Şehir plânı üzerinde Almanya ne cevab Müstakil ve kadın namzedler verecek ? miinakaşa devam ediyor Hitler, lngiliz • Fransız Halkta seçim alâkasını son dereceye Dün jüri azasından pek çoğu Elgöç plânmın tekl^fini tetkik ediyor kabulüne taraftar oîduklarını söylediler çıkardı, herkes cumayı bekliyor fstcnbul şehrinin plânmı yaprcak nVdtehassısı seçmek üzere jüri heye ti dün de toplanmışhr. Diinkii toplantıda heyetten Avni Yağız, Feridun Manyasi, tnimar Sabri, Fen isleri müdürü Yusuf Ziya, Re • fik Abmed, eski müzeler müdürü Ha10, Celâl Esrd, Muhtar, Salâh Cimcoz fikirlerini söylemişler ve zazı tenkid • lere cevablar vermislerdir. Birkaç gündenberi etrafmda noktai nazar mü • nakaşalan yapılan bu üç büyük mütehassıstan hangisine tstanbul şehri plânmın teslim edflecejfi fcilinmemekle beraber jüri azasından ekserisinin düşüncelerine bakıl?rak bu işin müte « hassıs Ehlgötze verSeceği anlaşılmaktadır. Plânı yapacak zata donneler verece • ğiz. Bunlara bu ilk üızari plânlarını yaparken donneler verilmemiştir. Plânı yapmak sıhhi şeraiti t.nımak demek • tir. Biz yalniz Ehlgötzün diğerlerinden daha liyakatii o'.duğuna hükmettik.» Müteakıben Refik Abmed de eldeki plânlar üzerinde münakaşa edile miyeceğini, yalnız görüs noktasından mütehassısı tayîn etmek lâzım geldiğini söylemiş ve bu vaziyette Ehlgötzün düşuncelerini diğerlerine üstün bulduğunu büdirmiştir. Eski muzeler müdürü tstanbul saylâvı Halil de demistir ki: c Şehircilikten bahsetmiyeceğim. Y Inız raporlarda gördüğüm bir fasıl hakknda dikkat nazannızı celbede • ceğim. Raporlarda bir abidat faslı vardır. Bu ne demektir? Bizde ancrk camiler, türbeltr ve medreseler vardır. Ve bunlann hepsi de harab bir hal • dedir. Herkalde beni buraya lâğım ve yollann ıslahında beyanı fikir iç'n çağırmadınız. Azizi de, Salâh Cimcozu da bunun için çağınnadınız. Ben ancak ihtısastm dahilinde bir fikir vermek için geldim. Ayrsofya binası harab • dır, KirbeJerin içi ise güvercin gübresi doludur. Bu vaziyette hangi abideyi plânda meydana çıkaracağız. Şehir plânından abidat faslını çık~rmağı teklif ediyorom. Bu mütehassslardan birisini seçmek lâzim gelirse ben Agaşa taraftarım, Çünkü bu adamm yspnMs olduğu büyük Riyo dö Janeyro şehri önümuzde duruyor.» Ha'ilden sonra Celâl Esad ve Muhtar tekrar fikirlerini söyledikten sonra en son olarak Salâh Cimcoz, mütehassısm psikolojik bakımdan seçilmesi lâzım geldiğini ve seçilecek zatın vazifesini bihakkm yapabilecek ve çalısacak bir kimse olduğunu anl?yıp rey ver mek icab ettiğni bunun için aradığı psikolojik vasıflan ençok mütehassıs Ehlgötzde bulduğunu bildirdi. Bundan sonra son olarak Yahya Kem*l ve profesör Eglmin de fikirlerini bîldirmeleri için toplantıya bugün saat iki buçukta devam edümek üzere nihayet verildi. \Bai taratı birincl sahifedel gilîz Polonya kulübünde söz söy liyen M. Austin