Cumhurıyet' mez, dedi. Derln derin nefeslendl, sözüne devam etö: Ben sen bu ordu yokuz arkadaş blz varız. Tannma bin şükür, ardımda bir de ogul bıraktım. Halk sutununda neşredilmek Gene durdu, artık zorlukta koüzere gönderilen çikâi/et mektupnuşuyordu. Gerindl, Îçlnln bütün saf lannm daktüo ile yazüıp gön lığlle yurdunun dört çevresine goz gezderilmesi lâztmdır. Slyaztsile Numara : 31 dlrdi. gönderilen mektuplar neşredile. Ahmet, dogru mu dlye blr daha sordo. Yüzü düşmana çevrllm's blr alay yü Yurdum, dedi. Sana hepitniz kurban. mez. îçlnln bütün hıncile onu yere serdi. Karüyordu. Gülerek gözlerini yumdu. Gülerek boylu dınlardan Ülker adındakl bir kızla blrkaç boyunca öz malına, öz toprağına uzandı. Büyük Harbin ategll ellie sırtlan sıvanta delikanlı Ahmetle birllkte orduya 11mış yanık bagırlı tarlalardan geçtileT; Zafer bir lâv yakarlığile Akdenize ko tlhak etmeğe karar verdiler. Kanlı vak'agönüllerl gibi duru ırmaklardan, özlerl •uyordu. Bozkurtlar tlpili havada iman lar, yaalar, üzüntülerle geçen uzun güngibi dimdik dağlardan aşarak Ankaraya Beşiktışta Tonusboyu Çıngıraklıbostan yanştırıyorlardı. lerden sonra orduya ulaştılar. geldiler. Gazinin, ebedlyetl aydınlatan çıRarşLsında 144 numaralı hanede oturan Günler geçti, herşey düzeldi. Sağ ka Ahmet esir dlduktan sonra, anasına rasından, lmanlarının alevinl tazeliye Saflye Hanımdan aldıgımız blr mektupta lanlar alın akile obalarma dönmeğe şehlt haberi gönderllmlştl. Kocasını Çarek trene blndiler. denıliyor kibasladılar. nakkalede, büyük oğlunu Sinada, bu topAnkaranm sessiz gecesini tüfek sesleri «931 senesinde vefat eden zevclm BeÜlker, Jandarmanm agzından Ahmerağa vermlş olan ihtlyar kadm son oğlusardı. Lokomotif engin engin neîeslendl. sıktaş Ihlamur kasri bekçllerinden dln ölümünü dinlerken Yurdakulu bağnun ölümünü dlnlerken, jandarmanın Şlmdl blr tren uçuyor, bir kahramanlar Hasan Efendinin ma&şının bana ve oğrına bastı, ağlıyan blr güleçlikle ve bügöaünün içine bakarak, yürekten ağlıyan kafilesini görmek lçtn karanlıklardan lum Ahmet Kemal uaerine çevdlmesi tun masumiyetile boynunu buktÜ, do bir sesle: hızla çıkan lstasyon binaları, katara semurcuklanmış gözlerini Ahmsdin can 1 hususunda Maliye VekâleUne 10082 nulâm durduktan sonra, karanlıklara ka Nidellm ogul, yurda yalnız o değil maralı bir istida vermiştim. O vakltten verdiği meçhul noktaya doğru çevirdl, rışıyorlardı. Milletl için güle giıle can hepimlz kurban, demlstl. beri müteaddit tahkikat icra edildigi ve gülen bir hıçkmkla: vermeğl tasarlamış alay cepheye ulastı. Şİmdl d€ Ahmedln sağ haberlni alı Millet varclsun, dedi. Yurda hepimiz son tahkikat ta 25 '11/933 tarihinde Beyordu. Ahmet te bu alayda idi. Genç irisi, çaşiktaş Malmüdürlüğtinden Maliye Vekâ kurban. Ülker, Ahmedln alayında kaldı. Onları tık kara kaşlı, geniş omuzlu blr