r Cumhuriyet hikâye Kırmızı kelebek ttalyancadan naklen Karilerimiz dîyorlar ki Günün mühim meseleleri hak kmdakl fikirlerinizi bize kısaca bildirlniz, bu sütunda neşredelim. c iktısat Kırmızı Kelebek sarhoş başmı om zuma dayadığı zaman geceyansma yakındı. Gülerek bana dedi ki: Şampanya başum döndürdü. Oou belinden yakaladım v e : Maskeni çtkar. diye mınldandım. O dakika ya kadar Kırmızı Kelebeg: az görebilmiştim. Yüzündeki siyah saten maskenin derinliklerinden iki m mavi göz alev gibi parlıyor, çenesi v e ağzı hiç eksik olmıyan tebessümi'e bir kat daha güzelleşiyordu. Çıplak fcollan, aradasırada iki kırmızı kanadı bareket ettiriyordu. Kırmızı dar fanilâ Eçindeki güzel bacaklarmı mahcubiyetle masanm altında saklıyordu. Kırmızı Kelebek başmı salladı: Daha sonra... Daha sonra dedi. Güldü, sesi bir çocuğun sesi kadar temsz v e berrakh. Dans salonundan orkestranın çaldığı vals isitiliyordu. Kırmızı Kelebek valsı dinliyerek gözkapaklarmı kapadı. Onu kendime çektim, •açlarmdan öptüm. O başmı kaldırdı, kollanmdan kaydı: Hayır, hayır bu olamaz, dedi. Fakat, derhal gene yumuşadı ve sam . panya kadehmi dudaklanna yaklaş tırarak tekrar gülmeğe başladı. Ben onun yanında ne yapacağımı şaşırnnş bir halde oturuyordum. Qirbh*imize o kadar yabancı idik ki. Bi saat evvel koridorun tenha bir köşes'nde tanışmışhk. O, mahzun ve yapyalnız buz gibi mermsr sütunlarm arastında dolaşıyordr. Ona doğru benı cerbeden ne idi? Neden ben ona ra» . gelnvstîm?. Artık onu tanımıştun. Çünkü onunla konuştum ve o ince, nazHc kohmu benimkmm altmdan geçirdi. Salona kolkok girdik. Ben susuyordum. O da çok gülüyordu. O sebepsiz gülüyordo; ben de sebepsiz susuyordum. Fakat her ikimiz de hayattan, o ziya dolu gefceden, maskeli balodan, tnuzHsten, köpük saçan sampanyadan hatta birbiri mizden zevk duyuyorduk. Belki de o bunun için gülüyordu; ve ben de aym lebeple susuyordum. Onu akşam yeroeğme davet ettim. Böyle yalmzca arkadaş obrraştuk. Çıkar maskeni! diye tekrar yal . vardım. Bir dakika tereddütten sonra maskenin kordelâsmı çözmem için küçük basını bana doğru uzattı. Ve benim eKm bilmem neden maskenin kordelâ sma dokunduğum zaman titredi. Müphem bir korku içinde idim. Hakikaten biz msanlar roeçhul şeylerden ürkeriz; bir maskenm düşüsü. bir yüz örtüsü nün açılması bizleri heyecana düşürür. tfte ben de bunun için beyhude yere siyah kordelâ ite ovalandım. Fakat roaske kendiliğinden yere düştüî bir anda her ikimiz de maskeyi almak îçin iğildîğimiz zaman bilmem nasd oL du, dudaklanmız birleşti. Kırmızı Kelebeği yüzünü görmeden evvel öpmüş töm. O, saşkm, mahçup bir elfle yüzünü kaparken gene gülüyordu. YüzünS açmak için incecik parmaklarını yaka ladım. Kendmi müdafaa bile etmedi ve sakin bir bakışla göslerjnm içine bak. tı. A!... Onun yüzünü ük defa gördü • füm halde bu yüz, hiç te bana yabancı gelmedi. Gözleri... Gözleri birdenbire değiştL Bana dikkatle bakan o gözler eski asklarımı; o ağn, bir zamanlar öptüğüm baska ağızlan hatırlattı. Hayretle güzel, nazik yüzüne baktım. Onun yüzü bir zamanlar sevdiğim bir m yüzü idi. Kırmızı Kelebeği korku ve hayretle nckadar seyrettiğimi bilmiyorum. O tnrdenbire benim hareketimden biraz kınlmıs gibi, Yoksa mask»"ni