KI«A Kutsî ile Fahire'ye babaları lçerenküy'ündeki köşkün bahçesinde ne kadar elma varsa topIamalarını söylemişti. Uşak Ah • raet Ağa ile oraya giden iki yavru Ahmet Ağanın bahçenin diğer işlerile meşgul olmasından istifade ederek elmaları yalnız başIarına istasyona nakledip oradan da tstanbul'a getirmek hevesine düştüler. Yemişleri evvelâ bir çuvala doldurdular, sonra oradaki el arabasına yerleştirip yola çıktılar. Hem arabayı sürüyorlar, hem de aralannda föyle konuşoyorlardı: |meraklı şeyler Çin doktorları Insan hiç bir tarafı ağrıma > dığı ve sıhhatte olduğu zaman Iar hekimlerle alây etmeğe başlıyor. Fakat vücudünün bir tarafında bir bozukluk hisseti mi: Aman doktor yetiş! Diye onların en acemisini bile imdada çağınyor. Her milletin efradı böyle olduğu gibi tabiî Çin'liler de bundan müstesna kalmazlar. Hekimlerin cehale tine dair gülünç hikâyeler anlatmaktan geri durmazlar. Işte size bunlardan bir tanesi! Vaktile Çin'de halkın doktor» ların elinden çektiği kalmamış. H i KAY MEMLEItEÎLEftBE ÇOCUKLAR. Fıkralar Çocuk aklı! Büyük baba ziyarete gelmistL Küçük Nevzat hemen kucağına atıldı. Bir iki öptükten sonra yüzünü gözünü yalamağa basladı. İhtiyar birden saşırdı: Ncvzat bu nasıl sey, haydi bakayırn ;p aşağı! diye payladıNevzat vüzünü buruşturup yere doğru kayarak cevap verdi: Bende ne kabahat var. Annem geçen gün: Büyük baban ne şeker adamdır! Bilsen diyordu. badan alıp yere koyduktan sonra memnuniyetinden arkasmı dönüp bir sigara içmeğe koyuldu. Açıkgöz! Küçük Şadiye'ye babası bir bebek odası hediye getirmişti. Fakat oyuncak bir kaç gün sonra ortadan kayboldu. Annesi merak etti, sordu: Kızım, babanın getirdiği bebek odasını ne yaptın? Şadiye gözleri parlıyarak cevap verdi: Arkadaşım Naciye'ye bebekleri için ayda 10 kuruşa kiraya verdim. Annem şimdi bunlardan kim bilir, ne güzel komposto yapar! Yo.. o.. Ben hissemi komposto yaptırmam, olduğu gibi yerim. Böyle yiirüyüp giderken önlerine külhanbeyi bir serseri çıktı. Onlan korkutup yemişleri ellerinden almak için: Siz bu elmalan çaldmız! Dedi. Kutsi ile Fahire: Vallahi çalmadık, bizim kendi bahçemizin, diye cevap verdiler. O: O zaman Kutsi'nin aklına bir şeytanlık geldi. Kendi kendine: Hileye hile ile mukabele etmek lâzım!. Diye söylendi. Yanındaki küçük bıçakla çuvalı ortasından yavaşçacık kesti ve el arabasını çuvala doğru yak laştırdı. Bu sırada serseri çuvalı üstünden yakalayıp omzuna vurmak istedi. Fakat çuvabn öbür tarafı kesik olduğu için elmalar hürr diye arabanın içine döküldü ve Kutsi kardesini de bindirdiği arabayı yardan aşağı var kuvvetile aşağıya çekip götürdü. Küçük Amerikaiı sinema artisti Jackie Coopen öğleden evvel bütün zamanım okuma ve öğrenme derslerine hasreder. Bu resimde Jackie'yi coğrafyaya çahşnken gorüyoruz. ınııııııııııııııııııııuiMiııııınınıııınnııııiHiiHHiiHiıı Bilmeceyi halledenler miMiiMintınıiMiııirııiMiıııımuınınımıımıtınnKminnnuHiııııınMiııtnmm Cevaba bakın! Bakkal Sabri Efendinin oğlu Ercüment on üçünü bitirmiş, on dört yaşına başlamıştı. Ercüment mektebe pek hevesle gitmiyor •« derslerine çalışmıyordu. Bir gün babası oğlunu karşısına aldı: Yavrum, dedi, eğer okurai* jacaksan bari seni bir san'ata vereyim. Ben senin yaşmda iken bu dükkânda sade alelâde bir çırak değil, ayni zamanda ustamm ortağıydım. Ercüment, hiç tavnnı bozma Ah bsbaciğrm, de*lı, öyle aptal ustalar şimdi nerde? Hükumet buna çare olmak üzere her doktorun öldürdüğü hasta adedince kapısına lâmba asma • sını mecburî tutmuş. Bir gün ecnebinin biri hastalanmış. Tabiî bu âdeti bildiği için en az lâm • ba kimin evinin önünde varsa o doktora gitmiş. Fakat ertesi gün de ölmüş. Sonradan anlamışlar ki o hekimin mahalleye geldiği ancak brr kaç gün olmuş. Bu hikâyeden maksst elbet • te ki lâtife! Hayır, aksini isbat edinciye kadar bunlan ben yanımda alakoyacağım! Şeklinde çıkıştı. Çuvalı ara Serseri şaşırmış ve iki yavru için artık korkulacak bir hal kalmamıştı. Çunlrii kendilerine doğru bir çok adamın geldiklerini farketmişlerdi. Serseri kalabalığı görünce tabiî onlan takip edemedi. Ortadan kaybolup gitti. Kutsi ile Fahire zekâlan sayesinde karşılarına çıkan tehlikeden bu sefer kurtulmuşlardı. Fakat bir daha annelerinden, babalarından habersiz kendi başlarına iş yapmamağa ve Ahmet Ağasız yola çıkmamağa tövbe ettiler. FAVPAU BÎLG.LER | Yanardağlardan istifade llmin ve fennin terakkisi sayesinde insanlar tabiaatteki büGeçen defa bilmece • mizi halledip mükâfat kazananlann resimlerin! basmıştık. Bu tefer de bilroeceyi doğru hallettikleri halde talihleri yardım etmediği için h»ı diye alamıyan küçük ofotograf kuyucularımızm bize gondermeleri zabmeti bo^una gitmemesi için onlann da resim lerini koyuyoruz. Bunlar hepsi değil. Daha var. Y&lnız bazı resimleri çıknuyan varsa bunun sebebi silîk, cansız ve küçük resimler göndermeleridir. Soldan itibaren: 1 Kadıköy Gazi ilk mektebi 203 Haydar. 2 Yenipostane karşısmda 34 Diyanopulos. 3 • Usak Fetbiye Hulusi. 4 Düzce manifatu raeı Mustafa Efendi sğlu Ihsan. 5 . Galata Jak Kolen. 6 • S ıncı kız mektebi Handan. 7 . Fatih 18 inci mekiep 207 Mehmet. 8 . Hayriye Lisesi 11 Selçuk Bâk:. 9 Samsun^lnönü ilk mektebi 279 Nevnur. 10 . Çatalca ilk mektebi 163 Halil. 11 Aksaray Hilal mektebi 27 Hilmi Fabri 12 . Düzce Namık Kemal mektebi Ruhî. 13 . Göztepe 5 inci ilk mektep Besim. 14 Düzce Na • mık Kemal mektebi Atıf. 15 Aydm Yedi Eylul mektebi 290 Ali. 16 Göztepe Resit Paşa köskünde Nevxat. 17 Kadıköy Süleymanpas* sokağı Cahit Bey ve Hammlar. Lokman hekimin ye, dedijil II ıtmıı ınımfnııwıw<ıif ıwm I C Birincikânunun bilmecesi j Şu gördüğünüz resimde 19 tane ıK) ile ba&Uyan isim vardır. Bunlan aşağıdaki cetvele yazıp doldurunuz. Doğru halledenlerden bır'.ıciye bes lira, îkinciye bir Iş Bankası kumbarası, uçüneüye Foto Etem'de 6 kart ve bir *ı|ran disman resim çıkartmak hakkı takdım olunacak, diğer yüz kişiye faydalı ve muhtelll hedlyeler verilecektir. Her hangi mükâfat kazananlann ve bilmeceyi halledenlerin resimleri de bize fotoğraflarmı gonderdıkleri takdirde gazeteye basılır. Cevaplar ikincikânunun birincl ,?ününe kadar «Cumhuriyet Çocuk salüfesi muharrirl» adresine gönderilmelidlr. Hal suretleri daima gazeteden kesilmis yandaki cetveller üzerıne yapümalıdır Bu sartlara riayet etmiyenler hediye kazanamazlar. Bilmece cetveli ı2 345 6 789 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 . . . 1 . tün kuvvetleri emirlerine itaat ettirmekte ve onlardan istifade eylemektedirler. Buhar makinelerimizi işletiyor, şelâleler elektrik vücude getiriyor, riizgâr değirmenlerimizi döndürüyor. Islanda adasındaki membalardan çıkan kaynar sular borularla şehre getiriliyor ve evlerin kalorifer tertibatında kullanılıyor. Misır'da makinelerin çoğu güneşin hararetinin sulardan husule getirdiği buharla işler. Fakat Cenubî Amerika'da Peru'da vücude getirilen tertibat bunlann en garibidir. öyle bir fabrika ki kazanlarını bir yanardağın ağzından dökülen lâvlar ısıtacaktır. Bu fabrika lllimani dağımn yanındaki yanardağın yamacma insa olunacaktır. Kazanlar, yanardağın ağzına daha yakın konacak, vücude getirilecek boru tesisatı hem o kazanlara su gÖtürecek, hem de oradan buhar getirilebilecektir. Çelik kazanların çabuk kirlenip, çabuk çabuk değiştirilme Meshur âlim davranarak ferindi! Bir yeni araştırmağa özendi: <Her sözün bir aslı var; Acaba nereden gelir, nereden çıkar, Hangi kıssanm özü Lokman hekimm ye dediği sozü?..» Bu hakikat. Doğacak bir fünes! Tatn 3365 Sahife çevirdi, Ciltler devirdi; Anyarak hepsini hatanin sevabin. Okuduğu kırk kitabm Kırkının da yazdığını gördü şmrns Görünce her derde dera oldugmnt Asarak bir anda Mendere» mnagını Lokman hekim, kaldırdı mübarek parmagım, Bnyvrdv: «Ey hastalarl Gösüntts aydnu. Madam ki, raalum oldu bize tzmir, Aythnî Madam ki, balkedilmif üzumle inctr1 Durma dan yiyin, her derdi geçirir. Ve döndü, bizim ibret Iralafmuz* dedi ldt <İste bunlardır Lokman hekimin y» dedifi!» Kumbara kazandı Geçen bibnecemizi halle • denler arasmdı Çapa 31 in ci ilk mektep ten 341 nu • maralı Neri man Hanım bir tş Bankası kumbarası kazanmıştır. Neri man Hanımın kumbarasım almak için geldiği zaman bize verdiği resmini basıyoruz. Ha;^atta da böyle tfr lihli olmasını dileriz. Annesinin de kızımn da beklemediği bir neiice lerine meydan kalmamak için sular taktir olunup öyle sevkolunacaktır. Lâvlar da yanardağın ağzından hususî yollar ve asrî tesisatla indirilecektir. Bu ise başlanalı üç sene olmuş, hâlâ tertibat tamamlanmamıştır. Bu fabrika vücut bulunca Peru'nun merkezi Lima sehrinin elektriği de oradan kuvvetle istihasl olunabilecektir. Fakat yanardağ, her zamanki gibi böyle tatlı tatlı tütmekten bir an vaz geçip te kaynamağa baslarsa, vay o fabrikanın başına gelenler! I Tasarruf haftası Çocuklar tasarruf haftası içindeyiz. Tasarruf haftası demek para biriktirmeğe ve yerli malmdan başka bir sey satın almamağa ve kullanma mağa ahşmak günleri demek tir. Bunlara şimdiden siz de alışımz!. a i» i » • mmtm/mmmımmtm