Cumhariyet SAN'AT VE EDEBİYAT 1 Kontes Ostrorog'un kitabı JSLER Sarı çizmeli Mehmet Ağalar! Edebiyatta, içtimaiyatta, iktisadiyatta, siyasiyatta, her gün yeni yeni sarı çizmeli Mehmet ağalarla karşılaşıyoruz! Kimi Türk şiirine yeni bîr veçhe vermeğe kadir bir lisanla edebiyattan, kimi dünya maliyesine zengin bir istikbal çizmeğe hazır bir cür'etle iktisadiyattan, kimi milletfere taze bir ufuk açmağa amade bir peygamber edasile içtimaiyattan, kimi dağdan yeni inmiç bir eşkiya ağzile siyasiyattatt bahseden bu meçhul şöhretler kimdir? Bunların kim olduklarım uzun uzun düşünmeğe hacet yok. Yazı, hüviyetin aynasıdır. Bu sırları dökülmüş çatlak aynalarda onların hasetle buruşmus iğrenç yüzlerini, gayz ile körleşmis aç gözlerini ve yoluk tüyleri altın • dan çürümüş etleri görünen bir köpek leşi gibi müteaffin özle rini tiksinerek seyredebilirsiniz! Sarı çizmeli Mehmet ağalarm cür'etferine hiç şaşmamalı... Çünkü küstahlık, cehalet ve hayasızlıkla mebsutan; ehliyet ve hicap ile de makusen mütenasiptir! Dikkat ediniz: Cesareti bu kadar uzun olan bu adamların ne kadar kıaa hayatları var!... Bir senelik neşriyatın yapraklarını çeviriniz: Her sahifede bir sahte kanaatin, bir uydurma hay»iye tin, bir iğreti faziletin ve yalancı bir san'at, siyaset, ifim dahisinin nası karşınıza çıkarî Fakat siz, gazete kâğıtlarımn kefenlediği bu kahramanları tammazsınız bile... Çünkü insan, bir mes'elede hüküm devretine girmek içîn yaratma devresinî şerefle geçmis olmalı! Yoksa, başkalarının serefine, haysiyetine, eserine, kıymetine dil uzatabilmek, zekâ ve idrak ten mahrum olduktan sonra, gayet kolaydır.. Matbaa kasaîar daki harfler, şekil verdikleri fikirlere karşı o kadar bigâne; mürettipler, dizdikler>" satırlara karşı o kadar lâkayıt " : ! PEYAMİ SAFA dı, bu kitabı iftiharla imzalamaktan çekinmezdi. Eserin mühim bir kısmı da Loti'nin bizi müdafasına ait hatıralar ve vesika larla doludur: «Zannederim ki Loti'den başka hiç kimse dünyanm yüzüne şu sözleri haykırmak cesaretine ve salâhiyetine malik olamazdı: «Fakat bir de müdafaasız Tıirk kadınları, Türk çocukları, Türk ihtiyarları. Türk masumları var! Kan iki taraftan da ayni derecede dehsetle akıyor. Bütün bir Avrupa matbuatı, Avrupa efkftri umurniyesi, bir ağızdan havlıyor: «Türk'Ier katliam yapıyorlar!» Hiç kimse «Türk'leri katliam ediyorlar!» diye cevap vermeği düşündü mü?» Daha aşağılarda Kontes ilâve ediyor: «Faktt, ne kadar büyük olursa ol sun bu adam, tekbaşma kalıyordu. Herkesin hakaretine uğramış, herkes ta rafından terkedilmiş, tahkir edilmiş, lânetlerle, küfürlerle, istihzalarla ihata edilmişti.» Kontes Ostrorog, Fransız sefiresile beraber, Türk felâketzedelerine elbise ve çamasır dağıhrken hissettiklerini yaııyor: «Ohl Bu hazin ışıklı, uzaklara, ümitsiz bir istikbale bakan gözler! Şu pek küçüklerin sessiz bir hayret içinde kalan yüzleri! Bu etleri çekilmiş ve hem ri ca, hem de teşekkür için uzanan eller; sonra nafile şikâyetler etmeden kapanan bu ağızlar; kederde, şarklı ruhunun derinliklerinden gelen ve onu fevkalârz bir parlakhkla yıkıyan bu azamet!.. Ben bu