ÇOCUK MASALLARI de de bir toplantı tertip edildi, bir davet yapıldı. Halim Efendinin kansı Rukiye Hanım da oraya çağmlmıştı. Onun kızınıo düğününde hazır bulunan di • ğerleri de davetliyd\ Kahvrler içildikten sonra Hayrettin Baba: Rukiye Hanım, dedi, sizin hahçentn bülbülii gibi bir bülbül de bi zimkine dadandı. Bu kuşlara bu sene ne oldu bilmem, öyle güzel ötüyor, öyle mükemmel şakıyor, öyle şarkıl<>r söy lüyor ki hayret edersmiz. Hatta diyeb'lirim ki benim bülbülüm, s:zinkh?den daha mahirdir; marifetl;dir. B'raz son. ra kendi kulak'arınızîa dinliyeceğiniz için fazla lâkırdıya ne hacrt! Rukiye Hanım kendisinin ne gibi bir hile ile bu işi yaphğmı b:ldiği için aleIâd« bi kusun onunla yansamıyaca • ğmı tahmrn etti: Kabil değ*l Hayrettin Baba, de dî, senin bülbülün benimkile boy ölçu serıez! Halon Efendinin keruı o kadar enrn ve mağrur bir tavır almıstı ki hazır bulunan lar ihtiyarm bu mücadele ve mâ • nakaşadan msglup ve mahçup çıkaca ğma tamamile kani oldular. Hayrettin Baba: Peki, Rukiye Hamm, dedi. lira iddiasma girişir misin? Beş O zaman Dil Kurultayı Memlekette Cumhuriyet hükumeti her türlü kültür ve ya • tayış işlerini düzeltmeğe, iyi • leştirmeğe uğraşıyor. Kitgide temizleşen, saflaşan dilimizi de büsbütün yabancı kelimelerin, yabancı kaidelerin esirli ğinden kurtarmak için Büyük Gazinin rehberliğile uluları mız, bilgiçlerimız büyük bir savaşa koyuldular. Ikinci Dil Kurultayı bu savasm ikinci adı mıdır. Yakında öz dilimiz, tam öz mahmız olacak. Konuşma • larımız, yazılarınrzda eski çetrefillikten hic iz kalmıya cak. Siz, geleceğin ümidi yavrular, yükselmiş bir vatan, yucalmış bir milletle birlikte te miz bir dile de rahatça kona caksımz. Mes'ut çocuklar! MEMLCKETLER9E ÇOCUKLAR.. 'U ((Gazi» ye dua Saadet dört yantnt Çember gibi kaşatnn! Dilerim: Seni Tânrım Daha binler yafatnn!.. Cihan kalnn geriye, Sen attl ileriye! Allahm her saniye Azmine ar'm katttn!.. Aldığın yiice şan var, Boyun eğdi daşmanlar! Sana el uzatanlar Yerin dibine batnn!.. • Azdtr bu dua sana, Hayat verdin vatana! Seni doğuran ana Nurlar içinde yattın!.. Cantm ne saadet, ah • Uğrunda olta tebah! Benim ömriimü Allah Senin ömrüne katttn!.. \ [Geçen defa çıkan kısmın hulâsan: Meşhırr hikâyeci Fatma Hanım Gem tikli küçiik çoban Mahmudun başından geçen tuhaf ve meraklı bir vak'ayı anlabyor. Çoban Mahmut davarlarını otlatırken mükemmel ıslık, kaval çalmayı ö£ıeniyor O civann halkı hep kendisini takdir ediyor. Manifaturacı Ha lim Efendinin kansı Rukiye Hanım kıJanm diiğünü munasebetile Mahmudu bahçesindeki ağaca çıkanp oradaki kovuğa saklıyarak ıslık çaldırmak ve bunu misafirlerine bahçesine dadanan bir bülbülün marifeti g'bi göstererek onlan hayrete düsüımek istiyor ] Mahmut ağaca hrmanıp kovuğun i • çine gfrdi. Misafirler tamam olunca da konserine basladı. O saf imanlan gör • FAYDAU