•J »auuUUCV VC1 • J *Cumhuriyet' S OIH TELG.RAFLAR Fırkada Tevfik Rüstü B. in izahat' Hariciye Vekilimiz ha raretle tebrik edildi Ankara 4 (A.A.) C. H. Fır kası Gnıpu idare heyetinden: C. H. Fırkası Grupu, öğleden sonra reis vekili Cemil Beyin riyasetinde toplandı. Haricive Vekili Tevfik Rüstü Beyin son Balkan seyahati hakkında izahat dinlendi. Muhterem Hariciye Vekilinin Yugoslavya ile aktettigi muahedenin sulh ve ademi tecavüz gayesi noktai nazarmda ehemmiyeti takdir olunmus ve Türkiye hariciyesmin bey nelmilel sulhu ve nizamı kuvvetlendirmek üzere sarfettiği gayretler gözönüne almarak hrka ve hüku metin direktifi dahilinde çalışmakta olan Tevfik Rüstü Bey hararetle ; tebr k edilmiştiT. Yugoslavyada Tev fik Rüstü Beyin şahsma gösterilen hüsnü kabul ve muhabbeti Türkiyeye karsı dostluk tezahürü telâkki ederek Fuka Grupu cok mütehassis olmuştur. Hariciye Vekili Yuna nistan ricalüe temaslannda görülen gorüs ve anlavu mutabakahnı an Iattı^ı zaman Fu^a Grupu Yunanistan IeMne heyecanh muhabbet göstermiştir. Tevfik Rüştü Beyin Sofyadan geçerken Türkiyenin sulhtan ve komsular arasmda iyi geçmmekten baska bir hattı hareketi olmadığinı vuzuhla ve hulusla soylemesi fırkaca ayrıca memnuniyeb* nracip olmuş tur. Tevf3f RüstG Beyin izahatı bir gün evvel sureti umumiyede ajansla » vuku bulan beyanan çerçevesinde • m Adliye binasının tarihi İ sene evvel Darülfünun için bina inşa ediliyor Dedikodular Seneîer geçmesine rağıfıen yükselemiyen duvarlar I İHEM NALINA MIHINA Yangından sonra stanbulun büyük binalarmdan birf daha yandı. Bugün dört harap duvarla, hâlâ dnmam tüten bir yıjm enkazdan ibaret kalan bu tarihî binanın yanısnn ntuapla seyrederken 2S sene evvel orada geçirdiğim günlerl hatırlıyarak büsbütün müteessir ol dum. Sultan Hamidin 1908 kânunuevveKnm ilk günlerinde Meclisi Meb'usan ve Âyant orada açbgnn vehham padışahm locasına girtr girmez korkak nazarlarla aşağıya bakıp salonu mu > ayene ettiğini habrladun. BosnaHer segin Avusturya Macaristan, Şarkî Rumelinin Bulgaristan tarafından gaspına kerhen razı olan muahedelerin, orada, gözyaslarile kabul edüdiği celseleri hahrladım. O möthis 31 mart isyannn, ve ba faciayı takip eden korkulu, heyecanlı gunleri, Hareket ordusu geldikten sonra âyan ve meb'usanın beraberce içtima ederek Sultan Hamidin hal'me karar verdikleri celseyi hatırladım» örfî idareyi kaldmnak istiyen raee • c lisin karşısmda, her defa MahmıH »vket Pasa merhumun mahmuzlanm şakırdatarak «efendiler idarei örfiyeyî biz ilân, biz kaldmm!» diye bağm ştnı hatırladım. Nihayet, Meb'man ve Âyaa meclislerintn Çırağan sarayma nakledildat lerkJ ve bir lodos fırtması esnasın!a tavan arasmda elektrikçilerin belki d s kasten çıkardTklan yangmnı, o canına sarayı da böyle yaktığmı hatırladını. Çırafan, yangma karşı, en kü • çuk bir tedbir bile alınmamış oldnğa için, eteklerini yaltyan koca deniza ragmen yannns, yani kaykshüğe km> ban gitmittî. Adliye dairesinin de, büt3n retmt devlet dairelerinm hiçbirisinde esasli itfaiye