iviayıs Cumhariyet SAN'AT VE EDEBÎYAT \ SON f ELGRAFLAR Lindberg'in çocuğunu |Kabinede (Charîes Berger)) konseri PEYAMl Keman muallimleri sınıfından biiyük san'atkârlar arasına geç mek için M. Berger'in evvelki gün yaptığı büyük hamle, «Union Française» sahnesinde. muvaf fakiyetle bitti: Artık onun adını acemilere solkej öğreten iyi bir keman hocası gibi değil, sayıh «Virtuose» ler ve yay sahipleri arasında anacağız. Dehasını ve ilhamını fstanbul'da arıyan bu Macar san'atkârı, ilk büyük mu vaffakiyeti de burada buldu. Konser salonu, şehrin en güzide Türk ve ecnebi insanlarile dolu idi ve M. Berger'i nezaket hudutlarını çok aşan bir «amimiyetle alkışladılar. Program, birinci sınıf «Virtuose» lerin cesaret edebilecekleri ağır eserlerle dolu idi: «Betho ven» in meşhur bir sonadı ve Bfahms'm, Konsertosu. Programm ağırhk merkezini teşkil e den bu iki eser, san'atkâr tara fından, büyük muvaffakiyetle ça~ hndı. «Chaconne» isnaindeki ilk parçayı icra ederken. belki de senelerdenberi birinci defa sah nede görünmekten gelen heycanla gösterdiği asabî tehalükten, hatta yarım bir iki yanlış basış tan bu eserlerde tamamile kur tuldu: Çok çahştıeı belli idi. E serlerin mücerret manaların dan ziyade teknik icralarına e hemmiyet veren ekser «Virtuose» !er gibi, M. Berger de. tam kema lini ve muvazenesini bulmuş bir' ainir kuvvetile çalıyordu. Git tikçe ufak notlar arasındaki dinamik farklarm selâseti artmağa başlamıştı. «Brahms» m konsertosunu oldukça şahsî bir «interpretation» la çaldı. Kendine mahsus bir e • SAFA dası ve üslubu vardı. öyle zannediyorum ki vatandaşının eserini çalarken öteki Avrupa keman cılarından büvük bir üslup far küe ayrıhyordu. Programın son kısmında, «Brahms» in küçücük ve tath ninnisini de bütün Macarhğile çaldı. Salon baygmhklar gecir mişti. Ne kadar alkısladîlar. Be! ki yalnız o eserde, M. Berger, teknik hünerini göstermekten ziyade ruhun daha derin ve samimî tabakalanna nüfuz eden ince bir hassasiyet göstermisti. Hassasiyet, aeabiyet değil. Zira itiraf etmek lâzımdır ki, san'atkârın ekseriya çok asabi. fakat şünhesiz • müvazeneli yayı, «spasmodînue» parçalarda büyük bir muvaffa kiyet göstermekle beraber, bazı mel<>^'lerde oldukça sath» kalı • yordu. M. Berger'in muvaffakiyet derecesini anlamak icin, kendisinin sık sık konserler vermese a hşmamış olduğunu da biraz dü şünmek lâzımdır. Sahnede övle mel'un ve gizli bir kuvvet var dır ki oraya alırmamıs bir kemancının bileğini tutar, yayını ağır laştırır, parmaklan arasında karınca gibi dolasır ve odasında yalnız başına çalan san'atkârla. halkın huzurunda görünen msan arasında uçurumlar açar. M. Berger, ilk zamanlarda geçirdiği vahim anlara rapmen, tecrübesiz konsertistlerin bu insafsız düs manı ile de muvaffakiyetle mü cadele etti. Kendisinden bu konserleri sık sık tekrarlamasını ri ca ederken, o gizli düşmana karşı kinimizi de ifade etmis oîuyoruz. PEYAMİ SAFA İHEM IMALINA MIHINA Lüzumsuz bir mektep! 