temmuz Cnmhuriyef SON TELGRAFLAB Bana kalırsa Kitaptan ve kütüphaneden evvel uhun iştahını açacak ve ki • tabı zekânin ekmeği yapa • cak idman nedîr? Buna ce> vap vertneden evvel mektep kütü • panelerinde veya okuma odala • nnda çocuklarra ve halkın Snüne ki* tap dağlan yığmakla bir yük«ügüm içine bes küp su boşaltmak arasın • da fark bulur musumız? Evvelâ kafalarda yer ve istah açalım. Bunum için bir idman gerek. Nedir o? Bu suale binlerce yil evvel Atina* lılar ve Romaiılar eevap vermislerdi; hem de şu bir kelime iiet Mü • nakaşa. Ben, bh* mfllete ve brr genç< liğe tenkit ve mOnakasa nakkim çok gorfiyorsam onlara kitap değil; her gfm bn gazete parcasi bile o • kntamam. Oturan bh zekâda, ki • mıldatmyan bir ruhta ne diye iştaV arar, dururuz? Bırakin, a iki go • TÜm, mektepte, sokakta ve kaKvede, bu küçük ve büyük iki çocuk, ta1eb« ve halk, herseyi tenkit ve münakasa etsmler. Sinh*Ienmîyelhn. Eğer mil* I«t n!çm okunrayor diye sinirlenmek istetniyortak. Garb'i sarktan ayıran eh büyük fark, bizim tarafta münakasa ve tenkide alısılmarms olmasıdır. Bunuii için her mübahasede bocaiiyoruz ve 1si küfüre döküyorur. Yüzme bn • mfyen adamin denlzde ilk bocala • malan gibi. Agaogia Ahtnet Beyle berabVr tasdik ederim ki yürme bilmiyen bh* khnsenm denize girme • slnde boğtılma tehlikesi vardır. Ka< buL Fakat bfr aaal: Dentze girme < den de yüzme nasil ogrenilir? Ça • raasir kazamnda mi? Koca nrötefekkir ve ferblyeci Mdrirafgne diyört *"* «Zekâtntztn en yemty eerıci ~o* ?«• hff idmam münahaşadır. Kitap ohamah tnitbeten* nyaştttruett ve zaytf iir harehetttr ki, mSbahtuemn Vtr hamlede Sfrretmesî yanmda pek he~ raretm* kaltr. Kavvetti bir rahla mSnakaşa mttiğim saman, o beni aa&m •ola çehiftirrr, harekete getirir, fi • hirleri benlmkilere hı% verir; ht» • kançltk ve rehabet, berti kendi ff» kime doŞra her, yukaelthr. "Aym fl « kirde olmah bir mBbahatede t n n • T ktet vtuıfttr.% ' Naimk KemaT giS! Kakiicaf yild'i* nrnmm fikirlerin çarpişmasından do< gaeagmı fekrar ebnek niyetmde degiihn. Münakaşalardan Kaklkaf çı • kar da, çikmaz '<i&. Şhndilik rîaki • fcatt arka cebfnfze koytrmız. Fakat fikîr çarpismaiann^an cıkacak daha b'aşka şeyler de var: Zekada uya • niklık, tecessüs, aniama ve ogrenme hirsi, olrutna istahı, veihasıl, ruhta eeviklik. Tenkit ve münakaşayı BMnci plâna koymıyan bir terbiye siyaseti ve bh* slyasf terbiye hif mi hiçtir efendhn. Ben b'ugfin çok basit bfr KakÜcat sSyiedim ama zamanında soyledim galiba. ' Sporcularımız Moskovada Kafile büyük merasimle karşılandı, ilk mac pazartesi günü Moskovada yapılacak Moskova 14 (Hususî Muhabirimiz iden) Türk sporcu kafilesi bn sabah 8,25 te Odesa ekspresile Moskovaya muvasalat etti. Misafirler, istasyonda Moskova, Leningrad ve Ukraynadan gelen heyetlerle, Rus «porculan tara fmdan büyük ve samimî merasimle kar> filandu tlk maç aym 18 inde saat 7 de Dinamo stadmda yapılacaktır. Avnıpa • nm en büyük stadyomlanndan biri o lan Dinamo stadı 100 bin seyirci istiap etmektedîr. Maçı seyretmek istiyenlerin ba miktan da asacağı görüldüğünden, intlzamı temin için fhndiden tedbirler almmaktadır. Bu maç munasebetile nakfl va.srta