Çemberlayn de mişttr ki: < Fransa İngtliz anlasmasmı iyi bir isaret olarak karstlarım. Çünkü bu dostane anlasma Lokarno fikri dahilinde yapdmijtır. M. Hitlerin, bu yeni teklifi, ciddi bir se kilde tetkik edeceği haberine se • vindim, Kendi hükumetini andlaş maya girmeğe çağırılan öteki hü kumetlere iştirak ettireceğini ümid ediyorum. Eğer Almanya isterse, Almanyayı çember içine almak mümkün olamaz. ' IBas tarafı birlnci sahifede] re Kütahyada müstakil saylavhk yok • tur. Burasi için Halk Firkasi tarafin dan göz tabibi Şakir Ahmed namzed gösterilmiştir. Cumhuriyet Halk Firkası tarafından Türkiye Büyük Millet Meclishte ilk defa girecek kadmlarimizin hayatlarinı yaziyoruz: NAKIYE: Nakiye (İstanbul Daimî Encümen azasi) memleketin en eski maarifcilerindendir. Son vazifesi İstanbul kiz lisesi müdürlüğü idi. Bundan sonra vazifesinden istifa eden Nakiye 930 senesinde İstanbul Şehir Meclisine ilk kadm aza olarak seçilmiştir. Ayni zamanda o zamandanberi Daimî En • cümende azadir. Nakiye yilmaz ça Iişmasüe kadımn hayatta muvaffak olacağma en büyük delil teşkil etmiş ilk kadmlanmizdandtr. DOKTOR FATMA ŞAKİR: Fırka tarafından Edimeden saylav namzedi gösterüen doktor Fatma Şakir memlekeitmizin yetiştirdiği kıymetli bir gencdir. Fatma Şakir, ekmekçi ve un taciri Şakirin kızıdır. 1319 senesinde Saf • ranbolunun Akveren köyünde doğmuş, iptidaî tahsilini kısmen orada yapmış, sekiz yaşmda İstanbula gelmiştir. Burada Beyazıd tnas nümune mektebinde, Bezmiâlem Valde Sultan mektebinde okumuş ve Tıbbiyeye ginniştir. Tıbbiyeden 1929 da birmcilikle dip Ioma almısbr. O vakittenberi Gureba hastanesînde çahşmaktadır. Bundan bîr buçuk sene evvel de dahilî hastalıklar ihtisas diploması almistir. tki aydan • beri de Gureba hastanesî dahilî po • liklinik şefi olarak çalısmakta idi. Fztma Şakir, bu kısa tnüddet zarfında mesleğinde büyük terakki eserleri gostermiş, bilhassa ihhsası bulu nan dahilî hastalıkl&rda büyük bir şöhret kazanmıştır. Hastalarma karşı gösterdiği şefkat ve insanî mesleğine karşı olan derin merbutiyeti ve ahlâkan cok mümtaz bîr mevkide bulunması kendisini herkese sevdirmif ve hürmet ettirmiştir. Dün bir muhajririmiz, doktor Fat* ma Ş'kirle görüMüş, yeni atılacağı sivasî hayat hakkmdaki düşünceleri • ni sormuşror. Fatma Şakir, rauharririmîze sunlan söylemiştir: « Cumhuriyetin verunli kayn~ğının nurlu ışığını saçan Atatürkim, Türk kadmlığı arasından beni seçip ulusal bir vazifeye davet edeceğinl meslekî di • dismelerim arasında aklima getirmezdim. Yurdun her meslekî branşmda yüz ağartarak çalısan kadmlık camiasınm bu uğurda da yapabileceği bir* çok işleri olduğunu Ulu önder, uzağı gören kıymetli bakıslarile dünyaya tanıttı. Meslekî yolumda sarsılmaz bir aşkla çalısan ben, Ulu Atatürkün göstermiş olduğu bu yüksek seçimin bü yüklüğü karşısmda saygılarunla iğîlir, memleketin