1 tabanca iie öldürmüşler! Bulunan ceset yakıldı, katillerin üç gün içinde yakalanması bekleniyor Askeî darbe Jeneral Gröner niein istifa etmiş? Herriot Berlin 14 (A.A.) Dahiliye ve Müdafaai Milliye Nazırı Jeneral Gröner'in müdafaai milliyeden istifasında müdafaai milliyedeki jene • Londra 14 (A.A.) Ewening News Ceset yakıldı rallar mühhn bir rol oynamışlardır. gazetesi, yeni Jersey polis zabiti mülâNew Jersey 14 (A.A.) Lind Jeneral Gröner'in ayni zamanda zım Walter Goughlin'in telefonla ken berg'in çocuğunun nası yakümifttr. Dahiliye Nazırı bulunması kendisini disine vaki olan atideki beyanatını nesCeset yakıldığı esnada yalnız Lindsiyaset sahasında çok ileri götürmüş retmektedir: berg Qe Ncw Jersey polis müdürü ve dive müdafaadaki jenerallar bu vazi ğer bir zabit hazır bulunmustur. « Tahkikat neticesinde, çocuğun yetin ordu için muvafık bulmadıkla Çocuğun kiilleri, yarın ebeveynine biiyük çapta bir tabanca ile öldürüldürını kendisine ifham etmislerdir. ğü tezahür etmiştir. Çocuğun cesedi oto teslim edilecektir. Gröner'in Dahiliye Nezaretinde kalM. Hoover, Madam Lindberg'e bir mobille yolun kenanndan 60 metre kamaıı da gösteriyor ki Alman hüku • taziyetname göndermiş ve zabıtanın sedar ileride olan çukura nakledilmiştir. metinin dahilî siyasetinde hiç bir teKatiller cesedi gömmeğe tesebbüs et fil katilleri mahkemeye sevketmedikçe beddül olmıyacak ve milliyetperver rahat etmiyeceğini ve mahkemenin bu misler, fakat görünüse göre nagehanî sosyalist kıtaatının ref'i hakkındaki sefillcr hakkında adaletin hükmünü şid karar ipka olunacaktır. olarak bu fikirlerinden sarfı nazar ey lemislerdir. Zabıta kuvvetleri bu şayani detle tatbik ve icra edeceğini beyan et • Kütahya Ticaret Odası nefret cinayetin faillerini keşif için icap miştir. Naşın bulunmu* olduğu mahallin eteden her türlii gayreti sarfetmekten Kütahya 14 (A.A.) Mmtaka rafında ufak bir duvar vücude getiril geri durmamışlardır.» ticaret ve sanayi odası kongresi topmiştir. Orada bulunması muhtemel iz • Bir iz iizerinde bulunulduğu zan lanarak müzakeratına baslamıştır. nediiiyor. 3 gün içinde katillerin tevkif leri muhafaza için askerler nöbet bek • Kongre kontejan tarifeleri ve dilemektedirler. edileceği ahmin olunuyor. ğer bazı mes'eleler hakkında temenni Yapılan tahkikat mahiyetinde kararlar ittihaz etmis Lindberg, çocuğunun cesedi Nevyork 14 (A.A.) M. Hoover, ve Berlin Büyük Elçimiz Kemalettin karfitmda Federal polise katillerin tevkifi için bü Sami Paşanın geçirdiği müessif kaNew Jersey 14 (A.A.) Şaskın ve tiin kuvvetile faaliyete geçmestni ve azadan dolayı teessüratını izhar ey dalgın ve fakat sakin bir halde bulunan dalet hakkile yerine getirilmedikçe me lemiştir. Lindberg, buraya gelmiştir. Mumaileyh saitinden fariğ olmamasını emretmiştir. Kongre teessürlerinin Hariciye Ubutun kapağı kat'i surette kapanmaNevyork 14 (A.A.) Lindberg'in Vekâleti vasıtasile müşarünileyhe dan evvel çocuğunun nasını görmek arçocuğunun cesedi bulunduğu zaman ço iblâğını karariastırmıstır. zusunu izhar etmiştir. cuğu kaçıranlarla münasebatta bulun Kefen küçük kadavranın bir kısmını makta olan milyoner