Türk leti Memurin müdiriyetine gönderildlğl Bir sır gibl gönülden gönüle akan bu blrbirlnden ayırmadılar. Sakarya muhayavrusunun da bütün dlğer arkadaslan halde halâ blr netice çıkmamıştır. Bu cümledeki teselll öyle uçsuz bucafcsızdı ki rebesi başladı. Gazlnin öz elile çekl dügibi, lkl sevgilisl vardı: Yurdu ve milletl. yüzden çok mağdur kaldım. Oglum lse yedi yuz senenin yasmı ondan başka hiç zen verdigl 21 günlük ulu savasta Ah Bir gece sabah yaklaşırken, çoban yılhastanede yatmaktadır. Bu hususta alâdırnın ısık tuttuğu bir yoldan yurüycrek, met birçok sevgllilerinl kaybettl. Ülker de birşey unutturamazdı. kadar makamatın nazari dikkatlni celAhmedin ayrıhgı, Ülkerln kurşunla deelgerlerinden yaralanmış Ankaraya gltmuharebeye girdiler. Çakal kovahyan betmenizl rica ederim.» llk cigerinl kamcıladı. Yurda Cumhuriml»tL Tam aynlık çagında blrbirlerinl arslan sürüleri, gece demeden, gündüz yetin kanat açtıgını gördükten sonra lç sevdlklerlnl söyleşmislerdl. demeden, vurustular. Altıntaa ovasında ferahlığile o da öldü. yanan köyleri seyrederek, ağlıyan tshak Sakarya muharebelerl binblr kahra Şişlide Bülbül sokağında 7 numaralı kuşlannm tasalandırdığı sessiz gecelerl manhğın hakkı olarak ellnl rafere ulaşBunu blr iki sene faaıla ile Ahmedin aevde oturan muallim Mustafa Şahln Beyb°viiyerek, günlerce ve günlerce didin tırdıktan sonra Ahmede lzln verdıler. nasının ölümü takip etti. Fakat Yurdakul den aldıgımız blr mektupta denlllyct ki: diler. Ankaraya geldi. Cebeci hastaneslnde Ül ortada kalmış, onu, milleti bagrına bas«Şlsli nahiye merkezi civarında Bülbül kerl buldu. Annesl de köyden gelmiç üçü mıştı. Ahmet tekbasma baskınlar yaparak* sokağında bir demlr eritme fabrisakı varblrden Ahmedln köyüne dönmüşlerdl. savastı. Ahmet. tekbaşına düşmandan nöBüyük zaferden on blr sene sonra blr dır. Bu fabrikanın bacası gayet kısa olAhmetle Ülker, en büyük erkegl on betcl çaldı. Ahmet, tekbaşına düşman yatı mektebinde Cumhuriyetiıı 10 uncu duğundan gündüzleri bacadan fışkıran beş yaşmda olan bu öksuzler köyünde hatlan arasma girerek maklnell tüfek yıldönümü için kutlulama hazırlıklan cehennemî alevler etrafa yaydığı gazlerle evlendller. Ahmet cepheye döndü. Ara getirdi. ÜstÜTie düşen Işleri blr Türk gibl yapılıyordu. Muallimin işi olduğundan he her dakika bizi zehlrlediği yetmiyormuş dan aylar geçtl. Köyünden gelen blr mek nüz derse gelmemlşti. Boş kalan dersayaptı, basardı. gibi geceleri sabaha kadar gök gürültütupta blr oğlu olduğunu yazıyorlardı. Alay yeni bir muharebeye girmek üzenede şehlt çocuklan birblrlertne babalasünü andıran tarakalarile mahalle hal*e Afyon eenhesinden ayrılmış, Nasuhcalı Mektubu okuyan zabitl onu çağırttı: rının nasıl öldügünü anlatıyorlardı: kını gece uykusundan mahrum etmek Bir oğlun olmuş Ahmet, dedi. Adını teoelerine gelmlşti. Yene