çıkardığımdan memnun olmadm mı? dedi ve anlıya madığmı birşey'er mmldandım. Güldü. Acayip. değil mi? dedi gene cevap veremedim. Devam etti: Aniıvorum... Siz de sezdinız... Neyi? • Başkasına benziyorum, değil mı? Baskasma mı? Herkes böyle söylüyor. Bütün erkekler sevdikleri kadınlardan birine benzediğimi iddia ediyorlar. Bütün erkekler mi? Hatta siz de. Yalnız siz, bana bundan bahsetmediniz. Fakat ben yüzünüzden okudum. Görüyorsunuz ya yüzümdeki maskeyi çıkarmasaydım ne iyi olacakb. tste ben bunun için maskemi çıkarmak istemiyordum, öfke ile bana arkasını döndü. Bir eImi yakaladım. öptüm... Hayır, sevgilim. Bilâkis sana minnettanm. Bana bak... Sana bakmıyacağun. Çünkü sen de benim gözlerimde çok zamandan . beri unuttuğun sevgilflerinin bakışla rau arayacaksm. Buna rağmen kurnazca beni süzü yordu. Vücudümde bir ürperme hb • settim. Ru kadm kimdi? Knmnzı Ke lebek. Sorma^ığım bir snale hiçkimse. •ttye cevap verdi. Çok iyi... Fakat kmin nedir? Bümiyorum. Her erkek bana iscediği ismi, bir zamanlar sevdiği ka • dmm 'îirani veriyor. Btrak onları... Ben küçükken evde bana Lâmia c'erlerdi, Kaîbimden vurulmoş gibi ol< jm. Lâmia bütün kadmlann fevkipd* . Saltanat devrinin fena idaresi yü zünden Üsküdar çok harap, bakımsız Çok uzak... Köprünün öbürtarabir hale düşmüştür. Bunun sebepleri fmda, Edirnekapıda... Ona cevap ver pek çoktur. Yanan yerlerin imar edilmeden nmuzlarmı mantosile orttüm. memesi, hususî ve asrî binalar yapıl • Otomobfle bindrdim. Artık refakat maması, müstakil bir mezbahası olduetmemı kabnl etmişti. Şofore: ğu halde kapatılması, güzel sulannm Edimekapıya, dedim. sahile yakm yerlere indirilmemesi, awî HavH, hayır evvelâ kardeşimi ve içtimaî hayatm uyandırılmasma çaalalmv Diye kuUğuna fuddadu lıçılmaması ve saire... Bu meyanda en Ne kardeşin mi? Saşkm şaşkm ona mühim sebep tramvay ve vapur ücretbaktım. Lâmianm, benim Lâmianm lerinin indirilmemesidir. Bu yüzden bu kardesi yoko. Yoksa vardı da ben mi Türk muhiti sönmüs, nüfusunun yüzde haarhyamryoHum ? 35 i kaybolmuştur. tmkânı vok, eve kadar bana reMaddî varlığının mühim bir kısmını Üsküdar nalkınm verdis?i ücretleTİe O haHe ne tarafa gidebilnriz. temin eden sirketlerin bilet ücretlerinTaksimde adi bir gece kahvestnin ia • den tenzilât yrfpmamakta ısrar etme raini so rledi Anlamadım ve biraz nwleri nihayet kendi mevcudiyetleri ba teessir oldum. Fakat Lâmia ellerimi elhasına olacaktır. Bu şirketler bir gün, Ifri arnsma aldı ve gözierhnm içine Üsküdarda bir kilometrelik bir yer için yalvararak baktı ve biz Taksnne doğru 25 kurus vapur, 15 kurus tramvay ücilwlemes?e baîladüc. Kahvenin önünde retini verebi'ecek kimseyi bulamıya durduğnmuz raman Lâmia otomobü . caklardır. den atUdı. Ben de arkasmdan mer • Üsküdar: Hüççetoğlu İbrahim Hakkt ken: Hayır, sen dur, ben yalnız gideeeğim, dedi. Otomobflin lür köşesme, gözlerimi kapadnn, bBröldüm. Dmünmefe çahston. Yalnu Lâmia tstanbul Ticaret Odası mecmuau mn birkaç sene evvel oldü&unü hahr50 nci yılma girmistir. tlk nüshası 1885 hyabüivordiım. Fakat Lâmia öhne •enesinin ikincikânununun 5 inci günü mişti. tfte otomobilin kapısmı ach ve çıkmıs olan bu mecmua, hemen fası gayet nazik jrülerek: lasız surette memleketin iktısat