Curtis bunlarm iörtmüstü. Fakat, Lindberg, bunu kalBursa, (Hususî) Umum gazesimlerini ve eşkâllerini zabıtaya bil • dırtmıs re odada valnız kalarak çocutelerin Bursa bayii kitapçı Ali Haydirmistir. ğunun parça oarça olmuş vücudü karşıdar Beyin hükumet meydanındaki saCinayete sahne olan Bunterton Konttıs mağazasına bu gece hırsız girmiş srnda bir iki dakika istiğrak içinde durluğu Müddeiumumisi isimlerini ele geve çekmecesinde bulabildiği (20) limustur. çirdiği bu adamların derhal zan altma rasını alarak savuşmuştur. Hırsız; Bir miiddet sonra cenaze otomobili alınmasını biiyük Jury heyetinden is dükkânın ikinci katınd'aki caddeye Linden'de kâin ölüleri yakmağa mahsus temesi için Vali M. Moore'un bu hu nazır camlardan birini kırarak içeri oUn mahalle doğru hareket etmiştir. susta muvafakatini talep edecektiı. girmistir. Daha neler çalındığı belli '""""»"PimmılımillHIIIHIIHIffllllHllllllllllHüraiüilllıilımıımııiT'M değildir. Müddeiumumilik ve zabıta tahkikatla meşguldür. Darülbedayi'de bir Tiyatro Mektebi vardır. Fakat ben bunun lüzumsuz olduğuna kailim, Çünkü son xamanlarda, her lisemiz, maşallah, bir tiyatro mektebi oldu. O kadar çok temsil veriyorlar ve bazen o kadar iyi muvaffak oluyorlar ki artık Tiyatro Mektebine iş ve lüzum kalmıyor. Yalnız bir seyi merak ediyorum: Acaba çocuklar, rol ezberlemeden ders ezberlemeğe vakit bulabiliyorlar mı? Kırtasiyecilikİe mücadele Gazetelerden birinde okudum. InhUar idareleri birleştikten sonra bu idarelere bir ecnebi mütehassıs getiril ecek imis ve bu mütehaısıs ta inhisar idarelerinde işlerin kırtasiye ciliğe boğulmıyarak sür'atle görül mesini temin edecek imi»! O halde, bu mütehassısın yalnız inhisarlara tahsisinde mana ne? Kırtasiyecilik yalnız inhisar idarelerinin müptela olduğu bir hastalık mıdır? İnhisar • ların hepsine birden bir tek kırtasi yecilikle mücadele mütehsssıs! ge tirilirse diğer devairin her şubesine birer tane getirmek lâzım gelir. Çünkü bizde daireler eskidikce kırtasi yecliı?i artar; inhisarlar ise daha yenidir. Bursa'da bir hırsızlık Gazeteler. Galatasaray. Fener'i kendi sahasmda mağlup etti, dive yazıyorlar. Dün Fene^'in kaptanı Zeki Beyc sordum: Buna ne dersiniz? Ne diyeceğim. Sahamız kendi evimiz demektir: Galatasaray'lılvr da miîafirimiz. Evimize davet etti ğimiz misafirleri mağlup etmek nezaketsizliğini mi gösterecektik ? Maclubiyetin sebebi! Yeni Rusya fBaşmakaleden mabaıt] Meshur beş senelik plân komUeri Gebuşef Yoldaş deruhde ettiği ışin büyükJüğü nisbetinde büyük bir azim ve irade sahibi bir zattır. Kıymetli muavinlerinin başırtda rrıetoda ırca edilen büyük islerîn sadeliğe yp ko laylığa inkılâp ettiğini isBat *de ede hiç şaşmadan yüruyen, yaptığı isten emin ve onun müsbet neticelerine itimatkâr bir şahsiyet. Diğer komiserlerin ve büyük mü esseseier müdürlerinin hepsi sadeiik içinde en ufak şüpheden azade bir ciddivet hissini telkin eden kimse lerdir. ve bütün bu muhabbetli ve imaniı faaayet manzumesinin ba şında da Stalin Yoldaş bulunur, ve bugünkü Rusya'nın cümle tarafınânn