lan takviye edilmistir. Stada işliyen hat ta 130 tramvay arabası daha ilâve edilmis, otobds tirketleri de, servislerine 70 otobüs daha tahsis etmiytir. Maçm safahatüe neticest etrafa stadyomdan radyo fle bfldirilecektir. Kafflemiz Moskovada 2 maç yapaeakbr. Leningradla Harkofta da birer maç yapılacaktır. Kafile Odesa tarikiie avdet edecek ve dönâşte orada da bir maç yapacaktır. Moskova 14 (A.A.) Sovyet ef. kârî umumiyesi bugün Moskovaya muvasalat eden Türk «por heyetini hararetle karşilamışbr. tstasyonda Bedenf Idiltür mîllt merkezi enstitüsti talebesi ile bedenf terbiye teşkl lâtlan Ruzsa ve mensuplan Turiz Tröstü reim M. Kouriz basta maslâhatgüzar Mehmet Ali Bey olmak üzere TUrkiye tefareti erkâaı, Hariciye komiserliği erkânı, matbuat mü messilleri ve Moskova sportmenleri bulunuyordu. Cevdet Kerim ve Selim Nnsrat Bey ler, merasimde hazır bulunan mu • hafız kıtaatına bir geçR resmi yaptirmışlardır. Sovyet •porculan Türk misafir • lerine kınl güllerden vücude geti • rilmif gayet güzel altt biiket verdi • ler. Bedenf terbiye meclisi namma M. Kouriz heyetm şahsiyetinde Türk milletini ve Türkiyedeki spor heyet» lermi selâmlamıştır. Mumaileyh Türk mîsafirlerînin Moskovaya gelmelerl« nin iki memleketi birbirine bağlı • yan sağlam dostluk bağlannın bir delili olduğunu söylemistir. Bu dostluktan dolayı magrur ve müftehiriz ve sizin muvasalatımzdan dolayı samimî surette bahtiyarız. Cevdet Kerim Bey tesekkür etmiş ve söyle demiştirı t Biz de milletlerinrls arasmda mevcut olan ve bütün dünyanın nazari dikkatini celbetmekte bulunan dostluktan dolayı magrur ve müfte • hiriz.» NALINA Tevfik Rüştü Bey İHEM MIHINA Romadan hareket etti Prensesin dedikleri... Hariciye Vekilimiz yarın Atinada Yunan Başvekili ile görüşecek; Yunan gazeteleri ziyaretten memnun Birinei sahifeden mabat giderek Basvekil M. Çaldarisi ziyaret edecektir. arasında tıpkılık bulunduğunu teyit etmiştir. nır hfilriimdarlrk banedanî • nın en büyüğâ olan Prensea Zübeyde Hanımefendi, her sene yan tstanbulda geçirir ve bay rağımız tskenderiye sularmda dalgalandığı gündenberi «Ege» ile «tzmir» den başka hiçbir vapura bhtmez. Prenses Hazretleri, bu defa da Ege fle tstanbula geldfler. Geçen gün ken> dilerile görüşürken bana aynen şu s5z> leri söylediler: « tskenderij»eye Türk vapurlan # nm işlemiyeceğini duyunca çok mute • essir olmuştum. Yalnız ben mi? Turkiyeye gelip giden, Türkiyeyî seven, Türkiye ile ticaret yapan bütün Mısn • hlar müteessir oMular. Bu defa Ege fle Mısırdan gefişhnde o kadar rahat ettim ki vapurdan çfkaıv ken adeta teessüf ettim. Keşki bu gBzei seyahat bir hafta daha sürseydi, de • dim. Ben, yıllardanberi, her yaz tstan» bula gelirim. Eskiden Rus, Nemse, t • talyan, Fransız, Rumen, Hidiviye va« purlannm en iyflerine bmdhn. Hiçbirisi Türk vaourlarile kıyas edilemez. Mi sırlılar, Türk vapurlarmda, kendi evierinde hn'ş gibi rahat seyahat ediyor, izzet ve ikram gSr&yorlar. Siz gazetecisiniz, aman yazmız, seferleri kal • dırmasınlar. Mısınn iktısadî vaziyeti bf« raz düzelince, tstanbul eskisi gibi Ka* hirenm sayfiyesi olacaktır. O laman vapurlarmız, Mısırdan yolcu taşunağa ye* tişemiyecektir. tskenderiyeye