27 Şubat 1935 Cumhurîyef Şurayı Devlet kararmı verdi Tramvay Şirketinin davası reddedildi Karaköy köprüsii kaldınmlarini inşa ve imtiyaz müddetinin sonuna kadar kazanm müesses olduğu yerlerde hüsnü halde idame etmek, 4 Muay. bugün istisnasız bir »urette carî yen yerlerde muayyen tarifeli otobüs olan işbu kaide, Türkiyede teşki işletmek, 5 Belediyeye veregeldiği lâtı esasiye kanucıuna müsteniden kontrol aidatmı 7,200 liraya iblâğ eyŞurayı Devlete vücud vermiş olan lemek noktalarindan ibaret ve birinci 1859 numaralı kanun ile hîçbir şek fıkrada bahseduen tramvay hatlarini ,ve tereddüde mahal vermiyecek yapmak vecibesinin de imtiyaz mukarurette mütehakkak bulunmakta • velesi mucibince bu hatlarm güzergâbdır. larinda Belediyece istimlakler icra ve Filhakika bu kanunun 19 uncu yollarin tesviyesOe meşrut bulunduğu • maddestnin bir fıkrası, âmme hiznu ve 2, 3, 4, ve 5 inci fıktalarda münmetlerinden birini ifa maksadile deriç vecibelerin tarafından tamamen akdolunan cnukavelelerden dolayi yerine getirildiğini ve birinci fıkrada âkidler arasında tekevviin edecek işaret edüen tramvay hatlarindan gü ihtilâflarm iptidaen ve intihaen zergâhmm imtimlâki Belediyece ta Şurayı Devletçe hükme bağlanacağını natıktır. 22 nci maddenin ikinci mam olan Fatih • Edirnekapi hattmı fıkrası da iktısad ve nafıa işleri im inşa edip işlettiğini ve diğer hatlan yapamaması bunlara aid istimlâklerin Betîyazlan hakkında ayni hükmü mntazammındır. Şu halde her hangi lediyece ademi ifasindan ileri geldiği • ni beyan ile Belediyenin ihmalinden bir imtiyaz mukavelesinin feshi hudoğan bir gecikmeden dolayı kendisiausunda hükumetçe tatbikata gi • nin bu yüzden feshmin ne ticaret karişilmezden evvel hukuku hususıye nunu, ne de medenî kanun bakimla . rejimiyle işliyen mahkemelerdetı rmdan doğru olmadığraı iddia etmekbir karar almak lâzım geldiği yo te ise de yukarida zikriitafsü olunduğu lunda davacı tarafından ileri türü' üzere her imtiyazh âmme hizmeti roulen müddeamn kabulüne imkân olkavelesinin akdindeki gaye, âmme hizmadığı zâhirdir. metinin muntazam ve daimî «urette işDiğer taraftan Şurayı Devlet lemesi olmakla bu gaye, her ne sebebkazası hükumetin ittihaz ettiği idale olursa olsun bâsil ohnadığı takdir • rî muamelelerden ve kararlardan de mukavele zaten hükümsüz kalir. dolayı haklarını veya menafaatleriHizmetin yapUmamis olması için ileri ni haleldar olmuş görenler için miisürülebilecek sebebler mukavelenin bu essestir. Şurayı Devlet nezdinde ahükümsüzlüğünü izaleye müessir ol • çılacak idarî davalarda hükumetin maz. Zira mukavele bizzat bu hizme • daima dava olunacı taraf mevkiin • tin ifası için vücud e getirümiş bulun • d e bulunması lâzım gelir. Nitekim maktadır. Kaldı ki her mukavele gibi bu nokta, idarî davalarda ferdlere idarî mukaveleler dahi tarafların tev • dava hakkınm, idarî bir muamele zini menafü esasina istinad eder. Fes veya karann tefhim veya tebliği holunan mukavelede imtiyaz sahibi o» veya icraat yolile alâkadarlann itIan şirkete tarife ve sair noktalarda vetilaına arzı tarihinden başlayıp arilen menafi Ue hükumetin halk hesa • radan altmış gün geçtikten sonra bina taahhüde bağlattığı menafie te • sakit olacağmı gösteren Şurayı kabül etmek lâzim gelir. Bu menafiio Devlet kanununun 2 5 inci maddede yeni hatlarin inşasmdan ibaret ol . sile de miUtedeldir. Kanunun vazp, duğu malumdur. Halbuki işbu umumî hükumetin de Şurayı Devlette dava menfaatlerin makul bir insa müddeti iaçabileceğini derpiş etmediğindençinde tflhyVkuk etmemiş olduğu mey • dir ki maddede yalnız ferdler mevdandadir. Bu vaziyete rağmen diğer zuu bahsedilmiştir. Gerçi hükumetarafm kendine taalluk eden menafü tin d e Şurayı Devlette dava açtığı almakta devam etmesi elbette ki hak* vâki Ue de bu hal, yalnız Şurayı kaniyet kaidelerine münafidir. Devlet kanununun 20 inci madde • sinizt <D> fıkrasında yazılı kazaî Davacı şirketin, tarife tezyidinin yekararlara temyiz yolile itiraz sade» ni mukavelelerle derpiş edüen hatla • dinde cereyan edebilîr. Yoksa ka • nn inşasina mukabil bir ivaz teskil etnunun 19 uncu ve 22 nci maddelemediği iddiasi, bu tezyidm ancak bu yerinda y&»h ve kaza mercîlerinin ni mukavelelerle kabul edümesi ve bu iptidaen ve intihaen Şurayı Devletvakianin başka hiçbir sebeble me^ru ten ibaret olduğu muharrer mesail gösJerilmesintn mümkün bulunmama • ve ihtilâfatta hükumet davacı mev sı itibarile pek açik olarak varid de • kikıe geçemez. ğildir. Kezalik sermayesinin tezyidi ve Bundan başka âmme hizmeti imti • eski sermaye üe yeni sermayenin para yaz mukavelelerinin illeti tesisi, bu hizcinsi noktasindan bir vahdet hâsil et • metin görülmssinden ibaret olraasma mek üzere tsviçre frangina tahvüi hu . nazaran bu türlii mukaveleler, hususî susunda gösterilen ve tatbücatta ve ferdî bir teşebbüsün sureti icraiyesi aldığı şekil bilhassa tenkidi davet edea hakkında taraflarm mütekabil taah • müsaadelerin de yeni hatlarin yapü • hüdlerini gösteren bir andlaşma mahimasina muktazi nakdî irpkâni temin yeti arzedemez. Bunlar hakikatte âm etmekten ibaret olmasina ve bu hat • m< hizmetinin temşiyet şeklini ifade elarm da aradan sekiz sene kadar bir derler. Binaenaleyh, hükumetin bun • zaman geyniş olduğu halde yapüma • lar karsumdaki vaziyeti alelâde bir tamiş bulunmasina göre artık ademi ceraf teskil etmekten ibaret kalması za. reyanı tabüdir. ruridir. Zira âmme hizmetinin ifası eBelediyenin mukavelede derpiş olusasen hükumete müretteb bir vazife • nan istimlâkleri yapmamasindan doladir. Bu hizmet, bir başkasina devir ve yı Bayindirlık Bakanlığma mes'uliyet tahmil edilmekle hükumet, aslen vaziatfetmeye de imkân yoktur. Zira Cumfedar olduğu bu isin hakikî mes'ulü olhuriyet mevzuatma göre Türkiye Belemaktan kurtulamaz. Tabiri diğerle hn» tiyaza bağlanmiş olan bir âmme hizmeti hiçbir zaman bu mahiyetten siyril > miş olmaz. tşte, imtiyaz mukavelele • rinde hükumetin sadece bir ferd hak •e iktidarile mücehhez bir taraf teşkü tarafı birinct taHifede) etmeyip kendisinin her yerde isin hamumi heyet salonunda tasnif edilekikî sahib ve hâkimi olarak taninma • cektir. Bundan sonra Meclis Reisi tinda ve bu nevi mukaveleler için ontarafından aıtihab keyfiyeti bildî • da o kadar hududsuz bir murakabe sarilecek ve Atatürk Meclise gelerek lâhiyetinin kabul edilmesindeki sebeb yemin ettikten sonra kısa bir sÖylev •e fllet yukarida