taarnız ediyor Senln baban kahraman. tedir. ne koyacaksm? du. Başları dimdik, imanları dlmdlk. büFabrika bacasımn blraz daha uzatı Benlm babam kahraman, dlye gö Ahmet kızardı, önüne baktı. Birşey söytün mılliyetleri şahlanmıa Mehmetçlkîer larak çıkardıgı dumanlann aarar vermirultü yapıyorlardı. Birdenbire ak saçlı lemedi. Zablt sözüne devam ederek: blrer masal hakramanı gibl birdenbire yecek blr hale getlıilmesi ve gece sabahbir muallim dersaneye girdl. Gürültünün doğruluyor, vuruyor, saplıyorlardı. Ahmet, dedi, tam blze uygun blr at lara kadar devam eden gürültünün de sebeblnl sordu: Bir neferin başı geriye dönmeden, biliyorum. Oğlunun adı Yurdakul olsun. susturulması için alâkadar makamatın Ne bu, Yurdakul, nlçin gürültü ya31r neferin yüreği telesmeden, döğü Köye yazdılar. Bu aırada agustos ayı da nazari dikkatinl celbetmenizi rica e pıyorsunuz? çüyorlardı. girmls., büyük taarruza hazırlık ta başderlm.» Yurdakul kalktı, magrur bir duruşla: lamıştı. Ülker, Yurdakulun beşiginl sal Ahmedin bölü&ü buza saplanmış kız < . Hangimizin babası daha çok kahralıyarak, nlnnl sflyllyerek, yurduna, ko gın blr demlr gibi düşman cephesini delmanhkla öldü? dlye lddlalaşıyorduk, decasına dua ediyor, blr taraîtan da bü di. Derinlere daldı. Geriden bu bolüeün di. Muallim sendeledl, kürsüye çıktı: tün yurdun bağrından harekete geçen cephedekl 6bür bBlükîerîn hizasına ka Cocuklar, dedi. Siz, heplniz, bu mlllet, tekerlekler Afyona doğru dönüyordu. dar geriye eekilmesinl emrettiler. B61ük onların mutlu kanlle kökü kuvvetlenml? Türkeli dünyaya küsmüş, bütün yavrugeriye döndü. Ahmet, düsmana en vakın fidanlarsınız. Onların hepsl aynl kahralarlle, bütün kalbl çarpanlarlle kurtu olan neferdi. Adım adım. dögüşe döSüşe Senaryo mü»ab«kamııa îçtirak manlıkla öldü, sağ kalanlarm hepsi aynl luş yumruğunu vurmağa hazırlanıyordu. çekilivcrdu. Yerde bir düşman yaralısı için matbaamıza gönderilen iiç lmanla vuruştu. Senin baban öldü, ha gördü. Yanına diz çöktü. Matrasını çıkar Hakkın çekici, vatan örsü üz«rlnde zülyüzü mütecaviz hulâsa icinden serap bir vatanın yerine cennet gibl bir dı, ona su lçirinciye kadar uğraştı. Mil mün beynlne lnmek üzere İdi. çilen hulâsalann neçrî hitam bulyurt bıraktı. Senln baban öldü, ocağı sönletlnln engin cSmertligile kendlnden gemustur. Oğlunu, her gece rüyada gören Ahmedürülmek lstenen bu yurtta ocaklar şeçen Türk yavrusu farkına varmadan kadln içinde bir tasa vardı: Neşr»dîlmiş olan bu hulâsalara neldl, fabrikalar tüttü. Onun babası balasma b'r dlpclK yedi ve bayıldı. Muharebe bir başlayıp tükense de muhterem okuyııcularımız şu subalannız, babalarımız öldü, ortada ci yurt kurtulsa, mlllet direnlp kalkmsa, retle rey verec^kleTdir: Gözünü düstnan çadırlannda actı. Yehana baş lğmez özlü blr mlllet yüceldl. kendlsl de köye dönüp oglunu göree dlye re