8 Sukal 1934 If A Küçük lstiklâl mu . harebesi 2a manınd a y d ı. İstanbuldan Anadoluya giz Iice silâh ve cephane kaçı • ran kahramanlar tngiliz po lısine tutul mamak için gece çalışır • lardı. Ekseri ya, takalaa, mavnalar, yelkenliler zifiri karanlıkta yo • la çıkarlar, güç halle ancak birkac gün sonra Zonguldak ve Inebolu limanına ula firlardı. Ben de bir müddet bura da çalıştıktan »onra tnebo luya gitmiştim. Her sabah Set üzerindeki kıraatanede oturur gelecek gemileri beklerdik. Limanda nhtım olmadığı için sakin havalarda kolay boşalan yükleri denizin dalgalı zamanlannda kolaylıkla gidip almak lâzım gelirdi. tnebolunun usta kayıkçı • ları sudan dağlar arasında marti gibi bata çıka kalemle tasvir edilmez bir gayretle ugrafirlar • dı. Gene böylc bir sabah cepha ne getirccek gemileri bekliyor duk. Uzakta bir karaltı görünce hemen dürbünleri o tarafa çe virdik. Fakat gördüğümüz manzara her zamanki gibi değildi. Gayrimuntazam yalpalar vuran bir mavnadan bez ve kumaş parçalarile bazı işaretler veriliyordu. tşareti veren de küçük bir çöcuktu. Yelkenlinm içinde on • dan başka bir adam da görün müyordu. Hemen kayıklara bi nip ilerledik. Gemiye yaklaştık. On dört on beş yaşında bir yavrucak açhktan ve yorgunluktan bitkin bir halde bizi bekliyordu. Derhal koşup kayığa aldık. Yelkenliyi de limana getirmek ü zere birkaç kayıkçıya teslim ettik. Çocuk halsiz bir sesle: Ben burada yalnız deği • lim. Bir hasta var. Direğin di • binde... Hakikaten bir ftıtiyar gemici dalgalardan ulanmış bir yorga • na sımsıkı sarılmış yatıyordu. Iki zavallınm başlarrndan geçen harikulâde maceranın esrarlı safahatını ancak ertesi şriin biraz kendilerine gelebildikleri zaman öğrenebildik. Bir kısmı nı da iki üç gun sonra başka bir gemi ile limana gelen Ali Reis ve maiyetinden dinledik. *** Bir hafta evvel karanlık bir gece idi, biraz da sisli bir havada Istanbuldan kalkıp Karade nize açılmıslardı. Hamuleleri tüfek ve cephane idi. Daha Bo ğazdan yeni çıktıkları bir anda kocaman bir vapurla çarpışmış lardı. Ali Reis geminin batmak üzere olduğunu zannederek tayfalarla beraber kendisini denize atmış ve hepsi vapur mürettebatı tarafından kurtanlmışlardı. Tayfalardan hareketten beş on dakika »onra Mehmet te hasta lanmıştı. Reis onu nasıl olsa gözden çıkarmıştı. Fakat küçük Recebi ortada göremeyince: Zavallı çocuk, demişti, nasıl oldu da kurtulamadı. Son dakikada kendisini beraber almak |rneraklı şeylerj Boya göre para! Hani bir karikatür vardı, siz de hatırlıyacaksınız. Çocuğun birine yaşını soruyorlar da şu cevabı veriyor: Tramvay da beş, evde yedi yaşındayım! Biliyorsunuz ki çocukların yaşı yüzünden tram • vaylarda bazı anneler babalarla biletciler arasında münakaşa çıkar. Çünkü beş yaşındakilere ve ondan aşağılara bilet alınmaz. Anne baba: «Beş!» der. Bilet çi fazla oldugunu iddia eder. Bir srürültüdür gider. Çocuğun hakikî yaşını meydana çıkaracak bir esas yoktur ki iM taraf ona mü racaat etsin de kavga mayna olsun! Viyanada aypi halin vâki ol duğunu nâzarı dikkate alan Vi BîZîM MEMLEKETTE COCUKLAR;] FAYDAU BÎLG;LER Nasıl yürümeli? Yavrular, sokaklarda birçok otomobil ve tramvay kazaları oluyor. Bunların bir kısmı şoför • lerin, vatmanların dikkatsizliği yüzünden çıksa da birçoğu ya yaların dikkatsizliği yüzünden dir. 0nun için size yürürken riayet edeceğiniz bazı nasihatler , vereceğim: 1 Sokakta daima sağdan gidiniz. Birbirinizin koluna girip yolu kapatmayınız. 