Cumhuriyet SON TELGRAFLAR 5 lerin kararı hakkmda fikrimizi söyledik Tahdidi Teslihat Konferansı umumî komisyonunda dünkü müzakereler Cenevr* 14 (A.A.) Silâhlar. cırakma konferansının umumî ko mnyoBunda herkesten evvel Lch roü • messili söze başlıyarak bir taraftan konferana ictima halmde bulunur k«n diğer taraftan bazı devletlerin arasmda hususî raükâlemeler yapılmtıı teklifi hakkında hükumetin ıüxdüğü ihtirazî kayitleri bildirmistir. Leh mümessili, kendi f ikrince, ancak muntazam ve usule muvafık bir bareket tarzımn biitiin devletlerin meşm menfaatlermi koruyacak sürekli hal suretleri bulnaasını mümkün kılacağını da söylemiftir. Yugoslavya, Romanya, Belçika, Ynnan re Uruguvay mümessillerî de bu ihtirazî kayıtlara iştirak etmis lerdir. Türkiye, Macar, Çm murahhas larile M. Litvmoff Almanya'nm konferansa avdetini memnuniyetle karşılamışlardır. TOrkîye ve Çîn murahhaslan harp vasıtasma müracaat edilmeraesi hakkında be* devlet tarafından tekiif edilen Avrupa misakma iştirake ha* zır olduklarını beyan etmislerdir. M. Madariaga hakikatte silâhlan bnakma ve bilhassa büyük devlet * Ierin silâh kuvvetlerini azaltma ve bırakmaları mes'elesine münhasır kalan bu gÖrüsmelerin doğru ve haklı olduğunu göstermeğe çalışmıştır. Nihayet komisyon bes devlet beyannaroesinin tasvibini mütezammın olarak konferans bürosu tarafından teklif edilen karar sureti projesini ittifakla kabul etmiştir. Bundan sonra komisyon büronun yakmda yapacağı içtimaın tarihini 23 ikinci kânun olarak tesbit etmis ve kendisinin de 31 ikinci kânunda toplanmasını kararlaştırmıstır. Millî mücadele filmi için yarın Ankara'ya gidiyor GüNüfcLAKİSLERı 750.000 lira kıymetinde bir yemin! Evvelki gün, Türk • Fransız muhtelit mahkemesindc bir ye • minle Türk milletinin yedi yüz elli bin lirası gitti. Mes'eleyi okumuşsunuzdur: Eski Donanma cemiyetî, yirmi yıl evvel Augustin Normand şirketine yeni gemiler ısmarlamış. llk taksit olarak doksan üç bin tngiliz lirası vermiş. Fakat, araya umumî harp girdiğinden, ne gev mîler yapılmiş, ne de paralar ger gonderilmiş... Şimdi ne olacak?. Donanma cemiyeti yok. Ama, hesapları Tayyare Cemiyetinde > dir. Onun için, denize düsen bu »«rveti gök kurtarmağa karar vermiş ve şirket aleyhine dav» açmıs! Işte dün, Türk • Fransız muhtelit mahkemsinde görülen on üç davadan biri de budur. Davayı niçin kaybettik?... Sebep, dava adedinin on üç olma sındaki seamete yükletilemiye • cek kadar sade: Paranın veril diğine dair elde vesika yokmuş. Şirket mümessiline yemin teklif edilmiş, o da yemin etmis, yani horoz ötmüş, dava bitmiş! Tayyare Cmiyetinin bu iste hiç bir kusuru, hiç bir günahı yoktur. Zira, ne parayı veren o, ne de senedi almıyan o... Fakat, acaba bu işte kusuru, günahı olan kimse yok mu? Bu yedi yüz elli bin lirayı, Tayyare Cemiyetinin elinden uçurmadığı ne kadar muhakkaksa, Do nanma Cemiyetinin batırdığı da o kadar muhakkaktır. Donanma cemiyetinin kendisi sağ değil ama, elbet onu yaşatanlar arasmda bugün sağ olanlar bulunacak... Kendüerine sormah Doksan üç bin İngiliz lirasını Augustin Normand sirketinin yalnız namusuna mı emanet et • misler?. Eğer«yle ise, bu iti • madı, pek namuskârane bir safUk sayamayızt Rus senaristi M. Zarhi esaslı tetkikat Türk ve Rus mkı'âplannı temsîl edecek raüsterek bir filim yapmak içm tetkikatta bulunmak üzere sehrhnize gelmiş olan maruf Rus senaristlerinden Zarhi Yoldas bir kaç gündenberi burada mesaisine başiamıştır. Maarif Vekâleti ile Halkevinin misafiri olan Zarhi Yoldas, Maarif Vekâleti umumî müfettislerin • den Reşat Nuri Beyin refakatinde ts • tanbul'ım bütün mahailelerini, cami lerini ve müzeierini gezmiştir. Meclis bugün mazbatayı müzakere edecek Ankara 14 (Telefonla) Mec lis yarın ikide toplanacakhr. Evvelâ İstanbul meb'usluğuna seçilen tbrahim Tali Beyin mazbatası okunacak ve tasdik edilecektir. Bundan sonra Giresun meb'usu Hakkı Tarık Beyin arzuhal encü menmce ittihaz olunan bir kararın umumî heyette müzakeresine dair verdiği takrir, istanbul Darülfünununun 928 hesabı kat'isi müzakere olunacak ve sonra irtişa mes'elesine dair muhtelit encümence hazırlanan mazbataya geçilecektir. Tetkik seyahati Neşrîyatımızın Sofya'da Bıraktığı iyi tesirler Sofya 14 (Telefonla) lstan bul gazetelerinin, Bulgar Başvekili M Muşanof'un nutku etrafında vakı olan hararetli ve samimî nesri yatı Sofya mehafilinde çok iyi tesh* bırakmıstır. Görüştüğüm resmî rical, bütün bu tezahürlerin iki memleket arasmda esasen mevcut olan dostluk rabıtalarını daha çok kırrvetlendirdiğmi beyan etmekte müttefiktirler. Almanya haztrlanıyor Berlin 14 ( A . A . ) Gazetdere nazaran kabine bugün Abnanya'nm tahdidi teslihat konferansmda fleri sureceği emnü selâmete müteallik metalibi mfizakere edeeektir. Çünkü Cenevre ifaiâfı, Almanya'nm bütün mflletlerin emnü selâmetini temin eden bir sistem dahilinde hukuk müsavatına malik olduğunu kabul etmiştir. Kabine, mevcut vesaiti kullanmak ınretüe geçen senelerin tecrübelerme tevftkan mSdafaa ordusunun tensiki husnsunu mudafaa edeeektir. Törk Dili Tetkik Cemiyetinde Ankra 14 (A.A.) Türk Dili Tttkik Cemiyetinden: Türk Dili Tetkik Cemiyeti umumî merkez heyeM bugün umumî kâtip Rusen E* ref Beyin reisliği altmda toplana rak yelen kâgitları okumus ve ce miyetin çalısma kollanndan geien dilekleri de tetkik ederek karar altraa almıstir. Umumî merkez heye ti toplu olduğu sırada Maarif Vekili ve cemiyetin tahrir reisi Resit Galip Bey de cemiyet merkezine gelerek müzakerenin bh* kısmmda ba zır buluıunustur. Schleicher Ne istiyor ? Sırbistan'Ia ttalya bozuşuyor i Alman Başvekili diktatör ÎVI. Musoiini «bu hakareti unutamıyacağız» dedi! olmıyacak Berun 14 (A.A.1 VVolf Ajann Çoenen Zeitung gazetesi, ismini belh" etmiyen, fakat ffayet iyî ve doğru maIumat alan mehafülerle alâkan oldoğu anlaşıian bir kaiem sahibinin yazdığı bir makaleyi'heçretmiştirt «Von ŞUyher ne iattyor?» Baçlıgl altuıda çıkan bn yanran tahîbî, Von Şlâyher'în fevkalâde bfiyük bir nö • fuz ve îktidara