sevgflf Türkiyenin, güzel tstanbultm »elâranu, havasmı, getiren vapurlar postalanna devam etmelidirler.» Cumhuriyet gazetesmm bu memle * ket işmi takipten biran geri kalmıyaca* ğmı Prenses Hazretlerine soyledim. Ba sSzümfi tutmak istiyorum. Sadtıllah Beym kurmak şerertni ka zandığı bu hayırlı işi Sadetthı Bey de yurütmek şerefmi kazanacakhr. ts • kenderiye seferleri, alelade bir ticaret ve kazanç işi olmaktan çıkmış, Tfirki • yenin şerefi, haysiyeti, bir frenk tabirile prestiji meselesi halmi almışhr. Kara yollarmda nakliyat işini deruhde et • > miş ve bu iş için çok böyük masraf • lan ve açtklan goze aldırmış olan devlet deniz yolian nakliyat işinde 260,001 liralık bir açrk için, bu vaz'ıfesm) ifa * dan vazgeçemez. Devlet, TBrk malla • nm, ucuz navhmlarla Yunanistana ve Mısıra ihraç etmekle miikelleftir. Bu, böyle olmakla beraber, tskenderiye hat tnun açığmı kapatmak için de son haddme kadar uğraşmak l&znndır. Bu $ahada yapılacak tedbirlerden akhmm w diği kadar düşündüklerim şunlardır: 1 KBmürü, ihracat kSmurG ft • atma tedarik etmek, 2 Seferleri, faydalı görülürse, Portsaide ve Suriye Ihnanlanna teşmil etmek, 3 Hattm diğer masraflartni as gari hadde mdirmek, '' 4 Vapurlarm lokantahuînı kap • tanlardan alarak idare namma iflet • mek ve bu için kânnı idareye maletmeS 5 Kaç senedir tstanbula bir sey • yah turnesi bile tertip etmiyen tsken • deriye acentasınm verine daha canlı, da« ha gayrerti bir aoertta 3came etmek, 6 Vapurlarm murettebatmı asgar* hadde indirmek, 7 Şeferierin masraflanm, idare • nin diğer hatlarmm geniş teşkflat ve masraflarmdan ayn tutmak, 8 tcap ederse kışm, iş olmadıği zamanlarda seferleri azaltmak, 9 tzmirden ve hatta Pire ve ts • kenderiyeden gelen yolcularm gümrük ve sair kontrol muamelelerini son de> rece kolaylaştırmak, 10 Vapurlar, sıhhî esbaptan do> layı nhtnna yanaşmadığı zaman yolculan, sandalcılarm msafma bırakmıya* rak romorkorle nhtıma çıkarmak. tskenderiye sererlerini, bütün bu tedbirlerle açıksız, belki de karla işlet • mek imkânı varken ilga etmek, bizim beceriksizHğimize ve kabiliyetsizliği • mize verilecektir. Türk milleti ise, asla, beceriksiz ve kabiliyetsiz değildir. Atina gazetelerinin neşriyatı Türkiye Hariciye Nazmnın Yunan Başvekilile göriişmek arzusunu, gaze • teler Türk Yunan dostluğunun yeni bir tezahürii addetmekte, Tevfik Rüştü Beyin Bari ve Roma mülâkatlanndan sonra yapacağı bu mülâkatm siyasî ehemrrriyetleri olduğunu kaydetmekte dirler. Bütün matbuat Yunanistanı ziyarete gelen dost devletin Hariciye Nazınnı halkm sevinç ve memnuniyetle se • lâmlıyacağuM yazmaktadrr. ttalyan gazetelerinin dostluğu Roma 14 (A.A.) Giomal d'ltaHa gazetesi Türkiye Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyefendinin Romada bulunması münasebetile neşrettiği bir makalede iki memleket arasında mevcut samimî dostluk ve tesanüt bağlarını hatırlathktan sonra diyor ki: < Bu hal Akdeniz Şark havzasında sulh ve muvazene hususunda en sağlam bir teminat mahiyetini haizdir.» Bu sözlerden sonra Giornale d'ttalia mütalealanna şu suretle devam etmistirî < Türk ttalyan dostluğu yalnız bu iki milletin değil, fakat diğer