i iemtnuz Çamhttrivet '• SON TELGRAFt:AQ Bana kalırsa Tarihin dilile \ Yunan Kabinesi (Vluhaliflere karşı alacağı Ingizlere 60 harp tayya resi ısmarlanmış! vaziyeti kararlaştırdı apolyonu belkî bütün Fran • aızlardan daha iyi anlıyan Andre Suares, aylık bir mecYeni Universite kadrosiie 6 0 yaşı muada, birkaç nüshadır, «Napolyonı tecavüz etmiş profesörler tekaüde na dair görüşler» isminde bir etüt sevkojunmuşlardır. Yeni kadroda üç • neşrediyor. Tefekkürün ve zakânın te bir nisbetinde değişiklikler yapılmış» inhisar altına almması cereyanla • tır. nndan bahsederken, bu fikrin kısa Yeni kadroda Darülfünun muhitin tarihçesile beraber mükemmel bir den hariçte bulunan fakat ilimlerile temayüz etmiş olan bazı gençlere de yer Ankara 6 (A.A.) Gazi Hz. nin \ rilmiş Türk milletinin dünya kül tenkidini de yaptığı için bir parça • sını şuracığa alıvermek istiyorum. verilmiştir. Bunlar meyanında içtimamektepler imtihanlarma gosterdiktür safında hakkı olan birinciliği altşte tercümesi: iyat ve felsefe muallimi Hilmi Ziya leri yüksek alâka dolayısile Maarif ması kaygu ve ülküsünü en iyi duBeym de ismi zikredilmektedir. Maarif «Şurada, burada, bir zekâ siyaseVekili Reşit Galip Bey bir şükran yan ve duymak kabiliyetinde olan • Vekâleti Hilmi Ziya Beyi ilmî tetki ti tesisind'en bahsediliyor. Bu sahte telgrafı çekmiş, Gazi Hz. şu cevapla lara en iyi aşılıyan millî reis olarak kat ve tetebbüatta bulunmak üzere fikir, ukalâları, bütün sahte münevmukabelede bulunmuşlardır: bulunuşunuz, bütün Maarifçilere Berline yollamıştır. Hilmi Ziya Bey dün <Tel yazısım aldım, memnun ol vazifelerinin ehemmiyetini bir kat verleri teshir ediyor. Zekânın siyaakşamki trenle hatreket etmiştir. set yapmaktan kazanacağı Vçbir irfum. Teşekkür ederîm. daha iyi anlattı, ve işleri üzerinde Divan lâğvedildi şey yoktur. Zekâ her zaman, hatta REtSİCUMHUR GAZİ M. KEMAL bir kat daha fazla gayretle çalışmak «Cite» yi ifade ettiği vakit bile tek Maarif Vekâletinden gelen bir emîr Maarif Vekili doktor Reşit Galip lüzum ve mecburiyetini telkin etti. üzerine Darülfünun Drvanı lâğvedîle Beyefendi tarafından Reisicumhur Buradaki teftişlerden sonra tstan • başınadır. Bir zekâ sîyasetinin san'atı ve tefekkürü ne hale getirdiğini rek yerine Tevfik Recep Beyin riyase • Hz. ine çekilen telgrafm sureti şubulda Galatasaray lisesi ve Darül • görmek için Ford devrini beklemek tmde bir idare heyeti teskil edilmiştir. dur: fünun imtihanlarma alâkanızm yaşart değildir. Bütün istibdat devir Heyetm fakülte reislerinden mürekkep yılışı müderrislerden en küçük köy «Büyük Şefin Maarif işlerine verleri buna kâfi derecede delil getirirbeş azası bulunacak heyet bir iki gü muallimlerine kadar bütün Maarif d'ği en yüksek ehemmiyeti bugün ne kadar faaliyete geçecektir. ailesinin vazife, aşk ve heyecanını ler. Napolyon, tmparatorluk Franbir kere daha şükranla anmama sasına cebren bir zekâ siyaseti kaartırdı. Seferde kumandanız