31 Temmuz 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

31 Temmuz 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

=31 Temmuz 1932 GÜNÜN MES'ELELERt Asma köprü ( Avrupada kadmj Ingiltere'de kadın faaliyeti Bugün şüphe yok ki siyasî, fikrî ve içtimaî en hararetli kadın faa liyetme sahne olan memleket tngiltere'dir. Garibi şudur ki tngiltere'de «feminisme» ve «süfrajetlik» temayülleri diğer yerlerde olduğu gibi sade kadınm iktisadî ve içtimaî işlere girmesi neticesi başlamamış, alt tabaka ve orta smıfa mensup kadmlarla birlikte yüksek sınıf ta uzun senelerdenberi kadın haklan • nin istihsali içm diğerlerile birlikte omuz omuza ayni safta çahşmıştır. Yüksek sınıfın bu heves ve gayreti nrf tngiltere'deki fazla nizam, intizam ve yeknasaklıktan dbğmuştur. Meselâ tsviçre'de tahsilde bulunan bir tngiliz genç kızı bir gün bana dedi ki: « Benim doğup büyüdüğüm küçük şehirde her şey o kadar muntazam, o derece mutat olduğu .üzere yürüyordu ki bazı zamanlar i çimde şöyle garip bir arzu peyda Hitler kazanacak mı? Bütün dünyanîn alâka ve asabiyetle beklediği intihabat bugün yapılıyor, ATFON OZLMJS Orijinal yaz elbiseleri Bu yaz Or ' • . • ' gandie dedik leri gayet ince muslin pek moda olduğu gibi krep Georgette ile kanştırılmif dantelli elbi seler de pek itibardadır. Bunlardan başka bilhassa ninondan yapılan elbiseleri de en kifcar takım giymektedir. Şu gördüğünüz nümune yesil ve sarı desenli ninondandır. Kollar kısa, yarı bombelidir. Bele büyük bir kordelâ bağ lanmakta ve arkadan fiyango yapılmakta dır. Belden asaj^ı arkadan kalçalarm üstüne düşen ilâve kısmın sanki korsaj ayn bir bolero imiş hissini vermekte dir Uzun etek aşağıya doğru genişlemekte dir. Bu elbise ile beyaz tezyinatlı «iyah ha«ır şapka giyi liyor. Şemsiyeye de dikkat edecek olursanız uçlannm tekrar uzadığını ve eski Haîi aldığmi görürrünüz. İngiltere'nln meşhur kadm opcratörü Lady Florence Barrett olurdu: Bir taç alıp komşularımdan birinin carmna atmak ve devam e • den sükuneti bir kaç dakika olsun fcozmak! îşte bu ve buna benzer heyecan ihtiyaçlarmı tatmin etmek üzere işe başlıyan tngiliz kadını tara bun dan 13 sene evvel intihap hakkına nail olmuştur. fngiliz parlâmento sundaki kadm azanın adedi bugün ebemmiyetli bir miktar arzeder. Tuhafı da şudur ki Ingiltere gibi asalete fazla kıymet verilen bir raem • lekette şu anda yüksek tabakaya mensup bir çok kadınlar lâalettayin yerlerde çalışmağı bir tenezzül addetmiyorlar. Meselâ Lord Greenvood'un kızı bir kütüphanede tezgâhtarlık, Lady Katherine Menley patinaj hocalığı, Lady Cast Lereagh bir perukâr salonunda memurelik ediyor. Lâkin tngiliz kadınına bu cesareti ve kuvveti veren tngiliz zimamdar ları, hususile son amele hükumeti dir. Başvekil Mister Mac Donald bir gün Edimburg Darülfünununda s?enç talibeler huzurunda irat ettiği bir nutukta: < Dünyada dedi, en pratik insanlar olarak tamdığım kimseler kadmlardır. Eğer üç senedenberi hükumet, bankalar ve tngiltere'nin mühim tnaliye tnüesseseleri kadinların elinde bulunmuş olsaydı, eminim ki memlekette bugünkü buh • randan eser görülmezdi.» tngütere'de kadınlann en zjya de heves ve îştiyakla süluk ettikleri meslek doktorluktur. Bugün tngîl • tere'de tabip diplomasmı haiz 5280 kadm vardır. Bunlar nef si îngütere | de is bulamadıklarından müstemlekâta