23 Eylül 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

23 Eylül 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EyTuI I 5 3 3 Camhariyeİ' Ç Avrupada kadın Bir rekor kurbanı Geçenlerde Almanyanın Herne kasabası ahalisinden Rut Litziz is minde 19 yaşında bir genç kız dünya yüzme mukavemet rekonimı kır. Bir tuvalet, bir gündüz elbisesi Iskenderiye sef erleri bize Her kapıdan koğulan Abneler kazandırıyor ? dülkerimin maceraları Şarkî Türkistanda, Japonların yardunile ve Japonlarm hesabına Türk kabilelerinin başına geçmek istiyen Abdulkerimin, Abdülhamidin torunu ve sakit şehzade Selimin oğlu olduğunu yazmıştık. Fakat Selim, Lübnanda yaptığı serserilik lerden dolayı Abdülkerimi evlâtlıktan tardetmiştir. Abdülkerim bir de hıristiyan kadınla evlenince, babası Beyruıt kâtibi adilliğine giderek oğlunu resmen evlâthktan çıkard'ığı nı ilân etmiştir. Bunun üzerine büsbütün sıkıntıda kalan Abdülkerim Şama gitmiş, is aramıştır. Fakat elinden hiçbir iş gelmediği için her kapıdan kovul • muş, nihayet Evkaf idaresinde ber lira ayhklı bir kâtiplik elde ede bilmiştir. Bu sırada kendisinin bir de çocuğu olduğundan büsbütün sıkmtıya düşmüş, kansile geç ; msiz • liğe başlamıştır. Abdülkerim babasına son bir müracaatte daha bu lunmuş, ret cevabını almca, günün birinde çocuğile kansını yüzüstü bırakarak Şamdan kaçmıştır. Abdülkerim buradan Hindistana geçmistir. Orada ne işler yaptığı malum olmamakla beraber, bir rivayete göre Ingilizler hesabına casusluk etmşiş, hatta Bombaydan karısına bir miktar da para göndermiştir. Abdülkerim bundan sonra Tokyoya gitmiş, orada Japon hükume tinin hizmetine girerek Türkistan macerasma atılmıştır. Japonların hizmetine giren şehzade Halledilmiş bir meseleye dair Pire açıklarında bir münakaşa Garip bir hikâye Türk kaptanından af dileyen Amerikah zengin lzmiT vapuru (Pıre açıklarında) 14/9/933 Iskenderiye seferleri kaldırılma Iı mı, kaldınlmamalı mı? Herkes biliyor ki gazetem önayak olduğu halde bu meseie daha geçenlerde ef kârı umumiye muvacehesinde tetkik edilmiş ve en müsbett teşhis konul mustur: Kaldınlmamalı (Cum • huriyet) in bu hususta ilme, hakikate, millî hislere istinat eden mütevali neşriyatı bütün milletçe tasvip edilmiştir. Bu hattm memleket ik tısadiyatına oian ve olacak olan iyi tesirlerini kavrıyabilecek kadar uzağı ve derini görebilen herkesin, hatta alâkadarların bu fikirde ol • duklan malumdur. Zarar gördüğü iddia olunan bu hat, zararına rağ vttjmnmttn hutiHtfttlom men neden kaldınlmamalıdır? Bu Bey küçük oğlu ile beraber İzmir sualin cevabı gazetemizin mütevalî capurunun salonunda neşriyatile en hurda teferrüatma kaEllerimi tuttu, büyük bir satni dar verilmiştir. Binaenaleyh ben bu miyet ve mahcubiyet içinde şuniar» yazımla bu iddiayı tekrarlamıya söyledi; cağım. Ben, yalnız seyahatimm bazı Beni affediniz! tath müşahedelerini kaybedeceğim. Saşırdım. Acaba birşey mi ol • Üç buçuk aylık b<r tamirden sonra tskenderiyeye ilk seferini yapan tzmir vapurile seyahat ediyoruz. Deniz tsletme idaresinm tstanbul acentası Ziya Beye üç gün evvel müra caat ettiğim halde kamara bulmak için çok müşkülât çektim. Zavalh Ziya Bey, bir taraftan odasmı dol duranlara, bir taraftan da dakika başmda öten telefona koşuyor, dört tarafa dert anlatmağa çalışıyordu. Çünkü herkes Türk vapurlarile seyahat etmek istiyordu. tztnir vapuru en lüks kamarala nndan güvertesine kadar tıklım tıkIım dolu idi. Her taraf yeniden boyanmış, kamaralar yeniden