (Şehremini), Fuad Mevsimin ilerlemiş olmasına rağmen en güzel fılmleri gösteryeti deyresi yerine neden bu ahlâkta (Karagümrük), Merkez (Bakırköy), meğe devam edecektir. 23 JNisan Millî bayramı miinasebetile olduğu gibi işde de ikiliği güden, bun Hüsameddin (Fener), Yeni Türkiye yannki matinelerdea rlibaren: İki muhteşem tilm birdcn lan kendine terbiye prensipi ve düşü(Hasköy), Yeni Turan (Kasımpaşa), Londrantn en hüyük sınemaşi olon ''Rrgal Cınetna.. ds avlarca pö«ten!m $ otan nüş tarzı yapan androkrati yani er Rıza (Beşiktaş), Merkez (Galata, kek hâkimiyeti geçmiştir. Bunu er Dqğruyol), Matkoviç (Tünel), KemaJ keğin kadına üstün olduğu iddia ediRebül (İstiklâl caddesi), Şark Mer filmi ovmyanlar: Kaquel Torres Don Alvardo ve Londranın len pazu kuvvetine vermek pek ba kez (Şi^Ii), Büyük (Kadıköy, Eski issenfonik orkeptrası. Ayrıra mevsimın muvaffakivHİ: sit bir izah şekli olur. Primitif in^an kele),Üçler (Yeldeğirmeni), Ittihad larda, bilhassa göçebelik zamamnda, (Caraboyu). kadının pazu kuvveti erkeğinki ile bir olduğu bugün sosyolojinin teslim etcını temin ettikten sonra evine ve çoOymyanlar: MARIE BLLL ALBERT PREJEAN tiği bir hakikattir. Demek ki burada cuğuna bakan büyük kadın kütlesinj daha derin, büyük esası biyolojial ounutuyorlar. Onlar, bu kadına, kendi lan bir takım hâdiseler müessir ol için değil, neslin iyi yetişmesi için o* muş olsa gerektir. na lâzım olan sağlık korunmasım te» 2 büyük film b'rden ı minini de düşünmekten uzak kalı « Vaktile erkek kendini kadm hâkf yorlar. miyetinden kurtarmış, onun androkrat düşünüşü ve bunu tatbik mevki 1$ »ahasıncîa birlik ine koyabilmesi ahlâkta ve işte iki DOLORES DEL RIO . GEKE RAYMOND Diğer taraftan, pekâlâ itiraf etme • liği, kısmen olsun, doğurmuş. Bunun lidir ki, bugünkü iş bölümünün pek O?rmiy«nlerin görmesi için müdiriyat bu filmi büyük fedaltârlıklorla köklerini biyolojide aramak lâzımsa tebiî bir neticesi olarak kadmm, ona bir hofta daha göstorecektir. Ayrrca ı kadmın bugün kendini emansipe e inhisar etmesi istenilen evin içindekl dişinin köklerini her halde gene bi faaliyet çerçevesi çok daralmıştır. Bu yolojide arayacağız. Kadm, erkek, bütün dünyayı düşündüren ve zamanın çerçeve, faal bir kadm insanı, bilhas( 1935 ) senesi ( Frankenttefn ) i RORIS KARLOF'un «n korkunç sa çocuklannın mekteb yaşmdan son« ileriye veya geriye giden içtimaî ha • • • • • • • ^ • • • • • • • B en müthîş filmi. mmmmm^^mt^mm^^^^m ra, onun bütün enerjisini ve yüksek reket tarzlarında ifadesini bulan bu kadm emotivitesini içine sığdıracak mesele masa başında kolaylıkla halvaziyette değildir. Bunlara kâfî de ledileceklerden değildir. Bir taraftan her ne olursa olsun, rece geniş bir saha bulamıyan âtıl ka« dınm, kocası ve çocuklan için müs » doğuran kadmm yarattığı mahluka bet duygulu bir sevgi kaynağı olaca» karşı, emzirme zamanmdaki bağlılığı ğma birçok zaman menfi, miskin ruhvar. Bugünkü içtimaî yaşayış bilhaslu bir varlık olmak ihtimali var. sa çalışan kadına bu biyolojial vaziBunlar kadar kanşık, içine birçok fesini görmeğe yardım etmiyor. Anfaktörlerin girdiği bir mesele hak drokrat prensipleri müdafaa eden ler ziraî memleketlerde tarlada, sa kmda kat'î bir karara bağlanmanın, mütenevvi ve zengin program ve Lalk törküleri nayi memleketlerinde, fabrikada erhüküm çıkartmanın güçlüğü kendi keğinin yanında ailenin hayat kazanliğinden anlaşılıyor.> Dr. Perihanm fikirîeri «Kadm meselesi, bütün şümulile ma«a başında halledilebilecek işlerden değildir!» BU GECE B E N İ M S İ N MELEK Sinemasında SUNER Sineması Nöbetçi eczaneler KIRMIZI WAGON PRENSESİN ÇILGINLIKLARI Bugün M İ L L î Sinemada H ^ B H R A R i O R A K O R K U N Ç EV Münir N u r e d d i n Y A L N I Z BİR D E F A Y A G0RSES MAHSUS mek fiilile tasrif edilir) Gayrikabili itiraz = Söz götürmez Kabîl (makule) = Gibi, çeşid, türlü, cinı Örnek: Gayrikabili itiraz burhanlarla sözünü ispat etti = Örnek: Bu kabü (bu makule) adamlardan hiç hofanmam Söz götürmez kanülarla sözünü tanıtladu Bu gibi (bu çejld, bu türül, bu cins) adamlardan hiç hoşlan • Kabile = Ebe mam. Kabîle = Oymak Kabîl (makule) = Katesori (terim) = (Fr.) Cate • Kabl = önce Örnek: Kablettarih = Tarihttn önce, Kabiliyet = Yetenek Makabl = önceki, geçea Örnek: Kimseden kdbüiyeti haridnde olan l?i istememeli Mabaad = Sonra, sonı.aki dir ss Kimseden yeteneğl dışmda olan ifi istememelidir, Kabr = Kabir (T. Kö.) Kabiliyet (Istidad anlamtna) = Anıklık Kabul = Kabul Örnek: Onun kabiliyeti daha ziyade içtimaî sahadadv = O. Tasvib = Onam nun anıkltğt daha çok sosyal alandadtr. Örnek: Bu teklifi tasvîbi âlinlze arzediyorum = Bu öner Kabiliyeti intiba aahibi = Duyuşlu (Bak: Hi$) geyi yüksek onamanıza sunuyorum. Jale = Çiğ Kabiliyeti inhilâl = Erigenlik (Bak: Hall) Tasvib etmek = Onamak Örnek: Nesimi nevbahar jaleler taçnn = Bahartn estni çiğKabili tahkik = Gerçinlenebilir (Bak: Hakikat) Örnek: Bu hareketinizi candan gönülden tasrib edenler aler saçsın. Kabili tahakkuk = Gerçeklenebilir (Bak: Hakikat) rasındayım = Bu hareketinizi candan gönülden onayanlar Jandarma = Jandarma Kabili inhina = Bükülür (Bak: Gayrikabili inhina) arasındayvm, Jenk = Pas Örnek: Kabili inhina olan şeyler üzerinde işlemek daha koKâbus = Karabasan Jiyan == Azgm, kükremiş laydır = Bükülür şeyler üzerinde işlemek daha kalaydır. Örnek: Bütün gecem mahuf bir Mbus içinde geçti =: Bütün Örnek: Şiri jiyam = Kükremiş aslan. Kabilİ inbilâl = Ecir (Bak: Hall) gecem korkunç bir karabasan içmde geçti. Jülide = Dagnık, (saç), karifik Kabili