8 Ağustos 1934^ Hâlâ taş devrini yaşayan insanlar arasında... Demir nedir bilmiyorlar, tütünü tanımıyorlar, kadınlarm süsü kurumuş meyva, en çok kitnin Ipi varsa o zengin ve asil addediliyor Camhariyet • ÇOCUK BAKIMI ERMENt MESELESİ Çocuklarda kabız... Ekseriyetle tabiatin müdafaa vasıtalarından biri olan bu hali her aklımıza gel dikçe ihlal. et meğe hakkımız yoktur. bulmak ve çaresine bakmak lâzımdır. Maamafih bilmeli ki memenin sütü az oldugu ve yahut çocuğa her ne suretle olursa olsun gayrikâfi verildiği zaman da aç kalan çocuk acele emmek gayretleıri esnasında hava yutarak kusar. Bunu bir defa daha arzetmiş ve çocuğu doyurmak için gayret etmek lâztmdır demiş • tim. Aç kalmayı mucip olan kus mak ise midenin ciddî bir hastalığına delâlet edeceği cihetle onun te • davisi lâzım geleceği tabiidir. Kusmak suretile dfğıl de memenin sütıinün kifayetsizllği mevzuu bahisse yaşuıa göre yardımcı gıdaya başlamak lâztmdır ve bütün bu kabız esnasın da da gayreti sırf kabzın önüne geçmek için müshiller vermek ihtikanlar yapmak suretile değil çocuğun gıdasının ne suretle kifayetsizlik gösterdiğini aramağa hasretmeli • dir. Nadiren de bazı çocukların bilhassa memeye yar<fım gıdası verenlerde kabza meyyal olanlar bulunduğu görülebilir. Bunlann da gıdasımn az olmadığma ve kilolarının muntazam tezayüt ettiğine kanaat hasıl ettikten sonra barsakla rin haceket faaliyetine yardrm et mek icap edebilir ki o da bir taraftan sellülozıi fazla gıda vermek ve bir miktar da vitamin maddelerini gıdasında ziyadeleştirmek suretile yapılır; faraza meyva ezmeleri (elma, armut, şeftali gibi) ve yahut yulaf kırması ile yapılmış mahalle • bi veya çorba gibi ma<fdelerdir. Daha büyük çocukların kabızla • rı: Oyun yaşındaki çocuklar yani iki yaşından sonraki çocuklarla mektep çocuklaırında da bazan ka • bız başlar. Bunlann kabızlan ba • zan gıdalanna kâfi derecede sebze ve meyva girmediğinden oldugu vakidir; henüz meme yaşından yeni çıkmif olan çocuklar zerzevatlara alışmamıs olduklan devu.lerde bu hali gösterirler. Lâkin bu hal pek muvakkatth* ve tedricen alıştırmak suretile önüne geçilir. Lâkin asil güç olan arzularile kendilerini ka bız eden çocuklardrr. Oyun yaşla • rındakiler oyunun neş'esile ve onu bırakmamak için defi ihtiyacını yenerlee; yani çocuk kendisini sıka • rak barsaklann boşalmak hissini ceb • ren teskin eder ve barsaklan o tazyika ahştınr; birkaç gün tekerrür • den sonra bu vaziyete artık barsaklar alışır; daha büyük tazyik hasıl oluncuya kadar çocuk münkabız halde kalır. Bunlan her sabah lâzımlığa oturtup aptest etmedikçe kaldırılmıya • caklarmı kendilerine bildirmek suretile yartm saat orada tutmak ve birşey elde edemedikçe akşam üzeri de ayni manevrayı tatbik etmek suretile az zamanda alıştırmak kabil olur. Mektep çocuklarına gelince: Bunlann kabızlan leylî mektebe yeni verilmiş olanlarda husule gelir. Küçük yaşta leylî mektebe verilen çocuklar muhitin ve aptesthanenin