2 Cumhttriyet •• 1933 Meşhur Casuslar E ilecik'te Yazan: ABlülN Ü.AVER 78 Şehir ve memleket haberieri Hukuk Talebe Cemiyeti Dün kongresini bitirdi, yeni heyeti seçti Siyasî icmal Ingilizplânı İmar faaliyeti Mezbaha açıldı, su şebekesi ıslah ediliyor Mecitözü'nün thtiyaçları Mata Hari, Saint Lazare ha pisanesine teslim Bu kâğıdı, buradaki efendilerden hangisine vereceğim, diye sordu. O zaman yüzbaşı Ladoux'un koigi sakallı, hasin çehresi büsbütün sertleşli. Kadınm beyninde bomba gibi patlıyan şu suali sordu: H. 21, ne vakittenberi Almanya hesabına casusluk ettiğinizi söyler mUiniz? Dansözün b«nzi sarardı: Sualinizi anlıyamadım yüzbaşı, dedi. H. 21, ne vakittenberi Almanya hesabına casusluk ettiğini soruyo rum. Cevap ver! O zaman Mata . Hari, o mağrur ve yüksekten atan tavrını takındı, ikinci şube müdürünü tepeden tırnağa kadar hakaretli bir bakışla süzdü. Çok kaba bir adamsınız. Ben, terbiyeaizliğe ve terbiyesrzlere tahammül edemem... Yüzbaşı Ladoux, onun hiddetli talâkatini yarıda bıraktı: Ben, bir kaç ay evvel, gene bu odada, Fransa'ya ihanet ederseniz sizi kurşuna Ajzdireceğimi söylemiştim. Siz, verdiğiniz sözde durmadı • nız ve Fransa'ya ihanet ettiniz. Fakat ben verdiğim sözü tutacağım. Mata . Hari cevap vermedi; ka~ dife gözlerinin füsünkâr bakışile yüzbasının gözlerinin ta içine uzun u 1un baktı. Bu bakışta, Sen, bunu yapamaum, beni kursuna dizdirmeğe kıyamazsın, dîyen mağrur, emin ve hâkitn bir mâna vardı. Yüzbaşı Ladoux da, bu »ihirli bakı«a mukavemet edemiyeceğinî an ladı. Madamı götürünüz, dedi. Mata Hari'yi adliye sarayına üçüncü divanı hacbin müstantiği yüzbaşı Bouchardon'un yanına götürdüler. Yüzbaşı, kadını ilk defa sorguya çektikten sonra Saint Lazare kad'ın hapisanesine gönderdi. Pa ~ ris'in cinaî romanlarında ismini işittiğiniz bu tneşhur hapisane, cani, hırsiz. ahlâksız, dölandıricı, hulâsa he<r çesit rruicrim kadınlarla doludur. Bu kadınlar, umumiyetle, hapisaneye «salata sepeti» denilen hapisane a rabasüe beşer altışar götürülürler. Fakat, Mata Hari bu hakarete uğ ratılmadı ve iki zabıta memurunun refakatinde bir taksi ile geldi. Yolda, bir kelime bile söylemeden ağır ve vakur durdu. Otomobil, hapisa nenin her iki kanadı da açıimış olan büyük kapısından içeri girerken Mata Hari titremekten kendini menedemedi. Sanki bu karanhk, rutubetli ve soğuk kapıdan içeri girerken ümitsizliğe, felâkete, ölüme gittiğini anlamıştı. Kadını, kapmın yanı ba şındaki kâtip odasına soktular. Orada hüviyeti, eşkâli deftere kayde d'ildi. Sonra iki kadın gardiyan, üstünü başını aradılar. El çantasında binnisbe ehemmiyetsiz bir para çıktı. Mücevherlerini, parasını, el çantasını kitabet dairesine teslim etti. Ma ta Hari, bütün bu merasimi, hiç sesini çıkarmadan, fakat aşikâr bir nef ret ve istikrah ile yaptı. Kendisini zor tuttuğu hissediliyordu. Bir kaç defa isyan etmek istedise de gene kendini tuttu, gururu, asabma hâkim ohnuştu. Muayene içm kendisini tepeden tırnağa soyan iki kadına ha~ karetle baktı ve azametli bir tavırla şu sözleri söyledi: Siz de Mata Hari'yi çırçıplak görmüş olmakla iftihar edebili..siniz. Sonra