zikredilen esasta münsöyliyecektir. demiçtir. Hükumetin vazifesi icabatmı Kabinenin istifası ve yeni kabine takdir ve tatbik hususunda hiçbir mateskili merasimleri evvelce d« bil • kamdan mezuniyet almamasi da âm • dirilmişti. me hukukunun esaslı ve umumî pren . Dördüncfl toplantı devresinden «plerînden birisidir. Şu halde velâyetî artakalan kanun lâyihalan dahilî âmme hukukunu haiz olan devletin nizamname ahkâmına göce hükümherhangi bir imtiyaz mukavelesinde imsüz bulunmaktadır. Meclis, elinde tiyaz lahibînin vecibelerini yapmaroamevcud kanun lâyihalarım hüku tindan dolayı bizzat harekete gelerek mete vermiştir. Hükumet icab edenynkarida söylendiği üzere aslen ifası lerin müzakeresini Meclisten ye • kendisine terettüb eden bu hizmetin işniden istiyecektir. Iemesini temin için lüzumlu gördüğü Bugüne kadar hükumetten Kurulher etdbiri resen ittihazda serbestisini taya kadar yalnız bir tek lâyiha bukabul etmek zaruridir. Buna binaen lunmaktadır. Bu da Ankarada ya • müddeinin, imtiyaz mukavelelerinde pılmakta olan stadyom malzeme • hükumetin ferdle müsavi vaziyette ol. lerinin gümrükten istisnasma aiddir. duğu ve bunlara müteallik ihtilâflarda Meclisin 1 marttan sonra ikinci içmüstakillen harekete mezun olmayip timaını salı veya peeşembe günü yabütün ef alinin hukuku hususiye kaidepacağı bekleniyor. Bu içtimada da lerile bağlı bulunduğu neticesine varan encümenler intihabı yapılacakttr. iddiasi kabule lâyik değildir. Bir yeni saylavdan şikâyet [Bat taraft birinci sahifede) diyeleri müstakil birer hükmî şahsiyettir. Bunlar üzerindeki idarî velâyet, ancak kanunlarin tahsis ettiği mevzilere münhasirdir. Kanun ise Bayindirlık Bakanlığinin istimiâkler hususunda Be • lediyeler üzerinde bu yolda bir velâyetine müsaid buiunmamaktadir. Umumî hizmetler tesis ve teşkilâta raptetmek aslen hükumete aiddir. Be Iediyelerin bu kabîl hukuka doğrudan doğruya sahib edümesi ancak yeni Belediye kanunu üe mahdud bir dairede tecviz olunmuştur. 1926 mukavelelerL nin akdi tarihinde ise Belediyelerin böyle bir salâhiyeti gayri mevcud o • Iup o zamanda ancak menafü Beledi • yelere aid olmak üzere kanunen mu ayyen şartlar altinda vilâyetlerin Be lediyelere imtiyaz vermesi hükmü mevzu bulunmakta idi. Şu halde, kirk seneden fazla bir imtiyazi tazammun eden işbu mukaveleleri Bayindirlık Bakanlığmm Belediyeye niyabeten ve vekâleten aktettiğini ve bu noktadan bunlardaki vecibelerin ifa olunmamasin dan dolayı Belediyenin mes'ul tutul masi lâzim geldiğini idarei umumiyei vilâyat kanunuun 78 inci maddesinin 3 iincü fıkrasina ve borçlar kanununun 32 ve 415 ici maddelerine istinaden iddia etmek mümkün olamaz. Bundan başka, cMevcud muka • vele ve şartname ve itilâfnameler hükümleriyle bun larm ilâvat ve tadilâtı işbu mukavelename ile tearuz etmedikçe mer'î kalacağı> 21 temmuz 1926 mukavelenamesinin sonuncu maddesile muayyen olduğu ve 21 kânunusani 1911 tarihli mukavelenin 10 uncu maddesi ise Şirketin icrasma mecbur bulunduğu teahhüdat, Şehremanetinin is timlâke aid bilcümle muamelâtı lüzumu zatnanında istimlâk kanununa tevfikan yapmasile meşrut olup aksi takdirde hükumetin Şirketi işbu imtiyazdan mütevellid huku • kundan