gözbebeği olan C. H. Fırkasinin bir namzedi olarak ulu Ata • türkün ve kıymetli ftrkanMzm çizdiğî yolda yürüyeceğimi söylemeği bir va • zife olarak tanirim.» SENİHA NAFİZ HIZAL: 1898 de Adapazarinda doğmuştur. İlk tahsilini tstanbul Fatih Rüştiyesinde, orta tah • silini Kiz san'at mektebinde, yüksek tahsümi de 1918 de Darülfünun Fen Fakültesinde yapmistir. Darülfununun ük kadm mezunlarm • kontrol etmesî lâzım geldiğini söylemiştir. M. Flanden, yann için hava harbinin ve ani tecavüzün kâbusunu orta • dan kaldıran hava andlasmasma dahfl olmağa davet olun.~n diğer memle • ketlerin bu davete icabet edeceklerinden şüphe etmemektdir. Fransız Başvekili, sözlerini şu suretle bitirmiştir: c Memleketlerin duydukları en • dişelerin hafiflemiş olduğuna kailim. Ve bu endişeyi hükumetbn daima bertaraf etmeğe çalısacak tir.» 1°5 lamhuriyel '• İlk kadın meb'uslarımız Dün, Avni Yağız düşuncelerini ve kendî düşüncelerine yapılan tenkidlere cevabını en son olarak vereceğini bildirdikten sonra Feridun M~nyasi de azanm söyliyeceklerini tahriri olarak bildirmelerini ve bunlaın tetkik edip cevab verilmesini teklif ettiktcn sonra 3 mütehassısın raporlanndaki esrslarda madde olarak gösterdikleri mevzulan tenkid etmek beyhude miinakaşa kapılan açmak demek olduğunu tekrar etti. Mütehassısların şehir hak kmdaki görüs, anlayış kabiliyetieri üzerinde görüşülüp bir karar verilmesini istediğini bildirdi. Mimar Sabri de mütehassuhnn plânlanndaki görüslerî ayn ayrı tenkid et« ti ve mütehassıs Ehlgötzün yaptığı eskislerde daha ilmî bir sistem takib etmis olması ba zr.ta emniyet edOebfleceğî kanaatini verdiğini söyledi. Bandan sonra Fen işleri müdürü Yusuf Ziya Agas, Lam • ber ve Ehlgötz hakkmda tek rar ilmî maluımt verdikten sonra encümen raporunda her üç roütehassıs hakkmda mukayese yapılırken birbirinin kıyroetlerini düsürmediğini yalnız bunlann düşünüşlerini mukayese ettiğini, bu ar?da yalnız Ehlgötzün buluşlanm iyi gördüğünü bildirmiştir. Yusuf Ziya demistir ki: « Verdiğuniz bu karar da kat'î değildir. Asıl karan heyet verecektir. Almanyaya karsı uluslaraırası anlasma olmaz. Yalnız, sulhsever kuvvetler arasında genel bir anlasma oIacaktır. Bu, bizim tahakkuk ettir diğimiz kıymetli bir {eydir ve onu muhafaza için ittifak edeceğiz.» Alman gazeteleri ne diyorlar? îngiltere, birkaç saat içinde aç bırakılabilir (Baj tarajt bvinci tafHfede) ) lan Londrada münteşir Dayly Mail gazetesinde yazdığl bir makalede diyor | ki: «Lîverpul Londradan sonra In • gilterenin deniz ticaretinin en mühim merkezidir. 