ağır ağır tekrar giyinirken, edilirken... gardiyanlardan bfrinin yardnmnı m~ fial ile reddetti. Beceriksiz oda hiztnetçilerine alışık değilim, dedi. Hapisane dahilinde gardiyanlık vazifesi rahibelere ait olduğu için onu hapisanenin içine götürmek u zere iki sör geldi. Siyahlar giyinmis ve başlarına üç kath siyah beyaz örtüler örtmüş olan bu kadınla n görünce, Mata Hari bir adım geriledi. Artık zindancılarile karşı karşıya geldiğini anlamıstı. Fakat kas vetli kıyafetlerine rağmen, kalplerî çok merhametli olan sörlerin yüzü ne baktıktan sonra, gergin ve asabî çehresi tatlılaştı, gözlerindeki fena ısık söndü ve hemen hemen gayrüh* tiyarî bir hareketle hemşireleri se * lâmladi. Rahibelerle berarber ha pisanenin meşhur ahşap merdivenini çtktı. Bir çok karanhk koridorlar dan geçtikten sonra, kendisi için hazırlanan hücreye geldiler. Tevkifinin gizli tutulması ve kadınm, su reti kat'iyede ihtilâttan men'i em redilmiş olduğu için bu hücrenin penceresi yoktu. Ta tavanın yanında küçük ve demir parmaklıkh bir maz galdan aydmlık alıyordu. Bu maz * galm dış tarafmda ve yetisüenvyecek kadar yüksekte bir küçük havagazi memesi yanıyordu. Hücrenin du* varları içi pamuk dolu filtelerle kaplı idi. Bu tedbir, mahpusların ümit sizlik ve yese kapılarak kafalarmı duvara vurtnak suretile kendllerini öldürmelerme mâni olmak için yapılmıştı. Hücrenin bir kosesmde yere atılmış olan bir şilteden baska, etya namına hiç bir şey yoktu. Duvara açılmıs gizli bir delikten, gece, gündüz, içerdeki mahpuMi tarassut etmek kabildi. Nazü niam içinde, lüks içinde, safa içinde yaşamağa alısmış olan Mata Hari bu meş'um hücreye girdik* ten sonra, kimbilir, ne acı seyler düşünmüş, ne büyük bir elem ve ıztırap duymuştur? Mata Hari'ye gardiyanlık eden rahibeler, arasna gelip, onu »arassırt ediyorlardı. Bunların töylediklerme göre, o gün dansöz kendisine verilen yemeklerden birer lokma aldıktan sonra, arkaüstü şiltenin üzerine uzanmış, gözlerini kapamış, kol* larını ensesinin altına ya»tık yapa rak, bir kelime bile söylemeden saatlerce yatamstır. Hapisanenin doktoru M. Bizard, Mata Hari'nin hapisanedeki hayatına ait hatıralannı şu şuretle anlatıyor: « Mata Hari'nin hücresine giderken, orada yeis ve ıztıraptan bitkin, göz yaşları içinde harap bir kadm bulacağunı sanıyordum. Fakat biraz sonra, aldandığımı aniadım. Vazifem icabı kendisine bir hasta lığı olup olmadığını ve bir şey isteyip istemediğini sorduğum zaman bütün azametile beni tepeden lır nağa kadar süzdü, ayni azametli tavırla: Yalnız iki şey isterim. Telefon ve banyo! dedi. Ben doktorum madam, lize i lâç olarak telefon vermeleri için eczaneye reçete yazamam. Banyoya gelince, bu arzunuzu yerine getirebi Hrim. Bu münasebetle şunu söyliyeyim ki Mata Hari'nin hapisanede her gün banyo yapmasma müsaade ettiğim yalan olduğu gibi süt banyosu yaptığı hakkındaki şayialar da gülünçtür. 