tertibah yapmamak hnsosond*» ki kayJitsizliğin^zin kurbanı olduğuna şuphe ^oktur. Meger ki iste bir srikast ola... ö y l e olsa ve bmaya bir kundak sokulsa dahi, vaktfle yangroa karşı Iâzım gelen tedbirler almmış oîsaydı, el« bette ates saçağı sarmadan önüne ge çilirdi. Yalnn yanan AdKye dairesinde de* gil; bütün devairde yangma karşt a Immıs tedbirlerin, ek.'krismin içlerl ah*ao olan o binalan afetten koruva* cak halde olmadığı muhakkaktnr. Milyonlar kıymetinde olan bütün bu bina' lar, fazla masraftan kaçmmak yürönden yann>»ktadır. Devairde, yangm çnrtıgı takdirdo ilk tedbirleri »larak isi büyümeden ba»tırmak üzere birer itfaiye müfrezesî bulundurmak ve bmalann üst katlarn»4 da su depolan tesis etmek, daire itfaiyl erradım geceli gündüzlü bina dahilinda nöbette bulundurmak suretile daireyi sıkı hW kontrol alrmda tutnvk gibi tedabn ktihan zarnri ve elzemdir. Gerçi, bunlar masraflıdır; fakat dev let idaresinde hersey masrafİjdB. Maw raflı oluyor, dive devletm mal ve can mnhafaza teskilâhndan nasıl vaz ge * çemezsek milyot>lar deferinde olan resmî daireleri de yan*nıa karşı ko • rnyecak masraflardan öylece kaçma mayız. Ba munasebetle hatırlataym ki halkm em'âk kayıtlermi ihtiva etmesi itib&rile son derece mühnn bfr bina olan Tapu daJresinîn yangma karşı nasıl muhafaza edüdigmi de bir kere kon frol etmek muvafık olur. Adliye binasnu yakan ve adalel tevzü işlerimizi altüst eden son afet « ten îbret ve ders alarak resmî daireler! yangma karsı knruyacajc tedbirlerl muhakkak almalıynt. Romada mühim müzakereîer cereyan ediyor M. Musoîini ile Litvinof Yoldaş beynelmilel meseleleri, umumî vaziyeti görüşüyorlar Roma 4 (A.A.) Başvekil M. Musoîini, Sovyetler B'Hiği Hariciye Komiseri Litvinof Yoldaşı dün öğle üzeri Venedik sarayında kabul et miş, kendisile uzun uzadıya ve sa mîmî bir surette konuşmuştur. M. Musoîini ile Litvinof Yoldaş, beynelmilel siyasete ilisiği olan me seleler hakkında görüsmüsler, bilhassa umumî siyasî vaziyeîm düzeltilmesi imkân ve ihtknallerini nazarı itibare amvslardır. Nihayet îki devlet adamı geçen lerde Sovyetler B'rliği ile İtalya arasmda aktedilen do«tluk misakmın musaddak suretlerinin teatisi isinin biran evve! yaprimasım kararlaştırmtslardır. gitmiş, orada Kral tarafından kabul edflmsştir. L'tvinof Yoldaş saraya geldiği vakit saray erkânı ile kralın yaveri Amiral Miriglia tarafından karşı Ianmıştır. Litvinof Yoldaşın ya nmdaki Sovyetler Birliğ'nin Roma elçisi Potnemkine ile Moskovadaki İtalyan elçisi M. Attolice ve teşri fat umum müdürü Cont Senni bu lunmakta idi. Litvinof Yoldaş saraydan çık tıktan sonra Pontinste kurutulan eski bataklık arazide kurulan LK toria şehrine gitmiş ve öğle yemeğ!ni orada yemiştir. ı tstanbul Adliye binası yandı. Bu meyanda beş asırlfk adliyemiz tarihini aydmlatacak vesikalar da kül oldu, Cumhuriyetten evvelki tarihin adlî cephesi kısmen olsun karanlıklaştı. Bütün bu facialar bir yangından çıkb, bu yangtn da İstanbulun sayıh binaIanndan ve millî emlâkin en