inhilâl maddeier = Erirler (Bak: İnhilâl) Kabza = Sap, tutak Kabili hazf = Kaldırılabilir (Bak: Hazf) Kabzetmek = Almak Kabili afiv = Bağt^lanır, bağışlanabilir Kaddü kamet = Boy bo» Örnek: Doğrusu bu cürmünüz kolay kolay kabili afiv göruntnüyor = Doğrusu bu suçunuz kolay kolay bağıjlamr (bağışla. Örnek: Kaddü kametinin güzelliğine hayran oldum = Bo nabilir) görünmüyor. yunun bosunun güzelliğine hayradım. Kabahat =» Kabahat (T. Kö.) Kabih = Çirkin Kabili ekil = Yenebilir Kader (Mukadderat anlamına) = Kader (T. Kö.), Örnek: Bu, pek kabih bir Tıarekettir = Bu, pek çirkin bir ha. Kabili izale = Giderilebilir keskil = (Fr.) Destin ftk'ttir. Örnek: Bu leke kolay ca kdbüi izaledir = Bu leke kolayca . Tâli = 1 Tâli, 2 . Sur (T. Kö.) (Fr.) Chan • giderüebilir. Kubh =» Çirkinlîk ce, »ort Örnek: Hareketinizin husun ve kubhnnv. stzden ziyatc sizt Kabili îtiraz = Söz götürür Kadid = Kurada, iskelet pörenler anlar r= Hareketinizin güzellik veya çirkinliğini sizden Örnek: Sözünüz pek doğru ise <??, bir nöktal nazardan ka Kadib, seb, şetm = Sövgü, sövme aiyade sizl görenler anlar. büi itirazdvr = Sözunüz pek doğru ise de. bir bakımdan söz Zem = Yergi, yerme Kabil = Olabilir (Bak: Mümkfn), (UmumlyetU bilgötürür. Zemmü kadih = Yergi ve sövgtt tzdivaç = Evlenme tzzeti nefi» (Haysiyet) = Onın Şeref = Şeref (T. Kö.) Izhar etmek = Göstermek, açığa vurmak, irhar ct n>ck (T. Kö.) Izîn = tzin tztirab = Göynü tstizan etmek = tzin istemek Kadem = Ayak Kademe = Basamak K Kadîm = Bayrı Örnek: Minelkadim bu köy halkı bu ormadan ihtitab ede « gelmiştir = Bayrıdanberi bu köy halkı bu ormandan odun kese* gelmistir. Kıdem = öncelik, baynlık Kıdemli = Yümlü, uğurlu Kudema = Eskiler Kadir, zikudret = Erkmen Örnek: Kadir ona derler ki hangi ise vaziyet etse bir enca «v ma isal eder = Erkmen ona derler ki hangi ise el koysa bir S0m na götürür. Kudret = Erk Örnek: Kudreti beşeriyenin bir haddi vardır = İnsan erMnin bir ucu vardır. Kadr = Değeı Örnek: Kadrini bilselerdi ondan daha çok istifade ederîer • di = Değerini bilselerdi ondan daha çok faydalanirlardt. Kadirdan, kadirşinas = Değerbilir Örnek: Büyüklerimiz çok kadirdan (kadirsinat) adamlar « dır Büyüklerimiz çok değerbilir adamlardur. Kadirnaşinas = Değerbilmez Örnek: Ona karşı pek kadirnaşinas davranudı = Ona fcarfl pek değerbilmez davranudı Kâfi = Yeter Örnek: Artık bu sıkıntılar ka.fi = Artık bu sikmtuar yeter/ Bu kadarını kâfi gormediniz mi? = Bu kadanm yeter gör • mediniz mit Kâffe = Hepsi, bütün, tükeli Ornek: Kâffesi ayni cinstendir = Hepsi ayni dnstendir. Gayrikâfi = Yetmez Örnek: Bu kadar sây gayrikâfidir=: Bu kadar çalıama yetmta, Gayrikâfi bulduğum bu malumatla ona bu tnühim Isi tevdi ednmem Yetmez bulduğum bu bügi ile M » bu ÖnemU i& veremem.