tanzim edihniş . Büyük, temiz yemek sa lonlam birer çiçek bahçesmi andı nyor. Vapur mürettebatı tertemiz giyinmis Başta kumandan Aziz B. kaptan olmak üzere gemi kaptan ve zabitleri kibar ve nazik hareketlerle yolculara yardım ediyorlar. Kamat*/Iar ortada pervane gibi dolaşı yorlar. Bu temiz ve şirin teknede vakar, kibarhk, nezaket ve intizamm birbirile imtîzacından hasal olan güzel bir ahenk var. Yemekte arka mızdaki masada iki Fransız papazı oturuyordu. Yüksek sesle kcmuşu • yorlar. Biri dedi ki: ilk defa bir Türk vapurile seyahat ediyorum. Tecnm ederim ki vapura girincry* kadar şüphe içinde idim. Fakat, artık içimdeki te • reddütten eser kalmadı. Çok memmınum. Arkadaşı Hâve etti: Bu benim Türk vapurlarile yaptığım dördüncü seyahattir. O kadar rahat ediyorum ki kendi vapurlaruna bile binmek ihtiyacım bile duymıyorum..» Fransız papazlan bir taraftan cidden nefis yemekleri atıştınrlarken diğes taraftan bu sual üzermde beni çok hoşlandıran mükâlemelerme devam ettiler. Gece, herkes güvertede genîş v« rahat şezlonklara kurulmuş, is*ira hat ediyorlar. Ilık bir hava içinde, sakin bir deniz üzerinde tath bir su hışırhsının ruhc dinlendiren nağmelerile ilerliyoruz. Vapurumuz, tamirden sonra on beş milden fazla gi • debilirmiş. Fakat, buna lüzum görmüyorlar. Orta bir seyirle gecenin karanlığma köpüklerden beyaz iz ler çizerek ilerliyoruz. Radyo, Av rupa utasyonlanndan güzel parça.lar alıyor. Biz dört beş arkadaş gene ayni bahsi konusuyoruz. Bir aralık yanımıza geminin genç ve kıymetli kumandanı Aziz Bey geldi. Deniz Işletme idaresinin birinci «ınıf kumandanlan içinde en muktedirlerinden biri ve en genci olan Aziz Bey ne zaketile, sevimliğile vapurda derhal herkesin hürmet ve muhabbetmi kazanmıştı. Bizi sessizce dinledi. ts kemderiye seferlerine devam edil meli mi? Biz bu bahsin artık bayatlıyan mevzuu üzerinde görüşmemiz" bitirmi"stik. Aziz Bey: Ben, dedi. Bu hususta birşey söylemek istemem. Yalnız size başımdan geçen bir vak'ayı anlatayım, Veanlattı: « Birkaç ay evvel tskenderi yeden Istanbula dönüs seferimizde vapurumuzda mevkii içtimaî sahibi bir Amerikah vardı. Kendisile ye* mek sofrasmda tamştak. Adamca . ğızın her halinde bir şaşkınlik, gördüğü şeylere inanamıyan insanlann hali vardı. Birkaç kere servisbniz den sitayişle bahsetti. Vapurumuz Sarayburnuna yaklaştığı zaman bu zat kaptan köprüsüne çıktı. Bana yaklaşarak: Geminin kucnandanım görmek istiyorum, dedi. Benim, buyunrn, bir arzunuz mu var? diye sordum. muştu? Sordum: Anlıyamadım efendim. Birs«y mi istiyorsunuz? O tekrar etti: Beni affediniz. Büsbütün afalladım. Nihayet Amerikalı zengin maksadını anlattu tskenderiyede Kok acentasına müracaat ettim. Hangi vapurla rahat ve güzel seyahat edebileceğimi sordum: «Türk vapurlarile !> dedHer. tnanmadım. Onlara: Benimle alay mı edlyorsunuz. Türkler^vapur işletebilirler mi? Onlann vapurlan ne biçimdîr? Yel kenle mi işlerler. Türkler bana bir fenalık yapmazlar mı? Yolda aç kalmak veya ölmek tehlikesi yok mudur? diye sordum. Teminat verdiler. tnanmıya inanmnya, sırf merakımı tatmin etmek için vapurunuza bmdun. Fakat Türk vapırrunda bulduğum rahat, gördüğüm intizam ve nezaket beni kendi kendime karşı utandirdı. Simdi vicdan azabı içindeyim. Biz sizi çok fen« ve yanhş tanırmşız. lçhnde bu azap olduğu halde geminizden aynbnak istemem. l»te onun için beni affediniz diyorum.