dağılmakta ve bir çokları Hindistan'a yerleşmektedirler. Dava vekilliği îngiliz kadımnın pek fazla cezbeden bir meslek değildir. Avukat unvanını haiz 136 kadm vardır, bunlardan da ancak kırkı büfiil çalışmaktadır. Büyük fabrikaları bizzat mes'uliyetleri altmda idare eden mühendis, mütehassıs kadınlar da mevcuttur. Stratford'daki Shakespeare tiyatrosunun inşası da son zamanlarda bir kadm mimara verilmiştir. Lady Florence Barrett operatörlük hususunda bütün Ingiltere'de otoritedîr. Bunlardan maada maden mühendisi, banker, ilânat müessesesi müdürü, Darülfünun müderrisi, sarraf, tiyatro ve gazete müdürü, asarî atika mütehassısı, muharrir, muallim olarak tngiltere'de on binlerce kadın mevcuttur. Annelere broderi ve elişleri Çocuk yastığı ve beşik örtüsu Çocuk yastığı yüzü ve beşik örtüsü umumiyetle kordon işlemesile brode edilir. Yalnız kenarlar yaprak kenarı işlemesile brode yapılır. Netekin resmimizde beşik örtüsünün köşesile, yastık yüzünün kenar deseni görünmektedir. A B. D C kısımları yastık yüzünün kenarlarmda mütemadiyen tekrar edilecektir. Bu suretle yapılacak beşik örtü sünün eb'adı 8164, yastık yüzününkü de 5542 olacaktır. örtünün ortasındaki desenin dörtte bir parçasını teşkil eden kısım ayni zamanda köşeler için de desen nümunesi olarak kullanılacaktır. Açik havada jimnastik riye doğru kıvırarak dimdik koymalı, sonra yavaş yavaş elleri gevşetip dizi kmrmalı ve yüzü dizlere snnsıkı yapıştırıp ikinci resimdeki va! ziyeti almalı, sonra ağxr ağır aksi HADlYE ICLÂL Kışın bfle jimnastik yaparken odanm pencerelerini açmak, saf ve temiz havanın yar pılan hareketlerle ci ' 1 ğerlere girmesini temin etmek lâzımdır. Bunun için elbette ki yazm beden hareketlerini büsbü tün açık havalarda icra etmek icap ediyor. Bilhassa plâjlar bu çesit idmanlar için çok müsait bir sahadır. Mayo giyildlği için vücut tamamile serbesttir. Kum pek kızgm olma mak şartile tehlikesiz bir zemindir. Onun için en güç hareketler orada tecrübe olunabilir. Bizim de tavsiye edeceğimiz bu güç hareketlerden maduttur. Fa • kat her zaman tekrar ettiğimiz gibi kadmda şişmanlaması gayet sakil görünen karın ve kalça büyümesine mâni olacak vaziyetlerdir. Evyelâ dlzüstü durmalt, elleri ge hareketle düzelmelidtr. Bu hareket birden başlayıp gün geçtikçe ona kadar çıkarılmalıdır. Paris'te neler giyiliyor? * Bir veya iki düğme ile düğmelenen mantolar giyiliyor. * Gündüz elbiseleri için mavi renkte kumaşlar beyaz, kırmızı, pembe renkte kumaşlarla kanşbruıyor. * öğleden sonra elbiselerinde bilhassa drape yakalı korsajlara ve volanh etekliklere çok tesadüf olunuyor. * Ceketi koyu pantalonu açık renkte pijamalar çok rağbet kaza • nıyor. Akademi muallimlerimizden profesör Egli diyor ki: «tstanbul'da biraz gezmek ve şehrin plânma bir kere bakmak şehircilik hususunda ciltler dolusu kusur bulmağa kâf idir.> Belediyemiz bu sözü levha halmde basbnp dairelerinin her odasma ve koridorlarına asmalıdır, hatta evlerimize. Ve gene profesör Beyoğlu ile tstanbul'un bir asma köprü ile raptmı da bir f ikir olarak ortaya atıyor. M. Eğli bizim kıymetli bir hayat arkadaşımızdır. Beş altı senedir memleketimizde çalışmakta ve mükemmel türkçe öğrenmiş bulunmakta ve bir Türk gibi memleketimizle alâkadar olmaktadır. Bu suretle sözlerine salâhiyettar bir vatandaş sözü nazarile bakmak lâzımdır. Babam takriben bundan elli sene evvel tstanbul nüfus memuru imiş ve tstanbul'da ilk tahriri nüfusu da o yapmış; hatırımdadır. Hayatında, sırası geldikçe derdi ki: tstanbul'da sekiz yüz binden fazla nüfus yazdık, yazılamıyan daha yüz bin kadar kaldı. Bu halde tstanbul'un bugünkü nüfusu beş yüz binden fazla olmadığma göre elli sene zarfında terakki edeceği yerde tedenni etmiştir. Halbuki bu yanm asır zarfında bütün dünyada tek bir şehir daha gösterilemez ki nüfusu böyle tedenni etmis bulunsun. Bilâkis nüfusu on veya on beş misline çıkmış şehirler pek çoktur. Gerçi bunun sebebi büsbütün Belediyenîn kusuru addolunamaz ise de ne de olsa dünyanm en güzel bir mevkhnde kurulmuş olan bu güzel şehrin nüfusunun hergün azalmasmda Belediye işlerinin de kusurlu ol duğuna kanaat getirmeğe sebepler mevcuttur. Profesör Egli bize mühim bir ders veriyor, daha da ders verenler oluyor. Meselâ geçende profesör Yansen de bu meşhur kanalizasyon işini durdurunuz paranıza yazıktır, şehrin müstakbel plânı yapılmadan böyle mühim işlere girişmeymiz dememişmidi ya!.. Biz tabiî kös dinlemişiz. Şunun bunun sözile yolumuzdan şaşmayız, büdiğimizi okuruz, fen, mantık filân vız geltr. tnsaf buyurulsun bugün medenî bir şehirde saatte üç kilometre giden nakliye vasıtalarile yaşanır mı? Develerle öküz arabaları bile saatte beş altı kilometre yapar. Avrupa şehirlerinde saatte yirmi veya otuz kilometre gidebilen tramvaylar kâfi gelmiyor, saatte seksen kilometre giden yeraltı tramvayları yapmağa mecburiyet hâsıl oluyor. Büyük şehirlerin hepsinde şehrin bh* ucundan öbür ucuna azamî bir çeyrek saatte gidilir. Halbuki gel tstanbul'a; Fatih'le Taksim arasındaki mesafe hattı müstakim itibarile tam üç kilometredir. Bu mesafeyi tramvaylar anzasız olarak tam bir saatte kateder. Edirnekapı'dan Şişli iki saat. Demek oluyor ki bizim şehirde nakliye vasıtaları vasatî olarak saatte üç kilometre gider. Şirketin keyfini, vatmanm arzusunu ve ekseriya vaki olan arızaları sebebile saatlerce istasyonlarda beklemeği de hesap e dersek bu miktar yarıya iner ya.. Yolların bozukluğu ve dolambaçIılığı da kanalizasyon çukurları ve sair sebeplerle otolarda Avrupa'daki sür'atlermden çok aşağıdır. Gerçi yarış zamanlarında şoför beyler akla sıgmıyan sür'atle arabalarını sürerler ise de bu yalnız feci kazalardan baska menfaat temin edemez. Boğaz'a ve Adalar'a işliyen vapurlarm sür'atleri de bundan fazla değildir. Arkadaşlar; böyle medenî şehir olmaz ve böyle Belediye de olmaz. tstanbul'un bir çok sebeplerle fevkalâde olan mevkii ehemmiyeti ol • mamış olsa bu şehrin nüfusunun artmasmı beklemek değil, tek adam kalmaz. Maalesef şehrimizde buna gelinciye kadar öyle noksanlar var ki M. Egli'nin dediği gibi hakikaten ciltler doldurur. Gerçi Unkapam köprüsünün yerine bir asma köprü yaptırmak münakalâtın sür'atinden ziyade liman işleri için ise de böyle bir yüksek köprünün tstanbul'un iniş ve yokuşlarını azaltacağı cihetle münakalâtta çok vakit kazandıracağmdan büyük menfaatler temin edeceği şüphesîzdir. tngiltere'de (Forth) nehri üzerinde yapılmış olan meşhur çelik köprünün bir hat üzerinde yalnız yirmi dakika bir vakit kazanılmak için yapılmış olduğunu da hatırlıyahm. Bundan başka bir asma köprü de mutlak surette Boğaz'ın üzerinden yapıp Avrupa ile Asya'yı bhIeştirmek millî