3 Şubat 1 35 TELGRÂF MABERLERI Dünya hâdiselerini tahlil Saylav kadın Uzakşarktaki tehlike îkinci bir dünya roihveri! Asırlardır Akdeniz kıyılarında oynanan beşeriyet trajedisi artık Pasifik kıyılarına intikal ediyor Tarih tarih olalı biz Akdenizi beşer iflekliğinin (faaliyetinin) mihveri görüyoruz. Mısir, Yunan, Roma mukadde • ratlan hep bu denizin yanlannda doIasiyor. Misir medeniyeti, Kadim Yu nan ve Roma medeniyetleri biitün o parlak bUgi, duygu akmtılarile bera, ber, hiristiyanhk, islâmiyet, islâm âleminde doğan yeni akıntılar yeni Avrupaya varhk veren rönesans ve reforma devirleri hep bu denizin kıyılarında dogup, büyüyüp yayihyorlar. Hiç olmazsa alh bin yıllık çağı içinde taşiyan bu Akdeniz saltanatı ayni zamanda da beşer ihtiraslarinm en taşkın bir fışkırma yeridir. Homerin terennüm ettiği epope, tran Şahı Xersesle Termopü kahramalnarı arasindaki maceralar, tskenderle Daranin tutusmalari, Sipionla Annibalin çarpısmalari, dünyayt kendi aralannda bölüsemiyen Sflla ile Pompeym, Pompey ile Sezann, Ogüstle AntuanUi hep o denizin kiyüari ve dalgalan üzerinde geçtiği gibi beferiyete yeni ülküler veren !sa ile Muhammedi, sonraları dünya hakimiyeti kaygusunda bulunacak olan papalığı kuran Pierre ve Polla hüâfeti kuran ve şarki garb üzerine sürükliyen ömer ve Tankı ve daha sonraları ayni yol üzerinde yürüyen Fatihleri, Yavuzlan, Süleymanlan hep ayni yerlerde görüyoruz. Akdeniz saltanatı devam ediyor. Yeni kurulmus olan Avrupa dcvletleri o • nun için ve onun etrafmda daha asir • larea vurusacaklar. Eski Türkler deniz hakimiyetlerini onun dalgalart üzerinde kuracaklar ve sonra gene ayni yerde kaybedecekler, ortaçağdaki ttalya cumhuriyetleri ve bu cumhuriyetlerde doğan yeni yasayıs düfünceleri, Avrupayı altüst edecek, Napolyon ilk şeref ve şaninl ba denizin fırtinaları içinde kazanacak, tngflizler ba deniz vasitasile Asyaya hâkün olacaklar, nihayet son savaşta Türkler Rusyanm yardı • mına kosan müttefikler üzerine indir * dikleri öldürücü vurumla (darbe fle) Rus Çarlığindan asırlık öclerini alacaklar. Bu suretle beşer mukadderatı uze • rindeki Akdeniz saltanatı ta yirminci asrm baflangidna kadar rakibsiz devam ediyordu. Avrupanm öteki kıt'aUr üzerindeki hakhniyetini tayin eden bu saltanat biraz da sun'î idi. Çünkü asağı yukari besyüz müyonluk insan kütlesine dayanan bu hâkimlik Asya ve Afrikadald bir müyar uçyüz müyon insan üze • rinde kurulmustu. Rakam nisbetine muhalif olan bu hal olsa olsa rakam yerine geçmis olan bilgi ve duygu üstüniüğfle anlatılabüirdi. Yani altta kalmif olan insanlarda o bilgi ve duygulari elde ettikleri gun bu balin değif mesi lâzim gelirdi. Ve fuhakika bunca çağdanberi rakibsiz kalan Akdeniz saltanatı şimdi karstsina dünyante tam öteki kıyismda bir rakibin çiktığinı görüyor. Bu rakib Pacifique denizidir! thtiraslar, ç&rpişraalar, yavaş yavaş o denizin etrafmda toplanmaktadir. Bugün dünyanin en büyük kuvvetleri Pacifique yikıian üzerinde karsi karsiya gelmektedir. Amerika, Ingiltere, Fransa, Rusya ve Japonya gibi devler; orada birbirine yan bakmağa, birbirlerini olçmeğe, birbirlerile hesablasmağa basladılar. Yan tarafta bîr de henüz muamma kalan ve fakat 450 milyonluk, müthif bir kütlesile daima korku veren Çin vardır. lşte bu büyük kuvvetlerin Pa • cifique yanlarinda çarplsmalarıdir