iskat edemiyeceği yolunda bir hükmü mutazammm bulunduğu beyanile fesih muamelesinin bu noktadan da doğru olmıyacağı id • diasına gelince: Bu iddianın dahi zikrolunan maddelerin yalnız, tealluk ettiği mukavelede muayyen ve mecburî hatlarin rnşa müddet • lerine temas etmesine ve 21 tem • muz 1926 mukavelesi ise mecburî hatlarin gerek envaı ve gerek müddeti inşaları hususunda başka hükümleri muhtevi bulunmasina göre varid görülmemiştir. Bütün bu »ebebler karşısında ihtiva ettiği cecibelerin yerine geti • rilmemesi itibarile hükümden düş • müf olan 21 ve 24 temmuz . 1926 tarihli mukavelelerin Baymdırhk Bakanlığtnca feshinde ve bu mukavelelerin davactya tahmil ettiği asli ve fer'î vecibelerin tamamen ve nohsansız olarak yapılması karşı lığı olan tarife farklartnın bu veccribden ifa edilenlere tekabül eden miktart çtkanlmak şartile davact dan geri istenmesinde ne aalâhiyet, ne fekil ve ne de esas noktalardan biriyle kanun ve nizama muhale • fet görülmediğinden ikame edilmiş olan davantn reddile 400 kuruş ilâm harcının davacıdan alınması 26 şubat 1935 gunünde »b'zbirliğile kestırildi.y Türkîye Cumhuri" yetî ve Atatürk Hukuk Fakültesinde muvaffak bir tez .müdafaa edildi Jüri kararmı verdi Dünkü içtimada, şehir plânını yapmak üzere 7 ve karsı 22 reyle Profesör Ehlgötz seçildi Suad Tahtin dün tezini ederken müdafaa Istanbul sehrinin müstakbel plânini yapacak mütehassis dün seçümiştir. Jüri heyeti dün saat 15 te toplan miş, henüz noktai nazarini büdirmiyen profesör Dep'e söz söylemiştir. Jüri heyeti reisi Vali Muhittin Ustündağ azaya bir söyliyecekleri olup ol • madığmı sorarak tayini esami suretüe rey toplanacağım bildirmiş ve her a zanin ayrı ayrı hangi mütehassisa rey verdiklerini tesbit etmiştir. Neticede 22 reyle profesör Ehlgötz seçümiştir. Mütehassis Agach ancak 7 rey almışUr. Lambere hiçbir aza rey vermemiştir. Jüri heyetinde bulunan 34 azadan yalniz Sadeddin Ferid müstenkif kalmiştir. Azadan profesör Neşet ömer, Ticaret Odasindan Ahmed ve mühendis Bürhaneddin içtimada bulunma mişlar ve rey vermemislerdir. Jüri heyetinin dünkü toplanhsı (Yuvarlak içinde Prof. Ehlgötz) ve gönderilen plân içinde şehri en iyî anladığım ispat etmiştir. M. Ehlgötz şehir hakkında hazirla • dığı eskis ve raporunda bugünkü limanı dar bulmakta, ve boğaza doğru u • zatılmasinı istilzam etmektedir. Fakat asd Iimanin Yenikapida ve bilhassa Haydarpaşada yapilmsini tavsiye etmiştir. Profesör Ehlgötz Karaköy ve Un kapanı köprülerini olduklan yerde bırakraaktadır. Yalniz bunlara Hasköyle Balat, Eyüble Sütlüce arasında ol • mak üzere iki köprii daha ilâve etmektedir. Ehlgötz Şişliden Galataya, Galata dan Karaköy köprüsii yaninda ve Ha lic tarafmda yapılacak bir dubalı köp. rü üzerinden geçmek suretüe ve tremvay yolunu takib ederek Aksaraya kadar uzanmak üzere bir metropoliten yapmaktadir Mütehassis şimendifer istasyonunu gene Sirkecide birakmiş ancak tstanbula gelecek mallar için Eyübe kadar bir yol uzatmiştir. Dün Hukuk Fakültesinde Suad Tahsin Türk tarafından amme hu kukundan çok mühim ve dikkate sayan bir doktora tezi verilmistir. Tezin ismi (Türkiye Cumhuriyeti ve Kurucusu Kamâl Atatürk) tür. Tez Pr. Dr. Ali