2 Tesrinisani 1933 Cumhmrivet' I |meraklışeyler] BÎZÎM MEMLEKETTE COCUKLAR FAYDAU BtLGItER | Horlamağa mâni olan makine İşte elektrik kuvvetinin bir fay dası daha.. Dünyada horlamak kadar etrafındakileri taciz eden birşey tasavvur olunabilir mi? Bazan üç dört oda öteden gelip insanı uyandıran kuvvetli horlamalar mevcuttur. Ingilizler ki konforu çok se • verler bazılarımn bu illetine mâni olmak îçin epeyce düşün müşler, taşınmışlardır. Nihayet içlerinden bir mühendis şöyle bir makine icat etmiştir. Bu makine bir mikrofon ile ona merbut bir elektrik tertibatından ibarettir. HİKAYE Birçok sergüzeştlerini benden dinlediğiniz avcı Sait Beyin A merikadaki bu macerası da her Diye haykırdı. Tabiî itaat e decek, yahut öyle görünecektim. Şaki işini çabuk bitirip biran evvel sıvışmak için acele acele ceplerimi karıştırırken onun kü çük bir gafletinden istifade ederek çenesine müthiş bir yumruk savurdum. Malum ya serde eski böksörlük var.. Sait Beyin hikâyesini bu noktada kesmek ve hayretle şu su ali sormak mecburiyetinde kal dım. Azizim, haydutun «eni ta banca ile tehdit ederek ellerini Cehennem kuyusu Amerikanın şimalinde Alas ka civarında yaşıyan ve kendi lerine Tilinkit ismi verilen yerliler çok cahil oldukları için ci • ne, periye inanırlar. Bundan do • layı başlarına gelen felâketleri fena ruhlara, tesadüfî vuku bulmuş iyilikleri de iyi ruhlara at • federler. İşte onların itikatlarına göre memleketlerinin civarında «Ce hennem Kuyusu» dedikleri yerde fena ruhlar oturur. Cehennem Kuyusu 500 metre yüksekliğindeki müthiş bir ka yanın eteğindedir. Bundan daima duman çıkar, bazan da 60 70 metre yüksekliğinde bir alev sütunu yükselir. Ekseriya da yerin altından ho • murdanma gibi sesler gelir. Bütün bunların alelâde bir yanardağın tezahüratmdan ibaret olduğunu bizler biliyoruz! Fakat bir de Tilinkitlere soru nuz. Duman ve alevi nasıl fena ruhların eseri addediyorlarsa, yer altındaki homurdanmalan da iyi ruhların gelip fena ruhları boğmakta olduklarına birer delil sayarlar. Çünkü bu pv halde hoşunuza gidecek. Cum huriyet Bayramı münasebetile ziyaretime gelen bu eski arka daşım, bir münasebet düşürerek başından geçen şu harikulâde vak'ayı anlattı: Artık Asya ve Afrikadaki avlar beni tatmin etmiyecek bir hale geldiği vakit Amerikanın meşhur Kaliforniya orman ve sahralarında da biraz faaliyet göstermek hevesine düştüğümü bilirsin. Bu sergüzeşt işte o za man başımdan geçti. Vakıâ bu av hikâyesi değildir ama onlar dan daha meraklıdır. Orada bir C Cumhariyet bayramında Taktim abidetîne çiçek koymağa giden yaurular Eğlenceli oyuncaklar ? Mikrofon yatan adamın başı hizasında yatağın üst tarafına uılmaktadır. Yatan horlamaya basladığı takdirde bu ses mikrofona tesir etmekte ve mikrofona merbut yatağın altındaki elektril tertibatınm husule getirdiği bir darbe ile horlıyan uyanmakta, vaziyetini değiştirmektedİr. Bu makineden birkaç tanesi tecrübe için Londradaki otellerden birinin bazı odalanna kon duysa da ömürleri çok uzun sürmemiştir. Çünkü horlıyanlar bu mütemadi uyandırıhşlara kıza • rak geceyarısı asabiyetle maki neleri kurmuşlar ve serbest ser best horlıyarak rahat ahat uyumalarma devam etmişlerdir. Ceviz kabuğundan neler yapılabilir? iki ay mütemadiyen av peşinde koştuktan sonra biraz dinlenmek ihtiyacını duymuştum. Daitna sükuneti sevdiğim için yalnız başıma dolaşmaya çıkı • yor, fakat hiçbir vakit ihtiyatı elden bırakmıyordum. Çünkü o civarm Meksikalı eşkiyası da ormanlan ve sahraları kadar çöh • ret kazanmışlardı. Bir gün böyle gene pardüsüm sırtımda ağır aksak fıstıkî ma • kam gezinirken korktuğum ba • şıma gelmez, karşıma bir haydut çıkmaz mı? Haydut elinde tabanca üze • rime doğru yürüdü: Eller yukarı! yukarı kaldırttığını söylemiştin. Kollannı o vaziyetten kurtara rak herife nasıl yumruk atabil din? Sahi yabu, asıl tnühim ye rine nazarı dikkatrni celbetmeği unuttum. Oralarda ihtiyatlı ge ziyorum demiştim. O ihtiyat lardan biri de pardesümdeki takma kollardı. Haydut «eller yu karı!» kumandasını verdiği va • kit iç taraftaki iplerini çekerek kaldırdığım o sahte kollardı. Onlar vaziyetlerini muhafaza ederken çenesine eklediğim de par • desümün altında serbest kalan hakikî kollarımdan biri idi. Tabiî yumruğu yer yemez a dam sersemledi. Elinden düşen tabancasını aldım. Koliarını belindeki kayışla bağladım. Götüriip en yakın karakola teslim ettim. ^ Tabiatin sebep olduğu felâketler J Fırtınaların en müthişi: Siklon den sonra kuyunun ağzından bir takım küçük taşlar fırlar. Bu taşlann içinde altin zerreîeri vardır. Tilinkitler bunları toplarlar ve seyyahlara pahalı fiatlerle satarlar. Tilinkitler bu taşlann fırlama mevsimi olan haziran ayında Cehennem Kuyusunun yanında şenlikler tertip ederler ve kuyuya kurban olarak canlı hayvan adak olarak ta kürk ve et atarlar. Bazılarımn söylediklerine göre kurban olarak eski den insan da atarlarmış. Geçenlerde Amerikalı ve Kanadalılardan mürekkep bir he yet bu altın saçan Cehennem Kuyusunda tetkikat yapmışlar ve 60 metre derinliğe kadar bir mühendis indirmişlerse de kat'î bir neticeye varmamışlar ve mu • vaffakiyet elde edememişlerdir. 4 ve 5 Hanım böceği ve kaplumba ğa. Boyalı kâğıttan ayaklar ve ba». Kabu . ğun üzerine benekler veya murabbalar. Kaplmnbağanın tahta ba . fi kabuğa telle bağla • nacak ve bu tel uzatıIıp kamlumbağa telin iistünde durabilecek bir vaziyette masa İL zerine konuna masa sallandığı vakit kap lumbağanın başımn titremesi de temin edi lir. 6 Aslan. Vücut ve ayaklar mukavva. Kuyruk birkaç kat iplik. Dişler kâğıt, ye . leler eski bir kürk parçası. 7 Mücevher mab. fazasL îki kabuğun birbirine bir lâstikle bağıanması »aiirudır. 8 Iğne yastığı leylek. Kafa te« bih tanesi. Boyun tel. Vücut küçük bir bez parçası yuvarlağı. Kuyruk kâğıttan. Ayaklar kibrit çöpii. 9 Cibinlik yeri ve ayaklar tel. tçindekiler cocuk arabasında tarif ettiğimîz gibi. 10 Fare. Bas ve kulaklar kâğıt ve mukavvadan. Kuyruk siyaha boyanmış sicimden. Içine bir bilya koyduğunuz zaman bu şekil hakikî iğri bir satıhta bir fare gibi yürür. 11 Pişmiş tavuk. Kanatlan ve bacaklar mukavva ve kâğıttan. 12 Kus. Tam bir ceviz. Baş te*. bih Nnesi. Kuvruk kâğıttan. 13 Her tarafına muhelif ceviz kabuklan vapıshnlaraktan orijinal bü yükçe bir kutuda vücude getirilebilir. 2 'nci tesrin buimacası R F A F • I M D M A Gürbüz çocuklar. I enı Urleanda siklondan sonra bir sokağın ve bir ı&tasyonun nau • siklonlar koskoca trenleri de a Bizden uzak yerlerde Atla« hp götürür, kilometrelerce öteye Okyanusu, Antil ve Hint deniz atarlar. Evleri temellerinden sö leri sahillerinde, Çinde ve Ja küp havalandırırlar. ponyada bazı müthiş fırtınalar olur ki bunlara siklon derler. Bu En müthiş siklonlardan biri yüzden her sene yüzlerce şehir bundan 18 sene evvel yani 1915 harap ve binlerce insan mahvosenesinde Amerikada yeni Orlelur. an civarında vulnı bulmuştur. Binlerce ev yıkılmış, gemiler batmışSiklonlarda rüzgârlar bayağı tır. Binlerce insan telef olmuş fırtınalardaki gibi dümdüz de • tur. ğil, fırıldak gibi dönerekten e serler. Denizlerde olursa gemi • Bağlar, bahçeler de bu tabi • lerin evvelâ direklerini, vapur • attan yakayı kurtaramamış, palann bacalarını, üst tarafların muk, şeker kamışı tarlaları, or da ne var ne yoksa onları alıp gömanlarm bulunduğu yerler çöptürürler. Bazan kendilerini de sfiz, fidansız birer çöle dönmüşhavaya uçurduktan sonra tekrar ür. denize atıp batırırlar. Çok defa llim ve fen siklonların vuku c Cevız kabuklarile ve oniara size beş para masrafa sebebiyet vermiyecek şeyler ilâvesile çok eğlenceli oyuncaklar vücude getirebilirsiniz. 1 ve 2 Sandal ve yelkenli gemi. Ceviz kabuğunun içmi mühür mumu ile doldurunuz. Mukavvadan dümen, kürek yapmız. İclerinin taksimatı da mukavvadan olabüir. Direîıler kibr k çöpünden ve yelkenler sigara kâğıdındandır. Kayıkçı bir tesbih tanesile bir kâğıt parcasından ve sankası gene kâğıttan vücude getirilebilir. (e. f. g. h. O . 3 Çocuk arabası. Tekerlekler mukavva, dönecek ve tutturulacak yerleri ince telden. Keza arkadaki kol ince tellerden. Yastık, yorgan boyalı kâ ğıttan. Kafa mukavvadaı». R A R u T B E X I | |t $ YuKarıdaki cetveldeki boş hanelere öyle harfler koyu • nuz ki soldan sağa doğru o • kunduğu zaman her sıra manalı bir kelime teşkil etsin. Soldan birinci sıra yukarıdan a şağı okunduğu vakit te Cum • huriyet bayramının birinci günkü resmi geçitte çok alkış toplıyan kafileleri bize bildirsin. Doğru cevap gönderenler den birincıye 5 lira, ikinciye bir tş Bankası kumbarası, ü • çüncüye Foto Etemde 6 kart postal 1 ağrandisman yaptır • ma hakkı, diğer yüz kişiye muhtelif hediyeler veriîecektİr. Cevaplar 2 inci teşrinin son gününe kadar «Cumhuriyet Çocuk sahifesi muharriri» adresine gönderilmeli ve mutlâ • ka gazetede çıkan bu parça da kesilip mektuba konmahdır. Bu şartlara riayet etmiyenler mükâfat kazanamazlar. cet görmeden ayağa kalkıp şu cevabı verdi: Dişetleri muallim bey! s »» I • N E R R A N 9 \ A N Çocuklara fıkralar Yalancılık fena şey! Tabiat bilgisi dersinde.. Tabiat bilgisi dersinde muallim bey talebeye yer yüzündeki mahlukların yaşamak için mut laka yiyip içmeğe muhtaç olduklarını anlatıyor, gıdaların nevileri, cinsleri, etler, sebzeler hakkında malumat veriyordu. O aralık talebesinin zekâ derecelerini tecrübe için bir sual sormak istedi: Efendiîer, dedi, biz insanların gıda hususunda en ziyade işimize yarıyan etler hangileri dir? Küçük Orhan düşünmeğe ha § I f f IZuçük izci Öğuzlbrahiml&ey bulacağım evvelden haber ve • ren bir vasıtayı henüz keşfet memiştir. Bu çare bulunsa hiç şüphesiz tahribatından tamamile kurtulunamasa bile vereceği zarar azaltılabilecektir. Küçük Necatiyi babası Raif B. kucağına almış ona yalan söyiemenin fenalıkları hakkında kısa bir konferans veriyor: Yavrum dünyada her kabahat affolunur, fakat yalancılık mazeret kabul etmez gayet kötü bir huydur! Diyordu. O sırada telefon çal dı. Raif Bey yüzünü buruştura rak oğluna: Necati dedi, koş şu telefona bak... Eğer beni sorarlarsa evde yok, dısarıya çıktı de!