ki bugün beser ihtiraslarinin mihverini yavaş yavaş Akdenizden Uzaksarka doğru götSrmektedir. Bu değisikliği yapan Japonyadir. Bütün sark gibi asırlardanberi uykuya dalmiş olan bu memleketin uyanmasina bir Amerikan gemisinin Japon kiyilari* na zoria ve top kuvveüle adam çs • karması sebeb oldu. 19 uncu asrm ikinci yarisinm baslangicmda vaki olan ba hâdise Japonları uyandurmiş ve bun • lara, topa karşı top koyulmadığı takdirde boyun iğmek mukadder olaca • ğini oğretmiştir. Çok hassas ve vatan ve serefsever bir zümre olan Samoraküerin yol göstericiliğile Japonlar başka yerlerde misli az görünroüş bir gayret ve sebatla topu doğuran medeniyeti benimsemeğe başladılar. Japonyalılarin bu uyanmasi ve yasayiş değiştiımesi Avrupalılar için bir merak mevzuu oldu. Ufak boylu, çekik gözlü, yassı bunmlu Japonlardan yüzlercesinin Avrupa mekteblerini ve ku • rumlarinı doldurduklarinı gören garblilerden Piyer Loti gibi Exotique zevkine dürkiin olanlar Uzaksarka doğru kostular ve Japon hususiyetini binbir fantezi ve hayale kanştirarak Avrupa oku • yncu'arina arzettfler. Fakat Avru • palılarm Japonya hakkindald hayalleri uzun müddet devam etmedi. Uzakşark tehlikesi hakkinda ilk işareti, Alman • ya İroparatoru V3ke!m verdi. Sarı ırk umacisıni garb hayali önünde Ukevvel o canlandirdı. Biraz geçmeden Rus • Japon muharebesi garbe hakikati bütün açiklığüe gösterdL Bütün Avrupayı korku altinda tutan Çar ordularinm altı ay içinde Mançuri çoOerrade bu yecücmecucler tarafmdan perisaa «dfldiklerini garb âlemi hayretle, ve korku ile gördö. O günden itibaren artık beşeriyetin bir gözü o tarafa, çevrüecek. Japonyanin önünde büyük ve fakat zayif bir Çin vardır. Çinin kendisinde ve etrafmda büyük Avrupa devletleri ve Amerika ötedenberi yerleşmişlerdir ve geniş menfaat bağlarüe oralara bağ lanmiflardir. Şimdi bunlarm da sira ile zamsnlan gelmiyecek mi? Rusyanm Koradan atıldığı gibi, bun'ar da birer birer buradan atılmiyacaklar mi? Bu gibi vaziyetler karşisinda tedbirler düşünmekte misilsiz iistad olan Ingiltere çoktan Japonya ile birleşmeğe, andlarmağa koşmuştu. ötekiler ne yapacaklar? Bu mesele henüz meydanda iken Akdeniz etrafmda bir kıyamet koptu. Bütün dünya kariştı. Japonya dahi kariştı. Yapılan sulhtan o da behre aldı. Fakat galib mağlub Avrupa devletleri zedelenmiş ve takatsiz kalmişken o bütün kuvvetlerini sağlam tutmak raeharetini göstermişti. Şimdi harbin doğurmuş olduğu yoksulluklar içinde çirpinan Mançuriye kadar uzanmış ve yüzIerce müyon insani barindıran Çin a • narşiye tutulmuştur. Japonya buna uzaktan bakicı bir halde kalabilir mi? Avrupahlarin ta ötedenberi sokulmuş oldukları ve sokul • makta bulundukları bu yerlere onun ihtiyacı yok mu? Avrupa bu sokuluşlan ne ile izah ediyor, ne ile haklı göstermeğe çahsi yor? Ahalisinin çokluğu, sanayiinm taş • kmlığı, ve yasayişm güdülüğâ ile değil mi? Bakalim Japonya bu bakımlardan ne haldedir. Avrupada en kalabalık yer nereci • dir? Belçika değil mi? Orada bir kflometro üzerinde 450 adam yajiyormuf. Almanyada Ue 130, Fransada yamiz 70. Halbuki Japonyada ayni saha üzerinde 950 den ziyade nüfus yaşiyor. Mecmmı seksen milyondan ibaret olan ve birbirinin kamina girmiş Japonlar, hemen her sene tufana, zelzeleye, fırtinalara verdikleri binlerce kurban lara rağmen her yil bir milyon yüx