> Aziz Beyin anlattığı bu vak'a bir değildir. Yabancı denizlerde bayrağımızı dalgalandıran Türk vapurlan açık veriyormuş. Bu bir nazariye ve hesap meselesidir. Iskenderiye posta lanm yapan gemiler sırf mensup olduklan idare bütçesinde bir açık vücude gethmekte iseler de ecnebi memleketlerden aldıklan yolcu ve yiik navlunlarile memlekete para ge> tlrmek ve ecnebi vapurlannm metnleketten gene yük ve yolcu navlunlarile Türk parası götürmelerine mâni olmak suretile memleket iktısadTyatıma bu zarara nisbetle çok büyük faideler temin etmelctedirler Bu iki kere iki dört eder gibi riyazî kat'iyet taşıyan bir haktkattîr. Bu hakikat, bu mevzu üzerinde bir münakaşaya imkân vermiyecek kuvvettedir. Fakat bunu da bir tarafa btrakınız. Jsketıderiyeye işliyen Türk gemilerinin, millî varlığımız, Cumhuriyet idaremiz ve Türk demzciliği hesabına olan manevî iyilik ve ka zançlarrm göxd«n uzak tntmamak lâzım. Açık denizlerde işliyen Türk vapurlan her seferde yukardaki zengin Amerikah gibi Türkü Te Tiir* kiyeyi hiç tanımıyan lâakal yüz kişiye bizi hakikî ve samimî çehremizle tanıtıyor ve »evdiriyor. İHSAN ARİF "" ' T: " Rut Lîtzîg denîzde nıağa karar vermiş ve bu karannı tatbik için uzun bir idman devre sinden sonra tatbikata geçmiştir. Fakat 79 saatlik bir yüzmeden sonra takati kesilmiş, gerek soğuktan, gerekse sulann mukavemetin den vücudü harap olmuştur. Etrafında kimseler bulunmaman dola yısile saatlerce imdat istemesine rağmen gürültü dolayısile *e»i sajj'1 Bu senenin gece tuvaıetlennae rranş'ar, yani saçaklar rok modadır. Biz de onun için size fra> !an bol bir tuvalet nümunesi takdim ediyoruz. Kumaşı be. yaz krepten olan bu elbisenin korsajı fazla dekoltedir. Omuz üstlerindeki ku sımlan istendiği zaman kol üzerine bu rakılabilecek tarzda yapılmıştır. Bel den aşağı dönen kısım, korsajla etek »anki ayn fmış gibi hissini vermekte dir. Sağdaki gündüz elbUesinin caket ve etekliği ince kadife tarzı yahut kalın ipekli kumaşlardandır. Bluzu ise ipek ve yün kanşık olarak örülmüştür. Ka . dife kiiçiik bir sapka ile bu kostüm çok iyi gider. Yeni ölçü kanunu için hazırlıklar Bazı alât almak için Ayrupaya heyet gidiyor Ev kadını neler bilmelidir? Kolay yapılan bir filtre Litzig feHîr Kıyafetîle den işitilememiş, ancak bitkin bir hale geldiği zaman muaventine koşulmuştur. Genç kız naklolunduğu bastanede iki gün sonra ölmüşftür. Kadmlığın, sporun " ^ Jnühim bir şuberinde nam kazarmtftsı uğ runda fıayatmı feda eden bu genç kızın hahrasma binlerce hürmet! Filtre biliyorsunuz ki suyu süzmek için kullanılan bir alettir. Bununla en ağır ve kireçli sular bile hafif, içilebilecek bir hale getirilir. Fakat filtre oldukça pahalı bir şeydir. Onu her evin tedarik etmesi müş küldür. Fakat biz size tedariki gayet kolay bir filtre aleti tarif edeceğiz. Temiz bir saksı alınız. Dibindeki deliğe sağlam, temiz bir sünger tı kayınız. Odun kömüründen küçük küçük parçalar kınp saksının dabine döşeyiniz. Saksıyı bir sürahi veya testinin üzerine, deliği onun ağzına mutabık gelecek şekilde yerleşti • riniz. Ondan sonra saksıyı öylece bırakınız. Saksıyı boş bırakmıyacak olursanız pek çabuk bir sürahi veya bir testi su elde edersiniz. Üç dört günde bir süngeri değiştiriniz. Kö mürleri yenileyiniz. Alüminyon kaplar Şimdi bakır ve toprak tencereler bir kenara abldı. Hemen her evde alüminyon yahut çinko tencereler, taslar kullanılmaktadır. Bazılan alüminyon kapları üzülmez zannile onlan bir ta . kım tozlar, topraklarla, yahut külle ovmaktadırlar. Halbuki bu gayet yanlıs bir harekettir. Bu suretle temizlenen