vazifemizi de yapmış olmak şerefini şerefli cumhuriyetimize kazaru dırmak neslimize kısmet olmalıdır. NAZMl ZİYA ToOocRLfiGt? Hitler'in propaganda Almanya bugün en heyecanlı günlerinden birini yaşıyor. Aylardanberi yalnız Alman'ların değil hemen hemen bütün Avrupa'mn alâka ve a sabiyetle beklediği intihabatın neticesi bu akşam belli olacak. Hitler, on iki senelik emeğinin semeresini bu gece elde edebilecek mi? Bugün, siyasetle alâkadar herkesin zihninde burkulan istifham işareti bu suale saplanıyor. Hitlerin başa geçip geçemiyeceği ancak yirmi dört saat sonra anla • şılabilecektir. Fakat şurası muhakhaktır ki bu defa muvaffak olamadığı takdirde Nasyonal Soysalist Fırkası şimdiki kuvvetinden çok kay bedecek, Hitler için müstakbel zafer ümitleri azalacaktn*. Son zamanlarda kazandığı muvaffakiyetler, fırkayı her hangi bir teşekkül mahi • yetinden çıkarmış, onu daha geniş daha umumî gayeler takibine mec bur etmiştir. Bugün millî sosyalistler iktidar mevkiine geldikleri takdirde progamlarmı harfi harfine tatbik hususunda büyük müşkülât çekeceklerdir. Çünkü bütün bir milleti ser bestçe idare edebilmek için müm kün olduğu kadar fazla insanı memnun etmek, diğer fırkalarla ho# geçinmek lâzımdır. Nasyonal Sosyalist Fırkasmın yirmi beş esaslı maddesi olduğunu bi • liyoruz. Hitlerin bütün emeli bu maddeleri tamamen tatbik edebil mektir. O, vaziyete hâknn olduğu zaman pek tabiî olarak buna calı şacaktır. lşte Hitlerin asıl kabiliyetini o zaman anlıyacağız. Millî Sosyalist Fırkası programının en esaslı maddelerini ecnebi düşmanlığı ve muahadeleri tanımamak teşkil eder. Bilhassa Yahudiler içm Almanya'da hayat hakkı tamamen kaldınlmış gibidir. Bunu vatandaşlık mefhumunun tarifi de çok sarih olarak gösteriyor. Alman vatandaşı olabilmek için Cermen ırkına mensup olmak şarttır. Buna Fran sız'Iar «Racisme» nazariyesi diyor lar. Türkçeye «ırkcıhk» diye ter cüme olunabilir. Almancası Völkisch dir. Ancak Cermen ırkından olan insanlar memlekette serbestçe ça lışabilirler. Vatandaş olmıyanların vaziyetini hususî kanunlar tayin e • decektir. afişlerinden bir kaç tanesi tin derecesi de muayyen bir miktan geçemiyecektir. Hitlercilere bir kişinin lüzumundan fazla flcti . sadî bir kuvvete malik olması a . mumî menfaat hesabma zararhdnr.: Bunun içindir kî her tröst yalnıs devlete ait olacaktır. Fırkanm iktisadî programı, ve orta halli çiftçinin büyük mali kâne sahiplerine karşı himayest •• sasına müstenittir. Şahsî servetin; tahdidi de bunu kendiliğinden tzaH ediyor. Millî Sosyalistler programlarmdatj üç büyük düşmanla mücadele ett lerini söylüyorlar: Mantism, Parlementarism ve yüksek maliye ile.. Karl Marks, prensiplerile Nazîlerin bir vatandaş hakkı olarak tanKİ dıkları şahsî serveti yok etmektedir. ^ Parlamentarisme milleti idare edealere bitmez, tükenmez salâhiyetler veriyor, onlan mes'ul vaziy«tten çıkarıyor. Nihayet yüksek maliyenin mad • dlyatı, milliyetçi olan Nazi'ler için mücadele edilecek bir düsmandır. Hitler'in partisi Materialism'den nefret ettiğini söylüyor. Bununla mücadeleyi bh gaye telâkki ediyor^. Maddiyatçıhktan nefret etmek, onu kafalardan çık/rmağa ugraş mak; rrkm temizliğini muhafaza oden müttehit bir Almanya meydana getirmek. tşte Hitler'in programı..