altında tlâhiyat Fakültesi ne olacak? müsaaderiizi dileyorum. bul ettirmek istedi. (Muharrir bir Kurtuluş zaferinden sonra ne ol yürüyen ordu gibi, Maarif ordusu tlâhiyat Fakültesinm bir enstftü ha • çok misaller sayıyor.) Hani büyük nun da bugün, yann ve daima ku • mak istersiniz sorgusunda bulunan line ifrağı hakkında çıkan sayialar doğbir arkadaşınıza <Maarif Vekili ol mandamz altında olmaktan en bü zekâlar? Ortada yalnız büyük me ru değildir. Bu hususta Vekâletten hiç murlar vardı. Zekâ siyaseti papalayük emniyet ve cesareti bularak gösmak isterdim> buyurmuştunuz. Bu bir emir verilmemiştir. Yalnız tlâhi nn Romasında da bir zamanlar hüterdiğiniz yükseliş hedefine doğru dileğiniz ilk bakıma göre elde edil yat Fakuhesinde bazı tadilât yapılacakkümran oldu: Bin sene zarfmda bir bütün kuvvet ve takatile gittikçe memiş gibi görünür. Hakikatte her tır. tek büyük şair, bir tek büyük san'atartan gayretlerile yürüyeceğinin zaman Maarif Vekilliği işini bilfiil Ecnebî profesörler geliyorlar arz ile derin tazimlerimi teyit ede kâr, bir tek büyük âlim çıkmasma takip buyurmaya en büyük ehem Universite için çağınlan bazı ecnebi imkân vermedi. On dördüncü Louis rim Büyük Şef Gazi Mustafa Kemal nıiyeti verdlniz. Bu yıl mektepleri nrofesoriere davetiyeler gönderilmiştir. devri, bütün mükemmel adamlanm mizin imtîhanlarında yeniden di • Hazretleri.» Bunlardan bir kısmı bîr iki güne ka • on üçnncü Louis devrine borçludur. llflHUIIIIIRimiMiınııı «Her yerde bu böyledh*. Deha, bir isyan çölünde yalnız kalmaktrr. Ne anarşi, ne de bir istibdat nizamı. En iyi iklim, zıt kuvvetlerin serbestçe oynıyacaklan yerdir. Bunun için Montaigne kalesine çekildi, Shakespeare karanlıklanna kapan*. Descartes Hollandaya, Leonard Fransaya, Pascal, «Port Royal des Champs» a kaçti. Spinoza gizlendi. Voltaire ve Rousseau, Byron ve Şehrhnizde b » Paris 6 (A.A.) Havas Ajansin • Atina 6 (Hususî) Nazirlar Stendhal gibi menfadan menfaya lunan Amerikalı dan: «Nevyork Taymis» gazetesi, Lonnıeclisi Başvekil M. Çaldarisin riyagittiler. Goethe bir küçük taşra şeh iktısat başmüte • dra muhabirinin bir telgraftnı neşret • setinde toplanmıshr. Bu içtimada rine çekildi. hassısı Mister Hi hükumet fırkasile teşriki mesai eden mektedir. Bu telgrafta bilhassa deni • «Bir zekâ siyaseti, zekâya düş • nes ile mütehas hürriyetperver fırka lideri ve müs Uyor ki: man bir siyasettir.» sts Mister Somer » takil nazir Jeneral Metaksas ta bu« Almanyanm komşularîle tesli • vel, refakatlerin • lunmuştur. tçtima beş saat devam Bugün de ben sustum, tarih söyhat noktai nazanndan müsavi olmak arde tkhsat Vekâ • *>tmis. hükumetin mecliste muhaleledi. zusunu esasen hâdiseler göstermiştir. Ieti müsavirlerm Jete karşı alacağı vaziyet müzakere PEYAMİ SAFA den Muzaffer Bey Londrada iyi bir membadan elde ediolunmuştur. Jeneral Metaksas, muolduğu halde dün halifVereHkarşı şiddetle har.eket e len malumata göre Almanyanm son te» öğleden evvel Va'dilmeşini tavsiye etmis, bu tavşiyeye şebbüsü bir hava kuvvetine malik o! • G MuhKtm Beyi mağa matuftur. Henüz resmen teeyyüt maarif ve dabiliye nanrlarile Jeneziyaret etmişler etmiyen fakat sihhatinden şüphe edile» ral Kondilis te istirak eylemişlerdir. dir. Mütehassıslar Fakat Başvekil, aksi noktai nazarda miyecek olan bir habere göre Alman Cumhuriyetin onuncu yıldönümü mu bundan sonra ih • İktısat mütehassısla bükumeti, tngiliz tayyare şirketile bir bulunmustur. nasebetile yapılacak bayramda bulun • racat ofisine gît • rtndan Mr. SomcrreZ Narırlar meclisinîn karan bu ak mukavelename aktetmiştir. Bu muka • mak üzere Sovyet Hariciye Konvseri mişler ve ofis müdüru Cemal Beym nezşam resmî bir tebliğ ile ilân edile • velename mucibince altmış muharebe dinde bîr boçuk saat kadar kalmış • M. Litvinof ve M. Molokof memlekecektir. • tayyaresi mşa edilecek ve bu tayyarelardır. Bu müddet «arfında Türkiye • timize geleceklerdir. Bu içtimada aiman karariara sroler geçen sene Belçikaya teslim edilmiş tngiliz gazeteleri bu meyanda ko • nin uraumî iktısat işlerüe başlıca îktısadî re hükumet, memleketijı malî ve ikolan tayyarelerin ayannda olacaktır. meselelerhniz etrafında görSşülmüştür. münist fırkast omumî kâtibi M. Stali • tısadî isleri hakkında baslamıs ol tnçiliz hükumetinin, hava işleri neza • Mister Hmes Sğleden sonra saat nin de geleceğini yazmışlardı. Şehrimiz <duğu işlere devam edecek. muha • İS bnçukta Ticaret Odasma gehniş ve retine bu mukavelenamenin tatbikuıa Sovyet mehafilinden yaptığımız tahkilifler tarafmdan gösterflecek müş Ticaret Odası reisi Nemlizade Mithat mâni olmayı emretmiş oiduğu söylen • kata göre, M. Stalinin memleketimrze külâta ehemmiyet vermîyecektir. Beyi riyaret etmişthr. geleceği hakkmda 'bir malumat yoktur. mektedir. Hava isleri nazınnın bunun Meb'usan meclisinin kararlanna Bo nrâlâkatlardan sonra başmütehas inüşkülât ika etmedikçe âyan meclins gerek Vali Muhittm Beyi, gerekse sine karşı da, bir şey yapılmıyacakOfis mudürü Cemal ve Ticaret Odası tır. Aksi takdirde meclis halkra reisini cumartesi günu şereflerine ter reyi alınmak suretile lâğiv ve beletip ettiği bir oğle yemeğme davet et • <iiye intühabatının yapılması da temiştir. Moskova 6 (A.A.) M. Litvinof hir edilecektir. Haber aldığımiza gore Mister Hmes ile Litvanyanın Londra sefiri M. temmuzun 12 stnde buradan doğruca tdare ve maliye âmîrlerî toptdn Sid'sikanska mütecavizin tarifi hakttalyaya gidecektir. Mütehassıs orada kmda bir mukavele imzalamıştır. azledildi bulunan kerimesinin yanında 3 hafta Bu mukavele son günlerde Rusya • Bugün idare ve maliye âmirleri nin komşulan ve küçük itilâf dev kadar istirahat ettikten sonra Ameri hin toptan azline karar verilmiştir. kaya dönecektir. tkhsat Vekili Celâl ı letlerile imzaladığı mukavelenin ayBu meyanda Devlet Bankası tnüdiBeyle Londrada yapacağı evvelce yanidir. rile Ziraat Bankası müdürleri de zilan mülâkattan şhndilik sarfı nazar Varşova 6 (A.A.) Mütecavizin azledîleceklerdir. ediimiştir. gı anıasumıştır. tarifi mukavelesinin birincisini ittiMister Hinesm vekil beyle görusmefakla tasvip eden efkâri umumiye si Amerikadan avdetine talik olan • ikinci mul#\veleyi şiddetle münakaşa muştur. ediyor. Mister Gardner Anadolaya gitti Paris 6 (A.A.)Londradan Kuraya Yan resmî olan gazeta Pelska, Ankara 6 (Telefonla) Millî gelen Rus Hariciye Komiseri M. Lit Memleketimizde ikhsadî tetkîkat yapVarşovanın ikinci mukaveleyi imzaZekâi Bey yann vinofla Fransız Hariciye Nazm M. Pol Müdafaa Vekili mak üzere Amerikadan getirtilen mü ladığını, çünkü müteamzın tarifi • Bonkur bu sabah bir saat kadar görüş otomobille tstanbula hareket ede • tehassislar heyeti azasmdan ziraat mftnin birbirine komşu olan veya bü cektir. müşlerdîr. Bu mülâkatı müteakıp nesrotehassısı Mister Gardner, beraberin » tün devletler tarafmdan tasvip edilIunan bir beyannamede iki devlet Ha • de Robert Kolej ziraat kısmı şefi Hüdiği takdirde makbul olacağım yariciye Nazırmm siyasî ufku şöyle bîr gözseyin Şükrü Bey olduğu halde Anka < zıyor. den geçirdikleri kaydoîunmuştur. radan şehrimize gehnîşti. Mister GardAnkara 6 (Telefonla) tktisat Bu gazeteye göre, ikinci muka • nerle Hüseyin Şükrü Bey Anadoluda Vekâleti müsteşan Hüsnü Bey cu • Maamafih Paris Midi gazetesi bu velenin bütün devletler tarafmdan tetkikatta bulunmak üzere dün akşam martesi günü Istanbula hareket edeziyaretin hususî bir ehemmiyeti olduğuı imzalanacağı şüphelidir. şehrimizden hareket etmişlerdir. cektir. nu yazmaktadır. Gazi Hz. nin irfan işine gosterdikleri alâka Universite için çağnlan ecnebi profesörlerden bir kısmı yakında geliyorlar Ecnebi profesörler İHEM NAL1NA MIHINA Teşrinisaniye benziyen temmuz vet temmuzda teşrmisanî... Mutlaka dünyanm tersi döndü ki havalar, kışin yaz gibi geçti, yazm da kış gibi geçiyor. Istanbula tufan gibi yağmurlar, Çoruma ve Uludağa da kar yağıyor» Kışm, güzel havalan memnuniyet le karşıladık ama, yaz günlerinde, plâjlan tstanbulun münhat mahallelerine nakleden tufan gibi yağ » murlara, kar ve tipi haberlerine tahammül edÜmîyor doğrusu... Birşey değil, sayfiyelere gidenler, bu uğurda harcad^klan paralara bihakkm acımağa başladılar. Herkes sayfiyeye, sıcaktan bunalma mak ve kırlarda, deniz kenarlarm» da serin bir nefes almak için gider» Halbuki bu teşrinisaniye benziyen temmuz devam ederse sayfiyelerde soba yakmak lâzım gelecek. Geçen sene, haziran «cak olmrtşv sonra bütün yaz serin ve deK rüzgâr» larla geçmişti. Nihayet eylulün son haftasile teşrinievvel, en güzel ve sıcak yaz aylanndan daha güzel ve daha sıcak olmuştu. Karpuz kabuğtı suya düşünce denize giren ve ey • lul de<fi mi denizin semtine uğra * mıyanlar, geçen sene bütün yaz titriverek denize girmişler, fakat eylulün son günlerile teşrinievvelde, ılık ve durğun bir göl gibi uzanan Marmaraya ayaklannı değil, elle • rini bile sokmamıslardı. Bu sene de öyle galiba: Soğuk bt> yaz, sıcak bir sonbahar... tstanbulun havasındaki bo de • ğişiklik karşısında biz de, yaz tatilinin zamamnı değiştirsek fena ol* maz... Madem ki temmuzla teşrinisani havalannı becayiş ettiler, bia de tatil aylarını becayiş edelim* Mektepleri temmuz ve ağustosta değil, teşrinievvel ve sanide kapa yalun. Sayfiyelere mayıstan eylu le kadar değil, eylulden kânunue we> le kadar gidelim. Denize, karpuzun kabuğu düştüğü zaman değil, kar puzun kabuğu çıktığı zaman gire lün. Çünkü böyle yapmazsak yazın sayfiyelerde ve plâjlarda titremeğe, sonbaharda da tstanbulda ve sine • malarda yanmağa mahkum olaca • ğız. dar şehrimize geleceklerdir. Gelecek profesörler arasında iki Yahudi âlimi de vardır. Bu âlimlerden biri Berlin ve diğeri Stuttgart Darülfünunu profe • sörlerindendir. Maarif Vekili Reşit Galip Bey Reisicumhur Hz. ne bir şükran telgrafı çekti Maarif Vekâletinin bir tamimi Maarif Vekâleti Darülfünun profe sörlerine birer tamim göndererek işbaşmda kalacak profesörlerin her sene başında Vekâlete birer rapor vermelerini bildirmiştir. Bu raporda profesörler birer senelik mesaileri ve takip ettikleri tedris usulile aldıklan netce, hususî tetebbüat • lannm ne derece ilerlediği, Avnıpanm ilmî eserlerinden hangilerini celbetti rip mütalea ettikleri hakkmda malumat vereceklerdir. Yüksek muallim mektebi lâğvedildi Yüksek Muallim mektebmin lâgvi kararlaşhrılmıştır. Talebe mektebi terketmişlerdir. Kız talebeler Kandilli li • sesine, erkek taebeler de Gaatasaray lisesinin Ortaköydeki ilk kısım binasına yerleştirilmiştir. Orta mektep ve liselerde ıslahat Maarif Vekâleti, orta mektep ve liselerde yapacağı ıslahat meyanında muhtelif lise ve orta mektep mezunlan arasında göriilen seviye farkını izale et • mek maksadile tedris usulünü de de • ğiştirecektir. Almanya Silâhlanıyor! İktısat mütehassısı İspanyol seyayhlan Amerikaya gidiyor Dün geldiler Mütehassıs Celâl Beyle Kafilede 190 talebe, bir avdetinde görüşecek çok maruf zevat var tspanyol bandırah Cindad de Cadiz vapurile dün şehrimize 220 tspanyol seyyahı gelmiştir. Saat on aftıda gelen vapnr, Boğazi • çînde bir ceve'ândan sonra limammızda demirlemiş ve seyyahlar şehre çık ınışlardır. Seyyahlann 190 ı Darülfü • nun talebesidir. Diğerleri arasında ts • panyanın maruf meb'us, profesör ve gazetecilerinden bazdan da vardır. tspanyol seyyahlan bugün şehrimizi gezecekler, yann Şirketihayriyeden tahsis edilen bir vapurla Adalara gidecekler, pazar günü şereflerine Trabyadaki To katlıyan otelinde tspanyol konsolosn tarafmdan bir çay verilecek, pazartest günü Selâniğe hareket edeceklerdir. tspanyol seyyahlan Darülfünunumuzu da ziyaret edeceklerdir. Seyyahlar Akdeniz limanlarmı do laşarak memleketlerine avdet edecek • lerdir. Stalin Yoldaş Gelmiyecek mi? ((Bu serin günleri Arıyacağız!» Fatin B. siddetli soğuklar olacağım söylüyor Son günlerde havalar çok soğu » du. Hararet 11 dereceye kadar düştü. Rasatane bile havalarda fevkalâdelik olduğtmn kabul etmek ızhrarmda kaldı. Bundan birçok meraklılar telâşâ düşerek şimdiden kışlık tedarikmde bo< lunmağa kalkışhlar. Kandilli Rasatanesi müdürB Fatin B., müessesenin arhk hava işlerile meş « gul olmadığma işaret etmekle beraber, şahsî mütaleasmı öğrenmek istiyen bir muharririmize demiştır ki: c Havalarda, bizim ihnî surette müşahade yapmağa başladığımız za • mandanberi görülmiyen bir fevkalâ • delik olduğu muhakkaktır. 25 senedir temmuz içinde hararet 11 dereceye hiç düşmemişti. Fakat Balkanlarda bir dep» resyon neticesi olan bu soğuklar de • vamlı değildir. Arhk bugünden itibaren havalar ısmacak ve daha çok sı cak günler göreceğiz. Hatta, sıcaklar bu soğuklann aksülâmeli olarak si • kâyet edilecek kadar artacaktır. Her halde bu serin günleri anyacağız.» Italyan hava Filosunun sef eri Reykjavik 6 (A.A.) Balbo bava filosu saat 16,55 te buraya gelmiştir. Roma 6 (A.A.) Ceneral Balbo, havanin fena ve bozuk bir halde devam etmesinden dolayı ReykjavScte bir • kaç gün kalacaktır. Mütecavizin tarifi İtilâfları Yeni Amerika sefiri nelryor Nevyork 6 (A.A.) Birleşik A merika hükumetlerinin yeni Ankara büyük elçisi M. Rochert Ekinner memuriyeti başma gitmek üzere Vaşing ton vapurile hareket etmiştir. M. Litvinof ile M. Pol Bonkur Millî Müdafaa Vekili arasında mülâkat Istanbula geliyor Cumhuriyet Nüshasi S Kuniftur I Türkiye şeraiti» için ıçin Hariç iktısat Vekâleti Mösteşarı Senelik 1400 Kr. 1700 Kr. Altı ayfık 750 1450 Üç aylık 400 800 Bir aylık 150 yoktur Corluva kar yağdı Çorlu 6 Bu sabah Çorluya kar yağmıştır. Kar, her tarafı bembeyaz bh* hale getinniştir. Halk, kışlık palto ve fanıMerni giymiştir. den biliyor? Ona böyle birşey, hiç ama hiç «oylemedim. Yoksa bu kadar senedir hissiyatrmı saklamasmı öğrenemedim mi? Başka zaman olsaydı. Bunu daha uzım düşünür, kendimi üzerdim. Lâkin müzik dinlerken hiç bir şey fazla düşünüle miyor. Zevk veren bir a n insanın bütün damarlarım uğuşturarak hafifçe boğazmı sıkıyor, beynine do luyor. Yavaş yavaş sizi dünyadan uzaklaştınyor, yiikseltiyor, en parlak ziyalardan daha hoş loşlcklann arasına bırakıyor. Bir den büyük bir sessizlik başımı döndüren tatlı, ılık yükseklerden sedirin üzerine düşüyor, ürkerek gözlerini açıyor, Talhanın inatçı nazarlarile karşılaşıyorum. Gülümsiyerek piyanonun önünden kalkıyor, yanıma yaklaşıyor, sedirin bir ko • şesine oturarak sormağa başlıyor: Ne düşünüyordun Meral?.. Mabadi vc0 Büyük hikâye: 12 Yazan: Perihan ömer Oölge Çiçeği Böyle lüzumsuz yalanlara öyle kızarım ki.. Niçin doğrudan doğ ruya gezmeğe, eğlenmeğe gidiyo rum dememeli?.. Sanki ona kim kanşır? Canı ne isterse onu yapsın, her gün gjtsin. Daha memnun olu • rum. Yağmur büsbütün coştu. Hızla pencereden ieçri giriyor. Kalkıp pencereyi de, perdeleri de kapadım. Bu bulanık havanm üstümüze doğru çöküşünü gördükçe büsbütün sıkılıyorum. Yalnız, kimsesiz yaşa manın acıhğmı bugünkü kadar hiç iıissetmetniştim. Müşfik, tatlı bir sesin tesellisine o kadar ihtiyacım var ki... öyle istiyorum ki bu ses baM ymklaşsın ta içinden gelen bir titreyişlej Küçük Meral niçin üzülüyorsun? Seni herşeyden çok seviyorum. Benim için hayat sensin. Yalnız senin için yaşıyorum.» desin. Hiç bilmediğim saadeti bana bütün güzelliğile göstersin. Hakikaten bu hava sinirlerimi fazla bozdu. Saçtnaîıyorum... 30 : Mayıs tlk defa bu gece küçüklüğümdeki gibi başımı yorganm altına sak hyarak ağladım. Ve bu büzüldüğüm yorganm altında kendimi sekiz sene evvelki kadar küçük, küçücük his settim. Evet, ben hiç değişmemişim. Hep ayni içli, bırçın, mariz çocuk ola • rak kalmışım. Bütün emeklerim, kendi kendime «hiç üzülmiyeceğim, ağlamıyacağım, metin olacağım, yalnız kendimi seveceğim» diye verdiğim bütün sözlerim boşcnuş. Bü tün bu sekiz seneyi yalan içinde geçirmişim. Herkesi aldattığım yetmiyormuş gibi kendimi de aldatmağa uğraşmişım. Artık yoruldum, bu tnücadele den o kadar bıktım ki... İşte yemek zamanı yaklaşıyor. Kalkıp üstümü başımı düzeltmeli, her zamanki tebessümü bulmağa çalışmalı. Beni bu zavallı yüzle görmelerini istetnem. Soframn öbür ucundan Talha mütemadiyen bana bakıyor. Bu ka ranlık gözlerin sabit bakışlan beni adeta eziyor, ne yapacağımı şaşırtıyor. Ne yediğimin farkma varmadan acele acele yemeği bitirdim, sof radan kalkınca hemen hemen odama çıkıyordum, arkamdan Talhanın sesi gene yetiştiı Dur Meral, nereye? Gene kutuya mı ? Sert bir hareketle geri döndüm. Fakat benim birşey söylememe vakit bırakmadan o devam etti: Ben seni neye benzetiyorum, biliyor musun? Hani yaramaz çocuklann yakalayıp çiçek dolu kutulara hapsettikleri renkli böcekler var dır. Küçükken ben. bu güzel böcekler e öyle acır, onlara yapılan bu zulme öyle kızardım ki... Teşekkür edernn. Demek şimdi de bana acıyorsun.. Fakat emin olunuz ki bu lutfunuza hiç ihtiyacım yok beyefendi!. Hırsimdan boğuluyordum. thtimal tokat yemiş olsam bu hale girmez dim. O da bunu an'adi. özür dilemeğe, lâkırdıyı değiştirmeğe çalışiyordu: Kızma Meral, yanlış anladın. Bunu senin istiyerek yapmana, hep odanda yalnız oturmana hayret ediyorum demek istedim. Gel bak. Ye ni bir parça öğrendim. Hep senin sevdiğin gibî havalar. Eğer öğleden sonra yatmak istiyorsan *en sedire uzamrsm, ben çalarım. Gülümsiyerek elimden tuttu. Salona girdik. Bir taraftan da o söy • lenmekte devam etti: Galiba sen değişmîyeceksin? Ne var böyle hırçınlaşacak, kendini üzecek?.. Gel şöyle sedire uzan.. Dur.. Yastıkları da düzelteyim. Nasıl rahat mısın?.. Sesimi çıkartmıyorum. Gözleri mi kapıyarak, uyumak, düşünme mek istiyorum. Talha bu düşüncemi anlamiş gibi söylüyordu: tstersen uyu. Ben sana ninni çalarım. Nekadar zaman böyle gözlerim kapalı, kıpırdanmadan dinliyorum biltnem. Hakikaten hep benim sevdiğim gibi doğrudan duğruya ruha, hislere akan parçalar... Fakat bu tarzdaki muzikten hoşlandığımı «er« •