baktı, göke baktı, sagma, soluna, etra1 Karilerimlz bu hulâsalann hepİnsanlar ycktur, milletler vardır. Dün biz duşünüyordu. fında duranlara baktı. alnmı yokladı, slnl okuduktan sonra içlerlnden en zican verdlk, bugün biz yasıyoruz, yarın i25 ağustos gecesl Afyondakl düşman rüya görmüyordu Esir olmuştu. yade beğendiklerinin üç tanesini secap ederse bis öleceğiz, fakat gene blz karargâhında balo veriliyor, kadrlller, çip blze bildireceklerdir. Günlerce eslr kahiı. Günlerce sorgu yaşayacağızl •alaler birblrini takip edlyordu. Bir lsya çekildl. Çok zorladılar, fakat sorulan 2 Bildlrme işi şu suretle yapıla Muallim anlatırken bütün dersanenln tilâ ordusu, bir felâket yuvası hallni alşeylere yalnız bir sözle cevap veriyordu: caktır: Gazetemizde her hulâsa 1 « 1 havasmda dünle bugün canlanıyor, talemı? Türk yurdunun bagnnda şampanya birlikte bir de numaralı rey pusulası Benim yüzümden mllletime, yurdubenin gözünde sonsuz blr inanışm alevlçiyor, cazan ahenglne kapılarak fınl fıma bir dert ulaşacaksa Tann canımı alneşredilmlşti. Karilerimlz beğendlkleleri; beyinlerinde yenl yurdun yalçm rıl dönüyordu. Onlar dönerken birşey sın. ri hulâsalann rey pusulalarmı kesip varlığı, blr sinema şeridi gibi degişe dedaha döhüyordu. Bu da ses çıkartmasın her pusula üzerinde aynlan y«rlere açık Ondan başka blrşey işitemediler. Ah ğişe, hızlana hızlana, dönüyordu. Mualdlye kalın ot halatlarla sanlmış Türk adreslerinl ve lsimlerini yazdıktan met yüzlerce ıstırabın yükünü taşıyan blr llmln gözleri doldu: toplannın tekerleklerlydl. sonra bize göndereceklerdlr. gecede kaçmağa karar verd!. NöbetçlleTİni Klmsenln ocagında, obasında gözüBlr neş'e döaüyordu. 3 Adressiz ve lslmsiz pusulalar boğarak yurdun gönlüne dogru akmağa müz yok, fakat bize salarlarsa ölenleriBir hak sllâhı dönüyordu. müsabakaya sokulmıyacaktir, İslm koyuldu. Yüriidü. evvelce savaştıklan yermizden daha büyük blr imanla can vereŞampanya blr istllâ ordusunun kanlı lerin yerine ilk harflerini koymak ta lere geldi. Ordusundan iz bile yoktu. Ahceğüıılze ant İçin, dedi. beyninl dumanlarken, kurtuluç ümi makbul değildir. Zarflarm üstüne medi söyletmek lçln: dlnin verdlğl anlatılmaz bir heyecan, blr Bütün suufta bir gönülden, blr ağızdan mutlaka (Senaryo müsabakası) kay Sizin ordu mahvoldu, demişlerdi. orduyu, bir milleti dumanlıyor ve san bir ses yükseldl: dl konmalıdır. Ahmet te: yordu. Herşey dönüyordu artık. Talih bile. Ant olsun, 4 Hey puslalarınm 15 hazirana Yay gerilmeyince ok hızlanmaz, dlye Ve bu dersanenln havası içinde Türk 20 agustosta tanyeri aganrken, Türk kadar matbaamıza vâsıl olmuş buluncevap vermlşti. topçusunun ateşten ell lulmün gırtlağına ihtiyan, Tür* gencl, Türk fakirl, Türk ması lâzımdır. Demek kl doğruydu. Türk ordusu çezengini, Türkün bütün kudretl sırasile yapışmıs sarsıyor, Tınaztepe tltrlyor, 5 Karilerlmlzin gönderdikleri kilmlşti. Biraz düşündü. Evet çekllmiştl; yemln etü. Afyon tltriyor, bunlarla birlikte bütün pusulalar tasnlf edllerek sıra Ue en çok fakat göke değil, yurdun kalblne dogru bir cihan titriyordu. Titremiyen, gözlerlnl Ant olsun». rey alan on hulâsa sahiblnin isimleri çekilmişti. Yaylanıyor, hız alıyctdu. kırpmadan yürüyen yalnız Türkün lmanlı SON neşrolunacak ve kendilerinden asıl Esaretten kaçtığının ikinci günü b'.rkaç göğsü kalmıştı. Kimsesiz Türk yalnız karsenaryoları yapıp hakem heyetine düşman süvarisine rasladı; bunlarla boşısındakl çakallan değil, bütün yer togöndermeleri rica edilecektir. gusmaya mecbur kaldı; blrlslnl esir a parlağını titretlyor, engin gök boşluğu 6 Nihaî hakem heyeti bu senar larak caddeyl bırakıp ormanlar lçinden nu Imanına ölçü tutuyordu. yoları tetkik ettikten sonra içlerin bir patikayı takibe başladı. Günlerce süren çetin muharebelerden den birini lntlhap edecek. bunun saKarşıdan blr kalabalık gellyordu. Ahsonra B«ış%umandanlık meydan muha hibine beş yüz llra lkramîye verlle Rey pusulası: 31 met yanındakl esirile saklandı ve birçok rebesi geldi, çattı. Düşman etrafma acek ve senaryo İpekfilm stüdyolannüzüntülü saatlerden sonra gelenlerln Türk teşten cember yapümış bir akrep ümitda filme çekllecektlr. Reyimi «Ant» başlMı yaztköylüleri olduğunu anladı, bunların arasizligile, başvurduğu yerden geriye dö7 Neşrolunan hul&salardan ü ya veriyorum. sında kadınlar da vardı. nüyor, kendi kendini öldürmeğe hazırlaçüne rey vermeleri zahmetlerine munıycrdu. Bu tenha ormanlarda bir tlyatro başkabil en çok rey kazanan hulâsayı beAdres: lamıştı. Ak askallı blr ihtlyar anlatıyor, Ahmet, bunun son zafer olacagını sezğenmiş karilerimizden üç zata birer kadmlar hıçkıra hıçkıra a£Iıyorlardı. mlş, bütün yüce dileklerinin hızile salsenelik, üç zata altışar aylık, üç za Köyleri yanmış, ocakları sönmüş, kül oldınrken canevlnden vurulmuştu. Ken ta üçer aylık. üç zata birer aylık sermuştu. Düşman kumandanına şlkâyete dislnl kucaklıyrn bir arfcadaşmm yüzüne best sinema duhuliye kartları takdim gidiyorlardı. Bu ocak söndürenlerden blbakarak güldü: olunacaktır. rlsi de esir aldığı düşman süvarisi idi. Gayri kurtulduk. düşman dlrene 26 Mayıa 1934 = • MÜSABAKAMIZ SENARVO vımhunyet ANT HaDk sütunu! Türkiye Belçika münasebatında inkişaf Türk mallannı Belçikalılara tanıtmak için Anverste daimî bir sergi açılacak Brüksel (Hususî muhabiri mizden) Türkiye ile Belçika arasında mev . cut ticarî, iktı • sadî münaseba tın terakki ve înkişafı için son aylar zarfında sacfedilen gay • retler müsbet n* ticeler vermeğe be*lamıştır. Brüksel fahrî kon Ahiren mem sdlosumuz M. Rdbtrt leketimiri ziya de Bodt ret eden Belçika ticaret heyeti reisi M. Marruje tarafından Hariciye Nezaretme verîlen rapor Uzerine, Belçika hükumeti Türkiye ile yeni bir ticare* muahedesi akti icin pek ya kında Ankaraya hususî bir mu Diger taraftan BrHksel maılâ • hat?