ve ti tste geldik, dedi. caretine hizmetîer etmiştir; fakat ba Ona »skîp eden uzun boylu, vahşl yanm asnlık mecmaanm, daha feyizH y&zlü genç beni ne selâmladı, ne de be. ve faydalı bir hal alması Cumhuriyet nhnle ıresgul oldu. devrinin teessüsünden sonra kabÜ ol Ona nereye ıddeceğimtzi sorduğum mustur. tstanbul Ticaret ve Sanayi zaman kaba, cirkm sesüe: Odası mecmuası bu soretle mütekâmil Ben soföre söyledîm, diye cevap bir sekle girmiş, memleketin terakki verdi, Lâmtaya hain hain bakb. hareketlerine iştîrak ile Cumhuriyet Lâmia ikimizm ansmda oturuyor ve ikbsadiyatmm ve ticaretimn sadık bir hiçbirbniz birşey konuşmuyorduk. tercümanı olmaştur. Lâmia bw ehni eîlerimtn arasma koy50 nci yaşına giren bn faydalı mecdu ve başım omnnna dayadı, ben hiç muayı tebrik eder ve büyük bir inti kırmldamadan vakH vakit onun saçla • zam ve gayretle devam eden neşriyat nnı öpSyordom. Hiçbirsey düşünmü hayabnda bundan sonrası için de muyordum. Pek mes'uttum. vaffakiyetler dOeriz. Rüzgârh, yıldızlı soğuk bir geceydi. ; Bir gün evvel yağan karlar tstanbulun ba dar sokaklannda camnr halini almısb. Nihayet otomobfl durduğu zaman Himayeietfal Cemiyeti umumî saat iki olmusta. Genç adam otomobilmerkezinden: den mdi ve karanlık bir evm kapısmı Piyasada cemiyetimizin firması çaldı, o dakikr Lâmia kulağuna: «Ihnda sablan takvimlerin cemiyeti Yarm oğleden sonra saat beste, miz tarafmdan tab€ttirilmed:ği, tabettirenlerle de cemiyetimizin hiç burada evm onunde bulusalun, dedi. O da genç adamı takip etti. Eltnde kü bfr guna alâkası bulunmadığı ilân olınrur. çük bir idare Iâmbası tutan orta yaşh bir kadm kapın açtı. Lâmianm hafif ziyası Kırmın Kelebeğm güzel yüzünü aydmlattı. Onu son bir defa daha görebüdim. Gürühü ile üstüne kapanan kapmtn karanlığında gözden kayboldu. sevdiğim, ona perestis ettiğnn yegâne kadmdı. Kırmu.ı Kelebek ismmi tekrar fısıldadığı zaman vüzünün bütün hatlan değfsti. Ve o benim Lâmiam şeklmi aldı. Sevjrili Lâmiam!. ' Nıbaye» beni tamyabfldin! Bnraya sana rasgeleceğimi bil • diğitn için geldim. Sevgili Lâmiacığı • mın iki sene evvel oldüğonu hiç dâsonmeden konusuyordum. Artık fldnriz de memnan ve mes'uthık. Ben dt sana rasgeleceğimi bildiğim içm geldim. Seni görebilmeği çok arzn ediyordum. Dedi. Ona öotnm. Bnseme dodaklarile cevap verdi. Bnsesi de tıpkı Lâmianın bnsesi idi. Ağzı fankı Lâmianın ağzı idi. KoDanmdan kaydı. O anda « l o n karardı. Orkestranm vaotığı ceheunemî bir gürültü ile ge . reyans: old'iğn haber veriliyordu. Göı kannshran lâmbalar tek.ar yandı: herlres neş'eli kahkahalarla yenî •enevi relâmiıyordu. Lâraie gidevim artık, geceyansı ol<fo de J i. Ayakta benden izin bekli • yordu. Kalbim burkuldu. Lâmia! Bövle bu kadarcık mı? Müsaade et, gideyun. O halde sana refakat edeyim. Bir dakika tereddütten sonra: Cok ozakta oturoyorum, dedi. Para ölçüsünü de değistirmeliyiz! Bütün ölçülerimizi dünya ölçülerine uyduıduk. Fakat bu inkılâp içinde bir ölçü unutuluyor. Okkamız dört yüz dirhem, kuruşumuz kırk para iken hesap islerinde aşari kolaylıklardan istifade ediyorduk. Okkamız kilo oldu. Arbk kilo hesapları zahmetsiz yürütülecek. Fakat ya para işleri ne olacak? Yakında yeni madenî paralar basılacak. Bu arada