muta ve muhterem bir şef olavak kabul olunan en yüksek ve en ileri sahsiyeti bu zattır. Hakikaten en yüksek ve hakikaten en ileri. Lenin'in halefi veya mükemmeli «ayîiacak kadar yüksek ve ileri. Nitekim ken disi hakikaten Lenin'in halefi ve mükemmeli sayılıyor da. Stalin Yoldas'ın en ziyade hayret ve takdir ile gdrdüğü ıslerden biri milliyetçi Gazi Mustafa Kemal Türkiye'slnin teminine myvaffak olduğu maddî ve marsevî zaferlerdir. Rus ya'nm en salâhiyettar insanı miMİ'ette çi Türkiye'y» H böyle görüyor, ve böyle takdir ediyor. tki memleket arasındaki büyük dostluğun m»ncvı kıymetini ölçmek için işte en hakfkî miyar. Bu kadar takdir ettiği yeni Türkiye'nin en salâhiyettar müme» sillerinden biri olan tsmet Pasayı z'örmekle Stalin Yoldas'ın hassaten mütehassis ve pek ziyade memnun ol muş bulunduğunu söylemeğe hacet bile yoktur.. Bu makalede Yeni Rusya ximamdarlarından bazılarmın portrelcrini çizmekle İsmet Pasanm Rusya'ya seyahatindeki ehemmiyeti belki biraz daha iyi tebarüz ettirmis olacağjmızı zannediyoruz. YUNUS NADI medi. Benim duyabüeceğim keder • den bahsettiniz. Ben uğradığım muameleden kalben cerihadar değilim. Hayır, şayet ikimizden birimiz müc • rim isek bu siz değilsiniz, her halde yalnız siz değilsiniz. Son mükâleme mizi hatırlar mısınız? O size, sizin hiç mücrim olmadığınızı ispat eder. Litvinof dişlerinin arasından: Sizin mürüvvetinizden hiç bir vakit füphe etmedim. Niyetımi tasvip edip etmediğinizi öğrenmek isterdim. Hareket niyetinizi mi? Evet. ilk önce bu niyetizi vakitsır buldum. Sonra da söyladiği niz ciheti düşündüm. Şayet ha kikaten aldanmıyorsanız, o takdird* uzaklaşmanız münasip olur. Bu daha iyi olur, her iki taraf için! tren'in seıi gittlkçe düştiyor, ve söyleyişi yavaşlıyordu. Mabadl ver Ne yapacak? TI Bütün Fransa şimdi bunu bekliyor Paris 14 (A.A.) Hali hazırda Fransız efkâri siyasiyesini tahrik eden mes'ele, radikalsosyalistlerin ittihaz edecekleri tavır ve vaziyettir. RadikalSosyalistler kendi sağ larında ahzı mevki etmiş olan anasır ile bir temerküz mü yapacaklar, yoksa Fransız Müttehit sosyalistlerüe bir kartel mi vücude getirecekler? Hali hazırdaki Fransız meclisi. bazı görüşlere nazaran, Fransız cumhuriyeti tarihinde en fazla (sol) a mütemayil bir meclistir. Her halde, radikalsosyalistler bugün vaziyetin hâkimidirler. Rus ve Çin Münasebatı Sadullah Bey M "»» Çin ecnebi bir devjet tesirinde mi? Moskova 14 (A.A.) Sovyet'lerle Çin'Iiler arasmda münasebatın mevcut olmaması esbabı hakkında Nankin Hariciye Nazırının beyanatını mevzuu bahseden İzveatiya ga zetesi Çin heyeti murahhasasının bizzat Nankin tarafından verilen emir üzerine çekildiğini yazmaktadır. Sovyet'Ierin Mançuri hükumetine tekarrüp ettikleri iddiasına gelice Sov yet'Ier hakkında bu kadar hassasiyet gösteren Çin'in Mançuri hükumetini ihdas eden Japonya ile kat'ı münasebat etmesi lâzım geldiğini beyan etmektedir. Mezkur gazete Çin'in bü yük bir ecnebi devletinin tazyikı altmda Sovyet'lerle münasebatta bu lunmadığını ehemmiyetle kaydediyor. Ankara 14 Seyrisefain Umum Müdürü Sadullah Bey bugün Istan bul'a dti Bursa, (Hususî) Bursa Bele diyesinin "32 bütçesi (351,500) lira olarak tesbit ve kabul olunmuştur. Meclisin bu içtimaında azadan Ferit Remzi Beye bir sene mezuniyet verilmis; müddeti biten daimî encümen azası avukat Rahmi Bey yeniden azalığa seçilmiştir. Grand Fork 14 (A.A.) Doukhobers ve yahut «Hürriyet evlâtları namile tesmîye edilen tarikate mensup 157 erkekle 13 kadın Grand Fork şehrinin başlıca caddesinden çıplak olarak geçmişlerdir. Bunlar, tevkif olunmuşlar ve ayni tarikate mensup 250 kişinin daha mevkuf bulunmakta oHuklan Nelson hapisanesine atılmışlardır. Bunlar dan bir çokları açlık grevi yapmağa başlamışlardır. Bursa Beiediye bütçesi Gayrimübadil bonoları İçin yeni kararlar Ankara 13 Maliye Vekâleti gayrimübadil bonolaraun kıymetlendirilmesi için yeni bazı tedbirler almaktadır. Bu meyanda satılığa çıkarılacak emlâkin ayni zamanda mütesddit yerlerde satısa arzedilmesi de muvafık görülmüstür. Yakında muhtelif yerlerde ayni günde emlâk müzavedesine baslanacaktır. Müzavede müddeti 20 gün olarak tesbit edihr.istir. îngiltere Kralı ve Ba.şvekil M. Makdonald Londra 14 (A.A.) Krahn, dün akşam Başvekilin yanına gitmezden evvel, kendisini tedavi eden doktorlarla görüçtüğü ve cerrahî ameli yeden sonra istirahat etmesi icap ettiğine dair oîan tıbbî vesayava rağ men Başvekilin bir an evvel yata ğından kalkıp tekrar islerine bas lamak hususunda gösterdiği sabır • sızlığa ıttıla kesbetmis olduğu an • laşılmıştır. Bu vaziyetten malumattar olan Kral, doktorların vesayasına ittiba etmenin behemehal lüzumlu bulunduğu hakkında Basveküi ikna etmek vazifesini uhdesine almıştır. Hükümdarın kendisine karsı ibraz ettiği alâkadan derin bir tarzda mütehaMİs olan Başvekil, göz hekimlerinin aruzlarına ittiba edeceğine dair müsarünileyhe «öz vermistir. Çıplaklarm nümayişi Bir köpek 17 kişiyi yaraladı Trabzon 13 Kuduz olduğu zannedilen bir köpek tarafından ısırılmış 3 erkek, 10 kadın ve 4 çocuk tedavi edilmek üzere tstanbul'a gönderildiler. Yeni Edirne valisi Mresin'in ithalât ve ihracatı Mersin limanına 1930 senesinde memaliki ecnebiyeden 53,758 624 kilo ağırhğmda ve 8,892,833 lira kıymetinde muhtelif eşya ithal edîlmiş tir. Bu ithalât 1931 senesinde kilo îtibarile 36,569,498 e ve kıymet iti barile de 6,697,649 liraya tenezzül etmiştir. Muhtelif memleketler meya nında yüzde itibarile en çok ithalâtta bulunan memleketler sırasile Almanya, Japonya, İtalya, Fransa ve İn giltere'dir. En az ithalât yapan ts ' vicre, Yemen ve Irak'tır. Mersin limanından muhtelif me maliki ecnebiyeye 1930 senesinde 59,234,019 kilo ağırhğmda 13,373,665 lira kıymetinde esya ihraç edilmiştir. 1931 senesinde ihracat kilo itibarile 66,901,487 ye kıymet itibarile de 8.220,093 liraya yükselmiştir. Şu hesaba göre 1931 ihracatımız bir sene evvelkine nazaran kilo itibarile 7 buçuk milyonu geçmiş, kıymet itibarile de 5.153,572 lira tenezzül etmiştir. devam etmez ve hakkımda bu ka dar ağır olarak tecelli etmezdi. Kusur, diyorum, bu bir telâkki mes'elesi, evet onu o kadar siddetle duy • mamış ve tamire kalkmamış olsay dınız, şimdi içinde bulunduğum fe Iâketten azade kalacaktım... Fakat maziye rücudan ne çıkar? Ben size yalnız vaziyetimi izah etmek istedim. Bu kâfi derecede elimdir. Binnetice bundan sonra hiç olmazsa anlaşamamazhklar olmaz. İtirafımdaki ihlâs sizin duyabile ceğiniz kederi azaltır... Litvinof gözlerini kaldırmakstzın söylüyordu; zaten baksaydı da, onun simasında gelip geçen tagayyürlerî secemezdi; o yüzünü iki elile ımsıkı kapamakta devam ediyordu. ^jıkat ezkaza orada gelip geçenleri görseydi havret edecekti. Hasyet, se vinç, garip bir sükun ve daha garip bir korku... dan mürekkep bir ha lita karşısında kalacaktı. İnen göz kapaklarının altında gözleri sakla Edirne 14 (A.A.) Yeni Edirne Vsîisi ö z Demir Sa'im Bey bu sabah gelmiş ve merasimle karsılanarak vazifesine başlamıstır. Sinop yerli mallar sergisi Sinop 14 (A.A.) Şehrimiz Millî tktisat ve Tasarruf Cemiyeti tarafuı dan tertip olunan yerli mallar sergisi dün C. H. Fırkası salonunda Vali B. tarafından açılnuştır. Serginin küşadı münasebetile teza hürat yapılmıstır. Halk sergiye biiyük bir alâka göstermekte ve yerli mamulâtını tehalükle benimsemektedir. izmir'de zelzele tzmir 14 (A.A.) Bu sabah »aat 5,40 ta bir zelzele olmuştur. Hasarat yoktur. Küçük itilâf Nazırları topîandı Mucize kabilinden Vurtulan bir tayyareoi Yeni Âmerika Sefiri Ankara 14 (Telefonla) Yeni Amerika sefiri Mr. Şeril bugünkü trenle buraya geldi. Maarif müsteşarı Ankara'da Trabzon'da ucuziuk Ankara 14 (Telefonla) Maarif Müsteşarı bugünkü trenle Ankara'ya döndü. Trabzon 13 Yağ 110 kuruşa indi. Fmdık içi 62, mısır 4,5 kuruş, yumurtanın çifti yüz paradır. CUMHURİYET'in Belgrat 14 (A.A.) Küçük itilâf Hariciye NazırlariRT tiünkü içtimalarına ait aşagıdaki tebliğ .«redilmiştir: Küçük itilâf Hariciye Nazırları M. Marinkoviç'in rivasetinde sabahleyin ve öğleden sonra iki içtima aktederek umuroî siyasî vazivet ve bu vaziyetin ihJaoonya ve Şanghay tiva eitiğ' mü^külât hakkında teatii efTokio 14 (A.A.) Japonya'lılann kâr etmislerdir. Yuvarlak masa konferansında Şanghay Nazırlar terki teslihat konferansına şehrinin askerlikten tecrit edilmiş bey • mev2u mes'eleleri, gerek sivasî ve gerek nelmilel bir şehir haline ifrağ edilmesi fennî noktai nazardan tetkike baslamışteklifinde bulunmuş oldukları Nichi lar ve bu hususta evvelce ittihaz edil Nichi gazetesinde okunmaktadır. Ma mis olan hattı hareketi teyit ve mezkur amafih, Hariciye Nezaretinin tebliği bu mes'elelerin inkisaflarına uygun olarak haberi ne teyit ve ne de tekzip etme takip edilecek usulü tesbit eylemisier mektedir. dir. Litvinof yüzünü büsbütün dön • ' dürerek... Evet.. Evet.. Evet!.. Dedi. Salonda bir sükut hüküm sür meğe basladı. Bir kelebek kanatla • rını vuruyor, perdelerle pencere a rasında çırpınıyordu. İlk Litvinof basladı: Bakınız, uğradığım felâket nedir? Ben onu evvelden görüp, zuhuru imkân ve ihtimaline meydan vermemeliydim. Fakat bunu yapa bilmem için, tıpkı vaktile Mos • kova'da uğradığım hale uğramamak, kendimi aram ve irademi yıka^ak sürüyen sele kapılmamam lâzmdı. Fakat gene hep sizin elinizle bir çok ıztırap çekmem mukaddermiş; ar tık tekerrür edemez zannettiğim neviden ıztıraplar... karsı koydum, karşı koymağa çalıştım, fakat basa gelecekleri durdurmak kabîl değil.. Bunları size söylemekten maksadım bu ayni zamanda hem facia, hem muzhike olan bu oyuna bir nihayet vermekten ibarettir... Dedi. Son cümieyi büyük tee»»ürler ve bir nevi hicap içinde söyledi. Durdu, kelebek pencere nin camına vurmakta devam edi yordu. İren ellerini yüzünden çekmemişti. Sadece: Acaba aldanmıyor musunuz? Dedi. Bu cümle o kadar beyaz ellerinin arkasmdan geldi ki, o ellerde bir damla kan olmadığına yemin edilebilirdi... Litvinof boğuk bir sesle devam etti: Aldanmıyorum. Sizi, dünyada hiç kirnseyi sevmediğim bir surette seviyorum. Size bir sitemde bulunamara. Bu fazla abes bir şey olurdu. Hakkımda vaktile başka türlü hareket etmis olsaydınız, bunlarm hiç biri olmıyacaktı. diye isi tekrarlamakta mana ve fayda yok... Elbette müttehim yalnız benim. Zan ve "ıük mümde aldandım ve bu beni bitirdi! Haklı olarak cezamı gördüm. Ha • tanızı hissettiğiniz derecede fazla teessür duymamıs olsaydınız, tehlike Nevyork 14 (A.A.) Tayyareci Reichers'in burnu kırılmiftır. Yüzü yara ve bere içindedir. Mumaileyh, tayyaresinin kanat ve iskelea'nin hasara uğraması dolayısile denize inmeğe mecbur ol muştur. Kendisini alan geminin deniz üzerinde sallanmakta olan tayyareyi görmesi mucize kabilinden bir şeydir. Bursa'nın öçüncü tayyaresi Bursa, (Hususî) Bursa; üçüncü bir tayyare daha almıs ve bu tayya renin at konma merasimi yapılmak üzere buraya tebligatta bulunulmuş tur. Ayni zamanda Tayyare Cemiyeti merkezi umumisi Bursa halkına sükranlarmın iblâğını tayyare subemizden rica etmiştir. nıyor uzun ve sarsan bir teneffüs yarıaçık olan dudaklarını donduruyordu.^. Litvinof sustu; bir cevap, biv ses bekliyordu... Hiç bir sey gelmedü... Artık çıkıp gitmek, uzaklaş mak kalmiftır. Size vedaa geldim. Dedi. iren ellerini yavasça dizlerinin üstüne bıraktı... Fakat hatırımda kalan bana bahsettiğiniz... hanım buraya gele cektir; siz onu bekliyordunuz? , Evet. Fakat yazacağım. Yolda bir yerde kalır, mcselâ Haydelberg'de. Ha, Haydelberg'de, ala. Fakat bu sizin mukarrer plânlarınızı bozar, siz şimdi mübalâğa etmediğinize ve halinizin yanlış bir telâş ve endişeden ibaret bulunmadığma emin misiniz? tren sükun ile ve âdcta soğuk kanlılıkla, hafîf vakfalarla, pencereye bakarak söylüyordu. Litvinof son suale eevap ver ÜÜMAN 44 Müt€icımı Muharrirı Haydar Rifat /. Turgenıyeî Litvinof deva/n etmek istedi, kabil olmadı, ellerini o kadar sıkıyordu ki parmaklan çıtladı. Iren'e ileri doğru eğildi. Litvinof içinde hapsedilmiş bir inleme ile: Ah, *i*i seviyorum!. Dedi, bu söz göğüsten zorla koparılmış, meydana atılmıs gibiydt. Yüzünü örtmek istiyormuş gibi dön müştü. Kadın: Nasıl, siz... Bu sefer kadın devam edeTiedi ve koltuğun yanına dayanarak iki elini basına götürdü. İren: Siz beni seviyor musunuz? Dedi...