üzarımız Emm Âli Beyle Brükseldeki fabri konsolosumuz M. De Bodt ve Anver»te münte«ir »BeİROTUrk» mecmuası da bu sahada hummalı bîr faalîyet göstermekted'rîer. Bu faaliyetler nakkında malunıat almak üzere fahrî kon*olosumuz M. De Bodta müracaat ettim. Belçikada büviik bir nüfuz sahibi olan muhterem konsolosumuz beni biîyük bîr memnunîvetle kabul ederek şu beyanatta bulundu: € Büyük Türk gazetesinîn Belçikadaki muhabirile görüstüğUmden dolayı ton derece memnunum. «Cum. huriyet» in Belçikada bir muhabir bulundurmak hıuusun<fak{ şayani dikkat tesebbüsünü alkıslarım. Türkiye Cumhuriyetinin Brüktel fahr! konsolosu sıfatile bütün gayretlerimi Belçika<Ja Türk mah»ullerinin revacım arhrmava hasretmek arzusundayım. Bel çikayı Türk efkâri umumi yeaine daha iyi tanıtmak suretile bana çok faydalı yardımda bulunmBenim fikrimee Belçrkada mvh telif Türk mahsullerinin satışını artırmak kabildir. Bu münasebetle Belcikaya ihracatta bulunmak îstîyen Türk müesscselerin dogrudan doğruya ticarî faal bir propagan daya girişmelidirler. Bu propagandaya yardım etmek üzer* mümkün olduğu kadar »üratle bir «Türk malları daimî sergisb küsat etmek lâzımdır. Ben hali hazırda Belçikada bir «Türk Ticaret Odası» te?kil etmekle meşgul bulunmaktayım. Tes» etmek istediğim Ticaret Odaeının azaları Brükselde, Anverste v« Belçi» kanın diğer sehirlerinde ikamet etmekte olan Türk tebaalanndan miL rekkep olacaktır. Maamafih, gayri Türklerden b!e müzahir aza kabul edüebilecektir. Bu teskilatm rutnamesinin ba#ni' da «meccanî ve daimî Türk mal • ları sergisi» nln küeadı me««l«si bulunmaktadır. Bu tergi aglebi ihti • mal Anverste kütat edilecektir. Türkiyedeki Türk tüccarlan ihracat mallan nümunelerimi meccanan bu sernide daimî surette te«hir edebilecekleri «ibi, mallannın fiati ve eatış seraiti hakkında da »ergi ta • rafınd'an alıcılara ve ziyaretçiUre mvfassal malumat veTİlecektir. Pek yakında size bu hususta daha müsbet malumat verebileceğimi üm>'t ediyorum.> Fahrî konsolosumuzun bu te*ebbü«U hiç sünhetiz büyük faydalar temîn edebîlecektir. Diğer taraftan yakında teşekkül edecek olan «Türk Ticaret Oda«ı» da bUyiik bir bosluğu doldurmuş ola eak, bazı komsu memleketlerin TUrb maTIarı aleyhine Belçika piyataımda yaptıklan propaEfandalara mukabele edebilecektir. Bundan maada Ticaret Odasile daimî serg! sayesinde Türk tüccarlan Belçika piyasatı hakkında günügününe en doğru ma lumatı elde etmek imkânmı bula caklardır. Bu suretle bir taraftan Tîcar^l Odası, bir taraftan daimî sergi, bir taraftan da Belgo Türk mecmua •mın çok fayd'alı nefriyata »ayeıin de Türkiye ile Belçika arasuıda mev. cut ticarî ve îktısadî münasebat bir kat daha terakki ve inkişaf ede cektir. Maliye Vekâletinin