a lüminyon kaplar çarcabuk üzülüp par, çalanırlar. Onun için alüminyon kaplan mutlaka sabun, sıcak su ve fırça ile temizlenmeli, kat'iyyen bu hususta toz toprak kullanmamalıdır. Bir de alüminyon kapların çok da . yanmasım temin icin onlan yeni iken içlerinde süt kaynatılır ve bu kayna mıs süt içlerin>n her tarafına bulastmlarak on dakika bırakılırsa sütün alü . minyonun sathile bhleserek teskil et . tiği sahh onlann fazla dayanmalannda mühim bir âmil olur. l Baraa 'dohmecilerinin yapttklart yeni ölçtiler Yakmda tatbik edilecek olan yeni öl. çüler kanunu etrafmdaki hazırlıklar de* vam etmektedir. ölçülere ak bazı a lât ve edevatın satın almması için Avrupaya bir heyet gönderflmesine ka. rar verilmîstir. Diğer taraftan Bursada Bakırcılarda dökmeci Kadir ustadan bu mesele hakkında bir mektup aldık. Bu mektupta da : « Yeni ölçü kanunu bu seneden itibaren tatbik edileceği için, yeni ka nunun tarifatı dahıTinde ölçü nümu neleri yaparak tktısat Vekâletine gön derdik. Nümunelerimn beğenfldi. Bunun üzerine ise başlıyarak binlerce öL çü yaptık. Fakat şimdi haber alıyo ruz ki bu yeni ölçüler yalnız istanbuL da sablacakmış. tmal ettiğimiz bu öl çüler şimdi ne olacak? Lutfen bu hu . susta alâkadar makamın nazan dik • katini celbetmenizi rica ederim.» de nilmektedir. Ç10 suale cevaplar) Hanıtn okurlarımıza bundan bir müddet evvel kadınlığm içtimaî ve maddî hayatına taalluk eden 10 sual sormus ve gönderilecek cevap ları eylul iptidasına kadar kabul etmiştik. Gelen yüzlerce cevap arasında çok derin bir alâka ve iyi bir görüşle yazılanlar mevcut olduğu gibî bir kısmı da bu ciddî işi alaya alarak cevap göndermişlerdir. Şunu da söyliyelim ki kadınlığm hayatî meselelerine ait bu mevzua mizah karıstıranlar, hüviyetini hanım im zası altında saklıyan beylerdir. Tabiî biz de bunlara ancak atfolun ması lâzım gelen ehemmiyeti vererek hepsini kâğıt sepetine attık. Diğerlerinden şayanı dikkat gördüklerimizî sırasile basacağız. Bugün Sişlide Müyesser Cevat Hanımın verdiği cevapları dercediyoruz: 1 Parayı sever misiniz? Sevi yorsanız niçin? Paranm ancak hayatımı rahat geçirmemi temin edecek kadarını severim. Lükste, debdebede gözüm yoktur. Sualin ikînci kısmına ait mütalea da verdiğim cevapta da hildir zanederim. 2 Hissî münasebetlerinizde paraya ne gibi bir mevki verirsiniz? Hiçbir tnevki verraem. Bu iki şeyi birbirlerine tamamiyle yabancı addederîm. 3 Bir genç kız veya kadm hangî sporları yapmalıdır? Genç kız ve kadınlar sıhhat lerinin ve güzelliklerinin muhafaza»ını temin edecek sporları yapmalı dırlar. Bunlar da fikrimce her gün tsveç jimnastiği yapmak, arasıra tenls oynamak, yazın yüztnekten ibarettir. 4 Çalışma hayatına atılmıs genç kızlar ve kadınlar için ne düşünü yorsumız ? Onlan takdir ediyorum. Ben de çalışmak mecbuiryetinde olsay dım bunu memnuniyetle yapardım. 5 Bir kadmın anne, baba ve diğer akrabalariyle münasebetleri ne şekilde oltnalıdır? Evlenmeden evvel ve evlendilrten sonra? Anne, baba ve diğer akrabalann, genç kızlann izdivaç işlerinde yegâne âmir ve amil olmalannı doğru bulmadığım gibî onların kurdukları yuvalarda ortaya çıkan meselelere karışmalarına da muhalifim. 