milletlerin de menfaatlerine uygundur. Bu uygunluk Türkiye 9e ttalya arasında aktedilen muahededen sonra Yunanistanla siyasî bir teşebbüse girişilmiş ve bu teşebbüsün Türk • Yunan itilâfı netisini ulaşmiş olma • sile de sabittir.» Giornale d'ttalia yazısının sonunda Tevfik Rüştü Beyefendi ile M. Musolini arasmdaki konuşmaların mu • vaffakiyetli bir samimiyet havası içmde cereyan etmekte olduğunu, bu halin ise her iki hükumetin aralanndaki dostluğa tayin ettikleri gayeyi kuvvetlendireceğinj kaydetmekte • dir. Yanan Başvekili Ankarayt Cumhuriyet bayramtnda ziyaret edecek Tevfic Rüştü Bey fle Yunan Başvekili arasmda yapılacak mülâkatta, M. ÇaJdarism Ankarayı ziyaret tarihi de kafî olarak tayin edilecektir. Basvekil beraberinde Hariciye ve tktısat Nazır • lan da olduğu halde, ağlebi ihtimal, Cumhuriyet bayrammda Ankarada bulunacaktır. Türkiye İtalya dostluğu herşeyden kuvvetlidir Roma 14 (A.A.) Türkiye Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Beyefendi Ue M. Musolmi arasında yapılan konuşmada umumî mahiyette siyasî ve iktısadî işler, bilhassa Türkiye ile ttalyayı dbğrudan doğruya alâkadar eden meseleler tetkik edilmîştir. Bu görüsme esnasında her iki hükumetin düşünüş ve görüşlerinde birlik olduğu müşahede edilmiş, iki memleket arasmdaki dostluk münasebetlerinin bh kat daha kuvvetlendirilmesine ve Avnıpa rulhunun muhafaza ve idamesi namına iyi mü • nasebet ve vifak siyasetinde devam olunmasına karar verilmiştir. M. Musolmi, Tevfik Rüştü Beyefendinin şerefine <Lide Castelfisano» da büyük bh* ziyafet vermiştİT, nazırlardan bir çoğu, Türkiye elçisi ve bir çok Türk ve ttalyan şahsiyetler bu ziyafette «iavetK bulunmuslardır. Törkiye Hariciye Vekili, gazeteciîerin sorduklan «uallere verdikleri eevapta, her iki memleketin siyasî ve iktısadî direktifler ve bilhassa Balkan ve Akdeniz memleketlerile olan münaesbetlerine ait direktifler Gandi itaatsizlikte Jeneral Bolbonun Israr edîyor! Filosu Bövle giderse fırkasînda ayrilık çıkacakl Poona 14 (A.A.) Gandi, 100 kadar taraftarile beraber, itaatsizlîk hareketinde devam etmek fikrini [ler! stirmüştür. Bu teklîfin Hînt milliyetperver * leri fırkasımn kongresinde cereyan edecek müzakereyi güçlesttreceği •oyleniyor. Poöna 14 (A.A.V Silâh'siz itaatsizlik nareketfnden vazgeçmek Istîyen Borfgr* aza*ı bugüri âyn bir fcoplantı yapmıştır. ' Bu hah Gandmm vaziyetinde bh* 3egişiklik husule gelmiyecek olursa milliyetçiler fırkan içinde büyük bir •ynlıfc çıkacağma alâmet gibi go • rülmektedir. I Kongre azasinm büyük bir ekseriyetinm ftaatsizlik hareketini bı • rakmağa t&raftar görünmesi Gan«üinin üzerrade görünüse nazaran Jıicbh* tesir yapmıyor. v Şediak limanîna vasıl oldu Romanya ile de dostluk muahedesi yapılacak " Şediak, (Kanadada) 14 (A.A.T Jeneral Balbonun idare ettigl ttal yan bava filosunu teçkil eden 24 deniz tayyaresi Şediak Hmanında denize inmislerdfr. Evvelce Jeneral Balbomm tayyaresi, sonra sıra Ue öteki tayyareler üçer fiçer suya mmislerdir. Binlerce seyirci, ttalyan tayya « reciierini hararetle alkıelarmslardır. Kayseri yerli mallar sergisi! Kayserİ 14 (A.A.) Kayseri Haf* kevtnin hazırladıği YerK Mallar