nazarı dikkatine Belediyen n nazarı dikkatına Senaryo hulâsalarına nasıl rey verilecek? Hamalların parasını çalan kufeci Rıza itminde bir küfeci, Postane karşiaındaki Küçüktürkiye hanmda geceleri bekçilik eden iki hamalın parasını aşırmış, kaçarken yakalanmıştır. Evvelce ayni handa geceleri yatmı« olan küfeci Rıza, bu marifeti yapmak için hana gündüzden gire rek bir yere saklanmif ve hamal Azizle Dursumm uyumalannı bekle miştrr. Bundan sonra oyuyanlann cebinden otuz liraya yakm parayı asırınca savuşmağa teşebüüs etmiştir. Bu sırada uyanan hamallar küfeciyi kovalamağa başlamışlardır. Kaçarken yuvarlanan küfeci Rıza hafif yarali olduğu halde polisçe yakalanmıstır. Faizle para verenler Ödünç para vermek işlerin* gL rişmek istiyenlerin Ticaret müdÜr • lüğüne müracaatleri gün geçtikce artmaktadır. Bu Ulerle uğraşanlardan ay sonuna kadar beyanname vermiyenler hakkinda kanunî taki bat yapılacakt». tktısat Vekâleti ö d ü n ç para işleri komiseri Nahit Bey faizle para verenlerin muamelelerin tetkike başlamıştır. Istanbul asüye mahkemesi btrinci yenileme bürosundan: Jozef Bilyan Efendi ile Diran Ka • yumcıyan Efendi arasmdaki dsvsim yenilemnesi esnasmda müddeaaleyhin Tahtakalede 76 numarada mukim Diran Kuyumcıyan Efendinin ikamet gâhırrm meçhul olduğu dhetle yirmî gun müddetle ilânen tebligat icrasına karar verîhniş ve yenüeme nmamelesi nm ifası için alacakh tarafmdan büromuza beyanname verilmiş olduğun • dan ikametgâht meçhul olduğu anlaşı • lan Diran Kuyumcıyan Efendinin ye • n<lemenin icrası için tayin olunan 2 0 / 6/34 tarihine musadif çartamba g5 nü saat 15 te Yenipostanenm birincî kahnda bulunan büromusa gefanediği veya vekiiini gondermediği tak • dirde 2367 numarah kanumm 6 nei maddesi mucibince yenilemenin gıya • bmda yapılacağı tebliğ makamma kaim oimak üzere ilân olunur. (16992) CUMHURIYE Senaryo Müsabahası Bursada asrî kaplıca inşaatı Bursa (Hususî) Asrî Kaplıca sirketi meclisi idaresinin verdiği kararların tatbikatına geçilmis ve kaplıca ile otelin önünde yapılacak insaata baslanmıştır. Burada bir dans yeri, bir kazino, bir otomobil yolu ve muhteşem bir antre ile fiskiyell tezyinî havuzlar yapılacak, ayrıca caddeye bakan kısma da bir duvar çekilecektir. Yazan: Edgar Vallas Tercüme eden: Ömer Fehmi 27 çalındı. Gelen kımvzı yanaklı, güler yiizlü kiiçük bir köylü kızı idi. Madam bir hizmetçi ütiyen hanım siz mîsiniz? Lidya şasırdı. Kızm hali, tavrı çok hosuna gitmisti. Fakat iste her halde bir yanlışlık olacaktu Hizmetçisi daha bu sabah kaçmısh. Henüz kimseden ye ni bir hizmetçi de istememisti. Ben değilim ama, dedi, benim de bir hizmetçiye ihtiyacım var, kızun... Seni kim gönderdi? Lidya sabahleyin uyanınca apartımanında yapayalnıı olduğunu gördü. Fakat daha, giyinınesini bitirmeden İEapt | etmişlerdi. Bu cemiyetin gayesi gayet Br telgraf