'Mabadi var) Bilecik «Hu L susî» Bilecüc Beldtyesi, meoıleketin üç mü him derdini daha ortadan kaldmnıştır. Ordumuzun çok kıymetli bir tayyare zabüi olan re malulîyeti dolalayısile tekant olduktan son ra hemşerHerî nra arza Te rica BiledğVn genç ve ktyları üzerine Bi metll Belediye Reiti lecik belediyesiTahya B««tt Bey nin başına geçen genç reîsüniz Yahya Reşit Beyin gayret ve hüntnetîle fennî ve asrî mezbahanın insaatı hitam buknuş, küşat re*mi çok par Iak surette yapılmıştır. «Emirler» suyu getirtilerek eski Bileciğ'in bulunduğu aşağı mahalle halkını su suzluktan kurtarmıştrr. Deponun bulunmamasmdan dolayı şehir suyu kâfi geLmiyordu. Bu kere su teşkilâtı ıslah ve tanzün edilerek büyük bir su deposunun yapılmasına baş lanmıştır. tnşaat yakında bitecektir. Genç belediye reisinin gösterdiği muvaffakiyet halkı çok memnun etmektedir. Çetin Dün Halkevinde saat on dörtte toplanan Hukuk Talebed Cemiyeti umumî beyeti geçen ay ekseriyetin bulunamaman yüzünden tehir edilen içtimalanna devam etmiş ve aşağıdaki mes'eleler görüsulerek karara raptedBmiştir. Münhal bulunan kongre divanı kâ • tipiBderine Hakkı, Nuri, Enver Beyler seçflmif ve kongre divanının tesekkü lünden sonra nizamnameyi tadil encümeni tarafmdan tadil ve tabedflerek lâyüia halinde azaya dağıtılan nizam n?me müzakereden sonra kül halinde kabul edilmiş ve bundan sonra cemiyetin hali hazır vaziyeti ve flıtilâflar mevzuu bahsolmuf, münakaşalardan sonra heyeti umumive eski heyeti idarenîn istifasraı kabul ve cemiyetm eski nizamnamesine göre seçilmiş bulunan ve bugün artık hususî bir mahiveti olmıyan cemiyet tâli teşkilâtının dahi infnahmı ittifakla teyit ettflrten sonra kabul edilen yeni nizamnameye göre cemiyetm yeni idare ve tefhf heyetlerile haysiyet divanmı seçmistir. tntihap neticesi her tınıftan Bç Idşı olmak fizere öyledir: tdare heyetine Lutfi Hulusi, Cevat, Hilmi Arif, Celâl Sahir, Belkis Ziyaettm, Kemal, Kerim, Rifat, Nuri Yılmaı, Hanım ve Beyler. Teftiş heyetine: Hulusi, Namık, Nuri, Nahit Adnan, Niyazi Beyler. Haysiyet divanına: Enis, Ruhi, Savni, Samim, Şükrü, Mitat, Recai, Zinnur, Şehap, Nuruüah, Melih ve Şevket Beyler. idare heyetine yedek aza olarak: tımail, Sadi Fehmi, Ferit, Müstak Kâmil, Mes'ut Beyler intihap edihnişlerdh*. Bir an evvel işe başlamak hususunda umumî heyetin gösterdiği arzuyu nazari dikkate alan idare heyeti de taksimi vazaifînde yaparak çizmtş olduğu program âzerinde faaliyete baslanushr. Silâhlan Bırakma Konferansmin divanmda beyhude mücadele devam edip duruyor. Suahlann ne derecede tahdit ve tenkts edileceği henüz malum olmadığı halde fazla siiâh bulundurulmamasmı temin için vazolunacak kontrol usulüne ait münakaşalar son derecede şiddetli olmuştur. Kendi hükumeti aleyhinde ifşa ve mbarda buhmacak yani Mecitözü «Hususî) Beş yüz haneli ( casusluk edecek memurinin ve tebaanm ve iki bin nüfuslu olan kasabamız hal | mes'uliyet ve takipten masun ve muaf kmın yüzde doksaoi ziraatle iştigal ettutulması mes'elesi bilhassa devletleri mektedir. Birinciteşrin sonlannda yabirbirine düsürmüstür. ğan faydalı yağmurlı^ zürrcıtnmn yüMaahaza bu münakaşalar daha ziyazünü güldürdü. Kuvvetli tahminlere nade teferruata aittir. Esas mes'elelerm zaran geçen seneden yüzde yirmi demüzakeresi perşembe giinü içtimaa baş< recede fazla buğday tohumu