paramızın da kuruş vahidi kıyasisini aşarî yapamaz mıyız? Bir kurus pek âlâ yüz santim itibar edilir; yirmi paralık ufaklığa elli, on paralığa yirmi beş santim denilebilir. Yeni pa ralar basıldıktan sonra, eğer öylece kalırsa bütün ölçülerini medenî, ilmî e sasiara uydurmuş olan medenî Türki • yemizde para işi gene sakat bir vazi • yette kalacaktır. Bir kurusu kırk değil de yüz bölük farz ve kabul etmekte ne mahzur olabilir? Kuruşa >rüz santim demek muvafık görülmezse, pek âlâ yüz para da denebilir. Malatyada Hinge ilkmektep mualttmi Nuri Aimanyada mühim iktısadî kararlar j ıtAiıiro 14 Snfeat Bu akşamld pı^>gram J Bu memleketin iktısadî ahvalini takip etmek zarureti bugün bizim için daha fazlalaşmıştır tktısadî buhranın devamı bu sene Almanyayı ziraî mahsulât ithalâtı hususunda çok ciddî ve ehem • miyetle telâkki edilmeğe değer tedbirler ittihazına sevketmekte olduğundan, Almanyanın iktısadî ah valini pek yakmdan takio etmek teki zaruretler bugün hele bizim için bir kat daha fazlalaşmıştır. Almanya yeni yeni kararname lerle yerli istihsalâtı ziraiyesini genis mikyasta himaye etmekte, zi • raî ham maddeler hususunda ha rice muhtaç olmaktan mümkün mertebe kurtulmağa bakmaktad'ır. Ahiren balıkçılık islerile mes • gul olan bilumum tesekküller merkezi umumileri Hamburg civarında Altonada olmak üzere bir kartel halinde birleşmeğe mecbur tutul muşlardar. Bundan maksat Aimanyada çok büyük bir buhran içinde bulunan balıkçılık işlerini kârlı bir hale s#:maktır. Yumurta ticareti Yumurta işleri de »üt ve tereyağı gibi yepyeni bir usul altma alın mıstır. Yumurta hakkında alınan tedbirler cümlesinden olarak bü tün Aimanyada 15 yumurta mra • takatı ihdas edilmiştir. Bu mınta kalann her birindfe yumurta top lama ve satış işleri resmî devlet memurları tarafmdan idare edilecek ve yumurtaların piyasalara mmtakaların ihtiyaç derecelerile müte • nasiben arzolunmasına sureti mahsusada dikkat olunacaktır. Bir mmtakada ihtiyaçtan fazla yumurta hasıl olursa, bunlar Berlindeki devlet yumurta dairesine sevkolunacak ve oradan almacak talimata göre tevzi edilecektir. Yumurtaların altm ve satım fiatleri mıntaka âmirleri tarafından tesbit edilecektir. Meyva ve sebze ticareti Çiftlrk mahsulâtı işlerine bakan devlet komiseri tereyağı cinslerinin standardize sekillerini tayin ederek Jiatlere esas hazırlamıstır. Ahiren çıkanlan bir kararnameye göre yaş sebzelerle bilumum konserve meyvalann Almanya dahilindeki fiat • leri resmî kontrola tâbi tutulmuştur. Kararname ahkâmına göre mevaddı mezkure fiatleri muayyen bir tesekkül tarafından tesbit olunacak ve VALS, bütün Almanyada bu fiatler cari olacaktır. Yerli yün islihsalâtt Eylul 1933 tarihli iaşe kanunu mucibince yün istihsalâtı da yeni yeni kayitler altma girmistir. Yerli yünler muayyen makamlann nezareti tahhnda piyasalara arzedile cek, fiatleri bu makamlar tarafm • dan tayin olunacaktır. taşe ve lktısat Nezaretleri bu fiatleri aynca murakabe edeceklerdîr. Koyun cinsinin ıslahı için ciddî tedbirler alınarak yerli yün istihsalâtmm ço ğaltılması mukarrerdir. Bütün bu kararlar yün fiatlerini kırkanların kâr edebileceği bir seviyeye çıkar mak ve yerli istihsalâtı arttırmak için alınmıştıc Hali hazırda