ruhlarla uzun temasım neticesinde mukaddes bir hatıra sakladım!» Biz de yazifinı taklit ederek diyelim ki, oh! Bu Türk ruhunun ta içerilerine bakan sahrlar! Bu kederli ve coşkun, bcşerî ve derin bir siir cevherile dolu sahifeler! Bu hem genç bir ku heyecanı, hem de kâmil bir kadın anlayışile do lu yazılar, bu aziz Loti için söylenebi lecek mersiyelerin en güzeli; cömert ve zenguı bir ruh âleminin maveralanndan gelen ve insanhğı bol bir rahmet sağaaağı ile yıkıyan bu merhamet!.. Ben bu kitapla uzun temasım netioesinde mukaddes bir hatıra sakladım! PEYAMİ SAFA Hitler 200,000 kişi ile Berîin'i ihata ediyor Hükumet siyasî katillere karşı idam cezası koydu, tahrikât durmadı Berlin 10 (A.A.) Basvekil M. von Papen, bugiin Berlin'e avdet etmiş olan Reisicumhur ile görüsecektir. Bu mükâîeme esnasmda sağ cenahın hergün daha vahim bir takım vaziyetler ihdas etmekte olan siyasî tethiş hat'eketlerile kabinede yakında yapılacak tadilât görüşülecektir. Hitler'cilerin Başvekâletin Hitler'e verilmesini cür'etkârane bir surette talep etmeleri ve bu taleplerine Berlin civarmda müfrit milliyetperverler kıtaatını tahşit etmek gibi tehditlerle terfik eylemeleri htikumet mehafilinde ve bilhassa Hindenburg üzerinde pek fena bir teıir hâsıl et miştir. Diğer taraftan Nasyonal . Alman fırkasile tamamile muhafazakâr olan ve ihtiyar mareşal üzerinde haiz olduğu nüfuz malum bulunan mehafil, hükumetin Hitler'e tevdi edilmesine mâni olmak için gayret ve teşebbüslerini tazif etmektedir. M. von Papen'in M. von Schleicher ile tamamile hemfikir olduğu beyan edilmekte ve Reisicumhurun bugün kendLsini makammda ipka edeceği ve hatta müfrit milliyetperverler mümessillerini ithal suretile kabinede t rl'Iât yapmağa memur eyliyeceği çi '~ <»örülmektedir. Nasyona* »>.., tler, Hitler'in riyasetinde oimıyan bir kabîneye aza vermekten imtina eyledikleri takdirde hükumet, bı> hattı hareketi kaydetmekle tktifa edecek ve şîmdikî şekli ile Reishstag huzuruna çıka caktır. Bu şerait altında von Papen, kabinenin Reichstag tarafından iskatı takdirinde von Schleicher'in riyase tinde bir kabine teşekkül edeceği ve mumaüeyhin, icabı takdirinde, Na zi'lere karşı doğrudan doğruya mücadeleye girişeceği daha şimdiden siyasî mehaf ilde yürütülen mütaleaIardandır. Maamafihv Nazi'lerîn tazyikinin hali hazırda mühim kuvvetlerle icra edilmekte olduğunu ve Hitler'ciler tarafından düşürülecek ve sol cenahın itimadına mazhar olmıyacak olan bir kabinenin ancak az çok gizli bir askerî diktatörlükle ve icabmda örfî îdare ilân etmek suretile tutunabileceğini hesaba katmak lâzımdır. Türkiye sanayi Plânı hazırlandı Gelecek Rus heyeti nasıl çalışacak? t Fevkaîâde tedabir Berlin 10 (A.A.) Hükumet, bugün münkazi olan siyasî mütarekeyi ağustos nihayetine kadar temdit et Muğla'da bir zelzele oldu, 29 teşrinievvelde Samsun 87 ev yıkıldı Sıvas hattı açılacak Ankara 10 (Telefonla) Da hiliyeye gelen malumata göre Muğ la'nın Vadiye nahiyesinde hareketi arz olmuş, nüfusça zayiat yoktur. 