ekilmiştir. lıyan umumî komisyonda cereyan edeGeniş mera ve otlaklanmız vardır. Ne cektir. Ruznamenin basında Fransız fayda kî hayvancılıktan matlup olan plâni vardır. Konferansa verilen en şüistifade temin edilemiyor. Elyevm bir muîlu ve toplu plân budur. Devletlerin başh keçi 5060, bir başh toklu tabir eemnü selâmeti müteakıben tekeffül ve dilen koyun 100110, bir kara sığır taahhüt edilmesi için sulh teşkilâtı ya700800 kuruptur. Kazanın başlıca mahpdmasuu ve bu esas üzere suahlann sulü arpa, buğday ve kısmen de fa tenkis edPmesini ikizam eden Fransız sulye, nohut, mercimek, mısır ve afyon plânı Versay muahedesüe diğer musahaşhaşmdan ibarettir. lhraç merkezimiz lâhanamelerm çizdiği hudutlann bo Amasya ve Merzifon'dur. zulmamasun istihdaf ediyor. Binaen Geçen senenin çok mebzol olan üaleyh bu plâna en ziyade Almanya'nın züm ve sair meyva ve sebze mahsulünitiraz edeceği bekleniyor idi. Fakat den pek çoğu müşteri bulamamak yüşimdi tngiltere Fransız plânmın esaszünden çüriimüstür. En nefis elmanın İarını altüst edecek tekliflerde bulunaokkası 56 kuruşa satılmaktadır. Amasrak Fransız'lan hayret içinde bnak ya'da olsun bir kooperatif veya bir şirmıştır. tngiltere son saatte ileri sördüğü ket teessüs edip te bir konserve fabrîbu tekltflere (plân) degil (mesai progrc kası yapıîmış olsa her iki memleketin mı) ismi vermiş ise de hakikat halde büvük istifade temin edeceği muhak bu, Fransız plânına karşı bir tngfliz plâkaktır. mndan baska bir şey değüdir. Ihracat eşyası müşterisizlikten çürüyor Artfst Bedia H. piyanist M. Ferdinand'la nişanlandı Darülbedayi artistierinden Bedia Hanım Konservatuvar muallimle * rinden piyanist M. Ferdinand'la ni* sanlanmıştır. M. Ferdinand bu tş için dinini de değiştirmiş ve isminin nandını kaldırarak sadece Ferdi yapıhnasnu bir istida ile Müftilikten rica etmiştir. Artistler yakında ev leniyorlar. Tire'nin Kahrat köyünden Hacı Mehmet zevcesi Ayşe Hanım yapıhnakta olan köv sularma on altı dönüm tarla hediye eüııisCir. Bu muhterem kadm bir çok lenginlerimJze örnek olacak bir biiyükluk pöstermiştir. tzmir Belediyesi akı yaş ile on sekiz yaş arasındald kimsesiz bir çok lazlann sefaletten kurtarılması için bir çare bulmuştur. ' Kızlarm zührevî marazlarla mücadele cemiyeti idaresinde çorap ve trikotaj isleri yapacak bir imalâthanede çalış • tınlmalan ve san'atkâr olarak yetistirümek1^ beraber hayatlarmı kazanack bir vaziyete getirilmeleri münasip gö • riilmüştür. Yapılan teşebbüs üzerine cemiyet reis'igi bu tekltfi kabul etmjştir. Yakında Karşıyaka'da yeni binaya nakledilecek o'an çocuk yuvasmın eski binası bu gibi kimsesiz kızlarm ikametine ve çalışmnsma tahsfs edüecektir. Kızlar burada çorao makineîeri ve trikotaj makinelerile çalışarak çalışma, kazanma zevkini tatacak ve hayatlarmm muhafazalannı l»min cdTkîerdir ^lrada yetişbrıten kızlar bilâhare rmies • seselere • Ihabeırleırl Hayıır seven bir kadın izmir'de hayırlı bir cem;yet Dil cemiyetinin şubeleri Türk Düi Tetkik Cemiyeti, nuamnamesi nracibince, her vilâyette bir^u.j be bulunduracakbr. Türk Dfli Tetkik Cemiyeti vilâyet merkez heyetlerinm