Fuadın başkanlığında Alman profesörlerinden Pr. Dr. Honigle P>. Dr. Etemden tesekkül eden jüri huzurunda müdafaa edilmistir. Salon talebe ve halk tarafından hıncahınç dolmuş, eser alâka ve heyecenla dinlenmi;tir. Suad Tahsin Türk, evvelâ bu mevzuu niçin intihab ettiğini anlatmı^ ve Kamâl Atatürkün gencliğe tevdi ettiği iki vediadan (Türk istiklâli ve Türk Cumhuriyeti) nden bahsetmiş ve Atatürkün meshur hitabesini okuyarak tezinde harb mes'uliyet • leri karsumda Sevr muahedesi, inkılâb Türkiyesinin hukuku esasiye haceketlerî meselelerini mevzuu bahsetmiştir. Suad Tahsin birinci davada şu neticelere varmı;tır: ttîlâf devletleri Osmanlı tmparatorluğunun îstiklâl ve hâkünîyetinî ciddî bir tehlikeye maruz kılmışlardır. Türkiye bir müsellâh bita raflığm imkânsızlığım gozönünde bulundurarak (nefsî müdfaası) yolile Cihan Harbine girmek ıztırarında kalmıstır. Bu itibarla harbe gi'is ve dev • Ietin siyasî ve hukukî varhğını mü dafaa edişte Türkiyeye (harb mes'uliyeti) tahakkuk ettirilemez. Binaenaleyh Sevri siyası, hukukî hiçbir nevi mes'ulivete istinad ettirmek mümkün dsğildir. Sevrin hukukî bir sıhhati ve meşruiyeti yoktur. önce Dumlcpınarda askerî cephede, sonra da Lozan • da siyasî cephede iki defa yere ça • hnan Sevr suikasdi bir taraftan 1tilâf devletlerinm bar'barlığını, diğer taraftan da Osmanlı Imparatorluğunun inkirazıni îfade etmekle tarihî rolünü ikmal eyler. tkinci davanm neticeleri de şunlar d'ır: Osman oğullan Türk milletinin saltanatı kendi hanedanlanna in tikal ettirerek altı asırlık bir Osmanlı devleti kurmuslardı. Bugün bir Türk oğlu da (Kamâl Atatürk) hanedanlar saltanatma nihavet vererek milletin istiklâlinden kuvvet alan yeni bir devlet kurmuş ve ikinci bir saltanat olan hilâfeti de kal • dırmıştır. tsmen ve cismen bir (papalık) ı ve seklen olsa bile bîfçok ta sahsi saltanatları bulunan birçok Avrupa devletlerinin siyaset ve medeniyet leri karşısında bugün halifesiz ve sultansız bir Türk devletinin muanrlık ve lâiklik noktalarından a • sırlarca ileri bir zihniyetin rüşeymine sabih old'uğu sarahaten ifade olu nabilir. Türk istiklâli dahilî ve haricî, askerî ve siyasî mücadelelerinde, Türkiye devletinin kurulurunda ve Türk hukuku esasiyesinin baş döndürücü inkisafmda ve nihayet bu • yük Türk inkılâbmm bütün bir beşeriye* icin bastan asağı tarih ola cak yaldızlı sahifelerinde tek bir insan kafası görülür: Kamâl Ata • türk... Bu tezin müdafaası esnasmda profesörler tarafından Suad Tahsine bircok girift sualler sorulmuş, Suad Tahsin bunlara mukni ve müdellel cevablar vermiçth". Tez müdafaası bittikten ^onra jüri bafkam TrofesöV' Ali Fuad, Suad Tahsine jüri namına tesekkür etmis ve heyet müzakere odasına çekilmi«tir. Yanm saatlik bir müzakereden sonra profesör Ali Fuad, Svad Tahsine tesekkür ederek jürinin tez mü dafaasını kabul ettiğini bildirmiş ve kendisini diğer profesörler ve arkada^larile birlikte tebrik etmiştir. Ehlgötz kimdir? Profesör Ehlgötz kiymetli bir Al • man şehir mütehassisidir. Kendisi hâlâ Berlinde Yüksek Mimarî mektebi profesörüdür. Almanyada mefhur Krup fabrikalarinin bulunduğu Essen şehri • nin plânmı yapmişUr. Kendisi evvelki sene buraya gelerek tstanbulun