192 haneden 87 si büsbütün yı kıltnış ve bir kısmı gayrikabili is kân hale gelmiştir. Mahalline 200 çadır gönderilmiş ve icap eden tedabir almmıştır. Lârisa hafriyatı tzmir 10 Menemen'e 7 kilometre mesafede bulunan Lârisa'daki hafriyat bitmistir. Bıırada Milât'tan bir iki asır evveline ait Lârisa şehrinin kaleleri, stirleri ve bir saray meydana çıkarılmış, bir de tufandan evvelki zamana ait yumruk büyüklüğünde bir hayvan dişi bu lunmustur. Ankara 10 (Telefonla) leketimizin umumî sanayi plânı hazırianmıştır. Rusya'dan alınacak meğe karar vermiştir. mensucat fabrikaları tesisatı için tetHükumet, yeni bir kararname neş kikat yapmak üzere getirüecek 6 mü. retmiştir. 9 ağusto» tarihli olan bu tehassıstan mürekkep heyete daha üç kararname, tethiş hareketlerine karşı i mütehassıs îlâve edilec«kttr. verilecek cezaları ağırlaştırmakta ve Tetkikatın mernlekftimiz umum ağır cürümlere karşı idam cezasını sanayi plânmın etrafile tavazzuh etkoymaktadır. mesine ve ihtiyar olunacak masraf Bundan sonra taammüt olmaksızın tan daha büyük faydalar elde edilsiyasî ihtiras, kin ve intikam tesirile mesine imkân verecek şekilde yaptı siyasî bir rakibine bir polis memururılması ve bu heyete gerek mensup na veya millî müdafaa ordusu efraolduklan istihsal subelerinden ve dindan birine karşı mrktuliyetle negerekse noksan olan ihtîsası ikmal ticelenen suikastte bulunanlar, idama etmek üzere Türk mühendis ve me mahkum edileceklerdir. murlarımn teşriki ve heyetin seyahat Yangın ika edenler ile telefî nefse programile tetkikatta kullanılacak sebebiyet verenler hakkında da ayni alât ve edevatm sureti tedariki hakceza tatbik olunacaktır. kında tktisat Vekâleti bir rapor haTabanca ve ruvelver veya dövmek zırlamıştır'. Raporun esasları şun suretile siyasî rakibini ağır surette lardır: yaralıyanlar, 10 seneden fazla pran1 Mütehassıslar heyete ilâveten gabentliğe mahkum olacaklardır. keten, kendir teknoloğu, şekercilik, Siyasî maksatlarla yapılan cerh vak'aları hakkında da prangabentlik bir klor ve sair kimya sanayii mü tehassısları iltihakı. cezası tatbik olunacaktır. thtiyaç hissolunan mahallerde fevkaîâde mah2 Bir madenci veya izabe mü kemeler ihdasına da karar verilmişhendisi, pamuk tekneloğu, bir sanayii tir. nesçiye ve raakine mühendisi, bir Bu mahkemeler, seri bir usul ile kuvvet membaları tetkikatı mütehasdavaları rüyet edecek, verdikleri ka sısı, bir pamuk ziraati mütehassısı.. rar] ar istinaf edilmiyecek ve hemen 3 Tetkik seyahatinin tstanbul, icra edilektîr. Ankara, Eskişehir, tzmir, Nazilli, Nihayet hükumet, siyasî cürümler Aydın mıntakasıdır. için yapılacak af projelerine muha4 Pamuklarımızdan nümune olefet edeceğini beyan etmektedir. larak bir mîktar Moskova'ya gönderilecektir. Rus'ların getirecekleri e Berlin 10 (A.A.) Evvelki gece, devattan başka iktisat ve nafıa devai20 kadar suikast olmuş ve bunlardan rinden alât alınacaktır. ikisi ölümle neticelenmiştir. Bu sui5 Su ve sair kuvvet menabii, kastlerde ruvelver, el hambaraları, elekrik santrallarının işletme mu bombalar ve infilâk edici sair mad kaveleleri, elektrik fiatları, şimendi deler kullanılmıştır. fer mesafe vaziyetleri ve haritalara Başlıca iğtişaş