sabip olduğunu ebemmiyetle kaydettikten sonra Basvekilin malik olduğu bu kudretin hepsini kat'î bir liizum göriilmedikçe isthnal etmek niyetinde olmadığmı, devlet idaresme ait esaslar üzerinde mücadeleye devam ctmek istemediğmi, fakat bütün siyast gruplan halka sulh, is ve ekmek bulup temin ebnekten îbaret olan bir tek gaye uğrunda mumkün olduğu kadar elbir liğile çalışbrmak soretfle hakikî bir devlet adamı gibi hareket etmek arzusunda olduğunu izah etmiştir. Makale «a snretle bitmektedir: «Müsell&h Inrrvet gerek kapitalizm ve gerek sosyalizm cereyanlanndan ayn ve uzak olraak ve yalnız vatana ona karsı beslenen ve duyulan sevçi saikasile hizmet etmek icap eder. Bu orda ve onu basında bulunan Jenera] hiç bir veçhfle diktatörlüğe heveslenip kalkışmamakta, fakat şu »ıkıntı ve darlık zamanmda milletin yardımma kosmak emelindedir.» Roma 1 4 ( A . A . ) Yugoslâvya sefarethanesi yakmmda talebe mtihhn bir nümayis yapmıştır. Talebe, 3 gündenberi muhhn poli$ ve asker kuvvetleri tarafından muhafaza edümekte olan sefarethane meydaruna yaklaşamamıştır. Talebe, Venedik meydanîn* gîderek Duçe'yi auaslanuşlardır. M. MusoImi balkona çıkarak talebeye bh iki sö* söylemis ve Tragir hareketinîn asla unutulmıyacağını beyan etmiştir. Talebe yeniden Yugoslâvya sefarethanesi önünde nümayiş icrasma kıyam etmisse de muvaffak olamamışlardır. Fransız sefarethanesi de mubafaza albnda buluundurulmaktadır. Roma faşist federasyonu kâtibi M. Mino Daroma, etrafmda faşist darülfununhdan olduğu halde dünkü toplantıya iştirak etmişlerdir. Kafilenm önünde siyah bezlerle ortülü bh* cok Dalmaçya bayraklan vardı. ibrahim Tali Bev Ankara'da Balta ile anasını öldördO Ankara 13 Yeni İstanbul meb'usu ibrahim Tali Bey dün aksam Diyarbekir'den buraya gelmistir. tzmtr 14 Çal kazasırun ÇaBcebir kartyesinde Kose ömer oğlu Ahmet is mlnde ve 2 2 yaşmdakî genç bir arkadaşmın ikazı üzerine evine gitmis ve an nesini, kendradea daha gen« bir deli kanlmm koüan arasmda görerek balta ile oldürmüştur. Mevkufen tzmir*e getirilen Ahmet tecennün asan goster diğinden möşahede alfana almmıştır. Zarhi Yoldas yarrn Resat Nuri Beyle birlikte Mudanya'ya, oradan Bursa'ya Bursa'dan otomobille Balıkesr'e, Izmir'e ve bir kaç gün kalındıktan sonra gene otomobille Eskisehir'e gridilecektir. Avdet seyahatinde Reşat Nuri Bey tara . fmdan Afyon, Dumlupınar ve Sakar • ya'daki harp sahalan Zahari Yoldaş'a gezdirilerek kendisine millî mücadele . miz etrafmda icap eden izahat verfle • cekfa'r. Rus san'atkân oradan Ankara'ya dönecektir. Zarhi Yoldas tarafından haznlana • cak senaryo, Yakup Kadri, Resat Nuri, Talira ve Terbiye dairesi azc'^ndan Avni ve Ertuğrul Muhsin Beylerden mürekkeD olarak teşkil edilmij olan heyete verilecek, komisyon eserin haki kate tetabuku sartlannı tetkik edecek ve istiklâl mücadelemizle millî ve içtimaî inkılâplanmu etrafmda izahat ve malumat verecektir. Zarhi Yoldas aenarvo haznIojıdıktan sonra Moskova'ya dönecek ve filim makmeleri ve