Almanya yün ihtiyacınm %9 unu dahilden, %91 ini hariçten temin etmektedir. Yün ihtiyacatının tamamen yerli yünîerle karşılanması mümkün değildir. Çünkü, adetleri elyevm 3,5 milyona ba liğ olan koyun miktarını on misli arttırmak, yani 35 milyona iblâğ etmek lâzım gelecektir. Halbuki bu kadar koyunu büyütmek için iktiza eden mer'alar makamına kaim ol • mak üzere umumiyetle ancak boş kalan arazi tahsis edllebilecektir ki bu kâfi gelmiyecektir. Saniyen, Almanyada iklim şartIarı ve sair hususat yün istihsalâtmı pahalıya mal ettirecek âmillerdir. Bu mülâhazalardan sarfı nazar, başka mahsuller pahasına Alman topraklarınm geniş mikyasta koyun yetiştirmeğe tahsis edilmesi keyfiyeti ise, Nazilerin esas prensiplerine uygun değildir. Maahaza, kendi kendine yenmeğe matuf olan bugünkü kuvvetli millî cereyan arasmda bütün bu iktısadî âmiller ihmal edilmekte, yerli is • tihsalât deyince yalnız teknik im kânlar düşünülmektedir. Bu imkânIarın tahakkuku için esas fiatlerin yüksek tutulması olduğund'an ucuz ecnebi mallarma karşı bir fren ye • rine geçmek üzere yukarıda saydı ğımız tedbirler tatbik olunmaktadır. Fakat bunların da en nihayet müstehlikleri ızrar edecek seviyelerde uzun müddet dayanmasına imkân mutasavver değildir. ÎSTANBUL: 18 gıamofon konseri 18,30 üer lemiş olanlara mahsus fransızca ders19 aktör Muammer Bey tarafından monoloğ ve Ajana haberleri 19,30 saz: (Bedayii Musikiye heyeti) 21,20 havadisler 21,30 Neeip Yakup Bey idaresinde orkestra konseri. ANKARA: 12.30 plâklar (13,30 a kadar) « 18 orkestra ve Ekrem Zeki Bey tara fırıdan keman konseri 18,45 dans müsikisi 20 havadisler. VtYANA: 18,25 keman, viyola, viyolonsei ve piyano ile konser 19,15 konferanslar, havadisler 20,40 (Die Jareszeiten) Haydr'in oratoryosu 22,50 hava disler 23.50 plâk neşriyatı 23.30 esperanto 23,40 akşam korueri (orkestra) . BUDAPESTE: 17,05 muhtelif keman konserîeri « 20,35 opera binasındaki temsilin nakli: (Troubadour) Verdi'nin esefri müteakıben: Gramofor plâklan. VARŞOVA: 18 oda musikisi 19,25 org ve «arkı konseri 20.10 muhtelif21.05 plâks laria Gürcü şarkılan 21,20 eski mu siki konseri: (Hândel, Bach, Mozart)22,35 sarkılar (soprano) 23,05 plâk nesrivatı. BÜKRES: 18,05 radyo orkestrasî 20,05 Vonferans, plâklar 21.05 oda musikisi, 21,35 konferans müteakıben: Şarkı konseri 22,20 keman konseri 23,05 orkestra. Vsküdar neden bakımsız kaldı?. ÎRTÎHAL Muallim Hârai ve diş tabİbi Sefer Bereket Beylerin validesi, merhum Ahmet Pasa refikası saHhatı nisvandan Nuriye Hanım irtihali daribeka eyle • miştir. Cen»zesi Beylerbeyinde YaUar caddesmde 30 No. lu haneden carşamba günü zevalde kaldınlarak Küplüce kabristanma defnedilecektir. ( 1 3 2 6 5 ) isfanbul kız lises'nde çay tstanbul Kız Lisesi müdürlüğünden: Eski ve yenî mezunlanrmzı borbi • rine tanıtmak ve mekteple olan alâka ve münasebetlerini takviye etmek ü zere mlttebimlzde bir çay zıyafeti verilecektir. Mezunlanmızın hepsinin adreslerini bilemediğimiz için kenduerini ayn ayn davet imkânnn elde edeme • diğimizden bu ilânı davet telâkki ederek bilumum mezunlanmızın 15 fubat persembe günü saat on dörtte mektebi teşrifleri rica ohrour. ŞEHRİMİZtN OPERA HEYETtNtN TEMStLLERİ Bir ^nüddettenberi »ehrknizinv