Ser • gisi bugün Kayseri meb'uslan ve ka labalık bir hatk kütlesi huzumnda açılmısbr. Sergide Kayseri malları v« bühassa halılan dikkat celbetmektedir. Bunlar arasmda Ürgüp halılan çok beğenilmistir. Bükres 14 (A.A.) Gazeteler Türkiye Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyefendinin Türkiye ile Romanya arasında yakında bh hakem ve dostluk muahedenamesi imza edileceğine dair olan eyanatım memnu • niyetle karşılamaktadırlar. Adverul gazetesi djyor ki: c Uzun zamandanberi hazirlanmakta olan bu muahedename Romanyayı diğer memleketierle bağhyan buna benzer muaheden^meleri itmam etmektedir, Avrupanın bir federasyon haline geririlmesi suretindeki büyük proje tahakkuk etti rilememiş olduğundan bu mmtakayı muahed'enamelerle ayni gayeye matuf bir sistem teşkil ediyor.> Tevfik Hadi bey Bursada Bursa 14 (Hususî) Emniyet tşleri Umum müdürü Hadi Bey bugün buraya geldi. Burada haftaya kadar kalacaktır. Yozgatta arpa mahsulü Yozgadrn ova köylermde yeni arpa mahsulümin biçknme ba«lanmıstır. Yeni mahsulün geçen seneden bereketli olacağı tahmin ediUyor. Tokyo konferansı ve Japon gazeteleri Volga nehrinde 70 kişi boğuldu Moskova 14 (A.A.) 250 aeyyahı tajıv^" *: «^lope Volga nehri uzerinde kâm Yaroslav yaktnmda yükünun fazlalıgmdan dolayı batmtşbr. Seyyahlarm ekserisi kurtulmuştnr. Maamafih yetmis kadan ohnustur. Tahkikat icrast için emir verBmi» • tir. Vazife şehidi bir doktorumuz Urfada Askerî hastanede operatör binbasi Abdüsselâm Bey, kursunla vurulmus ve tedavîsi geç kalmış bir koylünun kangrene olmuş yarasını tedavi ederken, elindeki bir sıyırıktan kanı zehirliyen bir mikrop kapmış ve bir hafta süren çok acıklı bir hastalıktan sonra vefat etmiştir. Vazife şehidi genç ve değerli doktorun cenaze merasimi çok hazin olmuş, bütün Urfahlar cenazeyi göz yaş • larile teşyi etmişlerdir. Bu vazife şehidinin ailesine taziyetlerimizi be yan ederiz. Moskovâ 14 (A.A.) Vlâdivos • tuktan bfldirildiğine göre, Harbmdeki Japon gazeteleri Tokyo konferansının •uya düşeceğine dair bir takım sayia • lardan bahsetmektedirler. Bu gazete ler Mançuri hükumetmin konferansın neticesine karşı lâkayt olduğunu yaz « • tnakta ve hükumetine mutavassıtlıktan yaz geçmesini tavsiye etmektedirler. Ayni zamanda Jepon gazeteleri Man çuri hükumeti erkânmm sarkî Çm de • mîryoltmun ele geçirumesi için yalcm • 'da bir taraflı hareketlerde bulunacak larını yazıyorlar. Filistin tacirleri Adanadan buğday alıyorlar A<Jana Ziraat Bankasi piyasadan buğday almıya başladıktan sonra fiat farketmeğe başlamıştnr. Bankanin Ankaradan gelen memuru hergün pazara giderek piyasadan buğday mubayaa etmekte ve bu suretle iştihalı satışlar olmaktadır. Filistinden Adanaya gelen tüc • carlar da buğday almıya başla • mıslardır. PEYAMİ SAFA Hindisfanda fırtına! Lehistan dörtler Misakına hiddetleniyor! Varsova 14 (A.A.) Yan resmt «Polska» gazetesi, yann (bugün) tmzalanacak dörtler misakı hakkında yürüttügü mütalealar sirasmda diyor kit «Avrupaya ait îslere dört devietin yardSm ve himayesi altında yeni bir düzen vermeğe imkân yoktur. Bu imkânsizhgin sebebL, Avrupaya ilisiği olan baslıca meselelerin hepsinde alâkadar olan ve