kıymetlilerinden birinde yüz gösterdi. Artrft a • aklı bir harabeye dönen, dünkü var hğmı cökmüs sakafHe yanık dtrvarla rrmn fecaatî içinde ancak sayıklıyabi len bu bina, her türlü maddî ve manevî kıymeti bir tarafa bırakılsa dahi, temelinden kiremidfne kadar canlı bir tarihti. Yangm yalnız ba tarihi yakamadı ve biz iste, vansrmdan kurtulan bu tarinten bahsedeceğiz. Adlive binasmm bulunduğu yer, Abdülmecit devrntn ortalarma kadar boş bîr arsa idi. Tanzimatçı Mustafa Resit Pasa, idarî. harsî ve mf»H birçok tesebbuslere giristîği sirada Osmainlı payîtahhna bV de d*riî'fünun hedive etmek îstedi. G»roteki hars lesekkuI!erTTiî tetk?k edebilen bazı nvmevver Turkler, ken^'sîne t^lcdîm ett>kWî lâyihalarla bu Ffcri telkm etmislerdi. Reşit Pasa, iptidaî ve rutfî mekteplerin çoŞakılmasma calışmakia beraber memlekette Hr daru'fîmun da tesis o lunmasmı kabul ettikfpn sonra iste bu bos arsa üzerine bSyük bir bina kurulmasma karar verâi, mimarl?»nnı Avrupadan getîı+ti, bir lo«"n maizem^smi tedarık etbVdi, hicrî 1262 ( 1 8 4 5 ) te işe baylsttı. Resit Pasanm her teşebbüsu gibi bu hareketi de birçok itiraı'ar uyandrrdı, bitmez trkemnez dedikodulara «ebe b'"vet verdi. Hele hflrJnedeki darlık yüzunden yaoı işmin surüncemede kalması muhtelif rivavetlere ve hatta ifb'ra lara vo] açh. O yıllarm tarihmi v?zmağa memur edilen vak*anüvis Lutfî E fendi bile eserinde bir darülfünun y» pılması ismî tenk^t ediyor: «Subyan sr». M. Musolininin ziyafeti Roma 4 (A.A.) M. Musoîini dün akşam M. Litvinof şerefine bir akşam ziyafeti vermiştir. Yemekte Sovyet sefiri ile sefaret memurlan, âyan meclisi reisi, nazırlar ve yüksek zevat hazır bulunmuşlardır. kur yazar çocuklarm miktan çoğal tılmadan darülfünun yapmağa kalkışmak gülünçtü. Başlanılan binanın bir türlü bitirilmemesi ise gülünç olmak tan da başka birşeydi. Eğer «u lüzum suz binayı yaphrmak için öteden be • riden bol maaşla getirti'miş mimarlara verilen para, doğrudan doğruya bina ya sarfedilsevdi belki müsbet bir ne • tice elde edilirdi. Böyle yapılmadı ve iş dedikoduya düsürüldü!» diyor. Filhakika yanı isi bir türlü bitmedi, ydlarca sürdü. Reşit Pasantn bir aralık sadaretten ayrılması, mürteci fikirK vükelâmn is basına gelmesi darülfünun inşaatmı büsbütün sekteve uğrattı. Temel atma resminden bes alh yı] sonra bînaniTi henüz duvarlan yükseltilemennsti. Reşit Pasa, gene sadaret mevkiine geJmce proprammı tatb'ka koyu'maktan çekinmedi. Bu sefer yalnız darülfünun acmak deçil bir de Encümeni Daniş vücu^o geHrmek istiyordu. Darü'fünonda mSsbet ilimler okutulacagun ileri sxi"erek fWsit orooaganda lar yapan yobaz jrürtrh'T ile c'han seraskeri anvannn ta^iyan Rızi Pasa gibi eslri kafa?''ar, Encumeni Danîs aley htne de söz sövl«n»"ee kovnHular, Abdö'meci'i; havlî InnlnıiandTrdıTar. ts te Resh P»*a bu var"»»tte iyi bir b»bi ye yaph, EnciînrHmi Dani^în memleket icin pek havır'ı olacaSmı deliîlerne «8steren bîr mrtku, nadi)whın ve nmhalif ziimreTiin muv»ceh<»«înde okuduŞn gibi ayni nutka, darnîfüntwı bmasrnm mutlakn tamnTn'»n»cağHn gosteren bir dhnfe **^ soVı>*lııruu* fste don gece vanan Adîîye Wnasi bu ? W Vr ıV'nde ve birçok mfl«kQ lâtl* ?