merkezleri Silezya, ait malumat tktisat ve Nafıa Vekâ Şarkî Prusya ve Holstein'dir. lelerinden temin edilecektir. Berlin'e mücavir vilâyetlerde ve Hitler askerlerinin 120,000 e ba'iğ bulunduğu Prusya payitahtının civarmda Hitler'cilerin mühim miktarda ! kıtaat tahşit etmis olduklan söylen ! mektedir. Hükumet mehafili, heyecana kapılmağa mahal olmadığını beyan etmekte berdevamdır, zira hükumet vaziyete hâkimdir ve icabmda fev kalâde ahval rejimini yeniden tesis Ankara 10 (Telefonla) 1194 etmekte tereddüt etmiyecektir. numaralı kararnameye zeylen 30 Nazi'lerin bayrağt Berlin 10 (A.A.) Mecklenböurg temmuz 932 tarihli bir kararname çıkmıştır. 18 maddeden ibaret olan diyeti reisi, Nazi'lerden Kreuger dibu kararnameye nazaran muhtelif yet binasına Mecklenböurg bayrağımüessesata ait bazı eşyanın tarifenin nın yanına Nazi bayrağının çekilmemüteferrik numaralarına giren me sini emretmiştir. vaddın imrarı için kontenjan veril mekte ve yahut kontenjan harici imrarına müsaade edilmektedir. Bu meyanda Ipsala'da açılacak panayırın eşyas». demiryoHarına ait eşAnkara 10 (Telefonla) 5am • ya, köprü levazımı ve buna benzer sun Sıvas hattı 29 teşrinievvel Cum mevat vardır. huriyet bayramında merasimle açılacak, bir treni mahsus Ankara'dan haSofya 8 Ziraat Nazırı M. Kiçef, reket edecektir. Msrasime Başvekil gazetecilere demiştir ki: Pasanın riyaset edeceği anlaşılıyor. « Bütün dünya gibi bizim de vaziyetimiz iyi değildir. Simdi harp borçlarını ödiyemiyeceğiz. İleride Alman'lar Ankara 10 Heyeti Vekilede bulune suretle hareket ederse biz de öyle nan Darülfünun ıslahat lâyihası Meclis yapanz.» açılınca müzakereye sevkedilecektir. Anlaşddığma göre Darülfünunda kanunî müddetlerini doldurmuş müderrisler tekaüt edilecek, boşalan kürsülere, simLa Paz 10 (A.A.) Bolivya hükudiye kadar Darülfünun haricinde kalmış metinin de muhasemab tatil için bitaraf ilim adamlan getirilecektir. Hatta lise devletler tarafından vaki olan talep ve muallimlerinden müstait olanlann da fakülteler kadrolarına ahnması ihtimali teklifi kabul etmiş olduğu zannedilmekvardır. tedir. Hitler 200,000 kişi tahşit etti Resnıî devair Ihtiyaçları Gazeteler bir kaç gün evvel Kont Ostrorog'un vefatını haber verdiler. Bir kere daha ve en acı vesile ile, bu Türk'lerin vefalı dostu, güzide ve necip Os trorog ailesini yadediyoruz. Ben de ayni hazin vesile ile, zevcinden bir sene kadar evvel vefat eden Kontes Ostrorog'un bıraktığı fransıcza bir eserden bahsedeceğim. Bu kitap, bes sene evvel, Avrupa'da neşredilmigtir ve adı: «tstanbul'da Pierre Loti» dir. Milletimin sevgisini ayni derecede paylasan Ostrorog'Iar ve Loti çok dosttular. Bir kadının koynu kadar sıcak olan bu kitap, dostane sevgilerin en hararetlisile, Pierre Loti'nin büyük gölgesini kucaklıyor. Kontes Os trorog yalnız kendisinin değil, sizin ve benim Türk müdafiine karsı duyduklanmızı ifade etmiştir ve bu kitap, hem bir ecnebi kadınının Türk'Ier için yaz dığı bir müdafaaname, hem de sisin ve benim namımıza Loti'nin hatırasına gönderilmif bir teşekkürname sayılabilir. Eser, Loti'nin tstanbul'da, Ostrorog/lartn