kernfi hayatt menfaatlerine aykm düsecek kararlann kendtlerine zorla kabul ettirümesine müsaade etmiyecek derece • de kuvvete malik bulunan iki belli bash âmilin yani Sovyetler Birliği ile Lehistanın bu misaka dahil bu • lunmamalandir.» thn. Fakat daima beklediğim kadır olduğunu bu dakikaya kadar anlamamıştım.. Hani şu gençliğe doğru koşruğumuz, cocukluktan çıkmak için çıldırdığımız bir zamanlar vardır. tşte o zamanlarda idi nerde çiçek sarmaşık, yeşillik görsetn durur, uzun uzun bakar, arasmdan beyaz elbiselerinin üzerine san saçlannı döken bir genç kızın çıkmasını beklerdim... Bilmetn bana bu hangi resimden, hangi efsanevi hikâyeden kalmışti.. Yalnız bildiğim bir şey varsa bu hayale gündengüne âşık oluyor, bütün kadinlara, ona ben • zemedikleri için kızıyordum.. Daha sonralan yaş ilerledikçe pek tabiidir ki hakikati tercih etmeğe güzel kadmlara karşı hiddetten başka şeyler hissetmeğe başladıtn. Lâkin hiç bir zaman bu hayatı büsbütün kaybetmedim. Daima çiçeklere bakarken gülümsiyerek ilk aşkımı hatırladım.. Pencereden athyarak: Anladım, benimle boyle çiçekler arasmda oturmam sana o lâtif Kielce (Hindistan) 14 (A.A.) Kielce civarmda siddetli bh* fırtma ol • muf, kuvvetli bir sağnak bosanmıştır. Maddt zarar çoktur. Birbirine yakm iki koyde 3ci eve yddırım düşmüştür. tki kadm, 4 çocuk ve bir izci ölmüş, 3 kisi de ağır surette yaralanmıstır. Belgratta ne olur? Cinayet Belgrat 14 (A.A.) Dugoselo • ya yakm bir yerde Koltseç adlı bir köy16 eskl Radiç fnkasına mensup sabik meb'oslardan Predeveçi av tufeğile karnmdan yaralamıştv. Hemen hastaneye kaldmlan Predeveç biraz sonra kendisine gehnîş ve ifaide verebilmistir. Bu katil tesebb&summ hususf sebeplerden dolayı yapddığı anlafdmakta • <dn\ Yeni Bilecik Valisi işe başladı Zonguldak Halkevi heyetinin seyahati! Çavcuma 14 (A.A.) Zonguldak Halkevinin köycüler ve ictimaî yardun şubeleri azasmdan bir heyet 85 kflo metre mesafedeki Persembeye gkti Heyet arasmdaki doktorlar 160 köylü hastayı muayene etmisler ve meccanen flâçlar vermislerdir. Bilecik (Hususî) Vilâeytimize yeni tayin edilen Vali Ali Kemali Bey geldiği gün makamına giderek memleket işlerini yakından tetkike başlamıştır. Muhasebei Hususiye müdürünü çağirarak bütçe hakkında izahat almış ve bizzat bütçeyi tetkik etmiştir. Kıymetli bir ilim adamı olan VaIimiz üç ayd*anberi maaş almıyan ve çok sıkıntı içinde bulunan Bilecik muallimlerini sefalerten kurtara caktır. Çetm Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur Senelik 1400 K*. 1700 AltıaylıU 750 1450 Üç aylık 40Q 600 Bir aylıle 150 yoktnT Şimdi Talha hiddetle yerinden kalkarak odanm içinde dolaşmağa, söylenmeğe başhyor: Züppe.. Kim biltr bu masalı uyduruncıya kadar ne uzun düşündü. Ne helecanlar geçirdi. Nihayet or taya bu şaheser çıktı.. Olur edepsizl : k değil!. Evinde misafir olduğun kıza sen kalk ta ilânı aşk et.. Hoş çocuğun hakkı da var ya.. Evvelden yüzünü gören olmazdı.. Odandan dışarı çıkmazdın. Vahap geldiğin • denberi birden canlandın. Evde ne tarafa dönsem sizi başbaa görüyo • rum.. Nihayet Vahap Beye güzel görünmek için odalar da kâfi gel medi, pencerelere tırmanmağa başladın. Cocuk ta