artistlerle beraber tekrar memlekethnize gelerek faaliyete başlıyacakhr. Fiime istiklâl mücadelemize ait safahatm tesbiti suretfle batlanaeak, harp sahneleri, askerî hareketler, kalabalık halk kütielerinin kaynayıslanm gösteren kısımlarla açık manzaralar tamamen memleketimizde cekîlecek ve bu sahneler için artistlerimizden, halktan istifade edilecektir. Filim, rusea, fransızca ve türkçe ol • mak üzere üç kapye üzerinden vapüacaktnr. Bu filmi ikmale m e m » edilen Zarhi Yo'daş, şimdiye kadar, RutyaMa bir cok muvaffakiyetli fHimler yapmıshr. Bilhassa, bunlann icinde «Petresburg'un son günleri) ile Maksim GorkTnin (Annası) na ait senaryolar çok muvafak olmus eserier o'arak kaydedilmek • tedir, son yazdığı (Nes'e sokağı) ismmdeki bir piyesi de bu sene Mokskova'nm 200 tiyatrosunda ovnanrms ve cok muvaffakiyet kazannuştn*. Rus Moaaryo muharrlrl M. zaıtrT kân yoktur. Benhn için, bfîtün bu maddî müe selerden daha alâkabahş şeyler de vardn*: Bunlan yapan milletin ruhu... Ben bu ruhu çok anlıyor, çok seviyorum. Çünkü tekrar edevim: lstiklâlinive ilerlemesini istiyen muietler olmakta çok birbirimize benziyoruz. Geldiğim zaman, benhn için v a r i olmıyan seyler vardı; hatta memleketiniz için yanlış bazı düşüncelerim bfle mevcuttu. Kısa ikametim esnasmda bu vüzuhsuzluk açık kanaatlere tebeddül etti; düşüncelerim lehmize olarak de Ü»ti. Rus'un Türk'ü anlamajı meselâ Piyer Loti'nin, Klod Farer'm TürVfi anhnası gibi değildir. Onlar Türkiye'vi bir masal memleketi, bir dekor gibi görmek ve göstermek istediler. Diyebi lirim ki Avrupa'nm hiç bir milleti sîzi btzhn kadar anhyamaz. Bunun içindir ki istiklâl muharebesi esnasında sizi harekete getiren ruhu ve ateşi yapacağnmz filimde çok iyi ifade edebileceğimizi ve size istiklâl muharebenizin fflmini seyrettirirken fazla yadırgatmryacağumzı zannediyoruz. Kimbilir, bu filim iki komşu millet arasmdaki ruh yakınlığını bel]d daha maddî bir surette gösterebOir. Raayctda ginemacdık larhi Yoldaşın beyanatı Dün Zarhi yoldas fOim hakkmda bir muharririmize şu izahatı vermiştir: « Türk ve Rus inkılâolanru gos terecek olan müsterek filmin senarvo • sn esas itbarüe haznrlanmu gibidir. Yalnız, ihtiva edeceği vak'alarm silselesi tamamlanacakbT. Filim evvelâ Anado • lu'dan tstanbul'a gelip, burada düsman ifgalini gordükten sonra mPlî suoru oyanarak Anadolu'ya geçen bir kahra • manm etrafmda toplanacakhr. Bu a dam Türk ihtflâlmi yapan ruhu ve mu • vaffakivetlerini temsil edeeektir. Memleketinizde çok iyi karşılajıdım. Bütün vatandaslarmızdan itinalı bir alâka gördüm. Türkiye, beni Avrupa'ara her hangi bir memleketinden daha fazla alâkadar etti. Yapacağım filim itibarile Türkiye'yi daha yakmdan ve daha derinden anlamak vazifesile mukei lefim. Bunun içindir ki ararttrda bulondu?um az zaman icinde bütün kuv vetlerini etrafındakileri görmeğe ve onları anlamağa vakfettim. Onu da ilâve etmeliyim ki sîzi ve inkılâbınm anla dıktan sonra sizi sevmemek, derin takdir ve hürmet hisleri duymamak