Kandilli'deki yalısında misafir olduğu zamanlara ait hatıralarla doludur: O çınar altında nargile âlamleri, o ruhlan büyük sükutlarla dolu, kendi içlerini seyrederek çubuk içen ihtiyarlar, mum îfiklannın sarardığı ve kayıkların boğaz suları Ustünde hafifçe sallandığı gece • Ierde, şair Nifâh Hanımın da bulunduğu samimî ve derin meclislere ait hatiralar, büyük misafirin hafif, sessiz, çocuk kadar saf, sade, bir anda kalbe giren ve ebediyen orada kalan şahsiyetine ait tasvirler, Halic'in «gizli ve sayısız iz leri ebediyen taşıyor gibi görünen» sulan Ustünde geıintiler, camilerin son derece tatlı kandil ışıklan altında geçirilen ramazan geceleri, «yalnızlığın hafif gürültüleri: Rüzgâr mınltılan, kanat tit • reyîşleri, kuş cıvılhlan» arasında, «eski devirlerin beşiğinde» sallanırmış gibi görülen rüyalar ve hulya âlemleri, Eyüb'e giderken hissedilen garip tatlar, Halic'in sükuta dalan kıyılan, siyah direkleri birbirine geçmiş ve metrukiyet içinde çürüyen yelkenliler, «asırlann mahremiyetile dolu hava», «sayısız ruh lan hayata kanştıran uhrevî bir te»ir», her tarafı saran derin ve sakin bir mü lâyemet ve «her seyi yıkayan hararetli bir sükut icinde» meçhulle, ebediyetle temaslar, sonra yeşillikler arasında namütenahi uıanıp giden mezarlar... İthalât için yeni bir ka rarname çıktı Bulgar'lar da borç vermiyorlar Darülfünun ıslahatı Bolivya muhasamatın tatilini kabul etti «Yürüyorduk! Kınk dökük taslar arasındn, adımlarımız büe duyulmuyor du! Her şey »ükutun pamuğu ile kap bydı ve arasından yeraltindaki ses yığınlarının mınltılan yükseliyor gibidi. «Hep yürüyorduk!.. Aramızda hafif Geçenlerde Manisa'da bir Almabir gblge, zarif bir hayalet kayıyordu. n'ın, mühim bir keşfini ifşa etmek «Biz buraya onun için ta uzaklardan üzere fennî bir heyet teşkilini istegelmiştik. O, burada kendi evinde idi diği yazılmıçtı. ve gülümsiyerek bizi yakm bir köye doğHaber verildiğine göre bu adam ru götürüyordu. M. Jozef isminde bir Alman musevi«Evet, Azyade burada yaşamıştı.» »i'dir. M. Jozef 36 rakkamınm dünEser, öteki parçalannı meçhul bırakyada büyük inkılâplar yapa mağa kıyamadığım içîn her hangi biricağını iddia ediyor Ta:hdidi tes ni tercih ve tercüme etmek istemediğim, lihat bu rakam sayesinde olacak, birbirinden güzel siir görüslerile dolu • bütün servetler, saadetler onun sadur. Ve klâsik bir safiyet ve iptidailik yesinde kazanılacak, onun husule çinde ne candan, ne samimî, ne sıcak bir getireceği medenî, insanî iyilikler üslup! Adiliğe varmıyan bir santhmnUden herkes istifade edecektir. lizm içinde hep sevgi, hasret, keder, korM. Jojf, Almanca'yı çok iyi bi ku, teessüf nidalarile, «oh» larla, «ah» len Ziraat Bankası müdürü Nusrat Iarla, «heyhat» larla, «AUahım!..» lar Beye gifemiş ve kendi anlatışma göre la başbyan, devam eden, biten cfimlederdini anlatamamıştır. Bu meşhur ler: «Allahım!.. Biz bunu ayni zamanda kâşif emniyeti suiistimal etmiyecek ne kadar hazin ve gülünç bulduk, ve Lobir fen heyebi huzurunda tecrübeler ti bundan ne kadar üzüldü.», «Ah! Bu yapmağa hazır olduğunu söylemekkederlî hatıra saatinde bütiin bunlar, te ve gene kendisinin icat ettiğini ne taze ve siddetli bir cazibeye bürö söylediği bazı su motörleri ve makinüyorlar!», «Gitme, Loti. Gene gel, nelerin modelinden alınmış resimleri oh! Loti...», «Oh! Sevimli aydınhklar, herkese dağıtmaktadır. bu yorgunluğun derinliğinde ne nadir tebessümler ve nes'eler!». 36 rakamı Büyük inkılâplar yapa cak bir tılısımmış! YUSUF ZtYA Dahiliye Vekili Bartın ve ZafranboîuMa Bartın 10 (Husu«î) Dahiliye V c kili Şükrü Kaya Bey bugün buraja geldi ve istikbal edildi. Vekil Bey hükumet ve belediye rüesasını kabul ederek bir müddet görüştü ve Zafranbolu'ya hareket etti. Sami ismet Paşanın avdeti Ankara 10 Başvekil tsmet Pa»anın 18 ağustosta buraya avdetine intizar ediliyor. Başvekil Pasa gelince Heyeti Vekile toplanacak ve aralarında üç aylık kontenjan listesi de bulunan müstacel mevaddı müzakere edecektir. Cumhuriyet A bone • şeraiti • Senelik Altı aylık Üç aylık Bir aylık Türkiye için 1400 Kr. 750 400 150 Hariç için 2700 Kr. 1450 800 Yoktur Bu coşkunluk ve bu üslubun lirik edan Loti'ni nbaıı yazılarını hatırlahyor. Büyük dostuna bu derece bağlı olan muharririn edebî intibakını da tabiî gör mek lâzımdır. Onun Loti'yi taklît ettiğini değil, bizzat Loti olduğunu söylemek istiyorum. O kadar ki, Loti hayatta olsay tzmir 10 (A.A.) Hariciye Ve kili Tevfik Rüştü Beyefendi İstan • bul'dan bu sabah tzmir vapurile şehrimize gelmilşer ve doğruca Karşı • yaka'daki ikametgâhlarına gitmiş lerdtr. Hariciye Yekîli İzmir'de Tayyare piyangosu bugün Darülfünun konferans saionunda çekiliyor CUMHURİYET'in edebî tefrikan: 27 Bir Tereddüdün Romanı Peyatni Saf a «Hayır, diye düsünür o, burjuva sînsiliği ne zeki, ne de güzel bir şey; benliğinin hür akışlarım ahmakça bir gururun bentleri içinde zapteden bir tngiliz veya bir Avrupa aristokratı, cevheri tükenmeğe yüz tutmuş bir insandır ve onun bu kendini sakla yışı, son kuvvetlerini tasarruf etmek ihtiyacmdan başka bir şey değildir. «Bir tek mana ve bir tek duygu haline gelen bu fikirlerin âni tahri kile durdu ve bir masaya doğru vekarla giden arkadaşlarına bağırdı: « Haydi, arka tarafa... Orada saz da çalarız! . « Fakat berikiler onu işitmemiş gibi masaya oturdular. Kızdı ve içinden bu sahte ciddiyetleri parçala mağa karar yerdi. Bunun için onlar kadar içmiş olması ve her vakitki sürükleyici kuvvetini ele geçirmesi kâfidi. «tçti. Onlara da iciriyordu. Son ra bir curcuna havası söyledi ve üç yabancı da dahil olduğu halde sa • londakilerin hepsini oynattı. «Şarkılar söylüyerek ve bağırarak çıktılar. Otomobilin sahibi demin kinden pek fazla sarhoş. « Korkma, diyor ve oyun yap mak için drekıiyonu elinden bırakı yor. < O da aldırmadı ve saz çaldı. Yüz kilometreden fazla sür'atle gitmeğe başlıyan otomobilin bir yere çarpa rak saniyede parçalanması ihtimali onu korkutmuyordu. Nereye gidi yor lar? Onu da bilmiyor. « Nereye gidiyoruz? «Birbirlerine soruyorlar ve cevap almak için bakışınca, süali unutarak, hemen kucaklaşıyorlardı. «Nereye gidiyorlar peki? Bilme mek iyi. Gayeden nefret. Esasen onları heyecanlarının ve ihsaslarının hür oyunu içinde coşturan da bu: Gayeden nefret. İhtiraslarımızı ek seriya tatsız bir nizama sokan ve bir manga yürüyüşünün yeknasaklığı içinde, boş bir vehme doğru adım adım götüren bu gaiyetten arasıra kaçmak lâzım. Samimî ve hakikî ve dinamik yaşamak budur gibi geliyor onlara. «Nihayet içlerinden birinin atÖl yesinde karar kıldılar. Büyük bir binanın denize bakan bu odası, ölçülmüş ve düşünülmüş bir karışıklık içinde, rahat ve zarîf döşenmişti. tçeriye girer girmez he men sustular ve atelye sahibinin yeni yaptığı resimler karşısında büyük bir ciddiyetle durdular. Hâlâ bırakma • dıkları ut, ketnan, içki siseleri ve me ze paketleri bir an evvelki şahsi • yetlerinin gülünç birer semboli ha linde, ellerinde sallanıyordu. Resme yaklaşıyor, duruyor, bir iki adım geri çekiliyor, duruyor, gozle • rini süzüyor, başlarını sağ ve sol omuzları üstüne iyiyor ve uzun siiren tetkik dakikaları içinde bir tek söz, iki üç tenkit kelimesi mırıldanıyor lardı: Güzel. Şu teknenin üstüne dü şen güneş damlası çok kuvvetli. Fevkaîâde. (Bir kaç adım geriye çeki • lerek) fevkaîâde. (Birbirlerinin tak dirlerine karşı itimatsızlıklarını he sap ederek, tekit için) faakikaten fevkaîâde. Yalnız şu uzaklıklar... Daha bitirmedim. Ve o kadar sakin, ciddî konuşu yorlar ki onlan gören yabancı bir bakış, atelyenin eşiğinde geçirdikleri büyük istihaleye inanmaz. Sonra ağır ağır koltuklara yerlestiler ve ellerindekini bıraktılar. Hepsi düşünceliydi. Hizmetçi muntazam bir içki sofrası hanrlamak için pa • ketleri toplayıp giderken aralarında bir san'at bahsi açıldı. Yunan san'atı, rönesans ve bugünküler arasında her vakit yaptıkları mukayesenin tefer rüatında harikulâde mükemmel bir tahatturla konuşuyorlardı. Kitaplar açtılar, albütnlere baktılar ve deliller getirdiler. Fakat içlerinden bir ressam dışarı fırlamıştı. Elinde büyük bir sişe ve kadehlerle geldi: Arkadaş, dedi, hem çekelim, hem konusalım. Sonra atelye sahibine db'ndü: Ne burjuva adamsın sen, apta!! Vallahi... Arkadaş, bu resimleri senin yaptığma kimse inanmaz. Sen banka direktörüne benziyorsun. Eczaneden ilâç alır gibi muntazam içilmez. Şu Katingoyu çağır, sofra yapmaktan vaz geçsin, mezeleri şuralara koyuversin. Ve bir kadeh içtikten sonra udu da sahibinin eline tutuşturdu: Haydi bakalım, arkadaş, çal bakalım: «Kamayı vurdum yere...» Ve saz başlamadan evvel «arkıyı söyliyerek sıçnyordu. Ut çalan, sazı birdenbire elinden bırakarak, atelye sahibinin yanına gitti ve kulağına bir şey söyledi. Sahi... Dedi o, hiç fena olmaz, nasıl bulalım? Otomobilini çıkar, athyalım, beraber gidelim. Haydi. Fakat... Tereddüt ettî. Arzusunu yenmek istiyordu ve birdenbire içine bir me lankoli çöktü. Kendini bir koltuğa birakmıştı. Düşünceleri arasında atelye sahibine yan gözle bakarak: Hele biraz dur bakalım, dedi. Düşünüyordu. Arzusunu yaptığı takdirde, ertesi güne ait rahatsızhk ların küçük bir panoramasmı gözierinin önüne getirdi. Fakat bunu dü şündükçe galeyan eden arzusu, ga yeden uzaklaştıkça, sıkışmış bir gaz şiddetile ruhunu tazyik ediyor ve can sıkıntısını arttırıyordu. (Mdbadi Var)