âlr^ yaln^z d^riî'funun obrak B'». o t«''Tısîz »mnnın dî*î r' b'Ver birer po«t*rraezden tirm*>k Daniş ve t, bir hatira ola rak karilerrmize takdim eJ»re&z. M. TURHAN ve Litvinof Yoldaşın Kral tarafmdan kabulii Roma 4 (A.A.) L?trmof Yo'daş bu sabah saat 11 de Kirinal »aravına Ispanyada intihap hâdiseleri Sosyalist kızları komünistleri dövdüler Madrit 4 (A.A.) DahHiye rece yansmdan biraz önce, b"tün tspanvollara telsiz vasıta *'Ie ya/otıgı beyanatta bilhassa demişt'r ki: «tspanva, parlak bir yurtse verlik misali göstermistir. tntiha bat dolayısüe çıkan hâdisler nadir denecek derecede az olmuştuc Gizli bir fesat hazırlığını haber a'an, umumî huzur ve asayişe kar*ı yapilabilecek ber türlü taarruz ve suikastleri boğma£a azmetmiş o!an bükumet «teyakkuz ve ihti yat hali» ilânına mecbur olduğunu Madrit 4 (A.A.) Chamberi mıntakasmdaki intihap dairelerinden birinde biıfcaç sosyalist mu rahhas 50 kadar rahiben'n rey verm»lerine mâni olmak istemişlerdir. Bir saatten fazla süren bir müna kaşadan sonra rahibeler, rey h?»klarmı istimal edebilm'slerdir. Bu esnada birçok sosyalist genç kız «enternasyonal» ı terennüm etmişlerdir. Bunun üzerine komünistler bunlara hücum etmiş ve kendllerini dövmürtiir. Muhafsz kuvvetler, riyetinde kalmışlardır. Bir mahkeme binası îçinde açı lan bir int'hap sandıkları şubes'ndrtki rey sosyalutler tarafından sükun ve huzuru iade içîn müdahale mecbu Tibet Çine bir ültimatom verdi Tibet birkaç eyaleti geri istiyor Şanjrbay 4 (A.A.) Tibet hü kumeti elyevtn Çinlilerin elinde bulunan birkaç eyaletin kendisine geri verilmesi için bir ültimatom göndermi.«tir. Bu vaziyet netice sinde Çinin garp kısmındaki Hsi • kang eyaletinde muhasematın patlak vermek üzere olduğu zanne dilmektedir. Oltimatomun müddeti dün bit mstrr. Fakat muhasematın başla yıp başlamadığı henüz belii de • Şu ciheti de kaydetaıek gerektir ki Tibet ahalisinden 10.000 kişi bundan evvelki muhasemattan sonra hudut olarak tesbit edilen Chingsha nehrini aşıp geçmişler • dir. I dir. £ Iki tren çarpıştı 7 yarah varsa da yaralar: hafiftir Küthya 4 (A.A.) Bahkesirden ?elen trenlr Esklçehirden gelen tren Sabuncuomar istasvonunda makas riTi'n hataoı yüzünden carpıştnıstır. Yedi yarah varsa da yarlan hafiftir. X ve W meselesi Birinei aahif';r1'>n mabat A Hususî bir Türk teıl&ffuzu ile marufiyeti olanlar. B Böyle hususî bir Türk telâffuzu ile marufiyeti olmayıp millî telâffuzlan bîlinenler. C Millî telâffuzlan bilcnmi yenlıer. 2 Birinei bölükten olan ismihaslar Türk telâffuzu ile yazılmaiıdır. İjkender, Aristo, Bulgaristan, Sofya, Mısır, Kahire, İngiltere, Londra, Ma^silya, Liyon gibî. özünde ve her d'lde millî telâf fuzu ile anilan ismihaslar bu millî telâffuz üzerine yazılırlar. Misal: Fransvtca Alaksandr, inçillzce Alek • savder, italyanra Aleksandro gibi. Ikmci bölükten olan ismihaslar miriî telâffuz esas tutularak türkce îmlâ He yazalacak. kendi millî imlâlan parantez içinde gösterilecektir. Lâtîn alfabesîni kabul etmemis milleftlere ait ismîhaslarm millî im!