yabancılığı tesirile tıpkı yukarıdaki oyun çocuklarımn yaptıkları gibi cebren kendilerini tutar ve barsaklarını bir hafta tazyika alıştırıriar. Hafta nihayetinde eve gelip alıştı • ğı muhitte ve alışkm oldugu aptesthanede bir haftanın mevcudunu çıkamrlar. Ayni hal ertesi hafta da devam edecektir. Çocuk ekseriyet > le ciddî olarak bu kabızdan müteessir değilse de o küçük yaşlardaki ço • cuklarm her bir hareketini ve bil hassa sıhhatlerini yakından tak'p ile mükellef olan idare ve talim heyeti bu gibi küçükleci mümkün ol • duğu kadar muhitime alıştırmak üzere mülâyim tarzlarla kendilerini ikna ve tabiatlerini tanzîm etmeli • dirler. Nihayet bazan çocuklarda da büyüklerde <fe bazı hastalıklann tesirile kabız baslıyabilir; faraza zatürriede, gripin bazı şekillerinde, bilhassa tifoda ve apandisitte, menenjitlerde ilâh.. Gene butnlarda da kabız tabiatin bir müdafaa yoîudur ve onlardaki bu müdafaayı da ihlâl etmemek lâzımdır; hele karm ağnsile başlamış olan bir kabzı ihlâl etmek ve doktorun reyini almadan müshil vermek pek teh'ikeli bir harekettir ki bunu b> daha mevzuu bahsetmiştim. Söylece ispat etmek istiyorum ki kabız ekseriyetle tabiatin müdafaa vasıtalarından biridir ve onu her aklımıza geldikçe yahut sathî bir bakışla ihlâl etmeğe hakkımız yoktur. Kabzın sebebini bulmak ve o nun çaresine bakmakla mükellefiz. Tabiat bizim yaşamamu için çok defa doğru yolu takip eder. Bilhassa çocuk hayatı tabiate daha yakrn olduğundan (çünkü henüz hayatmdaki kısalık dolayısile kâhildeki sun'iliklerin brriktirdiği toksinlerden aza • nın yorgunluklarından uzaktır) ço Abdülhamidin inadı Rus Çarı tarafından teminat verilinciye kadar Açmıyzın Katogikosunun Türkiyeden çıknıasma müsaade edilmemîşti Bu esnalarda münhal olan Açmıyazln katogıkosluğuna umuna Ermeniler esbak patrik Kınmyanı intihap etmişlerdi. Fakat Abdülhamit Kınmyanın Anadoluda miimtaz bir Ermenistan eyaleb teşkili talebinde bulunmak üzere Berlin kongresine müracaat eden hey^tin riyasetinde bulunduğunu unutmamijtı. Sonralan da komitacılara akıl hocalığı ettiğlni biliyordu. Onun için bu adaımn usulü üzere Türkiye tabi iyetinden çıkıp yeni memuriyetini deruhde etmek üzere Rusyaya gıtmesi • ne müsaade etmiyordu. Ancak Kınmyanm Açmıyazma gidememeti katog'kosluk iflerinin sürün • cerpede kalmasını mucip olup bu >e beple Rusyadaki Ermeni piskoposlan Rosya hiıkumetini taciz etmekteydiler. Rusya sefiri Nelidof ta sad::ahın ira desini tahsil icin Babıaliyi sıkıstmyor4u. Lâkin tejebbüsah semere vermi;orau. Nihayet Nelidof benı gorufl.: «Galiba siz ju Kınmyanın ınuaaöına »ek fazla eheıtuıuyet verıyorsunuz. Halbu ki bizım usuıümiiz, nizanvmız Liiıza sınca katogıkosun vazııesı sırf umuru ruhaniycye aittir. Hatta bunlann her defa toplanan meclislerinde hükume timizin bir memuru mahsusu hazır bulunur. Katogıkosun sizın zanmnız gibi ehemmiyeti yoktur. Padıfaha söyleylniz lutfen teahhura nihayet versinler.» dedi. Os.nanlı devletine hizmet eden Ermeni ncahnden Hekimbafi doktor Manoet Şaşyan, Sadrazam Reşit Pasanm fran . sızca hocası ve baikâtibi hoca Agop Gırcıkyan Efendıler Bu fenalıklardan yalnız tngilizler istifade ederle. Ne ben, ne ahlâfun öyle bir Ermenistan teşkiline müsaade ve muvafakat etmiyeceğizdir. Herhalde devletlenmlzin menafii esasıyeleri Ermenılerın tasavvuratLnın ömuae geçmeği amırdir.» Nel dof bu tebligatınu dinleyip not ederek Çara aynıle bildirdi. Bir muddet scnra benımle buluşup: «Çar kendi şabsına ve devietine ait padişahı • nızuı beyanatanı kemali şükranla telakb etti, kendisinin de her zama ciddi ha « yırhahîık ve sadık dostluk icaplanna riayetten geri durmıyacağından emin olmaklığınızı iblâğ etmekliğimi emre • diyor. Sefirin ricasmı o veçhile arzettiğinv Size tekrar ediyorum. Kırımyamn îa de Abdülhamit Nelidofa tebliğ olun • tihabına padışahımz asla ehemmiyet mak üzere bana şu sözlerı söyledi: vermesinler. Bu adamın fesat yapma • « Istanbulofun tstanbula gelip j sına kat'iyyen meydan verilmiyecek benimle görüşmesine Rusyalılar prentir. Hem de Kınmyanın tngiltereye ve sip noktai nazanndan itiraz etmişler • bizim imparatora yazmıs oldugu rivadi. Lâkin o vakit vuku bulan beyanayet edilen mektupların aslı ve esası tımızı hüsnü telâkki edip bitaaflık oimadığı ciddî tahkikatımızla tebey mesleğinden aynlmıyacağımıza kani yün eim.ştir. Artık bu adam hakkında olmuşlardı. Aziz dostum Çar Hazretisteniıu) ıradeyi dırığ etnıesinler, bizi leri hakikati hali anlayıp bana karşı tasdiden, tacizden kurtarsınlar» dedi. ötedenberi gösterdikleri müveddete Işte bu teminata ve birkaç gün sonhaîel getirmlyeceklerine dair söz ver ra huduttan geçmek istiyen Ermenile • mişlerdi. VaKâ Rusya ile Türkiye esrm Moskof askeri ve jandarmalan ta kidenberi arasıra bozusmoşlar ve merrafından şiddetle tenkil edilerek tecadane cenkler etmişler dir. Fakat geçen vüzden menolunduklarına dair Erzu • 1877 • 1878 muharebesinden sonra rumdan gelen haberlerden hasıl olan müteveffa Çar lkinci Aleksandr din, hüsnü tesirata binaen Abdülhamit se • mezhep ve siyasiyat noktai nazanndan firin istediği iradeyi geciktirmedi, verartık bizden istedikleri ve alacaklan di. birşey kalmadığuu ve Türkiyenin baka• » * «nı kendi itikatlanncv da elzem ad Anadoluda son zamanlarda hasıl dettiklerini bildirmişti; ve bu hususta olan nükunet surî idi, çok devam et • bize kavi teminat vermisti. Ve artık aramızda hakikî dostluk takarrür et • medi. Tiflis Hınçak komitası İstanbul Tıbbiyesinden çıkıp Cenevrede staj miştL yapmakta iken komitaya iltihak eden Rusya imparatorlannın sözlerinde Hamparsom Boyacıyam Murat namile ve vaitlerinde gayet sadık ve sabit olMuşa göndermişti. Sason kazasında siduklan malumumdur. Bunun için bahlâhşorlukla ve cesurlukla naro alan settiğim bu teminat bence pek kıymetErmeni köylülerinden kuvvetli çeteler tar ve pek muteberdir. Şu kadar ki tertibine ve o taraflann anzalı mınta • ahvaun künhüne ve hakika kalarmda büyük bir isyan çıkarmağa tine lâyıkile vâkıt olmıyan avam takı memur etmişti. Murat avam takımmın mı her iki devlete hâlâ birbirınin hashuyuna suyuna göre söz söylemeği ve mi ve düşmanı nazarile bakıyorlar. Sasonlular gibi gafil, cahil Kürtlerin Halkın bu yaniıs zehabını tashih ede zebunu ve bazı memurlanmızm da mağ» bilmekliğaniz içm Rusya devleti bize duru olan halkı kandırmanın, yürüt • dostane ve muhlisane temayüLât ve mumenin yollarıru bilir, kurnaz bir adaroamelâtta bulunmalı ve bize münasip dı. Bu zavallılardan üç bin kadarmı vesilelerle muhibbane cemıleler gös ümitlerle, ve Acem ve Kafkasya Er termelidir. Enneni komitacılannın menilerinin ve Moskof askerinin yar« nkirleri, maksatlan, mefsedetle • d'ma geleceklerme dair yalanlarla iğ ri meçhulümüz değildır, Kırım fal edip ayaklandırdı. yan mufsıtler.n en başiılanndandır. Sasonlular işt» böylece tuzağa düşüp Tebeyyün eden suihaünden dolayı evhü'iumeti tanımıyacaklannı, ver^i vervelce kendisini lstanbuldan teb'it et mlyefklerlni devletle ilişiklerini kesmiştik. Bu fena adam bu yakınlarda tiklerini ilân ettiler. Jandarmalan öl Ermeni sakin olan vilâyetle imizde dürdüler. Kürt köylerini vurmağa başahalimizin huzur ve rahatma halel verecek yolda ve tanzimat ve ıslahat namı I ladılar. tsyanı bastırmak için gönderilev askeri kurşunla karşıladdar. Fakat on • alhnda birçok muzır şeyler yapılmasıdan sonra vuku bulan carpı«malarda na delâlet için Ingiltereye M. Glads gerek asker ve gerek Kürtler meşru mii tona mufassal bir mektup göndermis • dafaa harcine çık'p ve kabahatü ve tir. Bizim taraftaki Ermeni riiesavi rukabahts'z demeyip Sasonlulan kırdı haniyesi namma bizden şikâyeti havi lar. Dokuz yüz kî?i öldü, otnz kadar da Çar Hazretlerine de aynca bir mektup köy yandı. (1 afustos 1 8 9 4 ) takdim edip adeta papalık daiyesinf e bulunduğunu söylemek cür'etini de göstermlstir. Kınmyanın ve komitaların asil is • tedikleri şey tng:lizlerin hinvneti in zimamile ve ıslahat bahanesile iptida bizim vilâyetlerinvzden birkaçmı bir leştirip mümtaz b'r Ermenistan teşkil etmek, sonra da Kafkasyada Ermeni sakin olan yerler ahalisini kışkırtıp Ermenistana iltihak etmeği istemrj t'r. Kınmyanlann ve emsalinin projeleri file geiecek olursa neticesi hem bizim için, hem Rusya devleti icin muzır olur. cuktak) tezahürat güzel ve berrak bir sahad*< ve orada tabiatin gös • terdiği yolları ihmal etmemek, bilâkis onu tahlil ederek takip etmek lâzımdır. Dr. KADRl RAŞtT SAÜH MÜNtR Çocuklarda kabız meselesinin büyıiklerde oldugu gibi barsaklann hareketsizliği ve tembelliği gibi sebeplerle alâkası pek nadırdur. Bermutat tabiî olan yani doğuşunda barsaklarında darlık ve yahut tıkanıklık olmıyan bir çocuğun tabiati aldığı gıda miktarile mütenasip olarak muntazam husule gelir. Barsaklarda darlık ve tıkanıklık mese • lesi ise, o kadar nadirdir ki doktorluk hayatmda gördüğümüz vak'a ların yekunu dördü beşi geçmez; binaenaleyh mevcudiyetini nazari dtkkat« bile almak haksızdur. Esasen onlar da çocuğun doğduğu günden kendini gösteren vak'alardu*. Binaenaleyh doğduğu zaman hali tabiide olarak günde iki üç defa apteste çıkan bir çocuğun bilâhare münkabız olması mutlaka gıda ci hetindeki bir hataya daha doğrusu bir eksikliğe atfedilmek lâzımdır. Hakikaten münkabız olan çocuklacı biraz tetkik edersek gıdalarm da noksan bulunduğunu ve annesi nın sütiinun az olduğunu görürüz. Ni • tekim de çocuk ekseriyetle kilo ci • hetinden kâfi miktar tezayüt gös termez ve tabiî olarak ta müşteki ve ağlayıcı bir çocuktur. Fiihakika bazan münkabız olduğu halde nes'esini muhafaza eden ve kilolann* muntazaman ziyade • lestiren çocuklar da vardır. Bunlar bazan zayıf dbğmuş, yahut bir se • bepten dolayı zayıflamt» olup toplaınak ihtiyacında bulunan bazan da naturası icabmca fazla tombul • lasnoağa müstait olan çocuklar ohıp her halde kabız sayesinde fazla istifade temin edeolerdir. Hatta an» nelerin. «peklik çocuğu beslec» de • meleri böyle çocukların gittikçe ki • lo almalanndandır. Gerek bunlar gerekse gıdaları cidd'en az olan çocuklar mide ve barsaklatrına giren Yeni Gine adannda yeni keşfedilen yerlüerden dbrt tfp bu kifayetsiz gıdadan fazla istifade meydanlannda gene ellerinde birer kfiBazı klmseler hali hazırda dünya • etmek ve o gıdanm havi oldugu a çük domoz yavrusu olduğu halde dans nm her tarafmin msanlarca malum olnasırın fazla mtktarda kana geçmeederler ve raksın sonunda domuz yavruduğuna, keşfedilmedik hiçbir köşesi sini temin etmek üzere barsaklarınsonu götürüp en sevdflderi dostlann • kalmadığma kani garünüyoriar ama, da fazla zaman muhafaza etmeği dan birine hediye ederler. O dostu da hadisat zaman xaman bunun aksini îs temin için tabiatin kabız ettiği yavhemen onu tahta bir şise geçirip yan • rulardtr. Şöylece icmal edersek çopftt ediyor. Ucra yerlerde dolaşan seymakta olan ateşe uzatır. Pişince orada yahlar, kâşifler yeni bir kabile, yeni bir cuğun kabız halinde olması vücu • hazır buTunanlann hepsi etten bir fokcins hayvanj'yeni bir cins nebat ve sadizfrim ihtiyacına nisbetle az olan gıdaran noksanma tekabül ed*ebil • ma aLrlar. ire buimaktan bâli kalmıyorlar. Meselâ mek üzeee tabiatin yaptıği bir mubir Abnan tayyaredsi Avustralya d • Muharip smıfımn silâHan uçlanna vazene mücadelesidir. Nitekim bu varmdaki «Yeni Gine» adası üzerinde srvritilmiş taş veya kemik takılmif so • yavrucukların gıdasını herhangi bir uçarken 2000 metro yükseklikte bir yepalar ve kamışlardtr. tnce karmslan büsuretle zararsızca ziyadeleştirecek re inmeğe mecbur olmuş, orada simdiolursak tedricen kabunn da zail olduğukiip ağza sokmak ve oradan nv'deye ye kadar medeniyet âletnince malum nu ve tabialinin intizam kesbettiğini göolmıyan bir taknn yerlilere tesadüf et • kadar mdirmek cesaret alâmeti ve o rürüz. Tabiî olarak ta tavsiye edi • muharîbin barpte muzaffer olacağma miştir. lecek vasrta budur. dair bir isarettir. Bazı kadınlar boyunBonlar o dağm yamacmda Kîrkaç Şu maruzatunı serdedince halk arasmdaki itiyadın ne kadar haksız koy halinde her tiirlü terakki ve lekâ lanndaki torbanm içmde kendi'terine olduğunu göstermiş olabildiğimi miilden uzak tıpkı tas devrmdeymişler lâzım olan bir takım eşya tasHar ve zannediyorum. Yani anoeler ekse gibt yaşıyorlarmı». Vücutlerini ancak onlann üzerinde de uğur addett'kleri, riyetle çocuktaki bütün anzaları, bellerinden aşağı kısımlarda ip ve iplik kat'iyyen yanlanndan ayırmadıklân bir ağlamalacı kabza atfeder ve onun tarzındeki saçaklar örtiiyor, kadınlarm önüne geçmeği en büyiik vazife te olü kafası iskeleti tasırlar. Vücutlerine tezyinatmı başlarda tüyler, boyunlarda lâki ederler. Açlığa karşı vücudün kîreç gibi beyaz bir madde ile res>m1er ve beüerde kurutulmus yemişlerden yaptığı müdafaanın esası kabız ve yaparlar, kollarmın pazılanna ip bile • kemerler ve parmaklarda da kemik yiiferyat iken bu feryadı kabızdan ilezukler teşkil ediyormus. Adetleri 2 0 zik ve tezyinat takıyorlar. Orada en ziri gelme telâkki ederek çocuğa müsbin kadarmış. Ottan örülmüş kulübelerhiller vecmek, ihtikanlar yapmak yade tekâmül etmiş san'at ipçillkrjr. suretile yavtrunun vücudündeki de oturuyorlarmıs. Tarlalannı gayet ipMuayyen bir nebatın elyafından bunu muhteviyatım da israf ettirmek otidaî terzda ve kendi ellerile tastan a viicude getirmeği nasılsa öğrenmişler nun elbette zararmadır. Bir defa da letlerle sürüyorlarmış. Demir ve diğer ateş meselesinde «çocuğun ateşinin dir. Kimin ipi çoksa o zengin ve asil madenleri bilnvyorlar, ancak tahtadan, yükselmesine düşman olmamalıdır» addedümektedir.» kemikten ve tastsn a'etler kullanıyor • demiştim. Bu defa da «çocuğun l&rmış. Tütün ve d'ğer keyif verid Alman tayyarecî tabiî onlarla göru • kabzına düşman olmamalıdır» cümmaddelerden kat'iyyen haberdar değilfemediği içm ancak gördüklerini nak • lesini ileri süreceğim. O da çocuğun lermiş. dostudur, çocuğun lehinedir. O a lediyor. Yoksa aralarmda biraz uzunca hengi bozmak için epeyce düşünmek Tayyarecî yazdığı makalede diyor kalıp lisanlarını öğrenseydi, tabiî onla • lüzumunu ve pek basit görülen ki: rm binlerca senelik hayatı hakkında müshil vermek teamülünde dokto «Bunlann v k t i l e insan eti yiyen run fikrini almak zarureti oldugu biraz daha fazla malâmat edinirdi. yamyamlardan olduklannı zannediyo nu idViiaya kadar gideceğün. Çünrum. Fakat Avnıpalılann adantn asağı kü büyük kabahatlerini başka haskısmını işgal edip ormanlıklarda do bihallerimde arzettiğim o maskara muz neslini f'zlalaşhrmalan bu tarafa mavi şişedeki Hintyağmın en ufak da bir takım domuzlarm gelmelerini ve günahlarmdan biri de çocuğun aç • ets'zlik dolayısile yamyamlık etmekte lığını temadi ettirmek ve ziyadeleş(Birinci sahifeden mabat) olan Yem Ginenin bu dağ haikuun in • tirmektir. Çünkü önüne geçmek için Konstantinde Yahudiletle Araplar gıdasının ziyadeleştirilmesi icap e • san eti yemekten vazgeçmelerini mu arasında kanlı çarpışmalar olduğuden aç bir çocuğa bir defi tabiî tecip olrmıştur. Yoksa bunlar vaktile ya nu bildirmektedir. 30 ölü ve 100 den min etmek, gerek barsaklarındaki etraftakı kabüelere mensup bir ferdin fazla yaralı vardır. Hâdise yerine kıymetli kıymetli sakladığı gıdayı, yahut ta büsbütün yabancı insanlann alelâcele kıtaat gönderilmiştir. gerekse kanının bir kısım muhtevi eHerine düsmelermi bekler ve onlan Umumî vali M. Cand, Paristen yatını vücutten çıkarmak mecburi çiyçiy yerlermis. Beni yememeleri gökCezayire tayyare ile hareket etmişyetini yüklüyor. Tezad'ın derecesi ten tayyare ile düştüğüm icin Allah tir. nin tahmin edilebileceğini ümit edizannetmelerinden ileri geldi galiba! yotum. Konstantin 7 (A A.) 34 a Bunlann lisanları adad'ki d ğer halkın ğustos gecesinde sarhoşlann çıkarlisanlanndan hiçbir'ne benzem'yo»1İcmal edeyim: Yeni doğduğu zatnış olduklan ehemmiyetsiz bir hâHos, Yeni G ; ne adasında oturan yer • dise, yerli ahalide galeyan husule man muntazaman aptest eden ve lilerin ekserisinin dilleri kat'iyyen biri getirmiş ve bu galeyan arbedelere binaenaleyh barsaklarında darlık birinkine nymak. Bunun için sade be sebebiyet vermiştir. ve tıkanıklık bulunmadığı anlaşılan yazlarla değil, b:ribirlerile de anl?şa Yerliler birçok maçazaian yağbir çocuk bilâhare kabız olmağa bilmeleri gayet miiskül oluyor. ma etmi'Ier ve birçok kimseleri yabaşlarsa bu çocuğun gıdasının azalYeni Gmen:n en yüksek kısmmda oralamışlardır. mış olduğuna hükmetmek lâzımdır. turan bu halkm muayyen bir dinleri olŞehrin başlıca caddesinde dcrt Bu suretle gıdası az olan çocukların büyiik bina yanmıştır. Mahallî hümamakla beraber kendilerine göre bazı vezinleri de kâfi tezayüt göstermez. kumet örfî idare ilân etmiş ve be • âyinleri, Hikatlan vardır. Tika • Tiko Binaenaleyh bu gıda azhğı ya lediye reisi saat yirmiden sonra sodedikleri merasim şeytanlarm ve fena memedeki sütün kifayetsizliğinden kağa çıkılmasmı menetmeğe karar ruhlarm şerrinden muhafaza olunnrtak yahut ta çocuğun fazla kusmasın • vermiştir. Müsellâh askerî devri îçin yapılır. Herkes süt domuzlan kurdan ileri gelmektedic. Eğer çocuk yeler kavga mahallerînde dolaş • fazla kusuyorsa ve açlığın sebebi ban ederek biribirine parçalar bediye makta ve sükunü muhafaza etmekbu kusmalar ise kusmanın sebebini eder. Kabilçnin ileri gelenleri köylerin tedir. Cezayirde kanlı hâdiseler ZonguHsJc sömikok fabrikası (Birinci sa'ufden mabat) bu vilâyetlerden müteşekkil ol^ıak üzere 500,000 lira sermaye ile Sömikok müessesesi vücude getirmeğî teahhüt ve teşviki sanayi kanunu • nvn sure'i tatbikına ait tal'matn=>menin 23 ncı maddesinde yazılı vesaik ve banka mektubunu tediye etmiş olao maden kömürü işleri Türk Anonim şirketine tesviki sanayi kanununun 20 inci maddesine göre bu vilâyetlerde sun'î antrasit fabrikalannın tesis ve işletilmesi için 25 sene müddetle imtiyaz verilmesine tcra Vekilleri Heyetince karar verildi.