BTLGÎLER | Fedakâr bir hasta Çinde Nankin şehrinde bir tıp talebesi şimdiye kadar emsali nadir bir kahramanlık göstermiş tir. Bu tıp talebesinin adı HuÇiÇangrdır ve kendisi 23 yaşmda ölmÜKtur. |meraklı şeyler| İnekler için gözlük Hayvanları Himaye Cemiyeti azasının herzaman tekrar ettik leri bir cümle vardır: Hayvan lara iyi muamele ediniz! tnsan lar da bu sözii asağı yukarı dinler ler. Hele işlerine gelen, menfaatlerini temin eden hayvanlara çok iyi muamele ederler. Amerikalılar, ineklerin musikiyi sevdiklerini tecrübe ile an ladıklan için onlarm ahırlarmı tneliydi. Ne derin bir saskmlık içine düşmüslerdi. Hayrettin Baba mutemadîyen: Eh, doğrusu olur şey değil! Cihnlesini tekrar edip duruyor, b a k v eılann Ayse Hanım: , Kıj Rukige, bu bülbülü nasıl oldu da babeene dadandırdın! # » ..,•»•. • Soalüe Halim Efendinin karumm dikine îltifath darbeler vuruyordu. Mahmut: Kalbime vor, bir zimbaî. Rumba da, rumba, rumba! Gibi btrkaç bayağı şarkidan sonra: Ey gaziler, yol görimdü! ye baslamışfa. Rukjy« Hamm, sabte bfilbültmtin misafirlerinm safhğmdan fazla Utifade etanek istedlğim anlaymca; isl biraz hakikat sekline yaklashrabilmek içint Gatiba, dedi, bu bülbül vaktile »dL eski adamlardan birinin yanmda HaKm Efenduvn kansmm ktendüi • ne ve bahçesindeki uydurma bSlbâle olan itimadı nihayetsizdi. Omm için: Hay, hay! diye cevap verdi. O zaman herkesin huzuranda büyük ağacm Sstünden bir şakırtı basladı ki demeyin, gitsinl Yeni sarkilar, ey ga • ziler filân kaç para ed<r. Hayrettin Babanm bülbülü Cumhuriyet onuncu yıl marşmı bile tek hatasız «öyluyordu. Butün hazır buhmanlarm gözlerindeld i • ffc 'e fa idi: Hayrettin Babamn böibulu Hanımın bülbülonden yuz kere yüksektir. Tabiî ihtiyar isi sade bu göz ifade • sinde bırakmadı. DavotKlerin bu husustaki fikirlerinı aordu. Her biri gozlerinîn udle Rukiye Ha • nıma bakmakla beraber: EHmizi vicdanomza koyup soy • lemek lâzmt g«line Hayrettin «a» Baba, hepsin« Rukiye daha HuÇiCangin kalbinde roma • tizma varmıs. üc sene evvel bu hastalık teşhis edilince genç ta • lebe bir tar»ftan hastalıgı tetkike Amerikatı küçiik rinema artittlerinden Brezînin çok tabii ve tevimli bir pozu Yeni Bretanya adaları vahşileri Avusturalya kıt'asmm şimali sarkisindeki Yeni Bretanya ada • larında 30 bin kilometroluk bir sahayı kaplıyan arazi vardır ki yerliler buna «Birara» derler. Burada yanar dağlar ve tuhaf, ga bir taraftan da kendini kontrö • rip nebatlar vardır. Uzaktan üpla koyulmuş. Ne gibi âraz hisse • kı bir tiyatro dekorunu andınr. Ahali yarı vahşidir. Erkekler üst diyorsa hepsini kaydetmis. Son dudaklannı garip sekilde kabarzamanlanna doğru a<rük ilâç H a almaz olmus. Yattığı hastaneye bir t?r ve köpek dişlerini meydana kâtibe şretirtmiş, duyduklarını o çıkartırlar. Burunlannda halka na soyliyerek yazdınyormuş. Son nefesrni