bin artmaktadıriar. Şimdi bu adamlarm geçinmelerine gelelim: Bir Avrupalı amelenin gündeliği otuz altı flâ elli frank olduğu halde bir Japon amelesinin gündeliği yalmz üç franktir. Yani bizim para fle yirmi dört kuruttur. Japon sanayiinm mahsuüerine gelince; o kadar bol ve ucusdur ki Hindis tani, Cenubî Amerikayı ve hatta Av • rupayı bu mahsulleri altmda batirmağa ve diğer memleket mahsullerine karşı damping yapmağa kalkıstu Halbuki öte yandan simalî ve cenubî Amerikalılar Japon muhacirlerine kapllarmı kapadıklari gibi bütün milletl«r de birbirine karşı gümrük duvarlari kurdular. Ba vaziyette kalan Japonya, emperyalist olmayip ta ne yapabüir? Asya ve Afrikada kendi yerleşmelerini doğru göstermek içm Avrupalılann ortaya attıklan sebebler yukanda gördüğümüz gibi Japonyada mukayese edilemiyecek kedar daha kuvvetlidir. Japonyalüar tereddüd etmediler ve firsattan istifade ederek evvelâ Çmde ki mevkflermi birleştirmeğe ve sonra da Mançuriyi elde etmeğe koyuldular. Japonya biliyordu ki Avrupa ve Amerikada kimildiyacak hal kalmamış tır. Uluslar Birliğine gelince; onu da bırakmak su içmek kadar kolaydir. Ja • ponya her iki maksadma kolaylıkla ve çok zahmet çekmeksizin erişti. Hiç şüphe etmemelidir ki Japonyanin bu muvaffakiyetlerini garbin tahakkümünden bıkmiş olan Afrika ve Asya insanlığl ta içinden alklşliyor«ve bu da Ja • ponya için manevî bhr teşvik oluyor. Şimdi bu memleket garb hakimiye tine son darbe olmak üzere üçüncü bir mesele çıkardi: Deniz kuvvetleri bera berliği! Vaşington konferansmda Japonya 553 nisbetlerine razı oîmuştu. Yani Amerikanin ve tngilterenin beş kuvvetme karşı üçü kabul etmişti. Fakat bu kere öteki maksadlarina erişerek artık kendisini bu bağdan da kurtarmak isb'yor. Bu münasebetle Londrada toplanmiş olan konferans hiçbir son alraadan dağıldı. Amerika ve tngiltere Japonyanin istediğini reddettüer. Fransa ve ttalya da onlara kariştı. O halde demek ki Pacifique y«nlarmda bundan sonra müthiş bir deniz silâhlanma yarişı açila • cak. Ayni zamanda ahalisi ve sanayii için açik bir pazar bulmak isbrarinda kalan Japonya da Çinin ve Asyanın ortalanna doğru yürümekte devam edecektir (Şimdi Moğolistanda yaptığı gibi) buna da oralara yerleşmiş ve büyük menfaatler temin etmiş olan başka devletler razı olmiyacaklar ve nihayet if ister istemez topa tüfeğe dökülecek. tşte bu suretledir ki beşer trajedisinin sahnesi Akdeniz kiyilanndan Padfique kiyilarma atlıyacaktir. AĞAOĞLU AHMED HFM NALINA MIHINA Donanma meselesi admların saylavhğı hak M. Molotofun Sovyet Japon münasebatına aid şakında gazetemizin açtığı yani dikkat beyanatı, Sovyet gazetelerinin yazıları lâka veankete gelen cevabları adikkatle okuyorum. Ulusal inkılâbımızın yeni bir ahede Sovyet • Mançuri hududunda teMoskova 2 (A.A.) M. Molotof, merhalesi olarak Türk kadınına dafüî tahkimattan hiç bahsetmemek • son nutktmda M. Hirotanm Japon partedir. Fakat M. Hirota yukarida söyle seçmek ve seçilmek hakkını veren, lamentosunda devletler birliğile olan diği maddelere işaret ederken bu mumünasebetler hakkinda yaptığı beya onu yurdun işlerile daha yakından ahedenin başka maddeleri de olduğunatı tahlS ederek demiştir ki: meşgul edecek bir mevkie getiren nu unutmuştur. Meselâ, üçüncü madde « M. Hirota, Sovyet Rusya Ue Cumhuriyet rejiminin, Millet Mecile Rusya ve Japonyanin biitün Man dostluğu azatnî surette teşvik ve henüz lisinde kendisinden ne gibi faydaçuriyi ayni zamanda boşaltmayı ve muhalledilmemiş olan meseleleri hal İçin lar bekliyebileceğini anlamak, çüpgayretlerini iki misli artırarak iki menv ahedenin imzası tarihinde Ru* veya Jahesiz ki merak uyandıracak birşeypon kıtaatımn işgali altmda bulunan leket münasebetlerinin rouslihane bir dir. biitün Mançuri aksamintn idaresini surette inkişafini tesri arzusunda oldumühasiran Çine birakmayı taahhüd etŞimdiye kadar okuduğum cevabğunu söylemiştir. mişlerdir. Yedinci madde mucibince, ları ayrı ayrı tahlil edince, aralaArzulanmiza uygun olan bu beya • Rusya ve Japonya Mançuriye kendilenab selâmlariz. Bununla beraber, M. rında ufaktefek teferruat farklarine aid bulunan demiryollarını askerî Hirota, hududlarimızı himaye için U • rından kat'ınazar, hepainin esas maksadlarla değil yalniz ticarî ve sizakdoğuda aldığimiz müdafaa tedbiritibarile ayni fikri ifade ettiklerini naî maksadlarla işletmeyi taahhüd etlerinden bilhassa bahsetmeği liizumlu görüyorum. mişlerdir, addetmi» ve ayni zamanda 1905 Rus Romancı Bayan Muazzez TahJaponyanin bu hükümleri tamamen Japon harbinden sonra ünza edilrniş sinin çok güzel dediği gibi kadın olan Portsmouth muahedesine de işa • unuttuğu ve Mançuride kat'iyyen tat > saylav, Mecliste, erkek meslektaçbik etmediğini görmek için bunlara bîr ret etmiştir. Şimdi bu muahedeyi tet • larınm eserini ikmal edecek, onun göz atmak kâfidir. kik ediyoruz. Muahedenin îkinci mad, desi şudur: tabir caiz görülürse cilâsını vuraAdenai tecavüz misakına gelince M. «Yüksek âkidler Rusya ve Japonya, Hirota fle birlikte şunu müşahede ve cak bir unsur olacaktır. her türlü suitefehhüm mevzuundan ictesbit etmek muvafık olur: Yurda tabir gene Muazzez Tahtinab için, RusyaKore hududunda Rus Bir ademi tecavüz misakinin sadece sinindir bir ana gözile bakacak, oveya Kore arazisînin emnjyetini tehdid akdi Uzakdoğuda bartşın teminat albnu bir ana kalbile benimsiyecek oedebOecek herhangi bir askeri tedbir H na alinmasi meselesini halletmiyecektir. lan kadın, şimdiye kadar yalnız ertikazmdan istinkâf edeceklerdir.» Ayni zaraanda böyle bir misakin akdini keğin kafası ve elile başardığı işreddetmenin devletler arasmdald mü • M. Hirota, 22.1 ve 2S.1 tarihli nu • lere kendi duygusunun derinliğini nasebetlere pek ziyade gayrimüsaid bir tuklarmda Portsmouth muahedeshtdeki ve görüşünün isabetini de katasurette tesir ettiğini ve bunun kaifihkh ba taahhüdün Sovyet • Mançari huducaktır. itimadın tahkimine hinnet etmediğini duna da teşmili lfizumuna içaret etmisunutmak ta imkânsızdır.» tir. Malum olduğu üzere rnezkur muİçtimaî bakımdan, yurdumuzun, miRlimllllllHJIlllllllllllHlIIÜIÜlDlinilIIIIIIlnmilllIHıiınm, kadın saylavlardan yüksek faydalar temin edeceği anlaşıhyor. Gene aldığımız cevablara bakarsak, Meclise girecek kadmlanmız, her şeyden üstün olarak memleketin kültür ve sağlık işlerine ehemmiyet verecek, Türk çocuğunun, Dıyet meclisinde hü Venizelos suikasdine aid Türk kadınının, yani Türk aile evrak Adliyeden çalndı kurumunun maddî ve manevî rekumet tenkid edildi fahmı artırmağa çahşacaktır. Atina 2 (Hususî) Dün gece baVarşova 2 (A.A.) Diyet meeSoysal yardım işleri, bugüne kazı meçhul kimseler îkinci istintak da • lisinde Lehistan Hariciye Nazırı M. dar uğradıkları ihmalden, kadın Bekin beyanatındao sonra söz alan iresine girerek Venizelos suikasdi suçsaylavlanmızın anlayışlı himmetdemokrat fırkası meb'nslanndan lulanna tebliğ edilip te suçlolar taraleri ve takib fikirleri sayesinde kurM. Stronsky demiştir ki: fındsn Pirede yapılan birinci muha • tularak yeniden, çok gerekli bir € Almanya ile Lehistan ara keme celsesinde imzalannm sahteliği hız alacak, hastaneler, doğum ve tında hnzal&nan ademi tecavüz miîddia edüen celbnameleri ortadan kalbakım evleri, dul ve yetimlere mahsakını muvafık bulmakla beraber dırmulardn*. Suçlular bu sahtekârlık 3U8 yurdlar, çocuk bahçeleri, süt buna bh* sır şekli verilerek Lehis • iddiasile o vakit rouhakemenin tali • dağıtma teşkilâtı, hasılı nüfusu tanla Almanya arasinda hakikî bir kına muvaffak olmuşlardı. koruyacak ve artıracak en hayırlı ar. laşma mevcad olduğu kanaatinia müesseseler memleketin her taraSuikasd davasma bakacak olan verilmesmi d e hatah görürüm.> fında kurulacak, işliyecektir. mahkemenin jüri heyeti reisi hastah • Polonyamn ittifaklermı bıraktı • ğını bahane ederek bir sene müddetlşte, gelen cevablann birleştik ğı havadisir.in şayanı esef olduğunu •e izin îstemistir. leri esas nokta budur: Soysal yarbildicen meb'us şark lokarnosuna dım ve çocuğun ve analann himatemasla Polonyamn prensib itiba • rile bu fikre iştirake hazır olduğuau Sofyada dağa kaldırılan yesi... Bu her iki çey de, bir membildirmesi ve emeuyet temin eden leket için çok değerli, çok gerekliYunanh tacir bu gibi umumî vesikalara iltihak dir. Ve bunların teminini kadın Atina 2 (A.A.) Yunan mat • etmesi lâzım geldiçini soylsmistic. saylavlarımız üzerlerine alınca, buatı, Sofyada sakin olan Yunan Sosyalist meb'u^lardan Czapi • Mecliste çok j'akışıkh bir iş bölütüccarından tlyadisieı meçhul sahısusky, bu gibi mühim messîeîerde mü hasıl olmuş olacak, ulusun soylar tarafmdan güpe gündüz ve » • hükumet nokt.\i nazanmn m'lîete sal ihtiyaclannı tatmin edecek yakaktan alınarak a.tadan kaldırıl lâyıkile bildirilmemesinden doîayı salarla kararlar, heyeti umumiyeması hakktnda hiçbir havadis ala şikâyette bulunmuş ve Hitîer Al • ye, en salâhiyettar eller tarafmdan madığmdan doîayı hayret etmek manyasile yapılan anlaşma hak • ve en yakışıkh tarzda hazırlanmış tedir. kında kaydi ihtirazî ileri sürmüsolarak gelecektir. Yunan elçiliğinm tesebbüslerine tür. Bundan başka, bir çok hususlarve Bulgar hükumetinin vaidlerine rağmen llvadisin nerede olduğuna da, kadınm ince görüşü, idare meMarmara adaWında 12 dair hiçbir haber elde edilememistir. kanizmamızdaki ufaktefek pürüzzelze!e daha oldu Romanyanın malî ve iktısadî leri sezerek düzeltilmesine yardım edecek, kırtasiyeciliğe boğulmuş Bandırma 2 «Hususî Muhabiripoütikası devaire, titiz bir ev kadını intizamı mizden» Dün gece sabaha kaverdirecektir. Bükres 2 (A.A.) Hükumet medar Marmara adalannda üçü şidHasılı, kadınlarımızın saylav olhafili, Rumen malî politikasinm, para detli, dokuzu hafif olmak üzere mak haklannı tanımakla, bu huistikrarinin muhafazasi esasina dayanon iki zelzele olmuştur. Bandır susta bizden geri kalan diğer me makta devam edeceğini temin etmekmada da iki şiddetli zelzele ol denî uluslara karşı sade bir tefatedir. Gene bu mehafile göre, hükumet muştur. Hasar yoktur. hur vesilesi bulmuş olmuyoruz. ecnebi mem'.eketlerle eşya mübadeleDil Cemiyetinîn bir tebligi sinde cari usuDeri daha mülâyhn bir Reylerimizi verip Millet Meclisine göndereceğimiz saym kızkardeslesekle koymayi derpis etmektedir. îstanbul 2 (A.A.) T.D.T.T.C.U. rimizden çok şeyler umuyor ve mumî Kâtibliğinden: Ankara Vilâyet Fırka bekliyoruz. Askerî rütbelerln türkçe karşilığı hakkonnresi toplanıyor Içimizde de öyle bir inanc var ki, kmda bir iki gündenteri gazetelerde çisair soysal sahalarda kendisine kan haberler tamamile yanliştar. Ankara 2 (Telefonla) Fırka yüksek mevkiler temin etmiş olan vilâyet kongresi yarın Halkevinde Askerî terim.'er için epey zamandır Türk kadını, Millet Meclisinde de toplanacaktır. Kongreye istirak eHarb Aakademisinde çalişilmakta idi. decek olan 80 azadan 20 si kadındır. elbet muvaffak olacaktır. Türkçe karşıhklarin bulunmasmda Türk ErcSmend Ekrem TALU Fırka umumî merkezine gelen Düi Tetkik Cemiyeti ve Harb Akade irkaç gün evvel Yunan nanmasının artırılması mİM nasebetile yazdığım yazı & • zerine okuyuculanmdan aldığım mektublar biraz bana çatmakla beraber hoşuma gitti. Çünkü halkı1 mızın millî müdafaa meselelerile çok alâkası olduğunu ve milletin yüreğinden donanma sevgisinin asla çıkmadığını gösterdi. Bu okuyuculanm, makalemi yanlış anlamışlar. Donanmamızın Yunan do* nanmasından zayıf kalmasım iatediğimi sanmışlar, onun için bana çatıyorlar. Ben, o yazımda Yunan donanmasından daha zayıf bir deniz kuv* vetimiz olsun dememiştim ama hernedense fikrimi böyle anlıyan!ar olmuş. Ben, Türkiye ile Yunanistan arasinda eskisi gibi bir deniz kuvveti rekabeti kalmamıştır; onun için Yunanistanın yeni gemiler yaptırmasından endişe etmemeliyiz, demiş ve yazımı da şöyle bitirmiştim: «Bizim de Yunanistan gibi donanmamızı, bilhassa denizaltı filotülâmızı takviye etmek imkânını bulmamızı temenni edersem, bunu Yunan donanmasımn artırılmasından endişe ederek değil, millî müdafaamızı kuvvetlen ' dirmek için isterim.» İki yarımadadan mürekkeb olan Türkiyenin donanmasız olamıya cağı ve memleketin müdafaası için deniz silâhlanna da ihtiyacımız olduğunu tekrara lüzum var mı? Bı* günkü sevkülceyşî vaziyetimiz, bizi Yunan donanmasına mutlaka faik bir deniz kuvveti bulundurmağa icbar etmese bile denizden gelebilecek ve aramızda kara hududları olmıyan başka düşmanlara karşı, memleketi müdafaa için deniz silâhlanna kat'î ihtiyacımız vardır. Fakat, malî vaziyetimiz, bü yük denizci devletlerin donanmaca en zayıf olanına faik değil, hatta müsavi bir deniz kuvveti vücude getirmemize bile imkân ver ' mez. Akdenizde simdilik binnisbe en küçük filo Italyanmdır ve bu filo, bugün, yeni yapılmakta olanlar haric, 4 dritnot, 1 tayyare gemisi, 26 kruvazör, 86 muhrible 75 denizaltı gemisinden mürekltebdir ve ce« man yekun 400,000 tondan fazladır. Böyle bir donanma yapabil • mek için yüz milyonlarca lira ister. Bunun yansını yaparsanız gene donanmanız, Büyük Harbde gö rüldüğü gibi, limanlara kapanma • ğa mahkumdur. Çünkü denizde hai kimiyet kuvvetli tarafındır, zayıf taraf yalnız kaçamaklı akmlarla hasmı zarara sokabilir; fakat denize hâkim olamaz. i Kendilerini birer deniz er • kânıharbi zannederek bana yazdıklan mektublarda, bize en az dört büyük gemi, on beş muhrib, on denizaltı gemisi lâzımdır; diye kestirip atan bazı okuyuculanmın yaptıkları gibi, gemi adedleri tayin edecek değilim ama, bize lüzumu olan donanma, adedce faik deniz kuvvetleri karşisinda ya ezilmek yahud boğazdan dışan çıkamamak vaziyetinde kalacak olan bir filo değildir. Düşmamn faikiyeti karşisinda gene faaliyetin» devam edebilecek bir deniz kuvvel ise daha ziyade denizaltı gemilerile tayyarelerden mürekkeb olmak lâzım gelir. Muhtac olduğumuz ve kesemizin müsaade ettiği derecede deniz kuvvetini, Büyük Erkânıharbiye mizin ve hükumetin temin edeceğine şüphe yoktur. Lehistanm dış siyaseti Atinada mühim bir hırsızlık raisi Atatürkun yüksek irşadlanndan istifade etmişîerdir. Biiyiik Erkâniharbiyenin tetkik etmekte olduğu bu karşi • lıklar arasinda gazetelerde neşredilmiş olanlarin hiçbiri de yoktur. Harb Akademismde ve Muhaf iz alaymm bazi kıt'alarmda tecrübe olarak tetkik edflroekte olan sözler bu tetkik ve tecrübe bittikten sonra makamin • dan resmen orduya tebliğ edüecektir. malumata göre vilâyetlerin çoğunda komgıreler ikmal edilmiş ve heyeti umuır.iyeye iştirak edecek olan murahhaslar seçilmiştir. Ankara İnkılâb mlizesi açılıyor Ankara 1 Halkevicıdeki çoktanberi haznrlanmakta olan inkılâb müzesi 2 3 nisanda açılacaktır. Müzede bir de Atatürk kösesi bulu naca^tır. Ankara Belediye Mecüsinde Ankara 2 (Telefonla) Belediye meclisi toplandı. Belediye rîyaseti Ankara vesaiti nakliyesini temin maksadile 100 otobüs mubayaası için bir anlasma yapıldığı, otobüslecin Odesaya kaJar 2 bin küsur liraya mal olacaklarını, üç aya ka • dar ilk parti olarak 20 otobüs geleceğini, yaza doğru Ankara vesaiti nakliyesinin bu suretle temin edile • eeğini, otobüslerin muayene edilerek tesellümü için üc kisilik bir heyetin Rusyaya gönderileceğini söylemiştir. Azadan Cafer Tayyar. Ankara nın gittikçe büyümekte olduğunu, binaenaleyh kanalizasyon isinin düsünülmesi lâzım geldiğini söylemif, Belediye reis muavini Adil bunun imar idaresine aid olduğunu bildir mistir. ' Türk talebennden K» n« M» C Mektubunuzu aldım. O Fransız tesinin makalesine, çıktığı zaman cerab verilmiştir. Paristeki Istanbul telefonu için müzakereler Silâh konferansı 4 yasma gîrdi Yeni içtima şubatın 18 înde yamlacak Cenevre 2 (A.A.) Silâhlan a* zaltma ve tahdid konferansı bugün 4 yaşına giriyor. Konferans, sa • batm 18 iade toplanacaktır. Ruznamede, Litvinof projesi mucibince da • imî bacıs konferansı halinde top lanacak olan konsey meselesi v a r dır. Askerî eksiitme komisyonları Ankara 2 (Telefnla) Şimdiye kadar iki kisi ile toplanan askeri eksiitme ve artırma komisyonlarının bundan sonra en az 3 kisi ile toplanm a l a n Bakanlar Heyetince karar • lâştınlımştır. Müdür Çevirmen Ankara 2 (Telefonla) Yeai Türk Lugaüne göre (müdür) sözü BÜn karsılığı (çevirmejı) olarak kabul •dilmiştğr. Ankara 2 İstanbul Telefon sirketiain BayınArlık Bakanlığı ta rafından satm alınması meselesi burada bulunan sirket muuahhaslarile müzakere edilmektedir. MurahhasIarın bazı teklifleri vardır. Müza • keirelerin 1 5 2 0 güa süceceği ve mutlaka bir uyuşma ile neticeleneceği tahmin edilmektedir. Aydm Demiryollarınin mubayaası meselcsîne aid müzakerelerde bir takun hesab i;leri için muvakkaten tevakkufa uğramı;tıı. Şirketin teklifleri mübalâğah görüldüğünden uyusmanm nasıl bir safha arzedeceği henüz belli değildir.