meşhur bejtekârlarrodan M. Kapocelli ile mahdumunun teşkile ça • Iısbklan opera heyetmi hazır • lamağa muvaffak olmuslardır. Mezkur opera beyeti sehrimizm tanıntnıs amatör, profesyonel simalardan olup 40 kiştden murekkep tir. Bir çoklan dahi tstanbul Konservatuvanndan tnezundurlar. Heye tm ilk temsili olarak ömimüzdeki cuma ve pazar günleri matine saat 18 de: FRANSIZ TtYATROSUNDA VerdrnJn en meşhur oerası olan istanbul Ticaret Odası mecmuası 50 yaşında ö. y. A r t i s t i k Sinemasınrfa musiki ve şarkı amatörieri Hepiniz bu akşam Fakir Talebe nefis ve mukemmel Viyana operetini görünüz. Oymyanlar: Şarkı krahçesi JARA iLA NOVO1NA HANS HEINZ BOLLMAN N ve FRITS SCHULZ. ilâveten Fox Journal toplanınız ve ilk defa olarak gösterilecek Himaye etfa!'n takvimi yoHur F L E M M İ N 6 S TRUPU1UN MATiNELERi Fransız Tiyatrosunda IVaks mde fevkalâde muvaffakiyetler kazanmış o'an meşhur • Bugiinden itfbaren hergün saac 18 de cuma, paza günleri saat 16 da bajlıyacaktır. Programlar tamamen yeni ve görüliTjemiş mumaralarddn müıekkep olacak vc istanbul halkı için cidden yenilik teşkil edecektir. Bilhassa güzel caz dınliye cektir. fiatlerde berkest ye elverişli olacaktır. Meşhur patinörler, fevkalâde muganniyeler, kosutsuz komikier ve musiki kralı ff, hutiin İstanbul halkmı Fransız tiyatrosuna knşturacak süorizler vadetmektedir TRAVİATA ile başhyacaktır. Temsilin en mühim rolleri Mat • mazel Mari Karakaş, Matmazel Ciakirian, Metmazel Kataneo, Mosyö de Marchi ve MSsyö Sercioviç t*' rafından icra edilecektir. Fiatler ucuzdur. Evm numarasnu okumak için oto • mobflden indim. Şofore neredeyiz? dedim. Edimekapıda... Bir kfbrit yaktım. Evm numarasım kaydetnm. O gece pek güçrakle uyudum. Sa lonun çılgra ziyası, Kırmızı Kelebek, adi kahve ve nihayet kaba genç adam... Hayır... Artık bonlan düşünmeğe lü • zum yolrtuErtesi gün, öğleden sonra Edime kapıdaydım. Evi dikkatle aradiğnn halde bolamadmı. Evin yeri bir arsa idi. O cfvmrdakflere sorduğum zaman haIdkaten o boş arsada bir gece evvel gör. düğüm ev varmış. Fakat o, ev yıkılalı 3u sene olmuş. f FREDERİK KARY MARCH GRANT ve KAROL LOMBARO gibi 3 misilsiz yıldız tarafından yaratılan ÜsHödar FÂLE Sinemasında 6UDAPEŞTEDE SKAN1AL Mümessiii Fransizka Gaal ilâveien dünya haberberi KARTALLAR UOARKEN Fransızca sözlü • YARIN matinelerden itibaren İ P E K sinemasında Kusursuz bir tarzı temsil, Japonya ve Fransada alınan sahnelerin güzelliği, artist ve ak • törlerin dehai san'atkâraneleri FRISCO JENNY YARIN matinelerden itibaren E LH AM R A sinemasında K A D I N ve I l l l l HARP HATTEF TON IUTH Oynıyanlar: KLARK GABLE KAROL LOMBARD f ilminin harikulâde bir ş aheser olmasına badi olmuştur. Bu akşm herkes M E L E K Sinemasında En güzel sinema yıldızt LİLİ D AM İ T A MONA GOYAFRANÇOISE ROSAY veTANYA FECOR «.r.»nd.n *** Fransızca sozfö büvük Metro Gofdvryn Mayer filmini gormek ve eğîenmek için topîanacaktır. Aynca Paramount dünya havadisleri FİRDEVS tSMAİL Yarın akşam S A R A Y (Eski 6lorya ) da Cazino de Porisin sehhar yjldtzı CI f l D p l I C ' L U H L L L L herkesin ağzında dolaşacak stvimli ş a r h l a r l a dolu YATAKLI VAGON CİLVELERİ ŞEN OLALIM Franstzca oneretinde pörünecektir. llâveten F<)X |