budala değil a.. Tabiî îstifade etmek istedi.. Bilmem neden bu sözlere kızmıyor, gülmekte devam ediyorum. O büsbütün coşuyor: Şu kadınlar kadar sinekler bile birbirlerine benzemezler. En değişik zannettiğin bile, bir gün bakıyor • şeraiti! ^ i n j Türkiye Hariş için Büyük hikâye: 20 Yazan: Perihan ömer Oölge Çiçeği öakıyorlar. Vahap ellerini uzatarak: Aman Merai ne güzel çalıyor, ne güzel söylüyordun. Bu kadar cazip bir sesin varrrn; ta şimdiye ka • <dar nîye bize dinletmedin? diyor. Cevap vermetne vakit kalmadan Macide teyzemin sesi Vahap ile Süheylâyı çağınyor. Talha ile yalnız ka • lıyoruz. Alay ederek: Sesinizin letafetine Vahap ile beraber ben de hayran oldum. Hele vaziyetin şairaneliğine diyecek yok.. Karanhk bir oda, elinde sazı âşık Kerem gibi yanık yanık ah eden bir jenç kız... Enfes doğrusu... Yalnız merak ettiğim bir nokta var. Acaba bizim küçük Merali d'ertli bir Leyla yapan Mecnunu yakından tanıyor muyum?.. HWMetl» kapıyı yOzüne kapata • rak içeri giriyorum, ^ üçü de sofada dizilmiş bana 14 Temmuz Pencerenin içîne oturtnuş, sarmaşıklarm arasmdaki güllerden ko parmağa uğraşıyorum. Odada ufak bir patırdı oluyor. Başirr.ı çeviriyor. Vahap ile karşılaşıyorum. Yanıma yaklaşarak yavaşça: Meral diyor bilsen boyle nekadar güzelsin.. Halinde tuhaf bîr utangaçlık, sesin de belirsiz bir helecan var. Gülerek soruyomm: Demek beni güzel buldun.. Galiba, bunu sarmaşıklarm yaptığı de» kora medyunum.. Alay ettiğimin ya farkına varmı • yor, ya aldırmıyor. Gene ayni he • yecanii sesle devam ediyor. Evet, gülmene vesile olan bu tesiri biraz da dekor yaptı. Seni 6 ha ilk gördüğüm gün çok beğenmis hayali hatirlatrı diyorucn. Boynunu bükerek içini çekiyor, gozleri uzaklara dalarken büsbütün süzülüyor. Rüyada konuşur gibi: , Hayır diyor, hatırlatmadı. Birden hayalimi bulduğumu anladım. Bu sefer dayanamıyor, kahkaha • larla gülmeğe başlıyorum.. Tam bu sırada içeri Talha girdi. Dikkatle bana baktı. Hiç birşey söylemeden oturuyor. Bir kaç dakika odada tuhaf bir sessizlik oldu. Her halde bu vaziyet Vahap Beyin canını sıkmış olacak ki Süheylâya birşey sormağı bahane ederek kapıya doğru yürücneğe başladı. Sonra en cazip nazarlanndan birini fırlatarak çıkıp gitti. Dayanamadım. Gene gülmeğe başladım. Talha hayretle yüzüme bakarak sordu: Niye böyle durmadan gülüyorsun.. Ne var? Hiç birşey yok.. Demek için omuzlanmı kaldırırken boşboğazlı ğım tuttu. Vahabın bütün söylediklerini birer birer anlattım. sun, ötekilerîn eşi imiş.. Bunu anlamak için ufak bir komedya, bir züppenin ortaya çıkıp ikî kere göz sü züp üç kere ahetmesi bhr kaç martavalı arka arkaya dizmesi kâfi geliyor. Küçük hanım hemen yumuşayor, eziliyor, büzülüyor, acayip gülünç bir şekil ali yor.. Nerde o eskî azamet, o eski vahşilik. Hepsi bu parlak sevdaya yol vererek çekili yor. .^ Birden bana dönerek sordu: Bu ahmak sana ilânı aşk ettiği zaman ne yaptm? Ne cevap verdin?. Hiç güldüm. Oh maşallah.. yok tyi hare • ket etmişsin.. Meral hakikaten senin sokak kızlan gibi ilk ilânı aşk edene fıkır fıkır gülüp yüz vermen aklıma geknezdi.. Deli misin? Kim yüz verdi? Sadece söyledikleri tuhafıma gitti. güldüm. • Mabadi var