âlan gösterîlmiyecektir. Yalnız ileride yazılacak ansikloped'lerde, tarih ve coğrafya kamuslannda Lâtin alfa besi harsma dahil milleftlerîn o gibi eserlerinden takip olunan budunlar arası alfabenin sırasmı bozmamak zarureti vardır. Bu kitanlarda türkçe te'âffuz parantez içinde gösterilecektir. 3 Orüncü bölükten olan ismihaslar mîllî telâffuzlan tesbit edHemediâfnden yalnız bndımlar arası imlâ ile yazılacaktır. «Mî«aı': Gazeteye gelen bir telarafta ilkönce îşitilen ishnJer ise anlaşıldığı gribi ya zılır.» Encumen azalannm verdikleri ma Iurnata göre bu karar gerek Türk Dili, gerek Tarih Cemiyeti heyeîi umumiyelerinde tetk3c ecK*eceıktir. Bir musibet bin nasihatten yegdir Başmakaled~n mabat Ktd.bat vanmaTıyız. Bu harabenm 8 nunde flân^aye seyîrci kalmtŞa ta • hamrmil ed^emez, ve erm^melîvîz. ts t?nWu d*h* M b?r Aflive bmasile sü«?em*Vîe^V ki bu fe!*ketfn hNsivahmtzı darbeîiven ve d»beliveeek t«»Mrlerv*t$r~ kurtulabîlîrir. îcap *derse böyle h'r binayı yalnız başma tstanbul yaHatta feîekten » îrm eski B»btn'înTn ^irebe'erî ÛTermde ergeç yanacaŞımız tstsnbul Vi'âveti saraymı daJ»î ms«va sir"*! ve derhal karar vnmeliVz. Vem* ü'^r^rte binasmm o . nOT<îc Cifto'jjsavlar diye bir jraneTn harabesi var ki seneler ve scn«lerdir o rada sıntan vîrane'îV'er manzarasmt te«hir eder dfrnr'ar. Oniarm yerme U nîverHenTn ihb'vaçlarmı g^erecelc modern bmalann mşasuıı da bemen kararlastırmalıyız. Sonra da di£er tarafta millî emlâ • ktn nası] muhafaza ve idare olunaca • ğmı tayin eden çok esash bir kanunu derhal tanzim ve tatb'ka geçme'iyiz. Böyleî^fele bu son Ad'iye yançun felâketi bîze bir ders vazifesini görmüş olsun bari. tayin edilen Ruşen Eşref Beyîn Mtifası üzerine münhal bulunan Dil Cemiyeti kâtibi umumiliğine neşriyat isleri kolbasısı Ibrahim Necmi, neşriyat işleri kolbasılıgina da Mardin meb'usu Yakup Kadri Beyler intihap edilmistîr. Derleme kolbaşılıçına Konya meb'usu Nabn Hazım Bey tayin e dilmistir. turdu ve rnledi: Bu fırtmalı havalar beni yo ruyor, buşünlerde damarlanmın tazyikı yükseldi... Lui, dinle... Beni endişeye düsüren birsey var... Trahomamm Süveyş tahvîllerini ne yaDtın? Bana baska kâ^ıtlar imza latmak İMediSmi biliyorum. Tahviller düsmeden evvel, kendi hesabma temin eKie:m büyük men faatin rakammı söyledim: Senin trahoman yavruladı, İza, dedim, hepsi, Vestm'nsterde senin adma yaiırılmışt'r. Cocuklann hiç alâkası yoktur. Müsterih olabriirs'n. Ben paramnn ve paramm getirdiği menfaatlerin sahibivim, fakat sen den j»e!en gene senindir. Giıt, orada duran feragat meleklerine bunu habe* ver. Ko'"im birdenbire yakaladı: N;cin onlar^an n»fret ed ! vor sun, Lui, niçin ailene kin besliyor • sun? Bana kin besJiyen sizsiniz. Ta> Karcrye Vekilinin izahatı Ankara 4 (Telefonla) Fırka Grupu bugün toplandı ve Yugoslavyadan avdet eden Hariciye Vekili Tevfik Riiştü Beyin verdiği izahatı dinledi. Tevfik Rüstü Bey, bugün Heyeti Veküe içtimaında da seyahati hakkında izahat vermiştir. Pirvolkan a'e<? saçror Honolulu 4 (A.A.) Munaloa volkam indifa haline «reçmNtir. ^903 senesindonberi bu kadar sîddetli bir indifa ohnadıği söylennr^'t'edir. B5r kilometre nrturab^aı sahada lâv akış Ian jföriilmektedir. Eulgars'anda yeni b:r demir Miizayede ve möna'asa lâyihası yoiunun açıîması Ankara 4 (Telefonla) Maliye encümeni bugün Maliye raüsteşan Faik Beyin iştirakUe toplandı, miizayede ve mün?kasa lâyihasının tetkikine devam etti. Sofya 4 (A.A.) Filibeyi sa nayi merkezi olan Panagiurişteye bağlıyan demiryolu dün açılmıştır. Kral âdeti veçhile ilk treni bizzat kendisi sevketmiştir. Trende hanedan azası, hükumet erkânı ve birçok zevat bulunuyordu. Kral Iokomotiften söylediği bir nutukta hattın iktısadî ehemmiyet'ni kaydstmiştir. Kral açık yerde bir halk ziyafeti vermiş ve ziyafete bizzat kendisi riyaset eylemiştir. kın'ıp parçalanmıshr. iktisat Vekili sanayi programını hazıriıyor isv.çre ile hükumetimiz araAnkara 4 (Telefonla) İktisat sındaki ticaret itilâlı Vekili Celil Bey muayyen bir müd Ankara 4 (A.A.) tsviçre ile hüimzalanmıstır. 1933 te dette vücude getrrilecek sanayi ve maadin programı hakkmdaki tetkiklerine devam etmektedir. Bu tetki katın 15 güne kadar bitirilmesi hanrlanacak IâyThanın mecîise sevki muhtemeldir. Bu program demir, komür ve petrol ve mensucat sanayiine taalluk etmektedir. kumi>timiz arasmda bugün muvaldcat bir ticaret it'lâfnamesi İtilâfname, 11 birincikânun mer*iyet mevkiine girecekhr. Jeneral Ludendorf hakkında çıkan bir haber Berlm 4 (A.A.) Jeneral Ludendorfun tevkif ve servetİDİn haczedil diğine dair ecnebi matbuatta çıkan yanlış haberin Alman muhacirleri matbuatmda intişar etmesi üzerine bu haber resmen tekzip edilmistir. Pulgar'ar n Fılistinle ticarî münasebetleri Sofya 4 (Hususî) Bulgarlar, Filistinle ticarî münasebetlorini tak • viye etmek üzere Tel Avivde bir pa viyon inşa etmeğe karar vermişlerdir. Bu paviyonda Bulgar mallan satılacak ve gösterilecektir. Paviyonun inşa plânlan tasdik edilmistir. Paviyon Bulgarlara 2 5 0 0 0 0 levaya ma'olacaktır. sunlar, İza yorgundu. Yıllardanberi yaptığı mücadelenin hiçliğini mi anlıyordu? Gönevyev ve Hüber, çocuklan tarafından sevkedilerek bana karşı bu îhiyar kadmı, İza Fondodeji, Banyer gecelerinin güzel kokulu genç kızına atıyorlardı. Yarım asırdan fazla bir zaman* danberi bîribirimize karşı çıkıyor • duk. Ve işte bu ağır öğle üzerinde, iki rakip, o uzun mücadeleye rağ men, ihtiyarhğın suç ortaklığmı ya • ratan bağı hissediyorlardı. Üstünde ölümü bekledi^imiz bu berzahm ötesinde hiç, hiçbirsey yoktu. Hele benim için. Onun Allahı vardı, ona Allahı kahyordu. Benden daha ta mahkârcasma ba?Iandığı şeylerin hepsi, birdenbire elinden çıkıyordu: Kendisile hâliki ezel arasma giren bütün hevesler ve menfaatler. Şimdi yalnız çocuklannın talep'eri ve ihti rasları kalmış'lı. Onların istediklerile yüklü idi. Ona vekâleten sert olmak Teşvikî sanayi kanunu Ankara 4 (Telefonla) lkh sat encümeni bugünkü içtimaında tesviki sanayi kanununun 9 uncu ve 10 uncu maddelerinde teklif edilen tadilâta ait lâyihayı kabul etti. r Yurttaşl Pehlivaniar zeytinya^ım nîçin sever'tr? En iyi kuvvet şurubudur da ondan Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti Di! Cem ve'ınde fav nîer Riyaseticumhur Umum kâtiuliğ'ne lâzımdı. Sıhhat ve para sıkıntıları, hesap ve kıskançhk, muallimin üs tüne «yeniden yaz!» işaretinî çektiği mektep vazifeleri gibi karşısma çıkıyordu. îza gözlerini yeniden, ellerine bahcıvan makasını alarak gül fidan larını budar gibi yapan Gönevyev ve Janninin bulunduğu yola çevirdi. Soluk almak için oturdufum sıradat», azar isitecek bir cocuk gibi ba*mı önüne iğerek uzaklaşan karıma bakıyordum. GUneşin fazla sıcak1!?! fırtına kooacağmı haber verivorduİza, kendileri için yürümek bir azap olan insanların adtmlarile ilerledi. «Ah, ayactklarım!> diye in1«diğmi duyar gibi oluyordum. thtiyar bir kan koca, zanne''tikleri kadar biribirinden asla nefret etmezler. Kendisine muhakkak ki sâtem eden cocuklarmm yanma vardı. Bir denbire onun bana kıpkırmızı, soluk soluğa geldiğini gördüm. Yamma o : ; EDEBÎ TEFRtKAMIZ: 40 Engerek Düğümü Yazan: François Maariae Bir lâf arıyor, cesaret bulmak îçm gözlerini kızına ve torununa çeviriyordu. Bana dönen bakışla • nnda ismi olmıyan bir yorgunluk, belki merhamet v e muhakkak ki biraz utanç farkediyordum. Gece • leyin, çocuklar, onu biraz yaralamış olaeaklardı. • Senin yalnız yola çıkman beni «ndişeye düşürüyor, dedi. Ben de seyahatte başıma bir felâket gelecek olursa vücudümü buraya nakletmeğe lüzum olmadığını söyledün. O, böyle şeyleri imaya niyeti oU madığına dair yemin edince, ben ilâve ettim: Füzuli bir masraf olur, İza. Tercüme eden: Peyami Safa Mezarlık toprakları her yerde ay • nıdır. İçini çekerek: Ben de senîn gibiy'm, dedi, nereye gömerlerse gömsüler... Eskiden Marînin yanında yatmayı ne kadar isterdim... Fakat Mariden de ne kaldı? Bu defa da anladım ki onun na zannda Mari bir toprak, bir kemik yığımndan ibaretti. ttiraz edeme • dim, diyemedim ki yıllardanberi ben çocuğumun yaşadığını hissediyor, onu teneffüs ediyordum; söyliye • medim ki Mari, benim karanlık hayatımın içinden bazan bir nefes gibi geçiyordu. Gönevyev ve Janin gözetliye dur hut, çocuklarım bana kin besliyor • lar. Sen... Sen beni tanımıyorsun, yalnız seni kızdırdığım, yahut kor kuttu^um zamanlar müstesna... Şunu da ilâve edebüirsin: «Ya , hut sana azap verdiğim zamanlar...% Vaktile ıstırap çekmediğrmi zanned» misin? Haydi camrm... Senin çocuklar» dan başka düsündüğün yoktu. Onlara bağlı ohnam Iâzı Onlardan başka nem kalıyordu?' (Ve daha alçak sesls), ilk seneden itibaren sen benâ terketmiş, bana net ettniştin, gayet iyi bilirsin. İzacığım, gençlik sefahetleri mm sana çok dokunduğuna benî mandıramazsın... Belkî biraz izzetİ nef sine dokuranuştuar Acı acı güldü: Samimî görünüyorsun. Senin" bile bunun farkında olmadığını diişünnvek...