2 Yolun ortası tramvaylara, otomobillere, otobüslere, kaldırımlar da yayalara mahsustur. 0nun için daima kaldırımdan gidiniz! 3 Çaddenin bir tarafından öbiir tarafına geçerken iğri ola rak gitmeyiniz. Sağınıza, solu • nuza iyice baktıktan sonra dümKardeş muhabbeti düz geçiniz! 4 Nakliye vasıtalannm ge • çip gitmesini bekledikten sonra siz geçiniz! Aksi takdirde iki üç dakikalık vakit kazanmak isterDünya üzerinde 120 çeşh kurbağa var ken hayatınızı tehlikeye koymuş olursunuz! Bir âlimin yazdığına çöre dünkurbağaların sesi çok kalın çı 5 Tramvaylara atlayıp binkarmış. meymiz, atlayıp inmeyiniz! DuAmerikada ağaçlara, dallara raklarda inir> duraklarda bininizt tırmanıp böcekleri takip eden 6 Yediğiniz yemislerin ka kurbağalar mevcut olduğu gibi buklannı, çeldrdeklerini soka bir de zehirli cinsleri varmış. Yer$a atmayımz. Bunlar sade başkaliler bunların kanlarını kullana lannı değil, sizi de kaydırıp dü • rak zehirli oklar vücude getirir şürtebilir. lermiş. Bu zehirli oklarla yaralaBuçünlük bukadar! nanlar derhal ölürlermis. labiat ietkikleri istemiştim. Reis, sen benim için üzül me, dedi, ben nasıl olsa başımın çaresine bakarım. Halbuki o Mehmede acımış, onu olduğu gibi ölüme terketmek istememişti. Hemen yanına koşmuş: Bilmem, demişti, seni kurtarabilecek miyiro? F*kat şurası muhakkak ki yalnız başıma kurtulmaga gayret ermryeceğım. Fakat geminin yarası zannedil diği kadar büyük değildi. Bat madı. Fakat küçük Recep dört beş gün mütemadiyen kuduran denizle çarpışarak, hasta Meh medi tedaviye uğraşarak ve cephaneleri ıslatmamağa çahşarak gayret etmiş durmuş, nihayet hem kendini, hem de arkadaşi • le birlikte cephane ve tüfekleri kurtarmağa muvaffak olmuştu. Bu minimini kahramanı o zaman tneboluda bolıman heyet • le bütün halk çok takdir etti. Recep şimdi iki üç motörlü sa • hibidir. Bunlardan birinin de reisidir. Karadeniz seferlerind* takasını bizzat idare etmekte dir. yana Belediyesi çocüklardan boylarına göre bilet alınıp alınma masım kararlaştırmış. Şimdi Viyana tramvay kon • döktörleri ellerinde bir mezüre çocuklan ölçüyorlar. Bir metreden eksikseler annelerinin babaTek keseli kurbağa larının yanında biletsiz seyahat etmelerine müsaade ediyorlar. ya üzerinde 120 çeşit kadar kurbağa varmış, bunlardan bizim Bir metreden fazla iseler bilet memleketimizde yaşıyanlar an • almalarım mecburî tuhıyorlar. cak birkaç cinsmiş. Garip ama fena bir usul de • . . . v * •>*• * Kurbağaların cinsterine' göre gıl. büyüklükleri de türlü türlüdür. Tuhaf bir göl Kurbağaların en büyükleri ve en küçükleri Amerikada bulunAlmanyada Rossia civarında maktadır. Büyüklerin boyları 30 Bauergraben isminde küçük bir santimetreyi geçmekte, kücükle rinki ise ancak birkaç santimet reye varmaktadır. Kurbağaların birçoğu karada ekserisi de su içinde bağırırlar. Bunların boyunlarının alt'nda keseler vardır Onlan şişirdiler mi, ağızlarını açmıya hacet kal madan ses çıkarabilirler. Tek kurbağa yalnız başına bagırdığı vakit musiki kanunianna o kadar muhalif hareket etmezmişte, birkaçı bir yere gelip konser vermeğe başladılar mı tem poyu kaybederlermİK. Yukanda bahsettiğimiz büyük f MCMLCKBTLER9E Fıkralar COCUKLAR. Hangisi daha fena! Geçen gün mektepten dönen Necmi annesine garip bir sual sordu: Anne, dedi, pantolonumun yırtılmasımı daha fenadır, yoksa bir yerimin kınlması mı? Tabiî bir yerinin kınlması. öyleyse yolda düştüm, bir yerim kırılmadı ama pantolo • num yırtıldı. tngiliz çocuklan eğleniyor Resimlerini gördüğünüz tngi liz yayruları Londradaki «Buz üzerinde kayma» kulübü azasın Şubat bulmacası ) n ( Acaip adamlar) Polatlıda bir cüce Resmini gördüğünüz Polatlı nın Macun köyünden Abdüllah oğlu Hüseyin anasından gayri tabiî doğmuş bir adamdır. Boyu bir metreden 1 santim eksiktir. Agırhğı 30 kilodur. 32 yaşında göl vardır. Bu göl bir vadinin dibinde düz ve yeşil sularile gelip geçenlerin zevkini okşamakta dır. Bundan tabiî ne olabilir? Fakat işin garipliği bundan sonra başlıyor. Bu göl arasıra ortadan kayboUnakta ortada girintili çı kıntılı bir kara pareası hâsıl olmaktadır. Aradan biraz zaman geçtikten sonar civar ahalisi bir gün uyandıklan zaman gölü gene yerli yerinde bulmaktadırlar. Bu halin ne vakte kadar de • vam edeceğini kimse bilmemektedir. Çünkü orası bazan sene lerce göl olarak kalmakta, su yun kaybolması ancak birkaç hafta devam etmekte, bazan da senelerce çorak durmaktadır. Bu hâdiseyi âlimler şöyle bir ihtimale atfediyorlar. Gölün di binde büyük bir yarık vardır. Bu yarık henüz bilinmiyen sebep lerden doîayı bazan açıhp suyu çekmektedir. Gölün tekrar hâ sıl olması ise vadinin civannda ki diğer bir yarığm da böyle açıhp kananması neticesi sulannı oraya bosaltmasmdan ileri geliyormuş. Garip şey! Beypazanndan 'Alâettin Bey gönderdi. Kendisine teşekkür ler ederiz. Memlekette «merak h şeyler» sütıınuna eirebilecek vak'alan ve saireyi di&er oku yucularım'z da bize bildirirler • se onları da yazanz. dandır. Bu kulüpte kendileıi gîbi 200 çocuk daha yazılıdır. İki minimini böyle eğlenceli kıya fetlerle geçende buz tutan Londra sokpklannda Vizak kayıp eğleniyorlar. dır. Evlidir. Dört çocuğu vardır. Dördü de sapasağlam yavrular dır. Eski harfleri okuyup yazmayı bilen Hüseyin şimdi yeni harfleri öğreniyormuş. Aferin ona. Bu malumatı ve resmi bize Böyle de aslan avlanırmışl Yukarıtlaki gördüğünüz bo; har.e lere öyle harfler dokhırunuz ki yukandan itibaren: 1 mct bane alfabenin bir harfi olsun. 2 nci hane soldan sağa okundu • ğu zaman bir rakamı ifa etsin. 3 iincü hane bir milleti. 4 ÜTtcü hane evlerde ve dükkân • larda bulurvsun. 5 inci hane toparlanmış ipiK manasına gelsin. 6 ncı hane Bursa vanmda bir da» ğı göstersTn. 7 nci hane müslümanlatnn mu kaddes bir ayını bi1dir»in 8 inci hane soğuk bir yiyecek manasına gelsm. 9 uncu hane Rusyanın Avnın» daki kısmınm ismi olsun. Bundan sonra da soldan birinci harfler yukarıdan asağı okundu ğu vakit memleketitnizin bir adı çıksm. Doğru cevap gönderenlerden birinciye 5 lira, ikinciye bir mürekkeoli kalem, ücüncüye Foto Etemde 6 kartpostal 1 atrandisman yaptır ma hakki, diğer yüz kişiye muhtelif hediyeler verilecek fotoîjraf yollıyanların da resimleri basilacaktır. Cevaplar subatın son gününe kadar «Cıunhuriyet Çocuk sahifesi muharriri» adresine gönderilmeli ve mutlaka gazetede çıkan bu parça da kesilip mektuba konmalıdır. Bu sartlara riayet etmiyenler mükâfat kazanamazlar.