Halhevlerinin dil, tarih ve edebiyat sobeleri tarafmdan teşkd öhınacağı vüâ* yet merkezlerine tamim edilnr.iştir. Vaziyet Halkevlermin alâkadar subelerinc bü dinlmiş ve şnbeler bu yolda faaliyete geçmişlerdir. üç mühendis daha alınıyor Belediye tstanbul'da vücude getireceği yeni inşaat için üç mühendis daha alınmasını bütçesine koymuştur. Yapılan inşaatın ekseriya şunun bunun tahribi ile bozulduğu nazan itibara alınmış ve ba üç mühendisin hergün şehrin muhtelif noktalarında dolasarak tahrip olunan bozuk yolIarın, lâğımların, su tesisatının fazla masrafa Iüzum hasıl olmadan tamirile meşgul olmaları kararlaştı nlmıştır. Mimaıiarın içtimaı Mimarlar, içtimalanna dun de devam etmişler ve idare heyetlerini seçmişlerdir. İçtimada, yeni yapüacak hükumet bmalan içm mnnarlar arasında konkurlar açılması husussnda teşebbüsata girişîlmesine de karar verilmistir. tntihabat neticesinde Sami, Hüsnü, Talât, Arif ve Armanak Zeki Beyler idare heyetine seçilmişlerdir. Sokaklar ağaçla süslenecek Belediye, tstanbul'un bütün cadde ve sokaklannı ağaçla süslemek için teşebbüse girişmiştir. Bu teşebbüs için kâfi miktarda *ğ»Ç mevcut olmadığından evvelâ ağaç yetiştirilecek, badehu sokaklar süslenecektir. Bu maksatla Kântane civannda maliyeye ait 60 dönümlük bir arazi Belediyeye devrilecek ve burada f idan yetiştirilecektîr. Bütün tstanbul'un beş sene zar • fında ağaçla süslenmesi ameliyesi bitecektir. Malkara'da alçı madeni bulundu Malkara (Hususî) Malkara'da iki gün devam eden kar her tarafı kaplamış ve posta üç gün işKyememistir. Buradaki çiftçilerin tecrübelerine göre gelecek sene mahsulâtı çok bereketli olacağı tahmin edilmektedir. Ztraat Bankası tarafmdan köylüye para tevziine başlanmıştır. Şimdiye kadar çiftçimize büyük hizmetler yap • mış olan Ziraat Bankasuun bu faali • yetmden dolayı memnuniyet vardır. Malkara'nm (Şahin) nahiyesmde alçı madeni bulunduğu haber alınmıştır. Ziraatte fevkalâde ehemmiyeti baiz olan alçıdan istifade edümesi düsun&hnektedir. Osman Nuri Dr. Ali ŞOkrö Beyin kızı öldü Çocuk hastahkları motehassısı doktor Ali Şükrü B. in küçük kua anî bir ihtilât neticesi olarak vefat etmiş ve yavnmun cenazesi dün hazin bir ihtifal ile Edirnekapı'da şehitliğe defnedilmiştir. Cenazede Halk Fırkası tstanbul idare heyeti reisi Cevdet Kerim, doktor Mazhar Osman, Ziya Naki, Kenan Beylerle bir çok dok torlarıcmz hazır bulunmuşlardır. Gazetemiz namına da Ali şükrü Beye beyanı taziyet eyleriz. tngiltere hükumeti silâhları bırakma işinin bir an evvel vucüde gehnesi için evvelâ beş büyük devletin yani Ingü tere, Fransa, Almanya, ttalya ile A merika'mn kendi aralannda uyuşmala rını en mühim esas olarak fleri sürmüştür. Hatta bunun için tekliflerini konferansuı divanma büdirir 3ten ayni zamanda mezkur beş büyük devlete dahi bildirmiş ve fikirlerini isn'mzaç etmiştir, tngiltere emnüselâmetin mütekabflen temin ve taahhüt edilmesi mukavelesinin berri Avrupa devletlerinin kendi aralannda aktedilmesini ve kendisinin ve Amerika'nın hariçte bırakılmasun istiyor. tngfltere beynelmilel flıtüâflarda kuvvete müracaat ebniyeceğine söc vermekle iktifa edecektir. tngiltere Versay muahedesinin AI • manya'yı silâhtan tecrit eden beşincî faslınm Ugasile bunun yerine umum devletler hakkmda seyyanen cari olacak silâhlan bırakma mukavdesirrin kafm ohnas<m iltizam ediybr.> tngikere bundan sonraki ordolarbr mi'i» şeklinde kalmasun utizaM ediyor ise de bu usuliin berri Avrupa memle ketlerine münhasır kalmasmı ve kendisinin ve tabiatüe Amerika'nın hariç bırakıunasmı istiyor. Yani bu devletler meslekten yetişmiş sândid ordulanm muhafaza edeceklerdir. tngiHere bomba tayyarelerinin derhal ilgasmı talep ediyor. Askerî ve bahrî tayyarelerin beynelmilel kontrol altına alınraasını muvafık görüyor. tngîkere'nin ileri sürdüğü bu teklifler arasuıda Fransa'yt memnun edecek maddeler sfvil tayyarelerin kontrolu gibi mahdut bir kaç seye münhasır kalmaktadır. Avrupa sulhünün ve emnü selâmeonm teşkilâtına ait mukaveleye tngikere'mn gir • mek istememesi Fransrz'larm hiç te hosu na girmemiştir. Anlaşılan Fransız ve tngi'iz tekliflerinin arnsmdaki derin zıddiyet zflâhlan bırakma konferansmin müsbet iş görmeshu son derece işkâT edecektir. MUHARREM FEYZİ Cemal ve Vehbi Beyler (Birinci sahifeden mabatt) anzdaki müzakerelerm mçm durduğu hakkmdaki, dünkü neşriyatunızı teyit etmektedir. Yunan'ltlar, son zamanlard bize yaptdclan ibracatm, bizden yaphklan îthalâtm ancak otuzda biri olduğunu iddia île aradaki farkı Yunan eşyası satmak suretile kaparnak istemektedirler. Bu iddia doğru olmadığı gibi, Türkiye'nin Yunanistan'dan alacağı iptidaî maddeler pek mahduttur. Buna mukabil Yunaniılar, muhtaç olduklan bir çok mevaddı bizden çok ucuzca al • maktadniar. Murahhaslanmız, Yu nan'ltların son tekliflerine de cevap vererek, bize tekUf ettikleri nisbette esya satm abnayı kabul etmenin imkân harichtde oUuğunu deliUerüe isbat etmişlerdir. Yunaniılar, bizden satm aldıklan mallarm bedelini de kısmen bono olarak vermeği teklif etmişlerdir. Bu bo nolar, Yunan emtiası alanmda kutta • nılacaksa da, teklif edilen bono nisbeti de ağır görülmektedir. İktısat Vekili Celâl Bey, murahhas* Urunızdan kap eden izahata alrmstır. Şimdi vaziyeti tetkikle meşgul olmaktadır. Müzakerelere bundan sonra Ankara'da devam edileceği hakkmda da henüz bir karar verflmiş değfldir. Murahhaslardan Vehbi Bey dün bir rauharririmize demiştir ki: « tzrmVde tki»at Veküİ Celâl Beye arzı malumat ettik. ŞimdH3c enur bekliyoruz. Müzakerelere bundaa mam ra Atma'da mı, yoksa Anfcara'o'a mı devam edileceği hakkmda bir maratnatem» yoktur.» Topkapı'da giydirîlen yavrular Otomatik posta kutuları Posta idaresi, para atılınca pul çıkaran otomatik posta kutuları nnal ettirmek ve bu suretle posta gişelerindeki izdihamm önüne geçmeği düşünmektedir. Ancak bu tasavvu run mevkü file konması için damga matbaasının rulo seklînde posta pulları yaoabilmesi lâzım gelmektedir Reisicumhur Hz. İzmir'de (Birinci sahifeden mdbait) tabahki trenle tsparta'ya hareket stmiştir. Kâzım Paşa Hazretlerinin Konya'daki tetkikleri Konya 3 (A.A.) Kâzım Paşa Hazretleri dün öğleden sonra kız muallim mektebinin müsameresine ve zabh yurdunun çayında bulun muşlardır. Paşa Hazretleri akşam trenile Kütahya'ya hareket etmişlerdir. lstasyonda Vali, Kolordu kumandanı, meb'uslar Fırka ve Belediye reisleri ve azaları, hükumet erkânı, teşekküller mümessilleri ve kalabahk bir halk kütlesi tarafmdan hararetle agurlanmışlardır. Reis Paşa Hazretleri halk kütlelerinden evvel Babalık gazeteti muharrirlerini kabul etmişler ve soallerine cevap vermişlerdir. Şehrimnt hakkındaki intibalarmı soran mu • banire, Konya'yı sekiz sene evvel görmüştüm, f e e w bu müddet zarfında fok Ankara 3 Seyahatte bulunan İktısat Vekili Celâl Bey »ubatın on beşine kadar Ankara'ya dönecektir. Vekil Beyin dönüşünde iktısat işlerimize dair mühim kararlar verilmesi beklen Kütahya 3 (A.A.) B. M. M. mektedir. Reisi Kâzım Paşa Hazretleri Kütah933 bütçesi ile İktısat Vekfileti ya halkmm içten gelen tezahüratı < teşkilâtı yeni bir cephe arzedecek arasında şehrimizi teşrif buyurmuş ' tir. Vekâlet yeni bütçeye ait projelardır. sine bir takım yeni esaslar koya • Bugün Ç. H. Fırkasında saat 17 de caktır. terakki vardır. Memleket daha ziyade mamur bir hale gelmiştir. Halkm ımdenî ve içtimaî sahada ^Ssterdiği kabiliyet takdire sayandır. Konya'mn iktisadî vaziyeti de Türkiye'nin diğer yer lerine nisbeten iyi addolunabflir. Kurakhk dolayısile biraz sıkıntı varsa da bunun zail olacağma umumî kanaat vardır. Antalya hattının Konya içinde faydadan hali olmıyacağı şüphesizdir. Anadolu'da inşası tasavvur edilen fabrikalar için tetkik ikmal edilmistir. Diğer taraftan yeni tetkikat yapı lacakbr. Konya'hlann burada sınaî tesisafan vücude getirflmesini istemelerini tabiî göriîyorum. Yapdacak olan fennî tetkiklerin neticesi hakkmda şimdiden bir şey söyleraek kabil değfldir. Ecza fiatını yökseltenler Eczayi tıbbiye fiatlarınm yükselten iki tacir hakkmda takibata başlanmıştır. Bunların evrakı vilâyete verilmistir. sereflerine verilen ziyafette bulunmuşlardır. Yarın için bir suvare hazırlanmıştır. Paşa Hazretleri Buradan Ankara'ya doğruca avdet edeceklerdir. Celfil Bey yakında Ankara'ya dönecek Kâzım Pş. Hz. Kfltahya'da Giydirilen çoeuklardan bh kısim Kış ve bayram münasebetile Toppalto ile bher yün kazak, pantolon, kapı f ıkaraperver müessesesi tara eteklik, çorap, iskarpin ve kasketten fından giydirilen fakir çocuklann ibarettir. Beş yaşmdan küçük olan adedi 216 dır. Bunlardan ellisini çocuklara da sırtına tulum, entari C. H. Fırkası Şehremini nahiyesi Bu çok insanî ve şefkatperverane tekmil masarifin vererek ilbas eyyardrmlan takdirle karşılar ve mü • lemiştir. Mütebaki çoeuklardan 90 ni essese heyetini bilhassa tebrik edeTopkapı mmtakası dahilindeki sekiz riz. Müdür Galip Hakkı Beyin bu ilk mektebe devam eden babasız hayırlı mesaide senelerdenberİ ne fakir çocuklardır. Diğer kısnu da kadar feragatkârane ve muvaffakimüesseseye merbut çocuk bakımı yetli çalıstığım gayet iyi biliyor, baykısmına mensup meme, mama ve oram, kış ve sair» vesilelerile tekerrür yun çocuklaruıdaa ibarcttir. Beş ya•den her yardım hareketmde ba fışmdan büyük çocuklarm elbiseleri kara babası insan adamı bir daha Feshane mamulâtmdan sayak birer takdir ediyoruz.