855,000 kişiye baliğ olan nüfusutiun büyük bir kısmı deniz ticaretine bağlıdır. Şehrin bütüp faaliyeti doklarda ve bunlann etrafmda temerküz etmiştir. Bun • larra arkasmda yelpaze gibi açı • lan demiryollar ve üç büyük de • cniryolu istasyoau vardır. Bu şehir adeta tayyare hücum larına karşı mükemmel bir hedef olarak yapılmıştır. Doklar ve etrafındaki binalar her hangi bir pilot tarafından kolayca seçilebilir. Liverpul Harbi Umumiden ha • sarsız çıkdıysa bunu muharebe sahasmdan uzak bulunmasına med • yundur. Halbuki tayyarelerin tekâtnülünden sonra mesafe mefhumu ortadan kalkmıştır. Tayyarelerin fevkalâde sürati ve ı tevakkufsuz seyirleri Liverpulu en | kolay ulasıhr bir hedef haline ge tirmiştir. Liveıpul meselâ Almanyadan 420 mil mesafededir. Alman tay • yareleri başka bir memleketin ü • zerinden geçmiyerek doğruca deniz • den gelebilirler. Bugünkü Alman tayyareleri Almanyadan hareket ettikten iki saat sonra Liverpul üze • risde bulunabilirler. Bunlann gelmesine ne lngiliz donantnası ne de lngiliz ordusu mani olabilir. lngiliz hava kuvvetleri Londra • nın müdafaası için orada toplan • mış olacaklarından uzaklaşamıya caklardır. Londranın müdafaasına mahsus kuvvetlerden bir miktar harb tayyaresi tefrik olunsa bile Alman bomba tayyareleci bunlann arasından kolaylıkla geçebilecek • lerdir. Binaenaleyh Ingiltereyi besliyen naerkezlerîn en mühimmi olan bu liman hava hücumuna karsı müdafaasız kalacaktır. Manzarayi söyle gözönüne ge tirelim: Müthis bir uğultu husule getiren 2,500 düşman tayyaresi Liverpulun üzerindedirler. Satte 250 mil süratle akın ediyorlar. Aralarında yüzer yarda mesafe olduğu halde cenubdan fimale doğ* ru uçuyorlar. Bu tayyareler dok • ların bulunduğu bütün tahayı setre kâfi gelebilir. Bir anda 5,000 bomba atılıyor. Yalnız birkaç dakika içinde bütün şehir ates içindedir. Herşey harab oIuyoc . . Vapurlar demirli bulundukclerde bahyorlar. Havagazi depol&n infilak ediyor. v e petro\ Şebrin bütün binaları büyük bir zelzeleye tutulmuş gibi sallanıyor ve yıkılıycr. Bunlar olup biterken düşman tayyareleri çoktan ufukta ka^bolmuslardır. tş bu kadarla kalacak sanma • yınız! tkinci hücumu her biri bir yahud iki ton bomba taşıyan tayyareler yapacaklardır. Yüzlerce ağır bomba tayyaresi bîr anda ntu • ayyen hedef ve noktalara hücum edeceklerdir. Bu hücum ilk ham • lede tahrib edilemiyen doklarm ve gem'lerin işini bitirecektir. Bu âfetten Mersey tünelînin methali de masun kalamıyacaktır. tki saatte Liveepul Harbi Umu midekî tpres muharebe meydanı • na dönecektir. Limanlann deniz ve kara ile muvasalası kesilecektîc Hulâsa tek bir darbe ile îngiltere ye erzak ithalâtının « * • J • » • • •• • •üçte biri ke•• • • « « • • •• silecektir. îngiltere açhktan sıkıntı çekmeğe başlıyacaktır. Liverpuldan sonra hücum sırası diğer lngiliz sehirlerlne gelecekt.'r. Bu facia pek kısa bir zamanda cereyan edecektir. Çünkü hava hücumlarmda muhacim, hasmının vakit kazanmasma ve mukabil hücuma hazırlanmasma meydan bırakmıyacak, eni ve sümullü bir hücumla onu teslim olmağa icbae edecektir. Bundan dolayt muhacim dev • Iet hava kuvvetlerinin karşısındakinia hava kuvvetlerine faik