« NADtR NADİ Transit Kaçakçıları 9 maznunun muhakemesî dün başladı Transit muamelâtında yolsuzlakla şehre kaçak mal ithal ettikleri iddia ve ihbar edilen dokuz maznunun muhakemesine dün gümrüktekt ihtisas mahkemesinde başlandi. Bu hâdiseyi ihbar eden kumusyoncu Nuri Ef. de maznunlar arasmda idi. Mahkeme, Mehmet Nuri Ef. le Selâmi, tbrahim ve hamj»! Refet, gemi kâtibi Ratip, ambar memuru Hüsnü Ef. lerle üçüncü kaptan Namık ve kumsuyoncu Azmi Beyleri ve tacir M. Pellegrino'yu ayrı ayn îstiçvap etti. Bu isticvaplann neticesi, hâdiNa*vonp' Sosyalistler, bilhassa ır seyi ihbar eden Nuri Ef. nin dedîklerini tekzip eder mahiyette idi. Nukm saf va teıtılz ' •'"•»«"i» ehem ri Ef. tüccar M. Pellegrino'nun hâmiyet veriyorlar. Roma'ya ^^ oldiseyi kapatmak üzere kendisine duğu için fırka katoliklere de <!.,d'6: t beş yüz lira para da teklif etmandır. Fakat en büyük garez Yahutiğini iddla etmişti. tkisnin muva dilere karşıdır. Bu kurnaz ırka Alcehesmde, bir tercüman vasıtasile manya'6?a yaşamak hakkı bırakmamehkemede istcvap edilmekte olan mak maksadile programa bir çok ttalyan: maddeler konmuştur. Bunlarm en Ben türkçe bîlmem. Bu genç te mühimlerini yazıyorum: italyanca ve fransızca bilmediğinr, söylediğine göre acaba benimle hı «Almanya'da oturan Musevi'Ier vagi lisan üzerine konuşmuş? dedi. tandaşhk hakkmdan mahrumdurlar, Bunun üzerine muhbir, evvelki binaenaleyh hiç bir umumî hizmette fadesini değîştirerek: kullanılmıyacaklardır. Avukat, hâkim, Ben tüccar Pellegrino ile deği hükumet memuru ve sair makamlarda oğlu ile görüşmüştüm, dedi. bulunan Yahudi'ler hemen koğulacakBir aralık Nuri Ef. samiin dan M. Pandiyaris'in isticvabim is lardır. Hiç bir Yahudi mahkeme huzutedi, kabul edildî. runda şahit veya jüri azası sifatile hazır M. Pandiyarisfm cevapları da N * bulunamıyacaktır. Yahudi'ler hususî ri Ef. nin iddiasmı teyit eder mahivergilere tâbi tutulacaklardır. İçlerinde yette değildi. doktorluk yapanlann Hristiyanlan muVapur kâtibi ile ambar memuru Rados'a sevkedilmek üzere vapura ayene etmesi memnudur. Yahudi'ler tiirkâp edilmiş gösterilen malın oryatro direktörlüğü yapamıyacak, gazedinosunu işleri fazla olduğundan yan. te çıkiramıyacaklardır. Hristiyanlarla lışhkla imzalamış olacaklarını söyevlenmeleri kabil değildir. Yahudi çolediler. Kumusyoncu Nuri Ef. ise bu cuklan Alman mekteplerine ve Dariı' malların tbrahim, Selâmi Ef. ler tafununa girmek hakkından mahrumdurraf mdan vapura transit olarak yulc> lendikten sonra tekrar çıkanlıp şelar... • » hirde satıldığını ve mallan hamal Bir engizisyon zulmünden farkı Refet'in taşıdığını iddia etmiştir. olmıyan bu feci şerait gösteriyor ki, Saat on dokuz buçuğa kadar deHitler mevkii iktidara geçerse, hiç vam eden muhakeme şahitlerin celbl bir Yahudi Almanya'da barınamı için diğer bir güne bırakıldı. yacaktrr. Vatandaşm vazifeleri de fırkanın esaslarından birini teşkil etmekte • dir. Her vatandaş «Çahşmağa» mecburdur. «Çalışmak» millî sosyalistler için mukaddes bir mefhumdur. Ancak bu sayede şahsî servete hak kaMübadillerin bakiei isihkaklarma zanmak kabildir. Mesaisiz elde edilen mukabil verilmekte olan bonolarm servet meşru değild'ir, binaenaleyh tevziafa ikmal edilmek üzejydir. devletin eline geçecektir. Maamafih 16,000 bononun kısmı azamı t e v n edilmiştir. her şahsın sahip olabileoeği serve MObadil bonoları

Bu sayıdan diğer sayfalar: