^ ^ ^ M ^ m m m ^ ^ Cumhuriyet 1933 PROGRAMIMIZ: 4 EM SULTAN Yazan: M. TURHAN Yeni dokumacılık San'atları 3 [*] Yazan: Kastamonu meb'um TAHStN Bundan evveTki yazılamnda Türk'tm eski tarihlerde cihan dokumacılıçı hakkindaki tarihini eorüş ve eserlerinden biraz bahsetmistim. Birînci yaznnda bahsettirim sebepler dolamsile esefle söyliyebilirim ki, Türk yakm vakitlere kadar dokuma san'atmda gerüetihnistir. Fakat bu gerileyis ona ileriye at • lamak için veni kuvvetler de vermemiş de^ildir. Simdi o geri kaldığmı gördopü mesafeleri asmak, atlamak, emsa • Iine yetismek, hem de onlan tez elden geçmek için yeni çareler arayıp, ted • birler bularak ; se ba.<1amak ÎTzeredir. Aranan çarelerle, bulunan tedbirleri ikiye ayırabiliriz. 1 Her sahada yurttasiarm sahsî tesebbQs ve çalınnaTanna asla ensrel olmamak, onlann gelir ve kazançlanm, knaltiD daraltmamak ve hatta onlan çoğaHmak sartile bunlann yanında bir de devlet dokumacılığı kurmak. 2 Bes esasta saydı«hm çesitli dokuma fabrîkalarma lâzım olacak ük maddelerin. çtftr^rimiz tarafından yetistirilmekte olanlarnn ıslah evlemek, m3ctarlarun çogaltmak, memlekette benuz tanmnuvan fakat iiclimimizde yetise • bOecek jut ve emsali eibi maddeleri de yetîrtirmek ve çogaltmakfar. Devlet, dokuma san'ahna karar ve* rîrken fior on&nde bulımdurdu?u ve her zaman bulunduracagı ilk *ey, bu fabrikalara lânm olacak maddel«ri behemehal memlekette yetisjarmek ve ancak onh n kvmedendiraıekftir. Yclcm Cabr3ca aero ta onun ilk maddelerini memle kette yetişen veya yetismek istidadında bohmanlarntı unutarak dünvanm muhtelif yerlermden getireceği ham meddelerle hayalî ve çiftç3er aleyhme bir san'at kurmak asla deeîldir. Bövle bîr dokumacılık dustüncelftrnnizden her zaman uzak olan bir sevdir. tsmet Pş. Hz.; bizzat bu san'ata karar verdiği ve onu yaratmagı dSşSnduğu zaman, o • nun gozönde yr.bıız memleket mad • delerini kıvmetlendirmek ohnustur. Bo kıymetlendîrme isînî is sahasına çıkarmak için muhtelif fabrikalar lâzımdir, onun esasnn buhnuştur. Nerelerde fablikalar kurulaeakhr. onun da etutle • rini yaptırmısfar. Ne zaman ise başla • nacaktır. îşte onun programile de hökumeti meşguldür. I ) î • | i I • I S»naî sahnda hukâmet lâzân gelen tedbirleri alırken ziraat hayahnda da yapılacak isleri dfişfinmekte, tedbîrle > rini ona sröre a)ntakta<hr. fnırastnı haber vereyhn ki, dokuma fabrîkacılığma an? karar veribnis te deSildir. Memleketfn ötedenberi fciKnen ihtiyaci karşumda devlet ifleri arasında zamanm icap ve ihtivaclanna gore çareler düşSnShnSs, tedbirler de zaman zaman alınmifbr. O çare ve tedbirlerin toplanarak ne ticeier verebilmesi için arhk o işler son noktalanna gelmis sayılabilir. Devlet pamuk dokumacılı^mı, memlekette en gfizel ve îkhsadî bir şekilde yapabilmek için 7 8 senedenberi pamuklar üzerinde etutler yapmıs, şnndi onu en genis bir sahada tatbflc icin programlar hazırlıgile mesguldur. Pamu?un cihanda ve bu meyanda mem • leketimîzde de ehemmiyetini anlamak için Hakimiveti Millive gazetesinde Beyaz altın (Pamuk) başhğı altında yazmıy oldugum 4 5 yazı ile bu mühira fabrikalar maddesini görüşlerime gore anlatmağa çahşmıştım. Yün dokumacılığı hakkında pamuklarda olduğu gibi çok esash tedbirler almak zarureb' vardır. Memlekette mevcut 13 mflyon agnamuı yunleri olduk • ça raöhim bir yekundur. Yalnız bu buyük yekun üzerinde ıslah at 'lâzımdm Yünlerini inceltmek, alâstikiyetlerini çogaltmak, verimlerini arttırmak! Dokuma sanayiinde ileri gitmis milletler cihan piyasalarma güzel yunlü kumaş gönderebflmek için aldıklan tedbirler arasında yünlerin evsafmı ilk iş olarak göz önüne almışlardır. Yalnız dokuraacılık san'atlannda büvük yerleri olan bu gibi devletler iklim ve memleketlerinin müsaadesizliği dola • yısfle ekseriya yünlerini baska mem • leket ve ülkelerinden getirmege mecbur olmuşlardır. Biz onlar gibi yapnuyacağız, çün kü iklimimiz çok geniş hayvan yetis Hrmeğe elverisli, mHIethniz de esasen koyun yetiştirmeği her milletten iyi bildiği için, biz yalnız ufak bir himmet ve gayretle simdilik yünlerimizi işletmek mecburiyetinde olacağız. Derhal sunu ilâveye mecburum ki, şimdi elde mevcut yünleri işletirken bir taraftan da ince, e'estkî, Merinos yünlerini gene aziz ülkemizde yetiştiıme&e bütün kuvvetimizle çalısmağa mecburuz. Nitekim hükumet S 6 sene evvel yün isini tecriibe ve haüetmek üzere Merinos ge • tirmeğe, üretmeğe, dağıtmağa karar vermîş, işe de başlamıştır. Esas itibarile bu ftkir ve teşebbüsünde çok isabet var • dır. Yalnız dünyada Merinos cinsleri o kadar coktur ki getirilecek Merinos'lann çesitli iklimlerden teşekkül etmiş bulunan güzel yurdumuzun her yerinde yetişebilmesi için iklim şartlannı dü • sünmek, süt ve etlerini gÖz önüne al • [•] Bundan evvelki makaleler 19 ve 24 tarihll nüshalanmızda intişar etmiştir. SANAY1 En isabetli şekii... Millî sanayiin himayesinde esas gümrük tarifesi olmalıdır K r VtTANA .: Bu akşamld program Tercih ediniz: ' 21,05 Les Sirtttes (t. Fall) BEBIİN : 21,15 Shuman'm şarküari. BUDAPEŞTE : 18,35 Griegln eserlerL VARŞOVA : 23,10 Choptn konserL PRAG : 22,05 Operet (Offenbach). 32 Güüelerin yıkamatîığı vücütleri bir kadın eli hemen devirir! Işte ben, o sendeleyis.ten kor kuyorum. At kuyruğuna bağlanıp par çalanmak istemiyorsan adımlarını dikkatli atacaksın, dediklerimi ya pacaksın. Küçük bir şüphe, ikimizi de mezara götürür. Kız, dudaklannı ısırdı, elile yüzünü kapadı, inledi: Ben, yaşamak istiyorum! Yaşamak için Cetn'leri, Lala ları, Nasuh'Iarı, daha sonra Gedîk Ahmet'leri, Beyazıt'ları düsürmek lâzım. Biz bu büyük işin fedaileri yîz! İki cılız fedai! Belki öyle. Fakat arkamızda joca bir Avrupa var. Bir çok saray» lar, adımlarımıza iğilmistir, bizi takip ediyorlar. Papanın gözü büe topuklarımızda! Onlar, sade bakmakla kalma salar, yola çıkip bize yoldaç olsalar daha iyi olmaz mı? Bazan tek bir adam, heybetli bir ordudan fazla is görür. Gülle lerin yıkamadığı vücütleri bir kadın eli devirir. Kıhcm kesemediği ömürleri bir tebessüm parçalar! Baba ile kız, hem yürüyorlardı, hem yava* sesle ve lâtince konuşuyorlardi. Lala Yakup Beyin çadın önüne gelince durdular, muhaverelerini tam bir anlasma ifade eden karşılıkli bakışlarla . kapadılar. Çadır kapismda iki nefer nöbet bekliyordu. Dimitriyo», bunların yanuıa sokuldu: Merhaba yoldaşlar, dedi, Lala Bey hazretlerini görebilir mîyiz? Nöbetçilerden biri, uyku dolu gözlerini uğuşturdu, vakitsiz ziyaretçilerin yüzüne baktı, homurdandı: Mumlar söndü, bey uyudu, siz sohbete geliyorsunuz ! öyle icap etti, Lala Beyi mutlaka görmek lâzıtn. Sen zahmet et te içeri gir, Dimitriyos'un geldiğini söyle. Dimitiriyos, herkesin tanıdıği bir sima idi. Kimi bu adanun Nuh tufanında bilinmez bir dille ve bilinmez bir yazı ile yazılmış bir kitabı uzun yıllar çalışarak, Allahtan da ilham alarak okuyup imana geldiğini, kimi de kızını Cem'in sarayma peşkeş çekip hazineler düzmeğe koyulduğu nu söylerdi. Fakat onun büyük bir nüfuza malik olduğu biliniyordu. Bu sebeple nöbetçi çadırdan içeri girdi, bir post üzerine uzanarak kara kara düşünceler geçirtnekte ve bir türlü uyuyamamakta olan Lala Yakup Beye haber verdi: Dönme Rum geldi, yanında biri daha var. Sizi görmek Utiyor. Yakup Bey postun üzerinde doğruldu, taaccüp gösterdi: Dunitriyos mu geldi, ne münasebet? Ben de öyle dedim ama ayak diredi, beni zorla içeri gönderdi. Lala bir nebze düşündükten sonra emir verdi: Mumu uyandır, onu da çagır! Dhnitriyo» Sofyan, Cem'in tali hini elinde tutan sert tabiatli ku mandanı hürmetle selâmladı, vakitsiz ziyaretmden dolayı özürler dileyerek söze basladı: Sizi rahatsız ettim, aff inizi drlerim. Fakat içim içime sığmıyor, yüreğimden kan gidiyor. Derdhni size de dökmezsem mutlaka çıldıra cağim, inmeye uğnyacağım. Lala Yakup Bey, büyük bir hay • ret içinde, Dimitriyos'a oturmasTnı işaret etti ve telâş ile sordu: Ne var, ne ©Iuyor, f ena bir haber mi alduuz? Dimitriyos, tren'i göstererek an lattı: Şevketlu efendimiz, lâtince bir kitap bulmuslar, merak edip tercü me ettirmek istemisler. Bu çocuğu gönderdim. Kitap türkçeye çevrilir ken ne deseler iyi. Ne demişler? «Evlât! Hazır ol, yann savaş var» buyurmuslar. Ne çıkar bundan? Ne mi çıkar? Galiba lâtife ediyorsunuz, bentmle eğleniyorstmuz. Hayır. Ne eğleniyorum, ne de saka yapıyorum. Yalnız ne demek istediğini anlamıyorum. Yann savaş varsa efendimiz için tehlike var demeJrtir. Neden? Çünkü her savaş ın sonu 3ri sekilden biri olur: Kazanmak, kaybetmek. Allah etmesin, bir kaybeder • sek ne olur? Burasını düşimmek gülünctür. Biz, icap ederse çarpısınz. Kazanırsak ne âlâ, bozulursak bahhmıza! Kulunuz öyle düsünmüyorum, şevketlu efendhnizin mutlaka kazanmalannı istiyorum! Lala Yakup Bey, acı acı güldü: Kazanmak istemekle oUaydı simdiden kendimizi galip sayardık, donanma kurardık. Ne yapahm ki yenmek ve yenilmek takdire bağlı! Takdirin yanında tedbir de vardır. Biz, velmimetimizi tahlike den korumalıyız. Savaştan evvel etrafı kollayıp kendimize yardımcılar bulmalıyız. Büyü mü kuralim, sihir mi düzelim, ef sun mu okuyahm, ne yapahm? Dknkriyos, iki diz üstfi geldi: Lala Bey! Evveli can, sonra canan derler. Ben de ilkin sağhk, sonra şahlık diyorum. Şevketlu efendimizin sağ olması ve sag kalması her seyden üstündür. Taht mes'ele» îkinciye kalır. Eğer biz, tahti ön safa geçirip te hemen savaşa gfrersek efendimizin hayahnı tehlikeye at ıms oluruz. Lala Yakup Bey yüziinü ekşitti, Dimîtriyos'un sözünü kesti: Peki ama, ne yapalan Onu söyle. Söyliyeceğim beyim söyliye ceğim. tlkin müsaade buyur da geçmis günleri düşünelim: Ostnan oğulIannda post kavgası yeni başlamı yor. Birrnci Murad'ın oğlu Saveci Bey, yüz elli sene evvel bu çığn açti, babasının elinden saltanatı al • mak istedi, kellesini verdi. Çelebilerin boğuşması on bir sene sürdü. (Mabadi var) BOŞ Saatlerde Temiz, hisli, şiirli, san'atkârane bir ifade ile yazıl • mıs nesirler... Mehmet Nurettin Beyin eserî Bütün kitapcılarda arayınız Bu akşam «nat 21.30 da Şehir Tiyatrosu Darülbedavi temsilleri lllili NEZLF.f SADRİYENİN ÖNÜNÜ AUNIZ SLOAN MAHLULÜNÜ KÜLLAN1NIZ Uğuşturmağa hacet kalmaksızın, ihtikan merkezine kadar nüfuz ve oraya taze kan hücum tttirerek ağnyı tjhfıf eder. Bütün bir gün şedaidi hava altında çalıştıktan sonra, ağriyan adaleler ve mafsallar için Sloan mahlulünden daha müessir mukavvi yoktur. Sloan's mahlulünü bilcürale bere ve rd^le ağrı'anna ksrşı kullanımz istanbul BeleıMesi SÂfil ZEYBEK operet 3 perde Karaagaç'ta Kasaplar şirketînin tesîs ettigi son sistem "derî ve fcofde fabrikanndan bir manzara nisbetle ödetnek mecburiyetinde kal Sanayfin inkişah için hknayenm lüdığı nisbetsiz ve pek yüksek gümrük zumu ve memleket sanaynnin rasyoresmini burada misal olarak zBcrederiz. nalize ediltnesi noktasmdan makul ve Binaenaleyh gümrük tarife kanununun mutedtl büyuklükte müesseselerin hi mayeye esas ittihaz edilmesi lâtzım gelyukarıdanberi arzolunan esaslar dahidigi anlaşıldcktan sonra, hknayenin îmde ve sanayii suurlu bir hknayeye seklini tetkik edebüirâ. mazhar knacak surette bir an evvel tadili cihetine gidilmesmi ve bu tadilât Himayede en esash vasıta nedir? için mütehassıs ve her mevzuu mahal • Teşviki sanayi kanunu mu, gümrük talinde tetkik salâhiyet ve vesaitile mü rifesi mi, kontenjanhnan usulu mu? Kontenjantmatı usulü, muvakkat bir cehhez bir heyet vücude getirilmesini tedbirdir, ilelebet devam edemez. O ve bu heyetin yukanda himaye derecehalde esaslı tedbir olarak teşviki sanasi faslmda arzolunan maliyet hesap yi ile gümrük tarifesi kalıyor. Hima lannı bttaraf teknisiyenlere hazniatayede en esash vasıtanın gümrük tari rak ve alâkadar sanayi erbabuun müfesi olduğuna süphe yoktur. Gümrük dafalarmı da dinliyerek tadilât eseslatarifesi ıslah edildiği takdirde tefvUd rını vücude getirmesini pek lüzumlu gösanayi kanunile sanayi erbabına verilen rürüz.» imtiyazlar ve muafiyetlerm bir kısmıFilhakika, tktısat Meclisi Âlismin rakaldırdabilir. Maamafih bu imtiyazlar ve porunda gümrük tarifesinde yapılacak muafiyetlerin de sanayiin teessüs de tadilât îçin <mütehassxs ve her mevvirlerinde çok faydah olduğu muhak zuu mahallinde tetkik »alâhiyet ve kakhr. Meselâ nakliye tarifelerinde savesaitile mücehhez bir heyet viicunayi için tenzilât yapılması gibi imti de getirilmesİA hakkındaki fikri sayazlar, sanayiin himayesi itibarile her yet makul ve musiptir. Bundan evvelki zaman için lüzumlu ve faydah tedbir gümrük tarife kanunu tanzim edilirken lerdir. bu şarta riayet edihnemis veya edile • Teşviki sanayi kanunundan daha memiş olduğu için pek mahdut tetk3cat sonra bahsetmek üzere, evvelâ sanayiin yapılmıs ve tarife kanunu da sanayii hihimayesinde en esash vasıta olan gümmaye itibarile iyi bir şekBde çıkmamısrük tarifesinden bahseddim. tır. Iktısat Medisi A?î«, son içtmuMrtrf ' "IGfimriîk tarîfesindeki himayenin^azı sanajri için çok fazla, diğer bazı sada hazırladığı raporda ki bu raporun nayi için de nizumundan az olması gibi İkfasat Vekâleti ve hükumet tarafından bir ana kusurundan baska tatbikat itihemen hemen aynen kabul edSeceği barile de çok müh'm bir kusuru vardır. muhakkaktır gümrük tarifesi hakkın Gümrük muafiyet formalHeleri gayet da dîyor ki: yorucudur. Cok müz'ic ve müskül, hat«Mevcut tarife, yukanda arzolunan ta bıkhncı lartasiyedlik usulleri sanayi maliyet hesaplan teik^atma ve tasnif erbabını usandumaktadır. tntacı bazan itibarile fennî esaslara müstenit olmaaylar süren bu muafiyet muameleleri yedığı cihetle, talbikatta bazı sanayii lürine tarifeye himaye esası dahilinde dezumundan fazla hima>e etmekte ve rece derece hafif gümriikler konulmast buna mukabil bazı sanayii de lüztrmu sanayi erbabını daha çok memmın e kadar himaye edememektedir. Maamadecektir. Bu suretle sanayici, o hafif fih, tarifenin ihmal ettîğ! yerlerde, gümrüğü verip mahnı koiayca alacak simdiye kadar teşviki anayi kanunu ve ve bunu, bir sürü kırtasiyecilik mua bilhassa mevaddı ipticıFİye muafiyet melâtı yüzünden her zaman, hafif gümleri yardım ettiğri îçindir.. ki tarife karük resminden daha pahalıva mal olan nununun bir çok kt>«urJan bariz şikâ muafiyete tercih edecektir. Binaenaleyh yetleri mucip olmuyoic'n. Son zamanbövle bin müskülât elde edilen tam larda, mevaddı iptidaiye giîmrük muamuafivet ile himaye usulü yerine sürat fiyetlerine ait listelerin yeniden tanzive sühuletle tediyesi her zaman kebil mi münasebetfle bir çok iptidaî madde hafif srünvük resmi i'e himaye usulü, bu muafiyetten hariç bırakıhnca, tarife sanayiciler içth de, devlet içm de faykanununun mahzurhı maddeleri he dalı olacaktır. men kendini gösterdi. Esasen tarife kanunu tanzim edilirken bu muafiyet Teşviki sanayi kanunu mes'elesini listeleri nazan dfldcate alınmış ve tetkike geçmeden evvel sanayide gümbir çok tarife maddeleri, bu muafiyetrük himayestnîn esaslanm şu suretle lerin mcvcudiyeti esasına göre tertip huî?sa edebilniz: olunarak memleket için bu yüzden di1 Himaye, en ziyade gümrük tağer bazı faidelerm istihsali düşünülmüs rifesile yapılmahdır, oldıığundan keyfiyet bu cepheden tet2 Muafiyet usuHi yerine hafif kik ve muayeneye tâbi tutulmadan yeni gümrük usulü kabul edihnelidir, listelerde büyük değis3dâcler vücude 3 Gümrük tarifesi çok esash tetgetirflmesi tabiatöe büyük mahzurlar kik!! ta jstmat etmelidir. tevüt edecekti. Nitekim bugün bazı 4 Tarife kanunu. muafiyet listeleri sanayi bu yüzden pek ağır ve nisbetsiz nazari kibara alınarak tanzim edilme bir vergiye maruz kalarak mevcudiyetmelJJir ki bu listelerde tadilât yaoılmlerini tehlıkede görmektedirler. Derica veya bunlar büsbütün ilga edilince cilik sanayünm hariçten getirtmeğe mec1 sanayi himayesiz kalmasm. bur oldusn ham deriler icin mamuiline ' A. D. mak lâzımdır. Dört senelflt Merinos'larla fflî işti galimiz, yasama ve üreme itibarile Nigreti'le Alman Ho firizlerinin yayla nuntakalannda yetiştiğini bize göstermek tedir. Daha kurak yerlere ahşnuş süt • lü ve etleri yerli koyunlannuz gibi lezzetli olan diğer cins Merinos'lan getirip üretmemek ve bunlar üzerinde ça lışmamak için de bir sebep yoktur. Rusya'da hâlen muhtelif ırktan bir nıilyon kadar Merinos koyunu mevcuttur. Yalnız Azerbaycan'da 60 bin Elektirol, Nigreti, Ramboy, Dişley, Şevyot Merinos'lan vardır. Çar zamanmda bile yetisitrilmesine başlanmış olan Meri nos'lar büyük harpte kaybolmak teh • Iikesine maruz kalmış, sonradan ah nan tedbirler mevcudü bir milyona çıkarmışbr. Sovyet'Ierin son neşriyatlanna nazaran, bütün şuralar ittihadı dahilinde 123 müyon koyun mevcutmuş. Yaptıklan büyük dokuma fabrikaları ihtiyacı için 20 milyon Merinos yetiştirmek zarureti karşumda kaldıklanndan tiz elden bunları yetiştirmek için evvelki tecrii • ANKARA : 12,30 Ankarapalas orkestraa 013,30 a kadar) 18 radyo orkestrası . 19 Ajans haberleri 19,15 aaz: (Şehnaz faslD • 20 hava raporu 20,05 cazbant. ÎSTANBUL : 18 saz (İnci H. ve Mek* H.) 18,45 orkestra konseri . 19,35 fransızca ders (müptedilere) 20 Hazım Bey tarafından karagöz 20,30 saz: (Müşerref H.) 21 eaz: (Hafız Ahmet B.) 21,30 orkestra kon, •eri . sonra: Ajans. Borsa haberleri ve saat ayan. BERLtN : 15,05 gramofon plâKlan 20,1» sc/ıurnan'm şarkılanndan konser 21,45 musahabe . 22,05 dans musikisl . 24,35 muharebe yaralılan, dulları ve öksMert menfaatine müsamere. BRESLAV : 19,55 gramofon plâklan 21,05 Konser 23,05 havadisler 23.25 dans musikisi 24,35 Berlin'den. LAYPZİG : 20,35 piyano ile hafif musiKi . 21.0Ö tiyatro 22,05 muhtelif 23,10 havadisler. MÜNİH : 17,15 konaer 17,40 edebiyat bahsi 18 gramofon plâklan 19,40 kıraat 20,10 piyano ve keman konseri 23.25 havadisler 23,50 hafif nuısUdL VtYANA : 19,05 konser 20,25 havadisler 21,05 (Les Sirenes) Lto Fall'in üç perdelik opereti 23,25 gramofon Dİâkları 23.50 dans musikisl. BUDAPEŞTE : 18,35 orkestra ile Grlegin eserlen 20,20 taigan musikisi 21,50 konser 22,35 operet . 23,20 bir otelden naklent Tsigan musikisi. VARŞOVA : 19,10 viyolonsel 21,03 dans musiKM 21,55 hafif musiki . 23,10 Chopin'in eserlerinden mutat haftalık konser 24.05 dans musikisi. BÜKREŞ: 20,45 gramofon plâklan 21,05 koro ile dini şarkılar 21,50 konefrans 22,05 haflf musiki 22,50 havadJsIer. ROMA : 18,35 konser 20,05 havadisler". 21,50 tiyatro. PRAG : 18,55 plâklar 20,us munteııt 21,05 şarkılar 22,05 Bratisla a'dan nakil: (Ma, riages Aux ianterne) Offenbach'm bir perdelik opereti . 23,05 havadisler 23,20 Mor. Ostrava'dan nakil: (Halk konseri). BELGRAT : 21,35 havadisler ve gramofon plâklan 22,25 dans musikisi. İRTİHAL Es^ak Hariciye Nazm Ahmet Nesîmi, diştabtbi muallim Hüsevtn Talât, harîciye memurlarından Ekmel Beylerin valideleri ve Girit Hanya esrafından Softazade merhum tbrahim Beyin refikalan salihah' nisvandan Me'ek Hammefendi irtüiali darübeka eylemiştir. Cenazesi bugünkü cumartesi gümi saat on bir buçukta Şehzadebaşı'nda Kınktulumba sokağındaki 1 numaralı hanesinden kaldırılarak namazı Valde ca mü s«rifmde kı'mdıktan sonra Merkezefendi'deki aile kabristanına defnolunacaktır. Allah ganî ganî rahmet eylesîn. TETE'KICÜR Kardeşimiz Hacı Bayramzade Maksud'un vefatı münasebetile gerek bizzat, gerek telgraf veya mektupla taziyette bultmmak suretile derin actmıza istirak eden zevata ayn ayn mukabelede bulunmağa teessüriimüz mâni oldıığundan muhterem gazetenizle kendilerine a\e nen teşekkürlerimizi arzederiz. Düzce'de Hacı Bayramzade Ferhat ve Mansur Nakleden: M. Kemal Besteleyen Hasan Ferit llll cSan Zeybek» in son haftasıdır. Önümüzdeki pazartesi aksamı yalnız bir akşama mahsus olmak üzere: Renkli Fener Piyes 3 perde Nakleden: Ertuğrul Muhsin Sloan's TJnîıtıcnt Agrilart Keser MAURICE JEANETTE ROUBEN sevimli iki yıldız En kıymetli bir rejisörün idaresi altında: misline ender tesadüf edilebilecek bir eser yaratmişiardjr. C H E V A L iE R M A C OONALO M A M O U L İ A N belerinden istifade ederek en geniş bir tarzda Merinos yetiştiribnesine çalış maktadırlar. İklimimizin geniş ve her çeşit koyun yetistirmeğe çok müsait olması mflletimizin hayvan yetiştirmek | J İstanbul HaOcevi tarafından her ay hususundaki mahareti, dikkat ve alâ • neşrolunan memleketin bu yegâne kası, ince yiinlü koyun yetiştirmek için, îlim ve edebiyat mecmuasuun şubat hükumetimizin, memleketin muhtelif sayuı çıkmıştır. Her nüshasmda olmsntaka'anna uyeun temin edeceği etli duğu gibi bu nüshasında da çok tave süslü Merinos'larla bu hususta alacanınmış ve sevilmiş kalem sahiplerinin pı teşvik ve himave usılleri bu kovunmakaleleri, şiirleri vardır. Bu meyanlann memleketimizde, hem de az zamanda: Ahmet Hasim, O. Seyfî, Y. Ziya, da üreyip fabrikalanmıza lâzrnı olacak Hamdi Beylerin şiirlerile, Köprülümiktannı tamamen yetiştirdikten sonra zade Fuat, Cevdet Kerim, Bürhan harice de satabileceğimize asla şüphe Ümit, Salih Murat Beylerin kıymetli etmemelidir. makaleleri calibi dikkattir. Kastamonu meb'usu TAHSİN Yeni Türk Mecmuası 448 sahife 3 0 kuruş Musolini Yeni çıktı BU 6 E C E BENİ S E V Meşhur muverrih Etnil Ludviğ'in son eseri Tercüme Haydar Rifat Beyin Her kitapçıda, yüz kuruşa • Dr. Süleyman Şükrü Birinci sınıf mütehassıs Çarşamba günlerî meccanen Ü Ankara caHdeoi No. 60