olduğuna emin olmadıkça hücuma gi • rismiyecekttr. j a n ye Berlin 5 (A.A.) Alman istihbarat bürosundan: MiILi sosyalist fırkasının dıs siyasasını idare eden M. Rozenberg, Londra anlasması hakkmda «Völ kişer Böbahto» gazetesine sunlan yazmaktad°ır: «Fransız ve lngiliz bakanlarımn Almanya ile doğrudan doğruya ve filen tesriki mesai etmek arzulan izhat etmis olmalarmdan bahtiyarız. Fakat, Versay muhadesinin maddeleri mucibince silâhlannı bırakmağa mecbur olan büyük dev Ietlerin, silâhlannı bırakmadıkla • rını görüyoruz. Bunlar bilâkis bü • yiik mikyasta silâblanmaktadırlar. Bu itibarla bizzat kendilermin yaptıkları muahedelere hürmet etme • mi? olan bu büyük devletlerîn, senelerdenbeı.i, müdafaa vasıtalannda bir değisme yapmayı istemeğe mecbur olan bir devlet hakkmda hü • kümler vermeğe hakları yoktur.» «Berliner Lokalanzayger», Lon drada diğer devletlerin de ayni dcvletlerin tesriki mesai arzusile mesbu olduklarmm kaydedildiğini yazmaktadır. Fakat bu arzuyu göste renler en kuvvetli bir sekilde silâhlanmıs olan devletlerdir. Bunun için bir sulh politikası takib etmek is • tiyorlarsa silâhlacm bırakılmasına önayak olmaları lâzımd'ır. «Kröze Çaytung», Londrada her iki tarafın, Uluslar Kurumunu ha kikî bir tesriki mesai ve uzla'ma vasıtası yapmak için Fransız • Italyan anlaşmalarma istinad ederken, Almanyanın ileri sürdüğü ihtiyat kayıdlaj ını ve Musolini tarafından Uluslar Kurumunda yapılması iste nilen değişiklikler programını da gözönünde tutmaları lâzım oldu ğunu yazmaktadır. cDöyçe Algemayne Çaytung», Londra merhalesinin ileti bir adım teşkil ettiğini, bunun zımnmda, tatbik imkânı olmıyan muahed'elerin lüzumsuzluğuna ve hatta zararı ol* duğuna inamnıs olan devletlerin bir hareketi olduğunu bildirmektedk. Fransız Başbakanının nutku Paris 5 (A.A.) M. Flnden, radyo ile tamim edilen bir nutkunda, demistir ki: «c Sulhun, icabmda müdafii bu • lunacak o'.anlar arasında akdedilen hava ittifakı, evvelemirde kendilerine öyle bir üstünlük sağlamalıdır ki, bundan böyle hiç kimse kuvvetmi suiistima!e kalkışmak hevesini duymamalıdır. Hava harbine karsı, sulhsevel uluslarm ittifakı ile sed çekmek hususunda, Fransa ile Ingilterenin müştereken azimkâr davranmalari, fikrimce, sulh yolunda atilmış kat'î bir adundır. Diyebüirim ki, ayni surette, harbe karşı âcil müdahale şeklini tesbit etmek erdemini haiz b?şka uzlasmalar akdine de hazirlanmiş bulunuyoruz.» Londra uzlaşmalarını izah eden M. Flanden, Fransamn sulhun istikrarını düediğini ve bunun çarelerini araştırmakta olduğunu söylemiştir. Alman teslihatuım fevkalâde art • tngiltere hava kuvvetlerine na • masından da bahsederek sulh için, zaran devletlericı altıncısıdır. BomAvrupa ulusları arasında samimi bir iş ba tayyareleri hem bati, hem de birliği aranıp dururken, münakaşalara azdır. Böyle bir felâkete uğrama girifmenîn sırası olmadığını ve şimdi • mak için hava kuvvetimiz hiç ol lik sadece hâdisenin kaydile İktifa emazsa her hangi diğer bir devle • dildiğini beyan eylemiştir. tinkine muadil olmahdır.» önce mevzuu bahsolan, Uluslar Kurumu andlaşmasını tamamlıyan andlaşmalar sisteminin kuvvetlendirilmesi idi. Bunlardan, Londra misakı, RoLondra 5 (A.A.) Ingilterenin hamada müzakere edilen Tuna misakı va kuvvetlerinin tehdidine karşi himaprojelerine, M. Lavalin neticelendir yesini temin ve efkân umumiyede milmeğe uğraştığı şark misrkına inzimam li tayyarecilik lehinde bir hareket hasil etmektedir. etmek için çalisilmaktadir. Siyaset a • Nihayet, M. Flanden, lngiltere hü • damlartndan mürekkeb bir grup, yüzkumetinin bu siyasaya karşı gosterdibaşi Normanm reisliği altmda bir tayği tam uysalhk ve değerli teşvikten yare birliği tesis etmislerdir. Bu birlik dolayı memnuniyetini beyan ettikten teessüsünün ük gününden itibarea birsonra Uluslar Kurumu mbakının bü • çok aza kaydetmiştir. tün moıtakavî andlaşmalan ihtfva ve dandir. Darülmuallimat müdürlüğün • de, Erenköy kiz lisesi müdürlüğünde bulunduktan sonra Maarif Umum tnüfettisliğine tayin edilmiştir. Kendisi Türkiyede ilk defa olarak kadın mü fettiş olmustur. Bundan sonra İstanbul Kiz muallim mektebi müdür muavin liğinde, Bursa kiz muallim mek • tebi müdürlüğünde, Feyziye lisesi müdürlüğünde, Selçuk ve Kiz san'at mektebi müdürlüğünde bulunmuştur. Dört senedenberi de Şislide kendi açtığı ilk ve orta tahsilli (Yeni Türkiye) hususî mektebinde müdürlük ve muallimlik yapmaktadir. Seniha Hizal dün bir muharrirunize sunlan söylemiştir: « Firkamin ilk kadm saylav namzedleri arasında beni de bulundurmasindan çok memnunum. Başlıca ga yem her ne sekilde olursa olsun mem* Ieketirae hizmettir. Ulus benden ne isterse onun vücude gelmesine çalisacağim. Maarif hayatindan ayrildığima şüphesiz müteessirim. Fakat büsbütün de alâkamı kesecek degilim.» HURİYE BAHA tZ: Tahsilini Londra Üniversitesi kadm kısmında Betfort kollejde pedagoji üze rinde tamamlamıstır. tstanbul Kiz Muallim mektebile eski inas ida • d'isinde pedagoji ve tatbikaiı der siye ve ev idaresi derslerini okut • mu^tur. Balkan Harbinden sonra muhachIere açılan kurslarda ders vermis, türlü hayır işlerinde çalışmıs, Hilâliahmerin açtığı tursa giderek gönüllü hastabakıcı olmustur. Yedi senedir türkçe hocalığı etmektedir. ŞEKİBE ŞEKİB: Bursanm tne göl kazasımn Isaveren köyünde çiftliğinde çalısan ve yabancı diller bilen bir bayandır. SATÎ KADIN: Ankaranm Bitik nahiyesinin Kazan köyündendir. Milli Savasta malul olmuş bir askerin ka • nsıdır. 