her tarafmı, bir ay içinde teüdk edip hususiyetlerini kavramis Tahsisat ayrıldt Jüri heyetinin kararı Vekâletçe ta»düc edüdücten sonra profesör resmen davet edüerek şehrin plânini yapmasi kendisine bildirilecektir. Plânin yapü ması için yeni bütçeye elli bin liralık bir tahsisat konmuştur. Venizelos paşanm çevirdiğî dolablar! \Bat tarafı birinct safılfede] lar mıydı? Şayet bu, onlacca bili • niyordıysa buna karşı birsey yapı • lamaz mıydı? Birinci sualin cevabı sarihtir: Osmanlı ricalı bu kasid ve ta savvuf'lan bilmeliydiler!. tkinci sualin cevabmı da hâdiseler verdi: Hükumet ricali korkakhk ve ecnebilere yaranmak hislerile hareket ettiler. Silâhlarimızın onda sckizini düşmanlara verdiler ve onların birer bendesi oldul;r.> Profesör, 30 tesrinievvel 1918 de imzalanan Mondros mütarekesinin &c\ maddelerinin baslıcalannı sayarak dedl ki: < Bu muahede ahkâmı tam bir teslîmiyettir. Bilhassa 7 nci maddedeki • müttefikler kendileri için tehlikeli gördükleri sevkülceysî noktaları istedikleri zaman zaptede bilirler kaydi, yani bu hakkın bizim tarafımızdan tasdikı Osmanlı fmparatorluğunun tam bir inhilâline işaretti. O vakitki hükumetin aczi, bu kötü muahedeyi daha kötü yapmıstır. Mütarekeden sonra bir hafta kadar düsmanlar ihtiytlı hareket ettiler. Maksadlan Boğazlardaki torpilleri temizlerken Babıâlinin uyanıp ta buna mâni olmamasıydı. Nitekim 12 gün süren bu torpil temizleme ameliyatından sonra bilhassa tngilizler dolu dizgin üzerimize çullandılar. Donanmalan ve ordulan tstanbula gelince, hemen 7 nci maddeye dayanarak Musulu da istedi • ler ve aldılar, tskenderun ayni akibete vtğr&du Surîyeceki garnizonlarunızı isgal edip silâhlarımızı yağma etmek istediler. Toros boylan düsman askerlerile doldu. Kafkas cephemizde tek tük kalan ufak kuvvetlerimize Ingiliz ve Ermeni sürü leri saldırdu Osmanlı tmparator luğunda inhilâl tam manasile baş» lami'tı. Osmanlı hükumetine ve bu muahede ahkâmma kafa tutan bir ses isitildL Bu ses Yıldırım ordulan kumandanı (Mustafa Kemal Paşa) nin sesi idi. Arkadaşlar, genclik daima şunu hatırdan çıkarmamahdır ki, yenilmenin bir tek manası var • dir, o da mağlubiyeti kabuldür. Yok sa mağlubiyeti kabul etmiyen bir millet yenilmis sayılamaz. Su okuyacağım vesiUalardan anlıyacak sınız ki yalnız bir tek adam yenil meği kabul etmemiştir.> Profesc', bunlari söyledikten sonra o karısrk anlarda Babıâli hüku metile Yıldırım ordulan kuman danı arasında cereyan eden muhabere vesikalarını okuyarak Anadbludan yükselen bu itiraz sesinin kuvvetini anlath ve bahsi bu sıralarda, Avrupa sulh konferansında cereyaı edenlere naklederek Vilsonla bazı kafadarlarmm manda fikirlerini, bunlara esas te^kil eden garblilerin müstemleke halklarını yükseltmelerj iddialartnı izah ve Türklere birbar diyen tngiliz ve Fransızlann Cezayir ve Mısırdaki medenî rollerile bi* zimkileri mukayese ettL Profesör Hikmet, Venizelos ga<W Anadoluyu almak istedlği zaman b o na en evvel tngilizlerin, Fransızla rn da tngiliz hatırı için razı olduklannı, ttalyan ve Amçrfkalıların btt na şiddetle itiraz ederek hatta Vilsonun (tzmir, Anadolunun aen, burnu, kulakları ve gözleridir. tz • miri Yunana vermek Anado'uyu öldürmektir) dediğini, fakat lnş;ilizlerin delâlet ve yardımile Venize Iosun tzmiri işgal müsaadesini ko parcfığını anlath. Profesör, bundan sonra Venizelosu ele alarak onun sahsivetini tah* lil etti ve pek çok ecnebi diplomat • larm Venizelosa dair mütalealannı resmî vesikalardan okuyarak şu ne» ticeye vardı ki; Giridli diplomat eo» nebilere yaranmak istiyen ve bu sebeble eski Osmanlı ricalme pek b e » ziyen bir adamdır! Beşinci Meclis içtimaa çağırılıyor Barem tadilâtı raporu hazırlandı (Saş taraft bırinci ?ahlfeâe) Raporun bir kanun lâyihası hazırlanmak üzere Maliye Bakanlığma havale edümesi muhtemeldir. Kötnisyonun teşekkül sebebi baremde görülen adaletsizliği izale, ehliyetleri görülenlerin terfıi ve sairedir. Komisyon tetkikabnda bazı neti • celere varmıştn*. Yapılacak tadüâtla bütçe üzerinde herhangi bir değişiklik olacrk değüdir. Mtasavver tadilâta göre mevcud 19 derece 17 dereceye inmektedir. Yeni projeye yerinde terfi esaslan da konulmaktadır. Bir memur iiç derece birden terfi ederek alacağı derecenin maasıru alıyordu. Bu usul doğu görülmemiştir. Terfi eden me mur evvelâ muayyen bir müddet bir derece üzerindeki maaşı, bir müddet sonra iki derece üstündeki maaşı ala büecektir. 2 sene olan terfi müddeti 3 seneye iblâğ edilmistir. Yüksek Sıhhat Şurasımn içtimaları Davacı şirketin 21 ve 24 tetnmuz 1926 tarihlerinde istihsal etmiş oldu ğu imtiyaz mukavelelerinin feshinde Baymdirlık Bakanlığinin istinad etti ği sebeblerin meşruiyet ve ademi mesruiyetine gelince vakıâ davad şirket bu mukavelelerin feshinde kendisinin vecibelerini yapmamiş olması illet tu> tuhnakta olduğunu ve halbuki kendisine mukavelelerle tertib edüen vecibe • ler 1 Muayyen tramvay hatlarini yapmak, 2 • tstimlâkler için tstanbul Belediyesine 200,000 lira vermek, 3 • Ankara 26 (Telefonla) Kastamonu lisesi müdürü ve şimdi müstakil Kastamonu saylavı olan Nuri hakkında Meclise bir şikâyetname gelmiştir. ^ ^ ^ ^ ^ ^ Yumurta ambalâjları Yumurta kontrol komisyonu yu • murta sandıklarında kontrol tali matnamesine muhalif noktalar bul dukça tacirler bunu yumurta isti fini yapan işçilerin bir hatası ola rak ileri sürmektedirler. Bu işçiler hiçbir teşkilâta bağlı olmadıklarından tabiî kendilerine hiçbir mes'u • liyet terettüb etmemektedir. Türkofis bunu nazarı dikkate alarak yumurta işliyen ve ambalâjını yapan işçiler arasında bir birlik kurraak için çalışmalrtadır. Dünyanın en bliyük vapuru Saint Nazaire 26 (A.A.) Muazzam «Normandie» vapuru, Havredan Nevyorka ilk seyahatini ge lecek 20 nisanda yapacaktvr. Dün • yanın en büyük vapurunun bu ilk •eyahati münasebeüle şenlikler yapılacakbr. Almanyada bir kadınm daha başı kesildi Berlin, (Hususî) Şubatm 23 üncü günü sabahleyîn Plötzensee hapi • sanesinde bir kadmm daha balta üe başı kesümiştir. Bu seferki mahkum Frida Yuhniyeviçtir. Bir komşusunn soyup öldürmekten suçlu idi. Yüksek Sıhhat Şureut içtima halinde Ankara 26 (Telefonla) Yüksek Sıhhat Şurası içtimalarına bugün de devam etmiştir. Bugünkü içtimada radyoloji, radyom, elektro • trapi müesseseleri hakkında hazv» lanacak kanun lâyihası ve hava harbinden korunma işleri hakkın daki talimatnatne üzerinde konu • şulmuşrur.