kabil değildir. Burada istiklâlini kurtarmağa azmetmis bir milletin ruhunu ve uyanan bir memleketi gorfiyorum. Bütün yeni mü esseseleri ve teskilâtanızı gördüm. Bunlar bana Turkiye'nin nereye doğru yüriimekte olduğunu gösteren seylerdîr. Az zamanda açılmıs olan mesafeleri takdir ve hayranlıkla karsılamamaga im • Hep beraber oturunn, Müzehher. Müzehher'in kuiaklan da hassas... Merdiven tarafına baktı: Oturalım ağabey! Odaya girince kapıyı kapatmağı kâfi görmedi, kilitledi: Sana, yalnızhktan korkuyoruz, diye yazmıştım... Meğer o, bizim için bir saadetmiş, saadetmiş!... Dizdize oturuyoruz. Müzehher, içini çekiyor: En korkacağımızı zannettiğimis şeyden, ölümden korkmadık ağabey! ÖIü nedir?... Nasü ölünür? Görmc miştim, bilmiyordum... Beybabam, yatakta, balmumu gibi, kendi harareuie eriyordu... Ne ter, ne terdi, görseydin!... ölümünden bir hafta evveldi, îyileşiverdi; bize: Çocuklar, sokağa çıkmca, size bakın, neler alacağım! diyordu... Bu iyilik, canlılık bir kaç gün sürdü... Yavaş yavaş sönmeğe başladı... GÖzlerinin kam çekildi, aklart, sarardı... Sol gözü kaydı... Ağzı açıldı, dişleri kısıldı... Ait dudağı tit iran, Divanı Adaleti de dinlemiyor Rutya'da harnten evvel sinemacuık mevcut değildi. Şimdi Moskova'da adeta bir mustakil şehir denecek bir atölyeler mahaHesi vardu*. Aynca büyük bir sinemacuık akademisi, muhtelif yer lerde sinema mektep ve stüdyolan açıl. nuşbr. KiyePte, Okrayna'da ve Kaf kasya'da büyük fabrikalaramz vardnr. Sinarae operatörlü^ü çok iierlemiştir. Mütemadiyen reiisör, san'atkâr, eleman yetistirilmektedir. Ve kendimize. mahsus usuüerle dünya filimlerile re kabet edebilecek kordelâlar yapıvoruz. Tiyatromuz da çok ilerlemiştir. Halka. mshsus seyyar tiyatrolar da vücude getirilmistir.» YUSUF ZIYA Londra 14 ( A . A . ) Anglo Persian petrol sirketinin ügası mes'elesine ait tngüiz notasma tran'ın cevabı bu sabah Londra'ya vâsıl olmustur. Tahran hükumeti cevabmda La Haye adalet divanını aradakî îhtilafı halle salâhiyettar addetmediğini ve ihtiyari maddenin mes'eleye tatbik edüemiyeceğini bildrimektedir. Fırka Grupu (Btrinci sahiteden tatbikî hakkmdaki takrir müttefi kan kabul edüdi. 6 Mektep ldtaplarmm hükumetçe basılması, san'at ve yatı mekteplerinin umumî bütceye alınması hakkmdaki takrirler Maarif Vekâ letine, 7 tzmir'in Buca beğlan hak kında Maliye Vekâletinin emrinin icra edilmemesinin sebebinin tah kiki hakkmdaki takrir Malive Ve kfileHne. köv kanununun temini, tatbiki hakkmdaki takrir Dahilive Vekâ^etîne verilmiştir. 8 Arazi ve bina verstflerimn mahanî idarelerle, beledîvelere terki hakkutda takrir ittifakla reddedilmistir. 9 Kredi m«s'elesme taalluk eden takrir beravi tetkik tktnat Vekâlftîne verilnristir. 10 Samsun'dan Mersin'e kadar gidecek bir tren tertibi su^etile Samsun Srvas hattmm kusat meratiminin yapılrnar^ teklHîni havi takrir kabul edilmrçtir. Salı eünleri mutat ictimalara devam edilmek üzere celseye nihayet verildi. riyordu... Sabaha karsı idi; Niyazi ile ben, basucunda durmuş, bekliyorduk.. O kadar söz söyledik, birine cevap vermedi... Hava almak utiyordu, havaya ihtiyacı vardı... Son nefesmi verdi, ruhunu teslim etti! diyorlar. Buna inanmıyordum... Uzun, derin bir nefes aldı, o kadar... Havayı içti sankü... Müzehher, elini çenesine dayamtş, gözlerini uzak, çok uzak, tahminden, tasavvurdan uzak bir noktaya dikmiş, söylediklerini aynen tekrar görüyor, yahut sadece gördüklerini söylüyordu: Gözleri kendiliğinden kapan mıştı... Görseydin ağabey, uyuyor sanırdın... Rengi hiç solmamıştı... Yü zünde, yalnız hastalığm solgunluğu, süzüklüğü vardı... Uzun bir yolculuk tan sonra dinleniyor gibiydi... Nivazi de, ben de, hem ağladık, hem öptük... ölülerin havaya hasret gittiklerini, bu yaşta çocuklar, nasıl oluyor da büiyorlar? Niçin, neden bilsinler? Bu yaşta çocuklara cenaze gösterilmez, ölülerin yüzü optürülmezdi; onlan akraba, kom 1 urkıye burıye Ticaret işleri Yapılacak mukavele için müzakere başladı Ankara 14 (A.A.) Türkiye île Suriye arasmda aktedileeek tioa * ret mukavelesini müzakere etmek üzere bh* heyet şehrimize gelmistir. M. Roglusru riyaseti altında bulu nan Suriye heyeti dün Fransa bü yük elçisi Kont de Chambrön Ce napları tarafından tktisat Vekâleti ne takdim edilmiş ve müzakerata saat 17,30 da başlanılmıştır. Türk heyti Hariciye Müsteşan Numan Be yin riyasetindedir. Naki ve Hari ciye Vekâlt ticarî islr müdürü Bedi Beyler müsavir sıfatile heyete da ' hildirler. Amerikan kongresinde kaçan kaçana! iran'da çiçekfen 258 kışi fildO Tahraa 14 f A.A.) Burada çieek hastalığı müstevli bir fcküde hüküra sürmektedir. 1 tesrinievveldenberi 422 vak'a olmus, 258 lcîşi ölmüstür. Prens dö Gal selirimizi kabul etti Vaşmgton 14 ( A . A . ) Samim stralannda oturan meçhul bir sahıs birdenbire ayağa kalkarak rovehrerini çıkarmış ve meb'uslara doğru tevcih ederek söyle demiştir: Bir iki dakika söz isterim! Sıralar birdenbire boşalmıs, bir çok meb'uslar, müzakerenin inkıtaa uğraması dolayısüe, çıkılacak kapılara doğru kosmnslardnr. Bu sırada samiin sıralan yakmmda bulunan jandarma çavusu, meçhul şahsa rovelverini bnrakmasn» emretmiştir. Merkum ba emre Haat etmiştir. Müsadere edilen rovelverin dolu olduğu görülmüstür. tngiltere Cemiyeti Akvam'a gidiyor! Lndra 14 ( A . A . ) Hariciye mustesan M. Eden tngiliz tran ihtflâfı hakkında Avam kamarasmda sorulan bir suale su cevabı vermiştir: Hükumet tran hüknmetinin vftrdiği cevaba muttali olunca mes'eleyî MilIetler Cemiyeti meclisme havale etmeğe karar vermiştir. Bundan dolayı bu hususta MiDetler Cemiyeti kâtibi umumisine bir telgraf gönderilmistir. Edebiyat Fakültesinee davet Tdrk Tarihi Tetkik Cemîyeti tarafından hazırlanan Türk tarihmin ana hatlan kitabınm medeniyet tarihi faslında vazife almış olan ve elyvem tstanbul'da bulunan arkadaşlann perşembe günü saat 15 te Edebiyat Fakültesine tesrifleri rica olunmaktadır. su evlerine kaçınrlardı. Ben, çocukluğumda, komşuluk hakkmm, akrabahk hakkı kadar büyük olduğunu duymustum! Müzehher1 in sesi, gözlerinm daldığı uzaklıklardan geliyor gibiydi: Çenesi düşüverdi... Komşu hanımlardan biri söylemişti: Hanun kızım, Allah gecinden versin, ölüm herkes için, şayet bh* hal olacak olursa, temiz bir tülbentle çenesini bağla... Oylece bırakma... Sevabı buyüktür... (Mabadi vari Londra 14 (A.A.) Prens dö Gal dün Sen Ceymes sarayında Türkiye, ttalya, Sovyet Rusya ve Almanya buyök elçflermi kabul etmiştir. ingiliz lirası yökseldi Paris 14 (A.A.) Bu sabah saat 11,45 te tngüiz lhası 84.05 frank ve 25.62 dolar idi. yor, baykuşlar yanıbaşımızda tünemis uluyorlar .. Bu, burada artık nasıl bannınz? Yangın yerine sofra kurulur mu? Onlar, bizi ütiskal ediyorlar! Doğru, burada onlarm bizden fazla işleri var.. Arka cebime sakladığun rakı şişesüıi çıkarmağa utanryorum: Bu hal, ne kadar devam edecek? Müzehber, yüzune ayna tutulmuş gibi gözlerini kvpısbrdı, uyandı: Seni bekliyordum ağabeyt Ayni şeyleri düşünüyor musuz!... Zavallı Müzehber i Hayatın on yedi bahannı taşıyan başından bu karanLk, soğuk macera mı geçecekti? Sen, çiçekli, nazh rüyalara dalacak, kuşlar gibi sakıyacaktm! Neye mahzun raahzun düşündün oyle, ağabey! îçira hasta... Yorgun yorgun zül düm: Ne yapmalı bilmem ki... Müzehher*ra oda kapısı aralandı; Niyazi, entaristni giymif, ctplak ayak Kubılay gunu Menemen'de şehit olan muallim Kubilây'la arkadaslannm oldukleri günfin yıldonümS münasebetîle tzmîr Halke • vinde büyük ihtifal yapılacakbr. bize bakıyor: Sofada mı oturacaksınız ? Ah, ben, Niyazi'yı unutmuştum: Korktun mu, Niyazi? Müzehher, başuu doğrulltu: Neye korksun? Çocuk mu o ? Hem korkacak ne var? Böyle söyleme Müzehher! Sen, bu sözleri söylerken kendi kendine ku/vet vermek, kendi metanetini beslemek istiyorsun samyorum. Niyazi, yutkundu, başmı kaşıdı: Hiç uykum yok ta... Konuşurken ağzı esner gibi açıli yor; aradabir kapanan göJerinden uyku akıyor. Anneniz, babanız olsaydı, siz, bu yalanlan söyliyebüir miydiniz? Söylemeğe lüzum görür müydünüz? Metin, cesur olmanın sırnnı ne çabuk öğrenmişsiniz! Allah gayret veriyor... Merdhrende bir terlik sesi sürünS • yor... Benim de kulaklan.tı açıldı; s«it hala Ayşe Hanımın terlikltrinin ses'ni tamyorum. CVMHURlYET'in tefrikan: '*0 TipiJDindi! Yazmt MAHMUT YESARl Bir afle ocağı yıkılmca, evvelâ or • tadan sofra kalkıyor... Tutmiyen ocakta, yeroek piser mi? Siz, yemek yemiyecek misiniz? Dîye sormuştum; Müzehher, Niya • d'ye baktıktan sonra cevap verdi: Biz, sabahleyin kuvvetii kahvaltı ettik! GSzlerimi büröyen «is yavaş yavaş dağılryor... Kendi evimizde muhaciriz! ö l u kokusu alan kargalar, bizim, aklımıza getirmek istemediğimiz hakikati kafamıza yuTuyorlar. 1 Ana b*ba ocagnmz, yanmîs, yıkılnnşbr. Biz, üç kardes, onur enkazı ile, onun külieri Hzerinde bir yuva kura> mayız... Kargalar, etrafonnda esuu» Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur • Senelik Aitı aylık Cç aylık Bir aylık Türkiye 1400 Kr. 750 400 150 şeraiti • Hariç için 2700 Kr. 1450 800 Yoktur