5 çocuğu vardır. Çiftçidir. Kendisi tarlasında çalısarak ailesini besle*, ayni zamanda bulunduğu köyün muhtarıdır. FERRUH: 1891 de Kayseride doğmuştur. Kayserinin mahallî iş • lerinde yetismiş Fırka ve Belediye azasdır. E5MA ZİHNİ NAYMAN: 1900 d'e doğmuştur. Bezmiâlem kiz Iisesinin son sınıflaı. ında yedi sene fransızca muallimliği etmistir. Fran • sızca ve mgilizceyi söyler, yazar, okur. 8 yildir Adanadadir ve geçen devredenberi Adanada Belediye aazasidir. BENAL NEVZAD: lzmirlidir. İlk ve orta tahsillerini lzmirde yapmıştır. 921 d'e Paris Universitesinde edebiyat fakültesinde okumustur. Döndükten sonra Hilâliahmerde, Hi • mayeietfalde, yazı ve sözle soysal işlerde çalişmiş, Cumhuriyet Halk Firkası vilâyet idare heyeti azalı • ğında bulunmuştur. 930 danberi tzmirde Belediye azasıdır. MEBRURE GÖNENÇ: Tahsilini 1919 da Amavudköy Kollejinde tanxamlamı;tır. Bir zaman Çamhca kiz lisesi ve Üsküdar Amerikan kolleji dil hocalığı etmistir. Adana Belediyesince seçilen ilk kadm meclisi azasıdır. Şimdi Mersin Belediye azasıdır. MtHRİ HUSEYİN PEKTAŞ: 1898 de doğmuştur. Kiz Kollejin • den meznndur. 10 yıldanberi Türk mekteblerinde ve Kollejde hocalık etmektedir. Fransızca ve ingilizce okur, yazar. Kadıköy Fıkaraperver Cemiyetinde, Hilâliahmerde ve Himayeietfalde çalışmıstır. Vilyam Ramzeyin (Anadolunun tarihî coğrafyası) eserini dilimize çevirmiş, türlü yazılar yaz mış tir. SABİHA: 29 yıldanberi mual • limdir. 319 da Usküdar kiz sanayi mektebinde ilk tahsilini yapmıştır. 322 de Darülmuallimatı, 333 te Darülfünun riyaziye şubesini pek iyi olarak bitirmiştir. Nakış, riya • ziye hocahklarında, Kiz Muallim mektebinin müdür ve muallimlik lerinde bulunmuştur. Bugün To • kadda ortamektebin riyaziye nocasıdir. SABİHA GÖKÇEL: .1900 de Bergamada doğmuştur. tstanbul Kiz Muallim mektebinde ve yüksek mu allimin ihzarî kısmında okumustur. 12 yıldır Izmir Kiz Muallim mek tebinde edebiyat hocası ve 5 yıldır mektebin müdürüdür. Memleketin birçok hayır işlerinde çalışmıştır. TÜRK AN BAŞBUĞ: tstanbul Darülfünunu felsefe şubesinden mezundur. Muallimlik etraiştir. Şim diki halde Fayziâti Lisesi kiz kısmı müdürüdür. BEDtZ AYDİLEK: Bolu orta mektebinde» mezundur. Bolu kiz sanat mektebinde resim hocalığı yapmıştır. Şimdi Bolu belediye mec İki öyesidir. FAKtHE ÖYNEM: tstanbul Da rülfünunu Edebiyat fakültesi tarîh, coğrafya şubesinden mazundur. 12 yıldır Bursada hocadır. Bursa kiz lisesinin müdürdür ve tarih, coğ rafya hocasıdır. MELİHA ULAŞ: Edebiyat Fa kültesinden mezundur. tstanbul Kandilli Iisesinde edebiyat mual limliği etmistir. 5 sene Erzurum kiz muallim mektebinde başmuallimlik ve edebiyat hocalığı yapmiftir. Şimdi samsun lisesi edebiyat hocasıdır. Namzed gösterilmiyenler Geçen Mecliste bulunan saylavlardan 33 zat bu devrede namzed gösterilmemiştir. Bu zevat şunlardır: Asım (Erzurum), Ahmed Cev det (Yozgad), Alâettin Cemil (ls tanbul), Bekir Kara Mehmed (Çorum), Cafer (Eskisehir), Celâl Nuri (Tekirdağ), Fuad Şahin (Aydın), Hakkı (Kütahya), Halil (Kasta • znonu), Hasan Basri (Cebeli Bereket), Hasan Yakub (Ankara), Haydar (Antalya), tbrahim Alâettin (Sinop), tbrahim Yürük (Balıke • sir), Mahmud Besim (Tekirdağ), Muzaffer Süreyya (Bahkesir), Muslihittin Abdullah (Ankara), Nazifi Şerif (Antalya), Pertev (Balıke • sir), Refik (Kastamonu), Refik (Konya), Reşid Saffet (Kocaeli), Rıza Nesari (Aksaray), Rüsdü (Bursa), Said Azmi (Kayseri), Ser • dar Ahmed (Kırşehir), Şaban S ı m (Konya), Şevket (Giresun), Şev • ket (Ordu), Talât Haşim (Malatya), Vasıf (İstanbul), Vasfi (Ba Iıkesir). Ermeni vatandasların sevinei Saylav seçimi münasebetile cuma günü tertib edilecek olan sand'k ala yma Türk Ermenüeri de otomobfllerla iştirak etmeğe karar vermişlerdir. Türk Ermenüer namina, lâik idare heyeti azalati, bayanlar, muallimler ve mekteblüer alaya iştirak edeceklerdir. Atina 5 (Hususî) Büyük Millet Meclisinde bir Rum meb'us bulunmasına dair olan Türkiye hükumetinin kararinı Estipa gazetesi alkislamaktadir. • Atinada intıbalar Ajansın bir tashihi tstanbul 5 (A.A.) Dün akşam gazetelere verüen C. H. F. saylav nam • zedleri listesinde bir iki küçük yanliş Iık olmuşttır. Vaktin çok dar olmasmdan husule gelen bu yanlişlıklardan dolayı özür dilerken şu suretle tashihi de bir vazife addediyoruz: 1 Kırşehir saylav namzedi ola rak gösterilen Ahmed Seyfettinin öz adı Mehraeddir. 2 Maraş namzedi olarak listede bulunan Hasan Reşid Tankud, eski Maraş saylavi değil, Muş saylavidu*. TEŞEKKÜR 6 ikincikânun 1935 tarihinde mağazamm bitişiğinde vukua gelen yangindan mutazamr olmaklığim üzerine sigortah bulunduğum ttimadı Millî Türk Sigorta Anonim şirketinin Bursa acentası Adapazarı Türk Ticaret Bankasi Bursa şubesi derhal lâzım gelen mua meleyi ikmal ederek yangmdan ileri gelen zararim derhal tazmin edilmiş • tir. Hakkimı derhal tesviye sureti'e gösterdikleri çabukluk ve kolayhklardan dolayı gerek İtimadı Mfllî Sigorta şirketine ve gerekse mezkur şirketin Bursa acentasi Adapazarı Türk Ticaret Bankasi Bursa suebsine burada alenen tesekkür etmeği bir vicdan borcu bilirim. HacUabit oğlu Kemal Uzunçarşi No. 137139 aktar Bursa Müesseseieri tarafından çıkarılan çocuk kitabları Cumhuriyet Belçika ve hava andlaşması Londra 5 (A.A.) Brükselden bildiriliyor: Belçika kabinesi, dün, fevkalâde bir toplantı esnasmda, Lon • drada Fransız lngiliz görüşmelerinde kararlasan mmtakavî bir hava andlaşması projesini kabul edeceğmi bildirmiştir. Paris 5 (A.A.) Nazirlar meclisi bu sabah Reisicumhur M. Lebrunun riyasetinde toplanmiştir. Medis Lon • drada elde edilmiş olan neticelerden dolayı M. Flanden fle M. Lavali tebrHc etmistir. Medis, 6 şubat tarihinin ha • tirasinı tebcil için cadde ve sokaklarda nümayişler yapümasinı menetmeğe karar rermiştir. Küçük hîkâyeîer 75 kuruş Ingüterede hava kuvvetlerine verilen elıemmiyet Bir varmış, bir yokmuş 75 kuruş Fransız kabinesi memnun! Amerikada bir Türk çocuğu 150 kuruş Her kitabcıdan ve her gazete soiılan yerden arayınız