6 Çocuğu sever misiniz? Mes'ut bir ailede çocuk saa deti arttırır. Onun için bir vey a iki yavrum olmasını çok isterim. Fakat c Ev ve eşya Eeski ve yeni tarz döşemeler Eski ve yeni tarz döşemeler araıındaki büyük farklan, 20 sene ev. velki mobilyalarla son asrî mobil . yalar beynindeki tezatlan buraMa uzun uzun anlatmağa hiç te hacet yok zannederim. Bunlan gerek kendi evlerinizde, gerekse misafir ola . rak gittiğiniz yerlerdeki iki zümreye mensup esya arasmda yapacağı . nu mukayeselerle pek güzel tasav Yunanistanda muhalifler, hükumetle mücadeleye karar verdiler Atina 22 (Hususî) M. Veni zelosla Başvekil M. Çaldaris ara smda vuku bulan mülâkatın verdiği netice fena bir tesir husule getir miştir. M. Venizelos, bu mülâkattan sonra, bilumum muhalif fırkalann reislerini kabul ederek kendilerile istişarede buluntnustur. Bu içtimada, M. Venizelos, Başvekille yaptığı mülâkatı anlatmış, badehu M. Kafandaris söz alarak hükumete Mddetle hücum ederek mecliste ve harçte hükumet aleyhine mücade lede sebat edilmesini tavsiye ve talep etmisitir. vur edebilırslnlz. Fakat, aradaki bu büyük farka rağmen iyi intihap edilmek, temiz kullanmak şartile iki çe . şit mob'lyanın da evlerinizî süsleyip şenlerdirebileceği bi zim ve başkalannın gözüne i • yi görünebileceği muhakkak • tır. Beledtyenm nazan dikkat.ne Osmanbeyde Hacımansur sokağında otoran tanıdığuntz bir zattan Belediyenin tanzifat arabalan hakkmda bir si kâyet aldık. Anlatıldığına göre bu sokağm bir kısmına bir araba ve diğer kısmına da başka bir araba hizmet etmektedir. İlk kısma gelen araba he • men hemen muntazaman evlere uğra • dıgı halde ikinci kısma giden çöpçü amelesi heftada bv ve bazan da daha teyrek gelmektedir. Bunun netioesi o • larak bu karpuz kavun mevsünmde e v lerde bir hayli süprüntü biraanektedir. Abaliden bazılan da ba çöpleri soka ğm bir tarafında bulunan hâli btr ar saya atmayı itiyat ettâdermden arsa elyevm bir mezbele vaziyetindedn". Tanzifat amelesinin bu ihmalinin ber taraf edilmesi ve bu mevsimde süprüntülerin evlerde bmJokoMnaeı Beiedi • yeden rica edilmektedr lnanmazsanız bastığımız re simlere bakın. Solda gördü . ğünüz oturma odası eski tan döşenmiş olmasına rağmen ne^ ^ kadar şirîndir. Koltuklar eski biçim, masa ortüsü danteldendir. Lakin tertibin güzelliği, gerideki saksılarla tanzün olunmus dekor bu eski tarz odayı ne kusur . suz gösteriyor. Sağdaki resim ise son derece asrî bir hanım odasmı gösteriyor. Solda aynası, tuvalet çekmecesi ve taburesi.. Gözümüzün hiç alışmadığı bir manzara olma sına rağmen insan pek yadırgamıyor. Çünkü ince bir zevkle vücude getirildiği belli! nuza giden şey nedir? bedbaht ailelerin çocuk dünyaya Sıhhat, kuvvet ve malumat. getirmelerini muvafık bulmam. 10 Genç kızlarla delikanlılar 7 Aşkla mı evlenmeli, yoksa arasındaki münasebet ne şekilde mantıkla mı? olmalıdır? Kabilse her ikisiyle, değilse Birbirlerini sevip evlenebüe ikisnden birisiyle. cekler yekdiğerlerine çabuk kalp 8 Aile hayatınızda en fazla lerini açmalıdırlar. Aralannda böyle beklediğiniz nedir? bir vaziyete imkân görmiyenler de Kocatn tarafmdan sevilmek, arkadas olarak kalmalıdırlar. maddî sıkıntısız bir hayat geçirmek. Şisli: Müyesser Cevat 9 Bir erkekte en ziyade hoşu • :<1eshur bir tayyarecinin akıbeti Kinsi 22 (A.A.) Dünya etrafında yaptığı devir seyahatmde vaktile lekor kırmış olan tayyared Veleypost AJSO, dün Monore limanıcdan hava . landığı sırada tayyaresinin yere düş mesı yüzünden ağır surette yaralannuşhr. Kadın hastalıkları ve korutna 140 Kr Kısırlık Gebe kaltnamak ve kalamamak 100 „ Gebelik patologisi, nifasî intan 300 „ Guç dojum 300 „ Üzum ve üzümle tedavi 50 „ ! Kbal ve Kanaat kutunhanelerınde • • • • • • » ( 4 S •«• 73 ) Dr. BESİM OMER Pş. Yazan:

Bu sayıdan diğer sayfalar: