20 Nİsan 1 33 P Başka memleketlerde çocuk HiKAYEJ Raif küçük bir köylü çocuğu idi. Annesi ba bası öldüğü için amcasının yanın da oturuyordu. Fakat amcası Gr lip Efendi çok cimri bir adamdı. Bir meteli ğin üstüne kırk düğüm atarak para biriktiri • yor, onun için RiPe çok fena muamele 'îdi yordu. Zavalh çocuk her gün evin islerini gördükten ma ada gider dağdan da ç*lı çırpı toplayıp getirir, çeşrneden su doldurur, bir dakikası bo» sermezdi. Buna raçmen Falip Efendi: Raif biç çahşmryorsun, lâkin şunu iyi bil ki kimş* kimseye bedava ekmek yedi»mez, böylc giderse »eni kovacağım! Der dururdu, Biçare yavru amcasına cevap vennez. Fakat ge celeri yattığı samanhkta için için ağlardı. Bir gün gene dağda çalı çırpı toplarken uzaktan ince ince bir feryat işitti. Arandı, tarandı, ni hayet bir ağacın dibinde bağlı küçük bir maymun gördü. He znen kostu hayvancağızı çözdü: Seni buraya vahşi hayvan lar yesin diye mi böyle bağladı lar, dedi, gel bakayım benimle beraber.. 1 Lâkin o anda düşündü. Amcası kendisine bile bir lokma ek meği fazla göriiyordu. Bir de üstüne maymun mu besliyecekti. Koko, dedi, senin ismin böyle olsun emi.. Eğer amcam kabul etmezse belki hayır sahibi bir komşu çıkar da onun yanına girersin! Amcası daha uzaktan bunlan görür görmez: Oh, fare deliğe sığmamıs bir de kuyruğuna kabak başla mış! Diye bağırdı. O zaman Raif Galip Efendinin yanına koştu: Amcacığım, dedi, bu may • mun yammızda kalırsa zannet • me ki boş yere yiyip içecektir. Hayır.. Bir kere bana dağda odun toplarken pek mükemmel yar dım edebilecek. Onun sayesinde ben yarım günlük işi bir saatte göreceğim.. Hem istersen sen ona ayn yiyecek verme.. Ben kendiminkinden ayınr öteden beriden bulup buluşturacağım şeylerle doyururum. Galip Efendi anladı ki kendi cebinden bir sey çıkmıyacak, razı oldu İİOYUNLAR İğri cetvel oyunu «A» seklinde gördüğünüz veç hile evvelâ cetvel gibi 15 ser santimetro uzunluğunda tahtadan üst kısmı vücude getirir ve bu nu müsavi on kısma taksim e dersiniz. (3) (3) parçalanna bunu, heyeti mecmuasına da (4), (4) parçalanna istinat ettirirsiniz. Bunlar birbirlerine ince çi vilerle tutturulur. Teferrüatını B. D. C. seklinde görürsünüz. Cetvel m iki kenanna da (5) (5) mukavvalarını mıhlarsınız. Yapılması biten bu tertibabn altına resimde gördüğünüz tarzda ince ^ahta veya kalın mukavva dan bir safha korsunuz. Bunua üzerine miisavî büyüklükte 128 toplamakta, gerekse ev islerinde Raîf'e yardım ediyordu. Bir gece Raif'le Koko koyun koyuna yatarlarken samanlığın kapısı açıldı. Birinin elinde fener içeriye iki hırsız girdi. Çocuğun üzerine yürüdüler: Sakın sesini çıkarma, mahvolduğun gündür, dediler, gel bize Galip Efendinin yattığı yeri, göster. Raif korktu: Amcam uyuyor şimdi, on dan ne istiyorsunuz? Diye cevap verdi. Hırsızlar Koko'yu görmemişler, feneri samanın üstüne bırakmışlardı. Maymun bir anda fenerin üstüne atıhp söndürdü. Ondan sonra hırsızm birinin sırtma doğru fırladı. Burnunu, kulağını kemirmeğe baçladı. Karanlıkta sebebini bümedikleri bir taarruza uğraymca: Eyvah seytan bastı! Feryadile kaçmağa basladılar. Bu gürültüden Galip Efendi ve kumşular uyandılar, hırsızları yakalayıp ellerini ayaklarını bağ • ladılar. Bu hizmetinden ve fedakârlı ğmdan dolayı Koko Raif kadar Galip Efendinin de sevgilisi ol • du. Evin adeta bir evlâdı yerine geçti. Çünkü onun sade aıalını değil canını da kurtarmıstı. Koko bu fedakârlığı göze alıp hırsızm yüzüne atılmamıs, surasını burasını ısırmamış olsaydı, küçük bir çocukla ihtiyar bir adam bu koca ızbandut gibi iki herife natıl kar» şı duracaklardı. III Raif bir sabah uyandığı zaman Koko'yu yanında görmedi. Dışan çıktı. Haykirdı, bağırdı, fakat Iıiç bir cevap alamadı. Fakat ansızın yanında bir temiz giyinmiş yakışıkh delikanh peyda oldu: Bu Kafta frenklerin paskalyası Idl. Onlara nazaran paskalyanın timsali tavşandır. Amerika'nfn çocuk sinema artistleri bu münasebet le birer sirin tavsan kıyafetine giri p resim çıkarmışlar. Bir tanesini , ' de «Cumhuriyet» çocuk sahifesine göndermisler. Biz de küçük karilerimize takdim ediyoruz. Mektepli yazilari F IL Fil dört ayaklı hayvanlann en büyüğüdür. Derisi sert, gözleri küçüktür, ot yer ve Asya kıt'asile Afrika'da bulunur. Tabiat tetkikleri: Gazaller Gazaller, sıcak memleketler ormanlannda yaşıyan yabani keçi cinsinden bir hayvandırlar. Vücutları muntazam ve ahenkli, gözleri çok güzeldir. Pek hızlı mevcuttur. İrice olanlan avla • nacaklannı anladıkları vakit kendilerini boynuzlarile müda faa etmeğe kalkarlar. Dağlarda taştan taşa sıçnya rak, ormanlarda sık ağaçhklar arasından kolaylıkla geçrek cok çevik olduklarını gösterirler. Daima sürü halinde gezerler. As ya'da Bengale ormanlannda tesadüf olunan gazeller dört boynuzludur. Cenubî Afrika'dakiler ise takip olunduklannı anladıklan zaman ormanlardaki sık dallar arasından kolaylıkla geçebilmek için boynuzlarını omuzla rınııv üstüne kısarlar. Yüksekliği hemen hemen 5 metroya varır. önünde büyük bir hortumu ve kendisini müdafaa e derken kullandığı 2 büyük disi vardır ki ağırlıklan yüz kiloyu bulur. Bu dişlerden «fildişi» de diğimiz madde çıkar ki bıçak ve saire yapmakta kullanılır. Fil çok sabırhdır. Kendisine taarruz e dilmedikçe insana bir sey yao maz. Çabuk ehlileştirilir ve bir En iri gazal çok işlerde bu meyanda kaplan ve diğer hayvanlann avında, ve koşarlar. Geyikler gibi bunların büyük yükleri taşımakta daha da boynuzlan zariftir. Bacakları bir çok şeylerde kullanılır. ince ve narindir. En ufak bir tas darbesi bile onlan kırıp zavalh FiIIeri avlamak için büyük ve derin çukurlar kazıp üstünü ör hayvanları yürüyemez bir hale terler, fil bunun farkında olmaz getirebilir. Bir kısonının boyun geçerken içine düşer, çıkamaz. larının üstünde tüylü yeleler buSen Jozef Fransız Lisen ttmf S lunur. Kendilerini müdafaa e Orhan Alâettin decek kuvvet ve uzuvları olma • FAVDAU BÎLG.LER | dığı içm insanlardan uzak in ve cin bulunmıvan yerlerde yasa Kâfur çif tlikleri Japonya asırlardanberi Çin'in aleyhine büyüyüp durmaktadır. 1895 senesinde gene Çin'den Formoz adasını aldığı vakit pek kâr m Mavi gazal mağı tercih ederler. Keçi kadar küçükleri ve öküz kadarlan da fında sarfolunan kâfur burada çıkar. Büiyorsunuz ki kâfur sanayide ve eczacılıkta kullanılır. Formoz adası işte bu ağaçlarla doludur. Her ağaç 10 binlerce liralık kâfur verir. Orada böyle yüzlerce ağaçtan mürekkep çiftlikler vücude getiren Japon'Iar mütemadiyvı para kazanmaktadırlar. Son zamanda kâfur patlayıcı maddeler yapmakta da kulla nıldığı için fiatı pek artmıstır. Cenubî Afrika gazali Bir takımımn tüyleri lâcivert olduğu için kendilerine mavi gazal ismi verilir. Bazılannın bu runlarının ucu beyazdır. Hangi cinsten ohırsa olsun, nerede bulunurlarsa bulunsunlar avcılar tarafından siddetle ta kip olunan hayvanîardır. Bov nuzlan da sanavids kMİIanıldığı için yerliler de biçareleri bunlan ele gecirip boynuzlannı Av ruoa'h tüccarlara satmak için gazaller i avlarlar. Fakat Alman kirnyagerleri kâ furun tertibini bularak sun'isi ni yapmaça basladıklan icin u cuzladı. Japon'Iar Ha derhal faaliyete gectiler, onlar da Al man'lar gibi sun'î kâfur yaotılar. Böyle siderse artık hakikî ve tabiî kâfur çiftlikleri için kimse para sarfetmivecek ve Formoz adasindaki ağaçların ehemmi yeti kalmıyacak. Peki ya bu işte kullamlan binlerce amele ne yapacak? murabba çizilmistir. İki oyuncn karsı karsıya geçer. Zar atarak ve her biri ayni köseden başlı yarak kazandıklan sayı mikta rınca, bir düğme veya bir tası i • lerletirler. Ust kısmm bulunduğu haneye gelip taşlar oraya fırlar ve dururlar. Eğer diğerininki d« onun arkastndan o ü'â'neye basarak girmek isterse geçmez, geri dönef.'llk oyuncumm kazandığı sayılar yazılır. öteki bir sey ka zanamaz. Eğer taslar üst kısm hanelerde birbirlerine tesadüf etmeden bütün murabbalar ge çilirse, ilk gelen 128 yazar. Ote ki bir sey kazanmaz. Bu suretle 1000 veya 1500 gibi bir adedi ilk dolduran oyunu kazanır. merakh şeyıer] Yamyamların intihap hakkı Avusutralya kıt'asında Amerika'hların idaresinde bulunan Filipin adalannın bir kısun halkı hâlâ yamyamlıktan vezgeçme • mislerdir. Insan etini diğer gı • dalara tercih ediyorlar. Filipin adalannın merkezi Manika'daki parlâmentoda bir meb'us talnm adalann şimal kuımlarmda o turan yrii.Tiyamlara da intihap hakkı verilmesini teklif etmiş ve bu teklif parlâmentoca kabul o> lunmustur. IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIIIIIIIMIIIIItllllllllllllllllMllllltllillllUIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIMIIIIIIİIII Işte, dedi, Koko benim! Raif şaşırdı: Benimle alay etmeyin, diye cevap verdi, siz zengin bir beysiFormoz aaasında kâfur tasfiyesme niz. mahstu iptidaî bir ocak Evet zengin bir beyim. Fa • h bir iş yapmış oldu. Çünkü hekat babama kızan bir büyücü beII men hemen dünyanın her tara ni bu hale koymustu. Şimdi herif Bu andan itibaren maymun ölmüs gitmiş, ben de eski halime Koko küçük efendisinden bir dageldim. Senin bana karşı yapmış kika bile ayrılmadı. Ona çcsk iyi olduğun iyilik vâlna kolay.kolay bir arkadaş olmuşta. Binbir masödenir şeylerden değildir ama bu karalık yaparak Raif'i canı en minnettarlığı ifaya çahşacağım. fazla sıkıldığı zamanlarda bile güldurüyor, gerek dağda çalı çırpı Seni okutup adam edeceğim! Zengin B. ayni zamanda Raif'in amcası Galip Efendiyi de unutmamış, ona da büyük bir çiftlik bağışlamıs. Yalnız: Eski cimriYukariki resmide yedi miliet yeKkten vaz geç! di d« bayrak var. Fakat bayraklar milletlerin ellerin* yanlis verihnişDiye bir na tir. Hangi bayrak kaç numaralı milsihat vermekten lete aitse bayrakların üzerine o nude geri kalma maralan atın ve resmi kesip bize gönderin. miftu Bunun uzeuae nakimlerden bîri, Dr. Teofista bu karan ken dilerine tebliğe memur edikniştir. Allah vere de getirdiği bu hayırlı habere mükâfaten yamyam> lar doktor Teofista'yı yemeğe kalkmasalar. Doğru haJled«nlerden birmciye bes lira, ikinciye Foto Etem'den altı kart ve bir ağrandisman resim çi kartmak hakkı takdtim olunacak, diğer yüz kiçiye faydalı ve muhtelif hediyeler verilecekrir. Cevaplar tnayism birinci günün« kadar «Cumhuriyet Çocuk sanıfesi mnharriri» adresin* gönderilmeli dir. Her hangi mükâfat kazananların ve bilmeceyi halledenlerin resimleri de bize fotograflannı gönderdik leri takdîrde gazeteye basılrr. AcıK Erzurum Kız orta mektebinde Nigir Kâzım Hanıma: Yazılannızı gondenn Bir kere okuyalım Basılıp basünuyacagını ancak oadaa sonra söyliyeblHrte. ' " ^