aldım, efendim. mektum tutuluyordu. Onun ne hayurb Bir telgraf mı? bir maksatla tesis edildiğini pek az kinv Evet. Dün bize bir telgraf geldi. Tren parası da göndermislerdi. Ben de se bilirdi. Cemiyet riyasetine Mister Fere isimli bir zat reis ve klare mu • flk trenle kalkton geldim. Acaba yandürü tayin edilmişti. Iıs yere mi geldim? Bu adam Allah için tam hayır ce • Telgrafm imzasmı hatırbyor mumiyeti reisi olacak bir adamdu Mazisi sun? hiç te temiz değildL Birçok defalar po Evet efendim. Jogs imzan vardı. lise isi düşmüs, maamafih her defasm Içeri gir kızun, yanliflık yok. da yakasmı kurtarmak çaresini bulmufLidya hizmetçi kız içeri girdikten tu. Cemiyet Ahlâk düşkünü insanlan sonra kapıyı kapatırken duşünüyordu: doğru yola döndürmek için çalısuğına Bu evde kumanda eden ben mive Mister Fere de »ağlam bü ayakkabı yim, yoksa Jogs mu? olmadığma göre herhalde onun maıi • 11 deki tecrübelerinden büyük istifadeler temin olunduğunu zannetmek lâzım geliyordu. Mi» Brigerland o gün çok yorulmu» tu. MUafirlerin arkası bir türlü ke*il ZabAa Mister Brigerlandın bu tesebmek bilmiyordu. büsünü haber almca kendisini ikaz etMis Brigerlandla babası, Berkley meyi, Mister Fere bakkmda bildikle • Stritteki büyük evlerinin bir kısmmı, rini sayıp dökmeyi ihmal etmemitL Fakurdukları bir hayır cemiyetine tahsis kat Mister Brigerland bütün söylenenle Bambaşka bir cemiyet ri dinledikten ve nezaket icabı göste | uydurduğu için fazla ses çıkaramtyor rilen alâkaya tesekkür ettikten sonra: dü. Cemiyet iflerile yalmz baban degfl, Mister Fere, cemiyethnizm ahlâk Mis Brigerland da mesgul olurdu. Içtive tabiatlerini değitirmeğe muvaffak ma günlerinde cemiyetin Idbar (1) aolduğu ilk azasıdır, demişti. O simdi zalan arasma kanftığı, onlarb uzun fazileti ve feragati nefsile namuslu vamükâlemelere giristiği nk sık gÖriilürtandaslar arasuıda bile parmakla gösdü. Beızan içtimalardan sonra cemiyeterilmektedir. Bu Ribarla cemiyet ri ysetine gethümeğe her veçhile hak ka tin ileri gelen birkaç azasını cemiyet merkezindeki hususî odasmda aynca ka zanrnifhr. bul ederdî. Mister Brigerland cemiyet reisi FeO gün de içtimadan sonra gene ce renin delâletile ipten kazıktan kurtul • nryetin iki maruf azasını hususî odasımuf, hapisane kaçkını birçok serserilena götürdü. ri aza sıfatile cemiyete ithal ediyor ve Efendiler, sizi kabul etanekle pek sözde onlara ahlâk dersi veriyordu. tmemnunum! dedi. Siz Mister Higginsşin hakikatini kimse bilmiyordu. Bu siniz değil mi? adamlar filhakika doğru yola döniiyorHeriflerden bir! yüzünii burustura • lar rmydı, yoksa cemiyet bir fesat ocağı rak cevap verdi: olarak faaliyette mi bulunuyordu? Za Evet Mis! bıta adamakılu süpheleniyor, hoşnut • Siz de Mister Talmotsunuz, zan suzluğunu her vesile ile izhar ediyor, nederim. fakat Mister Brigerland isini kanuna (Mabadi var)