verirken bile nasıl öldüğünü tasvire çalışmış. Dünya tıp âleminde, bu fedakâr Çinli talebenin gerek kendi not ettiği, gerekse kâtibeye yazdırdı ğı ihtisasatından kalpte romatizma mütehassısı doktotrlann cok Yeni Bretanya adalarındaki kabiistifade edeceği söyleniyor. le reisleri bir içtima esnannda Müthiş bir inek! vardır. Vücutlerine resim yap Uzun zamandır dünya üzerintınrlar. Bu resimler onların içtide en fazla süt verme rokorunn maî seviyelerini gösterir. Saçla her sene Amerikan inekleri kırar rına son derece ehemmiyet ve dı. Fakat bu sene bunu bir Al rerek onlan kabarık bir saksı man ineği kazanmıştır. 1932 de haline korlar. Son zamana ka • dünya üzerinde en fazla süt ve dar yalnız kannlarile diz kapakren Amerikan Ineğinin sütü bir lannın arasını örten ottan bir örgfü taşırlarth. Şimdi yitras yavas bezden eteklik giymeğe başladıIftr. K>bile reisleri boyunlarında bir yaka, baçlarında tüyden bir taç taşırlar. Yeni Bretanya adalan ahalisi eskiden yamyamdılar. Insan yerIerdi. Maamafih simdi bile hâlâ aralarında bu huyu gizli gizli muhafaza edenler belki de mevcuttur. Zenginler, kendi cinsnlerin den esir satın alırlar. Ehlî hay • van pek fazla olmadığı icin hayvanların yapacağı isleri onlara gördürÜTİer. Bazan da tıokı bir koyun veya inek keser gibi o e siri kesip yerler. Yeni Bretanyelılar mükemm^ denizci ve bahkçıdırlar. Güzel kayık ve sandallar yaparlar. Bun Iarla muhtelif küçük adalar arasmda gezip dolaşır ve balık av • larlar. Kabile reislerile sihirbazların çok nüfuzu vardır. Y**ni Bretan yalılar arasında balıkçıhktan sonra en fazla taammüm etmis san'at sepetçilik, örücülüktür. thtimal Ib'yar «ey gaziler!» i çok soylerdi. Oradan öğrenmis olacak.. Ka feston kaçıp hürriyete kavusunca da o oğrendîklerini tekrar ediyor. Bakırcılarm Ayşe Hanım bn nrâta • leayı tasdik etti: öyle kardeş, dedi, yoksa bu ktış, o sarkıyı da vaktinde öğrenmisse kim . bilir kaç yasında olması lâznn! Bütün davetlikr fevkalâde memnundu. Mahront yapraklarm arasmdan berkesin Halîm Efendinin kızma, sahan, tepsi, diğer birçok seyler getirdikleri • ni gordü. Kendisi de hissesine düşecek börek ve tathlarla, çil yirmi besliğin kadar bayalüe misafTrler dağıkncaya ağacm Szerinde bekledi. Asağrya indiği zaman ortalık tamamile kararmısb. Rukiye H?nım Mah modnn onüne sofra arhğı bir iki börek kınntısı sürmüştü. Ne tatlıdan, ne de yirmi beslikten haber yokta. Mahmut, fzzeti nefis sshibi bir çocuk olduğu i • çin Rukiye Hanıma hiçbirscy söylemedi. Vaitlermi hahrlatmaga tenezzül etm'di. Börek kınnhlannı da kapıyı çekip gitti. Fakat Halim Efendinin kansmın bu hareketim de büsbütün cezasız bıraka • cak değüdi. tntikam almak için çok güzel bir plân tertip etmisti. Oradan doğru Hayrettin Babanm evme gitti. Onun da evinde mükemmel bir bahçe ve güzel ağaçlar vardı. Hayrettin Baba ile Mahmut ne ko . nuştular, neye karar verdOer. Bunu simdil'k ben de bilmiyorum. Fakat bir baf» ta sonra Hayrettin Babanm bahçestn yemeden senin bülbülün Rukiye Hanımınkini bashrdı Evet, sade bu bülbül, o bülbülü bashrmakla kelmadı, Halim Efendinin kansı da ertesi günü bes Krayı Hayrettin Babanm avucuna bastarmak mecburi yetinde kaldı. Mahmuda yirmi beşlik, börek ve tatlı vadederek aldatan cimri kadına bu kurn^zca ceza Hayrettin Baba aldığı Baba ile Mahmut tarafından birh'kte tertip olunmustu. Hayre'tin beş Krayı doğru getirip Mahmuda vermişti. Çönkü onun bahçesinde de öten gene küçük çobandan fcaşkası degüdi. Bu suretle bir yirmi beşlik, ilri parça bö. rek, bir parça tatlı ycrine masmavi, ycpyeni bir bes liralığa konmustu. Onu hemen babalığma götürüp öteki paralannm yanma koymasmı rica etti. nn mağlubiyeb' bitti. Bu hikâye de diğer birçoklan gibi hilekâ • ve doğrunun zaferile Miniminilerm portreleri elektrikle aydınlatıp radyo ma kinesi kovmuslar. Bu suretle musikile ruhî gıdaları temin edilen inekler fazla süt veriyorlarnns. Şimdi, Sovyetler de ineklere hususî gözlükler takmaya baş'a5 mışlar. Şıklık olsun diye değil, S « beryada kar üzerinde inikâslar yapan güneşin ziyası, biçare hayvanlan kör ediyormuş. Buna mâni olmak için inekle rin gözlerine san camlı gozlük ler konuyormus. Bu gözlüğün camından maada yerleri deridenmis. Tıpkı atların goz mahfazala nna phştıklnrı «ribi Siberya in*kleri de gözlüklere alısmışla». O kadar ki, bazan gözlüksüz ahır dan çıkarılmak istenildikleri zaman direnivor, yürümüyorlarm'ş Demek Amerika inekleri ne kadar san'atkârane bir ruha rraÜkseler, Rus inekleri de o derece sıhhatlerine düskün! Agus'os bulmacası Bütün ömrüm deniz Hstunde geçer, basımdan bir harf atarsanız uyanır ken> dime gelirim. Basımdan iki harf atar • sanız verdiğiniz bu emirle etrafı kırar geçiririm. Beni ters taraftan okuyacak oluraamz halk lisamnda mükemmel manacun ifade ederim. Ben neyim, bil'n bakahm! Doğru halledenlcrden birinciye S lira, ikinciye bir murekkepli kalem, ü > çüncüye Foto Etemde resim çıkarmak hakkı takdim olunacaktır. Dördüncüden yüzüncüye kadar muh< telif hediyeler. Bihnoceyi doğru halle • dip te bize fotoğraf gönderenlerin re • simleri de gazeteye basılır. Cevaplar ağustosun sonuncu günü • ne kadar «Cumhuriyet Çocuk Seh'fes» adresine gönderilmelidtr. Bu şar a ri yet etmiyenler ve geç kalanlar mükâ fat alamazlar. SON senede 16,978 kiloya baliğ olmuf ve bundan 6,145 kilo tereyağı çıkanlmıstı. 1933 te ise Münih civannda «132, 182 numaralı Gertrud» ismindeki inek bir sene zarfında 17,422 kilo süt vermiş ve bun dan 6,167 kilo tereyağı çıkarıl • mıstır. Gertrudun sahibi fennî tedbirler sayesinde bunun 1934 senesinde daha ziyade fazlalasacağım ve înegin kendî rokorunu kendî • j sinin kıracağını söylemektedir. Seyhanda Dr. Ali Naim Bey kızı Yddız Hanım